----- Forwarded Message -----
From: Ustun Ongel <uongel@cu.edu.tr>
To: psy-l@yahoogroups.com
Sent: Wednesday, January 18, 2012 4:14 PM
Subject: [psy-l] re: escinsellik
Gülseli Baysu:
<<Dolayısıyla eşcinsellik doğuştan gelmez yada geldiğine dair kanıt yoktur demek sizi belli bir politik söylemle aynı cepheye düşürürür. Bu politik söylem muhafazakar ve homofobik bir söylemdir. Eğer doğuştan gelmiyorsa değiştirilebilir 'düzeltilebilir' der çünkü bu söylem. Dolayısıyla Fevzi bey bu söylemde bulunurken bunun nereye düştüğünü öğrencince bu kadar şaşırmamanız gerekir.>>
Öne çıkardığınız vurgular, insan "iradesini" yok sayan, insanı geriye götüren bir bakışın ürünü. Gey ve lezbiyen olma konusuna bakmadan önce "erkek" ve "kadın" olmaya bakılması gerek. Siz, kadınlığınızı cinsel organınızla, fizyolojinizle, biyo-kimyanızla mı tanımlıyorsunuz? Doğuştan getirdiğiniz "beden", ona yüklenen "anlamlarla" kadına dönüşmüyor mu? Öte yandan "özdeşleşme" önemli ama tek açıklama değildir, verili bir kültürde bir bireyin kişiliğinin ve kimliğinin nasıl oluştuğunu anlamak istiyorsak, tüm indirgemeci/kestirmeci açıklamalardan uzak durmamız gerekiyor.
Öte yandan düşündüğünüzün tersine, "düzeltme" vurgusunu yapanlar, maalesef bu oluşumun doğuştan olduğunu kabul edenler arasından da çıkıyor; madem "genetikle" ilgilidir bu konu, bulalım şu lanet olası geni ve değiştirelim, di,yorlar.
O nedenle, cinsel kimlik konusunun (gey veya lezbiyen veya kadın veya erkek veya ...) doğuştan olduğuna dair hiçbir kanıt olmadığını söylemek (YOKTUR böyle bir kanıt), bu işin düzeltilmesi savunusu içinde olanların yanına götürmez bizi. Bilakis, insan kendini var eder, iradesiyle, farkındalığı ve bilinciyle, hangi etkiler altında olduğunu görür, değerlendirir, ve nasıl istiyorsa da öyle yaşar, demeye götürür bizi. Eğer bunu diyebilirseniz, mevcut kaba erkek-kadın ayrımına dayanan ve erkek egemenliğinde süren düzenin de belki (değişmese de) biraz yerinden oynamasını sağlayabilirsiniz.
Kaç yıl önce yazdığım yazıyı da okursanız, belki burada kısaca açmaya çalıştığım şeyin ne olduğunu daha iyi görebilirsiniz...
"Erkekliğin, Kadınlığın, Geyliğin ve Lezbiyenliğin Sosyal Psikolojik ve Kültürel Kurulumu Üzerine"
http://www.ustunongel.com/index.php?ll=detay&src=56 -----Original Message-----
From: gulseli baysu <gulseli_baysu@yahoo.com>
To: psy <psy-l@yahoogroups.com>
Date: Wed, 18 Jan 2012 01:29:19 -0800 (PST)
Subject: Re: [psy-l] eşcinsellik
Sevgiler
Öncelikle bu tarz tartışmaların ve konuşmaların çok önemli ve faydalı olduğunu düşünüyorum
Eşcinsellik doğuştan mıdır sorusu neden bu kadar önemlidir? önemli olan herkesin seçtiği yada olduğu gibi kabul görme hakkı değil midir?
Bu soru politik bir sorudur. Dolayısıyla eşcinsellik doğuştan gelmez yada geldiğine dair kanıt yoktur demek sizi belli bir politik söylemle aynı cepheye düşürürür. Bu politik söylem muhafazakar ve homofobik bir söylemdir. Eğer doğuştan gelmiyorsa değiştirilebilir 'düzeltilebilir' der çünkü bu söylem. Dolayısıyla Fevzi bey bu söylemde bulunurken bunun nereye düştüğünü öğrencince bu kadar şaşırmamanız gerekir.
Eşcinsellik doğuştan gelir ve dolayısıyla tercih değildir ve değiştirilemez söylemi ise homofobi söylemin karşısında duran ve eşcinsellerin haklarnı savunan bir söylemdir. Eğer doğuştansa o zaman bizi değiştiremezsiniz olduğumuz gibi kabul etmelisiniz der yani bu söylem. Bir çeşit ırk, siyah yada beyaz olma durumu gibidir.
Şahsen bütün tartışmaların bu sorunsal üzerine odaklanmasından rahatsızım. Doğuştan yada değil farklı olana olmak isteyenin haklarına saygı göstermemiz gerekir diye düşünüyorum. Din yada dinsizlik bir tercihtir ama yine de belli bir dine mensup insalara yada ateistlere, agnostiklere, deistlere azınlıkta da olsalar saygı göstermemiz gerekmez mi? Haklar ve özgürlükler üzerinden tartışmak gerekir diye düşünüyorum, çünkü asıl sorun bugün eşcinsellerin, heteroseksüllerin sahip olduğu hakların ülkemizde hiç birine pek çok ülke de de ancak bir kısmına sahip olmalarıdır.
Dediğim gibi bu tartışmaları son derece faydalı buluyorum ve bu tartışmaya katılan büyün arkadaslarıma teşekkür ediyorum
Sevgilerimle
Yrd. Doç. Dr. Gülseli Baysu
Istanbul Kemerburgaz Üniversitesi