Gönderen Konu: ENSEST: BABAM BENİ İSTİSMAR ETMİŞ; PENİS FETİŞİZMİ ve EŞCİNSELLİK  (Okunma sayısı 8910 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adıyla
Ben on altı yaşında bir  gencim.Üç çocuklu bir ailenin en küçüğüyüm.İki tane de ablam var.Konuya gelelim.Küçüklüğümden beri bende bir farklılığın olduğunu anlamıştım.Diğer çocuklar gibi değildim.Okulda sessiz ,sakin,akıllı,uslu kısacası örnek öğrenciydim.Örnekliğim sadece okulda değildi;akrabalar arasında komşular arasında hep takdir edilen, uslu,sakin akıllı bir çocuktum.
Peki bu çocuk nasıl böyle oldu diye biraz anlatmak istiyorum.Anlatmaya annemden başlayım.Annemin en belirgin özelliği diğer kadınlar gibi olmamasıdır.Süslenmez,makyaj zorlanmadıkça yapmaz,yemek yapmakta beceriksiz,kendine kıyafet almaya gitmez,kendi yakınçevresi dışında asosyal,hep işten kaçan,tembel,küçüklüğünü babaannesinin himayesinde geçirmiş biri.Anneme acıyorum .Zayıflığın ve bunca naksanından dolayı korunmaya muhtaç.Bana ve ablamlara karşı aşırı fedakar,merhametli olan annem bana çok daha bağlı ve beni hep elinde tutmak istiyor.Beni üçüncü sınıf dahil olmak üzere yanında yatırdı.Benim böyle bir isteğim olmamasına rağmen  uzun yıllar annemin yanında yattım.Çok garip karşılıyorum şimdi ama o zaman üşengeçliğine vermiştim,bir yatak daha açmamak içindir diye düşünüyodum.Ah ne yazık ki öyle değilmiş.bunun yüzünden şimdi eşcinsellik gibi büyük bir sıkıntım var.
Babama gelecek olursak kendisi genç yaşlarında çobanlık yapmış , uzaktaki ailesine para yollamış ,kendi babası gibi aksi,huysuz,vara yoğa söylenen,bencil,acizliğinin göstergesi olarak sinirli,zayıflığının göstergesi olarak anneme uzun yıllar şiddet uygulayan,nasihate gelemiyen,narsist bir adam.Son yıllarda ablamlarla benim yoğun uğraş ve dualarımla epey toparladı ama çoğu özelliği duruyor.Benimle küçüklüğümden beri ilgilenmedi,ben onu televizyonun karşısına geçip çocuklar azıcık ses yaptığında Süküt durun!!! diye bana kızan biri olarak hatırlıyorum.Benimle ne top oynadı,ne balığa gitti,ne muhabbet etti,ne gezmeye gitti,nede başka bir aktivite yaptı.Hiçbir şey yapmadı.Sadece arada beni sevdi.Ama sevilirken utandırdı beni.Beni cinselliğimle sevdi.Benim cinsel organımla sevdi.Uzun yıllar utandırdı.Öyle utanıyodum ki.Hiçbir misafir bize babam varken gelmesin istiyordum.Arkadaşlarımı babamdan uzak tutuyordum.Beni yine rezil edecek diye korkuyodum.Daha düşünsenize çocuğum.5,6 yaşlarındayım . Bundan haya ediyorum.Annem ise hiçbirrrrşey demiyor.Beni o durumdan kurtaracak hiç bir insan yok.Sesimi dahi çıkartamadım.Pipi diye,mamuş diye bana hitap ediyordu.Çok fazla utanıyordum bu durumdan ama elimden zerre birşey gelmiyordu.
İşte tüm bunlardan dolayı,asosyal bir çocuktum.Erkeklerden uzaktım,onlarla top oynayamaz,onların muhabbetlerine dahil olamaz,hep kızlarla oynar,futbol yerine evcilik oynayan biriydim.Çocukluğum kızlarla oynamakla geçti.Hep düşünceliyim,hep güvensiz hissediyorum,tehlike altında hissediyorum,ya geçmişteyim ya gelecekte,adeta andan kaçıyorum,stres her daim denecek kadar.Böyle problemli biriyim.
Tam hatırlamıyorum ama 7-8yaşına kadar sallandım ben.Evet bildiğiniz koltuğa uzanıp sallanıyordum.Kendimi bir sağa bir sola sallıyordum.Anneye ihtiyaç olmadan.Dışardan görenler deli bile zannederdi beni.Hatta teyzemler bu ilerde akılsız,deli bişey olacak demişler ama tam tersi çıkmış.Benim için bu sallanma bir dünya diyebilirim.Sallanırken hayal kuruyor,evler yapıyor,uçuyor hatta olaylar kurguluyordum.Ve sonunda uyuyodum genellikle.Ben kendimi bildim bileli direk uyuyamıyan birisiyim.Taa annemin yanında yatarkende ,şimdide uykuya dalmak benim için zaman alıyor.Nedeni çok fazla hayal, iç monolog,düşünme ,tefekkür,tahayyül,tasavvur benim zihnimi açık tutuyor.Beynim gece çalışma bakımından pik yapıyor ve uyutmuyor.Hatta bana hayal kur uyursun demişlerdi ama asıl hayal kurduğum için uyuyamıyordum.
Sadece uyumadan önce değil hep bi tefekkür halindeyim.Takıntı gıbi çünkü namazda da rahatsız ediyor bu kadar düşünce.Düşündüğüm şeyler ise insanlarla muhabbetim,adeta bir kurgu.O konuşuyor ben cevap veriyorum.Kendimi bir başkasına ifade ediyorum.Şöyle oluyor en çok da .Biriyle dışarda bir şey üzerine muhabbet ederim,sonra o muhabbet tüm gün kafamdadır.Keşke şunu deseydim,bunu da sorsaydım ,şöyle anlatsaydım,dım dım dım kafam gidiyor sonra...Bazen hiç yaşanmamış bir şeyi kuguluyorum.Önemli bir zat ile muhabbet edip kendimi ifade ediyorum,ona üstünlük sağlamaya yada o na kendimi güzel göstermeye çalışıyorum.Ve tüm bu yoğun tefekküre engel olamıyorum.5-10 saat oturduğum yerde sıkılmadan bu tefekkürü yapabiliyorum ve sıkılmıyorum.Küçükken hep annemi darlardım canım sıkılıyor diye ama sonraları bu oturduğun yerde hayal kurma işi can sıkıntısını götürdü.Adeta farklı bir dünya hayal dünyam ve orda ben varım.Küçükken sallanarak yaptığım derin hayalleri şimdi sallanmadan istediğim her an yapabiliyorum.Bu durum anne ve babama karşı kendimi ifade etmekten çekindiğim için gelişmiş olabilir ama bunun analizini Hüseyin Kaçın a bırakıyorum.
Şimdi aşk ve cinsellik, fantezi konusuna gelecek olursak.Kendimi bildim bileli hiçbir kıza karşı birşey hissetmedim hala daha hissetmiyorum.Ama erkekler.Ah erkekler.5. sınıfta E... adında bir erkeğe aşık oldum.Aşk neyse artık ama benim için onu diğer erkeklerden değerli görmemdi.Ona çok değer veriyordum.Her sabah okula geldiğinde sarılıyorduk.Yanımda oturuyordu.Karakter yapısı olarak iyi,güçlü,kabul görmüş,sevecen,birey olabilmiş fiziksel olarak yakışıklı boy ve kilo olarak bana benzeyen biriydi.Onu aşırı seviyordum ve ondan aşırı ilgi bekliyordum .Onu kendime bağlamayı başarmıştım.Ve şuanda da yaptığım birşeyi ona yaptım.Herhangi bir sebep bulup arayı açtım.Trip atıp ilgisini beklemek.Bir nevi  onun gözünde değerimi ölçüyorum.Tabii ki istediğim şekide gelmedi ya da geldi yeterli gelmedi bana.Doğru olmadığını biliyorum yaptığımın ama canım öyle istiyor.
Küçükken bir abi yada bi erkek kardeş istediğimi hatırlıyorum.Yani en çok ihtiyacım olan erkeği istiyorum.Abi hayali vardı bende ...benimle ilgilenen...arkamda duran bir abi...Bu abiden bana sarılmasını,öpmesini,sevmesini istiyordum.Tam bir cinsel ilişki değil tabi ama sevişme istiyodum.Ama dediğim gibi bir hayaldi .Gerçekleşmeyecek bir hayaldi...
Aynı zamanda bir senaryo yazmıştım kafamda .Kaçırılıyodum.Rehin alınıyodum.Rehin alanlar erkek...yakışıklı,güçlü ,bana karşı biraz sert birazda duygusal.Bana hem kötü davranıp kaçırıyorlar .Hem de duygusal bir bağ kuruyorlar.Bu duygusal bağ acıma ile başlıyor.Bana kötü davranan yakışıklı ,güçlü karakter aniden yumuşayıp bana acıyarak iyi davranıyor.Sonra ne mi oluyor derseniz.Her duygusal cümlenin sonundaki nokta cinselliktir.Duygusallık büyüsünü cinsel ilişkiyle taçlandırıyor.Ve o karakterle cinsel paylaşım yapıyorum.Tabi çocuk olduğum için o zamanlar ,tam bir cinsel ilişki değil ama sarılma koklaşma ,onun cinsel organını görüyorum,bu şekilde tamamlanıyor.Ve zannedersem bu fantezi doğru ve normal değil.Bunu bana kurdurtan anne ve babamın hastalıklı yapısı.Bununda analizini HK'a bırakıyorum.
Okulda öğretmenlerimi severdim,en sevdiğim ders matematik,şuan pek öyle olmasada o zamanlar severdim bu dersi.Başarılıydım da.Ödevleri hiç sevmesemde en iyi yapan bendim.Çünkü ben çoğunlukla mükemmele oynarım.Başka birine ilki kaptırmak istemezdim.Yeteneğimde olduğu için sınıfda ben birinciydim.Şiiri en iyi ben yazardım,resimi en iyi ben çizerdim ,herkes bana çizdirirdi resmini,problemleri çözmeye ben kalkardım tahtaya,en iyi ben dinlerdim hocayı.Ama bişeyler tersti. Arkadaşlarrrrr.Erkeklerrr.Benim gibi olan çalışkanları rakip görürdüm . E.... ilk başlarda rakibimdi.Ama sonradan aşkım oldu.Kıymetlim oldu.Diğer erekler tembeldi ama şimarık olanlar yani benim zıddım olanları cinsel yönden arzulardım.
Sekizinci sınıfta el şakası yaparak diğer erkeklerin  penislerine dokunmuşluğum,görmüşlüğüm çoktur.O zamanlarda dindar ve ahlaklı olmaya çalışırdım ama iş bu penis meselesine gelince burda nefsime söz geçiremiyordum,hala daha geçiremiyorum.Gerçekten diğer eşcinsellerde de bende de aşırı penis sevgisi var.Evet bende de var ama başka yakışıklı, güçlü,karizma olanlarınkini görmeyi arzuluyorum.Neden diye sorduğumda şu sebebe varıyorum.Ben güçlü erkeklere sahip olmak istiyorum ve onlara sahip olmak demek özeline sahip olmak demek.Ve bir erkeğin en özeli,herkesten sakladığı nedir? tabii ki penisi.Penis sevgisi burdan geliyor.Ona sahip olduğumda erkeği kavramış oluyorum.Bir ev var .Amaç tüm eve sahip olmak.Eve dışardan bakıyosun .Ev çok güzel,ihtişamlı ,herkesin isteyeceği bir ev.Ve bu evin özel bi odası var .Tüm evi gezsen ,dolaşsan,dışardan,içerden yine de bu özele sahip olmadan tatmin olmuyosun.Ama diyelim ki bu özel odaya girdin,kayda değer birşey göremedin o zaman bu ev gözünde büyüsünü kaybediyor.İşte bu durumu bu örnekle anlatmış oldum.

