Gönderen Konu: KÜRK MANTOLU MADONNA : SOSYAL FOBİ VE EŞCİNSELLİK  (Okunma sayısı 9730 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
KÜRK MANTOLU MADONNA : SOSYAL FOBİ VE EŞCİNSELLİK
« : 02 Şubat 2013, 11:36:31 ös »
"Söylemek,bir şeyler birçok şeyler anlatmak istiyorum.
Kime?
Şu koskoca dünyada benim kadar yapayalnız dolaşan bir insan daha var mı acaba ?"

S. Ali



Raif efendiyle "eşcinsel eğilimlerim açısından" ortak yönlerim; karşısındaki insanı gerçekten çok sevse bile (madonna) , o insan onu reddettiğinde onu kazanmak için yada kendini kabul ettirmek için çaba sar fetmiyor, tamamiyle kaderine yada olayın sonucuna karşı dirençsiz, tepkisiz kalıyor, bir şeyleri elde etmek için gayret göstermiyor. (bende böyle davranırdım)
Karşısındaki insan ona ne kadar aşağılayıcı davranırsa davransın, hata kendinin olmasa bile kendininmişcesine tavırlarda bulunsun, o kendini aklamak için çaba sarf etmiyor olayı çözmeye ve karşısındakini memnun etmeye yönelik girişimlerde bulunuyor yani kendine yapılan haksız suçlamayı takmayıp o an için hatayı kendi yapmışcasına çözümler aramaya yönelik girişimlerde bulunuyor. Sanki egosu yok gibi bir durum ve bende bu yönden Raif efendiye benzer karakterdeyim.
Yani durumu bir kere izah edip karşısındakinin inanıp inanmamasını düşünmeden hata kendininmiş gibi çözüm arıyor. bu çıkarım patronunun geciken çevirisi üzerine Raif efendiye kızmasından çıkarımlanmıştır, ve Raif efendi çeviriyi çeviriyi bitirmiş, yazıcı bayanlara çoktan vermiş olmasına rağmen , bayanların savsaklığından kaynaklı bir durumu Raif efendinin düzeltmeye çalışması.....
Raif efendi yüz yüze muhattap olduğu insanların tavırlarını, yüz ifadelerini yorumlayarak kendi kendine hayal dünyasında her harekete bir anlam yüklüyor ve bazen kendini eziyor, bazen suçluyor, bazen de istenilmeyen biriymiş gibi düşünüyor. Karşısındaki insan o düşünceleri düşünmemiştir belkide ama o sanki öyleymişcesine davranıyor.
Raif efendi hiç bir insandan kendisine verdiğinden fazla birşey istememiş diyor ve bende kesinlikle bu karakterine çok uyuyorum. Bunun sebebi yine kendisinden çok başkalarını düşündüğü için olabilir. yada hayattan o denli zevk almıyordur ki , hiçbir şeyin onun için bir önemi yoktur o hayal dünyasında halinden memnundur belkide. ben böyle davranmamın sebebini bilmiyorum hayattan bir beklentim yok sanki ... babam hep bana dünyaya geldiğine pişmansın sen der ve kendimi dışarıdan izlediğimde gerçekten de öyleyim adam haklı ama hayatta çok az şeyden zevk alınca öyle oluyor insan herhalde.
Karşısındaki insanın davranışlarının sebebine inerek o insanı anlamaya çalışıyor ve o insan taraflı bakış açısı ile olaylara yaklaşıyor, kendi tarafından bakmanın bencillik olabileceğini düşünüyordur belkide. yada kendine hiç değer vermediği için karşısındaki insanı kendisinden daha değerli buluyordur. bende böyle yaklaşırım olaylara.
