Gönderen Konu: SAPLANTILI EŞCİNSEL SEVGİDEN ERKEK ERKEĞE DOSTÇA İLİŞKİYE  (Okunma sayısı 611 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4627
    • Profili Görüntüle


21/04/2025

5. Terapi sonrası

Beşinci terapi yazısına başlamadan önce bu terapiye kadar geldiğim aşamayı özet geçmek istiyorum

Hüseyin hocanın bizlerden istediği ilk şey genelde pasif fantezileri bırakmak, pornoyu ortadan tamamen kaldırmak, masturbasyon olayını haftada 1-2 ye düşürmek ve tarif ettiği şekilde yapmak olmuştur.

Bu kısım eşcinsel kimliğin gelişmesini önlemek için çok gereklidir.

Ayrıca pasif fantezileri terketmek demek sadece cinsel anlamda ele alınmamalı aynı zamanda sosyal yaşamda da pasif tutumları  terk etmek olarak da düşünülmelidir, en basitinden karşılıklı bi diyalogda sürekli dinleyen onaylayan ve fikrini belirtmekten çekinmek bile pasif bi tutuma örnek verilebilir…

Şuan geldiğim noktada cinsellik konusunda pasif fanteziler kurmuyorum, ilgimide çekmiyor. Aktifle hetero arasında tam olarak niteleyemediğim bi aşamadayım, buda terapi sürecinde olağan bi durum endişelenecek birşey yok yani

İkinci önemli husus ise her türlü korku ve kaygının eşcinselliği güçlendirdiğidir.

Bu süreçte birçok kaygı ve endişe duyduğumuz anlar olacaktır ama asıl bilmemiz gereken bunların olağan ve geçici olduğudur, bakış açımız hep bu yönde olmalıdır

Üçüncü mevzu ise aile konusudur.
Bu forumu ziyaret eden ve cinsel yönelim bozukluğu yaşayan biriyseniz ailenizin bu konuda etkisini yadsımamanız gerekir ve aile ilişkilerinizi tarafsız bir şekilde gözden geçirmeniz lazım
Bende ki durum şöyle;
Mütevazi olmanın ve sürekli birilerine yardım etmenin çok büyük bir erdem olduğunu ve kendini sevmenin ayıp ve bencillik olduğunu düşünen bir babanın ve küçük yaşta yaptığı yanlışları yüzüne vurulan ve bu yanlışları herkese yaymaktan geri kalmayan ayrıca abileri ile kıyaslanan bir annenin özgüveni gelişmemiş, içe kapanık ve kendini sevmeyi öğrenememiş en küçük erkek çocuğu olarak büyüdüm.

Bu durumların üstesinden kısmen geldiğimi aile evinden ayrı yaşadığımı ve ailenin bana karşı olan yanlış tutumlarını değiştirdiğimi düşünüyordum, tabi terapilerden önce bu değişim olmuştu ve bunlar olumlu gelişmelerdi ama terapilerde fark ettiğim şey
 Yukarda bahsettiğim ve bahsetmediğim ailenin yanlış olan tutumlarının şuan bir adama çok yoğun hatta saplantı düzeyinde bağlanmamın nedenlerinden biriymiş..

Şimdi beşinci terapi kısmına geçiyorum
Yazının bundan sonraki kısmı hemcinse duyulan yoğun hisler üzerine olacak.

Hüseyin Hoca bu tür ilişkilerde terapiye gelen kişinin (seven) durumuna ve sevilen kişinin davranışlarına göre bir yol çiziyor bizlere

Eğer sevilen kişi fırsatçı ve sizi sömüren bir insansa yani ilişkiniz toksik bir ilişki ise bu kişiye mesafe koymanızı, ama sevilen kişi sizin iyiliğinizi düşünen art niyetli olmayan biriyse onunla bağlarınızı dostça pekiştirmeyi öneriyor..

