Gönderen Konu: RIZASI YOK: GAZETECİ İKLİM AYFER BAYRAKTAR " EŞCİNSEL TERAPİ TACİZ ve TECAVÜZ  (Okunma sayısı 54503 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Psikolog Hüseyin KAÇIN
0 555 326 22 91
www.huseyinkacin.com

"eşcinsel olmayı kabul etmek demek; size cinsel tacizde bulunan insanı haklı çıkartmak demektir."

İklim hanım merhaba ben hüseyin beyin 2 aylık danışayınım.kendisi ile düzenli terapilere başladıktan sonra hayatımın nasıl değiştiğini ve şekillendiğini sizlere elimden geldiğince aktarmaya çalışacağım.
 
herşey çocukluktaki o kısırdöngü anına dönüyor.annemin bir anlık ihmali ile tecavüze uğramam aynı anlama geliyordu.daha hiçbirşeyden anlamayan 6 yaşındaki ben ve beni seksi bir tema görüp tecavüze yeltenen o sapık.ne olduysa oldu o gün.hayatımı değiştiren o olay bir anlık ihmalin sonucu ile oldu,beni hiç ihmal etmeyen annem ne olduysa o gün ben ihmal etti.o günün akşamı sıradan bir akşam değildi.artık erkekliğini odunlukta bırakmış,hürriyeti elinden alınmış,bir tercihe zorlanmış bir hırpani beden vardı.annem durumu farkettiğinde benim içinde onun içinde iş işten geçmişti.yapacağı tek iş bunu ölene kadar saklamaktı.öylede yaptı bu sırrı babam haric herkesten sakladı.içine düştüğüm kuyunun ne kadar derin olduğunu bilmeyen ben,tecavüz sonrası verilen parayı bir ödül olarak kabul etmiştim.herhalde bu  doğruydu dedim.nasıl düşünebilirdim ya 5 yada 6 yaşındaydım? günler ilerledikçe her kavga edişimizde annem bu olayı bir kase önüme sundu içinde bolca küfür hakaretle beraber.bu olayı benim yaptığım iddasına yeltenip kendi ihmalkarlığını çoktan unutmuştu.her sene her kavga benim annemden daha çok uzaklaştırıyordu.Ettiği küfürlere bende aksiyle ağır karşılıklar veriyordum.işte bu önemli bir noktadır.Annemi kalpten sevemedim.ergenlik çağına geldikçe cinsel dürtülerinden uyanan filizler yerşemeye başlamıştıı artık,bilinçli bir cinsel tercih söz konusuydu.ve ben aklımın odak noktasında kalan ve tek kabullenilmiş gerçek olan eşcinselliği yeğliyor ona yöneliyordum.küçük bir karadeniz kasabasında bir kızla ilişkiye girmek demek ölmek anlamına gelebilirdi.hayatın sürüklediği ben,zamanla cinsel duygularımın yoğunluğunu fazlasıyla hissettim.herşey olmamaması gerektiği gibiydi.çünkü ben erkeklerden daha çok hoşlanıyor onlarla daha fazla birlikte zaman geçirmek istiyordum.zaman ilerledikçe artık bir boyfriend bulma zamanı gelmişti.sanal alemin ilk çıtırları elime düşüyordu.ne farkederdi evli yada bekar olması,erkek olsun yeter.bana mı sordular? sürüklenen ve girdap içinde kalan benliğimin anlamını bile bilmiyordum.sadece bir cinsel yön ve sıradan ben vardı.zamanla cinsel arzularım fazlasıyla ileri gidince bir gün durumu bir şekilde şüphelenerek öğrenmeye çalışan babamdan ağzım burnumdan gelene kadar dayak yedim.artık damgalanmıştım kimi tabirle i.ne olmuştum.fakat içimde bitmek bilmeyen bir nefret gelişiyordu.bunu ben nasıl hakettim? neden ben? bu başkasına olamazmıydı? hedef tahtasına neden ben geldim? çok üzüldüm içime kapandım bir zaman.sonra yeniden alevlenen ve sürekli erkek/gay muhabbetleri çeviren bir ortama doğru sürüklendim.bu süreçte bile bir ilişki yaşadım.tatsız ve anlamsız.yorgun düşen hırpani bedenim artık tek kurtuluşu maneviyatta görüyordu.hoş tabi her zaman maneviyat duygularım ağır basıyordu.hiçbir zaman inançsız olmayı kalpten geçirmedim.gördüğüm etkileyici bir rüya hayatmın 90 derece dönmesine sebeb oldu.sahip olduğum kazanımlarımdan hızla uzaklaştım.kendimi dine adadım.uzunca bir süre aklıma cinsellik gelmedi.gel zaman git zaman içimde kıvranan o pis yaratık yeniden güç buldu ve bu sefer madem öyle bu sefer dindarlıkla bu işi yürüteceğiz dedi.nasıl olurdu ve bu gerçekten riskli bir oyundu.dindar arkadaşlar bulunacak,tanışalacak,evine gidilecek cicilenecek bicilenecek sonra...sonrasımı? sonrası malum...kaybettiğim zamanlardı hep.eli ayağı düzgün/dindar birisi ve sonu hep aynı biten masallar.ruhum ve bedenim bu hastalığın içinde kıvranırken yine bir eşcinsel sitelerde birşeyler ararken hüseyin hocanın reklamına rastladım,belki! dedim şaşırdım.böyle bir şey de mi var ya? eşcinsel terapi? eee! ama derken iyice düşündüm tarttım hayatımdaki önyargıları kırmam lazımdı yoksa ben orta yerinden kırılacak duruma gelmiştim.hocayla tanıştım,terapilere düzenli başladım.evet anladımki eşcinsellik tedavi edilebilir bir hastalıktı,kanser gibi olmasada tüm vücüdunuzu kaplayan bir hastalıktı.karakterimdeki bölünmeler bende iki farklı tip yaratmıştı birincisi Cinsel Ben ikincisi Dindar ben.ikisi arasında gidip gelen ondan ona kaçıp duran ben.ve benliğimin yani şu satırları size yazan BENliğim.unuttuğumu GERÇEK BENİ hatırlamam yardımcı olan bu uğurda gerçekten birçok tehlikeyi göze alan hocamla bu yolculuğa başladığımda hiçbirşeyin kolay olmayacağını düşündüm ama güzelliklere sabretmeden ve mücadele vermedende erişilmeyeceğinide biliyordum.zorlandım,belki düştüm kalktım ve şu anda tedavimin dönüm noktalarındayım.eşcinselliğin dini yoktur bunu anlıyorum.iki yüzlü riyakar ve yalancı bir hastalıktır.fakat devasız dert  yaratılmadığına göre bununda elbette bir çıkış yolu vardır.
 
 
Sizlere şimdilik bunları yazmak istedim.Sorularınızı içtenlikle cevaplayacağım.Gizlilik esastır.mesleğini yapmayan bir meslektaşınızım.bunu bilmeniz yeterlidir.
 
Yanıt bekliyorum,yardımcı olmaya çalışacağım.
 
