Bu makalenin amacı, bir bölgedeki polis güçlerinin uzun dönemli incelenmesi sonucu asılsız tecavüz suçlamalarının insidansı ve dinamikleri üzerinde bulgularımızı rapor etmeyi amaçlamaktadır.
METOD
Bu araştırma öncelikle, Midwestern Birleşik Eyaletler, küçük bir metropol yerleşimindeki (nüfus=70,000) bir polis kurumunun örnek olay çalışmasıdır. Bu kent asılsız tecavüz suçlamalarının bir model laboratuarı olarak uygun olmasından dolayı çalışma için seçilmiştir. Öncelikle, polis kurumu çok fazla cinayet vakası ile uğraşmamıştır ve sonuç olarak, bütün tecavüz vakalarını rahatlıkla kayıt ederek tamamen inceleyebilme olanağına sahiptir. Aslında, polis kurumu, polis memurlarını kendi başlarına tecavüz vakasını, mağdurun şüpheli durumundan bağımsız olarak, onay yetkisi vermemektedir. İkincisi asılsız suçlama çok yüksek kurumsal uygulamalara tabidir. Bütün tecavüz vakalarının analizleri, mağdur ve şüphelinin ciddi bir şekilde yalan makinesinde beyanatını gerektirir. Ayrıca, asılsız bir suçlamanın yapıldığının saptanması için şikayetçinin hiçbir tecavüz olayının yapılmadığını beyan etmesi gerekir. Tecavüz olayının hatalı olduğu yönündeki ifadeyi verecek olan tek merci odur. Şikayetçi herhangi bir sebebe göre polisin suçlamalara ilişkin duyduğu şüpheden bağımsız olarak, şikayetçi suçlamayı takip etmemesi veya suçlama ile ilişkili işbirliğinden kaçınması durumunda, tecavüz vakasını asılsız kabul etmeyecektir. Kısaca, bu vakalar sadece şikayetçinin asılsız olarak kabul etmesi durumunda asılsız beyan edilir. Ayrıca, sadece tek bir birey vakanın asılsız olduğunu resmi olarak kayıtlara geçmeye yetkili kılınacaktır o da yetkili kayıt memuru kişidir. Son olarak, unutulmamalıdır ki bu departman rapor edilen tecavüz vakalarını asla gerçekleşen tecavüz vakaları ile karıştırmaz. Bu yüzden bu makalede bahsedilen tecavüz şikayetçileri, sadece zorbalık uygulanılarak yapılan tecavüz olaylarına aittir. Öncekiler, bizleri polis güçleri tarafından asılsız olarak saptanan olayların bu polis kurumlarına yapılan asılsız tecavüz suçlamalarının, özellikle, asılsız suçlama bulgularının tecavüz suçlamasının asılsız olduğunun ifade edilmesine bağlı olduğu göz önünde tutulduğunda, bir yansıması olduğu hususunda güvence vermektedir –minimal düzeyde değilse-.
1978 ile 1987 arasındaki bütün asılsız tecavüz suçlamalarını inceledik. Polis kurumları asılsız olarak saptanan tecavüz suçlamalarını tarafımıza bildirir ve vaka ile ilgili kayıtları tarafımıza arz eder. Ayrıca, inceleme memurları, talep edilen ek verileri bildirmektedir, böylece, asılsız tecavüz suçlamaları ile ilgili bilgi sahibi olmaktayız.
BULGULAR
Asılsız Suçlamaların Oluşumları
Asılsız tecavüz vakalarının oluşumları ile ilgili raporlamaları ile ilgili çok farklı yaklaşımlar üretilmektedir (Katz ve Mazur 1979). Örneğin, raporlar %0.25’lik düşük (O’Reilly, 1984) ve %1 (Krasner ve ark., 1976) düşük değer ve %80-90 (Bronson 1918; Comment 1968) ve %100’lere kadar yüksek değer beyan etmektedir (bkz Kanin 1985). Bütün bu değerler, bazı suç kurumlarından ve klinik meslek mensuplarından elde edilmektedir. Bu tahminlere ilişkin uç değer tahminleri araştırmacıların çok yüksek değerde ön yargıların hüküm sürdüğü yönünde yaklaşım sahibi olmalarına yol açar.