« Son Düzenleme: 04 Haziran 2021, 09:27:58 öö Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Gel gelelim eşcinselliği kavrayış biçimime.Bende var olan bu duyguların normal olmadığını biliyordum.Hatta eşcinsellik konusu açıldığında en çok karşı çıkanlardandım.Kendime, eşcinsel hislerim var ama kesinlikle normal biri olmalıyım dedim.Asla eşcinsel bi hayat tahayyül etmedim,böyle bir geleceği hiç aklıma getirmedim.Evet erkeklere ilgim var ama evliliği çok istiyorum.Saliha bir eşimin olmasını ,cennetime vize olacak bir kadına sahip olabilmeyi,bu saliha kadından mücahit ve mücahide evlatlar yetiştirmeyi hep arzuladım.Evet belki kadına şehvetim yoktu ama rol yaparım dedim.Belki mutlu olamam cinsel yönden ama ebedi mutluluğa bu kuracağım aile ile sahip olurum dedim.Kafamda hep bu düşünceler vardı.
Ve birgün yine moralimin bozuk olduğu bir zamanda ,internete bu durumdan nasıl kurtulacağımı yazdım ,daha önceleride yapmıştım bunu ama bir umut deyip yine araştırdım.Ve Nureddin Yıldız'a birinin bu konuyla alakalı yazısını okudum.Hayretler içindeyim...Evet dedim... buldum dedim...aynen dedim...ve sayfadan başka bir link ile bir başkasının yazısını okudum,bir tane daha ,bir tane daha derken forumları buldum.İlk gün çok fazla forum okudum,evet yazılan şeyler birebir aynıydı.Hayretler içinde okuyodum.Aşırı mutlu oldum .Neden diye soracak olursanız ,ben kendimi üzeri buz tutmuş bir gölün altında gibi hissediyordum.Ne yaparsam yapayım çıkamıyordum bu gölden.Diğer insanlar buzun üstündeydi ama ben altında.Arkamda oksijen tüpüm yani sabrım vardı,umudum vardı .Oksijen tüpümün bitmesinden korkuyor ve bu karanlık gölden çıkamıyacak gibi hissediyordum ama bu forumlardaki yazıları okuyunca tek olmadığımı anladım,sevindim tek değilim diye.Onlarda benim gibi suyun altında ama buzun üstüne çıkmaya çalışıyorlar.Balıklar yani çoğu eşcinsel gibi bu karanlık suda hayatlarına devam etmek istemiyorlar.Önce benim gibileri gördüm sonra bu lanet buzdan kurtulacağım çıkışı gördüm.Hüseyin Kaçını buldum.O kırıp bize çıkış için yol açmıştı.Geriye ise o aydınlığa,havaya ,hayata,izzetli ve şerefli bir hayata açılan kapıdan geçmek kalıyordu.İşte bir imtihan ...Hüseyin Kaçın bu buzu kırıp insanlığı kurtardı ve kazandı.Şimdi bizlerinde bu imtihanı kazanmamız için açılan bu kapıdan geçmemiz lazım.Rabbim'e bu nimeti verdiği için hamdu senalar olsun.İman ettiğim Rabbimin beni hiç bir zaman yalnız ve çaresiz bırakmadığını çok iyi kavramış oldum.Şuan ağlıyorum.Rabbimin Rahmeti işte bu değilde nee.Haşa bilmeseydi durumumu yardımı yollar mıydı,görmeseydi çaresizliğimi yalnız olmadığımı gösterir miydi,duymasaydı dualarımı açarmıydı kapılarını.İşte bu yüzden eşcinselliğim benim için imtihandı,ve ben bu imtihandan,herşeyimi bilen,herhalimi gören ,her duamı her aklımdakini işiten Rabbime tam bir teslimiyet içinde çıkıyorum.Ben bunca nimetten sonra nasıl olurda misalen gündüz gözlerimi kapatıp her yer karanlık diyeyim.Nasıl olurda Rabbim beni çaresiz bıraktı diyeyim.Allah'ın her esmasına teslim oldum ve inşaallah bu imtihandan zaferle çıkıcam.Geriye sadece irademi kullanmak kaldı ,terapilere gidip ,verilen ödevleri yapmak kaldı.Ümit varım,Rabbim demişti zaten her zorluktan sonra bir kolaylık var diye ve ben zoru tamamlıyorum inşaallah.Geriye kolay kalacak.O saliha kadına,cennet vizeme,ikramımda Rabbimin razı olacağı hanımıma,ondan kulluk bilincinde salih evlatlara,mücahit ve mücahide evlatlara,annesinin ve benim amel defterimi son nefeslerini verinceye kadar açık tutacak evlatlarıma sahip olmaya çalışmak kalıyor.Hamd olsun ,şükürler olsun,yağmur taneleri adedince hamd olsun ,her zorluktan sonra kolaylığı nasip eden Allah'a...
Artık yeni bir aktivitem olmuştu.Girip forumlardaki yazıları okuyup kendimde bazı analizler yapmaya ve yüzünü dahi görmediğim Hüseyin Kaçın hakkında bilgi edinmeye çalışıyordum.Bu bana çok büyük bir mutluluk ve heyecan pompalıyordu.Her forumu okurken kalbim çarpıyor,aynen,aynen,aynısı bendede var deyip duruyordum.Oradan topladığım bilgileri uygulamaya çalışıyordum.Kendi analizimi yapmaya çalışıyordum.Ve artık terapilere başlamak istiyordum.Bunca insanı kurtarıp ta hadisi şerifin müjdelediği,tüm insanlığı kurtaran kişiyi yani Hüseyin Kaçın’la tanışmak istiyordum.Bu eşcinselliği ablama açtım ilk önce, korkmasını ve endişe etmesini istemiyordum.Ona bu durumun tedavisi olduğunu psikolojik bir sorun olduğunu anlattım.Şuana kadar nasıl idare ettiğimi anlattım.İlk duyunca haliyle korktu ama ben anlatmaya devam edince endişe ve korkunun yerini bana duyduğu güven ve hayranlık aldı.İmtihanım çok büyük evet ama ben bunu kaldıramayacak olsaydım Rabbim bana bunu vermezdi.Bu imtihana tabii tutulduysan bunu kaldıracak güçteyim demektir.Ablamda ne kadar güçlü biri olduğumu gördü.Ve beni her zaman destekledi ,arkamda durdu.Şaşırması normal çünkü hiç benden eşcinsellik beklenemezdi.Kız gibi konuşup ,kıvırtmıyordum,ergenliğe girdikten sonra kız arkadaşları bırakmıştım,gündemimi siyaset, din oluşturuyordu,evet erkeklerle arkadaşlığa çok uyamıyordum ama gittiğim bir dernek bu erkeklerle sosyal bağımı kuvvetlendirmişti.Yani kimse bilemezdi bu durumumu.Daha sonra anneme ve babama bu durumu açmıyacağım için parayı kendim karşılamaya çalıştım. Bursum ve tarlada çalışarak bu parayı biriktirdim derken diğer ablamın çenesi çıktı. Devlet hastanesine gitmedi özele gitti dolayısıyla benim biriktirdiğim paralar gitti.Yanlış anlaşılmasın bu durumdan yakınmıyorum ,ablamlara aşırı bağlıyım ve onları gerçekten yeri gelir babamdan bile korurum.Sadece uzadı ama nihayet randevu alıp bir cuma günü yola koyulduk.Büyük ablamla birlikte gittim. Bu terapiye giderken ilk defa benliğim için birşey yaptığımı farkettim. Pandemiden dolayı baya pahalıydı otobüs bileti ve terapi ücretide pahalıydı. Ama kendim içindi.Şuana kadar annemin ruh halini aldığım için hep bir başkası için çalışmayı,hep bir başkasını memnun etmeyi,başkasına hizmeti iyi birşey olarak gördüm.Annem kendini evlatları,eşi,hatta annesi,bir başkası için hiçleştirmişti.Ne benliği vardı ne bencilliği sadece fedakarlığı vardı,çilekeşliği vardı,hep ezildiği için zaten ben onu koruyan kollayan biri olmak istedim. Annemin kahramanı olmak istedim.Onu tüm tehlikelerden,yeri gelir kocasından,yeri gelir evlalarından,yeri gelir komşusundan korumak istedim.Ve öyle de oldu,babam anneme genellikle geçim derdinden dolayı şiddet uygulardı.Vurduğunu çok gördüm.Hemen hemen her gün tartışırlardı zaten .Beni utandıran meselelerden biride buydu.Birgün yine babam annemle tartışmaya tutuştu ve ben babamın anneme vuracağı sırada elini tuttum.Karşısında durdum.Elini kolunu tuttum .Artık ben varken vuramazsın ona dedim.Kollarını tutarken onun güçsüzlüğünü ve acziyetini hissettim.Vuramadı ne ona ne bana.Ve o günden sonra babam bana karşı tavır aldı.Adeta beni düşman gördü.Eve gelince yüzüme bakmaz somurtkan somurtkan oturdu.Ayrı baş çekmeye başladı.Kendi aldığını yedi.Yemek adam akıllı yemedi.Bana düşmanı gibi tavır aldı.Bir ay kadar sürdü ama ben başarıya ulaştım.O günden sonra kavga filan yok . Annemle tartışsa da şiddete dönüşmüyor. Ama acı olsa da şu açıklamayı yapmak istiyorum.O annemi dövdürmediğim günden sonra babam bana kötü oldu uzunca bir süre ama annemle muhabbete devam etti .Yani ikisi iyi  oldu ama ben babama kötü oldum.Olan bana oldu bir ay boyunca ben bu buz gibi adamla göz göze gelmek bile istemedim.Ama annemle araları iyi. Anlıcanız arada kaynadım.Tek suçum ve bu muameleye layık görülmem babama annemi dövdürmemekten oldu.tek suçum zulme engel olmaktan oldu.Be adam bir kere ben senin zulmünü engelleyerek seni zalim olmaktan kurtarıyorum.Ama bundan sonra karı kocanın arasına ,zulmetseler bile girmeyeceğim dedim.Çünkü olan bana oldu.Onlar iyi oldu ben kötü.Neyse yapacak bişey yok artık.
Gittik terapiye.. evvelden gittik. Aslında saat 2 deydi ama biz yeri öğrenelim diye erkenden orda olalım istedik. Hüseyin hocada bizi içeriye davet edince ablamla içeri girdik.Aslında ablamın içeri girmesini istemiyordum.Ablam tesettürlü ve evlenme yaşında biri ve oraya gelen eşcinseller genellikle dindar .Ablama ordan birinin talip olmasını istemedim açıkcası. Ama Hüseyin Kaçın davet edince ablama gelme diyemedim.Uzun bir süre bekledim odada.Tefekkür hali devam ediyor.Hüseyin hocayı görünce sanki yıllardan beri tanıdığım biri gibi samimi geldi. Normalde böyle birşeyden önce titrerim,heyecanlanırım ama gayet rahat bi ortamdı. İçersinin iç dizaynını pek iyi bulmadım.Mimar olmak istediğim için yapılara ,iç mekana eleştirel gözle bakarım genellkle.Sıcak bi rengi vardı odanın ama güzel gelmedi.Masaya göz gezdirdim .Fikir ve dünya görüşü bakımından gönül verdiğim davanın gazetesini gördüm.Tebessüm edip elime aldım,biraz inceledim.Masada kitaplarda vardı genel olarak psikoloji ve cinsellikle alakalı.Ama benim dikkatimi çişteki mucize çekti.Komik.Daha sonra saate baktım cuma saati geliyodu.Randevum ikide .Seccadem çantamda.Ama Hüseyin Kaçın içerde başka biriyle terapide olduğu için ve bize de bekleyin dediğinden dolayı izin bekliyorum. Ezan saati geldi içerdeki danışan çıktı. Babasıyla gelmişti. Ama Hüseyin Kaçın çıkmadı. Sonra bana bir danışan yaklaştı. Benden büyük ve tıp öğrencisi kendisi. Muhabbeti o açtı. Kadınsı bir konuşması değişik bir üslubu vardı biraz garipsedim ilk başta ama sonradan alıştım.O anlattıktan sonra bende birşeyler anlattım.Tam o sırada Hüseyin Kaçın odadan çıktı ve seccadeyi alıp cumaya gitti. Ablam bana sende git der gibi olunca HK onlar muhabbet etsin dedi. Yanlış anlaşılmasın, ablam bana baskı yapmıyor, sadece cuma konusunda hassasiyetimi bildiği için orda sende git diyor. Ama bu seferlik kaldı. Muhabbete devam ettik. O da konuşkan bende konuşkan. Neyse Hüseyin hoca beni içeri aldı. Ablamı orda bırakırken bir garip oldum.İçeri girdim.Gözlerim hemen arka plandaki bahçeye gitti.Gerçekten etkileyiciydi. Oda küçük olmasına rağmen bahçe sayesinde bi derinlik kazanmiş . HK devreye girip ön mekanda iddialı değiliz ama burada iddalıyız gibi birşey söyledi. Evet oda güzeldi. Üç deri koltuktan birine oturdum.Heyecanlı değilim ama neler çıkacak, hangi tespitleri yapacak bende diye merak ediyordum.Daha önceden hep ben insanları inceler analiz ederdim .Benim analizimi de ilk defa biri yapacaktı.Ve beklediğim an geldi.Bu anı aylarca bekledim.Başladık...annemi babamı anlattım.Daha doğrusu o anlattı.Ben dinledim.Çok şaşırıyordum tespitlerine .Hepsi doğruydu.Benim belki kelimelerle ifade edemiyeceğim şeyleri anlattı.Bir cümle söylüyordum on tane tespit yapacaktı.Yılların tecrübesi tabii.Toplumun tüm sağlıksız aile ilişkilerini bilen birisi.Benim aileyi de analiz yapması çok zor olmamıştır onun için. Ben leb deyince o direk çorum diyordu.Yaptığı tespitleri şaşkınlıkla dinledim.Şaşkınlığımdan ağzımı kapatamıyordum,elimle kapattım o derece.
Bende yaptığı analizler ve üzerine gittiğimiz konular şöyle. Ben babamın ilgisiz bir babalığını tek sebep zannederken, aniden mercek babamın beni cinsel organımdan sevmesine geldi. Evet kötü ve zararlı bir durum ama bu kadar beklemiyodum. Babam beni istismar etmiş. Annem ise yanında yatırarak duygusallığımı istismar etmiş. Ne kadar acı .Benim dünyaya açılan iki kapım olan annem ve babam sanki el ele vermişte beni kullanmışlar.Ben de ne sağlıklı bir cinsellik ne de sağlıklı bir duygu yapısı bırakmışlar.Babamın zulmüne ki bu bir zulümdür annem sessiz kalmış .Annemin zulmüne ise babam sessiz kalmış.İnsana en büyük zararı onu dünyaya getirenler yapınca çocuk başına yapacak birşey kalmıyor.Ama ablam burda kurtarıcı rolünde.Bakmış ki ne anne ne baba sağlıklı değil kardeşlerime ben annelik yapayım demiş.Büyük ablamın güçlü ve başarılı olmasının sebebi ilk çocuk olup sorumluluk almasından kaynaklanıyormuş.Tespite bak...
Birde liderlik özelliğim konusu var. Nasıl olurda sadece sayısalım dememle bu tespiti yaptı hala aklım almıyor.Evet gerçekten bir lider olayım özelliğim var.Küçükken hep ben başkandım sınıfımda. Liseye geçince yerini onur kurulu öğrenciliği aldı .Sınıfın ihtiyaçlarını karşılayan bi grup kurmuştum 5.sınıfta.Beş yıldızlı da bir logosu vardı .Beş kişiydik ve başkan bendim.Apartmanda yine bir kurul oluşturduk fikir benden yine.Çocuklara bakanlık dağıttım,adalet bakanı,çevre temizlik bakanı ve ben yine başkandım.Kızlarla kurduğum oyunlar hep organize oyunlardı. Bu oyunlar hep benim fikrimdi.Örneğin bankacılık, devletçilik, otelcilik, pazarcılık ve ben hep birinci ve en zengin olandım.Kıvrak zekam ve ticari aklım ile önce arkadaşların dükkanını satın alıyor sonra onlardan kira alıyordum.Oyun oynanacağı zaman herkes bana sorardı ne oynayacağımızı. Erkelerle silahcılık oynardım hep ben komutan olur plan yapardım.Lisede gittiğim dernekte bi görev verdiler onunla iştigal ettim.Okulumda derneğin başkanı oldum alt birimlerim yani bir teşkilatım oldu.Düzenli toplantı ve sohbetleri hep ben yönettim.liseye gireli daha iki ay olmamış 47 kişiye sohbet yaptım.Ve bu kadar şeyi hiç görmemesine rağmen biri çıkıyor ve sadece sayısal olmamdan buraya gelince hayretler içinde kalmak düşüyor bana.
İşte bu nedir biliyor  musunuz? İşin ehli olmak.Müslüman işinin ehlidir. Hangi meslek olursa olsun müslüman o işte en iyi olandır. Devlet yönetirken en temel esaslardan biri liyakattir. Yani işi ehline vermektir.Eğer işi ehline vermezsen zulmetmiş olursun. Hem halkına hem de nefsine.O yüzden müslümanların, felsefede, astronomide,sanayide, ticarette, teknolojide, mimaride, sanatta başı çekmesi lazım.Yıllarca İslam medeniyetindeydi liderlik şimdi batıya geçti.Bizim yenide kalkınıp kaybettiğimiz izzetli ve şerefli hayatı elimize almamız lazım.
HK benim liderlik özelliğimden yola çıkarak zannedersem mimarlıktan çok mühendisliği tavsiye etti. Tam o arayı hatırlayamıyorum o anki şaşkınlığımdan dolayı ama bana ne mühendisi diye sorunca endüstri dedim.Nedenini sordu ama şu an dahi tam bilmiyorum. Daha önceden kariyer üzerine bir abiyle sohbet ederken o da endüstri mühendisliğini tavsiye etmişti belki o yüzdendir.Şimdide araştırdım gerçekten tam bana göre meslek endüstri mühendisliği. Evet mimarlığa olan ilgim es geçilemez ama ben daha çok fabrikatör kafalıyım.Altımda çalışan işçiler olsun onu yöneteyim,işleri büyüteyim,inivasyon yapayım,başka işlere girişeyim,şirketleşeyim.Küçükken kurduğum bir hayalde babam esnaf olsaydı bende onun dükkanı yönetip işleri büyütseydim, hayale bak... Her halde küçükken bahçenin bir kenarında evler yapmamdan ve maketler yapmadan hareketle insanların sen mimar olursun demesi üzerine mimar olmak istedim.Mimarlık birçok vasfımdan birisi ama lider ve patron olmak gerçek mesleğim. Ama şimdi HK sayesinde kendimi buldum. Elhamdulillah.
Bütün bu hayatımı değiştirecek analizlere sadece 1 seansta sahip oldum. Bir daha gitmek için can atıyorum .Daha bir sürü analiz ,tespit var ama daha fazla anlatamıcam.Seanstan evime dönerken kendimi bulmanın ve keşfetmenin akıl almaz mutluluğu vardı kalbimde.Aklımda da yapmam gereken ödevler .İnşaallah yapacağım ödevlerimi.Daha öne de dediğim gibi ödev yapmayı sevmem ama en iyi ben yaparım.Ama farklı olarak bu ödevleri yapmayı da seviyorum.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ödevleri yapmaya çalışıyorum.Babamla anneme psikolağa gittiğimi söyledim.Yaptıkları yanlışları teker teker ablam anlattı onlara.Aslında ben söylemek isterdim ama olmadı,yapamadım.Ben yapamayınca ablam yaptı sağolsun.Konuyu tek bilen olan büyük ablam bana çok yardımcı oluyor.Hüseyin Kaçın'a büyük ablamın güçlü ,başarılı olmasını anlattığımda o şu tespiti yaptı.Annem ile babamın sağlıksız aile yapısını ablam görünce doğal olarak kardeşlerine ablam annelik yapmış.Ailedeki anne rolünü ablam devralmış.Aşırı doğru tespit.Ablam gerçekten bize karşı çok ilgili.Özellikle bu meseleyi açınca var olan ilgisi daha da artı bana karşı.Benim kıyafetlerimi ablam alır,okulla ilgili bir sıkıntım olursa ablam halleder,resmi bir iş vardır ablam koşar,hastaneye ablamla giderim,çoğu sıkıntımı ablam çözer.Yani ablam HK'nın dediği gibi benim annem görevini üstlenmiş.Bu başarısı,gücü, aldığı bu sorumluluklardan geliyor.Gerçekten ailede bir ablam düzgün.Onunda şansı ilk çocuk olmasından.Eğer küçük ablam ilk doğsaydı o bu sorumlulukları alıp gücü ve başarıyı elde edicekti.Gerçekten küçük ablamda annemle babamın bu çürük ilişkisinden etkilenmiş.Küçük ablamda güçsüzdür.Akademik bir başarısı yok.Üniverste okumadı.Liseyi de açıktan zar zor bitirdi.Yıllardır sırtları ,omuzları,beli ağrıyor.Hastaneye de gitti ama bi sebep bulamıyorlar.Ama bence mesele fiziki değil.O da benim gibi babama kin doluydu yıllardır.Anneme de var biraz.Ben meseleyi biraz manevi incelemiştim.Sırta bazı noktalar var,anne ve baba noktası var.Ablam ın o noktalarına hafif bi baskı yapınca aşırı bir ağrı hissediyor.Normal birinde olmayacak bi ağrı.Sırttaki enerjiyi kavrayıp çekince geri geliyor.Hocalara baktırdık ama bişey çıkmadı.Ama şunu düşünüyorum.Babam ve anneme karşı duyduğu o sinir ve aşırı stresli olması onun vucudunda negatif enerjinin birikmesine sebep oluyor.O yüzden sırtındaki küçücük bir bölgeyi ovuşturup çekince geriye doğru geliyor.Bunun yazı şeklinde anlatımı zor,şimdilik bu kadar ifade edeyim.Ama ablam maneviyatçı biri.O da benim gibi düzenli sohbet izler.Planlı ve iradeli biridir,prensipleri vardır.Son zamanlarda izlediği sohbetler babama karşı yumuşamasını sağladı.Eskisi gibi bakmıyo babama.Ama artık karşı çıkabiliyor.İşte o yüzden biraz daha iyi durumu.Ben o nu da yapamıyorum.
Karşı çıkamıyorum babama.Sinirlenemiyorum karşısında.Sinirlenmeyi bırak yanında espri ,komik birşey yapınca bile kızarıp kaşınmaya başlıyorum.Kendimi asla ona ifade edemiyorum,edemedimde.O na bir keresinde bişey için uyarı niteliğinde nasihatte bulunmuştum.Gayet normal ve doğru birşey söyledim.Bana aynen benim bir babam vardı o da öldü dedi.Be gerizekalı adam insan sadece babasından mı nasihat alır.Sana birşeyi tavsiye etmişim,uyarmışım bu tepkide ne böyle.İşte sen busun.Kendini nasihate muhtaç görmeyen zavallı ,aciz bir herifin tekisin.Yazık sana.Senki kendini tek doğru görüp,nefsini nasihate muhtaç görmeyen zavallının tekisin.Küçüklüğümden beri bana karşı kuramadığın iletişimin hesabını soracağım sana.Bana verdiğin bütün ters cevapların ,muhabbet etmeye çalışıp soru sorduğumda cevap vermemenin hasabını ödeyeceksin.Bu saatten sonra sana karşı asla merhametimin esiri olmayacağım.Sana sıkıntı çıkartıp moralini bozacam.Seni gafil.Aciz...Arkadaşlarının yanındaki zayıflığını gördükten sonra seni birde ben ezeceğim.Yıllarca dışarıya karşı el pençe divan durup evdekilere karşı tahakkümün,baskı ve zulmün artık beni sana karşı düşman yaptı.Bunu sen istedin baba.Zaten sen değilmiydin ablamlarla beni düşman gören.Ablamları bilmem ama ben sana düşmanım.İyileşene kadar.Bu diyeti ödeyeceksin.Beni utandırmanın karşılığını göreceksin.Be zavallı ,narsist zevat seni.Gör bakayım evde oğlum diye büyüttüğün ve cinselliğini sömürdüğün ben, sana neler yapacam.
Sana karşı çıktıkça var olabilirim ben.Yoksa mevcut kalırım bu hayatta.Var olmakla mevcut olmak aynı kelimeler değildir.Sadece tavır koyabilen ,karşı çıkabilen,kendini ifade edebilen kişiye var denebilir.Mevcut olmak ise hacmi görülene derler.Şimdi ben var olma savaşı vericem sana karşı .Ahirete kalmadan burda alıcam senden hakkımı.Sana ne olduğu zerre umrumda değil artık.
Anne sana krşıda boş durmucam elbet.Al kocanı yada kölesi olduğun herifini başına çal .Benden de uzak dur.Seninle olan tüm duygusal bağlarımı kopartıyorum.Beni artık duygu sömürünle elinde bulundurmana ve kurduğun o mazoşist duygularına alet etmene izin vermiyeceğim.Sana kendimi öptürmücem.Yanında durmucam.Zavallı çilekeş,mağdur edebiyatı yapan biri olman duygularımı artık sömüremicek.Bundan sonra ben varım.Düşün yakamdan ve paçamdan biçare anne ve babam.
Bazı hedeflerim:
Şu ana kadar size maddi yük olmamaya çalışıyordum şimdi yük olucam.Tedavim tamamlanana kadar terapi ücretlerim sizden.
Akıllı telefonu tercihen kullanmıyordum aynı zamanda size masraf olmasın diye.Ama şimdi hem lazım hemde size ceza olarak telefon istiyorum.Telefon masraflarıda sizden.
Karşı çıkıcam size .Hep aşağıdan alıp tahammül gösteren bendim şimdi siz bana tahammül gösterin.Nasılmış bakam...
Utandırdınız utanmanız lazım.Annemi buna sessiz kaldığı için kadın olamayışıyla babamıda ashabi ve sinirli bir zavallı olmasıyla utandırıcam.Amcamların yanında salak davranışlarından bi bahsedeyimde sen bi gör.Babanında seninde sinirli birer aciz oluşunu anlatayımda başkalarının yanında sen gör ahmak.
Ablamlara gelelim her ne kadar yanımdada olsa büyük ablamda benim birey olmamı engelledi.Örneğin küçükken benim seçtiğim kıyafetleri değilde kendi seçtiklerini giydirdi.Şimdi istediğimi kendim alıcam.Kendi alış verişimi kendim yapıcam.Üzerime giyeceğim kıyafeti bırak da ben seçeyim.İlahi adalette sağlanmış oldu geçen.O nasıl benim seçtiğim şeyleri beğenmeyip bana giydirmediyse bende ona bayadır evlenmek isteyen abim diyebileceğim biriyle evlilik görüşmesi yaptırmadım.Ablam olabilir gözüyle bakıyodu ama ben onu daha fazla hayatıma müdahale ettiripte en yakın arkadaşım olan aynı zaman da abi dediğim kişiyle buluşturmadım.İstemiyorum bir kere karşiiim istemiyorum.
Kendi şampuanımı bile ablam seçiyor.Bu yüzden artık bireysel anlamda özgür olmalıyım.Giyeceğim kıyafetide,kullanacağım şampuanıda, yapacağım işleride ben ayarlıcam artık.
Son zamanlarda daha özgüvenli gibiyim.Olmayan benliğimi ortaya çıkarmaya çalışıyorum.Yaptığım işleri,kendimi övmeye çalışıyorum.Arada kibirli davranmayım,egoist olmayayım diye geri çekilsemde şunu düşünüyorum.Ben yapmadığım bişeyi söylemiyorum,olanı söylüyorum . Bu da kesinlikle egoizim değil.Mütevazılık adı altında hiçleştirdiğim benliğimi elbette ortaya çıkarken kendimi övücem.Aynı zamanda kibir ve böbürlenmek dışardan anlaşılmaz.Kalptedir bu duygular ve Allah kalpleri bilir.Ben kibirli ve egoist değilim.Ayrıca övülmeye layık olanın Alemlerin Rabbi ,benimde Rabbim olan Allah a ait olduğunu tüm hücrelerimle tasdik ediyor,biliyorum. 
Lise ikideyim ve canlı derslerim oluyor.Bunlara katılmamı HK söyledi.Telefonum olunca katılıcam inşallah.
Hüseyin Kaçın'ın bende yaptığı tespitlerden biride tembelleşmem.Ortaokulda çalışkan ve dersleri iyi olan ben liseye geçince tembelleşmeye başladım.Sebebini HK eşcinselleşme sürecinde olanlar tembelleşir olarak ifade etti.Kesinlikle katılıyorum.Ben zaten bu eşcinselliğin zihnimi kuşatmasından dolayı derslerimi önemsiyemiyor oluşumu düşünmüştüm.Ama dertlerimi geçip derslerime odaklanıcam inşaallah.Hedefim iyi bir üniversite ve adımlarımı büyük atmam yani derslerime çalışmam lazım.Aynı zamanda bana bir deneme ödevi verdi.Zannedersem bunu benim ne konumda olduğumun tespiti için yaptı ders konusunda.Ama daha çözmedim.Bu hafta çözmeyi düşünüyorum.Bir daha ki terapiye kadar çözücem inşalllah.
Ben ,terapiden sonra ,sadece kendim için çalışmam gerektiğini çıkardım.Evet burda Hüseyin hoca yine haklı.Çünkü dediğim gibi ben annemin gibi başkalarına hizmeti hayat olarak gördüm.O yüzden etrafım için fedakarlıklar yapıyorum.Gerek bunu dini hizmet,gerekse insanlık adı altında yapıyorum.Zamanımdan ,eğlencemden çalıyorum.Terapide söylüyememiştim...Apartmandaki çocuklara Kur 'an eğitimi verdiğimi.Çocuklarda ,komşularda bundan dolayı çok memnun oldu.Tabii bende ama.Aması var.16 yaşındaki bir gencin akranlarıyla oynamak,muhabbet etmek,ders çalışmak yerine zamanını çocuklara Kur an öğretmekle geçirmesi elbette Allah ın razı olacağı iş ama benim gibi fedakarlık adı altında kendini hiçleştiren biri için olmaması gereken bir durum.Buna HK'ın tepki vereceğini bildiğim için orda söylemedim.Ama bu işi bırakmam gerektiğini bir ödev olarak kodladım.Önümüzdeki pazartesiye kadar mühlet koydum.Zaten çocukların bir kısmı kaldı Kur ana geçmeyen geri kalanlarda pazartesiye kadar geçer artık.
İstimna konusunu sonra yazmak istiyorum ama çalışmalara şimdi başladım.Diğer forumlardada okuduğum kadarıyla eğer bırakabilirsem kemdime saygım artacakmış.Haftada iki, günde bir şimdilik hedefim.Bunuda inşaallah uygulayacağım.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Hüseyin Kaçın'ın bir programdaki sözü gerçekten çok doğruydu.Eşcinseller için din korur ama kurtarmaz demişti.Bu söze tüm samimiyetimle katılmıştım dinlerken.Hiçbir birlikteliğimin olmaması,lise ortamında nefsimin uygun koşulları sağlayıp erkeklere yaklaşmaması,eşcinsel hayatı kabullenmeyip böyle bir geleceğin kafamda kurgulanmaması hep yaşadığım dinin beni korumasından kaynaklanıyor.Hamd olsun Allah a.Eğer dini yaşamasaydım yaşadığımı din zannedecektim.Buna misal getirmek istiyorum.Murat Övüç'ü bilirsiniz.Oda eşcinsel ,yardımsever ve dindar oluşu dikkat çekiyor.Ama yaşadığı din onu kadın gibi olmak,kadın gibi giyinmek ve davranmaktan korumamış.Burdan dini yaşasaydı böyle olmazdı bu yüzden yaşadığını din zannetmiş olabilir kanısı çıkıyor.Bir insanı yargılamak gibi bir hataya düşmem burada anlatmak istediğim DİN GERÇEKTEN YAŞANIRSA KORUR iddiasıdır,iddia ispat gerekirir ve ben bunun canlı ispatıyım.

