Gönderen Konu: CUMHURİYETİMİZİN YÜZÜNCÜ YILI KUTLU OLSUN!  (Okunma sayısı 11206 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4383
    • Profili Görüntüle
CUMHURİYETİMİZİN YÜZÜNCÜ YILI KUTLU OLSUN!
« : 19 Nisan 2016, 12:21:49 ös »
PSİKOLOJİ
PSİKOLOGLAR
ve
YALAN RÜZGARI


                                         -Kızım Ayşe Nisan'a iyi baba olmak adına-


İkibinlerin anne babaları seksenlerde zeka testleri kurbanı yapıldı ve büyüklerine yani amcalarına teyzelerine ve dahi öğretmenlerine zeki çocuk olduklarını ispatlamak için hafta sonları sokaklarda oyun oynamak yerine okul kurslarında, hipodromda yarışan atlar gibi yarışırcasına anadolu liselerine hazırlandılar...


Doksanlar ve İkibin başlarında ise psikolojide hiperaktif çocuklar rüzgarı esmeye başladı.. Çağ atlayan eğitim sistemimiz  çocuklar için yeni bir oyun alanı keşfetti: Dersaneler. Cumartesi ve pazar günlerinizi  güle oynaya dersane kantinlerinde geçirebilirdiniz artık. Dikkatiniz dağılmışsa ve çok yerinizde duramıyorsanız hiperaktifseniz çözüm basitti. Anne ve babalar, psikyatristlerden reçete reçete aldıkları ritalinle çocuklarını ilaçladılar... Anadolu ve fen liselerinde bir nesil soru bankaları önlerinde yarış atları gibi yemlenircesine soru çözerek gençliklerini kaybettiler...

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına yaklaşıyoruz ikibinonaltılara geldik ve bir gerçeği yeni yeni keşfediyoruz: Taciz ve tecavüz mağduru kız ve erkek çocukları. Seksenlerin çocukları olan anne babalar çok telaşlı artık. Eğitim sistemi ve öğretmenler tedirgin. Okullarda mucizevi çözümler, eğitimler düzenlenir. Öğretmenler ve veliler taciz-tecavüz konusunda bilinçlendirilir ve bilinç düzeyleri yükseltilir. Eskinin okul müfettişleri yeninin eğitim denetmenleri raporlar düzenlerler. Psikiyatristler, psikologlar, sosyologlar ve sosyal hizmet uzmanları bu soruna da çözüm üretirler yakında..
Anne babaları uyarmış olalım telaşlanmayın. Çözüm yakında sunulur. Çocuklar ders çalışmaya devam etsinler ve sokaklara hiç çıkmasınlar. Sokaklarda oyun oynamasınlar. Bağ bahçelerde gezmesinler. Çocukluklarını yaşamasınlar güzel güzel öğretmenlerini ve anne babalarını dinlesinler derslerini çalışsınlar.
Adile Teyzemiz de yok artık televizyonda masal dinleyemezler. Çocuklar artık ana kuzusu değil bilgisayar kurdu oldular. Maşallah... Teknoloji canavarları ile dans ediyorlar. Alkış..





Okullarımızda sınıflar hababam sınıfı olmadıkça, okul müdürleri Mahmut Hoca olmadıkça eğitim sistemimiz düzelmeyecek galiba..
Bugünün küçükleri yarının büyükleri olamayacak galiba..
Veli toplantısında karne dağıtmadan önce ne diyordu Mahmut Hoca:

" Çocuklarınızın eğitimi ile ne kadar ilgilendiniz? Onlarla arkadaş olup, onları anlamaya, dertlerine sorunlarına ortak ve yardımcı olmaya çalıştınız mı? Gerek öğretmenlerine gerekse ana babalarına yani sizlere hatta memleketlerine faydalı birer insan olarak yetişmeleri için ne yaptınız? Görev ve sorumluluklarını kendilerine hatırlattınız mı? Bir çocuk eline çanta verip okula yollamakla, cebine üç beş kuruş para koyup, okulun köşesine atılmakla eğitilmez. Daha doğrusu ana babanın görevi burada bitmez. Bu yüzden benim kanımca tembel çocuk, hatalı  çocuk, suçlu çocuk yoktur. Hatalı ve hatta suçlu ana baba vardır. "

Çocuklar yeniden oyunla büyüsünler. Sokaklarda büyüsünler. Bahçelerde koşsunlar...

Çocuklar oyunla büyürler...

23 Nisan Çocuk Bayramı bir kez daha yeniden kutlu olsun..
Sevinelim çocuklar övünelim büyükler....
Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı kutlu olsun...



Kutlu Peygamberimiz çocuklara gerçek değerlerini veren gerçek bir baba ve gerçek bir büyük insandır. Bu konuda onlarca anısı örnek olarak sunulabilir. Bir kaç örnek:


Hz. Enes diyor ki:

"Çoluk çocuğuna Peygamberimizden daha şefkatli bir kimseyi görmedim. Oğlu İbrahim'in Medine'nin Avali semtinde oturan bir süt annesi vardı. Beraberinde ben de bulunduğum halde Resulullah sık sık oğlunu görmeye giderdi. Varınca, demircinin duman dolu evine girer, oğlunu kucaklar, koklar, öper ve bir süre sonra da dönerdi."

Peygamberimiz, kızı Fatıma'yı çok severdi. Bir sefere çıkacağı zaman en son ona uğrar, dönüşünde ise önce onun yanma giderdi.