Bu çalışmada, 9 senede toplam ortaya atılan tecavüz suçlamalarının (n=109) %41’i (n=45) asılsız çıkmıştır, buna göre, suça itiraz edenlerin hiçbir tecavüz vakası ve davasının olmadığı şeklindeki beyanatları hatalı bulunmuştur. Vaka oranı senelere göre, fark göstermiştir ve %27’lük düşükten (11 vakadan 3’ü) %70 yükseğe (10 vakadan 7 tanesi). 9 Senelik dönem farklı seneler arasındaki dalgalanmaları açıklayamamıştır.
Şikayetlerin karakteristiklerine ilişkin çok az veri olmasına rağmen, elde bazı veri bulunmaktadır. Bu asılsız şikayet sahiplerinin hepsi beyazlardı ve genellikle düşük sosyo-ekonomik temelden gelmekteydiler ve çoğunluğu orta derece eğitim seviyesindeydi. Sadece 3 şikayet sahibi lise üzeri eğitim almıştı. Bu kadınların yaş ortalaması 22’ydi. Sınırlı verilere dayalı olarak, bu kadınlar haklı şikayet sahiplerinden farklı değillerdi.
Bu 45 asılsız tecavüz suçlamasının incelemeleri, kesin olarak, bu asılsız suçlamaların şikayetçilerin üç türlü amaç doğrultusunda davrandıklarını ortaya koymaktadır: kanıt yaratma isteği, intikam alma hissi ve dikkat çekme ve sempati kazanma amacı. Bu üçlü model şikayetçilerin asılsız beyanatları esnasında şikayet sahiplerinin kendi sözlü beyanatlarından düzenlenmiştir ve bir hipotez yerine geçmemektedir. Şüphesiz, bu davranış kalıplarının karşılıklı olarak, kişiye özgü olduklarını ve kapsamlı olduklarını düşünmemekteyiz; daha ziyade, bu tecavüz yalanlamaları tekli faktör açıklamaları üzerinde odaklanmaktadır. Bu asılsız suçlamalar ile ilgili itirazlar geçerliliklerini içermektedir. Tecavüz yalanlamaları, şikayet sahibinin polisin kendilerine yönelik “ikinci bir saldırıda” bulunmalarını önleme amaçlı yapılabilmektedir. Gerçek tecavüz suçlaması ile ilgili davranmak yerine, savunma, bu kadınların polislerin incelemeleri sonucu olası travmayı önleme amaçlı suçlamalarını geri aldıkları görülmektedir.
Bu yaklaşıma çeşitli yanıt üretmek mümkündür. Öncelikle, bazı istisnalar dışında, bu şikayet sahipleri şikayetleri esnasında, bir veya iki gün sonra şüpheli durumundaydı. Bu suçlamaların geri alınmasına ilişkin açıklamaları, ikinci bir saldırıya yol açabilecek sorgulama ve inceleme ile sürdürülmemektedir. İkincisi, detektifler asılsız bir yalanlamanın olabileceğini düşünmemişlerdir. İkna edici bir biçimde, şüphelinin saptandığı ve araştırıldı bu vakalarda, suçlamayı geri almaya ilişkin kanıtların şüphelinin kendi savunma beyanatları ile uyuştuğunu ifade etmişlerdir. Son olarak, bu polis kurumunun polisleri, asılsız suç beyanatları ile ilgili bir düzenleme kurulması için talepte bulunmaktadır. Suçlamayı geri alma beyanatından sonra şikayetçiye para cezası ve hapis cezası şeklinde, asılsız suçlamasına ilişkin ceza verileceği anlatılmıştır. Hiçbir vakada, şikayetçiye şikayetini geri alması yönünde baskı yapılmamıştır. Asılsız suçlama olasılığını yalanlamamıza rağmen, bu vakalara ilişkin bu tür kanıta rastlanılmamıştır.