Benim bir taktiğim vardı şuana kadar hep onu uyguladım.Duygusal bağımın oluşması ve sonunda beni cinsel ilişkiye götürme potansiyeli olan erkek arkadaşlarıma kendimi mütedeyyin biri olarak tanıttım sonu ,Rabbimin razı olmayacağı bir işe varmasın.Yani İslami bir kişilikle olması muhtemel olan çirkef işlere karşı koza örüp,önlem almak diyebiliriz.İşte bu nefsimi durdurdu.Bence akıllıca.Sonuç olarakda bu mütedeyyin arkadaş , erkelerle cinsel bir ilişkiye girme potansiyelini kaybetti.Ve din onu korumuş oldu.Elhamdulillah Duygusallıkla cinsellik arasındaki bağı anlayınca bir önlem daha aldım.Bir erkek arkadaşımla nefsimin normali aşan duygusal bağını hissettiğim an hemen savunmaya geçiyor ve duyguları sıfırlıyorum.Ablama bunu şöyle anlatmıştım:Ben bir ana yolda gidiyorum.Bu ana yolun yanlarında ara yollar var ve sonu kötü bir yere çıkıyor.İşte ben bu anayoldayım,ara yollar erkeklerle kurduğum duygusal bağ ve götürdüğü kötü yer cinsel ilişki.İşte ben bu yüzden ara yollları kapatıp meselenin duygusal bağdan sonraki cinsel ilişkiye gitmesini engelliyorum.Ve böylece imanım nefsime galip geliyor.Rabbimin karşısında beni utandıracak işler yapmaktan korunmuş oluyorum.Zannedersem terapide HK bana duygusallığın sonu cinsellikle bitse bile umduğumu bulup mutlu olamayacağımı söyledi.Umduğum aşırı sevgi ve aşkın ,doyumsuz olacağını ve bir türlü tatmin olamayacağımı anlamış oldum.Kısır bir döngü bu erkeklerle aşk işi.Zaten fıtrata aykırı olan bu işin kısır olması ve bir yere varmaması elbette kaçınılmazdı.Bunu HK'ın bana önceden söylemesi,beni boş yere vakit kaybetmekten ve tecrübe edilmiş birşeyi yeniden tecrübe ederek aptal durumuna düşmekten kurtarmış oldu.Yani kısaca bu işin sonu çıkmaz sokak veya çıksada bir zıkkım olmaz anlamını taşıyor.Erkeklerle aşkın sonu bana ne bu dünyada saadet getirir nede ahirette saadet getirir.Bana afiyet getirmesini bırak beni bu dünyada rezil ahirette zelil eder.Nefsimi elinde bulunduran ve beni azaba götürecek yollardan muhafaza eden Allah a hamd olsun...

