Sanırım bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biri de yalandan gülmek zorunda olmasıdır.Hani derler ya çok gülenin içinde çok derin de bir acı vardır.Evet işte benim gülmelerim de içimde derinleştikçe derinleşen acıları saklama savunma eğilimlerimden ortaya çıkmıştır.Herkes beni çok güleryüzlü biri olarak tanır aksi oldu mu da herkes sormaya başlar senin bir şeyin var neyin var falan filan yapışır da bırakmazlar seni.Halbuki daha kendin yalanken çevrendeki bu insanların nasıl gerçek olduğunu düşünebilirsin ki?
Öyle yalnızım ki her şeyi o kadar içimde yaşıyorum ki.Kapkaranlık bir yolda elimde sadece umut ışığımla birlikte daha önce görmediğim şeyleri aramaya koyulmuşum.Herkesin dilinden diline dolanan daha benim anlamlarını bilmediğim kavramlarıkabullenmeye çalışıyorum.Öyle bir aramak ki bu daha neyi bulmam neye ışık tutmam gerektiğini dahi bilmiyorum.İnsanların her konuştuğu her yaptığı şeyde kendi eksiklerimi buluyorum.Erkek olmak bir de onlarla ilişki kurmak.Evet ben erkeğim diyorum şükür kİ o his var içimde ama ya erkeklerle ilişkim; ne kadar yabancıyım onlara.Ne konuşacağımı dahi bilmediğim bir topluluktan beklentim ne olabilir ki.O kadar uzak yaşamışım ki onlara onları bende gizemli kılan şeyler var.Ondan dolayı bu kadar aşağılık gereksiz hisediyorum kendimi.Bunun için her tipten bir örnek çıkartıyorum kendime.Onları örnek aldıkça eksikliklerim karşısında eziliyorum.Ezildikçe de içime kapanıyorum.İçime kapandıkça da belli etmemk için gülüyorum.İçimdeki yangınları yine içimde biriktirdiğim gözyaşlarımla söndüremiyorum.Sıradan bir erkek erkeklik duygusunu nasıl almıştır nasıl yerleştirmiştir; idolü kimdir;kimi sevmiştir; bir kadını nasıl sever ona nasıl aşık olur.Sanırım susuz kalsam dahi kendimi bu duyguların eksikliğinden daha yoksul hissedemezdim.
Bir kızın gülüşünden etkilenmek,onu sevmek,konuşmasından etkilenmek,hep onu düşünmek sevdiğini dünyalara haykırabilmek nasıl bir özgürlüktür ki.İçinden gelen duygularını sarmaşıklardan arındırıp sevdiğine mal etmek nasıl bir duygudur ki öyle.Peki ya bir erkeği sevmek onda kendi eksikliklerini görmek ,kendini yetersiz hissetmek ,istemsiz şekilde onu düşünmek ,cinselliğe geçmese bile onu gözünde büyütmek ve sana karşı insanların ne hissettiğini bilmeden keNdini o duygularla köreltmek nedir ki.En önemlisi hiç erkek bir kardeşinin olmaması erkek bir dostunun olmaması peki ya sevebileceğin bir kızın ve buna karşılık o senin kendi gücünde saklanmış narin çiçeği o kardeşine anlatıp kendinizi pekiştirmeniz daha da bağlanmanızı sağlayak duygular yoksa YAŞASAN NE FARK EDER YAŞAMASAN NE FARK EDER ...İşte ben de yaşamak ve yaşamamak arasında duran o ince çizgi üzerinde ipteki bir cambaz misali yürüyorum.