 
İyi Çalışmalar.

İklim BAYRAKTAR
a.iklim.bayraktar@gmail.com


« Son Düzenleme: 07 Kasım 2023, 04:19:09 ös Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
İKLİM BAYRAKTAR

öncelikle meslektaşım olduğunuzu söylemişsiniz çok şaşırdım ve sevindim açar mısınız konuyu?
ve şu an okuyor musunuz çalışıyor musunuz?
annenizle şu an aranız nasıl?
ailenizle mi yaşıyorsunuz?
kız arkadaşın durumunuzu biliyor mu?
çevrende mahallende akrabaların komşularınız eş dost  biliyorlarmı durumunuzu?
yoksa sadece senin kişisel çevren mi biliyor?

bana hüseyin beye gitmeden önceki durumunla gittikten sonraki durumun arasında ki farkları kısa öz anlatır mısın?
yani ne değişti cinselliği yaşama sayın mı içindeki istek mi  vs vs değişen nedir?
 
bir de sende özel bir durum var dindarlara gittim ama onlarda da durum değişmedi demişsin açar mısın biraz yani dindar inaçlı dini hayatının merkezi yapmış kişilerde mi sana yanlış davrandı ya da faydalandı ya da onların arasında eşcinsel ilişki varmı sana nasıl bakıyorlar nasıl yaklaştılar özellikle bu kısmı açar mısın?

şimdilik teşekkürler :=))

İklim BAYRAKTAR
a.iklim.bayraktar@gmail.com
« Son Düzenleme: 30 Mayıs 2019, 09:58:47 öö Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
"eşcinsel olmayı kabul etmek demek;size cinsel tacizde bulunan insanı haklı çıkartmak demektir."


İklim hanım;
 
Öncelikle şunu tekrar belirtmek istiyorumki Eşcinselliğin dini,dili,ırkı,yaşı yoktur.Eşcinsellik dediğimiz kavram aslında çocukluğa dönük bir tramvaya bağlı olarak gelişen bir psikolojik rahatsızlıktır.çocuk nerede büyürse büyüsün hangi şefkatle bakılırsa bakılsın içinde kalan kötü durum onu ne yazıkki bırakmayacaktır.Eşcinsel kimselerin toplumda var olması her devirde gerçekleşti.günümüzde çok fazla gündeme gelmiş ve popülarite kazanmış olsada bunun kökeni fazlasıyla eskiye dayanır.eşcinsel olmak kimilerine göre bir gurur vesilesi kimilerine göre bir utanç vesilesidir.eşcinsellik sadece erkeklerle olan bir durum değil kadınların kendi aralarında olanda bir durumdur.hayata üçüncü bir gözle bakan insanlar olarak değerlendirilebilirler.bu arada ben kendimi eşcinsel sayıyormuyum? hayır.çünkü eşcinsellik bir olguyu kabullenmektir.Onunla birlikte yaşamak demektir,hayatını ona göre yönlendirmektir.hayatın akışına göre bırakmaktır.türkiyede toplumun yargısı eşcinsellere göre katıda olsa bu ülke yıllarca zeki mürenler,bülent ersoylara da alkış tutmuştur.eşcinsellerin asıl sorunu seslerini duyuramamak değil.asıl sorunları yasalar tarafından tam olarak korunmak.eşcinsellik bir suç değildir evet nasılki bir insan solcu olup dindar kişilere karşı atgözlüğü ile bakabiliyorsa,eşcinsel kimselerde diğelerine öcü gözüyle bakabilir
 
Gelin kanser hastalığını düşünelim
Siz diyebilirmisiniz ki kanser sadece dindarlara mahsus? yada solculara? yada farklı kimselere? işte hastalıklarda kişi ve topluluk gözetmez.eşcinsellik bir tercih değildir eğer tercihse bile bunu neden yaptıklarını açıklasın o kişiler.toplumun temel etik değerlerine uygun bir durum mu değil mi? eşcinsel olarak kabul edilmek tamam diyelim peki eşcinsel olarak yaşamın size artıları ne olacak bunuda soralım.hayatın insana neler getireceği hiç belli olmaz.ben kendimi kaybettiğim dönemlerde yaptığım eziyet sadece bana oldu.eşcinsel birlikteliklerde karşınızdaki insan sizi kullanmak istiyor nasıl bir travesti yada sokak kadını para karşılığı bedeninize sahip oluyorsa, o kişide size sahip oluyor.ruhunuzuda esir ederek bir kördüğüm atıyor.yaşadım evet çok fazla olmasada bende bu tür ilişkilerde bulundum.ne mi kazandım? bir hiç .peki ya bana kaybettirdiği? kişiliğim,özgür iradem ve maneviyatım.eşcinsel olmak demek Tvlerde göründüğü gibi neşe dolu olmak değildir.eşcinseller birbirini sömüren bir yapı içindedir.eşcinsel olarak dernek kuranlar acaba neye hizmet ediyorlar? eşcinsellik tabusunumu yıkmak istiyorlar? üzgünüm ama burası Türkiye o tabu kolay kolay kırılmaz.üç-beş entellektüel insanın söylemiyle haykırışıyla ve evetleriyle bu asla bitmez.
 
Eşcinselliği toplum genelinde yaygınlaşan bir hastalık olarak gören Hocam Sn.Hüseyin Kaçın mesleki riskleri ve buna ek olarak hayati riskleride göz önünde bulundurarak böyle bir yola çıkmış.maksadı bunun bir hastalık olduğunu tedavi edilebilir bir süreç olduğunu ve özellikle küçük yaşlarda tecavüz ve taciz suçuna maruz bırakılmış çocukların mutlaka tedavi görmesi gerektiğini söylüyor.eşcinsel olmayı kabul etmek demek;size cinsel tacizde bulunan insanı haklı çıkartmak demektir.eğer eşcinsellere soracak olursanız kayır derler öyle değil.bal gibide öyle.taksimde kurulan dernekler ve çevresindeki parklarda gezinen gaylar,transeksüeller,travestiler ne gibi bir amaçla ordalar? sadece sex ! bir kısmı para kazanmak için aktif olmayı tercih ediyorlar.biraz zengin insanları sömürürüz diye.kimisi ise aşk yaşamak için etraftalar ne aşk ama! sonu hep hüsran ve ayrılık.
 