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Neler yapıyorum
Yıllardır izlediğim sohbetler, konferanslar beni zamanın önemi ve zaman yönetimi konusunda şuurlandırdı.Zamanım boş geçsin istemediğinden kendime iştigal edecek aktiviteler buluyorum.Evin arka tarafında bir bahçe yaptım kendime. Küçüklüğümden beri birşeyler ekip biçmeyi ,toprakla uğraşmayı seviyorum. İlk başlarda verimsiz toprağı yüzünden ekip ekmeme arasında kaldım ama sonradan toprağı ihya etmeyi başardım.Buaralar hep bahçemdeyim.Öylesine seviyorum ki kendi emeğimle yaptığım şeylere bakarak bile zevk alıyorum .
Birde derneğe gidiyorum . Etkinliklere ,sohbetlere katılıyorum.Dernekte iyi bir yerim var .Yönetim kadrosundayım ve görevler alıyorum.Geçen gün mangal yaptık derneğin bahçesinde .Otuz kişi geldi.Yarısıyla muhabbetim var .Beni orda gören asosyal olduğumu söyleyemez . Her gelenle muhabbet ediyorum şakalaşıyorum.Zaten beş altı kişiyi ben çağırdım.Abi görev verdi.Köfte ekmeğin başında bendim.Bu arada daha şimdiden birkaç özgüvenli hareketimi farkettim.Bazı yaptığım yanlış işleri yapmadığımı görmek hoşuma gitti.Önceden olsa gençlerin bulgelerini dikizlerdim.Yani özel bölgelerine bakardım.Ama bu sefer aklıma bile gelmedi. Hal ve hareketlerine bakıp üzülürdüm önceden.Onlar gibi değilim diye.Ama bu sefer hep mutluydum.Hatta emin olun en çok  olumlu anlamda dikkat çeken çocuk bendim.Çünkü arkadaşlarla muhabbetim çok iyi.Benim varlığım başkalarına hep güç veriyor.Çünkü ben en çok eksikliğini hissettiğim güven duygusundan başka insanların mahrum kalmasını istemiyorum.Buyüzden ablam ,annem,arkadaşlarım hatta teyzem güveni benden alıyo.Nasıl olurda hissetmediğim duyguyu başkasına verebiliyorum bilmiyorum ama güvenden duygusundan mahrumum.Asla bilmediğim ortama giremiyorum,ilkleri yaparken de  ilk defa yapacağım bir iştede hep korkuyor ve vazgeçiyorum.Hiç bilmediğim bir işi yapmadan önce birinin gelip bana güven duygusunu vererek ikna etmesi lazım .Buyüzden karamsarım ,net değilim,risk alamıyorum,iddialı değilim,kararlar alma konusun da zorlanıyorum.Resmiyetin olduğu samimiyetin öldüğü ortamlardan korkuyor ve öncesinde çok stres yapıyorum.Okula giderken korkuyorum,hastaneye giderken korkuyorum.Hep stres yapıyor ve asla rahat olamıyorum.Örneğin lisenin ilk günü benim için çok stresliydi.Gideceğim güne kadar yoğun tefekkür hali vardı.Hani bir box maçına çıkmadan önce antrenman yapılırya işte bende öncesinden insanlarla muhabbet ederek zihnimde antrenman yapıyorum .Bana ters bişey söylerlerse şunu derim,ilk konuşmaya şundan başlarım,bunu derse şunu derim şeklinde ilerleyen iç monolaglar benim stres yapmamı arttırıyor ve yapacağım iş gözümde büyüyor .Hep böyleyim .Biriyle konuşucaksam önceden zihnimde bu muhabbeti yapmam lazım .Bu yüzden ben önceden ayarladığım biriyle muhabbet ederken aslında 2 .sohbetimi yapmış oluyorum.Ve böylece muhabbette, benim için ikinci karşı taraf için ilk kez olduğundan hep ben önde ve üstün oluyorum. Biriyle sohbet ederken sohbet benim kontrolümde gidiyor böylece ,ve ben aşina olduğum yolda gitmiş gibi korkmadan güven içinde sohbet etmiş oluyorum.Kafaya bak...Bu yüzden aşırı derin bir kişiliğim var.Dışardaki insanlar beni kavradığını zannediyor ama ben sandıklarından çok daha fazlasıyım.Asıl ben insanları kavramış oluyorum.Her dediklerine vakıfım,biliyorum.Ama bir istisna oldu HK 'yı kavrayamadım.İlminin sınırı ne kadar, davranışları ve üslübünü daha tam bilemedim.Zaten benim kavrayamadığım ama onun beni kavradığı biri bana yardımcı olabilirdi .Ve bunu HK çok iyi yapıyor.Ben bile bu kadar kendime ,aileme vakıf değilken onu bu kadar bana dair konularda ilim sahibi görmem gerçekten hafsalarıma sığmayıp beni şaşırtan bir durum.Siz bu işte ustasınız hocam.
Sohbet dinlerim ilmimi arttırmaya çalışırım.Youtube benim mektebim,medresem.Modern cahiliye devri olan bu zamanda gençler ;YouTube trendlerinde imanlarını ,Instagram keşfetlerinde ahlaklarını,dizilerle de şuurlarını kaybediyor.Ümmeti Muhammed'in gençlerinin birer müsvedde haline geldiği bu zaman imtihanın en zor olduğu zamandır.Benim gibi gençlere altın tepsiyle haramların sunulduğu ,bu hız ve haz çağı, bizim en çok ilme,imana,ahlaka muhtaç olduğumuz çağdır.Bu ilim açığını yaşıtlarımın ömür tükettiği YouTube da karşılamam şeytanı en çok kızdırtan olaylardan biri.Çünkü bir genci YouTube la tezgahına çeken şeytan bir gencide yine YouTube la kaybediyor.Elhamdulillah.Bu yüzden elimde bulunan imkanları imanına hizmet için kullanmayı seviyorum.Sohbetleri Nureddin Yıldız, Muhammed Emin Yıldırım,Uğur Akkafa dan izliyorum.Bu imanım için takip eddiklerim.My Mecra adındaki kanaldanda İbrahim Kalın,Nurullah Genç gibi önemli şahsiyetlerin konuşmalarını dinliyorum.Mim Kemal Öke de konuşmalarını dinlediğim biri.Son zamanlarda ara verdim bu tür ilmi çalışmalara ,sosyal yönümü arttırayım diye.
Kitap okuyan birisiyim.Kitap okumayı seviyorum.Okuduğum tarz daha çok şuurlanmamı sağlıyor . Kitaplığım var .Ablamlarla ,kuzenlerimle kitapları konuşup muhabbet ederiz ,entel sohbetler ederiz.Böyle konularda da iyiyim.Çok fazla tefekkür eden biri olmak aynı zamanda çok fazla yorum yapıp bir meseleye farklı pencerelerden bakabilmeyide sağlıyor.Bu yorum kabiliyetine beni entel muhabbetler de iyi biri yapıyor.Ama son zamanlarda kitap okumayı da bıraktım.Pandeminin başında bir haftaya on kitap sığdırıyodum.Bu kitaplar roman ,hikaye ağırlıklı olarak deneme idi .Bı zaman sonra uzaklaşmak istedim kitaplardan.Çünkü buaralar zihnimden çok sosyal yönüm gelişsin istiyorum.Çünkü  erkeklerle kurduğum muhabbetler antidoğallık içinde seyrediyordu,sanki rol yapıyormuşum gibi hissediyordum.Bu sıkıntıların çözümü ne  vermek istedim kendimi.HK birkaç yazar ve kitap önerdi .Fon ayarlayıp sipariş vermem lazım en kısa zamanda .
Yazıyı tekrar tekrar okuyorum birçok tespit yaptığımı farkettim.Anlattığım şeyler önceden planlanmış değil muhabbetlerimin aksine.Çoğu şey yazınca ortaya çıkıyor.Yazarken fark ediyorum.HK yazanların daha hızlı iyileşiyor demişti.Bence iyileşmenin sebebi normalde açığa çıkmayan konuların yazarken ortaya çıkmasından kaynaklanıyor . Vesselam

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Mükemmelliyetçiliğim
Terapi öncesi tıp okuyan abiyle muhabbet ederken mükemmelliyetçiliğimizden bahsettik birbirimize.Onunda formunda bu konuyla ilgili yazısı var .Bende mükemmelliyetçiliğimfen bahsetmek istiyorum.Ya hep ya hiç ortası yok .Misal futbolu hiç beceremem ama maket yapmakta benden iyi akranım yoktur.Yani yaptığım işte mükemmelimdir,iyiyi bile kabul etmem ama sevmediğim birşeyi hiç yapamam.Bilgisayar,araba, futbol muhabbetleri asla bana göre değil zerre alakam yok.Ama sevdiğim iş varsa benden daha iyisi olmamalı.Kıyas çok yaparım ben.Ama kıyas şartlarından biri kıyaslanmaya ikiside layık olcak.Örneğin kendimi Hüseyin Kaçınla kıyaslamam,çünkü yaşımız aynı değil.Aynı kefeye koyulamayız. Ama asla benim bir akranım beni geçemez.Hırslıyım.Asla benden daha başarılı olamaz.Yarışırım onla.Geçen benim yaşıtım olan bi arkadaşla tabu oynadık.Bizden farklı bizden küçük iki arkadaş daha var.Oyuna başladık.Benim kelime haznemİn farklı ve ilgili olduğum alan yüzünden takım arkadaşımla eşleşemedik.Yaşıtım olan arkadaşla diğer arkadaş gayet iyi senkronize olarak daha fazla kelime bildiler .Ben hırslandım tabii,sinirlenmeye başladım.Sırf takım arkadaşım yüzünden biri benden daha iyi oluyordu.Ama sonra ki günde oyunda yeniden üstünlüğü ben aldım  çok şükür.İşte böyle benim yaşımdaki biri benden daha iyi olmamalı, başarılı olabilir ama beni geçmemeli,beni geçtiği an hemen mükemmel olup üstünlüğü almak istiyorum.Bu sadece bu örnekle sınırlı değil,sınıfımda da ben birinci olmalıyım .Ortaokulda ben birinciydim sınıfımda ama liseye gidince birincilik gitti,inek öğrenciler var,evet kötü deği iyiyim ama işte mükemmel olmalıyım.Kırk kişiden ilk ona giriyorum sınıfta ama işte ben buna razı olamıyorum.Bende mükemmel olamıyosam hiç olurum deyip dersleri filan hep boşladım.Çünkü birincilik alınacak gibi değil,bende ya hep ya hiç seçeneğinden ilki olamayacağı için ikincisini seçtim.Bu kıyas ,hırs ve rakip görme işi sadece bunla da kalmıyor.Kullukta da mükemmele oynuyorum.Kulluğumu yapabildiğimin en iyisi neyse öyle olmalı.Beni yine biri geçmemeli.Misal Allah için çok sevdiğim Ensar abim var.Eğer bugün onun düzenli olarak gece Teheccüd e kalktığını öğrensem yarın mutlaka bende başlarım.Hayırda yarışın emrine uyuyorum yani mükemmelliyetçiliğim sayesinde.😊Ama bu haset değil.  Bu Ensar abi bin cennete yaklaşmasından değil benim mükemmeli yakalayamamamdan kaynaklanıyor.Evet o Teheccüd e kalkabilir ama o kalkarken ben yatamam . Mükemmel iyinin düşmanıdır sözünün altına imzamı atarım.Ama beni sıkan şey asla iyiyle yetinemiyor oluşum ve her zaman mükemmeli yakalayamamış olmam.Ne yaparsam yapayım yinede her konuda mükemmel olamam, olamayacağımda ,ama bana dert yaaa.Vallahi dert.Birinin beni bir konuda geçmesi normal gelmeli bana.İnşaallah bu yazımı iyileştikten sonra okurumda kendime yabancılaşırım.İnşaallah ne kadar sıkıntılı bir tipmişim ben diyebilir ve bu obsesyonlardan kurtulduğum için o anın mutluluğunu yaşarım .Sonrada beni, nefsimi ıslah eden Rabbime hamd ederim.Güzel günler yakın inşaallah...
Bu arada bazı hedeflerimi gerçekleştirdim Annemle babamı sıkıntıya soktum.Maddiyat biraz ağırlarına gitti.Ama telefon aldırdım. Misal şuan olayları en baştan yazamayıcağımdan sonraya bırakıyorum .

