ENSEST DEPRESYON ve KİLOLU VÜCUTLAR

[psikolog]

Psikolog Hüseyin KAÇIN
0 555 326 22 91


Depresyon, bastırılmış çatışmalarla mücadele eden ensest kurbanlarının kendilerini en net ifade ediş biçimidir. Genel olarak hayatlarına vakıf olan bir üzüntüden, tam anlamıyla  felç edici bir depresyona kadar değişir duygularının  gücü.
Ensest kurbanlarının çoğu, özellikle kadınlar, yetişkin olduklarında kilolu vücutlara sahiplerdir. Kilo, kurbana iki farklı yarar sağlar: 1- Kurban kilonun erkekleri ondan uzak tutacağını düşünür, 2- Büyük ve heybetli vücutlarını, fiziksel güç ve kuvvetin bir yanılsaması olarak görürler. Kilo vermeye başladıklarında kendilerini tekrar çaresiz ve korunmasız hissedip korkuya kapılabilirler.
Sık sık tekrarlanan başağrıları da ensest kurbanlarının hayatının bir parçasıdır. Bu baş ağrıları sadece  bastırılmış öfke ve endişelerinin fiziksel yansıması değil, ayrıca bir kendi kendini cezalandırmadır.
Ensest kurbanları alkol ve uyuşturucu bağımlılığına karşı duyarlıdırlar. Alkol ve uyuşturucu, geçici de olsa etkili bir ağrı kesicidir; ensest kurbanlarına acılarını unutturur, hissettikleri boşluğu dolduruyormuş hissini verir. Maalesef problemleriyle ne kadar geç yüzleşirse, acısı da o kadar uzun sürer.
Ensest kurbanlarının bir çoğu da, içinde yaşadıkları dünyanın onları cezalandırmalarını beklerler. İlişkilerini sabote ederek sevdiklerinin onları cezalandırmalarını isterler. Kariyerlerini sabote ederek, patronlarının ya da iş arkadaşlarının onları cezalandırmalarını beklerler. Bazıları ağır suç işler, yasal olarak toplum tarafından cezalandırılmak ister. Bazıları vücutlarını satar, satıcılarından, müşterilerinden ve hatta Tanrı dan cezalandırılmayı bekler.

[psikolog]

AİLENİN EN SAĞLIKLI FERDİ
Ensest kurbanı hastalarımın , genelde ailelerindeki en sağlıklı üye olduğunu söylediğimde birçok insan şaşırıyor. Ne de olsa bu kurbanların çoğu, devamlı kendi kendilerini suçlayan, depresif, yıkıcı, zararlı davranışlarda bulunan, cinsel sorunlar yaşayan, intihara teşebbüs eden, hap, uyuşturucu ya da alkol bağımlılığı olan kişiler olarak görülüyorlar. Diğer yandan dışarıdan bakınca ailenin diğer fertleri gayet mutlu, gayet sağlıklı görünüyorlar.
Buna rağmen gerçeği en net hatırlayan, en net yorumlayan kişi yine de kurbanın kendisi oluyor Aile içinde yaşanan çılgınlığı ve stresi örtbas etmek için kendini feragat etmesi gerekiyor. Hayatı boyunca aile sırrını taşıyan, saklayan kişi oluyor. Her ne kadar acı çekiyor olsa da, iyi aile imajını korumayı sürdürüyor. Bütün bu acı ve iç çatışma sayesinde genelde ilk yardım isteyende kurban oluyor. Gerçekle yüzleşmeyi reddeden anne-babalar, yaşananları inkar etmeye, kurdukları savunma mekanizmalarını yaşatmaya devam ediyorlar.
Tedaviyle, birçok kurban itibar ve saygınlıklarını, duygusal güçlerini geri kazanmanın yollarını bulabiliyorlar. Bir problem  olduğunu algılayıp yardım istemek, sağlıklı bir beynin olduğu gibi cesaretin de belirtisidir.