Hz. Fatıma babasını ziyarete geldiğinde ise, Peygamberimiz sevgili kızını karşılamak için ayağa kalkar, alnından öper ve yanına oturturdu.

Hazret-i Fatıma'nın iki oğlu vardı: Hasan ve Hüseyin. Peygamberimiz bu torunlarını çok severdi. Onları kucağına alır, omuzuna çıkarır, okşar, sırtında taşır, oyun oynar, isteklerini yerine getirirdi.

Peygamberimiz dünyasını değiştirdiğinde Hz. Hasan 7, Hz. Hüseyin 6 yaşındaydı. Yani Peygamberimiz hayatta iken Hasan ve Hüseyin çok küçük yaşlarda idiler.


Bir gün Peygamberimiz minberde hutbe okurken Hasan ve Hüseyin'in düşe kalka mescide girdiklerini görür. Konuşmasını yarıda keserek aşağı iner, onları tutar, bağrına basar.

"Cenab-ı Hak, 'Mallarınız ve çocuklarınız sizin için birer imtihan vesilesidir' buyururken ne kadar doğru söylemiştir. Onları görünce dayanamadım" dedikten sonra konuşmasına devam etti.

Hz. Enes de kendi gördüklerini şöyle dile getiriyor:

"Peygamberimizi hutbe okurken gördüm, Hasan dizinin üstündeydi. Ne söyleyecekse halka söylüyor, sonra eğilip çocuğu öpüyor ve 'Ben bunu seviyorum' diyordu."


https://www.youtube.com/watch?v=zTzDY81qv-o


19 Ayşe Nisan 2016
Edirne


psikolog www.huseyinkacin.com

TECAVÜZ MAĞDURU ERKEK ÇOCUKLARININ SESİNİ DUYAN KİMSE YOK MU?

DİPNOT : Taciz ve tecavüz mağduru erkek çocuklarının büyük bir kısmı kaçınılmaz olarak ergenlik döneminde pasif eşcinsel olarak kimlik edinirler. Diğer bir kısmı da seks düşkünü erkek olarak hayatlarına devam ederler. Kız arkadaşları ile büyüleyici aşk serüvenleri diye duygusal başladıkları ilişkilerini seksle sonlandırırlar. İlişkileri kısa sürer ve konuştukça kız arkadaşlarının da çocukken taciz yada tecavüz mağduru olduklarını öğrenebilirler.

Çok ileri derecede olmayan taciz mağduru erkek çocukları ise ergenlik sonrası yetişkinlik dönemlerinde genelde travestilere gitme alışkanlığı edinirler. Travestilere gitme alışkanlığı olan erkekler çocukluklarında kendilerinden büyük erkekler tarafından dokunma yada temas olmadan istismar edilmişlerdir. Bu istismar tecavüz boyutunda değildir. Hatta bilinç düzeyinde unutulmuş bir boyuttadır. Terapilerde irdeledikçe zamanla açığa çıkmaktadır.  Travestilere giden erkeklerin çocukluk yaşantılarında diğer cinsel olay ise anne babalarını sevişirken görmek yada babanın cinsel organını herhangi bir şekilde çıplak görmek söz konusudur. Travestilere giden erkekler her ne kadar sert erkek bıçkın delikanlı görünümüne sahip olsalar da iç dünyalarında özgüven problemleri yaşayan erkeklerdir genellikle...


KESKİN BIÇAK
önce anam sonra babam öteki dünyayı boylayınca
beni yetimhaneye postaladılar
kimsesizim yani
yetimhanede sübyancı bir görevli vardı
hemen bana yanaştı
dokunmaya filan başladı
bir iki üç herif peşimi bırakmıyor bir gece
hani yangın kovaları vardır hani böyle yerlerde
yanlarında kum yangında kullanılan balta filan bilirsin
o baltalardan birini aldım
doğru görevlillerin koğuşuna
sübyancı bir horlamadır tutturmuş
yanına yaklaştım
baltayı kafasına vurdum
kafasını kestim adamın
sen gecen gün sen bana keskin bıçak önce sahibini keser diye bir laf ettin değil mi
işte kesti
göze göz dişe diş

https://www.youtube.com/watch?v=XZH5L1EpsgU


Suskunlar dizisinin konusu neydi ? https://www.youtube.com/watch?v=bA9RHzl7yus

« Son Düzenleme: 19 Nisan 2016, 05:05:20 ös Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4383
    • Profili Görüntüle
Ynt: CUMHURİYETİMİZİN YÜZÜNCÜ YILI KUTLU OLSUN!
« Yanıtla #1 : 19 Nisan 2016, 03:58:11 ös »
TECAVÜZ MAĞDURU ERKEK ÇOCUKLARININ SESİNİ DUYAN KİMSE YOK MU?


