Gönderen Konu: Pedofili / Hebefili ile ilgili kötümserlik : Pessimism about pedophilia  (Okunma sayısı 13103 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
FETULLAH GÜLEN TECAVÜZ MAĞDURU MUDUR?

Fetullah Gülen'i çocukken tecavüz mağduru olmuş birisi olarak düşünürsek pek yanılmış olmayız.

Tecavüz mağduru çocuklar, ergenlik dönemlerinde ve sonrasında yetişkinlik dönemlerinden psikolojik destek almadan kolay kolay kurtulamayacakları, " Çoğul Kişilik Bozukluğu / Disosiyatif Kimlik Bozukluğu " yaşarlar.

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1701.0

yazının devamını okumak için linki tıklayınız


Harvard Ruh Sağlığı Mektupları

Pedofili ile ilgili kötümserlik

Yayınlanma: Temmuz, 2010

Hiçbir tedavisi yoktur. Bu yüzden amaç, çocukları korumak olmalıdır.
Pedofili, henüz ergenlik kazanmamış çocuklara yönelik cinsel cazibe, klinisyenler ve kamu görevlileri için zorlu bir mücadeledir. Parafili olarak sınıflandırılan bu durum, araştırmacıların etkili bir tedavi bulamadığı anormal bir cinsel davranıştır. Diğer cinsel yönelimlerde olduğu gibi, pedofili de pek değişmemektedir. Bu nedenle tedavinin amacı, birisinin pedofil istekleri üzerine hareket etmesini engellemektir - ya çocuklar etrafındaki cinsel uyarılmayı azaltarak ya da bu uyarılmayı yönetme yeteneğini arttırarak. Ancak bunlar, zararları azaltmak için çocuklara erişimi engellemek veya yakın gözetim sağlamak kadar etkili de değildir.
Pedofili anlayışı zamanla gelişti, Zihinsel Bozuklukların Teşhis ve İstatistik El Kitabı'nın (DSM) birbirini izleyen her baskısında bu bozukluğu biraz farklı bir şekilde tanımladı. Güncel baskısı olan DSM-IV, yalnızca cinsel fanteziler veya teşviklerin, ergenlik öncesi çocukları kapsayacak şekilde (13 ya da daha genç olarak tanımlanmaktadır), eğer en az altı ay sürerse, eğer birey onlara yönelik hareket ettiyse ya da belirgin bir sıkıntıya neden olursa bu kategoriye almaktadır(yasal sorunlar dahil). DSM-IV ayrıca, bir kişinin en az 16 yaşında ve çocuktan en az 5 yaş büyük olması gerektiğini belirtir.
Şu anda gözden geçirilen DSM-V taslak sürümü, pedofili tanısında çeşitli değişiklikler önermektedir. Birincisi, bu bozukluğun tanımını ergenlik geçiren çocuklara yönelik olan hebefiliyi de kapsayacak şekilde genişletmektir. Melez kategori pedofili(ergenlik öncesi çocuklara ilgi duyumunu, genellikle 11 yaşından küçük olanlar), hebefili(ergenlik dönemindeki çocukları, genellikle 11 ile 14 yaşları arasında olanlar) ve her ikisini de kapsayan pedohebefiliden oluşmalıdır. Bir başka önemli değişiklikte de taslak, ergenlik öncesi veya ergenlikte olan çocukları içeren pornografik içeriklerin altı ay veya daha uzun süreyle kullanımının pedohebefili semptomu olarak düşünülmesi gerektiğini ileri sürüyor.
•   Anahtar noktalar
•   Pedofili, cinsel yönelimdir ve değişmesi pek mümkün değildir. Tedavi, birisinin cinsel istekleri üzerine davranmaya karşı direncini kazandırmayı amaçlar.

•   Hiçbir müdahale kendi başına çalışacak gibi değildir; hasta motive edildiğinde ve tedavide psikoterapi ve ilaç birleştirildiğinde sonuçlar daha iyi olabilir.

•   Ebeveynler, çocukları içeren birçok cinsel taciz vakasında, failin çocuğun bildiği biri olduğunun farkında olmalıdır.



