Gönderen Konu: KIZ GİBİ YETİŞTİRİLEN ERKEK ÇOCUKLARI ve AKRAN ZORBALIĞI: EŞCİNSELLİK KAYGISI  (Okunma sayısı 150 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4693
    • Profili Görüntüle
Merhaba, hem kendime hem başkalarına bir nebze olsun faydam olur ümidiyle yazıyorum.Küçük bir şehrin küçük bir mıntıkasında dünyaya geldim, konuyla ilgili kötü hatıraları bana hatırlatsa da memleketimi hala çok seviyorum. Rençberlikle geçimini sağlayan hoşgörülü ama namusunu muhafaza eden edepli ve saygın aynı zamanda geleneksel  dindarlar arasında Hoca yetiştiren ve bu alanda muteber olan bir sülalenin selim fıtratlı bir ailesinde dünyaya geldim. Çocukluğumda babam anne babasının hastalığı nedeniyle onlarla meşgulken tek kardeşim ağabeyim de dedemlerle kalırken ben annemle çokça vakit geçiren onunla uyuyan onunla çalışan onunla sıkıntılara katlanan herşeye rağmen terketmediği namazını kılıp oturunca kucağına oturan ve onu taklit eden bir süreçle başladım. İlerleyen dönemlerde mahallede erkek arkadaşım olsa da ben içlerinde hem de akraba arasında yumuşak huylu zeki çalışkan utangaç bir çocuktum. Onların tabiriyle kız olacakken erkek olmuştum, hatta şimdilerde çok üzülmesem de zamanında beni rencide eden bir kız ismi bile akrabalarım tarafından kullanılıyordu. Aslında evet kız kuzenlerimle bebek oynayan bir tane bile arabası olmayan kendi oyuncağını kendi yapan bir çocuktum.Halbuki ağabeyim evin ilk çocuğu olunca mı bilmem bir çuval dolusu oyuncağı ve bisikleti vardı. Benim ise belki kuzenlerimin verdiği bacağı kopmuş ve tamir edip oynayabileceğim bir bebek, pedalları bile dönmediği için ittirmek zorunda kaldığım kimden kaldığını bilmediğim bir eski bisikletim vardı. Ama bunlarda beni arkadaşlarımın dalga geçmesine karşı korumadı.Zamanla erkek çocukların zorbalığı ve kızların naif oyunlarına daha da aşina olmuş kabul de edelmişim sanki. Buna rağmen sesimin inceliği davranışlarım dikkat çekse de oyundan vazgeçmeyen kendisini de kız olurak asla kabullenemeyen ben küçük yaşta sabah anksiyeteleri geçirdiğimi hatırlıyorum.  Serüvenim ilk okulda akran zorbalığına karşı dersleri iyi bilge bir kimlikte çocukken bile fikri sorulan bir kimse olmaya bütün sınıfın erkekleri harami kızları mağdur cariye rolünü oynarken benim de arkadaşlarım tarafından kızların babası adedilmem vb.   şekillerde tezahür etmişti. Zamanla kendimden güçlü çocukların sevdikleri bir kızı ben de sevmiştim ama onlar kız için kavga ederlerken ben açık bir şekilde bunu kimseye söyleyemiyordum ama kızlarla aram iyi olduğu için onunla rahat vakit geçirebilen tek kişi de bendim.Her ne kadar diğer arkadaşlarım  onun için kavga etse de bu mücadele de kendimi galip çıkacak zannederdim çünkü her ne kadar onlar benden farklı olsa da benim derslerim iyiydi ya kız da beni tercih edecekti elbet.İşte karşı cinse ilk beslediğim duygu böyle gelişmişti ama bir ara uzun boylu babasını görünce sanki onun gibi olmak istemiştim ileri de hemcinsime karşı hatırladığım sevgi olmasa da erotize etmemiş olsam da ilk his buydu galiba...Babamın ebeveyni vefat ettikten sonra alkole daha da yönelmesi maddi sıkıntılar aramızda hep bir soğukluğa sebep oluyordu, maddi ihtiyaçlarımızı karşılamakla beraber bu yönü benim gibi çocuk yaşta bilge gibi olan birine zor anlaşılmaz  ve kötü geliyor annemi de çok üzüyor zaman zaman babamı ona şikayet etmeme sebep oluyordu. Sanki alkol şişesi bütün ailenin düzenini kaçıran bağımızı koparan akrabalarımız ve arkadaşlar arasında rencide edilmemiz için yeni bir argümana dönüşmüştü...İşte etkilediğini düşündüğüm çocukluk dönemine ait bazı durumlar...Ama bu dönemde hemcinse karşı net bir şey yok biliyorum ki naif yapım kendimi bildim bileli var ama ben bir erkeğim ve erkeğe ilgi duyamam ve duymuyorum... Devamı bi dahaki sefere inşallah...