Gönderen Konu: BABA ÖFKESİ : AZİZ PEDER Mİ? SEVGİLİ BABA MI?  (Okunma sayısı 5340 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
BABA ÖFKESİ : AZİZ PEDER Mİ? SEVGİLİ BABA MI?
« : 22 Ocak 2013, 11:57:37 öö »
Sevgili Babacığım

Bu ?sevgili? kelimesini gerçekten içimden gelerek kullanmayı çok isterdim ama burada sadece ironik bir ifade olarak kalacak ömrümün sonuna kadar. Burada kalması gerekiyor çünkü senin çocukken yaptığın dengesizliklerin ve babalık görevini ve terbiye etme şeklini sadece dayak atmaktan ibaret gördüğün için ve bunların benim bütün hayatımı etkileyecek oranda büyük, ruh dünyamda onulmaz yaralar açtığı için. Kusura bakma seni küçükken seviyordum ama bir yaşa kadardı o. O da senin ne kadar dengesiz ve ani değişmelere müsait olduğunu gördükten sonra oldu. Beni kucağına alıp da seven bir insan 5 dakika sonra apayrı bir insan olabiliyordu. Evde terör estiren asan kesen vurup kıran ayarsız ve dengesiz bir mahlûk oluyordur. O anlarda keşke şu an ölse de kurtulsak dediğim çok olmuştur. Daha 4-5 belki 6 yaşında seni ve bana sunduğun sevginin dengesiz ve sahte olduğunu düşünmeye başlamıştım. Az önce beni seven kucağına alan bu şahıs olamaz diyordum içimden. Terör estirdiğin o anlarda bir köşeye korkuyla sinmiş etrafı seyrederken bir taraftan da keşke şu an buradan kaçabilsem dediğim çok olmuştur. Ama vurup kırma işlemi bittikten sonra oturunca beni ?gel lan buraya? ifadesiyle çağırdığında, gelmek istemediğim halde gelmek zorunda hissediyordum kendimi. Beni dövmeyeceğini biliyordum ama bu gergin ortamın ve diğer insanlara yaşattığın terörün mimarı sendin. Dengesiz bir babanın kucağına gitmek aslanla aynı kafese girmek gibiydi benim için. Her han ne dengesizlik yapacak acaba diyerek götünü kollamak zorunda kalırsın. İşte bütün ipler bu sorgulama anında koptu. Seninle aramda bağ kurulamayacağını anladım. Artık sen benim için uzak durulması gereken, korkutucu, ürkütücü bir varlıktın. Bir insan nasıl olurda bu kadar dengesiz davranabilir diyordum. Özellikle de başka şeylere ve daha çok yanınızdan ayıramadığınız büyük oğlunuz ve biricik karısından dolayı kızardın ve bütün milleti dayak manyağı yapardın. Onlarında Allah belasını versin dediğim çok olmuştur. Onlarda bi an önce şu evden gitseler de rahat etsek diyordum.  En ufak hataları bile orantısız bir şekilde dayakla kapatma isteğin sana olan duygularımın tam aksi yönde gelişmesine sebep oldu. Ben en az dövdüklerinden biriyim belki ama ağabeylerimi  elinde bir odunla bütün köyün içinde arkasından koşarak dolaştırdığın, herkese rezil ettiğin günler. Ufacık bir hatadan dolayı onları gece dışarı atmalar. Gece bu çocuklar nereye gider demeden düşüncesizce tavırlar. Bana kalırsa senin çocuklarının hepsi anormal ve hepsi top. Sana olan nefretimi belki bu şekilde biraz hafifletirim.  Sen artık benim için sevilmesi gereken bir varlık değil yavaş yavaş nefret edilmesi gereken bir varlık olmaya başlamıştın. Şu an bile babasının yanına gidip onunla şakalaşan, babasının öpen insanlara bile nefretle ve öfkeyle bakıyorum. Onların sevgileri de yabancı ve yalancı geliyor bana. Belki gerçekten o insanlar sevgilerinde samimi ama senin sayende ben böyle bir duygu yaşamadığım için o insanlara da ikiyüzlü muamelesi yapıyorum kendimce. Şu an mümkün olsa da senin paranla kursağıma giren her bir lokmayı tek tek dışarı çıkarıversem. Seninle hiçbir alakam kalmasa.
İlerleyen yaşlarda, merkezdeki bu çok küçük açı seninle aramın iyice açılmasına sebep oldu. Senin artık iflah olmayacağını ve hep böyle gideceğini ve hayatı boşa yaşadığını anladım. Halada diyorum senin hayatı boşa yaşadığını, hiç bir şeyden anlamayan man kafanın biri olduğunu.  Sen artık benim umurumda bile değildin. Tek üzüldüğüm şahıs seninle yaşamak zorunda kalan annemdi. Elimde olsaydı inan onu da senden alır gider bir yerlere yerleşirdik herhalde.  İstanbul?a geldiğimde okumak için beni arayıp sormadın. Paran var mı, ne yapıyorsun derslerin nasıl diye sormadın. 7 yıl yurtta kaldım bir kere bile kaldığım yurduma okuduğum okula gelmedin. Arkadaşları kimdir, ne yapar nereye takılır diye sormadın. Küçücük çocuk tek başına ne yapar diye merak etmedin.  Evet dünyaya getirmekle senin babalık görevin yerine gelmiş ve senin kutsal görevin tamamlanmıştı Aziz Peder. Sana peder diyorum çünkü sen baba kelimesini hak etmiyorsun.   13 yaşımdan itibaren hep hayatta yalnız kaldım. Hiç kimse olmadı yanımda.  Senin bu vurdumduymazlığın beni bir kat daha soğuttu kendinden. Sen köyde aldığın emekli maaşının inek ve danalarınla yerken ben burada günlerce aç kaldım. Sesimi çıkaramadım kimseye. Kimseden para pul istemedim. Ve şu an bunları düşününce seni bazen vurasım bile geliyor. Allahtan güzel insanlar elimden tuttu beni adam ettiler yoksa senin ağzına sıçardım. On numaralı piç  olurdum başına. Dua et o güzel insanlara.