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Hüseyin hoca terapideyken benim aile yapımı çözümleyip bana kafamda bir resim oluşturdu.Hepsi yapboz parçaları misali bir birini destekleyen bir bütün.Ve bu bütün ensest mağduru , eşcinsel beni anlatıyor.Bugün işte bu tablonun,cinselliği den bahsedicem size.Bu meseleleri yazarken genel anlamda sansürlü konuşmaya çalışcam ki yarın öbür gün bu yazıyı okuyan biriyle grup terapisine girdiğimde bakacak yüzüm olsun.Yani tam anlamıyla beni kavramayın da istiyorum çok değerli okurlar .Meseleye geleyim.Benim cinsellikte isteğim güç ve güvendir.Fiziksel olarak da yaşlı ,olgun, şişman,normalden çok daha kısa ya da uzun olmamalı.Çünkü tüm bunlar sizde takdir edersiniz ki zayıflık, güçsüzlük belirtisidir.Benim de güçsüz biriyle işim yok.Size cinsellikten değilde başka birşeyden örnek vereyim .Ben yine Ensar abimle dernekte buluşmaya gittim.Buluştuk da ve benden küçük yaşta ama kardeşim diyebileceğim gençlerde var.Sonra Ensar abinin bı işi çıktı ,gitti ve bende eve gitmek istedim.Ordaki küçük arkadaşlar kalmamı istedi ama kalmadım.Çünkü ben güçsüzlerin yanında takılmak istemiyorum ki.Benim arayışım arkadaşlıktada ,cinsellikte de güç.Kaldı ki kimse zaten kendinden altta biriyle takılmak istemez.Kim ne diye güçsüz biriyle arkadaşlık kursun.Çocuklar  ben kalmak istemeyince ısrar ettiler ama benim zihin dünyamda orda kalmam zaman kaybıydı.Zerre eğlenmem öyle güçsüzlerin yanında.Ama Ensar abi gibi biri olsun 3 gün yanında kalırım,kaldımda.Hatta dünde beraber kaldık.Toparlayayım.İşte o gün güç olan Ensar abi gitti diye ben orda duramadım.Bu sadece bı örnek zayıflarla kalmayı sevmiyorum;birey olabilmiş,takdir gören,zihinsel ve bedensel anlamda güçlü olanlarla bulunuyorum gerisi zaman kaybı.
Cinsel anlamda ben güçlü kişiye pasif olurum ama pasiflik oral ilişki ağırlıklıdır.Güçsüz ama birey olabilmiş kişiye de aktifim tam anlamda.Ben pornografik içeriklerde aktife bakarım hep ama o aktif bana pasif olacak şekilde fantezi kurarım. Pasif umrumda bile olmaz benim için .Çünkü orda zayıf olduğundan ilgimi çekmez.Yani aktife aktiflik isterim .Ben kız gibi erkeğe,nanoş erkeğe de ilgi duymam.Benim için anlı şanlı tam bir erkek olması lazım.Yoksa şehvet duymayı bırak tiksiniyorum bile .
Kadınlara ilgimi anlatmadım.Şuana kadar zerre bı kıza âşık olamadım.Cinsel yönden benim için hiç birşey ifade etmiyor.Yaradılışa,fıtrata baktığımda aşırı uyumlu erkek kadına ama ben  sertlik istiyorum,kas istiyorum, güçlü bir beden istiyorum.Ama kadın yumuşak,narin yani tüm istediklerime ters.Birde ben ilişkide zorluk direnç istiyorum.İstediğim kadın vajinasında gel git yapmak değil erkeğin o sert bedeninde anal yapmak.Nedense vajinanın penisime gerekli uyarılmayı yapacak kadar baskı yapacağını düşünmüyorum.Ama erkekte tüm beklentim karşılanıyor.Bu belki istimnayı baskılı yapmadan kaynaklanıyordur ama analize muhtaç bir mesele Hocama bırakıyorum.
İstimna konusuna gelecek olursak....
İstimna,bilimsel ve tıptaki karşılığı mastürbasyon,halk arasında 30+1,ergen jargonunda asılmak  kavramlarıyla bilinir.Yedinci sınıfın ikinci dönemlerine denk gelen ergenliğe girişimle istimnaya  başladım ne yazık ki.Başladığımdan beride bırakmak istiyorum ama hâlâ daha devam ediyorum.Bu konuyla alâkalı sohbetler, konferanslar,çeşitli videolar,yazılar la ilgilendim ama bı türlü bırakamadım.Bu konuyla ilgili ilmim var , yanlış bişey olduğuna aklım yetiyor ama iradem bir türlü müsaade etmiyor bırakmama.Her gusülü,her namazı bir başlangıç olarak görüp artık yapmıcam diyorum ama normalde iradeli biri olan ben ne yaparsam yapayım bağımlılığa engel olamıyorum.Bakın ben hiç bir bağımlılığı olmayan bir insanım , bağımlılığın küçüğünü büyüğünü zararlı görürüm.Sigara filan kullanmıyorum ,bırakın sigarayı çay da nefsim için olmazsa olmaz olursa onlada mücahede ederim . Çünkü özgür biri olmak hiç bir bağımlılığı olmamak demek bende.Ne ayağıma pranga ne de tabanıma yapışan bir sakız olsun isterim .Ama maalesef istimna bu konuda ki istisnam.Hala daha mücahede ediyorum nefsimle ama karşı koyulamaz bir gücü var.Belki penise olan düşkünlüğümden kaynaklanıyor olabilir ama bu durumun ne ahiret ne dünya saadetime engel teşkil etmesini istemiyorum.
Pornografik içeriklerle mastürbasyon bir olunca ilerdeki aile yapısı,sosyal ilişkilerde çok büyük zarar görüyor.Meseleyi biraz açmak istiyorum.Dinen caiz olmayan ve göz zinasına giren istimna birçok problemlere sebep olup insan ilişkilerini zarara sokuyor.Örneğin bu konuda imkanın artmasıyla insanlar bu tür içeriklere çok kolay bişekilde ulaşıp her türlü cinsel fantezisini gerçekleştiriyor.Her gerçekleştirilen fantezi biraz daha nefsin sınırlarını genişlemesine ve bireyde doyumsuzluğa yol açıyor.Her türlü zevke sahip olduktan sonra normal bir ilişki artık tatmin etmiyor ve kişi evliyse eşiyle cinselliği bitiyor,bekarlarsa kendini tatmin edecek eşi bulamıyor.Zaten o içeriklerde özene bezene seçilmiş manken kızları ülkemiz şartlarında bulmak zor birde nefsin tatmin olmaması gibi bir sorun çıkıyor.Yetmiyor bu istimna birde erken boşalma sorununu çıkartıyor.Cinsellik nimeti Rabbimizin bize en büyük lütuflarından.Evlilikde cinsellik tutkal görevi görüyor ve eşlerin birbirine bağlılığı sağlanmış olup cennetin dünyada ki şubesi olan AİLE kurulmuş oluyor.Ama yanlış istimna yüzünden erken boşalma sorunu olan erkekler hanımlarını tatmin etmeden cinsel ilişkiyi sonlandırıyorlar.Fetva meclisi adlı programdan bu konuyla alakalı meselelere bakabilirsiniz.Genellikle kadınlar dert yanıyor bundan.Ben bu konuyu heteroseksüel olarak anlatıyorum ama garibinize gitmesin inşaallah bizde bu homodan kortulucaz.Alışmayın yani 😊.Devam ediyorum.Tatmin olmayan eş demek evde mutsuz bir eş demek .AİLE nimeti eşler arasında hem duygusal hem cinsel ihtiyaçların giderilmesiyle oluşan bı kurum.Eğer siz cinselliği yıkarsanız doğal olarak Aile kurumunu yıkarsınız.Erken boşalma yüzünden tatmin olmayan eş ister istemez bu ihtiyacı karşılayacak bir partner arar.Efendimiz aleyhissalatüvesselamın Erkek karısını yatağa çağırır, kadında gelmeye yanaşmaz, erkek öfkelenmiş olarak sabahlarsa, melekler sabaha kadar o kadına lanet ederler."(bk. Buharî, Nikâh 85; Müslim
hadisi şerifinin ne denli tatmin etmenin, aile için önemli olduğuna işaret ediyor.Bu hadisi şerife uyulmadığı için toplumumuzda aldatmalar yüksek.Buyüzden erken boşalmaya sebebiyet veren istimna bağımlılığından bir an önce kurtulmalıyız.Bir diğer meselede yanlış mastürbasyon.Ürologlar bu tamamen yapılamaz demiyor.Yapılır ama bazı şartları var diyolar.Eğer mastürbasyon gerçek ilişkiye hazırlıcaksa yapılmalı.Yani erkekler mastürbasyon ile vajinaya hazırlanıcaksa yapsınlar diyolar.Doğru mastürbasyon asıl ilişkiye hazırlar.Vajina genel olarak ıslak,sıcak,kaygan ve dengeli bir baskısı olan bi organ. Bu yüzden bu şartlara istimna yaparken uymak gerekiyor.Örneğin aşırı baskı yaparak yapılan istimna normal ilişkide hissizliğe sebep oluyor.Kimse görmeden yapayım kafasıyla 30 dakika olması gereken  5 dakikaya sığdırılırsa da erken boşalmaya sebebiyet veriyor.Bu yüzden zamana,baskıya ,kayganlaştırıcıya dikkat edilmesi lazım aksi takdirde eşler arasındaki tatmini etkiliyor.İşte tüm bunlar ve daha fazlasını kurtulmaya çalışırken öğrendim.Daha bu konu uzar ama benim demek istediğim şey ben ne yaptıysam ,bir türlü bu ilmi amele döküp bırakamadım.Ama eşime ulaşmadan inşaallah bırakmış olucam.Vesselam.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
İltifat beklemekte acizliktir aslında.Zaten sen bişeyi yaparak kendini mutlu etmiş oluyorsun,seni birinin övmesine ne gerek var.Ama ben hep iltifat,övgü yada tasdik bekliyorum.Asla kendimle mutlu olamıyorum.Bazı insanlar kendilerini nasıl görüyorlarsa öyle kabul ederler.Bazılarıda benim gibi kendini nasıl görüyorsa değil başkalarının gözünde nasılsa öyle kabul eder kendini.Ben başkalarının gözünde nasılsam öyleyim diye kabul ettim kendimi.Kendimi buyüzden hep iltifata,övgüye ,tasdiklenmeye muhtaç gördüm.Kendimi güç olarak görmediğim için başka güçlülerin beni tasdiklemesini istedim.Başarılarım var.Acaba iltifata,onaya muhtaç olduğumdan mı hep en iyi,en başarılı oldum.Yani başkalarının gözünde güçlü olmak için mi bunca başarım.Benim mesela iyi bir kompozisyon yazmamın beni mutlu etmesi için güç sahibi biri tarafından takdir edilmem lazım.Yoksa mutlu etmiyor beni.Hayatımda ben olmadığım için başkalarının gözündeki beni umursuyorum.Onların gözünde nasıl bir profilim varsa ben o kadarım diyorum.Bu yüzden hep mükemmel olmak ,olmasamda gözükmek zorundayım.Çünkü kendimden emin değilim ve başkasının gözünde yer etmem lazım diyorum.Buda mükemmel olmamı tetikliyor.Çünkü güce göre ikna etmek zorlaşıyor,bende mükemmel olursam en güçlü insanların bile takdirini kazanırım diye düşünüyorum.
Ama kesinlikle yanlış.Mutlu insanlara bakıyorum .Birkaç başarı dışında hiçbir şeyleri yok belki ama yinede kendinden emin ve mutlu.Çünkü kendinden razı olduğundan başka birinin gözünde ne olduğunu umursamıyor.Kendini başkasına değilde kendine onaylattığından mutlu.Ama ben n'yapıyorum .Salak gibi başkalarına güzel gözükmeye debeleniyorum.Bu yüzden yaptığım iş harika olsa yada haklı olsa bile rızasını gözettiğim beğenmediği sürece , haklı olmasa bile üzülüyorum.Bu yüzden eleştiriyi zerre sevmiyorum.Küçükken altı yedi arkadaş teker teker birbirimize sevmediğimiz huyları söylüyorduk.Kimse eleştirilere karşı savunmaya geçmezken ben her eleştiriye bir açıklama,bir savunma yapmak zorunda hissediyordum.Hatta bı arkadaş her eleştiriye bir açıklama yapıyorsun diyerek en sevmediği özelliğimi söyledi.Tabi buna da açıklama yaptım.Şimdi hâlâ daha aynıyım.Kendimden razı değilim,kendi başarımla mutlu olamıyorum ,onaya,iltifata,takdire muhtaç olarak görüyorum.Uzun bir konuşma yapsam bir sohbet ortamında , muhabbet bittikten sonra bir arkadaşa Nasıl konuştum?Şunu demelimiydim?Haklımıydım?diye mutlaka soruyorum.Ama yanlış.Vallahi, billahi yanlış,tallahi de yanlış.Ben kendimden niye emin değilim?Neden yaptığım birşeyin Rabbimin rızasına ve benim vicdanıma ters olmaması bana yeterli gelmiyor?Neden hep bir başkasının bana bakışı önemli!Ben kendimi dürüst görsemde bir başkası beni dürüst görmese neden bu içime dert oluyor? Neden hep kendimi kanıtlamaya çalışıyorum bir başkasına ?Neden tek rızasını gözetmem gereken Allah olduğu halde bir başkasının onayına ihtiyaç görüyorum kendimi!Neden ya neden? Yeter ya yoruldum.Alışveriş yapıyorum takdir bekliyorum,işe gidiyorum övgü bekliyorum,konuşuyorum tasdik bekliyorum,şiir yazıyorum iltifat bekliyorum.Ama olmaz ki ya! Bu kadarı fazla .Bana ben yetmeliyim.Bana Rabbim yetmeli.Hasbunallah demeliyim .Allah bize yeter demeliyim .Bir başka gücün değil yegane kuvvet kudret sahibi Allah ın benden razı olması yeterli gelmeli bana.Nasıl olacak bilmiyorum ama mutlaka bu aciz halimi bırakmalıyım.Bu sıkıntının bende var olması yine anne ve babamdan kaynaklanıyor bence.Zaten benim üzerimde etkisinin olmadığı bir davranışları yok.Ben anne ve babamdan dolayı böyle oldum.Küçükken ilkokul öğretmenimiz çocuklar anne ve babalarının aynalarıdır demişti.Bende zihin dünyamda karşı çıkmıştım.Çünkü ben babam gibi küfür etmiyordum,sigaraya zerre muhabbetim yokdu,gücümü güçsüz bir kadının üzerinde asla kullanmazdım,onun güldüğüne ben gülmezdim,onun gibi sinirli değildim.Annem gibi saf,çömez ,zavallı da değildim.Yani anlayacağınız ben anne ve babamın aynası değil gözüyle bakıyordum Lakin bugün şunu anladım.Aynaların bazıları ters gösterir.Bunu unutmuşum.Küfür etmiyosam,ashabi değilsem,zulmetmiyorsam zayıfa hepsi babamın tersi olmamdan kaynaklanıyor.Ben tersine göstermiş bı aynayım.Acaba babam gibi olsam iyi mi ederdim diye soruyorum kendime.Ama heteroseksüel olsam bile ,zalim,sevimsiz,sinirli,geçimsiz,dili pis biri olacağıma şimdiki gibi çalışıp tüm bu kötü özelliklere sahip olmadan eşcinsellik imtihanını kazanır ve öyle hetero olurum diyorum . Allah'ım kaderimden şikayetçi değilim,aksine bahtiyarım ,evrende bana da rol verdiğin için şahsen...