Ben ikinci kısımdayım (çok şükür) yani sevilen kişi vicdan sahibi iyi biri ve kendisine olan yoğun muhabbetimden haberi var (haberinin olması da kötü birşey değil bence çünkü platonik olması sizi daha fazla yıpratabilir, içselleştirebilirsiniz)

Yoğun muhabbet duyulan hem cins konusunu biraz daha açmak istiyorum çünkü benim sürecin kilit noktası burdan geçiyor ve en zorlandığım aşama yine burası

sevilen kişi hetero olunca ister istemez beklentiler çatışıyor bi taraftan ona yönelik istekleriniz yoğun hisleriniz, hayalleriniz olurken diğer taraftan ortalama bi hetero hemcinsinizin size yaklaşmanız için belli bir yere kadar müsade edebileceği gerçeği var, yani sizin fantezilerinizi hiç bi zaman tam anlamıyla karşılayamaz ha ne olur belki akıl oyunları oynarsınız onu kendinize bağımlı hale getirmeye çalışabilirsiniz hayatınızda tutmak için ama buda sağlıklı bir şey olmadığı gibi sürdürülebilir bir şeyde değildir
dahası onu kendinize bağımlı hale getirdikten sonra sıkılıp vazgeçebilirsiniz bunun dezavantajı hem karşıdaki kişiye haksızlık edeceğiniz hem de aradığınız aşkı hiç bir zaman bulamayacağınıza ve sürekli bocalayacağınızı düşünmenize sebebiyet verecektir.
Ama ne yalan söyliyeyim sevgi duyulan kişiyi hayatında tutmak için kendinize bağımlı hale getirme meselesini arzulamış olabilirim :) gelin görün ki bizimki bu ucuz numaralara düşecek biri değil bende kalkışmadım hiç o işlere

Bu yazı üçüncü bir kişiye tavsiye niteliği gibi dursada aslında kendime söylüyorum bunları, devam edelim

Saplantı ve bağlanma konusunda öyle bi hale geldim ki artık 7/24 sevilen kişiyi düşünür oldum, işte çalışırken ya da başka insanlarla görüşürken olduğum ortamdan soyutlanıp kafam bi şekilde ona gidiyordu. Onun yanında olmak onu görmek hiç bir şey yapmasakta öylece oturmayı falan arzuluyordum. Gözüm hep onu aradığı için ve oda yanımda olmadığı için çoğu zaman huzursuzlanıyordum. Onunla aram iyiyken herkesle aram iyi oluyordu aramıza biraz soğukluk girmişse içime kapanıp bunu dert ediyordum ve bu da sosyal yaşamımı etkiliyordu.

bu sadece eşcinsellikle alakalı bi konu değil hetero da olsanız bi kadına da aşık olsanız birini saplantı düzeyinde severseniz kaçınılmaz olarak ya bi gün onu kaybedersiniz ya da kendi benliğiniz kalmaz ortada ve sonu gelmeyen bi sancı ile kıvranırsınız..bende bu sevginin bana vermiş olduğu rahatsızlıktan, kendime olan saygımı kaybetmekten korktuğum için ve asla onunla aramda istediğim gibi bi hayat yaşayamacağımı öngördüğüm
için ne kadar seversem seveyim onun hayatından çıkmanın gerektiğini düşünüyordum.
Bu arada onunla aramda olmasını arzuladığım şey aynı evde yaşayıp sürekli cinsellik yaşamak falan değil ama yakınımda olsun gözüm onu görsün gibi gibi….

