İki yıl cemaat evinde sabrımı zorluyordum. Oradaki baskıcı hayattan attım kendimi dışarı. Diğer iki yılı kendi tuttuğumuz evde geçirdik Hakanla. Evin penceresinden insanların ayakları, araba tekerlekleri, kediler, yere atılmış çöpler gözüküyordu. Güneş almayan, rutubetli bir evdi öyle ki rutubetten elbiselerim küf tutardı. Öğrenciyiz ve kiramız muhite göre ucuz diyerek dişimizi sıkıyorduk.
Yaşamak zor geliyordu bu hisle. Bir hamal gibi sırtımda yük taşır gibi yoruluyordum, eziliyordum, bitkin düşüp dibe vuruyordum. Ağlıyordum sabahlara kadar ama gözyaşlarımı silen olmuyordu. Ne acı bir şeydi. Erkeklere bakıp kalbinin sızlaması… Çünkü onlar benim helalim olamazdı, ellerini tutup yolda yürüyemezdim. Ellerim bomboştu, bu kader neden bana karşı bu kadar acımasız diyerek onu da suçlar olmuştum. Bir yardım almalıydım. Zor da olsa kurtulmalıydım. Bana yardım etmesi için dualar ederdim Allah’a. Okuldan bir hocama derdimi açtım. Değişmek istediğimi söyledim. Karşı cinsi düşünerek mastürbasyon yapmamı öğütledi. Zor gelse de bunu yapmam gerektiğini söyledi. Gerçekten zor geliyordu. O zamanlarda zerre kadar ilgim yoktu onlara. Bazen oluyordu ama hemen kaybediyordum o ilgiyi. Hocamın diğer görüşmelerde beni başından savmak için başka bir hocaya göndermesi, onunla görüşmemi bitirdi. Uzman bir insandı, güvenmiştim ona ama o bana yardım edemeyeceğini ima ediyordu. Kimden yardım isteyecektim. Değişmek çok zor, içinden söküp atamazsın, ölene dek bu hislerle yaşayacaksın deyip durdular. Yılmadım, tükenmedim, bekledim O’na güvendim birini yollayacaktı bana. Bir gün ışıklar bana da yanacaktı nasıl olsa.
Hayatı akışına bırakmıştım. İnsanlarla tanışmaya devam ediyordum. Biri, sitenin birindeki profilime mesaj atmış. Diyor ki tanışabilir miyiz? Profilini inceledim. 32 yaşında diyordu. Üzgünüm ilgilenmiyorum, yaşınız büyük dedim. Cevap geldi msn adresini vermişti. İstersen eklersin diyordu. İçinde psikolog kelimesi geçiyordu. Meslektaşız ne güzel sevindim. Deneyimleriyle bana bu meslekte yardımcı olabilirdi. Ekledim görüşüyorduk. Telefon numaralarımızı verdik birbirimize. Her sabah mesajlar atardı. Dostluk, sevgi, üstüne beni tedirgin ederdi. Atma böyle mesajları rahatsız oluyorum dedim. Bu yaştaki bir adamın benden bir beklentisi mi vardı acaba? Atmadı sonra o mesajları. Ram’a gel, buraları gör, senin için faydalı olur diyordu. Tenezzül edip de Bakırköy’e kadar gidesim gelmiyordu. Bir gün bir ödev yapmam gerekiyordu. Psikolojik görüşmelerde 5 tane yapıp bunları raporlaştırıp hocamıza vermemiz gerekiyordu. Kafadan sallayabilirdim ama bunu gerçekten yapmak istiyordum.
-Ram’a gelsem bana yardımcı olur musun? Dedim. Elbette sen gel bakarız icabına diyerek yardımcı olmaya çalışıyordu bana.
Yolu tarif etti bana. Kolaylıkla buldum Bakırköy Ram’ı.
-Ben geldim hangi binaya gireceğim? Diye sordum.