1
Eşcinsellik - Hayatlardan parçalar, hayata mektuplar (ziyaretçi karalama defteri) / Ynt: SİL BAŞTAN HAYAT 4. terapi
« : 03 Mayıs 2011, 08:52:47 ös »
Uzunca bi süre sonra 4. terapi için tekrar İstanbul yollarına koyuldum
Bu süre zarfı içinde o kadar çok sey oldu ki kalbim o kadar kırıldı ki…
Ama İstanbul a geldiğimde artk eskisi gibi bi acizlik duygusu değil, tam tersine güven duygusu verdi bana.
Artık bu şehirden korkmuyorum
Hüseyn bey in ofisine girdigimde kapıyı açan adam her zamanki içtenliğiyle karsıladı beni.
Seans saati gelmisti fakat Hüseyin bey içerde baska bi hastasıyla seanstaymıs galiba uzamıs seans.
Ben tam oturmak üzere koltuklara doğru yöneliyordum ki kapıyı açan abi beni yanındaki sandalyeye oturmam için çağrdı.
İlginçtir o adamı çok seviyorum =)
Hüseyin bey i unutup onnla konusmaya daldım.
Muhabbeti o kadar güzelki ses tonu o abinin içtenliğini derinliklerine kadar hissettiriyordu.
Bi ara bana: ‘1 ay önceki halinle suan ki halin arasında olumlu anlamda çok buyuk fark var’ dedi
Bunu hissediyordum evet…
Herneyse Hüseyin bey in odasına girdiğimde bu seansın çok farklı olacagını anlamstım.
1 ay gelmemenin verdiği buyuk bi iniş olmustu bende fakat yinede yanlş bişi yapmadım.
Sadece hislerde kaldı bu iniş.
Kafam o kadar dolu ki hangi birinden baslasam anlatmaya bilmiyorum
Neden bilmiyorum bir şey anlatırken hep takılıp kalıyorum artık unutuyorum aniden.
1 saniye önce ne dediğim aklıma gelmiyo birdenbire.
Ben ne diyordum diye soruyorum oyle olduğunda Hüseyin bey e
Su 1 ay içerisinde mutlu olabilmek için çok çabaladm fakat basaramadım.
Bi türlü tam anlamıyla mutlu olamadım.
17 yasındayım ve tüm ailemin geleceği benim bir şeyi başarabilmemin elinde.
Bu beni o kadar yoruyo ki bu kaldıracak güçte olmadığı m yük beni eziyor.
Yasadıklarım yüzümden istemeden de olsa çok olgunlasmısım ve eski heyecanımı yitirmisim.
Ailem bu zamana kadar hep beni el bebek gül bebek büyüttü hiçbir sorumluluk yüklemedi üzerime.
Fakat bi anda kaldırılması imkansız bi yük verdiler omzuma.
Neymişte okuyup onlara bakacak mısım.
Diğer kardeslerim değil ben bakcakmısım en cok.
Onları çok seviyorum ölürüm onlar için tabiî ki bakarım onlara ama bana daha önce hiç bunlardan bahsetmediler ki…
Ben yaşıtlarıma göre daha fazla ağırbaslı daha fazla efendi bi cocuk olmk istemiyorum.
İçimdeki o enerjik, neşeli daima gülen çocuk adeta gitmiş.
Yerine oturaklı, sürekli yaptığı seyin sonucunu düşünmek zorunda olan mutsuz bi çocuk gelmişti.
Bugune dek hayatımda hep onların çıkarlarına ve isteklerine göre hareket ettim hep onları dinledim kendi düşüncelerimi fikirlerimi isteklerimi yok saydım
Ama artık oyle değil artık sadece BEN ve BENİM istediklerim ve fikirlerim var.
Varsın bana hayırsız çocuk desinler.
Ama bunu başaramazsam hep birilerine bagımlı olarak yasamaya mahkum olcam.
Hüseyin bey de zaten boyle olmamı istedi artık kendi fikirlerimi ve düşüncelerimi önemsemeliymişim ve kendi isteklerime göre hareket etmeliymişim.
Doğruda aslında…
Seans bittiginde gayet güler yüzlü ve kendinden emin bi şekilde çıkmıstım odadan.
Bana kapıyı amca o adam beni ugurlamak için ayağa kalktı ve sarıldı.
Dua etti bana.
Aslına bakarsan beni tanımayan birisinin bana dua etmesi çok hoşuma gitmisti.
Neyse artık korkmak yok artık sonunu düşünmek yok en azından bi müddet için.
İçimde kime karsı olduğunu çok iyi bildiğim fakat itiraf etmekten kaçındıgım bi nefret ve kin var.
Artık intikam vakti geldi.