İspat İşlevi
Asılsız suçlamalara ait 45 vakada, yarısından fazlasında (%56, n=27) genellikle erkeklerce cinsel manada karşılıklı ilişkiye bağlı bir istenmeyen sonuca yol açan aniden yaşanmış bir olay ile ilgili geçerli açıklama istenmiştir. Bu vakaların yarısından fazlasında, bir saldırganın varlığından bahsedilmektedir. Temsili vakalar aşağıda sunulmaktadır:
Bekar 16 yaşında kadın erkek arkadaşı ile cinsel ilişkide bulunmuştur ve daha sonra hamile kalmaktan korkmuştur. Beyanatında hastanelerde kendisine olası gebelik durumunda, yardımcı olunacağı yönünde bir ümitle tanımadığı biri tarafından tecavüze uğradığını belirtmiştir.
30 Yaşında evli bir kadın apartmanında tecavüze uğradığını rapor etmektedir. Yalan makinesi tetkiki esnasında, istekli olduğunu beyan etmiştir. Boşalma öncesi partnerinin, daha önce söz vermiş olduğu gibi durmadığını ve tecavüze uğradığını beyan etmiş ve hamile kalmaktan korktuğunu söylemiştir. Kadının kocası ise yurt dışındadır.
Yukarıda açıklanan vakalar, tecavüz vakasını ortaya koyarken gebelik endişesinin baskın olarak etki yarattığı prototipik vakalardır. Bu tema sürekli görülmektedir, sadece aşığın senaryo değişimleri olumsuzluk yansıtmaktadır koca ise vazektomi (sperm kanalının kapatılması ameliyatı) geçirmiştir, prezervatifi ise çatlaktır. Bu geleneksel olayda sadece üç tane vaka farklılık göstermektedir:
Kadın 25 yaşındadır ve boşanmıştır 4 yaşındaki çocuğun veraseti ise akrabalarına verilmiştir. Boşandığı tarihte veraseti kaybetmiştir, annelik durumunun olumsuz olduğu kendisine anlatılmıştır. Bir erkek arkadaşı ile çıkmaktaydı ve kavgalıydı. Erkek arkadaşı kadının gözlerini karartmış ve dudaklarından yaralamıştı. Tecavüze uğradığını beyan etmekteydi ve erkek arkadaşının kendisini dövdüğünü söylemişti böylece, geçirmiş olduğu tahribatları belirtmekteydi. İleride veraset hakkını zedeleyeceği için sarhoş halde kavga etmiş olduğunu beyan etmekten kaçındı.
16 Yaşında şikayetçi, kız arkadaşı ve iki erkek arkadaşları ile evinde içki partisi düzenlemektedir. Bir erkek arkadaşını kendisi ile seks yapmaya davet etmiştir. Akşam geç saatlerde, diğer iki tanımadığı erkek eve gelir ve hepsi birlikte ve kadının seks partneri sadece kendisinin o kadınla cinsel ilişkiye girdiği şeklinde “böbürlenmiştir”. Hızla diğer kız arkadaşının evine gider ve tecavüze uğradığını söyler. Kısa süre içinde annesini çağırdılar ve polise haber verdiler. İki gün sonra, diğer arkadaşlarının çelişkili ifadelerine maruz kalınca tecavüze uğramadığını ifade etmiştir. Kadının tecavüz suçlaması, okulda arkadaşları tarafından toplum içinde kendisini ne şekilde yansıtacağı hususunda kadını baskı altına almıştı, kadının farklı kişilerle cinsel ilişki içine girdiği yönünde bir intiba yaratacağı hissi vermişti.
37 Yaşındaki bir kadın “zencilerce” tecavüze uğradığını belirtir. İki defa olay ile ilgili uyuşmayan ifadelerde bulunmuş ve bu kişilerle yüzleştirildiğinde bütün olayın uydurma olduğunu beyan etmiştir. Erkek arkadaşının kendisinde “cinsel tahribat yarattığından” endişe duymuştur “muayene olmak için” hastaneye sevk edilmek istemiştir. İtibarını zedelemeyecek bir sebep aramıştır ör., masım bir tecavüz vakası olduğu yönünde intiba yaratmak istemiştir ve tecavüze uğradığını beyan etmek yerine bir yerden enfeksiyon kaptığını ve o yüzden muayene olmak istediğini belirtmiştir.
