bu platforma girip yazı yazmayalı ne çok zaman geçti heyhat
ilk terapimden sonra eve gelişim gece 1di, ertesi sabah 8de kalkıp kayıtları dinleyip analiz etmeye başladım
4 saatlik ses kaydını, notlar alarak analiz etmem 4 gün sürdü, tek seansta o kadar çok şey konuşmuşuz ki zorlasan bir kitap yazılır
ilk defa yazımı bilgisayarda değil de kağıt ve kalemle yazdım
şimdiye kadar hep ailemle, yurtta, ev arkadaşıyla vs yaşadığım için hiç gönül rahatlığıyla, dokuna dokuna kağıda dökme şansım olmamış ve sanırım kalemle yazmak oldukça iyi geldi, şimdi de bilgisayara geçiriyorum
terapiye geçmeden önce, herhangi bir platformda da olduğu gibi, kendi sesimi dinlemek çok ürkütücü geliyor
konuştuğum kelimeleri yuvarlıyorum, sessiz ve kısık, bazen kelimeleri yutuyorum, hızlanıp bir kaç kelimeyi birbirine karıştırıyorum ve ne dediğimi kendim bile anlamakta güçlük çekiyorum
sürekli acaba diksiyon kursuna mı gitsem diye düşünüyorum
öte yandan ses tonum asla maskulen bir erkeğe ve İstanbul türkçesiyle konuşan bir adama ait değil gibi, genizden ve iç anadolu aksanıyla ve kırık gibi geliyor kendime ve kulak tırmalıyor sanki
geçen müşterilerimden biri 'siz Türk müsünüz' dedi, evet dedim, uzun süre yurtdışında mı kaldınız dedi, hayır nerden çıktı dedim, sanki türkçeyi sonradan öğrenmiş gibi konuşuyosunuz dedi
şaşırtıcıydı, sonra adam gidince, iş ortağıma, sence benim diksiyonum nasıl dedim, hayatımda gördüğüm en düzgün ve anlaşılır diksiyona sahip insansın dedi
ayrıca konuştukça insanın dinleyesi geliyo, çok huzurlu bi sesin var dedi, ne sonradan görme avrupai konuşma şımarıklığı ne de insanı rahatsız eden bi tarafı var dedi
nasıl olabilir böyle bişey, normal diyip geçiştirse bi nebze anlarım, beni bu kadar rahatsız eden sesim, nasıl bi başkası tarafından bu kadar övgü alabilir
iş arkadaşım da dobradır, kırılır dökülür diye lafını esirgemez, gerçekten böyle düşünmese söylemezdi
gelelim terapime, ilk terapim
terapi başladığından bitene kadar, daha önce sık sık yaşadığım ama son 1-2 senedir hiç yaşamadığım bi duyguya girdim
ben nerdeyim, kimim, burda ne işim var, noluyor, beynimde bi uğultu
işin enteresan tarafı, aynı şey bunları kağıda dökerken oldu ve hatta şu an bilgisayara geçirirken de olmakta
sanki beynimin ve bedenimin kontrolü başkasına ait ve kendimi dışardan izliyorum
aniden konuşmayı, yazı yazmayı, matematiği, unutabilirmişim gibi geliyor
terapiden sonraki ilk gece hem beynim çok yorgun hem de içim boşalmış gibiydi
tüm gece boyunca rüyamda, konuştuğumuz bütün insanları sırasıyla gördüm
kimisi olduğu gibiydi, kimisi farklı suretlerde
mesela vefat eden dedem, genç siyah saçlı haliyle ama biraz ürkütücü görünüyordu
özellikle dedemin olayı beni çok etkilemişti, yine geceyi aynı duygularla geçirdim ve bi ara sanki bina zıpladı gibi uyandım, sanki deprem oluyomuş gibiydi
dedemin olayı
dedem 1 yıl kadar önce, beyin kanamasına bağlı bir felç geçirdi
birdenbire başka bi surete büründü ve kendi kendine konuşuyordu, "geldiler, burdalar, beni yalnız bırakmayın" gibi cümleler kuruyodu
sonra üç harfliler musallat olmuş dediler hastalığına da üç harfliler çarpmış dediler ve ben bunları duyduğumdan beri, hala doğru düzgün uyuyamıyorum
zaten çocukluğumdan beri kronik uykusuzluk çekiyorum
bu durumu tamamen kötüleştirdi
her gece yarısı kötü bişey olacakmış gibi uyanıp, ne kadar yorgun olursam olayımtekrar uyuyamıyorum
sessizlik ve karanlık müptelası ben, birdenbire karanlıktan korkmaya, başucumda dualarla yatmaya falan başladım
