SAYIN CUMHURBAŞKANIM: TACİZ TECAVÜZ ve EŞCİNSELLİK MEKTUBUMU OKUR MUSUNUZ?
Sayın Cumhurbaşkanım,
Bu mektubu ülkemizde ve dünyamızda sürekliliğini sağlamış ve devam etmekte bir olayı gündeme getireceğim.
http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1697.0EŞCİNSELLİĞİN HANDİKAPLARI: TACİZCİME MEKTUBU: PİSLİK HERİF ŞEREFSİZ
Bugün ilk nefesini alacaksın. Öyle derin, öyle kararlı, öyle umutlu al ki o nefesi hiçbir güç seni yaşamdan alıkoymaya yetmesin.
Sakın durma.
Bugün sana 35 yalından sesleniyorum.
Şairin dediği gibi, yolun yarısından geçmiş halinden.
Ne ben seni hatırlıyorum ne de sen benden haberdarsın.
İkimizi ayıran darmadağın anılar,
İncinmiş bir çocukluk,
Örselenmiş bir gençlik var.
Tekrar bir araya gelmek, sana özüme dönmek için bugün sahip olduğum her şeyi verirdim.
Sana kötülük yapacaklar bebek.
Kahretsin! Engel olamayacağım.
Senin masumiyetinle benim olgunlaşmış ruhum arasında, talihsiz bir zamanda.
Kötülük bizi kıskıvrak yakalayıverecek, ölüm gibi.
Sonra yeniden dirilip cehennemvari acılara düşeceksin.
O girdaptan çıktığımda ben olacaksın.
Sen benden habersizsin, fakat ben neler yaşayacağını biliyorum.
Henüz doğmamış bir bebeğe böyle tatsız haberler vermek istemezdim.
Keşke 35 yıl önce tertemiz yüzüne şefkat ve hayranlıkla bakanlardan biri ben olsaydım.
Keşke sana zarar verecek insanları yanından uzaklaştırabilseydim.
Hiç görmemiş, tanımamış olsaydın onları.
Onlar dokunmadan sana suratlarına okkalı bir yumruk çaksaydım.
Bugün çaresizlik içinde 35 yıl öncesini izleyip kahroluyorum.
İniş takımları olmayan bir melek gibi başına gelecekleri biliyor ama seni koruyamıyorum.
Birazdan hayata ilk çığlığını atacaksın bebek.
http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1641.0TECAVÜZ MAĞDURU ERKEK ÇOCUKLARI : ERKEK KİMLİĞİNDEKİ ÇATIŞMALAR
Merhabalar. Ben Burak, 20 yaşında bir eşcinselim..
Zaten bu kelime duyunca anlamışsınızdir derin, dolu ve gerçek bir hikaye okuyacağınız.
Önce birazda kendimden ve ailemden bahsetmek istiyorum.
Çocukluğumda ve şimdi hemen hemen her eşcinselin geçtiği yollardan geçtim, geçiyorum, geçeceğim.
Ailem anne, baba, iki tane ablam ve kız kardeşimden oluşuyor. Klasik muhafazakar Türk ailesi bizimkisi. Babam emekli şuan fakat ek gelir için bazı ek işlerde çalışıyordu 3 hafta öncesine kadar. Şimdi babamda evde sayılır. Annem, bilirsiniz ev hanımı. Ablalarım evli ikişer çocukları var, kız kardeşim lise 4 öğrencisi. Ben şuan üniversitede Bilgisayar Mühendisliği bölümünde okumaktayım. İlk denememde kazandım 4000'ci olarak. Bilgisayarlarla aram çok iyi, onları seviyorum, anlaşabiliyoruz
Akrep burcuyum, heyecanı seviyorum ve ingilizceye ilgim var.