İntikam
Öncelikle, bu tür kategoriler ret eden bir kadına karşı misilleme yapma yollu asılsız tecavüz raporu içermektedir. Vakaların yüzde yirmi yedisi (n=12) bu tür girişimleri içermektedir. Bu ret edişler, ancak, kadının tek taraflı olarak ilişkiden mahrum kaldığı kadınlara yönelik olarak cinsel ve duygusal anlamda misilleme amacı taşıyan erkeğin davranışlarına maruz kalan kadının durumunu yansıtmaktadır. Algılanan ret edilişlere ilişkin olarak, bu kadınlar asılsız tecavüz suçlaması yapmakla suçlanmaktadır. Şüpheli şahız her zaman tanımlanmıştır asılsız suçlama olarak bu türden değerlendirmeler adaletin yerine getirilmesi açısından her zaman bir tehdittir. Bu türden vakaların örnekleri aşağıda açıklanmaktadır:
18 Yaşında bir kadın 3 ay boyunca annesinin evinde bir kiracı ile cinsel ilişki yaşamaktadır. Annesi diğer kiracılarla ilişkisini öğrendiğinde adamlardan evi terk etmelerini ister. Şikayetçi kadın seks partnerinin evi terk ettiğini öğrenince gider ve ona kendisinin de 1 saat içinde evi terk etmeye hazır olduğunu söyler. Adam ise kadına “Hangi ahmak seni ister” şeklinde cevap verir. Kısaca adamla tartışırlar ve kadın polis karakoluna gider ve adamın kendisine tecavüz ettiğini söyler. Yalan makinesine konulduktan sonra asılsız iddiada bulunduğunu belirtir.
17 Yaşında bir kadın karakola gelerek kendi evinde toplu olarak yaşam sürdüğünü ve bir erkek tarafından tecavüze uğradığını belirtir. Bir başka bayan ev arkadaşı polis karakoluna onunla eşlik eder ve polislere tecavüzün olmadığını söyler. Şikayetçi yalan makinesi incelemesinde haksız çıkar ve ev arkadaşından hoşlandığını erkeğin onun alakasını ret ettiğini ve tecavüz suçlamasını “onu elde etmek için yaptığını” belirtir.
16 Yaşında bir kadın tecavüze uğradığını söyler ve erkek arkadaşının suçlu olduğunu belirtir. Daha sonra kadın erkek arkadaşının başka kadınlara ilgi duyduğunu bu yüzden onu çok arzuladığını bu yüzden “başının derde girmesini sağlamaya çalıştığını” belirtmiştir.
Dikkat/Sempati-Kazanma Yolu
Bu yöntem çoğu tecavüz suçlamalarında kullanılmakta olmasına rağmen, hiç kimsenin tecavüzcü olarak tanımlanmadı sosyal açıdan en zararsız yöntemdir. Asılsız suçlamaların yaklaşık %18’i (n=8) bu amaçla yapılmıştır. Suçlamanın bütün beyanatı, bir temel dayanak içermez. Aşağıda en basit örnekler açıklanmaktadır:
17 Yaşında evlenmemiş bir kadın, bir akşam kız arkadaşlarından aniden ayrılarak kendi isteğiyle genç bir adamla ata binmeye gider daha önce tanıdığı yabancı adam kadına kendisi ile uyuşturucu almasını teklif eder. O gün daha sonra, arkadaşlarına adamın kendisine tecavüz ettiğini anlatır. Arkadaşları durumu polise ihbar eder ve suçlanan kadın zanlı tecavüz suçlamasını kabul eder ve “benim onlara yalan söylediğimi bilmelerini istemedim” der. Bu hikayeyi dikkat çekmek için uydurduğunu belirtir.
17 Yaşında evlenmemiş bir kadın, tembelliğinden ve yaşam tarzından şikayetçi olan annesi ile tartışmaya girer. Kadın tecavüze uğradığını belirtir, böylelikle, “annem beni ret edebilir ve bana çok az ilgi gösterebilir” demektedir.