uzunca bir süre rüyamda garip yaratıklar, karabasanlar
içtiğim uyku ilaçları, bitki çayları, hiçbir şey gram fayda etmedi
sonra dedeme hocalar büyü bozmalar vırt zırt
sonra dedem iyileşmeye başladı, konuşmaya ve yürümeye başladı ve ilk hastayken anlattığı herşeyi doğruladı
beni ittiler, arkamdan vurdular vs gibi hikayeler anlattı
dedem çok ters adamdır, yıllarca annanemi dövmüş, annemleri dövmüş, annem sürekli yaşadığı korkunç çocukluğundan bahseder
teyzemi 15 yaşında zorla evlendirmiş bıdı bıdı
bana ve diğer torunlarına karşı hiçbir zaman kötü bir dede olmadı, neyi var neyi yok hep verirdi sevgi doluydu ama bu yaşımda bile hala annaneme bağırır çağırır annemlere kızar
bu hastalıktan sonra birdenbire başka bi insana dönüştü
sanki o gitti yerine uysal başka bir adam geldi
bunu yıllardır bela olan mahluklardan kurtulmasına bağladılar
annaneme iyi davranmaya başladı, hepimiz dağıldık savrulduk gibi son derece dramatik ve vurucu laflar etmeye başladı
bendeki etkisi, hala yazarken içim ürperiyor
herşey iyiye gidiyor derken, tekrar merdivenlerden düştü ve yoğun bakıma aldılar
yoğun bakımda bilinci yerinde fakat konuşamıyordu
yanına gittiğimizde elimi sıkıp bırakmıyodu, ağlıyordu
travma üzerine travma
doktor iyiye gidiyor, normal odaya çıkartacağım derken, bi gece vefat haberi geldi
ve ben yer yer hala gece sıçrayarak uyanıyorum
bütün bu süreç gözümün önünden hiç gitmiyor
daha önce diğer dedemi babannemi de kaybettim ama bu dedim çok gençti ve arkadaş gibiydi
bana kızlarla takıl, sakın asosyal olup kenarlarda bırakma kendini, ortamlara gir çık derdi
benden enerjikti, neşeliydi, ilk defa bu kadar yakından ölümle yüzleştim
dede zaten yaşlı ve üst derece akraba gibi düşünülebilir ama belki de benimle bu kadar rahat konuşan tek erkek akrabamdı
bi keresinde annanem ve teyzemlerle otururken gelip "kadınlarla çok oturma, zehirlerler adamı" demişti
o kadar haklıymış ki
daha bunu atlatamadan üzerine dolandırılma olayım oldu
bu başlı başına ayrı yazıya dökülmesi gereken bir olay(1)
yıllardır yaşadıklarım, bünyem zaten sağlam değil
üzerine bu 2 önemli travmatik olay
yetmez gibi ülkenin içinde bulunduğu durum
tepemizden F16lar uçtu
ben karaköydeyken beşiktaşta bomba patladı
o patlama sesi hala kulağımda, yerin titremesi hala yüreğimde
bütün bunlar üstüste gele gele artık benim sorunum psikolojik olmaktan çıktı ve yürek çarpıntılarım, kendi kendime konuşmalarım, kafamı duvara sürtmelerim, sürekli kendimi darağacında hayal etmelerim başladı
şu dünyada insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biri, uykun olduğu halde uyuyamamak
terapiye gelmediğim tüm bu zaman boyunca, aslında kalbim ve ruhum hep bu koltukta oturuyordu, hayatımın her evresinde şu an yaşadıklarımı terapide olsam nasıl anlatırdım diye konuşurdum kendi kendime, sanki karşımda biri varmış ve beni rahatsız eden neyse onu aktarırmışım gibi ama asla gerçek bir konuşma değil, hep beynimden geçen sessiz çığlıklar
hayatta herşeyin doğru zamanı olduğuna inanan bir insanım ve her neyse benim doğru zamanım ancak şimdi gelebildi
bana "başarılı olmam da sana da borçluyum dedin"
belki de yaşadığım 10 yıllık hikayeme de ihtiyacın vardır
umuyorum ki zamanla doğru zamanın şimdi olması sebebini anlayacağım
öte yandan 18 yaşında kendini kurtarabilmiş birisinin hikayesini dinlemek biraz can acıtıcıydı
onun adına mutlu, benim adıma can acıtıcı
elbette, onun yerinde ben de olabilirdim dedim