Evet tam böyle radikal bi karar alıp kendimi depresyona sokmayı düşünürken o esnada hüseyin hoca devreye giriyor :) hüseyin hocanın bu konudaki yaklaşım ve tavsiyelerine geçmeden önce kendisine teşekkür etmek istiyorum gerçekten içinde bulunduğum durumu kimseye anlatamayıp ona anlatabiliyor olmam ve kendisinin de beni iyi anlayıp tavsiyeler verebiliyor olması çok güzel bir şey, hatta beni iyi anlamasını verdiği tavsiyelerden daha önemli buluyorum. Anlaşıldığım oranda kendisine güveniyorum, terapi sürecine olan motivasyonum artıyor ve tavsiyelere uyuyorum.Öbür türlü olsa ben sadece içimi döker bu adam beni anlamıyor diyip devam etmezdim terapilere veya salt teknik bilgi yeterli değil diye düşünüyorum
Birde şöyle bir şey var terapi süreci değişim bunlar zaten zor bi süreç bir de bunun yanında doğunun bir şehrinde yaşayıp kimsenin haberi olmadan istanbula gidip gelmek, biri fark edecek mi diye diken üstünde olmak, fiziksel yorgunluk falan ayrı bi zor süreç.
O yüzden hüseyin hocayla aramızdaki ilişkiyi salt psikolog danışan hizmeti gibi görmüyorum  güvene dayalı bi yol arkadaşlığı desek daha yerinde olur, iyi ki varsınız hocam

Şimdi kaldığımız yerden devam edelim
Tam ben sevdiğim kişinin hayatından çaresizce çıkmam gerektiğini onun hiç bi zaman benim onu sevdiğim gibi sevemeyeceğini düşünüp hayatından çıkmayı düşünürken hüseyin hoca ilişkinin rotasını değiştirdi verdiği tavsiyeler ve kendi yorumum dahilinde şuraya vardık

Birincisi ne olursa olsun kendimi suçlamamam gerektiği konusu çünkü kendimi bu süreçte çok hırpalıyordum, niye sıradan bi insan değilde böyleyim gibi gibi

İkincisi bu ilişkinin seyrini düşünmekten obsesyonlar üretmekten uzak durmam ve 7/24 onu düşünmemeye çalışmam gerektiğidir

Bir diğer husus sevilen kişinin bi hetero olduğunu kabullenmek, onunda evlenip yuva kuracağını bi kadını sevdiğini ve benimde ilerde bi kadına gönül vereceğimi öyle ya da böyle günün birinde evleneceğimi hatta bi kadını sevdiğim zaman hemcinsime olan muhabbetimin şeklininde dostluğa evrileceği ve daha da güçlenebileceğiydi, evet burayı bir kez daha söylüyorum sağlıklı hiç bir hetero kendisini seven eşcinselin bütün duygusal ihtiyaçlarına cevap veremez,vermemelidir bunu istesekte istemesekte kabul etmemiz gerekiyor. O yüzden onun aşkına değil de dostluğuna talip olunabilir

