Önceki yazımda üçlü aile modelinden bahsetmiştim şimdi orayı açalım biraz.
Anne babalar çocuklarının kötülüğünü ister mi? Şüphesiz istemez.Ama gel gör ki her ne olursa olsun ben ne annemi ne de babamı affedebiliyorum.İkisine de bu konuda hakkımı helal etmiyorum.Neden diye soruyorum sürekli.Neden ben,Neden böylesi zor bir imtihan(burda kendimi acındırıyorum),Neden ailem beni böyle yetiştirdi?
Ben biyolojik olarak kız doğsaydım çok iyi yetiştirmiş olacaklardı.Çünkü resmen bi kız çocuğu gibi yetiştirmişler beni.Bunu akranlarımla kuramadığım iletişimlerden anlıyorum.Önceki yazımda söz ettiğim annemle bağımı kopardıktan sonra düzelen arkadaşlık ilişkilerim hala tatmin edici değil.Hüseyin hoca çok fazla bi şey bekleme diyo ama öyle değil yani bahsettiğim şey bu değil.Onların kendi aralarındaki iletişim daha düzgün.Ama zamanla onlarlaşıyorum.Zamanla biraz daha yaklaşıyorum onlara.Şimdi düşündüğün zaman bu yaşına kadar doğru düzgün bir arkadaşlık kuramamış ben için bu bile büyük bi şey kendimi tebrik ediyorum.Son görüşmemizde Hüseyin hocaya sertleşmek istediğimi söyledim.Çünkü bana göre erkeklik sadece organ sertleşmesine bağlı değil ruhsal sertlik gerekli.Bu isteğimde çevremdeki maço arkadaşlarıma özenmem de sebep olabilir ama benim kafamdaki erkek profili naif olan değil sert olan gerektiğinde sesini yükseltebilen,gerektiği yerde ana bacı düz giden,yumruğu masaya vurabilen.
Ben bu noktada tuzağa düştüğümü düşünmüyorum çünkü içten içe açığa çıkmayı bekleyen maço bir kişiliğim var derinlerde hissediyorum.Açığa çıkartmayan anneme bir kez daha kızıyorum.
KAVGA KÜFÜR ETMEK DOĞRU DEĞİLDİR.
Annemin beynimde inşa ettiği yıkık duvar.Yıktım evet ama bazı alışkanlıklar kolay gitmiyor.Yıllarca kendini dışa vuramamış hep bastırmış hep alttan almış hakkı yenmiş kendini savunamamış biri için kolay olmuyo birden bire Kara Murat kesilmek.
Babama karşı da farklı değil öfkem.Hatta bir tık fazla.Çünkü anneme karşı daha asabiyim bağırıp çağırabiliyorum ama iş babama gelince kendime hayret ediyorum annemi çok sevdiğim halde hiç sevmediğim babama niye sesim yükselmiyo.Cevabını buluyorum.Babam YOK.
VAR AMA YOK.
Düşünüyorum yetimleri diyorum ki babam küçükken ölmüş olsaydı nolurdu.Şimdiden çok farkı olmazdı diyorum kendi kendime.Ama babama o kadar kızmak istiyorum ki onla öyle kavga etmek istiyorum ki.Hüseyin hocaya söylediğimde de etceksin zaten etmelisin dedi.Kendim bir çıkarım yaptım ve Hüseyin hoca onayladı.Şöyle ki babama karşı sesimi yükseltememem,hakkımı savunamamamın sonucu olarak arkadaşlarım arasında da aynı tablo yani o zaman babamla bunu aşarsam arkadaşlarımla da daha sağlıklı ilişkiler kurabilcem.İlk basamakta annemle ilişkiyi kestim sonuç çok hızlı ve belirgin oldu.İnanıyorum ki babamla bu problemi aştığımızda da içimdeki maçoyu salmış olcam.Olmadığım biri olmaya çalışmıyorum.Hissediyorum dediğim gibi.Aslında ben şuan olmadığım kişiyim.Eğitim seviyem,girdiğim ortamlar,üniversitedeki arkadaş çevrem gibi sebeplerle olduğumdan daha kibar daha naif biri olmuşum tabi kökende anne babam var yine.Tabuları yıktıkça benliğim açığa çıkıyor.Beynimle oyun oynuyorum.
Maçolukla kibarlığın ne alakası var,kaba olmak zorunda değilim,şive konuşmak kabalık değil,her ortama ayak uydurabilmeli (yazdıklarımın üstüne içimin verdiği cevap.)
Dışarıdan ne kadar normal bir insan gibi göründüğümü bilmiyorum ama çok duydum şunu "gördüğüm tek normal tıpçısın."
Gelgelelim rahat bir psikolojim yok ben o rahatlığa öyle hasretim ki her hareketimin z raporunu çıkarmamak,rahat davranmak,plan yapmamak,hakkımı savunmak,kimseye kendimi ezdirmemek,sevdiğim kadar sevilmek,verdiğim değer kadar değer görmek,yanlış anlaşılmamak,kendimi yanlış ifade etmemek,esprileri ciddiye almamak,kavgadan korkmamak,beynimde her şeyi çok işlememek sallamak takmamak,bana yapılan ölçüsünde rahatça espri yapmak laf sokmak...
Bunların hepsinin eşcinsellik de dahil ortak sebebi yetiştirilme şeklim,üçlü aile modeli.
Şimdi ben bu anne babayı nasıl affedim.
Ama bunların hepsi geçecek inanıyorum.HİSSEDİYORUM.