Gönderen Konu: EŞCİNSEL TEDAVİ (lacivertemre@hotmail.com)  (Okunma sayısı 22719 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
EŞCİNSEL TEDAVİ (lacivertemre@hotmail.com)
« : 10 Haziran 2010, 03:03:57 ös »
27 Mart 2011 Pazar akşamı TV5 Ana Haber Bültenindeki söyleşide
"eşcinsellik hakkında"
gündemdeki eşcinsel parti adaylarının varlığını konu alarak konuşma yaptı.


https://www.youtube.com/watch?v=RfEz-dYRwyU     tıklayınız


26/12/2011 tarihli Radikal Gazetesinde sitemiz ve eşcinsel terapiler hakkında
yayınlanan makaleye ulaşmak için tıklayınız


https://t24.com.tr/haber/escinsellige-degil-bu-zihniyete-terapi-lazim,188552


EşcinselTerapisini  Face'de Keşfettim.


Erkek Arkadaş bulmak için face de gezinirken Eşcinsel Terapisi dikkatimi çekti.
Aslında uzun zamandır rahatsız oluyordum, kendi durumumdan.
Bir çok defa cinsel dönüşüm için teşebbüse geçmiştim.
Ve hepsi de fiyaskoyla sonuçlandı.


Artık kendimi kamufle edebilmek için evlenmek istiyorum.
Bunun içinde önce BiSexüel (her 2 cinsle de ilgilenen) olmam gerekiyor.


Belki bu adamın tedavisi benim işime yarayabilir.


Hem zaten böyle bir terapinin olduğunu 1 yıl önceden duymuştum. Hatta Onarım Terapisi kitabını aldım. Ve bir köşede duruyor. Okumadım bile doğru düzgün o kitabı.




Hüseyin Bey'den randevu


Hüseyin Bey'in verdiği msn adresini ekledim.
Psikoloğu test ettim.
Çeşitli sorular sordum.
Aslında dönüp dolaşıp aynı soruları tekrar tekrar sordum.
Aklıma yatar gibi geldi.
Bir de bu terapiyi deneyim.
İşe yarar yada yaramaz.
Yararsa hetero olucam, yaramazsa artık dönüşmek için elimden geleni yapmış olucam günah benden gidicek :)


Seanstan önce


Yaw bu adamdan seans almak için bi tarih belirledik.
Gitsem mi gitmesem mi.
Adama da ayıp mı olur acaba gitmesem.
Ona ayıp olmazda bana ayıp olur aslında.
Çünkü tarih saat herşey belli.
Senin seansına gelicem dedim.
Gideyim mi acaba?
Nerden randevulaştım. İptal etsem de olmaz ki a.q
Galiba gidicem onarıma.


Seanstan bir gece önce
Bu gece bari erken yatayım.
Her gece sabahlara kadar internetde sanal sex yapıyorum.
Sabahları işe hortlak gibi bembeyaz suratla gidiyorum.
Uykusuzluk, yorgunluk ve sinirlilik had safhada.
Bari terapinin ilk günü dinlenmiş olarak gideyim.
İyi bir imaj çizeyim terapiste.
Olmuyor olmuyor olmuyor.
Saatler geçiyor.
Ben hala PC başında  sanal sex yapıyorum.
Biri bitiyor diğeri geliyor.
Hepsi de birbirinden yakışıklı.
Web cam karşında soyunuyorum.
Milletin her türlü isteğini gideriyorum.
Saat 3 oldu artık yatayım.
Bu gece 2 defa boşaldım.
yatamıyorum.
Canım yine boşalmak istior.
Son olarak bir de şu çocuğa bakayım.
Bakalım bunun derdi neymiş.
Muhabbet edioruz.
Dakikalar  geçiyor.
Saat 5'e gelmiş.
Ve nihayet 6'ya doğru yatıyorum.
Saat 8 buçukda kalkık.
10'daki randevuma yetişmeliyim.


1.Seans
Kendimde değilim. Uykusuzum.
Suratım bembeyaz.
Gerginim.
Ne işim var benim burda a.q
Sırf söz verdim diye bu adamın karşına çıktım.
Bir an önce bitsede evime gidip uyusam.
Bu akşam Taksimde Siyasi bir gösteriye katılıcam.
Hem de 3-4 çocukla görüşmek için sözleşmiştim dün gece internetde.
Gerçi hep öle olur 3-4 çocukla sözleşirsin.
Hiç biri gelmez buluşmaya.
Alem sanalcı olmuş a.q
Seans bir an önce bitse akşam çocuklarla dinlenmiş olarak görüşsem.


Hüseyin bey bişiler soruyor ben de cevaplıyorum.
Öle havadan sudan konuşyoruz.
Çocukluğum gözümde canlanıyor.
Babam ve Ben


Haftaya Annemden konuşucaz.


2. Seans
Bu sefer uykumu aldım
Aynı zamanda daha rahatım.
Yine konuşuyoruz
Babamdan bahsediyorum.
Babam
Babam
Babam
Sürekli babamdan bahsediyorum.
Terapist not alıp duruyor.
Sürekli not alıyor.
Yaw ne gerek var bu teknoloji çağında kağıda not alıp yazmaya.
Diorum ki" Hocam, ses kaydı yapalım. Boşuna yazma. Sesimi kaydet. Ordan tekrar dinle"
Hoca dior ki bana haftaya ses kayıd cihazı getir ve kendin kaydet kendi sesini"
Ve haftaya Annemden konuşucaz.


3.Seans
Yanımda MP3 çalar getiriyorum. Bununla, seansı kaydedicem.
O da ne terapistte kayıt cihazı getirmiş.
Aslında bu olay canımı sıkıyor.
Hani ben kaydedicektim sesimi.
Demek hem ben hem de o kayıt yapıcak.
Yine konuşuyoruz
Konuşuyoruz.
Artık çok rahatım.
Sadece ben konuşuyorum.
Araya girmeye çalışsada terapist onu susturup ben konuşuyorum.
Onu dinlemiyorum bile.
Yine babamdan bahsediorum.
Babam
Babam
Yine Babam.
Bi ara hatırama geliyor.
Yav bu hafta annemden bahsedicektik diorum.
Ve hemen yine babama dönüyorum.
Bi ara babamı affetmek gündeme geliyor.
Ben babam olmuşum.
Ve babama ceza vermek için bu tür ilişkiler yaşıyormuşum.
Babamı affedersem dönüşüm geçirebilirmişim.
Emin değilim. Gerçekten dönüşmek istiyor muyum?
Ben onarım terapisnin işe yaramayacağını düşünerek bu işe girişmemiş miydim?
Affetsem mi acaba babamı?
Bu o kadar kolay mı a.q?


Hemen konuyu değiştirip, Hoca'ya yardım teklifinde bulunuyorum.
Çeşitli Gey Örgütleri hocaya karşı kampanya başlatmışlar.
Sen beni TV ye çıkar diyorum.
Ben senin arkandayım.
Sana tam  destek veriyorum.
Hem senin reklamını da yapmış olurum.