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
ENSEST (BABA-KIZ & ANNE-OĞUL) (Engin GEÇTAN/Zamane)

Toplumumuzda gözlenen saldırgan ve şiddet içeren davranışların bazıları cinsel boyutlar da içermekte. Tecavüz, çocuğa cinsel taciz ,ensest gibi davranışların sayısında belirgin bir artış var. Bunların önemli bölümü temeldeki ensest eğilimlerin çeşitli tezahürleri. Ensest birinci dereceden akrabalar arasında tek taraflı ya da karşılıklı yaşanan cinsel istek  ya da eylemleri tanımlar. Ve çoğu kültürde tabudur. Böyle bir eğilimi olan çoğu insan bu duygularının farkında değildir, ama bilinçaltına bastırılmış ensest isteklerinden kaynaklanan korkular davranışlarını dolaylı olarak etkiler. Son yıllarda basındaki haberler, ensestin tek yanlı olarak eyleme dönüştüğü olayların sayısında artış olduğu izlenimi vermekte . Tabiî bunlar sadece bize yansıyabilen durumlar. Spekülatif yorumlamalara açık bir konu olduğu için burada ensestin karmaşık psikodinamiklerini tartışmayacağım. Zaten başlı başlına bir metin konusu olur.

Ensestin temelinde kuşaktan kuşağa aktarılan sevgi eksikliği bulunur. Özerkli konusundaki tartışmamız hatırlanırsa , burada sevgisizlikten öncelikle kastedilen çocuğun kendi dünyası olan ayrı bir varlık olarak görülememesidir. Ebeveynin bu tutumunun gerisinde kendisinin de önceki kuşaktan tarafından karşılanamamış duygusal ihtiyaçları bulunur. Kızını cinsel bir obje olarak gören babanın kendi geçmişinde annesine yönelik bilinçaltı cinsel dürtüler taşımış olma olasılığı oldukça yüksektir; uzak, ilgisiz ya da farklı şekillerde “fazla ilgili” bir anne imgesi nedeniyle. Dolayısıyla  ensest çocukken karşılanmayan duygusal ihtiyaçların bedene yönelmesini tanımlar. Günümüzde giderek artan sayıda insan duygusal paylaşma ihtiyacını da cinsellikle gidermeye çalışıyor.

Ancak ensest de bu durum, karşı cins ebeveynden çocuğa,çocuktan ebeveyne , bazende kardeşler arası ilişkilere yöneliyor.toplumda zaten yaygın olarak bilinçaltında var olan bu eğilimler yaşanan regresyonla ve gölge arketipinin    kışkırtmalarıyla bilinçaltından hareket edip bilince ulaşarak eyleme dönüşme olasılığını arttırmış olabilir.

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=352.0

yazının devamını okumak için linki tıklayınız.


psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
İkinci terapi sonrası.
Heyecanla terapiye gittim.İçeri girdiğimde bekleme salonunda iki kişi vardı.Biri benden büyük biri de yaşıtım diyebileceğim iki kişi vardı.Hemen karşılarına oturdum.Biraz oyalandım masanın üzerindeki ki kitaplarla.Abiyle muhabbet edicektim ama edemedim.O yeltendi ama o da olmadı.Daha sonra yaşıtım olan arkadaşla başladım muhabbete.Sevdim kendisini .Onu da annesi bu hale getirmiş.Şimdi de annesi yolluyomuş terapiye.Ah anneler...Bence kendi isteğiyle gelmeli.Bu durumdan memnun olmamalı.Çünkü eşcinsellik birşey vaat etmiyor.Ne bu dünyada ne ahirette.İnşaallah o da düzelir bende.
Terapi başladı.İlk olarak yapmadığım ödevden başladım.Bahanesi yoktu ama yapmadım.Tembellik.Kendim için 100 dakika ayırmadım.Kendim için birşey yapmıyorum.Kendim değil hep bi başkasını umursuyorum.Gücü olanı umursuyorum, bende güçlü değilim.
Bana HK bı problem sordu.Oradan bir sürü tespit çıkardı.Basit bı matematik sorusuydu.
Ama işi ben karmaşıklaştırdım.Cevabı bulmuştum ilk başta zihnimde ama işlem ve şekil yapmak istedim.Kağıdın bir ucuna küçücük bir şey çizdim.Hüseyin hoca şekli küçük ve kenara çizmemden ,özgüvensiz ve çekinceli biri olduğumu analiz etti.Evet öyleyim .Özgüvensizim,utanıyorum şekli kocaman çizmekten.Daha sonra işleme dökemedim.Benim için bu soru şöyle çözülmeliydi.Önce şekli çizip çözmeli, ilgili işlemide yapıp sağlamasını yapmalıydım.Mükemmelliyetçilik işte.Hk işleme kendimi şartlandırdığımı söyledi.Ama işlem yapamadım,şeklide küçük çizdim ama sonunda ilk aklıma gelen cevapta emin olup söyledim.Zihnimi uğraştırdım,yordum. Soruyu uzatıp yapılamaz hale getirdim.Hk zekamın soruyu çözdüğünü lakin kişiliğimin işi zorlaştırdığını söyledi.
Evet kişilik meselesi .Annem babam sağolsun bende sağlıklı bir kişilik bırakmadı.Cinsel istismar,duygusal sömürü...
Terapide ele aldığımız bir konuda benim sayısal olmama rağmen git gide sözele kaymam.Sebebini ben, edebiyatın ve entel muhabbetlerin istediğim takdir ve iltifatı getirmesinden buluyordum.Ama HK islamcılığın,din ,dernek,siyaset işlerinin beni insani ilişkilere yani sözele kaydırmasına bağladı.Haklıda.İnsanlarla muhabbet edebilmek için kitap ,dergi okuyo hatta diksiyon dersleri izliyorum.Edebiyat ve hitabeti güçlü kişileri takip ettiğimden sözel yönüm ,edebiyat tarafım gelişti.Ama kafa sayısal.Analitik düşünce,veri analizi,gözlem, parçaları birleştirme,problem çözme,çözüm üretme konuları tam benim konular.Ama geliştiremedim lisede.
Bir diğer konu annemle babamın beni aşağı çekmesi.İkisi bana ayak bağı oluyor .İlk terapiden sonra annemle babama yapması gereken şeyleri söyledim.Biraz yük olayım dedim.Ama dediklerimin altında kalıyorlar,beceremiyorlar.Misal telefon aldırcam babama.Peşin parası yok pederin.Dert ediyo nasıl alcaz diye.Gerizekalı.Kusura bakmayın ama harbi gerizekalı.Burdaki kazık bir mağazadan taksitli alacak ,aklı olan kimse gidip almaz.Neden?Çünkü taksit yapacağından 2500 lük telefon üçbine çıkıyo.Beşyüz lira hava parası.Salakça iş yapıyor.Peki ben n yaptım.Teyzemlerle güne girdim.Her ay birine para veriyoz.Bende bursumla girdim İlk ayın parasını da ben alacaktım.Evdeki iki altını bozdum.1660lira etti.Ablamdanda borç aldım .2400 e telefonu aldım Altın oynasa oynasa 100lira oynar.Gün paramla bir çeyreği ve ablamın borcunu ödedim.Annemde bir çeyreği alacak.Yani ben kısaca akıllıca iş yaptım.Ama anne ve babam acizler,iş bitirip beceremiyorlar.Güçleri yok.Benim gücümü aşağı çekiyorlar zayıflıklarıyla.Ben annemle babamdan utanan bir insanım.Beni rezil edebilirler.Küçükken arkadaşlarım annemle babamı görmesin istiyordum.Misafir gelmesini istemiyordum.Annemle babamın beni utandırmasından çekiniyordum.Liseye geçince az çok iyi bir profilim oldu.Ama annemle babamın veli toplantısına katılmasını istemedim,demedim onlara.Neden ? Çünkü güçlü gözüken,zeki,ahlaklı beni küçük düşürürdü.Hk mezuniyet örneği verdi.Misal birinci olup mezun oldum.Mezuniyete annem ve babam gelecek.Ben annemle babam gelmesin diye n yapcam .Tabi ki birinci olmucam.Sırf aciz , zavallı anne ve babam beni rezil etmesin diye başarıdan vazgeçiyorum.Anne ve babamın zavallı hali başarılı olabilecek potansiyel sahibi beni zayıf bırakıyor .Zeka var sağlam kişilik yok.Araba kullanan birini düşünün.Arabaya dair herşeyi ,gideceği yolu biliyor lakin ayakları o kadar güçsüz ki gaza basamıyor, kolları kırılmış direksiyon çeviremiyor.İşte bu örnek tam anlamıyla ben.
Hüseyin hoca güçsüz kişiliğimi annemle babamın yokluğuna bağladı.Evet anne ve babam yok.Bakın bu tespit ağır bir tespit.Bu analizin altını doldurmak istiyorum. Annemden başlayayım.Annem kadın olamamış,birey olamamış,evladı olan beni dışarıya karşı savunamamış,fedakarlığı annelik görmüş,yemeyip yedirmeyi annelik görmüş ve merhamet duygusundan başka annelik duygusu bilmemiş biri .Yani annemin yaptığını bir hizmetçide yapar.Beni hastaneye götürmeyecek,dışarıya karşı savunamayacak,dersime yardım etmicek,sıkıntımı çözecek potansiyeli olamıcak,beni babamın istismarından korumayacak,benide kendisi gibi zavallı itaatkâr köle edecek sonrada ben ona anne diyecem.Hiç akıl işi değil.Ahmakça.Gelelim babaya.Bu meseleyi bir örnekle anlatayım.Hani imanla yalan bir kalpte olmazya.Heh işte o benim babamla diyoloğum.Beni istismar eden gözüyle mi bakayım babam gözüyle mi bakayım.Baba desem istismar etmemesi lazım.İstismarcı desem babam nasıl olcak.Hiç bir baba evladını istismar eder mi?Hemde savunmasız haldeyken.Seviyorum adı altında cinsel istismar eder mi?Etmez.O yüzden ben babama sadece isim olarak baba dedim.Normalde o benim istismarcım.Yıllarca ona duyduğum nefretin sebebi bu.Sonrada ben neden bir toplulukta kendimi onların seviyesine getirmek için çabalarken buluyorum diyorum.Neden? Çünkü bir bireyin annesi ve babası vardır.Anneden ve babadan güven,güç gibi duyguları almış olurlar .Peki benim bir anne ve babam varmıydı ki herkesten kendimi aşağı görüyorum.Benim zihnimde şöyleydi.Benim diğerleri gibi olmam için onlardan çok daha başarılı olmam gerekiyor.Aksi takdirde onlara erişemicem ve birey olabilmenin mutluluğunu yaşayamıcam.Ah anne ve baba.Bir bilsem yıllarca bedelini ödediğim bu yanlışlarınız ahirete kalsa elinizde hiç sevap kalabilecek mi?Ne diye insan kendi evladını güçsüz ederki istismar yada sömürü ile.Ama sorun yok .Bu meseleyi dünyada size ödeticem ki ahirete kalmasın.Buda evladınızın size en büyük iyiliği olacak.Ama siz salaksınız bu durumu anlayamayıp beni hayırsız evlat göreceksiniz . Halbuki ben sizi cehennemden kurtarıyorum sizi bu dünyada cezalandırarak.
Acele etmemden de bahsettik.Ben birinin uzun uğraşlar , yıllarca çabadan sonra kazandığı gücü hemen elde etmek istiyorum.Misal Risale-i Nur talebeleri olan üniversiteli abilerin çalışmalarını bu yaşta yapabilmek istiyorum Onların ilmine bu yaşta vakıf olabilmek istiyorum.Yaşıtlarıma göre üstün ve iyi olsam bile benden büyüklerin elde ettiklerini istiyorum.Ben bunu mükemmel biri olma isteğine bağlıyorum.Neden? Adamın otuz kırk yaşında yaptığını ben onaltı yaşımda yaptığımda o adamdan üstün oluyorum.Ama yanlış.Ben kendimi daha geliştirmeye oynamalıyım.Biri bana üstün olabilir.Bende başka bir konuda ondan üstün olurum.Hırs ve rakip görme olayı hayatta değil yarışta olmalı.Hk' nın dediği gibi işlem hatası yapıp 40 yaşında ki birinin yaptığını az bir  zamana sığdırarak ve doğal olarak bu hedefi yapamıyarak kendimi yormamalıyım.
Tedavi süreci zihnimde az çok oluştu.Zihnimin doğru zannettiği yanlışları düzelterek, yanlış algıları yıkarak, parçaları yerlerine koyarak tedavi ilerlicek.Zaten problemi dışardan gözükmeyip ama tefekkür aleminde zelzeleler kopan ben için ancak böyle bir tedavi uygulanırdı.Antibdepresan ve ilaçlarla bu iş olmaz zaten.
Yapmam gerekenler:
1-Anneme karşı çıkmalıyım,dediklerini istemiyorsam yapmamalıyım.(Duygusal sömürüyle kendine bağladığı beni güçsüz hale getiriyor.Gücümü kendi zayıflığıyla kırıyor)
2-Hayır demeliyim.(Hayır diyemiyorum bir şekilde ikna ediliyorum.Ya bastırılarak yada sömürüyle istemediğim şeyleri yapmak zorunda kalıyorum.İyi biri de olsa ,dediği güzelde olsa ben istemiyorsam hayır demeliyim.)
3-Allah rızası için yaptığım fedakarlıkları askıya almalıyım.(Kendi nefsimi fedakarlık,dini hizmet adı altında hiçleştiriyorum.)
4-Kendi menfaatimi düşünmeliyim.(Kendimi  başkaları için feda edip ,zamanımdan ve eğlencemden feragat edip hiçleştiriyorum.Benliğimi başkaları için yok sayıyorum.Başına da Nefis Terbiyesi adında dini kılıf geçirince bal gibi zehir oluyor benim için.)
5-Kendim için birşeyler yapmalıyım.(HK nın söylediği denemeyi çözmeliyim,ders çalışmalıyım, üniversiteye hazırlanmalıyım,eksik konularımı
 tamamlamalıyım.)
6-Acıma ,üzülme,utanma gibi duyguları bırakmalıyım.(Beni yıpratan duygular)
7-Dernekte görev harici bişey yapmamalıyım.(Bir iş varsa yaparım ama kendimden bir iş yapmamalıyım.Allah rızası için yaptığım fedakarlıkları bi kenara bırakmalıyım.)
8-Bir işe güçsüz olarak başladığımı bilmeli ve işin sonunda gücü kazanacağımı düşünmeliyim.(Beni güçsüz hale anne ve babam getirdi .)
Benim şuanda yapmam gereken bu ödevlere uymak,sağlam bir kişilik için çalışmak,çabalamak.Rabbim muvaffak etsin.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Yazmam lazım.Benim bı derdimi Hüseyin Kaçın anlıyor.Dün nerdeyse en zor günümü yaşadım diyebilirim.İkinci terapide HK istemiyorsam birşeyi, hayır dememi söyledi.Ben de bu ödevi yapıyorum.Ama ben böyle oldukça tepki yiyorum.Evdekiler ve dernektekiler beni yargılamaya başladılar.Hayır dememi kabul edemiyorlar.Bende inadına üstüne gidiyorum.Dün telefon üzerinden o kadar fazla hakaret yedim ki.HK böyle devam et demeseydi geri dururdum ama devam ediyorum. .8 haftalık hocalık yapıyorum dernekte. Bugün gittim hakkımda yapılan tüm suçlamalara karşılık verdim.Telefonda aslanlar gibi şahsıma yergiler savuranlar bugün süt dökmüş kedi gibi sönük kaldı.Dediklerimi yapmaya başladılar.Başka çareleri yok çünkü.Kendimden büyüklere bile kafa tutmam beni baya güçlendirdi.Hk demişti zaten hayır diyerek gücü elde edersin diye.Benim her itirazım,reddetişim çevrem tarafından yargılanmama sebep olsa da güç veriyor bana.Ben ikinci terapiden şunu anlamıştım.Bencil ol,kendini düşün,nefsine zulmetme,hayır de egoist ol.Tam da öyle oldum şimdi Geçen arkamdan ve önümden egoistleşmeye başladı bu çocuk duyumlarını aldım.Mutlu oldum.Açıkcası davranışlarımın bu kadar tepki almasını beklemiyodum.Bıraksalar dövecekler beni ama yine de karşı geliyorum Anneme zerre itimadım kalmadı.Artık bağımızı kestik daha doğrusu ben kestim.Hiçbir dediğini onaylamıyorum.Sırf o istedi diye yapmadığım şeyler var.Allah rızasını askıya aldım Tamam hocalık yapıyorum ama görevim dışında hiçbir şey yapmıyorum.Zaten beni o yüzden yargılıyorlar.Hocalığı güzel yaptığımız için ekstradan birşeyler ekliyolar bize.Bende reddediyorum.Dernekten kovulmayı göze aldım.Keşke hiç başlamasaydım  Hocalığa ama başladık artık.Olsun yine de en azından karşı çıkabileceğim bı ortam var.Bu arada bisiklet aldım .Yine akıllıca aldım.En iyisinden aldım. Peugeot marka.Hocalık paramın bir kısmı oraya gidecek.Kalanıda kendime harcıcam.Meğer ben yıllardır kendimi yok saymışım .Telefonum yok,bisikletim yok.Emin olun bunları almak bile bana özgüven verdi.Kimseyi zerre tınlamıyorum artık.Yok annemmiş ,babammış,başkanımmış.Ben birşeyi istemiyorsam o yapılmayacak o kadar .Yada ben nasıl istiyorsam öyle yapılacak.Daha demin teyzem aradı.Kuzeninle bisiklet binmeye çık dedi.Önce boşluğuma geldi kabul ettim.Sonra ben napıyorum deyip hayır dedim,reddettim.Yorgunum zaten.
Şunu farkettim bende gerçekten bir baba açığı var.Dün misal korkmaya başladığımda direk sığınacak bir liman aradım.Hk ya yazdım.Arkamda birinin olmasına ihtiyaç duydum.Böyle durumlarda (korktuğum,üzüldüğüm,tehdit edildiğim zamanlar) küçüklüğümde hep özel güçlerimin var olmasını düşünüyordum ki kendimi koruyayım.Büyüyünce  bu özel güç korumasının yerini ilahi koruma isteği aldı.Allah korusun beni.Eğer Allahla aram iyi olursa bana insanlar dokunmaz diye düşünüyordum.Yani bedduamdan korksunlar misali.İşte bu hep bende ki baba açığının göstergesi.Baba yokluğunu ben hep hissettim galiba.Şuan kendi küçüklüğümdeki fotoğraflarıma baktığımda hüzünleniyorum.Ağlamaklı bir hal alıyorum.Çünkü tek başımayım.Beni kimse korumuyor, anlamıyor.Anne yok,baba yok.Bırakın baba yokluğunu babam beni istismar ediyor.O yavrucağın elinden ne gelir ki.Özel gücü olsun istiyor.Yazık be yazık bana.Bak şimdide duygulandım.Ne olcak be benim halim hocam.Güçlü müyüm, zayıf mıyım,cesur muyum korkak mıyım anlamadım.Tek bildiğim var güçlü olmalıyım.
Ders konusunda bir girişimim oldu ama hocalık başlayınca devam etmedi.Ama yarın yeniden başlıyorum.Dua edelimde istikrarlı olayım.Direk sayısala oynuyorum artık.Beni benden başkası düşünmez.Kendimi düşünmek mecburiyetindeyim.
Belki zorlanıyorum ama mutluyum be hocam.Birde karşıcinsi arzulasam tam olcak Ama acele etmiyorum.Ben yaşarken olacak herşey,ben yaşarken koptu tufan
ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat
her şeyi gördüm içim rahat
gök yarıldı, çamura can verildi
linç edilmem için artık bütün deliller elde
kazandım nefretini fahişelerin
lanet ediyor bana bakireler de.İsmet Özelle kapatayım.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Çocukluğunuzda cinsel istismara uğradıysanız, aşağıdaki cümlelerin bir çoğu ya da hepsi size doğru gelecektir.