 

Zihnimin her parçasında virüs gibi dolanan endişeler.Düşlerime kadar giriyordu,rüyalarımda hemcinslerimle beraber edecek kadar eline geçirmişti beni.Saplantı mıydı neydi?Nereye gitsem benimle. Bari namazda beni rahat bıraksa. Cumadayım;eğilen insanlar,Rab’lerine secde halindeler,benim düşündüğüm şeye bak ya.Ayıp ulan ayıp…
7-8 Yaşıma kadar benim “biricik” ablalarım annem ve yengem. Hepsi beni o kadar çok seviyor ki...banyoda bile benimleydiler.

www.escinselterapi.net

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=486.0

tıklayınız

TECAVÜZ MAĞDURU ERKEK ÇOCUKLARI ....
Onun öncesinde kendi durumundan bahsetmek istiyorum.Durumu iyi olan bir ailede doğdum.küçüklüğüm hep ilgi ve alaka ile geçti.fakat 6 yaşımda annemin bir anlık dalgınlığı ile beni sokakta tek başıma oyun oynamaya bırakması sebebi ile mahalledeki sapık bir fırıncı çırağı tarafından tecavüze uğradım.O andan itibaren hayatım köklü olarak değişti.Annem durumu eve döndüğünden farketti.

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=468.0

yazının devamını okumak için linki tıklayınız!

"eşcinsel olmayı kabul etmek demek; size çocuk yaşta cinsel tacizde bulunan insanı haklı çıkartmak demektir."

GAZETECİ İKLİM BAYRAKTAR " EŞCİNSEL TERAPİ RÖPORTAJLARI "
EŞCİNSEL TERAPİSİ

http://escinselterapi.net/forum/index.php?board=28.0

yazının devamını okumak için linki tıklayınız!

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4383
    • Profili Görüntüle
Ynt: CUMHURİYETİMİZİN YÜZÜNCÜ YILI KUTLU OLSUN!
« Yanıtla #2 : 19 Nisan 2016, 03:58:51 ös »
TECAVÜZ MAĞDURU ERKEK ÇOCUKLARI : ERKEK KİMLİĞİNDEKİ ÇATIŞMALAR

Okul öncesi dönemde tecavüze uğradım ve bu tecavüz olayı tekrarlandı, devam etti. Tabi ki ben bunu aileme söyleyemezdim ve söylemedim. Bir süre sonra bu ben değilim dedim yalnızlığıma. Bu ben olamam. Yüzsüzler annemden istiyorlardı beni. Tabii annemin haberi yok. Gönderiyordu beni.
Dayanamayacak duruma geldiğimde de yalnızdım, yanımda kimse yoktu, danışacak veya en azından anlatıp rahatlamamı sağlayacak kimse. Destek almam gerektiğinin farkına vardığımda Lise 2. sınıftaydım. Sınıfımızın yanında koridorun gereksiz kısmını kullanmak için pimapenden yapılmış ufak bir oda vardı. "Rehberlik Servisi". Sonunda oraya girme cesareti bulmuştum. Öyle böyle zorlanarak anlattım bana rehberlik yapması gereken kişiye. Benimle ilgileniyormuş gibi gözüküyordu, yardım ediyormuş gibi. Hüseyin beyle ikinci seansta anladık ki bana sadece hayatımı mahvetmek için yardım etmiş. Hocanın izlediği yol şuydu: "Bu sapıklara haddini bildirmemiz gerek, bizimde çocuklarım var, haydi polise !". Belki bir yerde doğru ama bir dakika önce benim problemlerimi çözmemiz gerekmiyor mu ? Sesimi çıkaramadım ama. Çocuğum daha heey ? Çocuk polisi amirliğine babamı çağırdılar. Lise 2 tam bir felaketti benim için. Ailemin öğrenmesi, mahkemeler, duruşmalar. Bu sırada İslama yöneldim. Daha öncede içimde yaşıyordum dinimi ama artık derinlemesine bir şeyler yapmak istiyordum. Kendimi çok kısıtladım bu dönem. Sokağa çıkmıyordum, sosyal hayatım tam anlamıyla sıfırdı. Televizyon bile izlemiyordum ki erkek görmeyeyim diye. Olduğumuz bölgeden ayrıldık ve yeni bir sayfa. Hala namaz kılıyorum, Kuran okuyorum. Bu dönem bir yılı aşkın sürdü. Bir sonuca ulaşamadım hala beynimdeki partnerim erkekti. Daha sonra pes ettim ve kabullendim. Kendi isteğimle ilişkiler yaşadım ve bunlar hoşuma gitti. Sonra aileme yalan söyledim. Ben iyileştim(!) bak anne kız arkadaşım var vs...

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1481.0

yazının devamını okumak için linki tıklayınız

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4383
    • Profili Görüntüle
Ynt: CUMHURİYETİMİZİN YÜZÜNCÜ YILI KUTLU OLSUN!
« Yanıtla #3 : 19 Nisan 2016, 03:59:19 ös »
Sosyal Fobi ve Adalet :
Devletin Adaleti vatandaş olarak yaptığımız hataları hiç affetmeden yerine göre en yüksek şekilde cezalandırırken; bu durumla doğru orantılı olarak yaptığımız doğrular ise asla ödüllendirmemektedir. Kötünün cezalandırıldığı oranda doğru vatandaş olmanın ödüllendirilmediği toplumsal koşullarda sosyal fobik bir halk olarak yaşamak mecburiyetindeyiz. Korkulara esir olmuş bir halk özgürlük düşleri kuramaz. Bu sosyolojik sorun varlığını sürdürdüğü sürece insanlar depresyon, panik atak, kişilik bunalımları ve bozuklukları gibi psikolojik sorunlarla yaşamak zorundadırlar. Bir yerden sonra psikiyatristlerin ve psikologların terapi çabaları nafiledir. Devlet vatandaşlarını öncelikle ödüllendirmelidir. Ödülün olduğu yerde güven ve güç vardır. Güven duygusu ve kişilik gücü yerinde bireyler devleti hak ettiği yere taşır. Korkunun ve cezanın olduğu yerde esaret vardır. Özgürlük geleceğe umutla bakabilenlerindir. Her anne baba çocuğunu her anlamda okula gönderirken devlete güvenerek gözü arkada kalmadan teslim edebilmelidir. Bu noktadan sonra kendisine emanet edilen çocukların kaderini nasıl çizerek yönlendirdiği ile bağlantılı olarak başarı da başarısızlıkta devletindir.