Bu haftada Anneden konuşamadık.
artık haftaya
« Son Düzenleme: 15 Ağustos 2024, 10:03:36 öö Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TERAPİ SEANSLARI
« Yanıtla #1 : 10 Haziran 2010, 03:05:13 ös »
Suçluluk Hata ve Eksiklik

Hüseyin Bey;
Geçen gün facede mesajlara bakarken.
Eşcinsel Terapisi Görenler listesinde kendi adımı gördüm.
Şok geçirdim.
Sanki başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissettim kendimi.
o e-mail adresi benim adım ve soyadımdan oluşuyordu.
Bunu bilinçli olarak yaptığınızı sanmıyorum.
O yüzden unuttum gitti.
Ve
Evet şimdi itiraf ediyorum.
Bu hafta sana haber vermeden terapiye gelmicektim.
Hatta haftaya da gelmicektim.
Sen de sanıcaktın ki e-mail adresini yayınladım diye sana kızdım ve terapi almaktan vazgeçti :)
Bu zamana kadar gerilim çıkarmak için buna benzer taktikler uyguluyordum.
Karşımdakinin kendini suçlu hatalı ve eksik hissetmesi için elimden geleni yapıyorum.


Şimdi bunu sana itiraf ederken birden farkına vardım acaba çocukluğumda babamın bana yaptıklarını, ben de milllete mi yapıyorum ?


Ve bir de galiba;
Terapi ücretini öderken bilinçli olarak işi uzatıyorum.
Çünkü senin bundan rahatsız olduğunu keşfettim.
Madem rahatsız oluyorsun ben de elimden geldiğince işi uzatıyorum.
Her hafta ücret ödeme işini biraz daha uzatıyorum.




"Yok dakikaları hesaplayalım, yok seans şimdi mi bitti sonra mı bitti" gibi saçmalıklar yapmamaya karar verdim.
Aslında dakika hesaplamaya da gerek yok çünkü Ermeni ile irtibatımı kestim :D
Seans ücreti 100TL ise 100 TL dir.
Dakikayı bilemem ben bunu hesaplayamam da.
Seansın süresini sen ayarlicaksın.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TERAPİ SEANSLARI
« Yanıtla #2 : 17 Haziran 2010, 10:26:25 öö »
8. Terapi Sonrası


Yaz Akşamları (Tamamı)


Kurallardan bıktım ödevlerden de.
Özellikle son terapide verilen iş çıkışı eve gidip, evimle ilgilenme ödevini ben yapamicam , kardeşim.
Bu güzel yaz akşamlarını evde geçiremem
çünkü evde tek başıma canım fenna sıkılıyor üstelik eve "misafir kabul etme" yasağı da var,  eve internet bağlatma yasağı da var.


Dün iş çıkışı, Taksim Gezi Parkı'ndaydım.
Bir bankta tek başıma oturdum, etraftan gelip geçenleri izledim.
Bu hoşuma gidiyor, çevremden geçenleri izlemek.
Başka hayatları takip etmek.
Belki de röntgenci olduğumdandır.


Öyle geçti vakit.
Ermeni de yok.
Acaba gelir mi?
Hava daha aydınlık. Güneş batmamış. Vakit ikindiyi geçmiş ama akşam olmamış.
O bu saatte gelmez ki?
Gelir mi acaba?
Gelmez herhalde.
Belki de koli kesiyordur  "manti"nin tekiyle, bu saatte.


Acaba eski lubun arkadaşları mı arasam?
Bugün Pazartesi.
Hakan izinlidir.
Onu ariim bari.


*** (Devamı)
Hakanla 7 yıl önce tanıştım.
İnternetten tanıştığım ilk lubunya o.
O zamanlar 18-19 yaşlarında esmer, uzun boylu atletik parlak bir çocuktu.
Ses tonu da bi tuhaf ; kimi zaman erkeksi kimi zaman kadınsı ve sesi derinlerden geliyor.


Adalar'a gitmediyse arkadaşlarıyla kesin buralardadır.
2 yıldır görüşemiyoruz.


Teli kapalı a.q
Msj atayım, ulaştı raporu gelince ararım tekrar.


Off bu bank da güneş alıyor.
Elimdeki şişeden son yudumu içiyorum.
Bakıyorum etrafıma.
İlerden bi "balamoz" geliyor yanında "manti".
Bu "manti"leri anlamıyorum.
Ne buluyorlar balomazlarda a.q?
Tabii ki "belde".
Beldesi olmasa balamozun ; o manti koliler mi onu ???
Bence kolilemez.


Yaklaştıkça daha çok fark ediyorum. "Manti" "şugar"mış.
Hem de "but şugar".
Bi şeyi daha fark ediyorum.
Manti, digin.
Demek birbirlerini koliliyorlar.
Yada yaşlı adam "lubun", yanındaki genç "digin".
Öff ya bana ne bu ibnelerden.
Kimin kime ittirdiğinden bana ne ???
Ama harbiden çocuk şugar.
Hem de but şugar.


Hakan'a msj ulaşmış.
Arıyorum.
Tel çalıyor, çalıyor, çalmaya devam ediyor.
Açmıyor teli.
Duymuyor mu ne?
Yoksa duyuyorda tele cvp mı vermek istemiyor.
Yada işi vardır?


Ne yapayım?
Etrafı izlemeye devam.
Akşam yemeği de yemedim.
Karnım aç.


Benim başka lubun arkadaşım daha vardı.
O aklıma geliyor birden.
Küçük hanımefendi Eyüp.
Onu mu arasam?
O, zırıl zırıl bir lubunya.
Orta boylu, sıska, beyaz tenli parlak, tüysüz ve sarı saçlı.
Davranışlarda "Gacıvari"
Onunla gezmeye utanıyorum çünkü zırıl zırıl bir ibne o.
Bütün dikkatler üzerimize toplanıyor.
Ve dikkat çekmek için büyük gayret gösteriyor.
Boşver yaw onu aramiyim.
Hem o çok uzakta buraya gelmesi bi kaç saati bulur.


"Abi ben erkeğim yaw" diyorum içimden.
Herşeyimle erkeğim.
Tavırlarım, yürüyüşüm, konuşmamla.
" Laçovârî "yim.


Ve ben kendimi erkek hissediyorum.
Kendim gibi erkekler ilgimi çekiyor.
Erkek erkeğe takılmaktan hoşlanıyorum.
Zaten benimle takılanların çoğu digin.
Diginler ilgimi çekiyor.
Sokakta erkek gibiler.
Yatakta nasıl olduklarının ne önemi var ki?
Gacılarla, gavivari lubunlarla ne işim var.
Lubunla arkadaşlık etsem bile Laçovari olmalı.


Karnım aç.
Bişiler yemem lazım.
Önce işicem McDonalds'ta.
Parktan çıkıyorum.


O ne öyle?
Olamaz bu :D
Olamaz.


Az önce aklımdan geçirdiğim ve 2 yıldır görüşmediğim.
Küçük Hanfendi Eyüp'le, McDonalds'ın tuvalettinde karşılaşıyorum.
Yok böyle bişiy.


New Age saçmalığı;
Çekim Yasası gerçek olabilir mi?
Olmak istediğini hayal et ve olsun.
Acaba hayaller, gizli bir dua mı?