Araştırmanın sınırlamaları
Bilimsel literatürdeki bir zorluk, pedofili üzerine yapılan çalışmaların çoğunda çocuklara yönelik suçlardan hüküm giymiş erkeklerin bulunması ve uzmanların, 20 çocuğun cinsel istismar vakasında yalnızca bir tanesinin rapor edildiğini tahmin ediyor olmasıdır. Genel nüfusta ne kadar yaygın pedofili bulunduğu belirsizliğini koruyor. Hükümlülerle ilgili araştırma, toplum içinde algılanmadan yaşayan veya dürtülerini kontrol ederken sessizce acı çeken kişiler için geçerli olmayabilir.
Araştırmacılar aynı zamanda çocuk cinsel tacizcilerinin hepsinin pedofili olduklarını da kabul etmiyor. Diğer suçlu türleri, küçük çocukları taciz eden cinsel meraklı veya zalim ergenler, çıkarcı olarak çocukları hedef alan hiperseksüel yetişkinler ve alkol veya uyuşturucu etkisi altında dürtüsel davrananları (erotik bağlılığın haricinde) içerir. Dahası, tüm çocuk cinsel istismar kurbanlarının yaklaşık yarısı 12-17 yaşları arasında (ergenlik sonrası dönem), bu nedenle saldırganlar pedofilinin katı tanımlamasına uymuyor.
Diğer konular üzerinde daha fazla mutabakat var. Pedofilli eğilimleri olan neredeyse tüm kişiler erkektir. Çocuk tacizcileri üzerine yapılan araştırmalar, failin sadece %1 ile %6’sının kadın olduğunu bildirdi. Kişilik bozuklukları veya duygudurum bozuklukları gibi, birlikte ortaya çıkan bozukluklar, pedofili eğilimleri olanlarda sık görülür. Ayrıca, pedofili eğilimleri olan kişilerin yaklaşık %50 ile %70'inde teşhircilik, röntgencilik ya da sadizm gibi başka bir parafil de teşhis edilir.
Eşcinsel veya heteroseksüel bir kimsede gelişen bir şey olmadığını, pedofilinin tamamen farklı bir cinsel yönelim olduğu konusunda fikir birliği var. Pedofilik dürtülere sahip bazı insanlar da yetişkinlere ilgi duyup yalnızca ikincil olarak pedofilik hareket sergileyebilirler. Pedofilik dürtüleri olan insanlar belli bir cinsiyetteki çocuklara ilgi duydukları için literatürde heteroseksüel, homoseksüel veya biseksüel pedofiller olarak tanımlanırlar. Sübyancıların kabaca %9 ile %40'ı çocuklara yönelik cinsel dürtülerinde eşcinsel olduğunu belirtiyor - homoseksüel olduklarını söylemekle aynı şey değildir. Eşcinsel yetişkinlerin, heteroseksüel olanlardan daha yüksek oranda çocuk istismar ettiğini söylemek olası değildir.
Birçok rapor, pedofili eğilimi gösteren çoğu kişinin nihayetinde cinsel isteklerini bir şekilde sergilediği sonucuna varmıştır. Genellikle bu, kendilerini çocuklara ifşa etmeyi, çıplak çocukları izlemeyi, çocukların önünde mastürbasyon yapmayı veya çocukların cinsel organlarına dokunmayı barındırır. Oral, anal veya vajinal penetrasyon daha az yaygındır.
Yırtıcı davranışlarla ilgili korkular geçerli. Dürtüleriyle hareket eden çoğu pedofili, çocukları manipüle ederek ve bunları uygun olmayan davranışlara duygusal olarak duyarsızlaştırarak yapar. Ardından da işi ileri aşamaya taşırlar. Pedofiller bunu yapabilirler, çünkü çoğu durumda çocukları zaten tanıyor veya onlara erişebiliyorlar. Pedofilleri içeren çocuklara yönelik cinsel istismar vakalarının yaklaşık %60 ile %70'inde, akraba, komşu, aile dostu, öğretmen, antrenör, din adamı veya çocukla düzenli temas kuran bir başkasıdır. Yabancılar, çocukları cinsel istismar etme ihtimalleri düşük olsa da, şiddetli saldırılarda bulunma ihtimalleri çok daha yüksektir.
Eylemi tekrarlama tahminleri değişir çünkü çalışmalar bu terimi farklı şekillerde tanımlar. Bir inceleme, daha önce cinsel tacizden hüküm giymiş pedofillerin yeniden tekrarlama oranlarının %10 ile %50 arasında olduğunu tespit etmişti; buna rağmen, bir çocuğa karşı işlenen herhangi bir suçtan hükümlü olmak da bu kapsamda değerlendirilebilir. Daha önce hüküm giymiş sübyancıları inceleyen araştırmalar (ortalama 25 yıllık takip), heteroseksüel sübyancıların dörtte birinin ve eşcinsel veya biseksüel sübyancıların yarısının çocuklara yönelik başka bir cinsel suç işlemeye devam ettiğini ortaya koydu.
Cinsel taciz suçuyla karşı karşıya kaldıklarında, hüküm giymiş sübyancılar çoğu zaman, mağdur olan bir çocuğun baştan çıkarıcı davrandığını veya maruz kaldıklarından hoşnut olduklarını söyleyerek yaptıkları eylemleri mantıklı hale getirmeye çalışırlar. Bu gerçeklik, eş zamanlı olarak antisosyal veya narsisistik kişilik bozukluğunun bir parçası olabilecek bir biçimde, çocuğa karşı empati kuramama anlamına gelebilir.
Bazı araştırmacılar, İnternet topluluklarının pedofili eğilimli insanlar için büyümesinin, kullanıcıları cinsel istekleri doğrultusunda hareket etmesinden veya yakalanmaktan nasıl kaçınılacağı konusunda bilgi paylaşımına teşvik etmesinden korkuyor. Ancak diğer yorumcular, bu çevrimiçi toplulukların, kolluk kuvvetlerinin potansiyel suçluları cezbedip kandırarak, suç işlemelerine mahal vermeden, daha kolay yakalanmalarını sağladığını belirtti.
Yönetim seçenekleri
Tedavi yalnızca, pedofili olan bir hasta, zihinsel sağlık uzmanlarının değerlendirmesini zorlaştıran davranışlarını kontrol etmeye meyilli ve kararlıysa etkindir. Tedavi psikoterapiyi ve ilacı birleştirdiğinde sonuçlar daha iyi olur.
Psikoterapi. Pedofili tedavisinde kullanılan birçok psikoterapi, bilişsel davranış terapisinin ilke ve tekniklerini içermektedir. Terapinin odağı, hastanın davranışıyla ilgili gerçeklikleri tanımasını ve üstesinden gelmesini sağlamaktır. Buna ek olarak terapi, empati eğitimi ve cinsel dürtü kontrolünde teknikler içerebilir.
Cinsel suçlularla birlikte kullanılan, nüks önleme olarak bilinen en yaygın bilişsel davranış terapisi türü, bağımlılık tedavisine dayanmaktadır. Nüksün önlenmesi, hastanın çocuğa cinsel istismar veya saldırı riskini artıran durumları öngörmesine yardımcı olmak ve onlardan kaçınılması veya bunlara daha üretken cevap vermenin yollarını bulmak için hazırlanmıştır. Kontrolsüz ve rastgele olmayan çalışmaları içeren incelemeler, nüks önleme programlarının tekrar suç işlemeyi azalttığını ortaya koymuştur. Ancak, sadece rastgele kontrollü bir araştırma, bir nüks önleme programının ne kadar etkili olduğunu değerlendirdi ve çocukları istismar edenlerin yanı sıra erişkinlere saldıran cinsel suçluları da içeriyordu. Ortalama sekiz yıllık bir süre sonrasında, nüks önleme tedavisi gören cinsel suçlularla tedavi almayan kontrol grupları arasında, tekrar suç işlemede önemli bir fark bulunmadı.
Bir pedofili fantezi ya da arzuyu mide bulantısı, elektrik çarpması ya da kötü koku gibi rahatsız edici bir hisle ilişkilendirmeye yönelik bir davranışsal yöntem olan hoş olmayan caydırıcı davranışsalcılık, bir zamanlar popülerdi. Bir inceleme, caydırıcı düzenlemenin bir kişinin kısa vadede cinsel çekiciliği kontrol etme kabiliyetini artırabileceği sonucuna varsa da, bu yaklaşımın zamanla etkili olduğuna dair bir kanıt bulunmamaktadır.
İlaç tedavisi. Erkek hormon testosteron üretimini baskılayan ilaçlar, cinsel isteğin sıklığını veya şiddetini azaltmak için kullanılır. Fiziksel hadım başka bir seçenek olsa da, testosteron baskılama, takip eden araştırmalara olan ihtiyaçlar neticesinde durumları gözlemleyebilme gibi avantajlar sunar. Testosteron bastırmanın cinsel arzuyu azaltması üç ila 10 ay sürebilir.
Araştırmacılar, bir zamanlar, pedofili tedavisinde seçici serotonin geri alım inhibitörlerinin (SSRI'lar) potansiyeli konusunda iyimser davrandılar. Ancak yalnızca vaka raporları ve açık etiketli araştırmalar SSRI'ların yararlı olduğunu buluyor; bu randomize, plasebo kontrollü çalışmalarda gösterilememiştir. Bununla birlikte, SSRI'lar diğer tedavilere yararlı bir yardımcı olabilir, çünkü sadece cinsel yansımaları ve istekleri bastırmakla kalmaz, aynı zamanda dürtü kontrolüne yardımcı olurlar.
Çocuklarda cinsel istismarın önlenmesi
Megan Yasası ve Adam Walsh Yasası gibi devlet programları, hüküm giyen cinsel suç suçlularının nerede yaşayabilecekleri ve çalışabileceklerini sınırlamaya çalışıyorlar. Bu arada, okul ve toplum temelli eğitim programları, çocukları tehlikeye sokabilecek durumların nasıl saptanacağı, çocukları daha az mağdur haline getirmek için hassasiyetsiz hale getirecek uygunsuz dokunma gibi davranışların nasıl tanımlanacağı ve çocukların kendilerini nasıl koruyabileceği konusunda tavsiyeler sunar.
Maalesef, bu çabaların ne kadar etkili olduğuyla ilgili çok az kanıt var. Eğitim programlarının etkililiğini değerlendiren birçok çalışma, küçük çocukların uzun vadeli sonuçlar yerine öğretilen kavramları anlamaları gibi belirli bileşenleri incelemiştir. Bu eğitim programlarının aslında çocuklukta cinsel istismarı engelleyip önlemediği ile alakalı sadece iki gözlemsel çalışma incelendi; biri yararının olduğunu belirtirken, diğeri yararının olmadığı sonucuna varmıştır.
"Hemen Durdur" (www.stopitnow.org) gibi diğer halk eğitim programları, bir çocuğun cinsel istismar edildiğinden şüphelenen, ancak müdahale etmenin en iyi yolunu bilemeyen insanları hedef alır. Ön araştırma, bu tür programların yardımcı olabileceğini önermektedir.
Pedofiliyi daha iyi anlamak ve cinsel suçlardan önce müdahale yollarını bulmaya çalışan araştırmacılar, şimdi mahkeme kararından ziyade toplumun yardımına gönüllü olarak başvuran kişileri içerecek şekilde çalışma nüfusunu genişletmeye çalışıyor. Bunun bir örneği, Berlin Üniversitesinde bulunan Önleme Projesi Dunkelfeld'tir. "Dunkelfeld" kelimesi, "karanlık alan" kelimesinin Almanca'sıdır ve pedofili eğilimli kişilerin çoğunun, suçlardan yargılanmadığı veya suçlardan hüküm giyilmediği için toplulukta görünmez kalması anlamına gelmektedir. Proje, kasıtlı olarak, katılımcıları işe almak için yargılayıcı olmayan dili medya reklamlarında kullandı. ("Cinsel arzunuzdan dolayı suçlu değilsiniz, ancak cinsel davranışlarınızdan siz sorumlusunuz, yardım var.") Şimdilik, projenin ön raporları klinisyenler için hiçbir rehberlik sağlamıyor.
Bazı cesaret verici haberler var. Kolluk ajansları tarafından kaydedilen ABD çocuklarına yönelik cinsel suçlar, 1992 ve 2006 yılları arasında %53 geriledi. Bir inceleme, ekonomik büyüme, polis teşkilatında ve çocuk koruma çalışanlarının sayısının artması, çocuğun tespiti ve her türlü cinsel suçlu ve saldırganın kovuşturulması için daha büyük çaba gösterilmesi yönünde dört muhtemel açıklama belirledi.
It is unclear whether these factors are reducing activity by people with pedophilia, because the original data and the review are not limited to individuals with the disorder. Until we know more, parents and others who want to protect children from pedophiles are best advised to watch for the subtle stalking behaviors that may precede physical contact — and to remember that most sex offenders of any type approach children they know.
Bu faktörlerin pedofili hastalarının aktivitelerini azalttığı belli değildir çünkü orijinal veriler ve incelemeler, bozukluklara sahip olan bireylerle sınırlı değildir. Çocukları pedofillerden korumak isteyen ebeveynlerin ve diğer kişilerin, daha fazla bilgi edinene kadar, fiziksel temastan önce gelen ufak takip davranışları izlemeleri ve çoğu cinsel saldırganın tanıdıkları çocuklara yaklaştıklarını bilmeleri gerekir.
Blanchard R. "Pedofili için DSM Tanı Kriterleri", Cinsel Davranış Arşivleri (Nisan 2010): Cilt. 39, No. 2, s. 304-16.
Salon RC. "Pedofili Profili: Suçluların Tanımı, Suçluların Niteliği, Recidivism, Tedavi Sonuçları ve Adli Sayılar", Mayo Clinic Proceedings (April 2007): Vol. 82, No. 4, s. 457-71.
Seto MC. "Pedofili," Yıllık Gözden Geçirme Klinik Psikoloji (2009): Cilt. 5, s. 391-407.
Daha fazla referans için lütfen www.health.harvard.edu/mentalextra adresini ziyaret edin.
« Son Düzenleme: 18 Ocak 2018, 02:40:40 ös Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
FETULLAH GÜLEN TECAVÜZ MAĞDURU MUDUR?

