1 Bölüm
5 mail 4 mailin ve hikayenin devamı
30.10.2008, terpiler başladıktan sonra
Murattan kopma eğilimleri ve sancıları biryandanda oğluna sahip çıkma sendrumları
Nil bir yandan gündelik hayatına işine devam ederken iç dünyasıyla ,bilinçaltuyla hesaplaşmak zorundaydı,onun hayatını olumsuz etkileyen herşeyden artık kurtulmak istiyordu, Hüseyin bey Nilin güvenini kazanmıştı, taabiki bu kolay olmamıştı,Nil öncelikle Hüseyin beyin yeterli olup olmadığına baktı, aradığı şey kolay değildi, hem bilinçaltına hemde ruhuna hitap edebilecekmiydi, yaralarını sadece işte hayatın gereği bu hayat inişli çıkışlıdır Nil hanım diyerek, sanki herşey tesadüf yaşanmış giimi yaklaşacaktı yoksa bunun manevi boyutunuda görebilecekmiydi. Çünkü alacağı her olumlu cevap, onun derinlerini açmasına izin verecekti.Onca acıyı dışarı çıkarmak derinlere inmek elbetteki Nil içinde asla kolay değildi. Onca tramvalar geçirmiş, inteharlardan dönmüş, bunca talihsizlik, ve taciz görmüş, kendini bu dünyada doğuduğundan beri annesiz babasız ve yapayanlız hisseden bir Kadına ulaşmak Hüseyin bey içinde kolay değildi. Ama Nil terapilerde bir şeyler bulmuştu, üstüne gitmeye kararlıydı. Hayatında ilk kez bir şeyi tamamlamaya karar verdi.Hayatının geri kalanının sağlıklı tamamlayabilmek için.Ondaki bu sevgi bağımlılığı, ve açlığı değilmiydi onu yanlış erkeklere götüren, bu yüzden değilmiydi, aslında evlenmekten korktuğu için onunla evlenmeyecek erkeklerle birlikte olan, ve onu sadece koruyan ,yardım eden, dinleyen , şevkat veren erkeklerle dost olması yada birlikte olması.8 yıldır sürgün hayatı ve esareti yaşayan o değilmiydi, bunu Hüseyin bey sayesinde fark etmişti, eğer tedavi olmazsa ne Murattan kurtulabilecekti belkide bir 10 yıl daha devam edebilecekti, ne kendine güveni gelecekti,nede korkuları , hayattaki kontrolsüzlüklerini,ani iniş ve çıkışlarını durduramıyacaktı.Kısacası hayatının geri kalanını bu şekilde geçiremezdi.35 yılı zaten böyle geçmemişmiydi?Kim dayanabilirdiki buna. Yemek yapamıyor, Kadın olamıyor,anne olamıyordu, zemin hep hazırdı ama o hep tüm dünya başına yıkılmışcasına hissediyordu, sorunları insanlara öyle bir anlatıyor, kendini öyle bir acındırıyorduki insanlardan sevgi ve şevkat dileniyordu, bu da yetmiyormuş gibi hep annesini, ve babasını kötülüyordu.Özel hayatını herkes biliyordu, ne sırrı olabilirdiki Nilin, parasını tutamıyor, tassaruf yapamıyor, deli gibi alışveriş yapıyor, sonrada ortada kalmıyormuydu,Her sabah uyandığında 1 gün mutlu 3 gün ağlamaklı gezen o değil miydi?Evine gelen fatıraları dahi açamayan ve bile bile cezaya girmesine kadar bekleyen ve sonra bunu 2000 tl olana kadar bekleyen o değil miydi? Başını hep derde sokan, erkeklere hep çok yakın davranan, cinsellik düşünmediği halde hep onlara gülümseyen bundan dolayıda yanlış anlaşılıp basit kadın olarak görülen ve herkesden teklif alan o değil miydi.Yada onları kendisine deli gibi aşık eden, herkesi büyülüyüp sonrada bir peri kızının hızıyla uçup gidip kaçan, doğru düzgün bir adam ona evlenme teklif ettiğinde, tüm hızıyla kaçan bağlanamayan o değil miydi?Ciddi bir sorumluluk alınması gereken yerde bunu alamayan, ve bir yaprak gibi titreyen , kalbi duracakmış gibi çarpan ve kaçan o değilmiydi?Evine bağlanamayan otel gibi kullanan,heryeri dağınık bırakan, tüm dolap ve bilimum kapakları açık bırakan, çantası dağınık, çalışma masası dağınık, konsantrasyonu bozuk, insanları dinlerken dalıp giden, günü gününe uymayan, aklına eseni yapan,yerinde duramayan, sabit oturamayan en fazla 5 dakika süreyle çalışabilen,aklına esen her yere gidebilen dünyanın bir ucuda olsa ona çok basit görünen, bir başbakanla bile konuşma cesareti olan,10.000 kişinin önüne çıkıp konuşmaktan da korkmayan o değil miydi?Ufacık bir sorunu büyüten, çok cesurken bazen ufak olaylar karşısında ne yapacağını bilemeyen o değil miydi?Erkekleri hem seven hemde nefret eden, kadınlardan hoşlanmayan sevmiyor onları diyen o değilmiydi?Cinsel kimliğini arayan ben A sexüelim diyen ,sexden hoşlanmayan,kendini çok yanlız hissetmesine rağmen,asla yanlız kalmayan, evine giremeyen, telefonla bile saatlerce insanlarla konuşan, asla ayağını bir kanepeye uzatıpda huzur içersinde hayatın tadını çıkaramayan, nereye giderse gitsin huzursuz olan,hep değişik mekan, değişik yerler isteyen,çabuk sıkılan, yıllar önce 8 yaşındayken öğretmenine anne diyen ve onu hep özleyen düşünen, çocukluğunu özleyen,babanesini ve dedesini hep anan, çocuğuna sorumluluk veremeyen, onu sevemeyen,kabına içine sığmayan , sürekli içini kemiren bir dürtüyle yaşayan,hep kara kara düşünen,sahte gülen, sahte eğlenen, sahte dans eden,sahte bir mutluluğu yüzüne yansıtan, 3 kişilik içinde kaybolan O değilmiydi?