O da şaşırıyor beni görünce.
Gözlerinin altına açık mavi rimel çekmiş; biyolojik kadınlar gibi.
Tuvalette millet bize bakıyor.
Acaba benim  ibne olduğumu anladılar mı?
Şimdi ben bu eski lubun arkadaşımla mı gezicem Taksim sokaklarında.
Bütün dikkatler üstümüze toplanmaz mı?


Sonra Onarım Terapistim Hüseyin Bey'in sözleri aklıma geliyor.
"Bütün bağlarından kop"
Evet terapist haklı.
Milletin ne düşündüğünün ne önemi var.
Evet bu doğru. Bu iyi bir şey.
Siktir et milleti.
Kim görürse görsün.
Benim hakkımda ne düşünürse düşünsün.
En fazla ne dicekler ki : "İBNE"


Ve "Gullüm" başlıyor.
Özlemişim böyle şeyleri.
Son 4-5 yıldır soyutlamıştım kendimi bu dünyadan.
Tek başıma takılıyordum İnternetde.
Saatler geçtikçe içimde bir boşluk hissi oluşuyor.
Ben ne yapıyorum yaw.


Ermeniyle bu küçük hanfendiyi karşılaştırıyorum.
Ermeniyle bütün çatışmalarıma rağmen onunla vakit geçirmek daha farklıydı.
Nasıl diyim?
Sanki bu çatışmalar, tartışmalar, güç mücadeleleri beni bir şekilde besliyordu.


Bu Küçük Hanfendide ise tamam "Gullüm" var.
eğleniyoruz, gülüyoruz, mantilere alıkıyoruz
ama sanki birşey eksik.
O eksik olan ne?


Saatler geçiyor bu şekilde.
Karnım aç benim, bişi yemedim.
Gece oldu.
Ve bu küçük hanfendi bir "koli" bile bulamıyor.
Koli bulsaydı da ben izleseydim onları.
Ben sadece izlicem.


Karnım aç, yorgunum ve huzursuzum.
Evime gidiyorum.


Ve yemek yemeği unutarak yatıp uyuyorum.
Huzursuzum çünkü Eşcinsel Terapisine o kadar zaman ve para ayırıyorum.
Terapistin bazı tavsiyelerine uymuyorum.
Benim gerçekte derdim ne?


Evet ben şimdi gerçekten eşcinsellikten kurtulmak istiyor muyum, istemiyor muyum?
Eğer istiyorsam;
Bunu başarabilir miyim, başaramaz mıyım, merak ediyorum?




Kelavca Sözlük
Koli kesmek: Cinsel ilişki
Kolilemek: Sikmek
Kolilenmek: Sikilmek
Koli: Müşteri (Yani eşcinsel ilişkiyi kabul edebilecek şahıs)
 
Alıkmak : 1) Kelime anlamı "İtiraf etmek" yani eşcinsel olduğunu belli etmek.
               2) Yardımcı Fiil olarak kullanılır.


Şugar: Yakışıklı
But : Çok - Büyük- Fazla
But Şugar : Çok yakışıklı


Manti : Genç aktif erkek (Genç Aktif Gey)
Laço: Erkek (Aktif Gey)
Laçovârî : Erkeksi


Digin: Görünüm olarak erkeksi olmakla birlikde eşcinsel ilşkide hem aktif hem de pasif konumda bulunan erkek. (Alıcı-Verici)


Zırıl zırıl : Çok âşikâr. Çok belirgin.
Lubun: Lubunya: Pasif Gey
Gacı : Kadın
Gacıvari: Kadınsı
Gullüm : Eğlence.


Balamoz: Yaşlı adam
Belde : Para




Emre Lacivertoğlu
( LacivertEmre@hotmail.com )



psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TERAPİ SEANSLARI
« Yanıtla #3 : 05 Temmuz 2010, 05:38:15 öö »
...

LacivertEmre

  • Jr. Member
  • **
  • İleti: 80
    • Profili Görüntüle
Onarımla Geçen 10 Seans ...
« Yanıtla #4 : 14 Temmuz 2010, 11:17:22 öö »
Emre Lacivertoğlu
LacivertEmre@hotmail.com



10. Seans - 10 Temmuz 2010 Cumartesi



Canım sıkkın bu sabah. Hiç keyfim yok.
Dün akşam bir taraftan balkonda film izlerken
diğer taraftan kardeşim(*) ile  muhabbet ettim.
 
"Babam hayatımı kararttı." diyor başka bişey demiyor.
Bu akşam da içiyor her akşamki gibi.
Nasıl zorla babam tarafımdan sevmediği bir kızla evlendirildiğini anlatıyor içksini yudumlarken kardeşim.

8 yıllık evlilik hayatının ilk haftadan itibaren tartışmalarla geçtiğinden bahsediyor.
"Babam hayatımı kararttı"
"Okul hayatımın bitmesine de sebep oldu." diyor.
 - Nasıl bitirdi ki okul hayatını?
Bana psikolojik baskı yaparak beni İmam-Hatip'e yolladı.
"Okuyamadım ben orda abi" diyor ve ekliyor:
"Şimdi de bu evliliği devam ettiremîcem."
 
Sohbet bu şekilde devam ediyor. Bir çok şey anlatıyor. "Ben niye kendi kararlarımı kendim veremiyorum abi" diye üzüntüyle soruyor bana?
Ve küçükken babamdan ne kadar kortuğunu anlatıyor.
"O kadar ne sen ne de ablam korkmuştur, babamdan; benim korktuğum kadar." diyor ağlamaklı bir ifadeyle.
 
İktidarsız olduğunu, kadınlarla ilişkiye girmek için viagra ve benzeri ilaçlar kullanması gerektğini de öğreniyorum , dün gece ki muhabbet esnasında.
...
 
Bu sabah 10. seans için Hüseyin Bey'e gidicem.
Kahvaltı bile yapmadım.
Üstümde uyuşukluk var.
Evden de bi türlü çıkamıyorum.
Ütü de yapmadım.
Banyo yapıp sakal traşı mı olsam?
Ayakkabılarımı boyamaya vaktim var mı?
Yine son dakika da mı evden çıkıcam?
Hava da çok sıcak bu günlerde.
 
...
 
1 saat sonra Kadıköy
Ne traş olabildim, ne banyo yaptım, ne ütü , ne de ayakkabılarımı boyadım.
Son anda kendimi sokağa atıp son dakikada Kadıköy'e vardım.
Hızlı adımlarla Hüseyin Bey'in ofisine gidiorum.
Asansöre binip 4. kata çıkıyorum.
Kapıyı çalıyorum.
 
Kapıyı 30 yaşlarında  bi hanım açıyor.
Ve ahıra girer gibi giriyorum dükkana, selamsız sabahsız.
Uyuz olduğum o kadınla göz teması kurmaksızın yüzümde donuk bir ifadeyle koridora doğru ilerliyorum.
Koridorda ilerlerken ani bir manevrayla sağdaki tuvaletin kapısını açarak bi anda WC'ye giriyorum.
Muhtemelen şaşkınlık geçiriyor o kadın.
Nereye doğru ilerlediğimi merak ediyor.
Belki de "Kimdir bu manyak" diye söyleniyor içinden.