Fetullah Gülen'i çocukken tecavüz mağduru olmuş birisi olarak düşünürsek pek yanılmış olmayız.

Tecavüz mağduru çocuklar, ergenlik dönemlerinde ve sonrasında yetişkinlik dönemlerinden psikolojik destek almadan kolay kolay kurtulamayacakları, " Çoğul Kişilik Bozukluğu / Disosiyatif Kimlik Bozukluğu " yaşarlar.

Tecavüz konusunda enlemesine derinlemesine hiç bir şekilde  bilimsel çalışmalar yapılmadığı için bu konuda iz sürmek kolay olmasa gerek. Düşünce açılımı sağlamak açısından Fethullah Gülen'in Küçük Dünyam ve Turan Dursun'un Kulleteyn kitabını da okumanızı önermiş olalım. Fetullah Gülen ve Turan Dursun din alanında iki fenomen olmuş isim olarak hayat hikayelerini kendi kalemlerinden yazarken bilinçaltlarına dair sırlar da vermişler.

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1701.0

yazının devamını okumak için linki tıklayınız

Devletin Terörü Çözmek İçin Bilmesi Gereken:Tecavüz ve Travma Aç Parantez Ensest

Terör: Tecavüz ve Travma...

psikolog www.huseyinkacin.com

Devletimiz tecavüzü ve travmayı görmeden, bilmeden, terörü anlayamayacak. Baba travması, çoğunun her şeyden önce otoriteyle sorun orada başlıyor!

Güvensiz bağlanma + zıtlaşma bozukluğu \ istismar + antisosyal kişilik = bir teröristin hayatıdır.
Travması olmayan terörist var mıdır?

Artık üstü örtülmüyor taciz ve tecavüzlerin...
Devlet artık aynaya bakmak ve kirlenmiş yüzünü yıkamakla yükümlüdür.

Terör ve teröristleri doğuran ve besleyen kaynaklar; travma ve tecavüz konuları ele alınmadan anlaşılamaz.
Kardeş teröristler, bilinçaltlarındaki hangi kirlenmişliklerden arınmak adına kendilerini yok ederek Işid'in vaat ettiği sahte cennete kahraman olmak yanılgısı ile yürümektedirler..

İpucu ister misiniz? Terör, taciz ve tecavüz derken bir de ensest ne demektir acaba diye düşünmenizi öneririz.
Işid, bu kardeşleri hangi tesadüfler sonucunda buluyor ve patlamaya hazır bir bomba olarak yetiştiriyor?
Fetullah Gülen, o kadar okumuş yazmış adamı nasıl oluyor da etkiliyor? Cevabı olmayan bir soru gibi duruyor ama muhakkak bir cevabı olsa gerek en bilimselinden.

