YENİDEN TERAPİDEYİM
TEKRARDAN BE TEKRARDAN
Tekrardan İstanbul'dayım. Özlemişim bu memleketi, stresini, telaşını, hemencecik akıp giden zamanını... Yorucu bir şehir olduğunu daha iner inmez hemen hissetmeye başladım. İnsanların bir geçim sıkıntısı içerisinde olduğunu, rahat olmayan rahatsız hayatlarında gayet rahat olduğunu yavaş yavaş gezerken anlıyor insan. Ama özlemişim işte bu hayatı. Monoton bir hayat yaşamaktansa başka şehirde, bu şehrin karmaşasında yaşamak daha iyi olabilirdi. Evet insanlar hep şikayet eder bu tarz şeyleri. Ama İstanbul'u da İstanbul yapan budur işte. Neden insanlar gitmiyor da ısrar ediyor bu kadim şehirde. İşte bunun altında da bir sır yatıyordur elbette.
Neyse İstanbul güzellemesinden sonra gelelim asıl mevzuya. İlk önce galiba terapiye geç kalıyorum. Anlamıyorum 30 km yol için 1 buçuk saat önce çıkıp nasıl yetişemiyorum
. Herhâlde unutmuşum buranın trafiğini. Bir yıl oldu yaklaşık terapiye gitmeyeli. Çok zor zamanlarım oldu, çok kötü dönemler de atlattım tabi bu zaman içerisinde. Hep aklımda sorular oluyordu Hk ya sormak istediğim. Size de tavsiyemdir bence aklınıza gelenleri not edin.
Çünkü ben etmedim ve şimdi hepsi aklımdan gitti
. Ama yine de soracak sorularım var tabi. Sonuçta aradan koskoca 1 yıl geçmiş elbet bulunurdu bir şeyler. Hk ile ilk tanıştığımızda buraya geliş gidiş bile bir terapidir deyişini hatırlıyorum da cidden öyleymiş. Bunu çok daha net anlıyorum artık. Keşke imkanım olsaydı da her hafta gelip gitseydim ama hayat bazen sizi o kadar zorluyor ki. İyileşmek istiyorsunuz ama yine de önünüze engeller çıkarmaktan vazgeçmiyor. Ya bırak işte iyileşeyim artık ne alıp veremediği var senin benimle derken hayata söverken buluyorsunuz kendinizi. Lakin odun yanında kül olur, insan yanınca kul olurmuş. Yani zorluk olmadan da kolaylık olmuyormuş. Buna ben de tam alışamadım ama dünyanın kanunu mu nedir artık her neyse düzen böyle işliyor. İşte terapiye 10dk kalmışken benim hala yarım saatlik yolumun olması da işin komik yanı tabi
hazır metrodayken de size bir kaç şey yazayım dedim. İşte hala terapiye giderken ki heyecanım geçmedi mesela. Ama geçmesini de istemem gerçi. Heyecan olmadan yaşanmıyor bu hayat. Neyse önsöz bu kadar yeterli. Gerisini terapide sonra anlatırım.
TERAPİDEN SONRASI
Eveeet güzelce geç kaldığım için azarımızı işittik
elbette çokça da bahanem vardı ama hiçbiri kabul görür değildi. Ki bu konu üzerinde çokça da durmuştuk aslında. 1 yıl içerisinde değişmiştim evet. Artık tembelleşmiş biriydim. Bunu terapide fark ettim. Geç kalamam da bu sebepten dolayıydı. 1 saat daha erken kalkamaz mıydım kalkardım ama ben geç kalmayı tercih etmiştim işte. Genelde bizim gibilerde de bu varmış zaten. Bahane üretmeyi seviyoruz işte. Sonra günlük yaşantıma baktım ve gerçekten çokça da bahane üretmeye başlamıştım artık. Anlaşılan yeni görevimiz de bu bahaneleri üstüne gitmekti. Bahane üretmek yok çözüm var. Çözüm odaklı olacağız ki yol kat edelim bu yolda. Kısa ve öz şekilde anlattım bir saati biliyorum. Ama en can alıcı noktalardan bahsetmek bence daha yararlı. Öyle işte
terapiye geç kalmayın
SONRA Kİ TERAPİM
BABA GİBİ BİR SARILMA
Bu kaçıncı terapi ben de bilmiyorum ama artık Hüseyin hocanın yeri gittikçe derinleşiyor bende. Son terapiye başlarken her zaman ki yakarışlarımız vardı ikimizin de dilinde. Bizi anlamamaları, gerekli hakları vermemeleri ve bizi sanki lanetlenmiş bir kavim gibi görmeleri vardı sözlerimizi başında. Ama bu yakarışlar bittikten sonra asıl mevzuya girdik tabi. Benim içimdeki feryadın gözyaşlarıyla dışarıya çıkması da diyebiliriz. İçimdeki sesler beni dünyada iken cehenneme soktuğu için hiç rahat edemiyordum şu hayatta. İçimde bu hislerden dolayı hep bir cehennemlik yürüyüşü vardı. Eskiden yaşanılan ezilmelerin şu an acısını çekiyordum. Ah be küçüklüğüm bunca acıyı nasıl kaldırdın. O zamanlar tabi hiç farkında değildim bu acıların ama büyüyünce artık acılar bir bir ortaya çıktı. Ne de olsa kırıkların acısı sıcağına hissedilmezdi değil mi?