çocuğunuz olduğunu söylediniz,Allah bağışlasın.çocuğunuz gözünüzün önünde tecavüze uğrasa erkekliğini ve hürriyetini kaybetse ne düşünürsünüz? bundan sonraki hayatında gözü hep erkeklerde olacak olması sizi mutlu edermi? yada gün gelip anne ben falanla evlenmek istiyorum onunla 3 yıldır sevişiyoruz dese bu sizin için onur kırıcı olmazmı?
 
eğer toplum bilinçlendirilecekse doğru şekilde bilinçlendirilmelidir.manipülasyona yer vermeden hakikatleri söyleyerek aydınlatılmalıdır.sorduğunuz soruların cevapları bu yazının içinde var.ayrıca dindarlık hususundaki yaklaşımınız ve tavrınız nasıl diğelerinin önyargılarını kırıp başlarına hoşgörüyle davranamadığı gibiyse sizinkide bana öyle geldi.siyasi yaklaşımınız doğru değildi.ben büyük bir akplide olabilirim.fakat tüm bu değerler ötesi konuşmak daha faydalı olacaktır..
 
terapi sürecine gelecek olursak,ilk başta korkularım ve kaygılarım elbette vardı.nasıl olur acaba güvenilir birisimi diye hep sordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum.gittim tanıştım ve tanıdım.sonra hastalığımızın adı kondu şöyleydi; Disosyatif kişilik yani karakterleri içinde bölünmüş bir kişilik.sonraki süreçlerde kişiliklerim üzerinde yoğunlaştık.unuttuğum noktaya temas ettik yani ben.kendi kararlarını vermek için sıra bekleyen ben.''İlim kendin bilmektir,sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır' diyor sevgili yunus emre.önce kendini bilmeli insan.ne olduğunun farkında olmalı.bende öyle farkıma vardım.insanlara dil döküp onlarla vakit geçirmektense artık daha fazla kendime vakit harcamayı öğrendim.evet içimde beynimi esir alan o zararlı kişiliklerimle savaşa girdim halende öyleylim.yenilmedim çünkü büyük bir inancım var.itikadım var.yıkılmaz bir kalem var.
 
Hüseyin bey türkiyede büyük bir ilke imza atıyor.eğer hüseyin beyin çalışmalarını doğru bir şekilde birincil ağızdan aktarır ve türkiyede bu tarz olayların yaşandığı yerlerde duyulmasını sağlarsanız büyük hizmet etmiş olursunuz.önemli olan bu işi yapan kimselerin kimlikleri değil bunu onlara sürükleyen insanların erdemsizliğidir ve de çocuk istismarının önüne geçmiş olursunuz.bunu toplumun her kesiminde olduğunu söyleyerek anlatabilirsiniz.dindarlıkmı,solculukmuş hiçbir kavram bir insanı tam olarak nitelemez.kimseyi kınamayız fakat evrensel etik değerlerede sahip çıkarız.bundan dolayı işin içindeki asıl meselelere yoğunlaşırsak.dışarıdan görünen dünyadan daha farklı bir dünya olduğunu görürsünüz.
 
ayrıca dindar insanlardan zarar görmedim aksine çok faydaları oldu.benim içimdeki kötülükler onların bu iyi ve saf yönlerini kullanmaya çalışıyordu.eğer kötü olması gereken kişi varsa oda benimdir.eğer gerçekten bensem...
 
İyi Çalışmalar

İklim BAYRAKTAR
a.iklim.bayraktar@gmail.com
« Son Düzenleme: 30 Mayıs 2019, 09:58:59 öö Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
İKLİM BAYRAKTAR
 
EŞCİNSELLİK NASIL BİR HİS TANIMLAYABİLİR MİSİN
TAM OLARAK YAŞADIĞIN DIŞA VURDUĞUN DUYGU NE YA DA İÇİNDE SAKLADIĞIN
GERÇEKTEN TEDAVİ OLUP TAMAMEN KURTULMAK ISTIYORMUSUN
ALIŞKANLIK VAZGEÇİLMESİ EN ZOR ŞEY
BUNCA YILIN ALIŞKANLIĞI BİR ANDA YOK OLDUĞUNDA HİÇ YAŞANMAMIŞ GİBİ HAYATINA DEVAM EDEBİLECEK MİSİN
ŞUAN BİR SEVGİLİN VAR MI
BU SORULARI KISA ÖZ CEVAPLARSAN SEVİNİRİM



 İklim BAYRAKTAR
a.iklim.bayraktar@gmail.com
« Son Düzenleme: 30 Mayıs 2019, 09:59:10 öö Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
eşcinsellik
bi tür bağımlılık
eroin bağımlılığı gibi
her seferinde daha fazla doza ihtiyaç duymak gibi
hiç bir zaman tatmin olmamak
sürekli
her seferinde
yeni bir erkek aramak
daha fazla
daha fazla
ve daha fazla

emin değilim
tedavi olup dönüşüm geçirmek istediğimden.
çünkü erkeksiz bir hayat
kimsesiz
sevgisiz
yapayalnızlık gibi

erkekli hayat ise
huzursuz
depresif
iç sıkıntısıyla kapkaranlık


sevgili
:)
bir serap'tan bahsediyorsun sen
öyle bir şey yok eşcinsel dünyada
var olduğunu iddia edenler
kendilerini kandırdıklarının farkındalar .)

ketulpar@gmail.com

https://www.facebook.com/tulpar34?ref=hl

AK Parti Aday Adayı Ertuğrul Tulpar
« Son Düzenleme: 30 Mayıs 2019, 09:59:20 öö Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
İKLİM BAYRAKTAR
İKLİM BAYRAKTAR

BU BİR KISIRDÖNGÜ MÜ
SADECE İLİŞKİ VAR AMA AŞK SEVGİ YOKMU YANİ ERKEKLERLE ARANIZDA
HIC MI OLMADI HİÇ Mİ OLMAZ  YA DA SİZE Mİ DENK GELMEDİ
HERSEFERINDE DAHA FAZLA DOZ DERKEN KİŞİ SAYISIMI İLİŞKİ SAYISIMI KASTETTİNİZ
AKTİF PASİF  AYRIMINI YAPARMISINIZ SİZ HANGİSİSİNİZ
KADINLA ILISKIYE GIRMEKLE ERKEKLE ILISKIYE GIRMEK ARASINDAKI BENZERLIK YADA FARKLAR NELERDIR
SİZ BU DURUMU HEP SAKLAMAKTAN NASIL BIR RAHATSIZLIK HISSEDIYORSUNUZ
ÖZGÜRCE HİSSETTİĞİNİZ KİMLİKLE YAŞAMAK TAMAMEN TOPLUMDA VE KİMLİKTE ÖZGÜRLÜK HAYALİNİZ VARMI BİR GÜN TÜRKİYEDE BUNUN OLACAĞINA İNANIYORMUSUNUZ BU KONUDA ÇALIŞMALAR VARMI BU ÇALIŞMALARIN İÇİNDEMİSİNİZ
« Son Düzenleme: 30 Mayıs 2019, 09:59:42 öö Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Aşk sevgi kimi zaman var gibi görünür.
Evet gerçekten aşık oldum. Kendimi kaybedecek kadar.
Bana da aşık olduğunu söyleyenler oldu tabii ki.
Çok sevdiğini, bensiz yapamicanı iddia edenler de oldu.

Eşcinsel dünyada aşk dediğimiz şey,
bir tür bağlanmak
kendini feda etmek
bir tür bağımlılık
ama
aslında sömürülmek.

Maddi, manevi, fizyolojik, psikolojik sömürmek sömürülmek.
Bugün sana aşık olur
yarın başka bir erkeğe de aşıktır.