ama H.K eski H.K değil, daha tecrübeli dediğinde, kendimi biraz kobay gibi hissettim
her insanda suçlayıcı bir sebep bulurum kendimle ilgili, kıymetimi bilmedi vs
ilk defa sana karşı oldu, yanlış zamanda mı denk geldim bu adama dedim
ve bu fikrimi bunu söylediğimde sanki "işine gelmiyosa gelme" diyecekmişsin gibi
bu her insanda böyle, hiçkimseye dürüst ve açık olamıyorum, sanki bana küsecek, beni sevmeyecek,en ufak bir meselede hayatından çıkarıp atacak
öte yandan ilk konuştuğumuz zamanlarda, iyileştirdim ve evlendi dediğin bi danışan, bana 5dk içinde sex teklif etmişti ve kendi kendime "demekki insanları iyileştirdiğini zannederek, duygularını bastırıyo" dediğimi hatırlıyorum
hatırladığımız, bilebildiğimiz ya da bilemediğimiz bir sürü neden
ama artık geçmişte kalmaktan sıkıldım bıktım ve yoruldum, önümü görmek istiyorum
terapiye ilk defa kararlı geldim
şimdiye dek neden gelemediğim vs üzerine konuştuk, belki de ben sizi değil, siz beni bulduğunuz için, ortada bir emeğim olmadığı için, devamını getiremedim
bütün şartları sağladım ve hemen yeni obsesyonum başladı
yeni iş kurdum, ya haftasonu şantiye olursa, vaktim olmazsa, ya devamını getiremezsem, 6 aylık terapi parasını kenara ayırdım, ya devamını denkleştiremezsem, sanki bu sürede elim armut toplayacak, ya ya ya. . . bitmez
aktiflik pasiflik olayında
ilk eşcinsel fantezilerim aslında eşcinsellik diye bişey olduğunu bile bilmezken
birlikte banyo yapma, masaj, okşama, sarılma, iğne yapma gibi başlamıştı
çocukken sürekli arkadaşlarımın poposunu açıp iğne yapmaya çalışırdım , sivri olmayan normal oyuncaklarla
daha sonra hatırladığım ilk anılarım arasında
televizyonda bir filmde, bir kadın bir adama masaj yapıyordu
adam sadece iç çamaşırıyla uzanmış
kadın onun göğsünü bacaklarını okşuyor adamla göz göze bakıyor
Okan bayülgenin programındaydı, bir sahne inceliyorlar, aslında dalga geçiyorlar ama ben çok etkilenmiştim bu durumdan
sabaha kadar o adama masaj yapan ben olsaydım keşke diye düşünmüştüm
adam da kadir inanır dı galiba, genç hali, maço, bıyıklı. gür sesli, türk tipi vücut, babamın ikizi sanki
sonra yine zaga programında, tarkanın havuzbaşında bi erkekle çırılçıplak sarılarak yakalandığı görüntüleri yayınlamıştı
ondan da çok etkilenmiştim
sürekli yattığımda tarkana masaj yaptığımı hayal ediyodum
daha sonra komşunun oğlu vardı, benden büyük
onla birlikte küvete girdiğimizin hayalini kurduğumu hatırlıyorum
ergenliğe ilk girdiğim zamnalarda kadınlara ilgi duyduğumu hatırlıyorum, kalbimle değil ama aklımla hatırlayabiliyorum
sabaha karşı kalkıp cine5 te erotik filmler izlerdim
bi tanesinde kadının erkek arkadaşı, hırsız kılığına girip, camdan girip kızla ilişkiye giriyodu, en net hatırladığım heteroseksüel erotik film bu
ne zaman ilgimin erkeklere kaydığını hatırlamıyorum
ama hatırladığım en can alıcı olay
uyduda böyle erotik filmler izlerken bir gün iki kişi sevişirken, kamera ayaktan başlayıp yavaş yavaş yukarı doğru çıkıyordu
iç çamaşırları vardı, yarı karanlık, bacaklardaki detaylar vs ilgimi çekmemiş, akılma bile gelmediğinden olsa gerek
sonra yukarı çıktıkça bi baktım ikisi de erkek
ikisinin de erkek olduğunu anladığım o anı çok iyi hatırlıyorum
beynimden vuruldum
hemen televizyonu kapatıp, suçlu bi hisle odama gittim
böyle bişey nasıl olabilir dediğimi hatırlıyorum
bi zaman sonra, demek ki böyle bişey var diye coşkulandığımı
bütün bu olup bitenlerin arasında, 2 kişi şakalaşırken, gay misn oğlum demişti, ben gay in bile ne demek olduğunu bilmiyodum