İstanbul?da, tek başıma kalınca kendimi boşlukta kalmış gibi hissettim. Bana kaldığım yurtta ağabeylik yapan şahıslara yakınlık duymaya başladım. Başlarda normaldi bu duygusal yakınlık ama sonraları daha şiddetli duymaya başladım ve bu onlarla fantezi kurmaya bile gidiyordu bazen. Ve böylece hayatımın duygusal olarak dönüm noktası belirlenmiş oldu. Ondan itibaren erkeklere duygusal yakınlık duymaya başladım senin sayende. Övüne bilirsin eserinle. Bütün bunların, bu içinde bulunduğum durumun tek sebebi sensin. Küçükken sahip çıksaydın belki bu durumda olmayacaktım. Ve bu yaşıma kadar evlenmeme sebebim de bu. Aslında bu evlenmeme kısmıyla senden intikam alıyordum bir nevi. Çünkü senin o karanlık, daracık, örümcek tutmuş ve kendinden başka kimseye yer olmayan siktiğim dünyandaki siktiğim değersiz insanlar bozmaları sana ?bak bir oğlunu bile everemedi, bir kız bile bulamadı. Ne yaptılar ki diğerlerine kimse bununla evlenmiyor, aciz oğluna bile faydası yok? diye arkandan konuşarak seni yıpratacaklardı. Her nereye gitsen bu lafları duyacak ve duydukça da geberecektin kahrından. İyi oluyordu sana, haktı da. Ama intikamımı henüz alamadım. O da olur inş. daha farklı şekillerde.
Şimdi beni sahiplenmen, bunca vurdumduymazlığa aymazlığa rağmen insanlara ben çocuk okuttum adam ettim demen beni cehennem ateşi gibi köpürtüyor. Ne söylersem söyleyeyim sen kaz kafanın teki olduğun için anlamayacaksın zaten. Bir insan evlatlarına karşı bu kadar merhametsiz olurumuymuş diye çok düşünüyorum. Başkası ne diyecek, o ne der bu ne der diyerek siktin attın  bizi resmen. Amına koyim senin babalık anlayışının da babalığının da. Bi de benim çocuklarım çok efendi çok akıllı hepsi adam oldu diye övünmüyor musun. Hala öldürüyor senin bu salak saçma boktan düşüncelerin. Amına kodumun gerçeğini hala görmüyorsun göt hoşafı. Senin çocuklarının hepsi ruh hastası. Hepsi yardıma muhtaç. Hepsinin terazisi kaymış haberin yok. Ama senin o boktan karanlık dünyanda kendinden ve başkalarının seninle ve çocuklarınla alakalı övgü dolu sözlerinden  başka bir şey olmadıgından dolayı sen bu gerçeği göremezsin.
Şimdi senin karşına dursam ve dik dik konuşsam diyeceksin ki bana bu nişanlandı kendine bir kız buldu bu da değişti. Tanımıyor ana-baba diyeceksin.  Ama sana olan duygularım ta ilk başlardan beri böyleydi. Senin bu kaz kafalılığın beni daha da öfkelendirecek. Eğer ki şu an 70 yaşında değil de 30 falan olsaydın herhalde senden öfkemi almak için çok şeyler yapardım. Yaşlı olduğun için bi kez daha dua et. Ama zannetme ki bunlar yanıma kalacak. Uygun zaman ve zeminde sen bunu anlasan da anlamasan da yaptıklarını bir bir yüzüne vurmaya devam edicem ?sevgili siktiğimin babacığı?.
Sen şimdi ben evleniyorum diye çok seviniyorsun. Ama bu sevinme kısmında senin hiçbir payının olduğunu düşünmüyorum ve sevinmeni de istemiyorum. Eğer ki evlendikten sonra problem yaşadık ve ayrılmak zorunda kalırsak işte asıl darbeyi o zaman vurmuş olacağım sana. Kahrından it gibi geberip gidersin belki. Sen, biliyorum yine beni düşündüğünden veya çocuğumun yuvası dağılacak korkusuyla kederlenmeyeceksin. Sen ? el ne der, düşmanlarımız bize gülecek, rezil olduk ona buna? diyerek hayıflanacaksın. Ben de senden böylelikle intikam almış olacağım. Allah kahretsin senin gibi babayı. Lanet olsun senin gibi baba nerde varsa hepsinin alayını ve onların babalık mefhumlarını ve anlayışlarını.
« Son Düzenleme: 04 Haziran 2014, 07:26:11 ös Gönderen: psikolog »