http://www.youtube.com/watch?v=Ko3g4CQzrho

Psikolog Hüseyin KAÇIN
0 555 326 22 91

http://www.youtube.com/user/escinselterapi

http://escinselterapi.net/forum/index.php?board=25.0 linki tıklayınız

http://escinselterapi.net/forum/index.php?board=24.0 linki tıklayınız

yazının devamını okumak için linki tıklayınız

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4383
    • Profili Görüntüle
Ynt: CUMHURİYETİMİZİN YÜZÜNCÜ YILI KUTLU OLSUN!
« Yanıtla #4 : 19 Nisan 2016, 03:59:46 ös »
KADIN ve AŞK
Hz Havva zekası ve ruhuyla hayata dokunan ilk insandır. İyi ki eli o yasak ağaca uzanmıştır. İyi ki Hz Adem'in aklını çelmiştir. Böylece hayatın sırrını açığa çıkarmıştır. Aşk ve cinselliği cennetten hediye olarak dünyaya taşımakla görevlendirilmiştir. Allah hayata dair tüm oluşumların nüvelerini kadında gizlemiştir. Bu anlamda kadın hayatın kendisidir. Yüreğinde Hz Havva'ya şükran duygusu beslemeyen insan yücelik mertebesine erişemeyecektir. Kadını yüceltmeyen erkek asla yücelemeyecektir.



http://youtu.be/1KHCfOMHkiQ

http://escinselterapi.net/forum/index.php?board=32.0
yazının devamını okumak için linki tıklayınız

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4383
    • Profili Görüntüle
Ynt: CUMHURİYETİMİZİN YÜZÜNCÜ YILI KUTLU OLSUN!
« Yanıtla #5 : 19 Nisan 2016, 04:33:32 ös »
Erkek Çocuklarda Cinsel Suiistimal
Erkek çocukların da cinsel suiistimal kurbanı olabilecekleri kamuoyunda ya da halk arasında her nedense kabul edilmemektedir. Bu görüşün belli başlı sebepleri aşağıda anlatılmaya çalışılmıştır:
a)   Halk arasında erkek çocukların cinsel suiistimal kurbanı olamayacakları kendini kabul ettirmiş bulunmaktadır. Mağdur erkek çocukların sayısının az olduğu kabul edilir ve bu nenle konu üzerine konuşmanın anlamsız olduğu iddia edilir.
b)   Diğer bir neden de erkek çocukların sosyalize olmaları şeklinde yatabilir. Bilindiği gibi erkek çocukları genelde kendi sorumluluklarını taşıyabilecek ve kendilerini olası tehlikelere karşı koruyabilecek sahip olabilmeleri amacıyla eğitilirler. Onlar hırçınlık ve saldırganlığın , pasifliğe oranla daha verimli bir davranış şekli olduğunu öğrenirler. Bu tür ideallerle yetişen bir erkek çocuktan tüm tehlikelere karşı kendini savunabilmesi beklenir. (sapına kadar bir erkek kendi problemini kendi çözer ve kimsenin yardımına ihtiyaç duymaz!) . aksi takdirde onun erkekliğinde şüphelenilecektir. Erkek çocuklar için kendilerini zayıf bir yaratık gibi gösterebilmeleri imkansız olmaktadır. Onlar korku ve kudretsizlik gibi hisler üzerine konuşamazlar ve hangi şartlar altında olursa olsun hiçbir zaman kurban rolüne girmeyi kendilerine yediremezler.
c)   Bir üçüncü neden de erkek çocuklardaki cinselliğin kız çocuklarından daha başka olduğu görüşüdür. Erkeklerdeki cinselliğin genelde olumlu, heyecan verici ve aktif olduğu kabul edilir. Erkek çocuklar arasında vukuu bulan herhangi bir cinsel ilişki , çocuklar arasında yaş farkı da olsa , bir maceraymış veya en fazlasından uygun olmayan bir cinsel oyunmuş gibi görülür ve kesinlikle cinsel suiistimal çerçevesinde değerlendirilmez.
d)   Suiistimali gerçekleştiren erişkin erkek olduğundan hareket ederek, bir erkek çocuğunun cinsel amaçla kötüye kullanılması tabiatıyla homoseksüelliği(eşcinselliği) konu olarak ortaya çıkaracaktır. Homoseksüellik konusu erkeklerin iktidarda olduğu toplumlarda genelde tabu olan konulardan birisidir ve gerekli olmadığı sürece konuşulmaz. Erkek çocuklar eşcinsel olarak damgalanmaktan korktukları için başlarından geçen suiistimal olayını konuşmamayı yeğleyeceklerdir.  Yalnız çocuklar değil onların anne babaları da aynı şeklide düşünmektedirler. Çocuklarının adını eşcinsel diye çıkarmak yerine , suiistimal olayını inkar etmek , onlar için daha kolay bir davranış şekli olabilecektir.