sonra internete gay yazdım ve olanlar oldu
his olarak pasiftim sanırım, sanal alemde tanıştığım insalarla, beni şöyle becer, şöyle duvardan duvara çarp
ben 16-17 yaşındayım, karşımda genelde 25-35 yaşlarında insanlar
şehirler arası, hiç görüşmeden internet üzerinden sevgili oluyoruz, ertesi gün ayrılıyoruz, ben bunalımlara girip ağlıyorum falan
sonra biriyle tanıştım ve aynı şehirden denk geldik
görüşmeye karar verdik, lisenin bittiği yazdı 18 yaşındayım, görüşmeye karar verdiğimiz gün pazar
ailecek pazar kahvaltısı yapcaz ve ben sonra onun yanına gitcem
o kahvaltı sanki 15 yıl sürmüştü
o pazar kahvaltısını , sofrada neler olduğunu, hangi yiyeceğin nerde durduğunu, babamın üzerinde ne kıyafet olduğunu, masa örtüsünü, sandalyelerin rengini, dışardaki havayı, herşeyi hala cam berraklığında hatırlıyorum
1 lokma yiyemediğimi, ellerimin titrediğini
annemin babamın gözlerine bakmamak için çaba harcadığımı
sonra gittim buluştuk, evine gittik soyunduk falan, çok bişey olmadı, biraz öpüştük ve o boşaldı bişey yapmadan
ama ben evden çıkar çıkmaz, kusmaya başladım
eve gittiğimde sanki anlayacaklar diye duş almak için akşamı beklediğimi hatırlıyorum
gel zaman git zaman üniversiteye başlayıp özgürlüğü ele alınca ardı ardına insanlarla görüşmeye başladım
aktif oluyodum, bi süre sonra daha yakışıklı insanlara ulaşmak adına pasif de olmaya başladım
ama hiçbir zaman sadece pasif olmadım
sonra ap olarak kaldım
sevgilim oldu, 9-10 ay, birlikte mum ışığında yemekler, tatiller, konserler
her fırsatta birlikte olurduk, kafede yanyana bile otursak ereksiyon oluyodum
nerdeyse hergün seks yapıyoduk
sonra onla bitti, dağıldım
onun kucağından diğerine, ondan ona giderken, düzensiz sex yüzünden erken boşalma sorunuyla karşılaştım
bu sefer erken boşalma korkusundan sadece pasif olmaya başladım
sadece pasif olmak çok başka bişey
dağ gibi adamlara sanki tasma takıp, peşinde köpek gibi koşturtuyosun
öylesine yoğun bir duygu ki, bi keresinde dayanamayıp sex sonrası oturup bir yazı yazmıştım, 3 yıl kadar önce
utancımdan gönderemediğim ama artık gönderebilirim sanırım
sex sonrası sadece 5-10 dakika harcayarak ama çok yoğun duygularla yazdığım bir yazıdır, şelale gibi akmıştı içimden
2013teki yazım
Şeytan, tılsımlı melodilerle başlıyor dansına
Yılanı ininden çıkaran bir kaval gibi gönderiyor, ah seslerine karışacak uğultuları
gözleri ışıl ışıl parlıyor
imkan ihtimal olsa şeytanı bile atardım yatağa
eminim, ateşten bedeni çok güçlüdür
Bütün varlığım bu an için, yaşama sevincim, nefes alma ümidim
Etrafımdaki tüm erkekleri içime çekmek istiyorum
nefes alır gibi
Bu isteğimi birinde bastırsam, birinde volkan gibi patlıyorum
sanki mıknatıs gibi çekiyor, şuursuz bedenimi
Güçlü kollar ve nefes nefese kalmaktan teri terine karışmış bedenlerin, her zerresinin keşfedildiği,
çocukluğumdan beri süregelen karanlığın birden tozpembeye ,
konuşmaya bile korktuğum hemcinsimin birdenbire iç gıcıklayıcı bir yunan heykeline dönüştüğü güvenli kollarına bırakıyorum kendimi
Kapalı kapılar ardında
korkunun yerini rahatlamaya,
acının zevke
yalnızlığın, ensende hissettiğin sıcak bir nefese bıraktığı
günahkar inlemelerin göğü kapladığı, cennet ve cehennemin unutulduğu,
paramparça olayım ki, her bir hücrem bu ana tanık olsun,
her bir hücrem bu hazzı yaşasın,
yer titresin, gök inlesin
yıllarca aşağılanan ruh, bir an olsun bulduğu özgürlük ve haykırdığı 'tek gerçeklik bu' nidalarıyla.