Burayıda biraz açayım kadın, evlilik ve cinsellik konularından çekinen biriyim hele ki hemcinsime olan yoğun duygusal hislerin etkisi altındayken bu konular tam anlamıyla tabuya dönüştü çünkü 7/24 düşündüğüm kişi bir erkekti, uğruna bi çok kez göz yaşı döktüğüm kişi bir erkekti ve bu kafayla ister istemez kadın konusunda gelen teklifleri reddettim, canım gerçekten istemiyordu hala da istemiyorum ama hüseyin hoca bu konuda obsesif olduğumu söyledi çünkü ben kadın konusunda süreci tek parça olarak görüp sıkılıyorum süreci tek parça görmekten kastım işte bi kadını gördüm evlendim sonrası cinsellik ve bu sürekli olan bir şey bu sorumluluğu kaldıramam zaten şuana kadar elle tutulur bi ilişkim olmamış duygusal olarak yalnız yaşamaya bi şekilde alışmışım falanlar filanlar ya salak bi kızla evlenirsem hayatım mahvolursa aklınıza gelebilecek her şeyi  kafamda kuruyor ve meseleden tümüyle sıkılıyorum hocada bunun bi süreç olduğunu bulduğun ilk kişiyle evlenmek zorunda olmadığını tip olarak biraz etkilendiysen görüşmeyi falan reddetmemeyi bi adım atman gerektiğini söyledi, ben de farkındayım bunların hatta terapi sürecinin bi noktasında karşı cinsle duygusal bi ilişkinin kaçınılmaz olduğunu da biliyorum veya ömrümün sonuna kadar bekar kalmayacağımı da biliyorum hatta teorik olarak hayatı paylaşacağım birini içsel olarak bi tarafım istiyor da
çünkü yalnız yaşayan biri olarak bunun eksikliğini hissediyorum ve sosyal medyada görüyoruz işte 1+1 evde yalnız yaşamak çok övülüyor çok güzel bir şeymiş gibi gösteriliyor ama öyle övülecek bi yanı yok bence artıları var eksileri var o kadar.
Hatta bi itirafta bulunayım iki günde bir mutlaka eve bi arkadaşımı davet ederim ve bunda tek başıma yemek yemeyi istememenin payıda vardır :)
Yani mutlu bi yuva kurmayı tek başına yaşamaya tercih ederdim.
Bunun haricinde dürüst olmak gerekirse baba olmayıda çok istiyorum ama işte ilk adımı atmaktan çekiniyorum, tırsıyorum :))
Ben istiyorum ki ilk görüşte deli gibi aşık olacağım bi kadın olsun ya da öylesine muhteşem biri karşıma çıksın ki ben ha tamam okey bununla evlenirim diyebileyim :) oda zor biraz.
Yani uzun lafın kısası eşcinsel dünyadan bi s*kim olmayacağını anlayıp öyle ya da böyle hetero yaşam tarzına ayak uydurmamın gerektiğini anladığım noktadayım

Not: eşcinsel dünyadan bi cacık olmaz deyişimede aldırmayın çünkü ne eşcinsel yaşamı tecrübe edebildim ne de hetero dünyasını yaşayabildim ikisi arasında platonik sancılarla kıvrandım durdum
Şuan yaşım 26 evlilik olarak pek geç kalmadım ama üniversite zamanlarında karşı cinsle duygusal ilişki yaşasaymışız iyi olurmuş madem orayı ıskaladık bundan sonra  vakit kaybetmemek gerekiyor, boşa geçen her süre aleyhime işliyor :)

Burayıda halledicez inşallah


Bi başka konu ise kendime değer katmam gerektiği meselesi
mesleki anlamda olsun başka konularda olsun yani boş bi insan olmamamız gelişime açık vizyon sahibi biri olmamız gerektiğidir. Bu hepimiz için böyle değil mi zaten karşımızda duygusal sancılar çeken birini değilde ayakları yere sağlam basan güçlü birini görmek isteriz.


Sevilen kişiyle aramızda mutualist bi ilişki var gibi hissediyorum çünkü iyileşmemin yolu bi anlamda ondan geçiyor onunla ideal erkek erkeğe dostluk ilişkisine evrildiğim zaman iyileşmiş olacağıma inanıyorum onun avantajı ise kimsenin kimseyi pek önemsemediği şu dünyada her koşulda onu sevecek ve yanında olacak bi dost kazanacak.

sevme konusunda en prime dönemimi yaşadığım bu süreç bana aynı zamanda
 bi insanı nasıl ve ne kadar sevebileceğimi öğretti..cinsel kimlikleri ortadan kaldırdığımızda insanın özünü sevebilmenin ne kadar güzel bir şey olduğunu öğretti… işin obsesyon sancılı ve erotik kısmı  geçip gidecek allahın izniyle, hatta işin sonunda sevdiğim adamda ortada kalmayacak belki ama hayatımda sevmek duygusunu tecrübe ettim diyebileceğim…

hatta hüseyin hocanın bu konu üzerine yazdığı ve kendi meselemde bana rehber olan sözünü eklemek istiyorum.

“İslamiyet’in ideal insan portresi eşcinsellerdir fakat bi şartla erkek erkeğe güçlü duygu bağlarını  erotize etmeden asla seks ilişkilerine dönüştürmeden sevmeyi sevilmeyi tecrübe ettikleri takdirde aşk karakterine erişmeleri mümkün olacaktır”

İşin özeti bu aslında..