Cinsel suiistimal çok küçük yaşlarda başlayabilir. Her yaştaki çocuk bu tehlike ile kar karşıya kalabilir. En çok altı ile on bir yaş arasındaki erkek çocuklar cinsel suiistimalin kurbanı olmaktadırlar. İkinci sırayı ı bir ile on dört yaş arası çocuklar almaktadırlar. Bu bilgiler de gösteriyor ki, “ erkek çocuklar  yalnızca ergenlik çağında cinsel suiistimale uğrarlar”  görüşü sadece bir önyargıdır. Çocuksu yapıları kıl ve sakallarının olmayışı , bilgisizlikleri, tecrübesizlikleri ve sevgi ve şefkate ihtiyaçları , bu çocukları tehlikesiz bir yem olarak faillerin tuzağına düşürmektedir.

Erkek çocuklarının cinsel suiistimali de, aynı  kız çocuklarında olduğu gibi belirli safhalar halinde gelişmektedir.
1)   Hazırlık aşaması:  bu aşamada failin amacı çocuklar olan ilişkisini geliştirmek, ona daha fazla yaklaşmak, çocuğun güvenini kayıtsız şartsız kazanmak ve çocuklar yalnız kalabilmenin yollarını aramak olmaktadır. Bilindiği gibi suiistimalci, çocuğun çok iyi ve yakından tanıdığı (öğretmen , antrenör gibi) bir kişi ya da aile fertlerinden (baba, amca , dayı gibi) birisidir. Çocuk bu şahsın kendisiyle yakından ilgilenmesinden dolayı sevinecek ve gurur duyacaktır. Çocuğun güvenini ve sempatisini kazandıktan sonra fail , çocuğu cinsel konular üzerine konuşmaya teşvik eder. Örneğin cinsellik konusunda genel bilgiler vermek , kendi kendini tatmin etmek konusu tartışmak veya porno film izlemek , ya da porno resimlere bakmak  v.s. gibi . bu davranışlar karşılıklı olarak soyunmak , rastlantı gibi gösterilerek cinsel organlara dokunmak , ya da çocuğu cinsellik konusunda aydınlatmak şekline gelişerek , sonunda çocuğun sempatisi ve güveni daha da pekiştirilerek cinsel ilişkiye kadar götürülebilir. Çocukların bu tür oyunlara kendi istekleriyle katılımı , ayrıca hediye veya para vermek yoluyla ödüllendirilir. Bu hazırlık aşamasının amacı çocuğun güvenini kazanmak olduğundan, bu aşamada fail kesinlikle şiddet veya tehdit kullanmaz.
2)   Başlangıç aşaması: cinsel ilişkinin başlangıcı olarak da adlandırabileceğimiz bu aşamada çocuğa yönelik cinsel tacizler artar. Bu tür tacizler cinsel amaçla gerçekleşen bedensel temastan başlayıp , öpücüğe ve daha sonra da ağız ve anüs yoluyla gerçekleşen  cinsel ilişkiye kadar gidebilir.
3)   Suiistimalin gizli tutması aşaması: bu aşamada mağdur çocuğun sır saklayabilmesi fail açısından en azından iki nedenden ötürü çok önemli olmaktadır. Bir yandan fail yaptığı bu çirkin davranıştan dolayı hiçbir şekilde sorumluluğu üzerine almayı düşünmemektedir. (ceza görmesi vs.) . öbür yandan o suiistimali her an yeniden gerçekleştirme olanağını elinden kaçırmamaya çalışacaktır. Demek ki fail bu aşamada çocuğu her koşulda sır saklaması ve aralarında cereyan eden bu cinsel ilişkiyi hiç kimseye söylememesi konusunda ikna etmeyi , ya da onu bu konuda baskı altına almayı deneyecektir. Uzun süren ilişkilerde failin çocuğu baskı altında almasına hiç gerek kalmamaktadır. Çünkü çocuklarda kapana sıkışmış gibi bir his oluşmaktadır. Çocuklarca algılanacak her türlü cinsel kökenli hissi uyanış , fail tarafından çocuğun da bu ilişkiyi istediği ve bundan dolayı da sorumluluğu aynı oranda üzerine alması gerektiği şeklinde yorumlanacaktır. Örneğin;  “senin de hoşuna gidiyor mu? Sen de zevk alıyor musun?”  gibi sorular ( çocuk bu soruları cevaplandırmasa bile) , çocukta suçluluk ve sorumluluk duyguları uyandıracaktır. Hediyeler ve çocuğa tanınan ayrıcalıklar çocukların suçluluk hislerini daha da pekiştirecektir. Bazı erkek çocuklar suiistimali kendi arzularıyla gizli tutmayı yeğlerler.  Çünkü bu çocuklar için suiistimal , ne kadar acı bir deneyim olursa olsun , şefkatli ve bir erişkine yakınlığı yaşayabilecekleri tek yol olmaktadır. Bu çocuklar genelinde ana babaları tarafından her açıdan ihmal edilmiş , sevgiye ve şefkate aç bırakılmış çocuklardır. Bu çocuklar şefkatten yoksun olmalarından ötürü , kendilerinde korku utanç ve şaşkınlık gibi hislerin ortaya çıkmasına rağmen cinsel suiistimal ilişkisinden kopmada güçlük çekeceklerdir. Bazen tehditlerle ( evden atılırsın, yuvaya düşersin, seni “ibne” olarak tanırlar  ya da seni öldürürüm gibi ifadelerle) çocuklar korkutularak susturulmaya zorlanırlar. Sır saklama süresi ne kadar uzun olursa , çocuğun başka bir şahısla konuşup, ondan yardım isteyebilmesi o kadar güç olacaktır. Çocukta gelişecek olan “ben de suçluyum benim hakkımda ne düşünürler? Ben ne yapabilirim ki ?” gibi düşünceler , suiistimal olayının açığa çıkmasını önleyecektir.
4)   Suiistimalin açığa çıkması aşaması: bu aşamada cinsel suiistimal ya rastlantı eseri ( bir üçüncü şahıs tarafından , ya da suiistimalin çocukta bıraktığı izlerden , çocuğun davranış bozukluklarından vs. ) ya da suiistimale uğrayan erkek çocuğun kendisi tarafından açığa vurulacaktır. Bazen çocuklar aids vs. gibi herhangi bir cinsel hastalığa yakalanmaktan , ya da suiistimalin daha da artarak vahim bir hale dönüşeceğinden korkarak olayı açığa vurmayı denerler
5)   bu aşamada failin çocuğu baskı altına almaya çalıştığı izlenmektedir. Failin kendisi ya da çocuğun aile fertleri suiistimale uğrayan çocuğu baskı altına alarak , onun faili suçlamasına engel olmaya çalışabilirler. Burada amaç genellikle faile yönelik olası ceza davasını önleyip , ailenin parçalanmamasını sağlamaktır.