[psikolog]

‘ NEDEN TERAPİYE İHTİYACIM VAR? ‘

Çocukluğunuzda cinsel istismara uğradıysanız, aşağıdaki cümlelerin bir çoğu ya da hepsi size doğru gelecektir.

1-   İçinizde derinden gelen yer etmiş, utanç, değersizlik ve suçluluk duyguları mevcut.
2-   Başkaları tarafından kullanılmaya ve sömürülmeye meyillisiniz.
3-   Çevrenizdeki herkesin sizden daha değerli olduğunu düşünüyorsunuz.
4-   Kendi ihtiyaçlarınızı hiçe sayıp hayatınızdaki insanların ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışıyor, böyle davranmazsanız kimsenin sizi sevmeyeceğini düşünüyorsunuz.
5-   Duygularınızı ifade etmekte, özellikle hayır demekte, kızgınlığınızı belli etmekte ve sınır çizmekte zorlanıyorsunuz.
6-   Acımasız ve zalim insanları hayatınıza davet edip onları bir şekilde değiştirebileceğinize, size karşı anlayışlı davranabileceklerine,  sizi sevebileceklerine inanıyorsanız.
7-   İnsanlara güvenmekte zorluk çekiyorsunuz; çevrenizdekilerin sizi aldatacağını, size ihanet edeceklerini, acı vereceklerini düşünüyorsunuz.
8-   Cinsellik konusunda problemleriniz var; seks ve cinsellik sizi rahatsız eden konular.
9-   Hiçbir şey yolunda gitmiyorken her şey yolundaymış gibi davranmayı öğrendiniz.
10-   Başarı, mutluluk ya da iyi bir ilişki hak ettiğinizi düşünmüyorsunuz.
11-   Spontane hareket  etmekte zorlanıp neşeli davranamıyorsunuz.
12-   Kendinizi bir çocukluk yaşamamış gibi hissediyorsunuz.
13-   Kendi çocuklarınıza karşı kızgınsınız, onların hayatlarının sizinkinden çok daha iyi olduğunu düşünüyor, sinirleniyorsunuz.
14-   Normal olmanın ne demek olduğunu merak ediyorsunuz. 

Bu duygular çok önce, daha çocukluğunuzda başladı. Bu kuvvetli bağlardan tek başınıza kurtulmanız çok zor, fakat terapiyle hayatınızı kontrol altına almalarını önleyebilir, sizi esir eden duygulardan tamamen ve başarıyla kurtulabilirsiniz.

[psikolog]

Sevgili Baba,
 Aslında “sevgili” falan değilsin ve babam olmanın tek nedeni bir gece spermini annemin içine salıvermiş olman. Senden nefret ediyorum. Sana acıyorum. Küçük kızının ırzına nasıl geçebilirsin?
Benim özrüm nerede baba? Bekaretim nerede? Özsaygım nerede?
Benden nefret etmeni sağlayacak hiçbir şey yapmadım. Seni heyecanlandırmaya çalışmadım. Küçük kızlar daha dar oluyorlar, öyle mi? Yeni büyümeye başlayan göğüsler seni tahrik ediyor o. ç. ? senin yüzüne tükürmeliydim. Sana karşı gelebilme cesaretini bulamadığım için kendimden nefret ediyorum. Babam olarak sahip olduğun gücü bana tecavüz etmek için nasıl kullanırsın? Bana nasıl acı çektirebilirsin? Benimle nasıl konuşmazsın?
Ben çok küçükken beni denize götürür, okyanus sularında el ele dalgalarla oynardık hatırlıyor musun? Senin mavi gözlerini almıştım, sana güvenim sonsuzdu. Bana saygı duymanı o kadar çok istiyordum ki. Benimle gurur  duymanı.  Benim gözümde çocukların ırzına geçen biri değildin sadece ama umurumda değildi, değil mi? Artık bunlar yaşanmamış gibi davranmayı kabul etmiyorum. Hepsi yaşandı baba ve hala içimde yaşınıyor.
                                 Janine

[psikolog]

...