Bir de aşk sevgi arayışı eşcinsel dünyaya yeni girenlerde görülür çoğu zaman.
Bu dünyada yol aldıkça
ya gerçeği kabul edicektir
eşcinselliğin sex den ibaret olduğunu
yada kabul edicektir.
Etmezse
Hayal kırıklıkları
depresyon
acı
göz yaşı içinde boğulacaktır.

Buhrandan çıkış yolu,
isteyip de olamadığı
"erkek" i
bulmaktır.

Çoğu zaman tek geceliktir ilişkiler.
Ertesi gün kimse tanımaz birbirini.
Belki çok hoşuna gittiyse
bir kaç defa daha görüşülebilir.

Daha uzun süreli görüşmeler
aşk dan kaynaklanmaz.
Artık sömürü başlamıştır.
Biri diğerini daha çok istemiştir ve
isteyen taraf sömürülecektir.
Bu sömürü çoğu zaman maddidir.
Kimi zaman cinseldir.
Cinsel ihtiyacını tatmin eder, o kadar.

Sonra başka bir erkek ararsın.
Sonra başkasını
ve sonra başkasını.
Bu böyle devam edip durur.

Aşağı yukarı
%10 u kadınsı pasiftir
%15 i erkeksi pasiftir
%50 si hem aktif hem pasiftir
%25 i de sadece aktiftir ilişki de.

Eşcinsellerin sadece %10u hal ve hareket olarak kadınsıdır. Geri kalanı görüntü olarak erkeksidir. Erkeksi olanları, sosyal hayatta eşcinsel oldukları fark edilmezler.
Yani toplumun geneli,
eşcinsel diyince kadınsı tipleri canlandırır kafasında.

Aktif pasif ayrımı yapılır mı?
Hem evet, hem hayır.
Bunu heteroseksüel dünyaya anlatabilmek
sanıldığı kadar kolay değil.
Çünkü 2 erkeğin ilşkisi bir kadın-erkek ilşkisi gibi değildir.

Ben çoğu zaman pasifim ama görüntü olarak, tavırlarımla , herşeyimle bir erkeğim.
O yüzden toplumda kendimi saklamak için fazlaca bir çaba harcamam gerekmiyor.

ÖZGÜRLÜK
Bir gün bu olabilir mi? Belki olucak ve
Herşey çok hızlı değişiyor hem dünyada hem Türkiye'de.
Özgürlük çok yönlü olabilirse bir anlamı olur.

Eşcinsel likten dönüşüp heteroseksüel olmak isteyenlerin
yaşadığı BASKILAR , görmezden gelinme, dışlanmalar nasıl aşılacak?
Dertlerini ne heteroseksül dünyaya anlatabiliyorlar
ne de eşcinsel dünyaya anlatabiliyorlar.
Tamamen görmezden geliniyorlar.
Ayrıca acı, gözyaşı ve yalnızlığı çok daha yoğun yaşıyorlar.

Not:
Öğle tatili bitti
bu kadar yazabildim.
Detaylı yazmamı istediğiniz kısımları sorabilirsiniz.
yada eksik kalan kısımlar varsa
akşam tekrar yazabilirim.

ketulpar@gmail.com

https://www.facebook.com/tulpar34?ref=hl


AK Parti Aday Adayı Ertuğrul Tulpar
« Son Düzenleme: 30 Mayıs 2019, 09:59:53 öö Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: GAZETECİ İKLİM BAYRAKTAR " EŞCİNSEL TERAPİ RÖPORTAJLARI "
« Yanıtla #7 : 18 Temmuz 2011, 01:57:14 ös »
EŞCİNSEL TERAPİ

Hepimiz dünyaya gözlerimizi açtığımızda bize gülümseyen  gözlerle karşılaşırız. Annemizin kucağında Babamızın ocağında hayata tutunmaya çalışırız. Eğitim sürecimiz küçük yaşlardan itibaren aile bünyesinde gerçekleşir. Aile ortamının sıcaklığında nasıl yemek yeneceğinden, ilişkilerimizi nasıl geliştireceğimize değin sosyal kodlarımız belirlenmiş olur. Sosyal ilişkiler kurma becerimizi ailemizin değerleri ile örtüşerek geliştirmiş oluruz.  Ailenin bireyin kişilik ve kimliğinin gelişimindeki etkisi yadsınamayacak kadar büyüktür. Ailelerin bir kuşaktan diğerine geçiş sürecinde çok sayıda sosyo-ekonomik, kültürel, psikolojik  vb değişimlerde otaya çıkmaktadır.  Toplumsal dönüşümlerin temelleri öncelikle aile içinde şekillenmektedir.  Çocuk için anne sevgi baba ise güven kaynağı olmaktadır. Anne babanın kişilik yapısı psikolojik açıdan sağlıklı ise çocuğun psikolojik yapısında  ona göre olumlu gelişim gözlemlenecektir. Eğer ki anne baba duygu ve düşüncelerinde çatışmaları olan bireyler ise çocuk açısından güvensiz bir ortamda yaşamak kaçınılmaz bir yazgı olacaktır.  Sevginin ve güvenin olmadığı bir ortamda çocuğun kişilik yapısında “güç”lenme olmamaktadır.  Güç dengesi kuramayan çocuğun psikolojik gelişiminde aksamalar ortaya çıkmakta ve çatışmalı bir süreç başlamaktadır.  