ellerim bağlı kancalarla asılıyken tepeden, cehennem ateşi yalasın bedenimi, beynimi kurtlar kemirsin, belki kısacık bir an sessizlik olur diye
ruhum bedenimden ayrılsın ve yükselsin
yükselsin ki bedenimden akan kan yattığım yatağı sulasın, adeta bir türlü açamamış sevgi çiçeğini sular gibi
Allah yok, cennet yok, cehennem yok, varsa da arzu şelalesinden fışkıran serin sular söndürürdü cehennem ateşini
aslolan tek gerçeklik varsa o da iki güzel bedenin buluşmasıdır
sen varsan, sen Allahsan bana gösterirsin,yüreğimdeki közlere köz ekleyenlerin
gözlerini kırpmadan yüreğimi tarumar edenlerin, benim yandığım gibi yandıklarını
sen varsan ve sen Allahsan 'ondan zarar gelmez, top' diyenleri dermansız dertler içinde bıraktığını
sen Allahsan, bana bunu yapanların mutlu mesut aileler kurup sağlıklı evlatlara sahip olmalarına izin veremezsin
dolaştıkları kapıları yüzlerine kapatırsın
söyledikleri her kelime için, dilim kopaydı da söylemeseydim diyerek, cehennemlerde yandığını dillerinin
ve sen varsan,bana adaletten bahsediyosan kör kuyularda bırakırsın , bir zerre ışığa muhtaç
pasif olmak böyle bi duyguymuş, beni bile hayretler içinde bırakıyor şu yazdıklarım, sanki içimden ikinci bir kişilik çıkmış gibi
bi süre kimseyle görüşmeyip takılmadıktan sonra, üni bitince spora başladım diyetler vırt zırt, zayıflayıp kaslanınca birden bi haller oldu bana
daha sonra geçen sene 20lik Leonardo di Caprio gibi bir çocukla tanıştım, sözde o aktif ben pasiftim
çocuk tutturdu bence sen çok iyi bi aktif olurdun, kendimi öyle hayal ettim diye
ben de çocuğa dürüst oldum dedim böyle böyle, çok isterim ama uzun sürdüremiyorum
olsun daha iyi işte 10 posta atarsın falan dedi
ben yine de bu riski göze alamayıp geciktirici bi ilaç buldum
çocuk geldi ve illa ayna karşısında takılalım diye
ben ilacın bu kadar etkili olmasını beklemiyordum
spor da yapıp ayna karşısına da geçince
kaslı maslı boğa gibi kendimi ayna karşısında aktif aktif izleyince birden bişeyler oldu bana
bir özgüven, bir hissizlik, kalpsizlik
sonra dedim bunun kalıcı bi çözümü olmalı, egzersizler falan varmış onları buldum, biraz işe yaradı ama ilaca bağımlı oldum artık
birden arkadaşlık sitelerinde kaslı deri ceketli ben aktifim diye bağıran profiller açtım
mesajlar yağdı, noldum delisi oldum
pasifken yıllardır yazıp yazıp cevap alamadığım o dağ gibi adamların hepsi kediymiş meğer
en can alıcılardan biri, 190 boyunda bir fitness hocası, "beni orospun yap" diye mesaj atmasıydı
sanki Zeus'un kılıcını elime verdiler
sonra bi çocuk yazdı, bence sen çok sertsin,
nasıl sert
beni döversin, küfredersin, acımazsın, yerden yere çarparsın
sonra o çocuk geldi, diz çöktü falan, beni aşağıla gebert, vur kır parçala, apartmanı yıktık
ruhum bedenimden ayrıldı, duygularım öldü, tüm hislerim kapandı, birdenbire mekanik bir seks makinesine dönüştüm
bir anda beğendiğim tipler tamamen değişti
uzun boylu aşkım söndü, kıllı tiplerden uzaklaşmaya başladım, hoşlandığım yaş aralığı 35lerden 20 lere düştü
çok keskin bi düşüş
ben kendimden 1-2 yaş küçük biriyle bile hiç takılmadım bugüne kadar
esmerlerden sarışınlara, daha narin zayıf çocuklardan hoşlanmaya başladım
kendim yıllarca göğüs kıllarımı aldım, birden onlardan hoşlanmaya başladım, saldım uzadılar, utanmamaya başladım
evde üstsüz gezmeye başladım, iç çamaşırıyla uyumaya başladım, birden bedenime karşı bir özgüven patlaması yaşadım
6-7 yılın ardından denize gittim, huzurla güneşlendim denize girdim vs vs