mesela kitapta bir göl kenarındaki  ağaçların yanında intihar eden gençten bahsedilmişti ve daha sonra Raif efendi de bunalımlı olduğu bir zamanda oraya gidince intihar girişiminde bulunduğunu sonra maria puder'e telefon açtığını sonra Maria Puder'in telefona bakıp polisi arayıncaya kadar ve ambulansın gelesiye kadar ölmüş olacağını , sonra Maria nın yeri bilmediği için günler sonra Raif in intiharını gazetelerden öğreneceğini , sonra ömür boyu Raif'i unutamayacağını falan kafasında tasarlıyor ....  bende bazen böyle ruh hali içerisine girerim küçükken evde bıçağın üzerine ketçap döküp annemin bulunduğu odanın kapısına yatmıştım elimde ketçaplı bıçakla... şimdi çok saçma geliyor bu yaptığım hareket ama hala daha bazen bazen aklıma böyle şeyler geliyor ve hayal kurmaktan kendimi alamıyorum...
Raif efendi sinirlendiği insanlara sinirini yansıtmak yerine , ya o siniri sineye çekiyor yada kendini rahatlatacak şeyler yapıyor mesela patronunun sinirli tavrına rağmen sesini çıkarmayıp patronunun kötü yüz ifadesini çizmesi gibi... benim eski rahatlama yöntemimi biliyorsunuz....
iş yerinde en eski çalışan o olmasına rağmen en bilgili insan o olmasına rağmen , liderlik iç güdüsü yok ve okadar insanın onu aşağılaması onda hiçbir hırs gelişmesini sağlamıyor o sadece kendini aşağılayanlara karşı öfke duyuyor ama öfkesini hiç bir şekilde karşısındakine yansıtmıyor sabır taşı gibi adam ve bende sabırlıyımdır karşımdaki  bana birşey yapsa sineye çekerim ama başkasına bir kötülük yapsa ben başkasının hakkını aramasında yardımcı olmaya çalışırım.
    5 arkadaş oturuyoruz benim emin olduğum bir konu üzerinde , yanlış bilgiye sahip olan biri sahip olduğu bilgiyi doğruluğundan emin bir şekilde savunuyor ama ben kesinlikle eminim onun bildiği yanlış, ben birkere izah ederim ve çekilirim ister anlar ister burnunun dikine gider , en sonunda doğrusunu öğrenecektir derim o ortamda yanlış biliyormuş konumuna düşsem bile bilgimin doğruluğunu ispatlamaya yönelik atılımlarda bulunmam , nasıl olsa birgün anlarlar diye düşünürüm.
bunun sebebi nedir ya ben okadar mı bıkmışım hayattan bu tartışmaya yada iddaya girmek için iyi bir konudur eğlence çıkar belki ama ben bir odun gibi tepkisiz kalırım .......
Raif efendi de benim gibi çok konuşmayan sadece sorulan sorulara cevap veren bir karakterde , kalabalık içerisinde kendi iç dünyasının yalnızlığını yaşayan biri...
çok benzer yanlarımız var Raif Efendiyle, umarım bunlar yeterli olmuştur Hüseyin bey , yeterli değilse kitabı bir kere daha okuyup daha çok şeyler yazabilirim.
4 şubat pazartesi terapiye gelmek istiyorum, İstanbul'da olacağım eğer maddi durumum elverişli olursa sizi arayacağım. İyi geceler...
« Son Düzenleme: 26 Mart 2015, 10:28:59 ös Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
Ynt: KÜRK MANTOLU MADONNA : SOSYAL FOBİ VE EŞCİNSELLİK
« Yanıtla #1 : 10 Eylül 2014, 10:44:00 öö »
önerdiğiniz kürk mantolu madonna romanını okudum gerçekten çok güzelmiş birtane daha var onu da önerebilirim demiştiniz ismi nedir kitabın?
raif efendi eşcinsel eğilimleri olan bir karakter dediniz ama burada yazarın da eşcinsel eğilimleri var bence. hatta raif efendinin eşcinsel eğilimlerinin olmasını bize düşündüren, yazar da olabilir. kitabı okurken küçük küçük notlar aldım :
Yazar: hemcinslerinin iç dünyasına giriyor, kendince yorumluyor ve hoşuna giden tıpleri betimlemekten çekinmiyor.

