74'te doğdum bir yaşındayken babamı kaybetmişiz, babasız büyüdüm. Babasız büyümenin eksikliğini yaşadığım bir olayda fark etmiştim. Komşunun kızı yaşıtım bir gün öncesinde babasından gürültülü bir dayak yemişti. Takip eden günün akşamına doğru bu kızın babası elinde poşetlerle evine doğru gelmesiyle yanımda oturan bu kız büyük bir sevinçle babasına koşup sarıldı. Poşetlerini aldı ve mutlu bir şekilde evlerine geçtiler. O an hava kararmış ve tüm sokakta kimse kalmamıştı. Bir müddet öylece kaldım demek ki baba böyle bir şeymiş dövse de sevilen. Küçük yaştayken komşu inşaatta bende büyük birisiyle oyun oynuyorduk. Oyun sonunda ceza olarak domalmamı istedi arkadan git gel yapmaya başladı.İkimizde kıyafetliydik, küçük olduğum için bir anlam verememiştim. Bir kaç sene sonra onlu yaşlarda başka bir komşunun oğlu ergenliğe ulaşmış biri fırsat buldukça aletini çıkarıyor bende merak uyandırmaya ve elletmeye çalışıyordu. O zamanlar ergen değildim hala.Bir keresinde evine zorla çıkarıp.Hızlıca soyup aletini bana sokmaya çalıştı. Bir ağrı hissedince ayaklarımla itip çıktım ordan. Yolda ayaklarımı dermansız hissediyordum. Büyüdükçe ergen zamanlarımda sesimin ince olması kız ve erkek arkadaşlarım arasında dalga konusu oluyordu.Bu yüzden kimseyle arkadaş olmuyordum.Bunun dışında peyroni denen cinsel aletimin sertleşmesiyle beraber muz gibi eğri bir şekil alıyordu. Bu da beni utandırıp üzüyordu. Bu yüzden hiç kız arkadaş edinmedim. Büyüdükçe yakışıklı erkeklere karşı duygularımın farklılaşmaya başladığını hissediyordum. İçinden çıkılmaz bir hal alıyordu. Dindar olmam nedeniyle kendi içimde çatışmalar yaşıyor ama engel olamıyordum. Üniversitede üç yıllık arkadaşım son zamanlarda bana fazladan yaklaşmaya başladı. Bir yıl boyunca cinsel açıdan yaklaşmaya çalışıyor. Hep yalnız kalmamıza çalışıyor. Aletini gösterip sevişmemizi istiyordu. Bir yılın sonunda dayanamayıp, istemesem de aktif bir deneyim yaşadım, sonrasında pasif olmamı istedi. bu daha hoşuma gitmişti. 2 ile 3 yıl arasında pasif ilişki yaşadım. Sürekli çatışma yaşıyordum ama engel olamıyordum. 25 li yaşlarda bunu yaşadım.Sonra bunu sonlandırdım Bir daha ilişki yaşamadım. Ama hayal aleminde yakışıklı gençlerle hep pasif ilişki yaşıyordum. Kendi kendime aşklar yaşıyor ve yıkılıyordum. Böylece yıllar geçti. En sonunda Hüseyin hocamla tanıştım. Terapiye başladım. İki terapiyle öğrendiğim kadarıyla. Yaşadığım tacizler beni buna sevk etmiş. Sosyal fobim ve kendine güven eksikliği bunu beslemiş. Son umudum hocamız umarım birlikte başarırız.
