Bugün Saraçhane'deki Büyük Aile Buluşması'nda birbirinden coşkulu konuşmalar yapıldı. Konuşmalar oldukça heyecanlıydı ve alanında uzman (!) hocalarımız tarafından yapıldı. Hayretler içerisinde izledim. Bir konuşmada şu sözler dikkatimi çekti:
“İlk meydanlara çıktığınız, el uzattığınız, hayatlarını değiştirme umudu verdiğiniz gençler var ya, onlardan yüzlercesi vazgeçtiler! Size dua ediyorlar sabah akşam. Bunun müjdesini veriyorum. Selam getirdim size!”
Bense, o yüzlerce gençten biri olarak, kendisine bir ekleme yapmak istiyorum. O selam getirdiğini söylediği ve sabah akşam dua ettiğimizi iddia ettiği gençlerden biri olarak...
Size selam falan göndermiyoruz! Gece gündüz dua değil, bilakis beddua ediyoruz! Neden mi? Çünkü yıllardır bizlere sadece "Lut kavmi, sapıklar, lanetliler" demekten başka hiçbir şey yapmadınız. Hiçbir çözüm üretme çabasına girmediniz, aksine, bu duruma kayıtsız kaldınız. Bunca yıldır acılarımızı siyasetinize alet ettiniz, etmeye de devam ediyorsunuz. Yıllardır dışladığınız, hor gördüğünüz bu ülkenin evlatlarına gerçekten yardım eli uzatan, çözüm üretebilen belki de tek kişiyi (Psk. Hüseyin Kaçın) yalnız bıraktınız. Desteklemediniz, görmezden geldiniz. Bu yüzden samimiyetsizsiniz. Dürüst değilsiniz, hiçbir zaman da malesef olmadınız.
Şimdi buradan, sadece yürüyüşlerle ve içi boş konuşmalarla aileyi kurtardığını sanan, aslında sadece kendini tatmin edenlere sesleniyorum. Davulun sesi uzaktan hoş gelir, bunu bilirsiniz. Ama o korkuyla bile yüzleşemediğiniz yangın, çok yakında sizin de evlerinize, çocuklarınıza, sevdiklerinize sıçrayacak. "Biz çok dindarız, bize bir şey olmaz" demeyin. Bu meselede dindar ya da dinsiz olmak bir fark yaratmıyor. O an geldiğinde, gerçek bir imtihanın ne demek olduğunu göreceksiniz. Peki, o zaman kendi çocuklarınızı ve sevdiklerinizi nasıl kurtaracaksınız? Yine yürüyüşlerle, ayrımcı mitinglerle mi? Yoksa kapı kapı dolaşıp din adamlarından, psikologlardan, psikiyatrlardan medet mi umacaksınız? Çareyi onlardan mı dileneceksiniz? Yangını söndürmek için boş vaatlerden başka ne bulacaksınız? Kim size gerçekten yardım edecek, kim çözüm sunacak?
Şimdiden söyleyeyim, boşuna kapı kapı dolaşmayın. Ben o yolları defalarca denedim ve sonunda sadece yorgunluğumla kaldım. Bulduğum kapıyı da bu kadar bilinçsiz olarak, sessiz kalarak siz kapattınız. İlahi adaletin tecelli edeceğine inanıyorum. Ektiğinizi elbet bir gün biçeceksiniz. Sizlere tavsiyem yol yakınken aklınızı başınıza alın. Artık süslü, heyecanlı, içi boş sözlerle meseleleri çözmeye çalışmaktan vazgeçin. LGBT hareketi her geçen gün daha da güçleniyor ve bunun başlıca sebebi sizlersiniz. Bu meseleyi kendi bilimsel altyapınız ve kavramlarınızla ele alın. ''LGBT değil, Eşcinsellik'', psikolojik ve sosyolojik temelleri olan bir durumdur. Bu konuda uzmanlık din adamlarına değil, yıllarını bu alanda çalışmaya vermiş psikolog ve psikiyatrlara aittir. Ülkede bu alandaki en yetkin isimlerden biri olan Psikolog Hüseyin Kaçın’a gereken desteği ve önemi artık verin. Aksi takdirde, bir gün siz de bizim gibi çaresiz kalabilir ve yardım isteyecek kimseyi bulamayabilirsiniz...