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1228.0 linki tıklayınız


psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
Ynt: KÜRK MANTOLU MADONNA : SOSYAL FOBİ VE EŞCİNSELLİK
« Yanıtla #2 : 02 Ekim 2014, 09:23:57 ös »
Psikolog Hüseyin KAÇIN
0 555 326 22 91
Aile ve Evlilik Terapisti

KADIN ve AŞK

Hz Havva zekası ve ruhuyla hayata dokunan ilk insandır. İyi ki eli o yasak ağaca uzanmıştır. İyi ki Hz Adem'in aklını çelmiştir. Böylece hayatın sırrını açığa çıkarmıştır. Aşk ve cinselliği cennetten hediye olarak dünyaya taşımakla görevlendirilmiştir. Allah hayata dair tüm oluşumların nüvelerini kadında gizlemiştir. Bu anlamda kadın hayatın kendisidir. Yüreğinde Hz Havva'ya şükran duygusu beslemeyen insan yücelik mertebesine erişemeyecektir. Kadını yüceltmeyen erkek asla yücelemeyecektir.


http://www.youtube.com/watch?v=K9MC30t7Uhc&list=UUIe19S-aZ6TQNiC1Tsfjviw&index=2

http://www.youtube.com/watch?v=tX0T68Pwuq8&list=UUIe19S-aZ6TQNiC1Tsfjviw&index=10

http://www.youtube.com/watch?v=w2TvYLuahO8&index=7&list=UUIe19S-aZ6TQNiC1Tsfjviw


tıklayınız


26/12/2011 tarihli Radikal Gazetesinde sitemiz ve eşcinsel terapiler hakkında
yayınlanan makaleye ulaşmak için tıklayınız

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1073587&Yazar=PINAR_OGUNC&Date=26.12.2011&CategoryID=97#

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
Ynt: KÜRK MANTOLU MADONNA : SOSYAL FOBİ VE EŞCİNSELLİK
« Yanıtla #3 : 24 Kasım 2015, 11:36:05 öö »
EŞCİNSELLİK ve KÜRK MANTOLU MADONNA : RAİF EFENDİ EŞCİNSEL MİDİR?

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1184.0

EŞCİNSELLİĞİN TEDAVİSİ: EŞCİNSELLİKTEN KURTULMAK MÜMKÜN MÜDÜR?

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1480.0

KÜRK MANTOLU MADONNA : AŞK MI? EŞCİNSELLİK Mİ?

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1228.0

Sabahattin Ali: Kürk Mantolu Madonna ve Eşcinsel Erkekler

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1176.0

KÜRK MANTOLU MADONNA : SOSYAL FOBİ VE EŞCİNSELLİK

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1229.0

KÜRK MANTOLU MADONNA: RAİF EFENDİ Mİ YOKSA MARİA MIYIM?

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1498.0

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
Ynt: KÜRK MANTOLU MADONNA : SOSYAL FOBİ VE EŞCİNSELLİK
« Yanıtla #4 : 20 Nisan 2018, 10:20:32 öö »
Raif Efendi’nin Türk tipi diyebileceğimiz çekingen, derin ve sessiz aşk acısını bir kez daha okumanın en iyi terapi olacağını düşünmüştüm… Tanrı’nın kozmik eğlence anlayışının ürünü olmasından başka ihtimalin bulunmadığı bir şekilde benim üzüntüme neden olan gerçek hayat hikâyesindeki kahraman Maria Puder’e hem fiziksel hem de sanatsal özellikleriyle reenkarnasyona inandıracak denli benziyordu. O nedenle de, romanı ikinci kez, üstelik de edebi kıstaslar için değil, sadece Maria Puder ile Raif Efendi’nin hem saf hem de çaresiz ilişkilerinin kirletilmiş sevgi kavramına dair iyileştiriciliğinden faydalanmak için okurken,(romanı önceden bildiğim için ilk okuduğumda bu tür bir özelliği olabilir diye düşünmüştüm çünkü) melankolinin dehlizlerinde daha önce başarmam birkaç yılımı aldığı gibi çıkış yolu aramaya yeniden koyulacağımdan korkmuştum.

Kürk Mantolu Madonna’yı ikinci kez okumak, Maria Puder’in güzel kadınların yaşadığı ama kimseye de anlatamadıkları o terk edilme hissinin kontrolünde nasıl seçimler yaptığını… Raif Efendi’nin de mecburiyetlerin erkeklerin ömürlerinde nasıl bir kahırlı dönüşüme neden olduğunu; sokakta gördüğüm erkek yüzlerinin çizgilerinde neden sahip olamamanın derinliğinin hüzünle yarıştığını daha iyi anlatmıştı… Korkum da boşa çıkmıştı. Çünkü insan, eğer durduramıyorsa zamanı, aşk yaralarının iyileşmesine mahkûmdu… Belki de, Kürk Mantolu Madonna bana gerçek aşkın karşılıklı ve olabildiğince hesapsız yaşanması gerektiğini Maria Puder ve Raif Efendi’nin aşka dürüstlükleriyle hatırlattığı için iyi hissetmiştim.