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1720.0


yazının devamını okumak için linki tıklayınız
« Son Düzenleme: 18 Ocak 2018, 01:22:00 ös Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Die Homosexuelle Therapie & Die Homosexuelle Behandlung
Hüseyin Kaçın : ‘’ Die Annäherung der Geistlichen über Homosexualität ist imperfekt und begrenzt . ‘’
- Die homosexualität ist verboten in Islam als vielee Menschen . Aber manche Menschen denken dass es nicht verboten ist . Als manche Menschen , es ist eine Sünde wie Alkohol zudrinken , zulügen ; und das interessiert ihm selbst . Welche Gruppe hat Recht für sie ?
An dem homosexuelle-therapie Prozess , kann mann nicht einen religiöse Blickwinkel erzählt . Näht mann zum Jung , der eine Behandlung sucht , ohne mit dem psychologische-entwicklung Prozess Winkel.. Die religiöse Konzepten wird nicht an diesem Prozess untersucht . Wir wollen nicht , dass die homosexuelle Persönen an dem homosexuelle-therapie Prozess mit dem religiöse Winkel schauen. Weil , wenn die jungen mit den ‘’ es ist eine Sünde ‘’ , ‘’ die Leute von Sodome ‘’ , ‘’ zubrennen in der Hölle ‘’ Dachten lebt , wird ihre Homosexualität bleibend .
Die Annäherung der Geistlichen über Homosexualität ist imperfekt und begrenzt . Daneben , sie lösen nicht die Homosexualität , im Gegenteil befehlen sie der ‘religiöse schwule’ Begriff . Sie bieten zugedulden und sagen ‘’wenn du homosexuelle Gefühlen hast ; verheirate nicht , lebe ohne zusündigen , wirst du deiner preis in dem Paradies nehmen .’’ . Diese Gedachten verstärkt den religiöse-homosexuell Begriff.
Religiöse-blickwinkel hat eine Schützere Rolle , aber keiner heilsame-Effekt . Wenn ein Jung, die homosexuelle Richtung oder Lebe hat , Unruhe hat , soll er/sie mit einer Psychologe , die über homosexuelle-therapie erfahrener ist , homosexuelle-Therapie machen .
http://escinselterapi.net/forum/index.php?board=25.0
'' Kliken Sie um mehr zu lesen ''

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
GAY THERAPY
The way homosexuals feel themselves as quilty,angry, depressive is a very common occassion. to act as a homosexual even it is not suitable for ones "being, existence and soul"(!) can lead these persons to depression. Homosexuality is a traumatic aspect of a mislead childhood often neglected by parents. Thus, homosexual...ity is a gender disorder, pathologic disorder and a menthal disorder. Thus physchology as a science has the responsibility to search, analyze the structure and the reasons of homosexuality and will always have it. According to this theory not remediating the homosexuals who want to get rid of their homosexuality and calling it "not remediable" is an attitude insulting homosexuals and is immoral.


http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=429.0

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Harvard Mental Health Letter
Pessimism about pedophilia
Published: July, 2010
There is no cure, so the focus is on protecting children.

Pedophilia, the sexual attraction to children who have not yet reached puberty, remains a vexing challenge for clinicians and public officials. Classified as a paraphilia, an abnormal sexual behavior, researchers have found no effective treatment. Like other sexual orientations, pedophilia is unlikely to change. The goal of treatment, therefore, is to prevent someone from acting on pedophile urges — either by decreasing sexual arousal around children or increasing the ability to manage that arousal. But neither is as effective for reducing harm as preventing access to children, or providing close supervision.

The understanding of pedophilia has evolved over time, so each successive edition of the Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM) has defined this disorder in a slightly different way. The current edition, DSM-IV, categorizes pedophilia as a disorder only if the sexual fantasies or urges involve prepubescent children (defined as 13 or younger), if they last at least six months, if the individual has acted on them, or if they cause marked distress (including legal problems). The DSM-IV also specifies that a person be at least 16 years old and at least five years older than the prepubescent child.

The draft version of DSM-V, now undergoing review, proposes several changes to the diagnosis of pedophilia. One is to expand the definition of this disorder to include hebephilia, an attraction to children who are going through puberty. The hybrid category, pedohebephilia, would consist of the pedophilic type (attracted to prepubescent children, generally younger than 11), the hebephilic type (attracted to pubescent children, usually ages 11 through 14), and the pedohebephilic type (attracted to both). In another significant change, the draft suggests that the use of pornography depicting prepubescent or pubescent children for six months or longer should be considered a symptom of pedohebephilia.

Key points
Pedophilia is a sexual orientation and unlikely to change. Treatment aims to enable someone to resist acting on his sexual urges.

No intervention is likely to work on its own; outcomes may be better when the patient is motivated and treatment combines psychotherapy and medication.

Parents should be aware that in most sexual abuse cases involving children, the perpetrator is someone the child knows.

Limitations of research
One challenge in the scientific literature is that most of the studies on pedophilia have involved men convicted of crimes against children, and experts estimate that only one in 20 cases of child sexual abuse is reported. It remains unclear how prevalent pedophilia is in the general population. Research on convicts may not apply to people with pedophilic tendencies who live without detection in the community or suffer silently while controlling their impulses.

Researchers also do not agree about what proportion of child sex abusers are pedophiles. Other types of offenders include sexually curious or abusive adolescents who molest younger children, hypersexual adults who opportunistically target children, and people who act impulsively (rather than in response to erotic attachment) under the influence of alcohol or drugs. Moreover, about half of all child sexual abuse victims are 12 to 17 years old (postpubescent), so their assailants don't meet the strict definition of pedophilia.

There is more agreement on other issues. Nearly all people with pedophilic tendencies are male. Studies of child molesters have reported that only 1% to 6% of perpetrators are female. Co-occurring disorders, such as personality disorders or mood disorders, are common in people with pedophilic tendencies. And about 50% to 70% of people with pedophilic tendencies are also diagnosed with another paraphilia, such as exhibitionism, voyeurism, or sadism.

Consensus now exists that pedophilia is a distinct sexual orientation, not something that develops in someone who is homosexual or heterosexual. Some people with pedophilic urges are also attracted to adults, and may act only on the latter urges. Because people with pedophilic urges tend to be attracted to children of a particular gender, they are sometimes described in the literature as heterosexual, homosexual, or bisexual pedophiles. Roughly 9% to 40% of pedophiles are homosexual in their orientation toward children — but that is not the same as saying they are homosexual. Homosexual adults are no more likely than heterosexuals to abuse children.

Several reports have concluded that most people with pedophilic tendencies eventually act on their sexual urges in some way. Typically this involves exposing themselves to children, watching naked children, masturbating in front of children, or touching children's genitals. Oral, anal, or vaginal penetration is less common.

Fears about predatory behavior are valid. Most pedophiles who act on their impulses do so by manipulating children and gradually desensitizing them to inappropriate behavior. Then they escalate it. Pedophiles are able to do this because in most cases they already know the children or have access to them. In about 60% to 70% of child sexual abuse cases involving pedophiles, the perpetrator is a relative, neighbor, family friend, teacher, coach, clergyman, or someone else in regular contact with the child. Strangers are less likely to sexually abuse children — although they are more likely to commit violent assaults when they do.