2 dk da kalıp yine donuk bir ifadeyle çıkıyorum
Karşımda yine o kadın, meraklı şaşkın bir şekilde ne için burda olduğumu soruyor.
 
"HÜSEYİN  için geldim" diyorum mekanik bir ses tonuyla. :D
- Hüseyin mi ??? Hüseyin Bey mi ?? Hüseyin Beyle Randevunuz mu vardı ?
- EVET
 
Bekleme salonunda oturuyorum. 35-40 yaşlarında adamın teki 4-5 yaşındaki oğluyla bekliyor.
Beni baştan aşağı süzüyor.
"İbne misin nesin a.q ?"
Beni ne diye süzüyorsun???
 
Elimdeki gazeteye gömüyorum kafamı. Okumaya başlıyorum.
Yine ani bir hamleyle ayağa kalkıp elimi kolumu sallaya sallaya mutfağa gidiyorum.
Hani burası benim kırk yıllık evim ya ondan kimseden izin isteme gereği bile duymuyorum
Çay paketlerini karıştırıp ordan yeşil çay poşetlerini bularak
salona dönüyorum.
Çay bardağına sıcak suyu doldurup. Demliyorum.
Kardeşim !  Rahat olucaksın.
Ben öle mıy mıy insanları sevmiyorum
Gereksiz nezakete ne gerek var.
 
Mutfağın yerini biliyor muyum? Biliyorum
Sıcak suyun yerini biliyor muyum? Biliyorum
Çay ın yerini biliyor muyum? Biliyorum
Öleyse çayı demliceksin kardeşim!
 
10. Seans Başlıyor
 

Paldır küldür giriyorum odaya, hemen oturuyorum bi köşeye
çünkü
benim selamlaşma sorunum var.
Çoğu zaman , selâm vermiyorum kimseye
çünkü nasıl selâm vereceimi bilmiorum.
 
Bugün gerginim.
Uykusuzmum.
Ve kahvaltı da yapmamışım.
 
Günlerimi  gey sitelerinde erkek arkadaş arayarak geçtirdiğimi,  Hüseyin Bey'e anlatmak istemiyorum.
Zaten bu konulara hiç girmek istemiyorum.
Havadan sudan ıvır zıvır şeyler anlatıp duruyorum.
Erkeklerden kopmaktan korkuyorum.
Erkeksiz hayat mı olurmuş  ???
 
Ya gerçekten işe yararsa bu tedavi. Ve ben yapayalnız kalırsam bu dünyada.  >:(
Tek başıma. Kimsesiz. Sevgisiz  :'(
 
5. sınıf sonundaki ilk büyük sınavım gözümün önünde canlanıyor.
Anadolu Liseleri Giriş Sınavı.
 
Sınav için başvuru formu alırken hocamın beni
bu sevdadan vazgeçmem için ikna etmeye çalışması:
"Emre sen Türkiye'de yenisin. Bu daha ilk senen. Bu çok zor bi sınav boşuna katılma  nasıl olsa kazanamazsın" demesi.

(Hadi ordan.
Sana mı kalmış a.q
Benim sınavı kazanıp kazanamîcam.
Hem denemeden bilemem
neyi başarabilecek kapasitede olduğumu.)

 
...
 
(Arkası var da yarın değil)
14 Temmuz 2010 dan beri nerdeyse 3 hafta geçti henüz yazamadım devamını.
Az kaldı yazıcam  2/Ağustos 2010
 
 
Sözlük
BIRA : Birader - Erkek Kardeş
BIRAM : Biraderim - Erkek Kardeşim

Emre Lacivertoğlu
LacivertEmre@hotmail.com
[/font]
« Son Düzenleme: 14 Ağustos 2024, 01:42:51 ös Gönderen: LacivertEmre »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TERAPİ SEANSLARI
« Yanıtla #5 : 02 Ağustos 2010, 03:57:04 ös »
EŞCİNSEL TERAPİ SEANSLARININ POZİTİF YÖNÜ

Haftalar sonra  yine Taksim'de V.....'ın  yanındayım ve bu sefer kendimi çok güçlü hissediyorum çünkü o oyunlarına başlar başlamaz oyununu görüp durdurdum.  Bütün bunlar olurken herşey kavgasız gürültüsüz gerçekleşti. O yoluna ben yoluma gittim. Evet itiraf etmem gerekiyor bu olumlu gelişmeler  senin yaptığın terapilerin sonuçları kesinlikle.



31 07 2010


Aylar sonra belki de yıllar sonra bu sabah rüya gördüm. Uyanır uyanmaz not aldım çünkü hafızam tüm rüyalarımı siliyor. Uyandığımda çok nadiren hatırlıyor oluyorum onlar da ilk 3-5 saniye içinde imha ediliyordu bu sabaha kadar. Bu sabah ki imha edilmeden önce  sanki izin verildi not almam için. Bu arada  B.......' taki evde kalıp problemle  yüzleşmeye karar verdim. Söylemeyi şimdi hatırladım bu semtin hayatımdaki yeri çok önemli çünkü 20 yıl önce aklımı burda kaybettim. O yüzden buralarda bulma ihtimalim var . Rüyamda annem vardı.

02 08 2010


( Son terapinin finalini annemle yapmıştık   
                                               - ayak fetişzmi ve anne ile sevişme fantezisi arasındaki bağlantı - )

Fetişizm, psikanalitik literatürde tanımlandığı şekliyle vajina, penis ve memelerden ibaret olan "normal" cinsel nesnelerin yerine, başka bir nesneye cinsel nesne olarak yönelme durumudur. Klasik psikolojide bir parafili, yani sapkın-sevgi olarak sınıflandırılır. Fetiş sahibi kişi, birincil cinsel nesnesini cinsel organlardan fetiş objesine kaydırmıştır. "Cinsellik üzerine üç makale" adlı eserinde Freud, spesifik olarak ayak ve ayakkabı fetişini, annenin penisi olmamasına katlanamayan çocuğun, annesinin ayağını penis yerine koyması durumu olarak açıklar ve bu tanım, gizli eşcinselliği ima eder. Yapılan bir takım beyin görüntülemesi çalışmalarında, fetişist bireylerin belirli beyin bölgelerinin fetişist olmayanlara göre daha küçük olduğu tespit edilmiş olsa da, bu bulgular geçerlilik kazanacak kadar tekrarlanamamıştır. Fetişizmin biyolojisi halen gizemini korumaktadır.
« Son Düzenleme: 02 Ağustos 2010, 04:40:08 ös Gönderen: psikolog »

LacivertEmre

  • Jr. Member
  • **
  • İleti: 80
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TERAPİ SEANSLARI
« Yanıtla #6 : 02 Ağustos 2010, 05:30:44 ös »
EŞCİNSEL TERAPİ SEANSLARININ POZİTİF YÖNÜ

Haftalar sonra  yine Taksim'de V.....'ın  yanındayım ve bu sefer kendimi çok güçlü hissediyorum çünkü o oyunlarına başlar başlamaz oyununu görüp durdurdum.  Bütün bunlar olurken herşey kavgasız gürültüsüz gerçekleşti. O yoluna ben yoluma gittim. Evet itiraf etmem gerekiyor bu olumlu gelişmeler  senin yaptığın terapilerin sonuçları kesinlikle.