Benim için Kürk Mantolu Madonna’yı ikinci kez okumanın gerekçesi, edebilikten çok kalbi bir ihtiyaç iken, çok satanlar listesine Sabahattin Ali’nin adını Kürk Mantolu ile kazıyanların amacı neydi? Sanmıyorum ki edebiyat okuru yapmak için öğretmenlerin ilk önerdiği kitaplardan olduğu ve 17 milyon öğrencimiz bulunduğu için Kürk Mantolu çok satanlar listesinden inmesin… Öyleyse romana olan ve Sabahattin Ali edebiyatına olmadığı konusunda kuşku götürmeyen o sel gücündeki ilginin nedeni; saf aşka duyulan ihtiyaç olmasın sakın!

Bugün, iletişim araçları gelişip, iletişimin mesafesi kalmayıp, hızı da ışıkla yarışır hale gelince ilişkilerde ve aşkta yollar çatallandı. Eskinin zor kurulan ama değeri de o kadar yüksek olan ilişkilerinin yerinde, bugün nasılsa milyarlarcasını yeniden ve çok hızlı kurabilme vaadi taşıyan sosyal medyanın ve iletişim teknolojilerinin gaddarlığı kaynaklı bir samimiyetsizlik ve değersizlik ikliminde yaşıyoruz. İletişimin herkesin özel hayatına bir pencere açıp, dünya üzerindeki tüm sınırları yok etme gücünün tanrısına da, eski zamanların “çağdışı” insanları gibi ilişkilerimizi kurban veriyoruz. Öyle ya, hem dostluk hem de sevgili ilişkilerinin bir yenisi mekânda ve zamanda yakınlık imkânını sunan iletişim teknolojileriyle kağıt mendil gibi ihtiyaç halinde buruşturup atabilme özgürlüğünü yaşarken; her şey biraz sanal, biraz plastik ve yapayken, sadakat, sevgi için emek ve anlayışa çıkan hoşgörü, günümüzün enayilik hastalığının tipik belirtileri oluverdi… Hal böyleyken de gittikçe dokunmatikleşen yaşamlarımızın yaşam kurulduğundan beri hem tene hem ruha dokunmaya programlı hayatımızın yerini alması, aşkın ömrünün kelebeğin bir günlük yaşamını ölümsüzleştirecek denli kısaltmasının tamamını değilse de önemli bölümünü açıklıyor…

Ne ki insan ne denli aç gözlü olsa da, önceliği kendinde olmayanadır. Kürk Mantolu Madonna’ya dair bu müthiş ilginin altında yatanın da, pekala Türk edebiyatının en naif ve içten, sadeliğin ihtişamıyla yazılmış, okurunu yormayan aşk hikayesini sosyal medyanın bir fenomen haline getirmesi olduğunu söylemek mümkün. İlişkilerin çabuklaştığı kadar güçsüzleşip değersizleşmesine yol açan iletişim kültürünün/araçlarının aşka dair Kürk Mantolu Madonna’ya karşı yarattığı ilgi, biraz da kendini temize çıkartma çabası gibi duruyor. Ama sebebi ne olursa olsun, çoğunluğu para ve ün kazanmaya hesabına dayalı mühendislik çalışmasının ürünü olan çok satanlar listesi arasında belki Kürk Mantolu Madonna ile başlayarak okur olma serüvenine katılmayı isteyeceklere de fırsat sunması açısından romana olan ilgi yabana atılacak gibi değil… Ve mademki Kürk Mantolu’nun aşka ilişkin bakış açısının deniz feneri marifetinde bu bol ışıklı sanal gerçeklikte yolunu yitirmişlere yol göstermesi de arzulanıyorsa romana olan ilgiyle; Raif Efendi’nin şu sözleri iş görür fazlasıyla:

“Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ama birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi. Bir ruh ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden meydana çıkıyor. Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya, ruhumuzla yaşamaya başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor. Ruhlar birbiriyle kucaklaşmak için her şeyi çiğneyerek birbirine koşuyordu…”


http://www.edebiyathaber.net/kurk-mantolu-madonna-neden-cok-satiyor-erdinc-akkoyunlu/