1-   İçinizde derinden gelen yer etmiş, utanç, değersizlik ve suçluluk duyguları mevcut.
2-   Başkaları tarafından kullanılmaya ve sömürülmeye meyillisiniz.
3-   Çevrenizdeki herkesin sizden daha değerli olduğunu düşünüyorsunuz.
4-   Kendi ihtiyaçlarınızı hiçe sayıp hayatınızdaki insanların ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışıyor, böyle davranmazsanız kimsenin sizi sevmeyeceğini düşünüyorsunuz.
5-   Duygularınızı ifade etmekte, özellikle hayır demekte, kızgınlığınızı belli etmekte ve sınır çizmekte zorlanıyorsunuz.
6-   Acımasız ve zalim insanları hayatınıza davet edip onları bir şekilde değiştirebileceğinize, size karşı anlayışlı davranabileceklerine,  sizi sevebileceklerine inanıyorsanız.
7-   İnsanlara güvenmekte zorluk çekiyorsunuz; çevrenizdekilerin sizi aldatacağını, size ihanet edeceklerini, acı vereceklerini düşünüyorsunuz.
8-   Cinsellik konusunda problemleriniz var; seks ve cinsellik sizi rahatsız eden konular.
9-   Hiçbir şey yolunda gitmiyorken her şey yolundaymış gibi davranmayı öğrendiniz.
10-   Başarı, mutluluk ya da iyi bir ilişki hak ettiğinizi düşünmüyorsunuz.
11-   Spontane hareket  etmekte zorlanıp neşeli davranamıyorsunuz.
12-   Kendinizi bir çocukluk yaşamamış gibi hissediyorsunuz.
13-   Kendi çocuklarınıza karşı kızgınsınız, onların hayatlarının sizinkinden çok daha iyi olduğunu düşünüyor, sinirleniyorsunuz.
14-   Normal olmanın ne demek olduğunu merak ediyorsunuz.

Bu duygular çok önce, daha çocukluğunuzda başladı. Bu kuvvetli bağlardan tek başınıza kurtulmanız çok zor, fakat terapiyle hayatınızı kontrol altına almalarını önleyebilir, sizi esir eden duygulardan tamamen ve başarıyla kurtulabilirsiniz.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Üçüncü terapiye de gittim çok şükür.Her zamanki gibi harika geçti.Biraz daha güven aldım. Bundan sonra gücü elde edene kadar kimseye itaat yok Allah dan başka.Başka birinin boyunduruğu altına girmek yada başkasının sözüne itimat etmek yok. Ben istersem yaparım,istemezsen yapmam.Açıklama yapmaya da gerek yok.Hayır dediysem hayır.o kadar.Birde ders çalışıcam.Potansiyel elde edene kadar dini hizmete,fedakarlığa sınır getirmeliyim.Bencilliğe,egoistliğe gücü elde edene kadar devam edicem.Günah olabilir ama bunları yapmadığım takdirde bende kalacak eşcinsellik daha büyük günah.Daha fazla yazmaya da gerek yok artık fırtınalar dinmeye,kafamdaki sesler susmaya başladı.Bundan sonra ben yalnızca ben.

Kimse bu dertten kendi başına kurtulamaz.Bu şahsi kanaatim değil bildiğiniz 2+2=4 kadar eminim. Profesyonel biri tarafından yardıma muhtacız.Dışardan bizi birinin görmesi lazım.Aklınız varsa,kurtulmak istiyorsanız,kendiniz için gelin terapilere.Kimseden örnek vermeye gerek yok.Ben mutlu oldum,ben değiştim,ben artık yaşamanın tadını alıyorum.Daha yolum var,biliyorum.Ama bundan sonra yaptıklarımı yazarak başka birilerine yardımcı olmak bile istemiyorum.Şimdiye kadar başkası için yaşadım, yoruldum,dertlendim şimdi sıra bende.Geriye bakıyorum da en başta ne kadar dertli,sıkıntılı,çaresiz biriydim.Şimdi hamdolsun içimdeki güç açığa çıkıyor.Hüseyin Kaçın'a edebiyat yaparak süslü cümlelerle iltifat, teşekkür edebilirim.Ama hepsi yetersiz,aciz kalır.Hocam yaptığınız iş mükâfatı bu dünyada verilecek kadar değersiz değil.O kadar kıymetli bir iş yapıyorsunuz ki .Yok ki bir cennetim sizi koyayım.Yaşantım,yetiştireceğim evlatlar hepsi size dua olacak inşallah.Ağzımı doldurarak ve kalbimdeki sevinçle söylüyorum ALLAH SİZDEN RAZI OLSUN hocam. Yazımın sonunuda Erbakan'ın bir şiiriyle bitireyim.
" Zor bir yolda yürümek mecburiyetinde olan insanlar, yolda yürümeye başlamadan önce gönüllerinde ve zihinlerinde yürümek ve yol almak zorundadırlar. Evvela, bu yolu ben nasıl aşarım, korkusundan kurtularak yola çıktıklarında görürler ki, yol zor da olsa bir müddet sonra aşılmış yürünmüş ve hedeflenen yere gidilmiştir. İşte o zaman, insanların yüreklerinde, aslında yolun zannedildiği kadar zahmetli olmadığına ve bütün sıkıntılı yolların aşılabileceğine dair bir iman doğar.”
Vesselam