31 07 2010


Aylar sonra belki de yıllar sonra bu sabah rüya gördüm. Uyanır uyanmaz not aldım çünkü hafızam tüm rüyalarımı siliyor. Uyandığımda çok nadiren hatırlıyor oluyorum onlar da ilk 3-5 saniye içinde imha ediliyordu bu sabaha kadar. Bu sabah ki imha edilmeden önce  sanki izin verildi not almam için. Bu arada  B.......' taki evde kalıp problemle  yüzleşmeye karar verdim. Söylemeyi şimdi hatırladım bu semtin hayatımdaki yeri çok önemli çünkü 20 yıl önce aklımı burda kaybettim. O yüzden buralarda bulma ihtimalim var . Rüyamda annem vardı.

02 08 2010


( Son terapinin finalini annemle yapmıştık   
                                               - ayak fetişzmi ve anne ile sevişme fantezisi arasındaki bağlantı - )

Fetişizm, psikanalitik literatürde tanımlandığı şekliyle vajina, penis ve memelerden ibaret olan "normal" cinsel nesnelerin yerine, başka bir nesneye cinsel nesne olarak yönelme durumudur. Klasik psikolojide bir parafili, yani sapkın-sevgi olarak sınıflandırılır. Fetiş sahibi kişi, birincil cinsel nesnesini cinsel organlardan fetiş objesine kaydırmıştır. "Cinsellik üzerine üç makale" adlı eserinde Freud, spesifik olarak ayak ve ayakkabı fetişini, annenin penisi olmamasına katlanamayan çocuğun, annesinin ayağını penis yerine koyması durumu olarak açıklar ve bu tanım, gizli eşcinselliği ima eder. Yapılan bir takım beyin görüntülemesi çalışmalarında, fetişist bireylerin belirli beyin bölgelerinin fetişist olmayanlara göre daha küçük olduğu tespit edilmiş olsa da, bu bulgular geçerlilik kazanacak kadar tekrarlanamamıştır. Fetişizmin biyolojisi halen gizemini korumaktadır.

Hüseyin Bey; 13 Seans boyunca söylemeyi hatırlayamadığım daha bir sürü şey olabilir.
Şunun da farkındayım terapi sürecini elimden geldiğince dolambaçlı yollara sokarak, uzakmaya çalışıyorum.
Söylemeyi hatırlayamadım diyip işin içinden çıkıyorum böylece :D
Ve bunu da yarı bilinçli yapıyorum. Yani bilinçli olarak planlanmış kurgulanmış bir durum değil.
Evet bu doğru erkeklerden uzaklaşıp kadınlara yakınlaşmaktan öcüden korkar gibi korkuyorum :D
Bu öcü lafı da nerden çıktı şimdi ufak bebeler gibi :D

Emre V. Lacivertoğlu
LacivertEmre@hotmail.com

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TERAPİ SEANSLARI
« Yanıtla #7 : 06 Ağustos 2010, 01:41:10 öö »
Hüseyin Bey;
Evdeki su problemini çözmek için girişimlerde bulundum
aşağıdaki e-mail i az önce ev sahibime yolladım.
Ev sahinie gönderdiğim e-mail i yayınlamaya gerek yok sitelerde. Onu size özel yolladım.
Bu arada hazır yazmaya başlamışken rüyamı yazayım.
Rüyami istediğin her yerde yayınlayabilirsin.
 
 
Çoğu zaman uyandığımda hiç bir rüyamın hiç bir karesini hatırlamıyorum.
hatta rüya gördüğümün bile farkında değilim.
Çok nadiren "evet ben bu gece rüya gördüm" diye hatırliorum onların da neredeyse tamamı
ilk 3-5 saniye içinde hafızamdan siliniyor.
Önce uyanır uyanmaz tuttuğum notu yazayım:
 
Uzun zaman sonra rüya görüyorum.  Aileme gitmişim misafirliğe yazlık bolge.
Gizlice erkek arkadaş. Yaşlı misafire yakalanma. Görmezden gelme.
Sonra yine. Bu başkası. Kızıyor.
Utanmanız yok bari wc.
Sonra annem bitkin.
Kızkardeşim diyor : "bağırsak kanseri". Babam yüzünden.
Anneannemin rahmi simsiyah.
Bebek var mı hemşire.
Sonra ben başka kapıdan dışarı. Dönen merdiven.
Kolime (yatak arkadaşıma) seslenme.
Gizlice in.
Benzinci. Pompa. Ranza. 2 öteye topluca taşı.
Huzursuz uyanma.
Çünkü aile bilmek lubun (ibne) çünkü koli (sex) rüyada.
 
Şimdi detaylı Yazıyorum rüyamı
 
Sahne 1
Aileme gitmişim misafirliğe.
Yalnız bu ev sanki yazlık bir bölgede.
ama bizim yazlık evimiz değil.
Sanki böyle öğrenci yurdu havası var. Duvarlar beyaza boyanmış.
Ortak alanlar var. millet kantin tarzı bir yerde oturmuş
Ama yurt da değil orası Yazlıkmış.
Kahvaltı vakti geliyor. Ben katılmıyorum kahvaltıya. Millet gidiyor.
***
Sahne 2
Biz başbaşa kalıyoruz erkek arkadaşımla.
Ranzanın üst katında cinsel yakınlaşma oluyor aramızda.
İlerdeki ranzanın üst katında yaşlı ak sakallı dede yatıyor.
Uyur gibi yapıyor ve bizi izliyor gizlice.
Demek bu ak sakallı dede röntgencinin tekiymiş :D
Aramızda ki ilşkiyi görüyor ve görmezden geliyor.
Ben de bunun farkındayım. Bilip de bilmezden gelmesi beni rahatlatıyor.
***
Sahne 3
Sonra sahne değişiyor.
Bu sahnede biz yine ranzada arkadaşla aynı şekilde devam edip duruyoruz.
İlerde yine bir dede var. Belki bu da ak sakallıdır. (Geçmiş gün şimdi hatırlayamıyorum)
Ve kel. Diğeri de kel miydi emin değilim.
Bu ayrı bir tür.
Bizim yaptıklarımız görüyor.
Aslında biz de önceki sahnede de bu sahnede de
yaşlı adamın bizi gördüğünün farkındaydık ve umurumuzda değildi.
Çünkü nasıl olsa görmezden gelicek diye bir his vardı.
Olmuyor
Bu ak sakallı dedesi bizi görür görmez tepki gösteriyor.
Utanmanız yok bu yaptıklarınızdan. Bari WC de yapsaydınız diyor.
Çok utanıyorum.
Şimdi yayılacak etrafa benim ibne olduğum a.q.
Babam duyacak. İçim daralıyor. (Sanki bilmiyor babam xD )
***
Sahne 4
 