Gelelim anlatmak istediğim asıl konuya.
http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1481.0İNTİHAR MEKTUBUM: EŞCİNSEL OLMAK İSTEMİYORUM
Taciz ve tecavüz mağduru biriyim. 6 yaşımdayken dayımın tacizine uğradım ve bu ilişkiye ben de alıştım. 10 yıl boyunca bu iğrenç ilişki devam etti. Babam işi yüzünden erken çıkar geç gelirdi. Taşındığımız mahallede ise sadece kızlar vardı. Arkadaşlarım da sadece kızdı. Okula başladığımda da arkadaşlarım kızlar oldu. Hiç erkeklerle takılmadım. Beraber olmadım. Zaman içinde kızların ilgilendiği şeylerle ilgilenir olmuştum. Baba figürünün eksikliğiyle daha feminen bir hal almıştım. Uğradığım taciz yüzündense erkeklerden hoşlanır olmuştum. Daha ilkokuldayken erkeklerle hayaller fanteziler kurmaya hatta bazı ufak cinsel münasebette bulunduğum olurdu. Tabi çocuk aklıyla cinsellik ne kadarsa o kadar. İçten içe kabul etmiyordum bunu. Ama uzun süre yani 10 yıl kadar eşcinsel kimliğimi kabul etmiştim. Ama artık çocuk değildim. İlkokuldayken ortaokuldayken benimle top gay kız diye dalga geçilmişti. Ama lisede bunu kabul edemezdim. Artık büyümüştüm. Bilgim mantığım bunu kabul etmemem gerektiğini söylüyordu. Hatta bazı arkadaşlarım bile. Aslında birkaç defa bu durumdan kurtulmaya çalıştım. Ama çırpındıkça battım. Hayatımın bir parçası olmuştu. Bana normal geliyordu. İstemesem bile. Hatta artık her gördüğüm hoş çocuk benim için bir yemekti. Ben de Afrikadan fırlamış bir yamyam. Erkek açlığı bitmiyordu. Sonra aradan zaman geçince 9. Sınıfta bana cinsel kimlik bozukluğu teşhisi kondu. Ailem ne yapacağını tam bilmiyordu. Böyle dalgalanmalar devam etti. Bir psikoloğa gitmeye başladım. Ama o bayan en sonunda benim senle işim bitti deyip başka bir arkadaşına yönlendirdi. Bu seferki erkekti. Daha rahat açılabildim. Sonunda psikoloğa her şeyi anlatmıştım. Tacize uğradığımı başkalarıyla ilişkiler yaşadığımı ve bu durumdan memnun olmadığımı. Sadece alışkanlıktı hoşuma gidiyordu. Ama nereye kadar? Sonra psikoloğum bana eşcinselliğin bir seks bağımlılığı olduğunu söyledi. Bu da doğruydu. Her erkek bana cinselliği çağrıştırıyordu. Bu yüzden onlarla sağlıklı iletişim kuramıyordum. Ama fantazilerini hayallerini bile kuramadığım ve bana cinsel anlamda hiç çekici gelmeyen ve hiçbir şey hissettirmeyen kızlarla çok rahat iletişim kurup sohbet edebiliyordum. Hele ki kızsal feminen yanım da kuvvetli olduğu için sözlerim bilgim ilgi alanlarım onların da dikkatini çekiyordu. Neyse psikiloğum bana yol gösterdi ve durumu babamla paylaştı ki hiçbir şekilde asla babama söylemeyeceğimi bunun bana ne yararı olacağını söyleyip duruyordum. Ama bilinçaltı böyle çalışmıyor. Gerçekten rahatlamıştım. Ailem sonuna kadar arkamdaydı. Tedavi oluyordum. Bir şekilde sadece gerçekleri açıklayarak kabullenerek yüzleşerek ve konuşarak sanki büyü gibi gözle görülmüyordu. İlaç yutmuyordum ama iyileşmeye başladığımı hissediyordum. Daha erkeksi bir duruşum vardı. Daha az erkekler çekici geliyordu. Kızlarla ilgili fantaziler kurabiliyordum. Bir kızın tahrik edici bakışları duruşları beni artık etkileyebiliyordu. Kalbim yerinden fırlayacak gibi oluyordu. Tedavi olamayacağımı düşünüyordum. Kendi çabalarımla eşcinsellikten biseksüelliğe terfi etmeyi ve