Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adıyla
Ben on altı yaşında bir gencim.Üç çocuklu bir ailenin en küçüğüyüm.İki tane de ablam var.Konuya gelelim.Küçüklüğümden beri bende bir farklılığın olduğunu anlamıştım.Diğer çocuklar gibi değildim.Okulda sessiz ,sakin,akıllı,uslu kısacası örnek öğrenciydim.Örnekliğim sadece okulda değildi;akrabalar arasında komşular arasında hep takdir edilen, uslu,sakin akıllı bir çocuktum.
Peki bu çocuk nasıl böyle oldu diye biraz anlatmak istiyorum.Anlatmaya annemden başlayım.Annemin en belirgin özelliği diğer kadınlar gibi olmamasıdır.Süslenmez,makyaj zorlanmadıkça yapmaz,yemek yapmakta beceriksiz,kendine kıyafet almaya gitmez,kendi yakınçevresi dışında asosyal,hep işten kaçan,tembel,küçüklüğünü babaannesinin himayesinde geçirmiş biri.Anneme acıyorum .Zayıflığın ve bunca naksanından dolayı korunmaya muhtaç.Bana ve ablamlara karşı aşırı fedakar,merhametli olan annem bana çok daha bağlı ve beni hep elinde tutmak istiyor.Beni üçüncü sınıf dahil olmak üzere yanında yatırdı.Benim böyle bir isteğim olmamasına rağmen uzun yıllar annemin yanında yattım.Çok garip karşılıyorum şimdi ama o zaman üşengeçliğine vermiştim,bir yatak daha açmamak içindir diye düşünüyodum.Ah ne yazık ki öyle değilmiş.bunun yüzünden şimdi eşcinsellik gibi büyük bir sıkıntım var.
Babama gelecek olursak kendisi genç yaşlarında çobanlık yapmış , uzaktaki ailesine para yollamış ,kendi babası gibi aksi,huysuz,vara yoğa söylenen,bencil,acizliğinin göstergesi olarak sinirli,zayıflığının göstergesi olarak anneme uzun yıllar şiddet uygulayan,nasihate gelemiyen,narsist bir adam.Son yıllarda ablamlarla benim yoğun uğraş ve dualarımla epey toparladı ama çoğu özelliği duruyor.Benimle küçüklüğümden beri ilgilenmedi,ben onu televizyonun karşısına geçip çocuklar azıcık ses yaptığında Süküt durun!!! diye bana kızan biri olarak hatırlıyorum.Benimle ne top oynadı,ne balığa gitti,ne muhabbet etti,ne gezmeye gitti,nede başka bir aktivite yaptı.Hiçbir şey yapmadı.Sadece arada beni sevdi.Ama sevilirken utandırdı beni.Beni cinselliğimle sevdi.Benim cinsel organımla sevdi.Uzun yıllar utandırdı.Öyle utanıyodum ki.Hiçbir misafir bize babam varken gelmesin istiyordum.Arkadaşlarımı babamdan uzak tutuyordum.Beni yine rezil edecek diye korkuyodum.Daha düşünsenize çocuğum.5,6 yaşlarındayım . Bundan haya ediyorum.Annem ise hiçbirrrrşey demiyor.Beni o durumdan kurtaracak hiç bir insan yok.Sesimi dahi çıkartamadım.Pipi diye,mamuş diye bana hitap ediyordu.Çok fazla utanıyordum bu durumdan ama elimden zerre birşey gelmiyordu.
İşte tüm bunlardan dolayı,asosyal bir çocuktum.Erkeklerden uzaktım,onlarla top oynayamaz,onların muhabbetlerine dahil olamaz,hep kızlarla oynar,futbol yerine evcilik oynayan biriydim.Çocukluğum kızlarla oynamakla geçti.Hep düşünceliyim,hep güvensiz hissediyorum,tehlike altında hissediyorum,ya geçmişteyim ya gelecekte,adeta andan kaçıyorum,stres her daim denecek kadar.Böyle problemli biriyim.