Anne babasından sevgi ve güven duygusu alamayan çocuklar  bilinçaltı cinsel dürtülerinde anne yada babasına  cinsel imgeler taşımaktadırlar. Psikoterapi süreçlerinin ilerleyen aşamalarında eşcinsel bireylerin yüzleşmelerinde, terapi aynasında görünen, uzak, ilgisiz yada  tersi “ aşırı korumacı “  ebeveynlerin çocuk için gerekli duygusal ihtiyaçları karşılayamadıkları gözlemlenmektedir.Suçluluk duyguları ve kaygılarla hayata tutunmaya çalışan çocuk kendi içinde kendisi ile savaşmaktadır.  Çocuklukta barışı olmayan bu savaşı gençlik çağına kadar çocuk hep keybetmektedir.  Ergenlik döneminde cinsel kimlik kazanma sürecinde kendisi ile çatışması yoğun olarak süren eşcinsel bireyler  başka erkekleri kendilerinden daha güçlü görerek onlara duygusal yatırımlar ve aktarımlar geliştirmektedirler.  Çocukken karşılanmayan duygusal ihtiyaçlar  bedensel tatmin arayışlarına yönelmektedir.  Anne sevgisi ve Baba güveni alamamış eşcinsel birey ruhsal çatışmalarını dindirmek için Güç  kazanmaya çalışmaktadır.  Kendisini suçlu ve değersiz hisseden  kişi bu gerçekle çatışmasını çözümlemek için bilinçaltı bir süreçle fantezi (hayal) kurgularına sığınmaya başlamaktadır.  Kendisinin güçsüz ruhunu;  güçlü sandığı kendicinsinde aramaktadır.  Güçsüz bir erkek olarak güçlü sandığı erkeklere olan duygusal aktarımları belli bir aşamadan sonra erotikleşmektedir. Fantezi dünyasında kendi içindeki barışı olmayan savaştan kendisini kurtaracak  kahramanını bulan eşcinsel birey zihninde kurguladığı erotik oyunlar oynamanın zevki ile hayatta belki de ilk defa bir umut keşfetmektedir.  “Kurtarıcı güç” kendisine yıllardır ihtiyaç duyduğu sevgiyi (anlayış)ve güveni (değer)kendisine verecek inancındadır.  Çocuklukta bilinç gelişiminde yaşanan savaş  ergenlik döneminde bilinçaltında fantezi çözümlemelerle bir barışa dönüşmektedir.  Fantezi yöntemi ile elde edilen bu barışın getirdiği psikolojik rahatlama ile bu “kurtarıcı güc”ü ödüllendirmek için ona erotik yatırımlar yapılmaktadır. Eşcinsel ilişkiler kurma dönemi bu süreçte başlamaktadır.  Eşcinsel ilişkilerde cinsel arzular anksiyete giderme boyutunda olmaktadır. Eşcinselliğin kimliğin yarattığı bunalım ve arayış döneminde tutkular ve arzular  tutunarak, duygusal ihtiyaçları gidermek için “aşk”la başlayan ilişkiler genellikle cinsel birleşme odaklı cinsellikle sınırlanmaktadır.  Zamanla “aşk” mağduru olan eşcinsel bireyler ;    bu fantezi (hayal) “kurtarıcı güc”ün sahteliği “gerçeği” ile yüzleşmek zorunda kalıp  depresif duyguların etkisine girerek sıkıntılı, gergin bir süreç yaşamaktadırlar. Bu ruhsal kavşakta eşcinsel birey bilinçli olarak ya iyileşme arayışı sürecine girecek yada bilinçaltı fantezi çözümlemesinde bu sorunu duygusal arayışlarını baskılayıp sadece cinsel arayışlara indirgeyecektir.  Birinci şıkkı seçen kişiler için başlangıçta heyecanlı fakat daha sonra zor bir süreç başlayacaktır. Kaygılınarak, utanarak  ve belki bir umut diyerek ama umutsuzca bir psikolog kapısını çalmak gerekecektir.   İlk terapide yoğun kaygıları nedeniyle psikologla göz teması kurmaktan kaçınan “danışan”, sürecini yani yıllardır içinde sakladığı sırrını çekinerek ve sıkılarak dili döndüğünce anlatmaya  çalışmaktadır. Zaman zaman gözyaşlarının eşlik ettiği sürecin sonlarına doğru bir rahatlama ortaya çıkmaktadır.  Terapi odasında güven duygusu oluşmuşsa iyileşme sürecine ilk adımlar atılmış olmaktadır.  Çocuklukta yaşanan duygusal yada cinsel travmalar psikologa iyileşme umudu ile anlatılmaktadır. Eşcinsel danışan büyük sırlarını içinde sakladığı ruh kutusunu açar. Yalnızlığını ve sırrını paylaşabileceği terapi limanına sığınmıştır.  Artık onun istek ve irade gemisi  fırtınası ne zaman çıkacağı hiç bilinmeyen bilinçaltı-bilinç okyanusunda yol almaya başlamıştır. Umulan iyi bir yolculuk olması ve  güvenli kimlik adasına çıkmaktır.