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4627
    • Profili Görüntüle
Ynt: SAPLANTILI EŞCİNSEL SEVGİDEN ERKEK ERKEĞE DOSTÇA İLİŞKİYE
« Yanıtla #1 : 21 Nisan 2025, 10:57:17 ös »
Eşcinsellik Aile Hastalığıdır!

Eşcinsellik, bir aile hastalığıdır. Eşcinsellik, bireysel olarak cinsel kimlik bunalımı olarak yaşanırken içinde yetiştiği ailenin hastalıklı olmasından kaynaklanmaktadır. Toplumda eşcinsel sayısı arttığı, kabul gördüğü ve örgütlendiği oranda aile çökmüş demektir. Eşcinsellik, babanın iktidarı yerine annenin egemenliğinin kutsanmasıdır.
Eşcinsellik bireyin değil bireyin yetiştiği ailenin hastalığının dışavurumudur. Eşcinsellik bir aile hastalığıdır. Batı'da eşcinsel lobilerinin güçlü ve planlı çalışmaları sonucunda eşcinsel evlilik yasalarının çıkması ve eşcinsel birlikteliklerin artması, Batı'da ailenin çöktüğünün bir göstergesidir. Batı'da çoktan çöken aile, Doğu'da da artan bir hızla çökmektedir.

Eşcinsel Terapi Benim Ailem 5. Bölüm Fragman

https://www.youtube.com/watch?v=dqM3TJpZ5rM&list=UUNBtxcE3q3ObDgRtQe0qynw&index=1



http://escinselterapi.net/huseyinkacin/

http://escinselterapi.net/forum/

Eşcinsellik Aile Hastalığıdır!

https://www.habervakti.com/escinsellik-aile-hastaligidir-makale,2038.html?fbclid=IwAR1KMAypvtlCCxETGvbwZ4oGT92J0r3aBQN3VNjl2t7s9hBzRGmvNWJzoXc

Benim Ailem Belgeseli

https://www.youtube.com/watch?v=1HpbJLmROLU&list=UUNBtxcE3q3ObDgRtQe0qynw&index=11

Benim Ailem 1. Bölüm

https://www.youtube.com/watch?v=CCMXqn8U70M&list=UUNBtxcE3q3ObDgRtQe0qynw&index=7

Benim Ailem 2. Bölüm

https://www.youtube.com/watch?v=v-6UbOMkP38&t=369s

Benim Ailem 3. Bölüm

https://www.youtube.com/watch?v=tXHaVWGvYH8&list=UUNBtxcE3q3ObDgRtQe0qynw

Benim Ailem 4. Bölüm

https://www.youtube.com/watch?v=1HpbJLmROLU&list=UUNBtxcE3q3ObDgRtQe0qynw&index=11

https://www.youtube.com/watch?v=CCMXqn8U70M&list=UUNBtxcE3q3ObDgRtQe0qynw&index=7

Kürt sorununu kırk yıldır nasıl "dört başı mamur" çözemediysek; yeni yeni büyüyen eşcinsellik sorununu da "dört başı mamur" çözemeyeceğiz ve dini kurumlarımız, ailevi değerlerimiz büyük yara alacaktır.

Eşcinsellik Türk toplumunun kılcal damarlarına kök saldığında, cinsel özgürlükler bu kadarıyla yetinmeyeceklerdir. Eşcinsellik doğal bir yaşam biçimi olarak toplum tarafından kabul edildiğinde; Pedofili (çocuklarla seks) de doğal hale gelecek, bir adım ötesinde ise Ensest'in de (aile içi seks) doğal bir duygu olduğunu psikoloji ve psikiyatri bilimi bize en kısa zamanda bilimsel olarak ispatlayacaktır.