Tam hatırlamıyorum ama 7-8yaşına kadar sallandım ben.Evet bildiğiniz koltuğa uzanıp sallanıyordum.Kendimi bir sağa bir sola sallıyordum.Anneye ihtiyaç olmadan.Dışardan görenler deli bile zannederdi beni.Hatta teyzemler bu ilerde akılsız,deli bişey olacak demişler ama tam tersi çıkmış.Benim için bu sallanma bir dünya diyebilirim.Sallanırken hayal kuruyor,evler yapıyor,uçuyor hatta olaylar kurguluyordum.Ve sonunda uyuyodum genellikle.Ben kendimi bildim bileli direk uyuyamıyan birisiyim.Taa annemin yanında yatarkende ,şimdide uykuya dalmak benim için zaman alıyor.Nedeni çok fazla hayal, iç monolog,düşünme ,tefekkür,tahayyül,tasavvur benim zihnimi açık tutuyor.Beynim gece çalışma bakımından pik yapıyor ve uyutmuyor.Hatta bana hayal kur uyursun demişlerdi ama asıl hayal kurduğum için uyuyamıyordum.
Sadece uyumadan önce değil hep bi tefekkür halindeyim.Takıntı gıbi çünkü namazda da rahatsız ediyor bu kadar düşünce.Düşündüğüm şeyler ise insanlarla muhabbetim,adeta bir kurgu.O konuşuyor ben cevap veriyorum.Kendimi bir başkasına ifade ediyorum.Şöyle oluyor en çok da .Biriyle dışarda bir şey üzerine muhabbet ederim,sonra o muhabbet tüm gün kafamdadır.Keşke şunu deseydim,bunu da sorsaydım ,şöyle anlatsaydım,dım dım dım kafam gidiyor sonra...Bazen hiç yaşanmamış bir şeyi kuguluyorum.Önemli bir zat ile muhabbet edip kendimi ifade ediyorum,ona üstünlük sağlamaya yada o na kendimi güzel göstermeye çalışıyorum.Ve tüm bu yoğun tefekküre engel olamıyorum.5-10 saat oturduğum yerde sıkılmadan bu tefekkürü yapabiliyorum ve sıkılmıyorum.Küçükken hep annemi darlardım canım sıkılıyor diye ama sonraları bu oturduğun yerde hayal kurma işi can sıkıntısını götürdü.Adeta farklı bir dünya hayal dünyam ve orda ben varım.Küçükken sallanarak yaptığım derin hayalleri şimdi sallanmadan istediğim her an yapabiliyorum.Bu durum anne ve babama karşı kendimi ifade etmekten çekindiğim için gelişmiş olabilir ama bunun analizini Hüseyin Kaçın a bırakıyorum.
Şimdi aşk ve cinsellik, fantezi konusuna gelecek olursak.Kendimi bildim bileli hiçbir kıza karşı birşey hissetmedim hala daha hissetmiyorum.Ama erkekler.Ah erkekler.5. sınıfta E... adında bir erkeğe aşık oldum.Aşk neyse artık ama benim için onu diğer erkeklerden değerli görmemdi.Ona çok değer veriyordum.Her sabah okula geldiğinde sarılıyorduk.Yanımda oturuyordu.Karakter yapısı olarak iyi,güçlü,kabul görmüş,sevecen,birey olabilmiş fiziksel olarak yakışıklı boy ve kilo olarak bana benzeyen biriydi.Onu aşırı seviyordum ve ondan aşırı ilgi bekliyordum .Onu kendime bağlamayı başarmıştım.Ve şuanda da yaptığım birşeyi ona yaptım.Herhangi bir sebep bulup arayı açtım.Trip atıp ilgisini beklemek.Bir nevi onun gözünde değerimi ölçüyorum.Tabii ki istediğim şekide gelmedi ya da geldi yeterli gelmedi bana.Doğru olmadığını biliyorum yaptığımın ama canım öyle istiyor.