Çekyatta oturuyorum.
Karşı çekyatta annem oturuyor. 45 derece yana dönük.
Yani yüz yüze bakmıyoruz.
2 büklüm. Keyfi yok. Belli ki canı sıkkın.
Cesaret edemiyorum sormaya : "Neyin var?"
Yanımda kızkardeşim oturuyor.
o da 45 derece yana dönük.
Yani kısmen sırtı dönük bana.
Annemle kızkardeşim aynı yöne doğru bakmış oluyorlar bu şekilde.
Anlatıp duruyor kızkardeşim çok bilmiş bir tavırla.
Annemin hastalığının ne olduğunu.
Merakla bakiorum anneme.
Acaba derdi ne?
O da bana bakıyor üzgünce.
Yüzü kararmış. Sanki bana kırılmış gibi de bir hali var.
Acaba erkek arkadaşımın farkında mı?
Sonra anlıyorum ki annem Bağırsak Kanseri olmuş.
Hemen içimden diyorum ki ben bunun böyle olacağını biliyordum.
Babam çok üzdü bu kadını hayatı boyunca. Ben annemim kanser olacağını hissediyordum.
İçimden babamı suçluyorum.
Bu arada rahatlıyorum annemim üzüntüsü benimle ilgili değilmiş.
(Bu arada yazarken farkına vardım sanki rüyamda içimden annem ölse de kurtulsam gibi bir his de geçmiş olabilir o hastalık haberini aldığımda)
 
Kızkardeşim anlatmaya devam ediyor. Dalga geçer umursamaz bi tavrıda var.
Otopsiden bahsediyor.
90 yaşında ölen anneanemden bahsediyor.
Öldüğünden ona otopsi yaptılar diyor. Acaba anneme de otopsi yapıcaklar mı :'(
Hemşireler kendi arasında iddialaşmışlar,
90 yaşının rahmini açmadan önce.
Kimi demiş rahminde bebek vardır kimi yoktur demiş.
Açıp bakmışlar kadının rahmine.
(Şu an da bunları yazarken bile tüylerim ürperdi. Rüya görürken de daha kötü ürperdim.
Sanki korki filmlerinin en gerilimli sahnesi olur ya onun gibi)
Ve simsiyah kömürleşmiş bir cenin çıkmış anneanemin rahminden.
 
Sahne 5:
Millet kahvaltıdan dönmüş.
Biz toparlanmışız erkek arkadaşımla.
Hatta aramzıda mesafe var.
Sanki hiç biribirimizi tanımıyormuşuz gibiyiz.
Ve bir şekilde sözsüz iletişim içindeyiz onla.
Evden ayrılmam gerekiyor.
Erkek arkadaşımla aramda annem var.
Bana terliklerimi getiriyor. Dışarı çıkıcam ya.
Erkek arkadaşıma seslenmem lazım çıktığımı bildirmek için.
Gerçi o da farkında benim çıkacağımdan. Peşimden geliyor.
Arada annem olduğu için onu yüzünü göremiyorum.
Ve peşimden geldiğimin fakındayım çünkü sol kolunu görebiliyorum.
Sağ kolumu havaya kaldırıp sesleniyorum her ihtimale karşı.
Ne olur ne olmaz belki çıktığımı fark etmemiştir.
Fark etmiş ama olsun yinede bilsin ki birlikte çıkalım.
 
Annem bakıyor kime sesleniyorum diye.
(Zaten her boka karışır a.q.
Kimle arkadaşlık yapıyorum. Nereye gidiyorum.
Vaktimi nasıl geçiriyorum her şeyi bilmek ister.
İşte bütün bunlara o kadar gıcık oluyorum ki.
Ve asıl sinir bozucu ve beni boğucu olan kısmı
onu kırmak istemediğim için bu konuda bir şey yapamıyorum.
Bunlar seni ilgilendirmez diyemiyorum)
Çocuğun peşimden geldiğini farkediyor.
Buna bozuluyor.
 
Ben eve girdiğim merdivenlerden değilde.
Başka bir merdivenden çıkıyorum.
Bu merdivene giden kapı normal kapıdan daha geride.
Milletden daha uzakta.
Dönen geniş merdivenler. Benbeyaza boyanmış heryer.
Kapıdan çıkıyorum. Çocuk peşimde mi emin değilim.
Annem kapıyı da kapamış olabilir çocuk kapıdan çıkamadan.
İçerde kalmış olabilir.
(Bu sadece tahmin çünkü rüyanın o kısmındaki kayıtlar bozuk)
Yalnız çok çok çok büyük ihtimalle ben yalnız çıkmışım kapıdan.
Çünkü merdivenlerdeki görüntülerde yattığım çocuk yok.
Ama onun çıkışını bilinçli olarak annem mi engelledi acaba?
(Dediğim gibi bunla ilgili görüntü yok. Zaten rüyanın o kısmında sahne kapanıyor)
 
Ve Sahne 6 (Belki de son sahne)
Beyaz evden dışarı çıkmışım.
Tekim.
Tam kapının önünde benzin pompaları var.
2 şer 2 şer. 3 sıra .Toplam 6 pompa.
Bir ranza var.
İşçi tulumları giymiş kişiler bu ranzayı evin önünden aynı zamanda altından.
Çünkü eve alttan giriliyormuş.
O dönen merdivenler evin iç kısmından aşağı iniyordu.
Yalnız ben evin tam dibindeyim.
Yani adımı atsam evin altından çıkmış olucam.
 
Neyse işte.
İşçiler ranzayı evden öteliyecekler ve o 2 li pompaların teker teker ötesine aşırtıcaklar.
Benden yardım isteniyor.
Ranza çok büyük.
Normal şartlarda o ranza, o şeklde pompaların içinden geçerek ötelenemez.
Ben de madem yardım istiolar.
bi deneyelim bakalım diyorum
Ranzanın arka sol köseşinden tutuyorum.
Benim radımımla 2 li pompanın içinden geçerek bir sıra atlanıyor.
3 sıra olduğu için ramzayı düzlüğe çıkarmak için 2 sıra daha atlatmak gerek.
Ben yine yardım ediyorum.
bir sıra daha atlıyor.
Ve fiziken mümkün olmamasına rağmen yine ranza mucizei bir şekilde geçiyor.
O esnada uyanıyorum.
Ranza bir sıra daha atlasa. Pompaların arasından  kurtulmuş olucaktı.
Uyandığımda hala rüyanın etkisindeyim
yatakda çıplağım ve üstümde örtü yok
içimde sıkıntı var. huzursuzum.
ve
yanımda çırıl çıplak  esmer genç bir erkek var.
Bir ayağında topallık var.
Meğer rüyamda gördüğüm çocuk
koynumda uyuyormuş
bu ılık yaz gecesinde.
 
Şimdi içimden dedim ki annem engelleyemedi çocuğun peşimden gelmesini
Anne sen ancak rüyalarda engelleyebilirsin :D
Gerçek hayatta işte çocuklar yanımdalar.
ahahahaha
 
Emre V. Lacivertoğlu
LacivertEmre@hotmail.com

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİ SEANSLARI
« Yanıtla #8 : 06 Ekim 2010, 12:07:17 ös »
Bir Yalanmış Tüm Gerçekler ( Son Seansın Özeti)



ayrılık öyle zor ki kimsesiz kalan bilir
gözyaşı ne demektir her gün ağlayan bilir
...