Ben sordum dedim ki hocam ben neden hala böyleyim. Neden hala kendimi küçük ezik hissediyorum neden hala başka erkeklerin kollarına muhtaçmış gibi hissediyorum. Kendimden bir türlü emin olamıyorum. Neden neden neden derken birden şeytanın sesi olduğunu söyledi tabi Hüseyin hoca. Ve de sonrasında ilahi kelamın aslında nasıl olduğunu hatırlattı bana.
Bilmiyor muydum ki Allah kullarının umutsuz olmasını istemez. Bilmiyor muydum ki bir karanlığa düştüğün zaman aydınlığın da hep var olduğunu yeter ki senin umudunu yitirmemen gerektiğini. Elbette okumuştum bunları ama işte iş icraya gelince şeytanın seslerine hep kulak kabartıyordum. Bunlar tabi söylenirken içimdeki acı dayanamadı gözlerimden katre olarak düşmeye başladı. Ve Hüseyin hocam geldi kimsenin bana sarılmadığı gibi sarıldı. Hala etkisinden çıkamamışımdır çünkü babam bile bana sarılmamıştı. Aslında kimse öyle sarılmadı bana. Anladı yanımda oldu gözlerimden öptü. Kimse gözlerimden öpmemişti o da ayrı tabi. İçim çok farklı olmuştu garip bir duyguydu gerçi hiç yaşanmamış bir duygu tabi garip olur. Birisinin sizi anlaması yanınızda olması işte bu çok farklı duyguymuş. Yeniden yürümek için güç buldum bu sefer daha da gayretli daha da azimli olacağım. Araya giren bir yıl vardı sonuçta. 1 yıl neredeyse terapilere gidememiş ve de kendimi yalnız bırakmıştım. Bunun telafisi olaraktan daha da gayretli olarak daha bir azimle yola çıkacağım. Aslında bir yandan yolun sonuna yaklaşmış gibi hissediyorum ama içimdeki o diğer kişi beni bırakmak istemiyor. Sanki içimden tutup beni geri geri çekiyor. Değişmek istiyorum ama o hep aynı kalmak istiyor. Lakin bu sefer onun sesi değil ilahi kelama kulak vereceğim ve de değişmek ve yenilenmek için azmedeceğim. Hayat bu sonuçta elbet düşeceksin ama düştüğün yerde kalmak mı yola devam etmek mi işte o da bizim kararımız...
Eski yazılarımı da okuyorum tabi bir yandan. Belli mesafeler elbet kat etmişim ama bazen de düştüğüm olmuştur. Keşke İstanbul da olsam da her hafta gidebilsem terapiye ama bu da mümkün değil işte. Artık çalışıyorum bir işim var ve bırakıp gidemiyorum öyle. Evet belki benim iyileşme sürecim uzamış olabilir ama umudum asla tükenmedi. Bazen kendimi çok kötü hissettim eskiler canlandı gözümde ama eskilere tam anlamıyla da dönmedim asla. Kız arkadaşımdan ayrıldım onun travması oldu belki de bu yaşananlar ama bu da geçer ya hu deyip yoluma devam ediyorum. Bu yazıları yazmak için kaç tane olay oldu bir bilseniz. Şimdi iklim bayraktar bir kitap çıkarmış. Elbet istediğimiz şeyi yine başaramadık. Kitapta ismim halim diye geçiyor okursanız siz de buradaki yazıyla kıyaslayabilirsiniz. Bizim istediğimiz o kitap çıkasında daha fazla insana yardımımız dokunsun idi lakin işn içine siyaset girmiş anlaşılan.