« Son Düzenleme: 18 Temmuz 2011, 03:20:59 ös Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: GAZETECİ İKLİM BAYRAKTAR " EŞCİNSEL TERAPİ RÖPORTAJLARI "
« Yanıtla #8 : 19 Temmuz 2011, 11:08:04 ös »
Genel itibariyle yazılacak çoğu şey bana göre yazılmış,ama duygusal ihtiyacı karşılanamamış her çocuğun cinsel yöneliminin de bu yönde değişeceği söylenmez.Her eşcinsel bireyin ergenlik veya öncesi dönemde aile içinde alamadığı güven ve sevgiyi başka yerlerde araması onu istismara açık hale getirdiği ve kapalı toplumlarda cinsel taciz ve tecavüzlerin gizlendiği de düşünülürse sizin bu konuda üzerinde durmamanız eşcinsel bireylerin kritik virajını göz ardı etmeniz anlamına gelir.
Biraz kendimden bahsedeyim.30 yıllık bir anne baba kavgası,pısırık bir baba ve yaptığı iş dolayısıyla sık sık şehir dışına çıkmış,yeterince sevgi görmemiş 8 kardeşin en küçüğü,Aşırı korumacı bir anne.Babanın evde olmasından memnun olmayan bir anne,sık sık babaya hakaretler.8-9 yaşlarında yaşanan aile içi ensest bir ilişki.Anne tarafından en çok değer verilen evladın beni sık sık dövmesi.Yine aynı abinin bana karşı kıskançlık krizleri.13 yaşında kapalı grup ta yaşadığım yaşadığım taciz.
Sık sık ev değiştirmeler,ilk okulu 4 farklı okulda okudum.Yakın bir arkadaş çevresi kuramadım hayat boyu.İlk okulda kızlarla muhabbetle başlayan,gittikçe erkeklerden uzaklaşan,onların iç dünyasını bilmediğimden bana çekici gelmesi değişik fantezilerle süslenince büyüsüne doğal olarak kapılıyorum.Cinsellik benim için korkudan ve yalnızlıktan kurtaran bir araç olmuştu.Heleki cemaatteki “sevgi ortamı” çok cazip olunca dini anlamda da istismara uğradım.Kendimi istismar ettim desem daha mantıklı olacak gerçekci değildim çünkü.
Tatmin duygusunun olmaması da eşcinselliğin tedavisi gerektiğini ispatlayan bir olgu.Her hayatına giren bireyi mükemmel görme arzusu zamanla onu aşağılamaya dönüşüyor onun açıklarını aramaktan onu sevmeye ve ondan ilgi almaya konsantre olamıyorsunuz hep bir telaş ve korku hakim acabalardan yaşamaya fırsat kalmıyor.Mükemmel partneri arama derdi hüsranla sonuçlanınca eşcinselliğin çoğul ilişkisini normal kabul etmeye başlıyorsunuz suçu hep onlarda arıyorsunuz.Bu suçlamalar her nedense insana ağır geliyor.İnsan kendini suçluyor daha sonra.
Benim yazacak çok bir şeyim yok;eminim sırf yazmış olmak için yazdım.Siz yorum yaz deyince,ben bütün işimi bırakıp buna konsantre oldum;aslında kaç gündür iyidim ama bu yazı yazmak işini hemencecik öyle bir kafama taktım ki sanki başka işim yok ve en iyi yorumu ben yazmalıyım gibi düşündüm ,hoca yorumumu beğenmeli kesinlikle
Bu ve buna benzer size karşı yüklediğim anlamlar sizi hayatımın merkezine soktuğumu gösteriyor;istemiyorum arkadaş,keşke hayatımın merkezinde ben olsam,açıkça söyleyeyim keşke sizin için yaşamaktan vazgeçsem.Keşke terapi için düşündüğüm her olumlu adımı size kendi içimde anlatmaktan vazgeçebilsem,keşke bunları yüzünüze söyleyebilsem,Hüseyin kaçını silip atmamak beni yiyip bitiriyor;iyileşip iyileşmediğime dair referans olarak sizi düşünüyor ve diyorum ki -yok o olmadan yaşayamazsın;o zaman daha iyileşmemişsin,iyileşmiş olmanın tek kanıtı sizi düşüncemden siliyor olmamda sanıyorum
Siz şimdi diyeceksiniz ki
-tamam öyle düşünebilirsin;ama bunun için kendini suçlamaktan vazgeç
-çocuk diyorum,kurtulmak istemiyor diyorum,kurtarılmak istiyor diyorum
Anlamıyorsun diyorum
Sessiz kalıyorsun,onu istiyorum ,seni alttettim diyorum
Beni iyileştirmekten vazgeç diyorum,hadi işte olmuyor,insanın kendisi için yaşaması ne demek merak ediyorum ,birine bağlı olmadan hayat mı yaşanırmış? Bu mümkün değil benim için,nasıl olur,kim inandırabilir beni buna,yo kesinlikle mümkün değil diyorum.
-Ama bu aralar az buçuk da olsa yaşıyorum,kitap okuyorum,film izliyorum,yazı yazmaya çabalıyorum,bir şey yazdığım yok ama en azından deniyorum.
İnsan çok katmanlı bir rüyada hissediyor kendini,yemin ederim on katlı bir rüya gibi
Aklıma şimdi bir sözün geldi,hatta şu an her nedense boğazım düğümlendi
-dedin ki ;iyileşmeyi de bir tür oyun gibi farzet
-Niye boğazım düğümlendi biliyor musunuz,çünkü terapiye dair çok az konuşmayı hatırlıyorum,bir çoğunu unuttum,bazen sitede yorum yazana danışanlara bakınca imrenirdim,derdimki kendi kendime terapiyi nasıl da iyi kavrıyorlar,bir de bana bak ,sen sapıklık için gelirsen olacağı bu ,hiçbir şeyi hatırlamazsın.Böyle bir gerçeği hatırlamak bile insanı sevindiriyor.
Hem bu aralar terapiye gelmek istiyorum ama biliyorum ki amacım terapi değil hala,sizi görmek için daha doğrusu benim kafamda tasarladığım kişiyi.Sözlerin arasındaki çocuğu görebiliyorum ama o beni korkuya mahkum etmiş,hep böyle duygusal konuşmam gerektiğini kulağıma fısıldıyor sanki.Bu satıra geri dönünce duygusallıkla pek alakası olmadığını gördüm dedim ki kendime demek ki duygusal olmak istiyorsun,bu gerçeği 40 kez dile getirmeme rağmen bir türlü kendimi inandıramadım.İnanmak istemiyorum,inanmak sorumluluk getiriyor biliyorum,ben bu kadar sorumsuz değilim ama yapamıyorum işte,birilerinin desteği olmadan olmuyor.
Bazen burada iyileşmek için kendime bazı şeyler bulsam da bunu sanki mutlaka terapide anlattıktan sonra uygulamalıyım diyorum.Düşünce hızında yazmam mümkün olmuyor,bu yüzden söylemek istediklerimi tam söyleyemiyorum.Bu durumun uzun süredir farkındayım ama söylemek kısmet olmadı;bu bana acı veren bir durum ,bir gün düşünce hızında konuşmayı hayal etmişim hep,ne acı,oysa olmayacak ,ama biliyorum ki olamayacak derken bile olmayacak dediğime inanmıyorum,olma ihtimali çocuksu bir gururla kendime saklıyorum,kendimi kendime inandıramıyorum.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: GAZETECİ İKLİM BAYRAKTAR " EŞCİNSEL TERAPİ RÖPORTAJLARI "
« Yanıtla #9 : 28 Şubat 2015, 12:11:52 öö »
Bir de LİSTAG örgütü var. Eşcinsellerin ana babalarından oluşuyor. Bunların görevi aileleri ikna edip, eşcinselliğin doğuştan geldiğinin kabul ettirmek.
“Benim Çocuğum” adlı belgesel filmi çok önemsiyorlar. Katılımcılardan Şule, Listag üyesi ve bu filmde oynamış, İtalya’da görmüş bu filmin orijinalini sonra Türkiye’de kendi zihniyetine uygun aileler bulup Avrupa Birliği fonlarından gelen parayla bu filmi çekmiş. CHP ve HDP milletvekilleri Mahmut Tanal (CHP), Şafak Pavey(CHP), Melda Onur (CHP), Aykan Erdemir (CHP), Gürsel Tekin (CHP), Sezgin Tanrıkulu (CHP), Tufan Köse(CHP) Binnaz Toprak (CHP), Sabahat Tuncel (HDP) çok memnun olmuşlar bu filmi izlemekten.
Diğer dikkatimi çeken konu dini nikahla eşcinsel evlilikler yapma arzusu. Bu konuda fetva verecek din adamları yeni bir tartışma oluşturacak. Tam bir sosyal virüs gibi davranıyorlar. Zihinleri bulandıracaklar. Antikapitalist müslümanların Lideri İhsan Eliaçık’ı bu yüzden destekliyorlar.
Ve eşcinselleri tedavi eden uzman psikologlara düşmanlıkları… Bunu söylemeye bile gerek yok… Öfkeden kendilerini kaybediyorlar eşcinselliğin tedavisinin mümkün olduğunu duyduklarında….
Çünkü kendileri de biliyorlar ki eşcinsellikten vazgeçerlerse Avrupa Birliği Fonlarından gelen büyük meblağlardaki maddi yardımlar bir anda kesilir.