Estimates of recidivism vary because studies define this term in different ways. One review found recidivism rates of 10% to 50% among pedophiles previously convicted of sexual abuse, although this could include anything from an arrest for any offense to reconviction on a crime against a child. One long-term study of previously convicted pedophiles (with an average follow-up of 25 years) found that one-fourth of heterosexual pedophiles and one-half of homosexual or bisexual pedophiles went on to commit another sexual offense against children.

When confronted about sexual abuse, convicted pedophiles often rationalize their actions, such as insisting that a victimized child acted seductively or enjoyed the encounter. These rationalizations may reflect an inability to empathize with the child, which could be part of a co-occurring antisocial or narcissistic personality disorder.

Some researchers fear that the growth of Internet communities for people with pedophilic tendencies may encourage users to act on their sexual urges and share information about how to elude detection. But other commentators note that these online communities actually make it easier for law enforcement officials to lure and entrap potential offenders before they commit a sexual crime.

Management options
Treatment is effective only if a patient with pedophilia is motivated and committed to controlling his behavior — attributes that are difficult for mental health professionals to assess. Outcomes are better when treatment combines psychotherapy and medication.

Psychotherapy. Most psychotherapies used to treat pedophilia incorporate the principles and techniques of cognitive behavioral therapy. The focus of therapy is to enable the patient to recognize and overcome rationalizations about his behavior. In addition, therapy may involve empathy training and techniques in sexual impulse control.

The most common type of cognitive behavioral therapy used with sex offenders, known as relapse prevention, is based on addiction treatment. Relapse prevention is intended to help the patient anticipate situations that increase the risk of sexually abusing or assaulting a child, and to find ways to avoid or more productively respond to them. Reviews that have included uncontrolled and nonrandomized studies concluded that relapse prevention programs reduced recidivism. Only one randomized controlled trial has evaluated how effective a relapse prevention program was, however, and it included sex offenders who had assaulted adults as well as those who hurt children. After an average of eight years, there was no significant difference in recidivism between sex offenders who underwent relapse prevention therapy and controls who did not undergo treatment.

Aversive conditioning, a behavioral method directed at associating a pedophilic fantasy or desire with an unpleasant sensation such as nausea, an electric shock, or a bad smell, was once popular. Although a review concluded that aversive conditioning might increase someone's ability to control sexual attraction to children in the short term, there is no evidence that this approach is effective over time.

Drug treatment. Drugs that suppress production of the male hormone testosterone are used to reduce the frequency or intensity of sexual desire. Although physical castration is another option, testosterone suppression offers advantages such as the need for follow-up visits (which aids in monitoring behavior). It may take three to 10 months for testosterone suppression to reduce sexual desire.

Investigators were once optimistic about the potential of selective serotonin reuptake inhibitors (SSRIs) in treating pedophilia. But only case reports and open-label trials find that SSRIs are helpful; this has not been demonstrated in randomized, placebo-controlled trials. However, SSRIs may be a useful adjunct to other treatments, because they not only subdue sexual ruminations and urges but also help with impulse control.

Preventing child sexual abuse
State programs such as Megan's Law and the Adam Walsh Act seek to limit where convicted sex crime offenders may live and work. Meanwhile, school- and community-based educational programs offer advice about how to identify situations that may endanger children, how to recognize behaviors such as inappropriate touching that may desensitize children so that they are more easily victimized, and how children can protect themselves.

Unfortunately, little evidence exists about how effective these efforts are. Most studies that have evaluated the efficacy of educational programs have examined specific components, such as whether young children understand the concepts being taught, rather than long-term outcomes. Only two observational studies have examined whether these educational programs actually prevent childhood sexual abuse; one concluded that it did, while the other found no benefit.

Other public education programs, such as "Stop It Now" (www.stopitnow.org), target bystanders — people who suspect that a child is being sexually abused, but may not know how best to intervene. The preliminary research suggests that such programs may help.

In an effort to better understand pedophilia and find ways to intervene before sexual crimes occur, researchers are now trying to broaden study populations to include people who voluntarily seek treatment in response to community outreach rather than a court order. One example of this is Prevention Project Dunkelfeld, based at the University of Berlin. The word "dunkelfeld" is German for "dark field," and refers to the fact that most people with pedophilic tendencies remain invisible in the community because they have not been charged with or convicted of crimes. The project deliberately used nonjudgmental language in media advertisements to recruit participants. (One example: "You are not guilty because of your sexual desire, but you are responsible for your sexual behavior. There is help.") So far, the project's preliminary reports offer no guidance for clinicians.

There is some encouraging news. Sexual crimes against U.S. children, as recorded by law enforcement agencies, declined 53% between 1992 and 2006. A review identified four possible explanations for the decline: economic growth, increased numbers of police and child protection workers, greater efforts to identify and prosecute child sex offenders of all types, and increased treatment of aggressive behavior.

It is unclear whether these factors are reducing activity by people with pedophilia, because the original data and the review are not limited to individuals with the disorder. Until we know more, parents and others who want to protect children from pedophiles are best advised to watch for the subtle stalking behaviors that may precede physical contact — and to remember that most sex offenders of any type approach children they know.

Blanchard R. "The DSM Diagnostic Criteria for Pedophilia," Archives of Sexual Behavior (April 2010): Vol. 39, No. 2, pp. 304–16.

Hall RC. "A Profile of Pedophilia: Definition, Characteristics of Offenders, Recidivism, Treatment Outcomes, and Forensic Issues," Mayo Clinic Proceedings (April 2007): Vol. 82, No. 4, pp. 457–71.

Seto MC. "Pedophilia," Annual Review of Clinical Psychology (2009): Vol. 5, pp. 391–407.

For more references, please see www.health.harvard.edu/mentalextra.

https://www.health.harvard.edu/newsletter_article/pessimism-about-pedophilia

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Eşcinsel Hakları: Sırada Pedofili Hakları mı Var?
 “Gerçek şu ki; homoseksüelliği normalleştirmek için yaygın olarak kullanılan temel argümanların tümü, pedofiliyi normal hale getirmek için de kullanılmaktadır”
Michael Brown



GAYS RIGHTS MAY OPEN DOOR FOR PEDOPHILE RIGHTS

Kısa bir süre önce ABD Yüksek mahkemesi tarafından eşcinsel evlilik lehinde alınan karar yakında pedofililerin de ayrımcılığa tabi tutulduklarını ileri sürmelerine imkân sağlayabilir. Northern Colorado Gazette’den Jack Minor, ”Gay hakları aktivistleri tarafından kullanılan aynı taktiklerle pedofililer, çocuklara yönelik duydukları arzunun heteroseksüel veya homoseksüellerinkinden farklı olmayan bir cinsel yönelim olduğunu söyleyerek benzer bir statü isteyebilirler” diyor.

Minor,“Psikiyatristler birkaç yıl önce yeniden tanımlanan homoseksüellik kavramı gibi şimdi de pedofili kavramının yeniden tanımlanmasını savunuyorlar” notunu düşüyor.

Uzun bir süre ruhsal bir rahatsızlık olarak tanımlanan homoseksüellik, 1973 senesinde Amerikan Psikiyatri Derneği (APD) tarafından ruhsal rahatsızlıklar listesinden çıkarılmıştır.