Cinsel Suiistimale Maruz Kalan Erkek Çocukların Duygusal Durumları
   Erkek çocukların cinsel suiistimale karşı davranımları oldukça çeşitlidir. Çocukların gösterebilecekleri en önemli duygu , şaşkınlık duygusu olmaktadır. Şaşkınlık duygusu gerektiğinde birbirine zıtmış gibi görünen geniş boyutlu diğer hisleri de beraberinde getirebilir. Örneğin; cinsel uyanım, tiksinti, acı , zevk vs. gibi.
   Bu çocuklar  homoseksüellik olarak niteledikleri cinsel taciz karşısında kendi erkeklik rolleriyle uyum çelişkisine de düşebilirler. Eğer bu çocuklar kendilerine saldıran erkeklerin evli olduklarını , ya da herhangi bir kadınla cinsel ilişkide olduklarını keşfederlerse , onların eşcinsel olmayacakları izlenimine kapılıp , yalnızca kendilerinin eşcinsel olduklarına inanırlar ve belki de kendilerinin bu erkekleri baştan çıkarmış olabileceklerini zannederler.
   Şaşkınlığın yanında cinsel taciz , kızgınlık hislerinin de oluşmasına yol açar. Çocuklarda faillere karşı öfke hissinin geliştiği görülür. Ne yazık ki bu faile dönük öfke sonradan çocuklar tarafından kendilerine yöneltilir. Kendi kendine öfkelenme , ileride çaresizliğe ve korkuya dönüşecektir. Çünkü çocuklar kendilerini yeterince savunamadıklarını ve faile itiraz etmediklerini düşünecekler ve çaresizliklerini korkuya dönüştüreceklerdir. Çocuklarda izlenilen korkular çok yönlüdür. Örneğin ; herhangi bir bulaşıcı hastalığa yakalanma korkusu, eşcinsel olma korkusu, erkekliğini kaybetme korkusu, ya da yeniden cinsel suiistimale uğrama korkusu gibi
   Cinsel tacizden ötürü bu çocuklar kendilerini kirli hissederler ve böyle bir duruma yalnızca kendilerinin düşüğüne inanarak, bundan utanç duyarlar. Aldıkları hediyeler ve failler tarafından onlara sağlanan ayrıcalıklar onların bu utanç duygularını daha da pekiştirecektir.
Cinsel Suiistimalin Erkek Çocuklardaki Etkileri
   Her nedense halk arasında erkek çocukların kız çocuklarında oranla cinsel suiistimalin etkisinden daha kolay kurtulacakları kabul edilir. Oysa araştırmalar cinsel suiistimalin çocuklarda bıraktığı bazı  izlerin erkek ve kız çocukları da hemen hemen aynı olduğunu göstermektedir. Örneğin konsantre olabilme yeteneğindeki azalma , yemek yeme yada uyku süzenindeki bozukluk , faile benzeyen erkeklere karşı şüpheli bakış, insanlar arasındaki ilişkilerdeki bozukluk , depresyon uyuşturucu ya da alkole bağımlılık , intihara veya fuhşa teşebbüs  vs. gibi. Bunun dışında cinsel suiistimalin erkek çocuklara özgü etkilerini dört ayrı kategori  altında toplamak mümkündür.  Travmalı cinsellik, sosyal ve psikolojik açıdan damgalanma hissi, ihanet ve çaresizlik.
-   Travmalı Cinsellik : travmalı cinsellikle , çocuğun yaşına uygun olmayan  ve altından kalkamayacağı derecede ağır bir cinselliğe zorlanmakta olduğu ve bu durumun çocuğu şaşkınlığa düşürerek , ona hayatı boyunca zarar verebileceği belirtilmek istenmektedir. Çocuğa yakınlığın ve sevginin yalnızca cinsellik yoluyla yaşanabileceği gerçeği öğretilmektedir. Aynı zamanda fail ona cinsellik ve cinsel ahlak üzerine tamamıyla yanlış bilgiler vermektedir. Çocuğun cinsel davranışı sevgi , yakınlık ve hediyelerle ödüllendirilmektedir. Çocuk failin kendisini , ancak onun cinsel arzularını yerine getirdiği zaman seveceğini öğrenir. Erkek çocuklar cinsel suiistimalin sonucu olarak kendi cinsiyetleriyle rol özdeşleşmesine girmekte güçlük  çekecekler ve şaşkınlığa düşeceklerdir. Onların bu şaşkınlıkları cinsel suiistimal sırasında alacakları cinsel zevk oranında daha da artacak ve kendilerinde eşcinsel olmak yönündeki endişeleri körükleyecektir. Bu çocuklar ergenlik çağında kendilerinin eşcinsel olmadıklarını kanıtlamak için özellikle yaşıtlarıyla ilişkilerinde büyük özen, zaman ve çaba sarf etmektedirler. Örneğin onlar gerçek olmasa da kızlarla cinsel  ilişkiye girdiklerini en ince ayrıntısına kadar anlatmaya çalışırlar.  Bunun yanında onlar gerçekten eşcinsel olan , ya da eşcinsellere özgü davranışlar ortaya koyan genç erkeklerden uzaklaşırlar. Mastürbasyon üzerine konuşmayı eşcinsellere özgü bir davranış  gibi algılarlar ve kendileri mastürbasyon yapsalar bile , bunu çevrelerinden gizli tutmaya çalışırlar.  