Eşcinsellik özgür bir tercihin değil, genellikle çocuklukta yaşanan travmaların ve ebeveyn ihmallerinin sonucu olarak gelişen bir durumdur. Eşcinsellikten kurtulmak isteyenlere terapi imkanı sağlamamak, gerçekte eşcinselleri küçük düşüren bir tutumdur.

https://youtu.be/-9bPlRuOq-Q?si=3LPplNbsk-WVa29r


Velev ki Eşcinseliz: Furkan

https://www.youtube.com/watch?v=SK5ycgpoVC8

Velev ki Eşcinseliz: Mert

https://www.youtube.com/watch?v=BI6NM-gENrw

Velev ki Eşcinseliz: Efe

https://www.youtube.com/watch?v=rxfQS3Da1Wg




« Son Düzenleme: 02 Temmuz 2024, 05:48:45 ös Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle


Eşcinsellik Aile Hastalığıdır!

Eşcinsellik, bir aile hastalığıdır. Eşcinsellik, bireysel olarak cinsel kimlik bunalımı olarak yaşanırken içinde yetiştiği ailenin hastalıklı olmasından kaynaklanmaktadır. Toplumda eşcinsel sayısı arttığı, kabul gördüğü ve örgütlendiği oranda aile çökmüş demektir. Eşcinsellik, babanın iktidarı yerine annenin egemenliğinin kutsanmasıdır.
Eşcinsellik bireyin değil bireyin yetiştiği ailenin hastalığının dışavurumudur. Eşcinsellik bir aile hastalığıdır. Batı'da eşcinsel lobilerinin güçlü ve planlı çalışmaları sonucunda eşcinsel evlilik yasalarının çıkması ve eşcinsel birlikteliklerin artması, Batı'da ailenin çöktüğünün bir göstergesidir. Batı'da çoktan çöken aile, Doğu'da da artan bir hızla çökmektedir.

https://www.youtube.com/watch?v=tIuRKf4tbpU&list=PL5_aloC9kt81rrtiNCVxhmxzUEgU32Htq&index=5

http://escinselterapi.net/huseyinkacin/

http://escinselterapi.net/forum/

Eşcinsellik Aile Hastalığıdır!

https://www.habervakti.com/escinsellik-aile-hastaligidir-makale,2038.html?fbclid=IwAR1KMAypvtlCCxETGvbwZ4oGT92J0r3aBQN3VNjl2t7s9hBzRGmvNWJzoXc

Benim Ailem Belgeseli

https://www.youtube.com/watch?v=1HpbJLmROLU&list=UUNBtxcE3q3ObDgRtQe0qynw&index=11
Benim Ailem 1. Bölüm

https://www.youtube.com/watch?v=CCMXqn8U70M&list=UUNBtxcE3q3ObDgRtQe0qynw&index=7

Benim Ailem 2. Bölüm

https://www.youtube.com/watch?v=v-6UbOMkP38&t=369s

Benim Ailem 3. Bölüm

https://www.youtube.com/watch?v=tXHaVWGvYH8&list=UUNBtxcE3q3ObDgRtQe0qynw

Benim Ailem 4. Bölüm

https://www.youtube.com/watch?v=1HpbJLmROLU&list=UUNBtxcE3q3ObDgRtQe0qynw&index=11

https://www.youtube.com/watch?v=CCMXqn8U70M&list=UUNBtxcE3q3ObDgRtQe0qynw&index=7

Kürt sorununu kırk yıldır nasıl "dört başı mamur" çözemediysek; yeni yeni büyüyen eşcinsellik sorununu da "dört başı mamur" çözemeyeceğiz ve dini kurumlarımız, ailevi değerlerimiz büyük yara alacaktır.
Eşcinsellik Türk toplumunun kılcal damarlarına kök saldığında, cinsel özgürlükler bu kadarıyla yetinmeyeceklerdir. Eşcinsellik doğal bir yaşam biçimi olarak toplum tarafından kabul edildiğinde; Pedofili (çocuklarla seks) de doğal hale gelecek, bir adım ötesinde ise Ensest'in de (aile içi seks) doğal bir duygu olduğunu psikoloji ve psikiyatri bilimi bize en kısa zamanda bilimsel olarak ispatlayacaktır.

https://www.habervakti.com/ozal-in-bahsettigi-uc-bes-capulcudan-teroristler-cikmisti-erdogan-in-bahsettigi-uc-bes-capulcudan-ise-escinseller-cikiyor-makale,1541.html?fbclid=IwAR1Akgk_ORB-CkFSzTiPTi3z4OYi17uVv0T_d0CjGGhM2VlsEMrXNsQ3ZO0

DEVLET HER ÇOCUĞA SAĞLIKLI EBEVEYNLER SAĞLAMAK ZORUNDA
Devlet her çocuğa ruh sağlığı yerinde anne-baba sağlamak zorundadır;  ifadelerini kullanan Kaçın, Siz devlet olarak aileyi korumazsanız geliştirmezseniz, aileyi merkeze koymazsanız toplumsal çöküş başlar. Burada tüm psikologlar sorunlar anlamında genelde anne-babaya odaklanırlar. Tamam anne-baba sorun çıkarabilir ama burada devletin hiç mi etkisi olmayacak. Çocuklarımızı 6-7 yaşında okula veriyoruz. Bir anne-baba çocuğunu devlet okuluna verdiği anda o çocuk anne-babanın değildir. Devlet bu emanetin bilincinde mi ve bu konuda hassasiyet gösteriliyor mu? açıklamasında bulundu.

https://www.youtube.com/watch?v=0LYcuhJOuuI&list=UUJdkrJhiL6pyF6B8vXad8Ew&index=3

https://www.habervakti.com/dosya/escinsellik-bir-hastalik-mi-kavramlarla-nasil-zihnimizle-oynuyorlar-h81171.html?fbclid=IwAR3Y4Czjk6CQvnT5EcoFSjxxe0hI3WhhbHpkQPv9D8bWuWqCw_vhQCCtG3A

https://www.youtube.com/watch?v=0LYcuhJOuuI&fbclid=IwAR3T3VzkZQx7MM_-DfTuOPGkjgsaKmoHohM26zVIUSOKfSAQoFnkT1Hst7U

'Türkiye artık eşcinsellik sorunuyla yüzleşmeli'
Başarılı programcı Bülent Deniz'e konuşan Psikolog Hüseyin Kaçın, Türkiye artık eşcinsellik sorununu halının altına süpüremez. Bu gerçeklikle yüzleşilmeli. ifadelerini kullanarak kritik uyarılarda bulundu.

https://www.habervakti.com/dosya/turkiye-artik-escinsellik-sorunuyla-yuzlesmeli-h81004.html?fbclid=IwAR3bCylgsndM9C_YddGIdbngIatUIlPs6FHizJnwo9P19MJSXXU3pahyKBw

https://www.youtube.com/watch?v=pDj1U1xuTwk&fbclid=IwAR034rxZfxS6xWA7l4nOO2ENobKlduzECdidFePArFi0f13Gg81ISDVurkw&app=desktop

Yazarımız Psikolog Hüseyin Kaçın, eşcinsel ifadesi yerine LGBT ifadesinin kulanılmasını yanlış bulduğunu ifade ederek büyük tehlikeyi işaret etti. Kaçın, toplumsal cinsiyet eşitliği kapsamında toplumun dinamikleriyle oynanmaya çalışıldığını da belirtti.

https://www.habervakti.com/dosya/unlu-psikolog-tehlikeyi-isaret-etti-lgbt-degil-escinsel-h61739.html

Eşcinsellik hakkında yaptığı açıklamalarla ve ortaya koyduğu terapi yöntemleriyle tanınan haber sitemiz yazarı ve psikolog Hüseyin Kaçın, 7 yıl önce katıldığı bir televizyon programında 'eşcinsellik'le ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu.

https://www.habervakti.com/dosya/unlu-psikolog-escinsellik-tehlikesini-yillar-once-boyle-ortaya-h74213.html

Boderline Kişilik Bozukluğu: Eşcinsellikten İyileşerek Nasıl Kurtuldum?
Köşemizde eşcinsellikten kurtulmuş kişilerden Selim'in ikinci yazısını yayınlıyoruz:

https://www.habervakti.com/boderline-kisilik-bozuklugu-escinsellikten-iyileserek-nasil-kurtuldum-makale,1599.html