evlenmeyi düşünüyordum ama psikoterapiyle tüm bu olumsuzluklardan kurtulup direk heteroseksüel olabilirdim ve bunun aşamalarını yaşıyorum. Tedavinin başlarında intihar düşüncem çok yoğunlaştı. Teşebbüste bulundum ama vicdanım izin vermedi. Dini bile unutmuştum. Bazı zamanlar sonra eşcinselliğim tavan yaptı. Yatarken kalkarken yürürken yalnızken birileriyleyken daima aklımda cinsellik vardı. Hatta birkaç hatta birçok şeyde yaşadım. Ama her yaşayışımda iyice soğudum. İğrenir oldum. Tiksinmeye ve rahatsız olmaya başlamıştım. Bu azgınlık dönemim çok uzun sürmedi. Tiksinti şehveti bastırıyordu. Erkeksi kimliğim yerine oturmaya başlamıştı. Artık göze kalem çekmeler rimel eyeliner pudra fondöten ruj yoktu. Kızsı tavırlardan zaten kendi çabalarımla yarı yarıya kurtulmuştum. Tedavi ile bu iyice pekişti. İstediğim hayat bu değildi. Hayat benimdi. Kimsenin inadına hayatımı mahvedemezdim veya sırf zevk için geleceğimi çöpe atamazdım. Halimden birkaç arkadaşıma bahsetmiştim. Bazıları sen böyle biri değilsin. Ne gayliği erkek ol biraz dedi. Bazıları kendi hayatın kendi seçimlerin. Bazıları beni ilgilendirmez dedi. Ama düzel kanka
evet düzeliyorum ve mutluyum. Kızlar hala tam anlamda çekici değil. Ama az çok hoşlandığım öpüşmek istediğim, göğüslerini elleyip arkadan beline sarılmak istediğim de bir gerçek
ben güzeli severim ve kızlar güzeldir.
http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1477.0GAZETECİ İKLİM AYFER BAYRAKTAR " EŞCİNSEL TERAPİ RÖPORTAJLARI "
"eşcinsel olmayı kabul etmek demek; size cinsel tacizde bulunan insanı haklı çıkartmak demektir."
İklim hanım merhaba ben hüseyin beyin 2 aylık danışayınım.kendisi ile düzenli terapilere başladıktan sonra hayatımın nasıl değiştiğini ve şekillendiğini sizlere elimden geldiğince aktarmaya çalışacağım.
herşey çocukluktaki o kısırdöngü anına dönüyor.annemin bir anlık ihmali ile tecavüze uğramam aynı anlama geliyordu.daha hiçbirşeyden anlamayan 6 yaşındaki ben ve beni seksi bir tema görüp tecavüze yeltenen o sapık.ne olduysa oldu o gün.hayatımı değiştiren o olay bir anlık ihmalin sonucu ile oldu,beni hiç ihmal etmeyen annem ne olduysa o gün ben ihmal etti.o günün akşamı sıradan bir akşam değildi.artık erkekliğini odunlukta bırakmış,hürriyeti elinden alınmış,bir tercihe zorlanmış bir hırpani beden vardı.annem durumu farkettiğinde benim içinde onun içinde iş işten geçmişti.yapacağı tek iş bunu ölene kadar saklamaktı.öylede yaptı bu sırrı babam haric herkesten sakladı.içine düştüğüm kuyunun ne kadar derin olduğunu bilmeyen ben,tecavüz sonrası verilen parayı bir ödül olarak kabul etmiştim.herhalde bu doğruydu dedim.nasıl düşünebilirdim ya 5 yada 6 yaşındaydım? günler ilerledikçe her kavga edişimizde annem bu olayı bir kase önüme sundu içinde bolca küfür hakaretle beraber.bu olayı benim yaptığım iddasına yeltenip kendi ihmalkarlığını çoktan unutmuştu.her sene her kavga benim annemden daha çok uzaklaştırıyordu.Ettiği küfürlere bende aksiyle ağır karşılıklar veriyordum.işte bu önemli bir noktadır.Annemi kalpten sevemedim.ergenlik çağına geldikçe cinsel dürtülerinden uyanan filizler yerşemeye başlamıştıı artık,bilinçli bir cinsel tercih söz konusuydu.ve ben aklımın odak noktasında kalan ve tek kabullenilmiş gerçek olan eşcinselliği yeğliyor ona yöneliyordum.küçük bir karadeniz kasabasında bir kızla ilişkiye girmek demek ölmek anlamına gelebilirdi.hayatın sürüklediği ben,zamanla cinsel duygularımın yoğunluğunu fazlasıyla hissettim.herşey olmamaması gerektiği gibiydi.