https://www.habervakti.com/ozal-in-bahsettigi-uc-bes-capulcudan-teroristler-cikmisti-erdogan-in-bahsettigi-uc-bes-capulcudan-ise-escinseller-cikiyor-makale,1541.html?fbclid=IwAR1Akgk_ORB-CkFSzTiPTi3z4OYi17uVv0T_d0CjGGhM2VlsEMrXNsQ3ZO0

DEVLET HER ÇOCUĞA SAĞLIKLI EBEVEYNLER SAĞLAMAK ZORUNDA

Devlet her çocuğa ruh sağlığı yerinde anne-baba sağlamak zorundadır ifadelerini kullanan Kaçın, Siz devlet olarak aileyi korumazsanız geliştirmezseniz, aileyi merkeze koymazsanız toplumsal çöküş başlar. Burada tüm psikologlar sorunlar anlamında genelde anne-babaya odaklanırlar. Tamam anne-baba sorun çıkarabilir ama burada devletin hiç mi etkisi olmayacak. Çocuklarımızı 6-7 yaşında okula veriyoruz. Bir anne-baba çocuğunu devlet okuluna verdiği anda o çocuk anne-babanın değildir. Devlet bu emanetin bilincinde mi ve bu konuda hassasiyet gösteriliyor mu? açıklamasında bulundu.

https://www.youtube.com/watch?v=0LYcuhJOuuI&list=UUJdkrJhiL6pyF6B8vXad8Ew&index=3

https://www.habervakti.com/dosya/escinsellik-bir-hastalik-mi-kavramlarla-nasil-zihnimizle-oynuyorlar-h81171.html?fbclid=IwAR3Y4Czjk6CQvnT5EcoFSjxxe0hI3WhhbHpkQPv9D8bWuWqCw_vhQCCtG3A

https://www.youtube.com/watch?v=0LYcuhJOuuI&fbclid=IwAR3T3VzkZQx7MM_-DfTuOPGkjgsaKmoHohM26zVIUSOKfSAQoFnkT1Hst7U

'Türkiye artık eşcinsellik sorunuyla yüzleşmeli'
Başarılı programcı Bülent Deniz'e konuşan eşcinsel terapisti psikolog Hüseyin Kaçın, Türkiye artık eşcinsellik sorununu halının altına süpüremez. Bu gerçeklikle yüzleşilmeli. ifadelerini kullanarak kritik uyarılarda bulundu.

https://www.habervakti.com/dosya/turkiye-artik-escinsellik-sorunuyla-yuzlesmeli-h81004.html?fbclid=IwAR3bCylgsndM9C_YddGIdbngIatUIlPs6FHizJnwo9P19MJSXXU3pahyKBw

https://www.youtube.com/watch?v=pDj1U1xuTwk&fbclid=IwAR034rxZfxS6xWA7l4nOO2ENobKlduzECdidFePArFi0f13Gg81ISDVurkw&app=desktop

Yazarımız Psikolog Hüseyin Kaçın, eşcinsel ifadesi yerine LGBT ifadesinin kulanılmasını yanlış bulduğunu ifade ederek büyük tehlikeyi işaret etti. Kaçın, toplumsal cinsiyet eşitliği kapsamında toplumun dinamikleriyle oynanmaya çalışıldığını da belirtti.

https://www.habervakti.com/dosya/unlu-psikolog-tehlikeyi-isaret-etti-lgbt-degil-escinsel-h61739.html

Eşcinsellik hakkında yaptığı açıklamalarla ve ortaya koyduğu terapi yöntemleriyle tanınan haber sitemiz yazarı ve psikolog Hüseyin Kaçın, 7 yıl önce katıldığı bir televizyon programında 'eşcinsellik'le ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu.

https://www.habervakti.com/dosya/unlu-psikolog-escinsellik-tehlikesini-yillar-once-boyle-ortaya-h74213.html

Boderline Kişilik Bozukluğu: Eşcinsellikten İyileşerek Nasıl Kurtuldum?
Köşemizde eşcinsellikten kurtulmuş kişilerden Selim'in ikinci yazısını yayınlıyoruz:

https://www.habervakti.com/boderline-kisilik-bozuklugu-escinsellikten-iyileserek-nasil-kurtuldum-makale,1599.html