Yakın zaman önce kendilerini “gayri reşitlerden- etkilenenler” olarak tanımlayan B4U-ACT adındaki bir organizasyon tarafından düzenlenen sempozyumda, APD’nin Ruhsal Bozukluklar Teşhis ve İstatistik el kitabında yer alan pedofili kavramının yeniden tanımlanması önerilmiştir.

B4U-ACT ve diğer pedofili savunucusu organizasyonlar, bir APA raporuna dayanarak; “erişkinlerin çocuklarla seks yapmasından kaynaklanan potansiyel olumsuzluğun “abartıldığını” ve yetişkin birçok kadın ve erkeğin çocukluklarında yaşadıkları cinsel istismardan dolayı olumsuz bir cinsel etki yaşamadıklarını belirttiklerini “iddia etmiştir.

2013 senesinde Demokrat Kaliforniya Kongre Temsilcisi Jackie Speier, kişinin cinsel yöneliminin değiştirilmesine yönelik yönlendirmenin yasaklanması ile ilgili bir eyalet kanununun, federal hale getirilmesi önerisinde bulunmuştur.

Yasaya muhalif çevreler, pedofilinin burada cinsel bir yönelim olarak tanımlandığını ve bu durumun homoseksüellere tanınan aynı hakların talep edilmesine yol açabileceğini ifade etmektedir.   

Pacific Justice Institute başkanı Brad Dacus, (yasada) kullanılan dilin geniş kapsamlı ve muğlak olduğunu ve muhtemelen pedofili de dâhil olmak üzere her tür cinsel yönelimin bu kapsama girebileceğini ifade etmektedir.  Dacus: “Sadece yönelim değil aynı zamanda bu yönelime müdahale de koruma kapsamına alınmaktadır” diyor. 

Cumhuriyetçiler tarafından savunulan ve pedofilinin bir cinsel yönelim olmadığının ifade edilmesine yönelik bir yasa değişikliği, Demokratlar tarafından engellenmiştir. Demokrat Florida Kongre Temsilcisi Alcee Hastings, bütün alternatif cinsel hayat tarzlarının kanunla korunması gerektiğini ifade etmiştir.

The New York Times’da 2014 senesinde yayınlanan bir makalede (1) pedofililerin sivil hakları savunulmaktadır. Belirtilen makalede Rutgers Üniversitesi hukuk dalında öğretim üyesi olan Margo Kaplan, “Çocuklardan cinsel anlamda etkilenen insanların yaklaşık yüzde birinin bu rahatsızlıklarını, tanıdıkları herkesten saklamak zorunda olduğunu veya eğitim ve meslek fırsatlarını kaybetme riskini alarak taciz ve hatta şiddet ihtimali ile karşı karşıya olduklarını” yazmaktadır. Bu görüş, temelde homoseksüellik için kullanılan argümanla aynıdır.

Michael Brown: “Gerçek şu ki; homoseksüelliği normalleştirmek için yaygın olarak kullanılan temel argümanların tümü, pedofiliyi normal hale getirmek için de kullanılmaktadır” diyor. (2)   

WorldNetDaily (WND) yazarı Jerome Corsi, gelecek olan bir sonraki “cinsel haklar” devriminin pedofili ile alakalı olacağı yönündeki endişelerini dile getiriyor. Corsi, Alfred Kinsey ve Kinsey Institute tarafından yapılan “seksüel varyasyonlar” araştırması sonrasında ortaya çıkan seksüel pataloji normalleştirmesine dikkatleri çekiyor. (3)

Corsi’nin 2010 senesinde Judith Reisman tarafından yazılan “Seksüel Sabatoj” isimli kitaptan yaptığı alıntı şöyle:

“Kanunlarımız artık Yahudi-Hristiyan ahlakına değil; eşini aldatan, zinakâr, kürtaj yanlısı, porno bağımlısı, kendi kendini tatmin eden, iktidarsız, sadist, mazoşist, biseksüel, homoseksüel, teşhirci, röntgenci ve çocuk istismarcısı insanların yer aldığı bir dünyaya, Kinsey’in ahlaksız ‘ahlakına’ dayanmaktadır. Bu gerçekleri kabullenmek güç ancak elzemdir. Amerikalılar, neyin yanlış gittiğini ve nasıl olup da aile merkezli, kusurlu ancak onurlu bir ülkeden, seks takıntılı ve vahşi bir ülkeye dönüştüğümüzü idrak etmelidir.”

KURT NIMMO / 02 Temmuz 2015



Tamer Güner, 10.07.2015, Sonsuz Ark, Çevirmen Yazar, Çeviri,


http://www.sonsuzark.com/2015/07/sa1512tg134-escinsel-haklar-srada.html?spref=tw

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Sabah yazarı Göktürk hakkında ''sübyancılığı savunmak'' iddiasıyla suç duyurusunda bulunuldu
Avukat Cevat Balta, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na bugün sunduğu dilekçede, Göktürk'ün, Sabah Gazetesi'nde 9 Ocak tarihinde yayınlanan köşe yazısında ''Çocuk Pornosu'' konusunu işlediğini, 10 Ocak tarihli Hürriyet Gazetesi'nde de konuya ilişkin düşüncelerini anlattığı ifade etti.
Sabah Gazetesi yazarı Gülay Göktürk hakkında, ‘‘sübyancılığı savunarak suç işlediği’’ iddiasıyla suç duyurusunda bulunuldu. Avukat Cevat Balta, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na bugün sunduğu dilekçede, Göktürk’ün, Sabah Gazetesi’nde 9 Ocak tarihinde yayınlanan köşe yazısında ‘‘Çocuk Pornosu’’ konusunu işlediğini, 10 Ocak tarihli Hürriyet Gazetesi’nde de konuya ilişkin düşüncelerini anlattığı ifade etti. Göktürk’ün, söz konusu köşe yazısı ve haberlerde, ‘‘insanların çocuklara zarar vermedikleri sürece sübyancı olma hakkını savunuyorum’’, ‘‘çocuk pornografisi çekenler filmlerde sanal çocuklar kullansaydı, benim hiçbir itirazım olmazdı... hiçbir çocuk örselenmemiş olurdu’’ şeklinde görüş belirttiğini kaydeden Balta, dilekçesinde, yazarın ‘‘sübyancılığı normal, karşı gelinmemesi gereken bir hak olarak belirttiğini’’ öne sürdü. Göktürk’ün yazısının ve sözlerinin ‘‘fikir özgürlüğü’’ olarak değerlendirilemeyeceğini savunan avukat Balta, Anayasa’nın 26. maddesindeki ‘‘düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti’’nin suçların önlenmesi gibi amaçlarla sınırlanabileceğinin hükme bağlandığını ifade etti. ‘‘ANAYASAL ÖDEVLER DE VAR’’ Balta, suç duyurusunda bulunduğu dilekçesinde şu görüşlere yer verdi: ‘‘Göktürk, sübyancılığı savunması ve bir hak görmesi nedeniyle küçüklerin baştan çıkarılmasını, bu konudaki fuhuşu teşvik etmektedir.Bir suçun işlenmesini teşvik etmek, kanunun suç saydığı fiili iyi gördüğünü, hak gördüğünü söylemek Ceza Kanunumuz’a göre suçtur. Dolayısıyla Göktürk’ün yazı ve sözleri fikir özgürlüğü kapsamında değildir. Düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğü, hiçbir ülkede, hiçbir toplumda ‘suçu teşvik etmeyi, ahlaksızlığı övmeyi, savunmayı, hak görmeyi’ kapsamaz. Kişilerin anayasal, yasal hakları olduğu gibi, anayasal ve yasal ödevleri de vardır. Üstelik sübyancılığı, çocuk pornosunu savunan ve bir hak gören kişinin yazı ve sözlerinin bir kamu görevi olan basın aracılığıyla dile getirilmesi, vahameti artırmıştır.’’ Avukat Balta, dilekçesinde, Gülay Göktürk hakkında, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ‘‘suç işlemeye tahrik’’ fiilini içeren 311, ‘‘halkın ar ve haya duygularını incitme ve cinsi arzuları tahrik etme’’ hükmünü düzenleyen 426 ve ‘‘fuhuşa teşvik’’ başlığını taşıyan 435. maddeleri uyarınca soruşturma açılmasını talep etti.