Bu karmaşayla daha ne kadar yaşayabilirdiki ama bütün bunları yaptığını ona fark ettiren hüseyin beydi, o bunların farkında bile olmadan yaşamıştı, sadece zaman zaman kendisine neden ben 1 gün iyim 3 gün kötüyüm diyebiliyordu. Bu yüzden Nil kararlıydı, terpilerde ruhu çok acısada,gerçekleri öğrenmek ona çok acıda gelse, kiloda alsa, eli ayağı kalkmaz olsada, midesi bulansada, zor ama çooook zor gelsede bu terpiyi tamamlayacaktı. Zaten Hüseyin bey son güvendiği insandı, son kez anlatacaktı herşeyi ,hatta bazı şeyleri hayatında ilk kez,Hüseyin beyin elini bilinçaltında sımsıkı tuttu, minik bir kız çocuğu gibi, ama bir yandan da onunda onu terk etmesinden korkuyordu, hep bu korkuyla hayatı geçmemişmiydi? Eğer dedi kendi kendine Hüseyin beyde başaramazsa,artık bu sorunlarala ebedi yaşayacağını ve belkide daha kötüye gideceğini düşündü, ama bunu denemke zorundaydı ne ye paha olursa olsun sonuna kadar gidecekti.Zaten bilinçaltında kayıp değilmiydi?Daha ne kadar kaybolabilirdiki en son birde o canını acıtmış olacaktı.
Hep erkeklerin onu terk etmesinden ,terk edilmekten korkmuyormuydu,babası gibi!Ama bilinçaltındaki bu korkuyu, bu açığı onunla aşacaktı. Terapiye ilk geldiğinde Nil bir kaç terapi güvenle başladı,sorunlara inildi,her terapi yeni bir şeyi keşfettiriyor, tutamadığım göz yaşlarıyla akıp gidiyordu,O önce, bir erkek oldu, başka bir tarapide, babam, annem, Oğlum, Kadın oldu,Anne oldu, Ben oldu, beni iç rahmimden yani bilinçaltı doğumumu gerçekleştirdi.
Zordu Nil için çünkü, bazen direniyordu, başaramıyordu, ama zamanla herşeyide başarıyordu. Zaman zaman Hüseyin beye gidemiyor. Duraksıyordu,kimi zaman 2-yada 3 ay uğramıyordu,öğrendiklerini sindiriyor, hayatına uyguluyor, doğru olduğunu görüyor bizzat yaşıyordu, bu onu çok mutlu ediyordu, evet değişiyordu hayatında hep özlemini duyduğu ve başaramadığı şeyleri, belki bu başkaları için çok basit görünebilirdi, her insanın aslında hayatında uygulayabildiği şeylerdi bunlar, ama hayır Nilin bütün sorunları, başının derde girmesi,huzursuzluğu,hayata adaptasyonsuzluğu bu basit gibi görünen nedenlerdendi.
Nil ruhunu huzursuz eden,ruhunun arzuladığı mutluluğu ve huzuru manen Allahu tealanın ona lütfediği hidayetle, mürşidi ile ve büyük tövbesi ve pişmanlığı ile Kabeye davet edişiyle bulmuştu.Bir yanadan ibadetlerine devam ederken bir yandan da nefsi terbiye oluyor Allahın aşkıyla gerçek mutluluğu yaşıyordu, tebliğ de ediyor insanlara yardım ediyor ve anlatıyordu biliyordu ki bu yolda daha görevleri vardı, ama bu iç alemindeki bilinç altındaki zehirli kökleri çıkarmalı onun yerinede sağlıklı kökleri inşaa etmeliydiki , hem içten hemde dıştan sağlam bir kale olsun. Önce kendisine ve ailesine , oğluna faydalı olmaıydı, duruşu sağlıklı, ve güven verici , ve dingil bir insan olmalıydı. Bu haliyle kaç kişiye bir şey verebilir, onu kaç kişi dinler ve ciddiye alabilirdiki .Herşeyden önce kendi için artık yaşamalıydı ve standart bir hayatı yaşabilmeliydi.