Tövbe edersem eşcinsellikten kurtulur muyum?
Köşemizde eşcinsellikten kurtulmuş kişilerden Selim'in terapi süreçlerine dair kaleme aldığı yazısını yayınlıyoruz:

https://www.habervakti.com/tovbe-edersem-escinsellikten-kurtulur-muyum-makale,1598.html

Özal'ın bahsettiği üç beş çapulcudan teröristler çıkmıştı; Erdoğan'ın bahsettiği üç beş çapulcudan ise eşcinseller çıkıyor

https://www.habervakti.com/ozal-in-bahsettigi-uc-bes-capulcudan-teroristler-cikmisti-erdogan-in-bahsettigi-uc-bes-capulcudan-ise-escinseller-cikiyor-makale,1541.html

Ahlak: Zeki Müren "İbne" Değildir.
https://www.habervakti.com/ahlak-zeki-muren-ibne-degildir-makale,1531.html

Türkiye'nin Çözümlenmeyen Yeni Sorunu: Eşcinsellikten Kurtulmak İçin Neler Yapılabilir?

https://www.habervakti.com/turkiye-nin-cozumlenmeyen-yeni-sorunu-escinsellikten-kurtulmak-icin-neler-yapilabilir-makale,1475.html

Din adamlarının eşcinsellik konusundaki yaklaşımları eksik ve yetersizdir.

https://www.habervakti.com/din-adamlarinin-escinsellik-konusundaki-yaklasimlari-eksik-ve-yetersizdir-makale,1448.html

Kamuoyunda pompalanan "eşcinsellik, özgürlük" vs. dayatmalarına karşı bir okurumuzdan gelen değerlendirmeyi sizlerle paylaşıyoruz. "Medya, meziyetmiş gibi öteden beri eşcinselliğin özgürlük olduğunu vurgular. Böylelikle eşcinselliğe karşı çıkanlar da özgürlük düşmanı olur tabii. Durmadan bunu pompalayan yayınlardan etkilenen Müslüman kesim, günah işleme özgürlüğüne saygı duyulması gerektiğine inanmaya başladı sonunda...

https://www.habervakti.com/ozgurlugu-putlastirmis-humanist-muslumanlarin-dikkatine-makale,1473.html

Sadistlerden, Eşcinsellerden, Grinin Elli Tonundan, Asr-ı Saadet Oluşur Mu?

https://www.habervakti.com/sadistlerden-escinsellerden-grinin-elli-tonundan-asr-i-saadet-olusur-mu-makale,1401.html

Eşcinsel ideoloji ve örgütler

https://www.habervakti.com/escinsel-ideoloji-ve-orgutler-makale,1020.html

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4627
    • Profili Görüntüle
Ynt: SAPLANTILI EŞCİNSEL SEVGİDEN ERKEK ERKEĞE DOSTÇA İLİŞKİYE
« Yanıtla #2 : 21 Nisan 2025, 10:57:58 ös »
Eşcinsellik özgür bir tercihin değil, genellikle çocuklukta yaşanan travmaların ve ebeveyn ihmallerinin sonucu olarak gelişen bir durumdur. Eşcinsellikten kurtulmak isteyenlere terapi imkanı sağlamamak, gerçekte eşcinselleri küçük düşüren bir tutumdur.

https://youtu.be/-9bPlRuOq-Q?si=3LPplNbsk-WVa29r


Velev ki Eşcinseliz: Furkan

https://www.youtube.com/watch?v=SK5ycgpoVC8

Velev ki Eşcinseliz: Mert

https://www.youtube.com/watch?v=BI6NM-gENrw

Velev ki Eşcinseliz: Efe

https://www.youtube.com/watch?v=rxfQS3Da1Wg




https://www.instagram.com/reel/C8jfEMtCLuV/?igsh=eXZ3bW44bXUzeWJr