çünkü ben erkeklerden daha çok hoşlanıyor onlarla daha fazla birlikte zaman geçirmek istiyordum.zaman ilerledikçe artık bir boyfriend bulma zamanı gelmişti.sanal alemin ilk çıtırları elime düşüyordu.ne farkederdi evli yada bekar olması,erkek olsun yeter.bana mı sordular? sürüklenen ve girdap içinde kalan benliğimin anlamını bile bilmiyordum.sadece bir cinsel yön ve sıradan ben vardı.zamanla cinsel arzularım fazlasıyla ileri gidince bir gün durumu bir şekilde şüphelenerek öğrenmeye çalışan babamdan ağzım burnumdan gelene kadar dayak yedim.artık damgalanmıştım kimi tabirle i.ne olmuştum.fakat içimde bitmek bilmeyen bir nefret gelişiyordu.bunu ben nasıl hakettim? neden ben? bu başkasına olamazmıydı? hedef tahtasına neden ben geldim? çok üzüldüm içime kapandım bir zaman.sonra yeniden alevlenen ve sürekli erkek/gay muhabbetleri çeviren bir ortama doğru sürüklendim.bu süreçte bile bir ilişki yaşadım.tatsız ve anlamsız.yorgun düşen hırpani bedenim artık tek kurtuluşu maneviyatta görüyordu.hoş tabi her zaman maneviyat duygularım ağır basıyordu.hiçbir zaman inançsız olmayı kalpten geçirmedim.gördüğüm etkileyici bir rüya hayatmın 90 derece dönmesine sebeb oldu.sahip olduğum kazanımlarımdan hızla uzaklaştım.kendimi dine adadım.uzunca bir süre aklıma cinsellik gelmedi.gel zaman git zaman içimde kıvranan o pis yaratık yeniden güç buldu ve bu sefer madem öyle bu sefer dindarlıkla bu işi yürüteceğiz dedi.nasıl olurdu ve bu gerçekten riskli bir oyundu.dindar arkadaşlar bulunacak,tanışalacak,evine gidilecek cicilenecek bicilenecek sonra...sonrasımı? sonrası malum...kaybettiğim zamanlardı hep.eli ayağı düzgün/dindar birisi ve sonu hep aynı biten masallar.ruhum ve bedenim bu hastalığın içinde kıvranırken yine bir eşcinsel sitelerde birşeyler ararken hüseyin hocanın reklamına rastladım,belki! dedim şaşırdım.böyle bir şey de mi var ya? eşcinsel terapi? eee! ama derken iyice düşündüm tarttım hayatımdaki önyargıları kırmam lazımdı yoksa ben orta yerinden kırılacak duruma gelmiştim.hocayla tanıştım,terapilere düzenli başladım.evet anladımki eşcinsellik tedavi edilebilir bir hastalıktı,kanser gibi olmasada tüm vücüdunuzu kaplayan bir hastalıktı.karakterimdeki bölünmeler bende iki farklı tip yaratmıştı birincisi Cinsel Ben ikincisi Dindar ben.ikisi arasında gidip gelen ondan ona kaçıp duran ben.ve benliğimin yani şu satırları size yazan BENliğim.unuttuğumu GERÇEK BENİ hatırlamam yardımcı olan bu uğurda gerçekten birçok tehlikeyi göze alan hocamla bu yolculuğa başladığımda hiçbirşeyin kolay olmayacağını düşündüm ama güzelliklere sabretmeden ve mücadele vermedende erişilmeyeceğinide biliyordum.zorlandım,belki düştüm kalktım ve şu anda tedavimin dönüm noktalarındayım.eşcinselliğin dini yoktur bunu anlıyorum.iki yüzlü riyakar ve yalancı bir hastalıktır.fakat devasız dert yaratılmadığına göre bununda elbette bir çıkış yolu vardır.
http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=822.0