Bu çocuklar her türlü bedensel teması şüphe ile karşılarlar ve bu temasların ardında cinselliğin yattığını kabul ederler. Aynı zamanda her bedensel temas onarla cinsel suiistimal deneyimlerini anımsatacaktır. Bu yüzden onlar her çeşit bedensel temastan kaçınırlar. Küçük çocuklarda izlenen haddinden fazla mastürbasyon , bu çocukların çoğu zaman cinsel suiistimale kurban olduklarına dair bir kanıt olarak görülebilir. Cinselliğe karşı normalin üzerinde ilgi ve zorunlu imiş gibi algılanan cinsel saplantı ve herkesin içinde açıkça mastürbasyonun, küçük yaşta cinsel suiistimale maruz kalmanın açık delilleri olabileceği tespit edilmiştir. Bir çok anneler çocuklarında cinsel suiistimal sonrası buna benzer davranışların arttığın gözlemiş olduklarını onaylamaktadır. Onlar çocuklarının sık sık mastürbasyona yöneldiklerini ve kendilerini çıplak olarak görmekten zevk aldıklarını iç çamaşırlarıyla oynayıp  porno kitabı okuduklarını ve porno resimlerini seyrettiklerini bildirmektedirler. Çocukluğunda cinsel suiistimale uğrayan genç erkekler çocuklara karşı çok ambivalans duygularla yaklaşırlar ve onları okşayıp , kollarına almaktan çekinirler ve kendilerinin fail olarak görülebileceklerini zannederler. Bu erkeklerde cinsel fonksiyon bozuklukları da ortaya çıkabilmektedir. Örneğin; erken boşalma , ereksiyonda güçlük vs. gibi. Bunun, bu kişilerin cinsel temaslara korku ile bakmalarında dayandığı kabul edilmektedir. Öbür taraftan cinsel fonksiyon bozuklukları bu kişilerde depresyona ve ümitsizliğe yol açabilmektedir .
-   Damgalanma : çocuklar cinsel suiistimal sonucunda kendilerinin damgalandıklarını ve kendilerinin diğer erkek çocuklarından farklı olduklarını zannederler. Fail çocuklara kendilerinin de cinsel teması istediklerini ve suiistimalin oluşmasından onların sorumlu olacağı hissini vermeye çalışmaktadır. Çocuk kendi davranışının , faili cinsel suiistimale ittiğine inanacak ve bundan da utanacaktır. Onlar failin genelinde kadınlarla cinsellik yaşadıklarını bilmektedirler ve failin kendileriyle cinselliğe girmelerinden, kendilerinin de kadınca davranışlar ortaya koyduklarına ve  sonuçta faili tahrik ederek, baştan çıkardıklarına inanacaklardır. Bu gibi düşünceler onarlın eşcinsel oldukları yönündeki endişelerini pekiştirir. Bazen anne babalar da cinsel suiistimalin çocuklarını eşcinsel yaptıklarına inanırlar ve çocuklarına karşı tavırlarını değiştirirler. Bu gibi durumlarda çocukların kendilerini suçlu olarak kabul edip utanmaları , onların kendilerine olan güvenlerini azaltacaktır. Sonuçta onlar kendilerini toplum içinde izolasyona çekerler ve arkadaşlarından koparlar. Başka kişilerle oluşabilecek sıkı ilişkiler onları endişeye düşürür. Cinsel suiistimalin kurbanı olduklarının açığa çıkmasından korkarlar. Kendi yalnızlıklarını çekebilmek unutabilmek ya da uyuşturabilmek için bu erkeklerin bazılarında içki, hap, ve uyuşturuculara bağımlılıklarının arttığı gözlenmektedir. Kendilerine zarar verecek davranışların arttığı ve intihar etme eğilimlerinin çoğaldığı saptanmıştır.
-   İhanet: cinsel suiistimale uğramış her çocuk fail tarafından ihanete uğratılmış olmaktadır. Fail çocuğun kendisine olan güvenini manipüle ederek , onun çaresizliğinden yararlanmaktadır. Çocuk yalnızca fail tarafından değil , aynı zamanda diğer büyükleri ( örneğin anneleri) tarafından da ihanete uğradığını hisseder. Çünkü onlar da çocuğa yardım etmemişler ve onu koruyamamışlardır.  Cinsel suiistimale uğraya n çocuklar i çocukluklarının çalındığı hissine kapılırlar. Onlar etraflarına karşı saldırganlık duygusuna kapılabilirler.
-   Çaresizlik : çaresizlik kullanılmanın sonucundan insanlarda oluşan doğal bir davranımdır. Eğer bir çocuk hayır diyebiliyorsa ve bu hayır hiç kimse tarafından ciddiye alınmıyorsa , çocuk ağlayarak , çırpınarak yardım dileğinde bulunuyorsa , kendini koruma çabalarının boşuna gittiğini algılıyorsa ve tüm çabalarına rağmen yine de failin ağlarından kurtulamadığını anlıyorsa , o çocuğun çaresizlik içerisinde depresyona girmesi doğal olacaktır. Çünkü çocuğun bu yöndeki deneyimleri onun ne kadar güçsüz ve zayıf bir yaratık olduğunu anımsatacaktır. Bu çocuklar ileride kendilerini hep beceriksiz olarak göreceklerdir. Büyümüş olsalar bile kendileri hakkında sağlıklı karar verebilme yetenekleri ellerinden alınmış olacaktır. Sonuçta bu çocuklar her şeyden korkan , her yerde tehlike sezinleyen insanlar durumuna düşeceklerdir.