http://www.tgrthaber.com.tr/ekonomi/24572.html

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Çocuk pornosu

Koskoca Türkiye'yi günlerce hop oturtup hop kaldırtan Bursa'daki tacizci öğretmen haberi ve tacizci öğretmenin çektiği porno filmleri kendisi kullanmakla yetinmeyip bir de yurt dışına pazarladığının ortaya çıkması yüzünden, çocuk pornosu tartışması bir kez daha gündeme geldi.

Bu konuyu herhangi bir olayın gündeme getirmesine de pek lüzum yoktu aslında... Çünkü çocuk pornosu, son yıllarda, özellikle de internetin icadından bu yana Uygar Batı'nın her daim gündeminde.

Gün geçmiyor ki, internet polisleri bir hain sübyancının sitesine baskın yapmasın... Ya da, porno düşkünü bir "sefil" gazete sayfalarında, ekranlarda teşhir edilmesin...


***
Bence biz büyüklerin çocuk pornosunu neredeyse "insanlığın tanıdığı en büyük suç" haline getirişimizin altında yatan psikolojiye dikkatle bakmamız lazım. Kimin adına doğuyor bu büyük öfke? Çocuk pornosunun kurbanı olan çocuklar adına mı; yoksa başka bir şey mi var altında?
Bundan epey önce bir dergi yöneticisi bana çocuk pornosunun yasaklanmasına karşı olup olmadığımı sorduğunda, "evet" ya da "hayır" demekte zorlanmış ve uzun uzun anlatmıştım:

Benim görebildiğim kadarıyla, çocuk pornografisini lanetleyip yasaklama isteğinin iki farklı kaynağı var. Bunlardan biri sübyancı büyüklerin bir fantezilerinin yasaklanması... "Koskoca adamlar nasıl olur da bacak kadar çocuklara cinsel haz nesnesi olarak bakarlar!" İşte sansürün asıl dürtüsü bu. Asıl bu arzu lanetleniyor, yasaklanmaya ve cezalandırılmaya çalışılıyor. Çünkü mevcut cinsel ahlak çocuk bedeninin arzulanmasını en büyük cinsel suç olarak görüyor.

Ben, arzunun bu lanetlenişini haklı bulmuyorum. Yani, insanların çocuklara zarar vermedikleri sürece "sübyancı olma hakkı"nı savunuyorum.

Ama öte yandan, pornografinin konusu olan çocuklar, bu işi kendi iradeleriyle, kendi kararlarıyla yapmadıklarından ve zaten o yaşta böyle bir şey mümkün olmadığından, ayrıca bu çekimler onları fiziksel ve psikolojik olarak örseleyebileceğinden, çocukların porno filmlerde oynatılması kabul edilebilir bir şey değil.

İşin bu yanına bakınca da, çocuk pornosu içeren filmleri ahlak dışı buluyorum.

Ne demek istediğimi daha iyi anlatabilmek için şöyle farazi bir örnek vereyim: Diyelim ki, çocuk pornografisi çekenler, o filmlerde gerçek çocukların yerine bilgisayarda yaratılmış sanal çocuklar kullansalardı, yani filmin kahramanı animasyonla yaratılmış olsaydı, benim hiçbir itirazım kalmazdı. Böylece hem sübyancı erkeklerin özgürlüğü kısıtlanmamış, hem de hiçbir çocuk örselenmemiş ya da ileride belki de utanacağı, istemeyeceği, kendi ahlakına uygun bulmayacağı bir rolde oynamamış olurdu.

Bu tip filmlerin sübyancılığı teşvik edeceği ve çocuklar için varolan tehdidi artıracağı savına gelince.

Unutmayın ki, şu andaki şiddetli yasak, bu eğilimi azaltmıyor, aksine kamçılıyor. Hepimiz biliyoruz ki, cinsellik alanındaki en yaygın tutkular, en koyu yasakların yaşandığı alanlarda ortaya çıkıyor.

http://arsiv.sabah.com.tr/2002/01/09/y07.html



psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Hollanda'da yüksek mahkeme tarafından yasaklanan Martijn adlı pedofil derneğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yaptığı başvuru reddedildi.

Çocuklarla cinsel ilişkiyi savunan Martijn adlı dernek, "düşünce özgürlüğü"ne sığınarak faaliyetlerini sürdürmek istiyordu. Hatta dernek bünyesinde bir siyasi parti oluşumu bile gündeme gelmişti.

Hollandalı ebeveynlerin yoğun çabası sonucu mahkeme derneğin yasaklanmasına karar verdi. Martijn adlı dernek bu kararı temyiz etti.

Ancak yüksek mahkeme, pedofil derneğinin kapatılmasına ilişkin kararı onadı.

Yüksek mahkeme, yasağa karşı olduğunu ancak pedofil derneğine ilişkin  "istisna" olduğunu ve uygulanması gerektiğine hükmetti.

MAHKEME: "KAMU DÜZENİNE AYKIRI"


 
 
Mahkeme, çocuklarla cinsel ilişkiyi savunan derneğin "kamu düzenine aykırı olduğunu" vurguladı.

Mahkeme kararında yetişkinlerin, seks yoluyla çocukları büyük ve kalıcı hasara uğrattıklarını dile getirildi. Çocukların, yetişkinlerin bu tür eylemlerinden kesinlikle korunmaları gerektiğinin altı çizildi.

Hollanda'daki iç hukuk yollarının kapanması üzerine pedofil derneği, "hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiği" gerekçesiyle AİHM'e gitti.

Ancak AİHM, pedofil derneğinin başvurusunu reddetti. Mahkeme kaynakları bu kararı çocuklar açısından konunun takipçilerinden bir, olan Hıristiyan Demokrat Parti (CDA) Milletvekili Pieter Omtzigt'e teyit etti.

Martijn derneğinin avukatları Gerard Sprong ve Sidney Smeets, AİHM'in kararını "cesaret eksikliği" olarak değerlendirdi.

