Gönderen Konu: KADINLARDA CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI Psikolog Hüseyin KAÇIN 0 555 326 22 91  (Okunma sayısı 7333 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4401
    • Profili Görüntüle
KADINLARDA CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI

1. Cinsel İlgi ve İstek Bozuklukları: Her birey birbirinden farklıdır. Konu cinsellik olduğunda da bu değişmez. Cinsel ilgi ve istek düzeyi de kişiden kişiye değişebilen bir yaşantıdır.Bir kişinin cinsel ilgi ve isteğinin azaldığını söyleyebilmek için mutlaka daha önceki düzeyi bilmek gerekir. Cinsel ilgi ve istek bozukluklarını değerlendirirken cinsel eşiyle iletişimini, huzur ve mutluluğunu da değerlendirmek önemlidir. Bir kadın pek çok nedenden dolayı eşiyle ilişkiye girmek istemeyebilir ama mastürbasyon yaparak cinsel enerjisi boşaltabilir, bu kişide cinsel istek azlığı var demek doğru değildir.
Ayrıca kadın ilgi ve istek bozukluğu yaşıyor olsa bile bunu ilk önce kendisinin sorun olarak görmesi gerekir. Cinsel eşi istiyor diye tedaviye başlamak olumlu sonuçlar vermeyebilir.

2. Cinsel Uyarılma Bozuklukları: Cinsel etkinlikler sırasında ör: ön sevişme, öpüşme gibi normalinde olması gereken fizyolojik uyarılmaların(ıslanma, cinsel organda şişme ve açılma gibi...) hiç olmaması ya da yok denecek kadar az olması durumudur. Cinsellik konusunda olumsuz düşünceleri olan, cinselliği gereksiz sayan ve önemsemez görünen kadınlarda çoklukla görülür. Ayrıca hormonal dengesizliklerin en çok yaşandığı dönemler olan menapoz ve doğum sonrası dönemde de uyarılma bozukluğu yaşanabilir.

3. Orgazm Bozuklukları: Orgazm sorunlarının kökeninde çoğunlukla abartılı beklentiler yanlış bilgiler, cinsel eşle ilgili iletişim sorunu ya da erken boşalma sorunu yatabilir.
Bazen erkekler eşlerinin orgazm olmasını, onunda bu duyguyu yaşaması adına ya da eşini orgazma ulaştırarak erkekliğini kanıtlayabilmek adına çok isterler. Ve bu durumu çoğunlukla “eşimin orgazm sorunu var, o orgazm olamıyor” şeklinde bize aktarırlar. Herşeyden önce belli bir düzeye kadar uyarılan kadınlarda bakılması gereken çok önemli birkaç nokta vardır;eşiyle iletişim düzeyi, talep ve isteklerini net olarak ifade edep edemediği, ön sevişme süresinin yeterli olup olmadığı, konsantrasyonda sorun olup olmadığı ve erkek de erken boşalma sorunu olup olmadığıdır.
Kadın ve Erkek orgazmı birbirinden biraz farklıdır. İki tarafında fizyolojik ve psikolojik olarak birbirlerini iyi tanımaları karşılaştıkları sorunları aşmalarına yardım edecektir. Çoğunlukla kadının orgazm olabilmesi için ön sevişme süresinin yeterince uzun ve doyurucu olması gerekir. Eğer bu yapılamıyorsa cinsel birleşmede ereksiyon kontrolünün erkekte olması ve önce kadının sonra erkeğin orgazm olması beklenir.
Kadınlar dokunmaktan ve dokunulmaktan erkeklere göre daha önem verirler. Ön sevişme süresinin uzunluğu ise ne yazık ki pek çok erkeği sıkabilir ya da pek çok erkeğe gereksiz görünebilir. Aslında eşlerin birbirlerine doyasıya dokunmaları ve birbirleriyle cinsel birleşme haricinde de zaman geçirmeleri eşler arasındaki pek çok sorunu giderecektir.