Rüzgar Gibi Geçti Yıllar , Tutunacak Dal Kalmadı
Bir An Mutlu Olmak için Çekilmedik Dert Kalmadı
Düşman Çıktı Sevenlerim
Sığınacak Dost Kalmadı
Sarılacak Dost Kalmadı
Bir Yalanmış Tüm Gerçekler
Koklanacak Gül Kalmadı

(İşte son seansın özeti)


...
Yokluğunla başbaşa
Kendimden kendimden kendimden geçiyorum
Şerefe deyip şimdi
Bin kahır bin kahır bin kahır içiyorum

Birazdan gözlerimden
Geçersin ılık ılık
Nice yıllar sevgilim
Mutlu olsun mutlu olsun mutlu olsun ayrılık

Sevincim kederim sen
Gözlerim ellerim sen
Benim ne suçum var ki
Sen benim kaderimsen

Karıştırmış kaderim
Şu gönlümün harcını
Yaş döküp ödüyorum
Ben bahtımın borcunu

Dertliyim efkarlıyım
Gönlüm yine tasada
Unutmak istiyorum
Kendimi bu masada

Her şey yalnız senin için üzme kendini
Belki bugün belki yarın anlayacaksın
Çok sevdiğimi, ağlayacaksın

Ayrılık mı çıktı falda
Sen bir yanda ben bir yanda
Öyle bir aşk bu zamanda
Ah belki bugün belki yarın anlayacaksın
Çok sevdiğimi, ağlayacaksın

Rüzgar gibi geçti yıllar
Tutunacak dal kalmadı
Bir an mutlu olmak için
Çekilmedik dert kalmadı

Senle dolu özlemlerim
Dilimdedir sitemlerim
Düşman çıktı sevenlerim
Sığınacak dost kalmadı
Sarılacak dost kalmadı

Bekleyişle özleyişle
Ömrüm geldi deçti böyle
Gözyaşlarım döndü sele
Ağlamadık gün kalmadı
Yaşanacak gün kalmadı

Bir yalanmış tüm gerçekler
O ümitler o dilekler
Boyun büktü hep çiçekler
Koklanacak gül kalmadı

Bir an mutlu olmak için
Yürünmedik yol kalmadı
Yaşanacak gün kalmadı
...
KAHIR MEKTUBU
ZEKİ MÜREN

tamamı için aşağıdaki bağlantıyı tıklayabilirsiniz
http://www.webhatti.com/sarki-sozleri/205602-zeki-muren-kahir-mektubu-sarkisinin-sozleri;.html


psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİ SEANSLARI
« Yanıtla #9 : 06 Ekim 2010, 12:11:32 ös »


Babam ve Oğlum - Son Seansın Yorumu


Karar veremiyorum artık
Sanki kendimi boşlukta hissediorum.

Bunca yıl kendimi oğullarım için feda ettim.
Şimdi onlardan özgürleşmem beklenior benden.

Bu istanbul ayazında son oğlumu sokağa terk etmem bekleniyor.
Bu o kadar zor ki

Oğlum kabul etmese de Babamı becerdiğini,
Son Oğlum aynı zamanda Babamın son kocası oluyor.
Babam ona deliler gibi aşıktı.
Ve şimdi çok uzaklarda babam.
Çünkü onu hayatımdan çıkardım.

Babamı hayatımdan çıkarsam da Son Kocasını çıkaramıyorum hayatımdan.
Onu nasıl çıkarabilirim ki
O hayatım boyunca gördüğüm
En sıradaşı En gizemli ve En cazibeli çocuk
Ve o benim Oğlum.
biricik Oğlum.

Oğlumu koynuma almak istiyorum.
Bu soğuk güz gecelerinde ona sarılarak uyumak istiyorum.
Benimle muhabbet ederken çok derinlerden bakıyor bana.
Gülümsemesi yok mu sanki içim eriyor.
Sıcacık.

Hüseyin Bey,
Artık bu tiyatroya bir son verme vaktinin gelip gelmediğini soruyor bana.
Peh
Tiyatroymuş
Oyunmuş
Ne tiyatrosu ne oyunu a.q
"Hayat Güzel"
Ötesi var mı?

Gerçek Gerçek diyip de
Hayatımı Kahredeyim bi de üstüne Kahır Mektubu mu yazayım :D
Bu mudur yani benden beklenen???

"Hayat Güzel" işte.

Gerçekleri yaşarsam gerçek Emre olucakmışım!!!
Emre Volkan Lacivertoğlu.
Gerçek olmazsam
Dedem gibi olurmuşum.

****

Ah benim biricik Dedem.
Bastonlu Uğur Dedeciğim.
Zaman zaman özlüyorum seni.
Ve hatta
bırakıp gittiğin o 4 katlı binanın
karşısındaki çay bahçesinde
sık sık çay içerken buluyorum
kendimi son zamanlarda.

Hep hayalimdesin.
O bastonunla Taksim Meydanına çıkışın.
Gezi Parkında gözlerini kısarak etrafını izlerken
Geçmişden bahsedişin.
80 yaşındayım ama tam 12 den vuruyorum deyişin.
Muhahahahahaha
Çok gülerdim bu sözüne.
Kuyu da su mu kalmıştı be dedecim 12 den vuracaksın.

***
Kuyu Demişken.
Çocuklukda en büyük korkum
Kuyuya baş üstü düşüp boğulmaktı.
Çırpına çırpına.

Ve bizim eşcinsel terapisti Hüseyin Bey'in Son Teorisi
Madem sen çocukken kuyuya baş üstü düşmekten korkarsın
Öyleyse büyüdün!
Eee büyüdüm ???
Cinsel organ neyi ifade edior
Neyi?
Küçüklüğünü
Nasıl yani
Küçük Emre işte
???
Emre küçükken kuyaya düşmekten korkuyorsa. Emre büyüyünce küçük emre hala kuyuya düşmekten korkar?
Pek anlamadım bu işte?
Kuyu neyi ifade edior?
Neyi?
Kadınların Vajinasını?
Küçük Emre kuyuya girmekten korkior. Yani Vajinaya giremiyor. O yüzden kadınlardan kaçıyorsun.
- a.q böle işin. Daha doğrusu koyamicam çünkü kuyuya girmekten korkuyormuşum. ahahahaha
Vay be

Durmak Yoq Oyuna Dewam
çünkü "Hayat Güsell"
ahahahahahaha

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİ SEANSLARI
« Yanıtla #10 : 06 Ekim 2010, 12:17:29 ös »
Cevap Çok Çabuk Geldi

Evet Döndüm ben oraya ve döndükten sonra 1 haftamı dolduramadan hastanelik oldum.
Bacağımı çok ciddi şekilde kırdım.
Nasıl oldu bu?
Kaza geçirmeden önceki günler
Zihnimde sürekli bir düşünce geziniyor.
Ben şimdi çalışmıycak duruma düşsem?
Bana kim bakıcak?
Tek başıma yaşıyorum.
Kaza geçirirsem Ben bu işin altından nasıl kalkarım?
Onca borcum var?
Sonra ev kirası, elektirik su, telefon internet vs
Bunların üstesinden nasıl kalkarım?
Tek başıma yaşıyorum?
Ev işlerinin üstesinden nasıl gelirim?
Ve  gelen düşenceyi sürekli durmaya çalıştım?
Çünkü çeşit çeşit spiritüel eğitimler aldığım için
bu tür düşüncelerin aslında gizli bir dua gizli bir talep olduğunun farkındaydım?
Spiritüelciler bu dileklerini Evren'den niyaz etseler de.
Gerçekte Evren'in ne olduğunu ikna edici şekilde bana izah edemediler.
Evren Evren diye dedikleri aslında Yaratıcıydı.
Ve ben bu tür hayaller kurarak, bu tür fikirleri zihnimde hayalleştirerek
Aslında soruyordum Allah'a başıma kaza gelse 2 ay çalışamazsam bana kim bakıcak
kendimi nasıl geçindiricem, onca borcun altından nasıl kalkıcam????
Ve beklenen cevap geldi 1 haftaya kalmadan.
İşte böyle.
İşte böyle başa çıkıcan bu dertlerin.