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Uzun zaman geçti, 6 terapi atlatmışım şimdiye kadar.Geriye dönüp baktığımda eski benle şimdi ki ben arasında inanılmaz bir fark var,devrim diyebilirim.Bu devrim zayıf ,korkak, kaygılı, eşcinsel bir zihne yapıldı.Benim devrimim.Zaten 17 yaşındaki birinin en büyük devrimi kendi içindeki hastalıklı kafa yapısını devirmektir.Ve ben bunu büyük ölçüde başardım. Profesyonel yardım almadan yapamazdım ama içimdeki ensest eşcinsel kimlikten kurtulma isteğim bu devrimin itici gücü,dinamiği oldu.Her şey o kadar değişti ki! Mutluyum, kendim olabiliyorum,fikrimi açık bir şekilde her ortamda beyan edebiliyorum, hayır diyebiliyorum, bir benliğim var ,beğenilebiliyorum. Dernek dışında da var olabildim, tabela taşımadan kendi kimliğimle okulda iletişim kurabiliyorum.Önceden okulda ne kızlarla ne erkeklerle muhabbet kuramazdım, kursamda bu hep din üzerinden olurdu ama şimdi öyle değil.Erkeklerle kız , futbol vesaire konularda,kızlarla film, ders, kitap bazen sevgili muhabbeti gibi konularda iletişim kurabiliyorum.Sosyalim ve ilişki kurabilmek o kadar tatmin ve mutlu ediyor ki beni okula gitmek hoşuma gidiyor artık. Okul artık altından kalkılamaz bir yer değil benim için, arkadaşlar sorun değil,öğretmenler sorun değil, dersler sınav haftası hariç sorun değil (80 küsür ortalamam var az zorlasam takdir alcam) artık.Evet eve gelince ,özellikle gece kendimle baş başa kaldığım zamanlarda bunalımlar yaşıyorum ama kısa sürüyor, motive edecek bir şey bulunca geçiyor.Anne babam genel olarak aynı ama ben düzelince onlarda da olumlu değişimler oldu.Evet hâlâ erkekleri duygusal ,cinsel arzuluyorum ama eskisi kadar kuvvetli olmuyor,daha tedavi sürecimde bitmedi zaten, ama bugüne kadar aldığım yol beni çok mutlu ediyor.Mücadele dolu ,gayret dolu bir tedavi süreci ...Geriye bakınca herkesin ailesinde hazır bulduğu birçok şeyi ben zor uğraşlar , savaşlar ,kavgalar sonucunda kendim elde ettim.(Güven, cesaret, benlik, değer)Benim kimliğim kendi başına elde etti.Ne annem ne babam sadece ben başardım.Daha yolum var biliyorum ama, 17 yaşında birçok zafer kazanmış biri olarak ilk yazımda belirttiğim o buz duvarın üstüne çıkabilmenin, LG bilmem ne zıkkımsa nın desteklediği balıklardan olmadığım için  kendi özgür irademle karanlıktan ruhumu aydınlığa çıkarabildiğim için çok mutluyum.Karanlıktayken elhamdülillah diyordum bugün bu güzel günlerde de elhamdülillah diyorum.Terapilerin farkını sadece ben değil herkes gördü.Ailem, okuldakiler ,herkes herkes.Bu sene en çok duyduğum cümle şu oldu "X sen artık değiştin."Bende kendim olmanın gururuyla değişmedi X gelişti, gelişti diyorum.Limanda beklemiyorum artık açıldım okyanuslara, dalgalardan korkmuyorum ayrıca gemiye su almadan ilerliyorum.Zayıf ama merhamet sahibiydim çok şükür bugün güç de sahibiyim.Geleceği Allah bilir ama benim hep çabam olacak ,iyilik için,hak için,zayıflar için, Allah için hep çabam olucak.İnşaallah.Merhametle güç birbirine en çok yakıştırdığım iki özellik.El KADİR ,ER RAHMAN Bunları kendi benliğimde toplamak istiyorum. Zamanında mücahit rolü oynayan ben şimdi asıl cihadımı yapıyorum.Stresten kaçış için kullandığım PornoMastürbasyonOrgazm PMO yu da bırakma aşamasındayım.28 günlük bir deneme sürecim oldu( sınav haftası atlattım stres dolu bir haftayı PMO suz) ve aşırı faydasını gördüm,rehavete kapılıp bozsamda artık PMO suzda yapabildiğimi gördüğüm için daha sağlam yol alıyorum.Bu da bir cihad,nefsi mücahede ,devam ediyor. İstanbul u kazanmak, iyi bir üniversite, iyi bir arkadaş ortamı, hep hayalim Saliha bir eş, kadınları arzulamak , güçlü bir kimlik , bereketli bir ömür; isteğim ,arzum ,hedefim.Çok iyi ,tatmin edici bir eş, çok iyi bir baba olmak ise bu dünyadaki ödülüm olacak.Ben babam varken babasızlık çektim ama evlatlarıma iyi bir baba olup sağlıklı NESİL yetiştirebilmek çok istiyorum.Aile aile ,aile...Ama baba olmadan önce ,evlatlarıma geriye dönüp bu kutlu mücadelemi anlatmadan önce ,17 yaşındaki biri olmalıyım.Ergenliğinde dibine vurmalıyım.Fizikte yaylar ne kadar sıkıştırılırsa o kadar potansiyel enerji kazanır.Dibe vurayım dibe vurduğum ölçüde de yükseleyim  o zaman😉.Vesselam Bilerek çok düzenli olmayan bir 17 yaş şiiri yazmıştım,duygularıma tercüman her bir cümlesini en az yarım saate açıklayabilirim.Onunla tamamlayayım
Genç bir yaşdayım, 17
Bahar gelmeden önce yaşanan kışdayım,
Yürümeyle dağların, inanmakla zor yolların
Aşılabileceginin farkındayım.

Genç bir yaşdayım ,17
Er mi olsam erenlerden mi ,aradayım
Dikili taş putların, çocukluk korkularının
Yıkılabileceğinin farkındayım.

Genç bir yaşdayım, 17
Kalbimdeki ümit dağının ardındayım
Saplanmış mızrakların, kalbe batan hançerlerin
Atılabileceğinin farkındayım.

Genç bir yaşdayım, 17
Ömer (Ra) olmakla korkaklık arasındayım
Korkmaz görünen korkunun, eril olmayan ruhun
Değişebileceğinin farkındayım.

İkramdan önce Zül Celal var, biliyorum.
Korkudan geçip korkmamak zor, biliyorum.
Bu dağların arkasında yar, biliyorum.
Ömrüm içinde bu yaşlar kor, biliyorum.
Zorluktan sonra kolaylık var, biliyorum.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
TANRISALLIK, YARATICILIK ,MÜKEMMELİYETÇİLİK
 
Bu üç kelime beni tanımlar nitelikte. Mükemmeli arayışım, sistem kurma ve yönetme isteğim küçüklüğümden beridir bende var olan istekler.Elbette bende bir insanım ama kendime bu üç kavramı dayatıyorum.Güç olma  arayışım, hep kendime mükemmmeli dayatmam ve düzen kurma arzum beni insanlardan farklılaştıran özelliklerim. Aslında her insanda kısmı olarak vardır bu istekler lakin benim tüm hayatımı bu özellikler kaplıyor.
Mükemmeliyetçiliğim:
Bir iş yapıldığında en güzeli olmalı benim için, diğerlerinden daha farklı, kusursuz olmalı.Örnek vereyim hayatımdan .Küçüklüğümden beri sınıfta en iyi resmi ben  çizerim,en iyi ben şiir yazarım,en iyi öğrenci ben olmaya çalışırım,olmak zorundaymış gibi hissederim,olamazsam tamin olamam ve mutsuz ollurum.Mükemmele oynamak bana hep sorun getirsede bu duygumdan vazgeçemiyorum. Mükemmel bir iş çıkartmadığımda, çok kırılgan oluyorum,eleştriler karşısında güvensiz ve yetersizlik hissediyorum.
Mükemmeliğin ve mükemmel olmaya oynamanın bana getirdiği sorunlardan bahsedecek olursam ilk olarak zaman almasını örnek verebilirim.Kusursuz ve memnun edecek bir işin olması için o işin zamana yayılması, eksiklerinin kapanması için uzun bir süre incelenmesi gerekiyor.Benim şuanda yaptığım her iş çok vaktimi alıyor.Yavaş değilim ama mükemmel uğruna yavaş olmalıyım bu yüzden kontolüm dışında hareket eden hızlı her şeyden uzak durmaya çalışırım.Mükemmelin bu kadar zaman alması bana çok şey kaybettirmiş ve kaybettirmeye de devam ediyor.Geçen yaz girdiğim sanayiden bu sebeple çıktım,ben hatasız bir iş yapmak için temkinli davranırken iş ortamı benden hız istiyordu.Bu nedenle dört gün gibi komik, kısa bir başarıız deneyimim oldu.Orta okulda maket ödevi için sınıf düzeyinin çok üstünde bir çalışma yapıyordum,tüm herkes ödevini teslim etti ama ben yetiştiremedim neden çok büyük bir çalışmaydı ve zaman istiyordu.Sonuç olarak ödevi veremedim ,maket elimde tamamlayamadan çöp oldu.Örnekleri çoğaltabiliriz.
Mükemmel zaman aldığı için ve çok üstün bir performans istediği için hep bir işi yapmaya başlarken zorlanırım.Biraz üşengeç ve tembel davranırım.Bu sebeple bir işe adım atarken hep çekinir,ya mükemmel yapamazsam,ya rezil bir iş çıkartırsam diye korkar yetersizliğe kapılırım.Hep kullandığım bir söz   Yapsam yine en iyisini ben yaparım ama yapmıyorum .Neden çünkü başarısız olmaktan ve gözükmekten korkuyorum.Adım atamayınca özgüvensiz,özgüvensiz olunca adım atamamış oluyorum ne yazık ki.
Yaratıcılık:
Yaratmak elbette Allah'a mahsustur.Bende de üretme aşkı var, bir eser .bir ürün,bir sistem,bir yapı,ortaya çıkarmak.Kendimden bir kaç örnekle bunu açayım.Küçükken bahçenin kenarında evler  yapardım.Hatta mimar olmak istiyordum uzunca bir süreç,kendi tasarladığım yapıları inşa etmek, estetik yapılar yapmak istiyordum.Daha sonraları tablet alınca Minecraft oyununa sardım.Bilenleriniz olacaktır bu oyunu.Bu oyunda şehirler kuruyor, çiftlikler,kaleler,camiler ,devlet binaları yapıyordum.Kendi dünyamı kendi istediklerimi yaparak kuruyordum. Bunlar hep Allah'ın yaratma sıfatıyla alakalı şeyler.
Bu yaratıcılıkla alakalı bir örnek daha vereyim.Lisedeyken Erbakan Hocanın projelerini, plan ve sloganlarını çok içselleştirmemde bu konuya örnektir.Yeni bir dünya,Büyük ,güçlü  Türkiye .Adil Düzen gibi idealler benim hep sistem kurma .yeni bir düzen ortaya çıkarma düşüncelerimle örtüşen şeyler.
Bunun bana getirdiği sorunlar ise başkasının yaptığı işlerde kusur görmeme, yapılan eserleri hep eleştirel bakmama neden oldu.Kendi yaptığım iş bana çok büyük  güven verirken bir başkasına verdiğim işte tedirgin olurum,acaba yapabilecek mi ?Bu insanı çok yoran bir durum çünkü her işini kendin yapmak, tasarlamak istiyorsun ve bir başkasının yaptığını benimeyemiyorsun.Bu gibi sorunlar da bir zaman sonra çıkmaza giriyor benliğimde.
Tanrısallık
Çocukluğumda büyük zayıflıklar çektiğim için güçlü olmayı hep önemsemişimdir.
Çocukluğumda ezilen olduğum için bana yapılan zulümlerin karşılığını vermek için adil olmayı önemsemişimdir.
Küçükken merhamete.şefkate çok muhtac olduğum için yaşayan herkese merhametli olmayı önemsemişimdir.
Gelin parçaları birleştirelim;
Güçlü olmak,adil olmak ,merhametli olmak.Bu üç özellikde Allah 'ın en çok bilinen özellikleri değil midir,? Kadir,Adil,Rahman ve Rahim. Tanrısallık burdan geliyor.Allah'a imanımız tam.Benim bu yönetme,çevremde gördüğüm zulümleri ortadan kaldırmak için güçlü olma arzum, zalimlerin cezalandırmak için adil olma isteğim, ve tüm mazlumlara merhamette bulunma durumum yaşadığım çocukluktan hep kendine karşılık buluyor.Yaşadığımı bir başkasıda yaşamasın diye ipleri kendi elime almak ,kontrolu sağlayıp yönetmek istiyorum.Bu otorite olma arayışım ve hedefim beni Allah dışındaki başka otoritelerin altına girmeme müsaade etmiyor.Bir başkasından emir almaya gelemiyorum.Bi  başkasının altında kalmak ve kontrolü bir başkasına vermek bana ağır geliyor. Alt olmadan üst olmak istiyorum.Ezilmeden otorite olmak istiyorum.Bende ki bu yargı formu beni zulüm getiren sistemlerle ister istemez çatışmaya itiyor.Bu yüzden on yedi yaşında siyasileşen,politikleşen bir genç haline geliyorum.
Sanayiye girdiğimde misal çırak olmaya gelemedim, bir başkasından aciz olandan emir almak bana zulüm gibi geliyordu.Yargılanmak ,eleştirilmek korkularından dolayı yargılanamıyacak, eleştirilemiyecek olan olmak istiyorum.Tanrısallık burdan geliyor.Çevremde ,ailemde iradeyimdir, alınan kararlar ,yapılan işler benim sorgulamamdan geçer ama zulmetmem bilerek asla.Ailemin ve çevremdekilerin sorunlarını ben kapatmak isterim.İhtiyaçları olan parayı ben vermek isterim.Hatta borç verme fantezim var misal.İnsanlar ihiyaçlarını görsünler diye onlara uygun borç vermek bana zevk veriyor.Bu yüzden zengin olmamda gerekiyor ilerde misal.Allah karşılıksız verir,benim gibi bir acizse borç verebilir anca.En büyük hallerimden biri de Altın piyasası üzrinden borç veren bir sistem kurmak.Faizsiz,günahsız ,paradan para kazanmayan bir sistem kurmak.Örnekler çoğalabilir ama bu içimdeki tanrısallık iyi gibi gözüksede beraberinde birçok yetersizlik ,acizlik ,tatminsizlik getiriyor.
En büyük sorunsa bana göre herşeyin fazlaca umrumda olması,ve her türlü olayın bir çözücüsü olarak kendimi görmem.İnsan Allah'ın yeryüzündeki halifesidir ifadesindeki  halife kavramıyla da örtüşüyor bana göre tanrısallık.Ama beni günün sonunda mutsuz ediyorsa bunda da tabii ki bir sorun vardır.
Bu anlattıklarımdan narsist biri imajı versemde öyle değilim,kendime istediğimi bir başkası için istiyorum.Güçlü olmak istiyorum ama sadece kendimi korumak için değil zayıflığın gölgesinde olan herkes için istiyorum.
Allah benim için ne planlıyor bilmiyorum ama sorunlarımın hepsiyle yüzleşip şu iyi niyetli isteklerimi sağlıklı bir psikolojiyle gerçekleştirmek arzusundayım.
Kamil(mükemmel olan),Kadir (her şeye gücü yeten),Yoktan yaratan Allah'a hamd ederek ,
yeryüzündeki en güzel düzeni kuran Efendimize salatu selam ederek yazımı tamamlıyorum.