Cinsel Ağrılar:
1. Vajinismus; vajen girişindeki kasların istek dışı kasılması ve hiçbir şekilde girişe izin vermemesi durumdur. Kadın kasılmalar üzerinde hiçbir şekilde kontrol sağlayamadığını ve istese bile bacaklarını açamadığını düşünmektedir. Tamamen psikolojik bir sorundur. Cinsellikle ilgili yanlış bilgiler, korkular ve abartılı düşünceler vajinismus sorunun kökeninde yatar. Vajinismus sorununu yaşayan kadın vajeni çok küçük ve dar, penisi ise vajene giremeyecek kadar büyük olarak algılar. Bu nedenle de yaşayacağı cinsel ilişkide çok acı çekeceğini ve kan kaybedeceğine inanır. Vajinismus çoğunlukla ilk cinsel ilişki deneyiminde ortaya çıkmakla beraber nadiren ilk cinsel ilişkiden sonra da yaşanabilmektedir.
Bu sorunu yaşayan kadınlar cinsel organları çirkin, pis ve iğrenç olarak düşünebilir ve ona bakmaktan dahi çekinebilirler.Bekaret zarı ile ilgili yanlış bilgilere sahiptirler ve bu zarın varlığı onları hep huzurlu hem de huzursuz kılar. Aslında vajinismus bir erteleme sorunudur.
Ertelenen sorunu çözmek için yıllarca beklenebilir ve erteleme yerleşen bir davranış kalıbı olarak kadının kimliğine sinebilir. Aslında doğru adreslere gelindiğinde çözülebilecek bir sorundur vajinismus. Fakat ne yazık ki vajinismus sorununu yaşayan çift doğru adresi bulununcaya kadar çok acı deneyimler yaşayabilmektedir. Bekaret zarının alınması, vajen girişinin gerekmediği durumlarda dahi genişletilmesi, ağrıyı giderici krem ya da ilaçlar....tüm bu uygulamalar bilim adına yapılan ama bilimle hiç alakası olmayan ve en acısı tedavi sürecinde hiçbir yardımı olmadığı gibi tersine zararı olan uygulamalardır.
Bunlardan sonuç alamayan hastanın umutsuzluğu daha çok artar ve bu sorun hayatının odak noktası haline gelebilir. Vajinismus sorunu yaşayan çiftlerin çoğunda en olumlu taraf eşlerin iletişimlerinin iyi olması ve birbirleriyle uyumlu ve saygılı bir ilişki yürütüyor olmalarıdır.
Vajinismus tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok sık görülen ve kadını çaresiz bırakan bir cinsel işlev bozukluğudur. Özellikle kadın, hiçbir zaman bu sorunu aşamayacağı düşünür fakat eğer doğru terapi yöntemi uygulanır ise tedavisi en kolay olan cinsel işlev bozukluğu vajinismustur.
Kliniğimizin vajinismus sorununda başarı oranı; çiftler tedaviye birlikte geldikleri takdirde % 98’dir.

2. Disparenü: Cinsel birleşme sırasında ağrı duyulması anlamına gelmektedir. Ağrı girişte hissediliyorsa uyarılma eksikliğine bağlı kuruluktan, vajinal infeksiyonlardan, sıyrıklardan ya da kasılmalardan kaynaklanıyor olabilir. Ağrı daha derinde hissediliyorsa, endometriosis, over kisti ve pelvik infeksiyonlar gibi organik nedenlere bağlı olabilir. Disparenü çok detaylı bir jinekolojik inceleme gerektirir. Organik kökenli olabileceği gibi psikolojik kökenlide olabilir.
Disparenü’nün psikolojik kökenli olmasında ve tedavisinde, eşler arasındaki iletişim ve etkiletişim önemli rol oynar. Tedavisinde cinsel terapiler kullanılır.

Diğer cinsel işlev bozuklukları:

Cinsel doyum bozuklukları: Cinselliğini bir diğer boyutu da cinsel doyum boyutudur. Bireylerin yaşadıkları cinsellikten zevk almaları, hoşlanmaları mutluluk ve huzur duymalarıdır. Cinsel doyumda yaşanan sorunların cinsel işlev bozukluklarından kaynaklanması gerekmez, sorunun kökeni eşler arasındaki iletişim sorunlarından da kaynaklanabilir. Cinsel doyumsuzluk genellikle eşler arasındaki sorunların yansımasıdır.
İletişimi iyi olan ve sevgi ve saygıyı kaybetmemiş ilişkilerde sorunların üstesinden daha kolay gelinebilir.

Cinsel Fobiler: Cinsellik den korkma, iğrenme ve her tür cinsel yaklaşımdan kaçınma durumudur. Cinsel uyarılmayı engeller ve cinselliği yok sayma, gereksiz bulma gibi duyguları beraberinde getirir. Cinsel fobilerin kökeninde, cinsellikle ilgili olumsuz yaşantılar (tecavüz, taciz, ensest...) yatabileceği gibi yanlış bilgiler, abartılı beklentiler de bu duruma neden olabilir.

Diğer:
Yukarda açıkladığımız nedenler haricinde de depresyon, kullanılan ilaçlar, anksiyete bozuklukları, jinekolojik sorunlar ve infetilite sorunu cinsel işlev bozukluklarına neden olabilir.
« Son Düzenleme: 05 Ocak 2012, 10:44:15 ös Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4401
    • Profili Görüntüle
27 Mart 2011 Pazar akşamı TV5 Ana Haber Bültenindeki söyleşide
"eşcinsellik hakkında"
gündemdeki eşcinsel parti adaylarının varlığını konu alarak konuşma yaptı.

http://www.youtube.com/watch?v=u1iMl9dDm-o&feature=related  tıklayınız


http://www.youtube.com/watch?v=tYzUWd-BFag&feature=related tıklayınız


26/12/2011 tarihli Radikal Gazetesinde sitemiz ve eşcinsel terapiler hakkında
yayınlanan makaleye ulaşmak için tıklayınız

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1073587&Yazar=PINAR_OGUNC&Date=26.12.2011&CategoryID=97#