Hayattan ve benim bu durumlara düşmeme sebep olan kisilerden…
Kısacası herkesten ve herseyden en feci şekilde intikamımı alcam…
Bu süre zarfı içinde o kadar çok sey oldu ki kalbim o kadar kırıldı ki…
Ama İstanbul a geldiğimde artk eskisi gibi bi acizlik duygusu değil, tam tersine güven duygusu verdi bana.
Artık bu şehirden korkmuyorum
Hüseyn bey in ofisine girdigimde kapıyı açan adam her zamanki içtenliğiyle karsıladı beni.
Seans saati gelmisti fakat Hüseyin bey içerde baska bi hastasıyla seanstaymıs galiba uzamıs seans.
Ben tam oturmak üzere koltuklara doğru yöneliyordum ki kapıyı açan abi beni yanındaki sandalyeye oturmam için çağrdı.
İlginçtir o adamı çok seviyorum =)
Hüseyin bey i unutup onnla konusmaya daldım.
Muhabbeti o kadar güzelki ses tonu o abinin içtenliğini derinliklerine kadar hissettiriyordu.
Bi ara bana: ‘1 ay önceki halinle suan ki halin arasında olumlu anlamda çok buyuk fark var’ dedi
Bunu hissediyordum evet…
Herneyse Hüseyin bey in odasına girdiğimde bu seansın çok farklı olacagını anlamstım.
1 ay gelmemenin verdiği buyuk bi iniş olmustu bende fakat yinede yanlş bişi yapmadım.
Sadece hislerde kaldı bu iniş.
Kafam o kadar dolu ki hangi birinden baslasam anlatmaya bilmiyorum
Neden bilmiyorum bir şey anlatırken hep takılıp kalıyorum artık unutuyorum aniden.
1 saniye önce ne dediğim aklıma gelmiyo birdenbire.
Ben ne diyordum diye soruyorum oyle olduğunda Hüseyin bey e
Su 1 ay içerisinde mutlu olabilmek için çok çabaladm fakat basaramadım.
Bi türlü tam anlamıyla mutlu olamadım.
17 yasındayım ve tüm ailemin geleceği benim bir şeyi başarabilmemin elinde.
Bu beni o kadar yoruyo ki bu kaldıracak güçte olmadığı m yük beni eziyor.
Yasadıklarım yüzümden istemeden de olsa çok olgunlasmısım ve eski heyecanımı yitirmisim.
Ailem bu zamana kadar hep beni el bebek gül bebek büyüttü hiçbir sorumluluk yüklemedi üzerime.
Fakat bi anda kaldırılması imkansız bi yük verdiler omzuma.
Neymişte okuyup onlara bakacak mısım.
Diğer kardeslerim değil ben bakcakmısım en cok.
Onları çok seviyorum ölürüm onlar için tabiî ki bakarım onlara ama bana daha önce hiç bunlardan bahsetmediler ki…
Ben yaşıtlarıma göre daha fazla ağırbaslı daha fazla efendi bi cocuk olmk istemiyorum.
İçimdeki o enerjik, neşeli daima gülen çocuk adeta gitmiş.
Yerine oturaklı, sürekli yaptığı seyin sonucunu düşünmek zorunda olan mutsuz bi çocuk gelmişti.
Bugune dek hayatımda hep onların çıkarlarına ve isteklerine göre hareket ettim hep onları dinledim kendi düşüncelerimi fikirlerimi isteklerimi yok saydım
Ama artık oyle değil artık sadece BEN ve BENİM istediklerim ve fikirlerim var.
Varsın bana hayırsız çocuk desinler.
Ama bunu başaramazsam hep birilerine bagımlı olarak yasamaya mahkum olcam.
Hüseyin bey de zaten boyle olmamı istedi artık kendi fikirlerimi ve düşüncelerimi önemsemeliymişim ve kendi isteklerime göre hareket etmeliymişim.
Doğruda aslında…
Seans bittiginde gayet güler yüzlü ve kendinden emin bi şekilde çıkmıstım odadan.
Bana kapıyı amca o adam beni ugurlamak için ayağa kalktı ve sarıldı.
Dua etti bana.
Aslına bakarsan beni tanımayan birisinin bana dua etmesi çok hoşuma gitmisti.
Neyse artık korkmak yok artık sonunu düşünmek yok en azından bi müddet için.
İçimde kime karsı olduğunu çok iyi bildiğim fakat itiraf etmekten kaçındıgım bi nefret ve kin var.
Artık intikam vakti geldi.
Hayattan ve benim bu durumlara düşmeme sebep olan kisilerden…
Kısacası herkesten ve herseyden en feci şekilde intikamımı alcam…