Üçüncü terapiden çıkınca kendimi yenilenmiş, adeta yeniden doğmuş gibi hissediyordum. Tüm hafta boyunca çok mutlu bir zaman geçirdim. Sokağa çıktığımda artık radar gibi görkemli erkek aramıyordu gözlerim. Buna çok şaşırıyordum haliyle. İlginç olan hafta boyunca sanki tüm yakışıklı erkekler sözleşmiş çaktırmadan bana bakıyorlardı.Eskiden olsa bu hareketlere tapardım ve içim kıpır kıpır olurdu.Dönüp bakmasam içimde bir eksiklik hissettirirdi.Ama ben bakma ihtiyacı duymadan geçip gidiyordum.Bu değişim beni fazlasıyla mesut ediyordu. Fantezilerimde artık sadece bayanlara yer ayırabiliyordum. O hafta içimde inanılmaz bir şekilde bir bayanla sevişme isteği beni etkisi altına alıyordu.Bu istek beni hem şaşırtıyor hemde kendime olan saygıyı artırıyordu.Bir gece Taksime giderken metroda bir sevgili çifti gördüm.Kız dikkatimi çekti.Sanal bir şekilde asıldım ona.Bu asılış çok tahrik etti.Hayatımda ilk defa bir bayan beni etkilemiş ve mümkün olsa orada onunla sevişirdim. Bendeki bu değişime çok şaşırdım.Nasıl olabilirdi bu durum.Yıllardır yaşadığım azap nasıl bu kadar kısa bir sürede hiç yaşanmamış gibi oluyordu. Ben ki her sokağa çıktığımda her gördüğüm yakışıklı erkek moralimi bozardı.Kendime lanet yağdırır.İçimdeki fırtınada boğulur giderdim.Kimsede duymazdı beni.Hafta boyunca yatmadan önce fanteziler kurdum.Bu oyunda başrolde ben bir bayan.Çok rahat tahrik oluyordum.Sonra kafayı vurup yattım.İlk defa rüyamda bir bayana gittim.Her ne kadar istediğimi alamazsam da rüyamda bu benim için bir devrimdi.Eskiden hep rüyamda erkekler ve penislerle uğraşırdım.Dördüncü terapi için Hüseyin Hocama gittim.Yolda kendi kendime hocamla konuşacak bir şey yok diye düşünüyordum. Neticede tüm derdimi anlatmıştım.Kabaca olacakları bana söylemişti.Terapiden önce bir kız bir erkek ikisi de eşcinsel terapi görüyorlardı. Beni de davet etti. Bu iki genç arkadaş yaşadıkları travmayı ve eşcinsel terapi nedeniyle geldikleri aşamayı anlattılar.Onlar adına çok sevindim.18 li yaşlarda ve bu illetten kurtulduklarını anlatıyorlardı. Bense 42 yaşımda ergenliğimi yeni yaşamaya çalışıyordum. Olsun dedim ölmek var dönmek yok. 22 yıllık yaşadığım savaşı yıkılmış virane olmuş ruhumu rahata erdirmem lazım. Derken iki genç çıktı. Hüseyin Hocam iki yaşımda kaybettiğim babamı anlatmamı istedi. Yok olanı istedi benden. Eksikliğini hissediyor musun dedi? Tam yok diyecekken gözlerim ve kalbim bana ihanet ettiler. Bir taraftan ağlıyor, bir taraftan da olmayan birinin eksikliğini niye hissedeyim ki demeliydim. Diyemedim çünkü gözlerim sular seller gibiydi. Baban mezarda da olsa onu hayatından yok etmemelisin dedi. Ki yok etmişsin dedi. Bu acıyla yüzleşmen ve onu hayatının bir yerine koyman lazım dedi. Nerden çıkmıştı bu şimdi. Yıllar önce ölmüş ve hiç görmediğim babama sahip çıkmamı istemişti benden. O kadar hayatımdan çıkarmışım ki baba kelimesini söyleyemiyorum. Bir küfür gibi geliyor bana. Akşam eşcinsel terapi gören genç arkadaşın youtube ta okuduğu baba şiirini dinledim. Şiirin sonunda öyle bir babam deyişi vardı ki.
https://www.youtube.com/watch?v=4n6a53EEDAA Gözlerim çeşme gibi akıyordu. Her ne kadar görmemiş olsam da ve onu yıllar önce öldürmüş bile olsam şimdi onun için ağlıyordum. Meğer hep eksikmişim. Gölge misali hep peşimdeymiş....
yaşın kaç olursa olsun
alnından ter akan bir baban olsun yanında dostum
gözyaşında kalbi çarpan ama asla ağlamayan
senin için bileği bükülmeyen bir sevdadır o
gecelerine güneşler taşıyanda o
sabrını değirmen taşında kuşanırken
bir karınca sükunetinde
şükürlerini kara topraklara taşır babalar
kimsenin bilmediği dağlarda gezer
ceketini alır gider
kimsenin görmediği cennete koşar
bir sır olur bir Allah bilir
bir şarkıdır gibidir dostum onlar
gönlümüzün kandili
dilimizin duası
http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=341.0devamını okumak için linki tıklayınız