Küçükken bir abi yada bi erkek kardeş istediğimi hatırlıyorum.Yani en çok ihtiyacım olan erkeği istiyorum.Abi hayali vardı bende ...benimle ilgilenen...arkamda duran bir abi...Bu abiden bana sarılmasını,öpmesini,sevmesini istiyordum.Tam bir cinsel ilişki değil tabi ama sevişme istiyodum.Ama dediğim gibi bir hayaldi .Gerçekleşmeyecek bir hayaldi...
Aynı zamanda bir senaryo yazmıştım kafamda .Kaçırılıyodum.Rehin alınıyodum.Rehin alanlar erkek...yakışıklı,güçlü ,bana karşı biraz sert birazda duygusal.Bana hem kötü davranıp kaçırıyorlar .Hem de duygusal bir bağ kuruyorlar.Bu duygusal bağ acıma ile başlıyor.Bana kötü davranan yakışıklı ,güçlü karakter aniden yumuşayıp bana acıyarak iyi davranıyor.Sonra ne mi oluyor derseniz.Her duygusal cümlenin sonundaki nokta cinselliktir.Duygusallık büyüsünü cinsel ilişkiyle taçlandırıyor.Ve o karakterle cinsel paylaşım yapıyorum.Tabi çocuk olduğum için o zamanlar ,tam bir cinsel ilişki değil ama sarılma koklaşma ,onun cinsel organını görüyorum,bu şekilde tamamlanıyor.Ve zannedersem bu fantezi doğru ve normal değil.Bunu bana kurdurtan anne ve babamın hastalıklı yapısı.Bununda analizini HK'a bırakıyorum.
Okulda öğretmenlerimi severdim,en sevdiğim ders matematik,şuan pek öyle olmasada o zamanlar severdim bu dersi.Başarılıydım da.Ödevleri hiç sevmesemde en iyi yapan bendim.Çünkü ben çoğunlukla mükemmele oynarım.Başka birine ilki kaptırmak istemezdim.Yeteneğimde olduğu için sınıfda ben birinciydim.Şiiri en iyi ben yazardım,resimi en iyi ben çizerdim ,herkes bana çizdirirdi resmini,problemleri çözmeye ben kalkardım tahtaya,en iyi ben dinlerdim hocayı.Ama bişeyler tersti. Arkadaşlarrrrr.Erkeklerrr.Benim gibi olan çalışkanları rakip görürdüm . E.... ilk başlarda rakibimdi.Ama sonradan aşkım oldu.Kıymetlim oldu.Diğer erekler tembeldi ama şimarık olanlar yani benim zıddım olanları cinsel yönden arzulardım.
Sekizinci sınıfta el şakası yaparak diğer erkeklerin penislerine dokunmuşluğum,görmüşlüğüm çoktur.O zamanlarda dindar ve ahlaklı olmaya çalışırdım ama iş bu penis meselesine gelince burda nefsime söz geçiremiyordum,hala daha geçiremiyorum.Gerçekten diğer eşcinsellerde de bende de aşırı penis sevgisi var.Evet bende de var ama başka yakışıklı, güçlü,karizma olanlarınkini görmeyi arzuluyorum.Neden diye sorduğumda şu sebebe varıyorum.Ben güçlü erkeklere sahip olmak istiyorum ve onlara sahip olmak demek özeline sahip olmak demek.Ve bir erkeğin en özeli,herkesten sakladığı nedir? tabii ki penisi.Penis sevgisi burdan geliyor.Ona sahip olduğumda erkeği kavramış oluyorum.Bir ev var .Amaç tüm eve sahip olmak.Eve dışardan bakıyosun .Ev çok güzel,ihtişamlı ,herkesin isteyeceği bir ev.Ve bu evin özel bi odası var .Tüm evi gezsen ,dolaşsan,dışardan,içerden yine de bu özele sahip olmadan tatmin olmuyosun.Ama diyelim ki bu özel odaya girdin,kayda değer birşey göremedin o zaman bu ev gözünde büyüsünü kaybediyor.İşte bu durumu bu örnekle anlatmış oldum.