Tövbe edersem eşcinsellikten kurtulur muyum?
Köşemizde eşcinsellikten kurtulmuş kişilerden Selim'in terapi süreçlerine dair kaleme aldığı yazısını yayınlıyoruz:

https://www.habervakti.com/tovbe-edersem-escinsellikten-kurtulur-muyum-makale,1598.html

Özal'ın bahsettiği üç beş çapulcudan teröristler çıkmıştı; Erdoğan'ın bahsettiği üç beş çapulcudan ise eşcinseller çıkıyor

https://www.habervakti.com/ozal-in-bahsettigi-uc-bes-capulcudan-teroristler-cikmisti-erdogan-in-bahsettigi-uc-bes-capulcudan-ise-escinseller-cikiyor-makale,1541.html

Ahlak: Zeki Müren "İbne" Değildir.

https://www.habervakti.com/ahlak-zeki-muren-ibne-degildir-makale,1531.html

Türkiye'nin Çözümlenmeyen Yeni Sorunu: Eşcinsellikten Kurtulmak İçin Neler Yapılabilir?

https://www.habervakti.com/turkiye-nin-cozumlenmeyen-yeni-sorunu-escinsellikten-kurtulmak-icin-neler-yapilabilir-makale,1475.html

Din adamlarının eşcinsellik konusundaki yaklaşımları eksik ve yetersizdir.

https://www.habervakti.com/din-adamlarinin-escinsellik-konusundaki-yaklasimlari-eksik-ve-yetersizdir-makale,1448.html

Kamuoyunda pompalanan "eşcinsellik, özgürlük" vs. dayatmalarına karşı bir okurumuzdan gelen değerlendirmeyi sizlerle paylaşıyoruz. "Medya, meziyetmiş gibi öteden beri eşcinselliğin özgürlük olduğunu vurgular. Böylelikle eşcinselliğe karşı çıkanlar da özgürlük düşmanı olur tabii. Durmadan bunu pompalayan yayınlardan etkilenen Müslüman kesim, günah işleme özgürlüğüne saygı duyulması gerektiğine inanmaya başladı sonunda
https://www.habervakti.com/ozgurlugu-putlastirmis-humanist-muslumanlarin-dikkatine-makale,1473.html

Sadistlerden, Eşcinsellerden, Grinin Elli Tonundan, Asr-ı Saadet Oluşur Mu?

https://www.habervakti.com/sadistlerden-escinsellerden-grinin-elli-tonundan-asr-i-saadet-olusur-mu-makale,1401.html

Eşcinsel ideoloji ve örgütler

https://www.habervakti.com/escinsel-ideoloji-ve-orgutler-makale,1020.html

https://www.youtube.com/watch?v=tIuRKf4tbpU&list=PL5_aloC9kt81rrtiNCVxhmxzUEgU32Htq&index=5

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
"eşcinsel olmayı kabul etmek demek; size cinsel tacizde bulunan insanı haklı çıkartmak demektir."http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=822.0

Psikolog http://huseyinkacin.com

Eşcinsellik sapıklık ya da hastalık değildir. Toplumun aynasıdır.

https://www.youtube.com/watch?v=tIuRKf4tbpU&list=PLAABaL9f17rX11VATx98ruU7_iIuzgOZK&index=18


Eşcinsellik özgür bir tercihin değil, genellikle çocuklukta yaşanan travmaların ve ebeveyn ihmallerinin sonucu olarak gelişen bir durumdur. Eşcinsellikten kurtulmak isteyenlere terapi imkanı sağlamamak, gerçekte eşcinselleri küçük düşüren bir tutumdur.

https://youtu.be/-9bPlRuOq-Q?si=3LPplNbsk-WVa29r


Velev ki Eşcinseliz: Furkan

https://www.youtube.com/watch?v=SK5ycgpoVC8

Velev ki Eşcinseliz: Mert

https://www.youtube.com/watch?v=BI6NM-gENrw

Velev ki Eşcinseliz: Efe

https://www.youtube.com/watch?v=rxfQS3Da1Wg




« Son Düzenleme: 02 Temmuz 2024, 05:49:21 ös Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
RIZASI YOK: TRANSLIKTAN KURTULAN OLDU MU? BEN DE KURTULABİLECEK MİYİM?


İklim Bayraktar Rızası Yok/ Sema

Kitaptaki Sema olarak  asıl gerçekleri söyleyeceğim.Öncelikle biz Hanımefendiyle Hüseyin Kaçın sayesinde konuştuk,kendisi eşcinsellik tedavisi gören kişiler hakkında bir kitap yazmak istiyormuş ve ben de   yaşanmışlık olarak bir kaynak olma ümidiyle kendisiyle iletişime geçtim.Yani kitabın bize tarikat, Kuran kursu  ortamlarında istismara uğramaktan ziyade cinsel travmaları sebebiyle eşcinselleşip eşcinsellik tedavisi gören ve bu eğiliminden kurtulmak isteyen kişilerle ilgili olacağını söylemişti. Ama bizim yaşanmışlıklarımızı kullanarak kendi reklamını yapmış.Benim hikayeme uydurma bazı olaylar eklenmiş.Önemli gördüğüm travmalarımla veya olaylarla ilgili kısımların gerçeklerini yazıcam ve altına da Hanımefendinin benimle ilgili yazdığı bölümünü paylaşacağım.

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=2255.0

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
RIZASI YOK BİR KEREDEN ÇOK ŞEY OLUR KİTABINDAN HALİM

Eski forumdaki yazılarımı tek bir yerde toplamak istedim. Ve de bu kitap çıktından sonra kitaptaki yazılanlarla benim kendi hayatımı da kıyaslamanızı istedim. Çünkü biz artık darbe almaktan çok yorulduk. Kullanılmaktan bıktık. Benim hayatım işte kuran kurslarında hep tecavüz oluyor meselesi değil di. Benim hayatım terapilerle gelen iyileşme süreciydi lakin işte bu konuda da aldatıldık. Siz isterseniz kitabı okuyun ve de kitapla benim hayatımı da kıyaslayın. Yakın bir zaman içerisinde kitapta geçen bölümümü de ayrı bir başlık altında yayınlayacağım. Eskiden okuyanlar bilir benim takma adım recai idi çokta yazı yazmışlığım oldu onunla da kıyaslama yapabilirsiniz.
İyi okumalar...

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=2257.0

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
RIZASI YOK: ERKEK ÇOCUKLARI TECAVÜZ SONRASI EŞCİNSELLEŞİRLER Mİ?


Obsesif, kendi obsesyonları içinde boğulan baskın bir anne ile, içine kapanık ve depresyondan hiç çıkamayan bir babanın çocuğu olarak dünyaya geldim. Babam da kendi çapında baskın idi evet. Genellikle sinirli ve sessiz idi, ama sık sık öfke patlamaları yaşadığı dönemlerde olmuştur. Annem ise yönetmeye çok alışmış ve olaylar kontrolünün dışına çıktığında sinirlenen bir insandı, bize göre mükkemmeliyetçi ve uç idi, ona göre ise “olması gerektiği gibi” idi.

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1713.0