Ama bir yandanda kendisine bu soruyu sormadan edemiyordu,terapi seanslarında en büyük acıyı veren ve Nili kendine getiren seans elbetteki Nilin psikolojik doğumunun gerçekleştiği seanstı. Evet insan duyduğunda akıllar almıyor, nasıl olur 35 yaşına gelmiş bir insan doğmamış mı yani diye ,insanın gülesi geliyor, yada dalga geçesi.Ama hayır tüm sorun burda başlamıştı aslında Nil 3 aylıkken annesinden ayrıldığı için,maalesef bu yönü gelişememişti, ve ayakları yere basmayan gerçek hayatta kendini hissetmeyen, herşeyi basit gören bir düşünce yapısı hakimdi. Herşey onun için hayaldi sanki. Bu yüzden de hayatın o zor döneminde Peri kızını yaratmayı başarmıştı, sağlıklı bir insan bunu asla başaramazdı, Kübra ise Allah tarafından 17 yaşında oluşmuştu. Herşey o doğum seasından sonra düzelmişti, bu doğum olmadan söylediklerini,uygulama gücünü ve bilincini nasıl yerine getirebilirdiki. Nil o seansda Küçücük bir kız görünümünde Hüseyin beyin elinden tutuyordu,kapkaranlık bir yerdi heryer Nil için sanki bir köprünün üzerinden geçercesine ışığa doğru ilerliyorlardı, bırakmayın beni hüseyin bey, yardım edin çığlıklarıyla ağlaya ağlaya geçmişti o geçidi sanki anne rahminden dünya yailk kez geliyordu.O korkulu geçişden sonra kan ter içersinde , tüm aydınlığı görmek için gözünü açtı, gözleri kapalıydı doğum esnasında. O seansdan sonra gerçek hayyatdaydı ve herşeyi ona göre algılamay başladı. Evet 35 inde doğmuştu Nil bir terapi odasında.Bunu kabullenmek zor olsada evet bu gerçekti. O yüzden böyledi hayatı boyunca
Başka bir seansta sordu Nil, Hüseyin bey neden bu benim başıma geldi ve sizce neden bunu yaşadım. Hüseyin bey sustu önce gözleri dolmuştu zor bir soruydu. Eğer dedi sen gerçek hayyata olmuş olsaydın,asla bu kadar yaptığın şeyleri yapmaya cesaret edemez,bunca kişiyle gaylerle bile ve hayatla tanışamaz, ammana gidemez , bu acıları tadamaz, ve yanamzdın, kaptan ,kapa boyadan boyaya Rabb seni boyadı ve sonunda kendisine çağırarak aşkını lütfetti dedi. Eğer sen sadece Kübra olarak Allah yolunda ilim yapsaydın, sadece kuru ,kuru onu anlatacak ve nefsini, ne acizliğni, ne yokluğunu,ne de fakrlık mertebesini bilemiyecek ve yaşayamıyacaktın dedi. Evet dedi Nil ve bu cevabı bekliyordu ondan zaten sadece teyid etmek istemişti, çünkü bunu kabede zaten Allah zaten Nile göstermiştiNil dediki;Hüseyin bey İnsanın anne ve babasını seçme şansı yok, bunu tayin eden Allah, bana bu anne babayı verdiyse ve ben doğuştan yetim ve öksüz kaldıysam, kendimi kimssiz hep hissetiysem bu onun dileği idi, ben ne kadar ondan hayat boyu uzak görünmüş olsamda aslında içerken bile onunlaydım,bunu yatırlara giderek biliyorum zilzurna sarhoş ve günahı batmış yanmış bir halde hep aslında onun kapısındaydım, tek ve gerçek eğitmenim oydu, o beni halden hale geçirerek RABB öğreten, ve eğiten vasfını gerçekleştirdi, o en sevdiğinide Resullah efendimizi sav annesiz ve babasız bırakmamışmıydı. Demek ki,benide seviyordu ve kendi eğitmek istedi, ve arattı yıllarca ararken , öğrendim,yandim, kor oldum hıçkırıklarını tutamayarak ağlayarak ben çok şanslıyım Hüseyin bey dedi. Şükürler olsun ki rabbime bana bunları yaşattığı için. Tüm dünya ya mal satmak isteyen Nil den onu tüm dünyaya anlatmak isten biri halinede nasıl getirmişti. Şimdide psikolojik yönden geliştiriyor.Ammanda Jordanda hidayeti veriyor gafletten uyandırıyor ,Kabede manevi doğumumu gerçekleştiriyor, hemen akabinde de Onu bilen ve yaşayan bir psikologla tanıştırıp psikolojik doğumumu gerçekleştiriyor.Nasılda herşeyi mükkemmel bir sıralamyla yapıyordu.Nili evet Rabb hazırlıyordu her manada da tammalıyordu. Kim bilir ilerleyen yıllarda onun için neler yapacaktı. Nilin çünkü artık tek arzusu onun rızasını kazanmaktı.Bunun için yaşıyordu artık.