Bekar 41 yaşında boşanma sonrası danışmanlık desteği alan bir kadın “hoşlandığı için” danışmanından daha fazla ilgi ve alaka görmek istemektedir. Bir tecavüz hikayesi uydurur ve polis karakoluna şikayette bulunur ve adam ise bu şikayeti sunması için kadına baskı kurar. Yalan söylediğini itiraf etmek zorunda kalacağı için suçlamasından cayamaz. Asılsız suçlamada bulunduğunu ancak yalan makinesine konacağı kendisine belirtildiğinde itiraf eder.
İLGİLİ BULGULAR
Öncekilere ek olarak, bu asılsız suçlamalara ilişkin diğer bulgular ve gözlemlerin yorumlanması gerekmektedir. İlk olarak, asılsız suçlamalar, penil-vajinal ilişkiler dışında zorla kaba kuvvet uygulayarak tecavüz suçlaması içermemektedir. Bir davacı bile zorla oral veya anal sekse maruz kaldığını beyan etmemektedir. Aksine, bu teşebbüsler yaklaşık olarak, kaba kuvvet kullanılarak uygulanan tecavüz suçlamalarının %25’inde rapor edilmiştir. Belki de olayı gerektiğinden daha fazla abartılı bir biçimde yansıtmamak ve cinsel şiddet mağduriyetinin yarattığı aşağılanmanın kadınlar açısından en aza indirgenmesi, bu kadınların uğrayabilecekleri psikolojik ve sosyal yıkımını önleme açısından daha faydalı olacaktır. Bu unsur daha önceden göz önünde tutulmuştur (McDowell ve Hibler 1987).
İkincisi, literatür serbest bir şekilde asılsız tecavüz suçlamalarından sorumlu olan farklı şiddet girişimlerine serbestçe değinmesine rağmen, (Comment 1968; MacDonald 1973) bu tür hiçbir vakaya rastlanılmamış veya polis kurumlarına intikal etmemiştir. Bu tür vakalar, bir dönemler yaşanmış olabilir veya hatta istisnai bir vaka olarak da kabul edilebilir. Kadınların açık gözlülük ve saman altından su yürütücü davranışlarının her zaman yaşanan tehdidine dikkat çeken öncü yetkili kurumlara uyan bu teori, çok fazla dikkat çekmektedir. Bir yetkili kurum, (MacDonald, 1973) örneğin, kendisinin asla yaşamadığı şantaj olayını örneklendirmek için 1918 makalesini (Bronson) ele almıştır.
Benzer şekilde, düşlemsel yalan içeren hiçbir vakaya rastlanılmamıştır. Daha önceki aldatılmış şikayetçi yaklaşımı, iddialı bir biçimde zorbalığa maruz kalındığını ispat etmekte, ancak bu kısımda bulunmamaktadır. Bu kadınlar, kararlılıkla zorbalığa maruz kaldıklarının savunmasını yapmamaktadırlar, sadece bunu mahkeme ortamına intikal etmektedirler. Caydırıcı beyanatlar ise oldukça erken ve çok rahat bir tavır içinde sunulmuştu. Kesin olarak, asılsız tecavüz suçlamaları, gerçeğe uygun olmayan koşullardan doğmaktadır, ancak asılsız tecavüz suçlamalarının en yaygın sebepleri olan ve ortaya atılan hususlara ilişkin belirticileri teşhis edemedik.
Asılsız tecavüz suçlamalarının en can alıcı ve ciddi dayanağı hatalı yargılamaların olabileceği yönündeki algılardır. Hatalı yargılamaların olabileceğini biliyoruz, ancak bu çalışma, bu asılsız suçlayıcıların soruşturmaların ilk evrelerinde saptanıp devre dışı bırakıldıklarını belirtmektedir. Ancak, bu dayanağa göre, asılsız suçlamaların suçlanan kişiyi zor durumda bırakmayacağı görüşündeyiz. Tek taraflı olarak, tecavüz zanlısı durumuna düşünce bir veya iki gün psikolojik ve sosyal travma yaşanır.