Bunun dışında cinsel suiistimale uğrayan erkek çocuklarda aşağıda sıralanan davranışlarında sık olarak gözlendiği belirtilmektedir.
•   Anneye ya da babaya sıkı bir şekilde bağlanma : genellikle küçük yaşlardaki erkek çocuklarının cinsel suiistimal sonrasında anne veya babalarına sıkı bir şekilde bağlandıkları gözlenmektedir. Cinsel amaçla kullanılan çocukların bir yandan hırçın oldukları , kendi kabuklarına çekilerek  inatçı davranışlar gösterdikleri  ve diğer yandan da bebekler gibi konuşarak, ya da oyunlar oynayarak, bebeklere has davranış şekilleri ortaya koydukları görülmektedir.
•   Başkalarını kontrol edebilme  arzuları: cinsel suiistimale uğrayan çocuklar kendilerinde küçük çocuklara baskı yaparak , onlara karşı öfkeli ve hırçın davranışlarla yaklaşarak , onları kendi kontrolleri altına  almaya çalışırlar. Bu sayede kendilerinin kaybettikleri kontrol hissini yeniden canlandırmak isterler.
•   Korkular: korkuların başında homoseksüel olma korkusu yer almaktadır. İkinci planda ise yeniden cinsel suiistimal kurbanı olma korkusu yatmaktadır. Bu çocuklar kendi yaşıtlarıyla çok ilgilenip , onlarla birlikte  çok vakit geçirerek  kendilerinin “ibne” olmadıklarını kanıtlamaya çalışırlar. Mastürbasyon üzerine hiç konuşmak istemezler. Çünkü onlar için mastürbasyon genelde eşcinsel insanların gerçekleştirdiği bir cinselliktir.
•   Hırçın davranışların artması: çoğu erkek çocuklar cinsel suiistimal sonrası çevrelerine karşı öfkeli ve hırçın davranış içine girerler. Kendilerini kudretsiz zayıf olarak hissederler ve tam bir erkek olamadıklarına inanırlar. Şiddet dolu düşmanca davranış sayesinde , kaybettiklerini sandıkları erkeklik duygularını erkeklik duygularını tekrar elde edebilmek arzusu içerisindedirler. Kendi erkeklik rollerini anımsayabilmek ve bu rollerle tekrar özdeşleşebilmek için kendilerinin erkeklik olarak tanımladıkları davranışları ( öfkeli olmak , hırçınlık ve saldırganlık) ortaya koymaya çalışırlar. Böylelikle kendilerinin de tam bir erkek olduklarını kendilerine kanıtlamaya çalışırlar . onlar belki de cinsel suiistimalin , kendilerinin önceden hırçın ve saldırgan davranışa sahip gaddar bir insan olmadıklarından dolayı başlarına geldiğine inanmaktadırlar. Bu çocukların bir kez daha böyle acı bir olayın kurbanı durumuna düşmemek için hırçınlık ve saldırganlığı deneyeceklerini anlamamak olanaksızdır.
•   Başka çocukları cinsel amaçla kötüye kullanma: çocukluklarında cinsel suiistimale uğrayan erkek çocuklar büyüdüklerinde kendilerini fail durumuna sokarak , çocukları cinsel amaçla kötüye kullanmaya başladıkları görülmektedir. Bu kişiler kendilerinin kullanıldıkları gibi diğer çocukları da aynı şekilde ( tabii ki kendi suiistimal olayında olduğu gibi aynı cinsel davranışı , aynı ortamı, aynı yaştaki çocukları kurban olarak seçerek ) kullanmak isterler.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4383
    • Profili Görüntüle
Ynt: CUMHURİYETİMİZİN YÜZÜNCÜ YILI KUTLU OLSUN!
« Yanıtla #6 : 16 Şubat 2017, 02:18:33 öö »
..