Avukatlar, esnek ve demokratik bir toplumda "popüler olamayan görüş ve yaşam tarzının" da korunması gerektiğini savunuyor. İfade özgürlüğünün, herkes için uygulanması halinde  bir anlamı olacağını söylüyorlar.

GÜLAY GÖKTÜRK KAYBETTİ

Akşam gazetesi yazarı Gülay Göktürk de, 9 Ocak 2002'de Sabah gazetesinde yayımlanan "Çocuk Pornosu" başlıklı yazıda, "sübyancı olma hakkını" savunmuştu.

Göktürk, konuyu düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirerek, şöyle demişti:

"Ben, arzunun bu lanetlenişini haklı bulmuyorum. Yani, insanların çocuklara zarar vermedikleri sürece 'sübyancı olma hakkını' savunuyorum.”

Ancak hem AİHM,hem de Hollanda yargısı ve siyaseti, kendilerini korumaktan yoksun olan çocuklara yönelik düşünsel ve cinsel istismarın, düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmeyeceğini düşünüyor.

https://odatv.com/gulay-gokturk-kaybetti-0302151200.html

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Aysel Ekşi, Gülay Göktürk'ün sübyancılıkla ilgili görüşlerini uygunsuz buldu : ''Bireysel özgürlüğü, ruhsal bozuklukla karıştırmayalım !''
Bir süredir gündemde olan çocukların cinsel istismarı konusunda Gülay Göktürk'ün ve Metin Göktürk'ün insanların sübyancı olma özgürlüğünü savunan yazıları birçok kişinin tepkisine neden oldu. Sübyancılığın, ne olduğunu ve nedenlerini Hürriyet’e anlatan Psikiyatrist Aysel Ekşi, sübyancılığın bir ruhsal bozukluk olduğunun altını çiziyor ve soruyor: ‘‘Göktürk ve eşi, çocuk üzerinde bu eylemler nasıl etki uyandırır, öğrenmek isterler mi?’’
Bireysel özgürlüğü ruhsal bozuklukla karıştırmayalım ! Bir süredir gündemde olan çocukların cinsel istismarı konusunda Gülay Göktürk'ün ve Metin Göktürk'ün insanların sübyancı olma özgürlüğünü savunan yazıları birçok kişinin tepkisine neden oldu. Sübyancılığın, ne olduğunu ve nedenlerini Hürriyet’e anlatan Psikiyatrist Aysel Ekşi, sübyancılığın bir ruhsal bozukluk olduğunun altını çiziyor ve soruyor: ‘‘Göktürk ve eşi, çocuk üzerinde bu eylemler nasıl etki uyandırır, öğrenmek isterler mi?’’ Çocukların cinsel istismarı konusu, bir süre önce çocuk pornosu olayıyla gündeme geldi. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de olaya büyük tepki duyuldu. Görüşlerine başvurduğumuz Prof. Dr. Aysel Ekşi, köşe yazısında sübyancılığı bir cinsel fantezi gibi sunan ve sübyancı olma hakkını savunan Gülay Göktürk ve eşi Metin Göktürk'e tepki duyarak, cinsel fanteziyle ruhsal hastalıkların karıştırılmasındaki tehlikenin altını çizerek şunları söyledi: AGRESİF DÜRTÜLER ‘‘İnsanın cinsel yaşantısına zenginlik katan fantezilerinin olması doğaldır ve onun özgürlüğüdür. Cinsel uyarılması için bazı objeler kullanıyor olması da onun özgürlüğüdür. Eğer Gülay Göktürk ve eşi bunu savunuyorlarsa, buna kimse bir şey demez. Ancak dilimizde ‘‘sübyancılık’’ ve psikiyatride ‘‘pedofili’’ denilen kavramla, bu fantezilerin davranışa yansıması anlaşılır. Bu, bir yetişkinin kendi cinsel doyumunun gerçekleşebilmesi için çocuğun bedenini kullanması demektir. Pedofilik eylemler çeşitli düzeylerde sergilenir. Çocuğu soyma, organlarını gösterme, okşama, mastürbasyon yapma ile sınırlı kalabildiği gibi, oral, vajinal veya anal seks sözkonusu olabilir. Bazen cinsel egzibizyonizm yani teşhircilikle, bazen sadizm ile ilişkilidir, eğer sadizmle ilişkili değilse, o zaman çocuğun güvenini kazanmak amacıyla sevgi gösterir, ona hediyeler alır vs. Pedofilik eylem yetişkinin cinsel doyumunun temel yöntemidir, bu eylem yetişkinin kendi cinsel doyumu amacıyla bir çocuk bedenini kullanmasıdır.’’ Prof. Dr. Aysel Ekşi'ye göre, bir insanda pedofilik eğilimlerin bulunmasının çeşitli nedenleri var: ‘‘Bu kişiler normal cinsel gelişim sürecini tamamlamamışlardır; cinsel ve agresif dürtülerine çıkış yolu sağlamak amacıyla çocuğu kullanmalarıdır, kendi derin güçsüzlük duygularını bastırmak için ona hakim olmak, ihtiyacını şiddetle duymalarıdır. ’’ İKİ FARKLI ETKİ Cinsel açıdan istismara uğramış bir çocuğun, sonraki hayatında büyük sorunlar yaşayacağını söyleyen Ekşi, ‘‘Gülay Göktürk ve eşi, bir yetişkinin cinsel doyumu için kullanılan çocuk üzerinde bu eylemler nasıl etki yaratır, bunu da öğrenmek isterler mi?’’ diye sorarak, bu sorunları şöyle anlattı: ‘‘Bu etki hiç kuşkusuz çocuktan çocuğa, çocuğun içinde yaşadığı koşullara göre değişir. Bir uçtaki tepkiler, çocuğun utanç, suçluluk duygusu, kendine saygı azalması gibi yoğun duygular yaşamasıdır, hatta bunlar endişe, panik, depresyon gibi ruhsal bozuklukların gelişmesine yol açabilir. Diğer uçtaki tepkiler, çocuğun ‘‘cinsel olmayan diğer ihtiyaçlarının doyumu’’ için de cinsel davranışları kullanmayı öğrenmesidir. Bu aşırı cinsel faaliyet sözü, çocuğun kendi yaşadığı parafilik davranışlardan, para karşılığı ilişkilere kadar çok geniş bir alanda cinsel faaliyetlere erkenden başlamasını içerir. Küçük yaştan itibaren ve devamlı biçimde cinsel amaçla kullanılan çocukların büyük çoğunluğu ileri yaşlarda intihar etmişler, uyuşturucu madde kullanma başta olmak üzere toplum değerlerine karşı çıkan çeşitli davranış bozuklukları göstermişlerdir. ’’ BASIN DUYARLI OLSUN Ailenin tutumu ve çocuğun içinde yaşadığı koşullar uygun ise çocuğun bu travmalardan kurtulabileceğini söyleyen Ekşi, basına da bir çağrıda bulunarak şöyle dedi: ‘‘Basın konuya duyarlı olmalı, ama konuyu iyi bilmeyenlerin yanıltıcı yorumları karşısında görüşlerini bildirmeleri de ülkemiz ruh hekimlerinin görevidir.’’

http://www.tgrthaber.com.tr/gundem/-26247.html?/gundem/-26247.html&