Bi daha tövbe bu tür sorular sormicam?



14 Kasım 2008 Cuma saat 16:30 -    18 Ağustos 2010 Çarşamba saat 15:00

Bir Gün Dönücem Ben Buraya

Ve o hafta sonunu , yeni öğrendiğim "duygusal özgürleştirme tekniğini" kullanarak kendimi sakinleştirmeye çalışmıştım.
Bu teknik her ne kadar güçlü bir teknik olmasına rağmen benim duygularımdan özgürleşmem pek de mümkün olmamıştı.
Öfke, kızgınlık, intikam. Bir türlü sakinleşemiyordum. Özellikle İNTİKAM. Bu his beni terk etmemek için direniyordu.

Nasıl olurda benim görev yerimi değiştirebilirlerdi hem de büyük bir gizlilik içinde?
Gerçi bazı şeyler  duymuştum.
"Abi dikkat et seni gönderecekler demişti" bir arkadaşım.
Şefime, müdürüme sormuştum. Yok öyle bişiy diye cevaplar almıştım.
Demek doğruymuş. Oysa onlara inanmıştım.
Beni göndermezler demiştim.
Gerçekten gönderdiler.
Başımdan kaynar sular dökülmüş gibi hissetmiştim, müdürüm bana tebliğ ederken;
Görev yerimin değiştirildiğini.
İçimde yoğun duygular yaşarken dışarıya belli etmedim bir şey.
Ve müdürüme:
"Teşekkür ederim." dedim ve ekledim "Sizinle birlikte çalışmaktan dolayı çok memnun oldum, müdürüm."
 Tebessüm ederken ve çeşit çeşit kibar sözler söylerken müdürüme içimden sinkaflı küfürler ettiğimin farkında olabilir miydi, yılların tecrübesiyle ?
Sanmam!

Gönderilirken : "Bir gün dönücem ben buraya"  demiştim içimden.
Kendime söz vermiştim.
Evet dönücem. Ben buraya bir şekilde dönücem.
Er yada geç, öyle yada böyle dönücem ben buraya.

Nihayet 21 ay sonunda dönüyorum.
Şimdi nakil yazımı aldım.
Bunu başardığım için, kendime verdiğim sözü yerine getirebildiğim için kendimi hafiflemiş hissediyorum.
Bu hafiflikten dolayı sanki kendimi bulutlara doğru çekiliyormuş gibi hissediyorum.
Evet ben bunu
BAŞARDIM.


psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİ SEANSLARI
« Yanıtla #11 : 07 Ekim 2010, 12:35:45 ös »
Hüseyin Bey;

24 Nisan'dan beri

" eşcinsel terapi "lerine devam ediyorum.
 
Senin terapilerin vasıtasıyla pek çok şey öğrendim kendim hakkımda
 
 
1) Narsizm = Kendine Aşık Olma Durumu = Öz Severlik
2) Baba- Oğul ilşkisindeki bozukluk
3) Baba-Anne-Oğul ilişkisindeki dengesizlik
4) Anne'ye karşı gizli cinsel eğilimim
5) Sado-Mazoşist yapım
6) Cinsel Organımı koruma içgüdüm
 
Ve en önemlisi kendi içimdeki gücü açığa vurma konusundaki ilerleme.
Bu eşcinsel terapilerinden sonra kendimi daha güçlü olduğumu fark ettim.
Artık pek çok problemin üstesinden gelebilecek kapasitede olduğumu hissedebiliyorum.
Her şey iyi güzel gidiyordu ta bu talihsiz kaza başıma gelene kadar.
Bu kazadan sonra kendimin aslında ne kadar yapayalnız olduğunu anladım.
Etrafımdaki herkes sanki bir anda buharlaşıverdi.
Kazadan sonra en temel ihtiyaçlarımı tek başıma giderebilmek gerçekten beni zorluyordu.
Belki de ilk bir hafta hareketsiz yatmam gerekiyordu
 
Önce kardeşlerimden destek bekledim.
Tamamen ilgisizdiler. Umurlarında bile değildi benim bu durumum.
Çünkü kendi meselelerine o kadar dalmıştılar ki benim ne kadar zo durumda olduğumu göremiyorlardı.
Bu ilgisizlik beni çok yıktı.
Bunu her ne kadar belli etmemeye çalışsamda iç alemimde sanki derin ama çok derinlerde bir sızı oluştu.
Bunu bastırmaya çalışsamda bu hisle baş edemiyordum.
 
Ve 2 hafta sonunda evime geri döndüm.
Gey Aleminden yılardır tanıdığım bir arkadaş bana yardımcı olmaya çalıştı.
Benim evime gel dedi.
Ben sana bakarım dedi.
Sen tek başına evinde kalamazsın. Zaten kardeşlerin de seninle ilgilenmiyor. Ben sana bakıcam dedi.
Ani bir kararla onun evine taşıdım bütün eşyalarımı.
Sonunda aradığım destek gelmişti.
Gerçekten gelmiş miydi acaba?
 
Nerdeee?
Bu arkadaş sandığım ibne resmen beni kullanmaya çalıştı.
Bu yetmiyormuş gibi onun hakaretlerine katlanmak durumunda kaldım.
Çünkü elimden bir iş gelmiyordu.
Ve bu ibne benden iş bekliyordu.
Neyse ki bu 3-5 gün sürdü.
Sonra birden ortalardan kayboldu.
Şu anda nerde olduğunu bilmiyorum.
 
Hep yalnızdım.
Yine yapayalnız kalmıştım.
Bu arada iş yerinden ne arayan vardı ne de soran.
Oysa kalabalık bir çevrem vardı bu kazadan önce.
Çok değer verdiğim arkadaşlarımdan bile bir geçmiş olsun telefonu almadım.
Kendimi ortada bırakılmış hissettim.
Ve bu gerçekti.
 
Bu yaralı halimle bir başıma yapayalnız çaresiz bırakılmıştım.
 
Sonra bu yalnızlığım içinde karşıma bir genç erkek  çıktı.
Kendisi sokaklarda yaşayan, uyuşturucu kullanan ve sabıkalıydı.
Ve onda bir cevher görmüştüm.
Onda farklı bir şey vardı.
Ailesiz büyümüştü bunu gizlemesine rağmen ben bunu biliyordum.
Kendini polis ajanı olarak tanıtmasına rağmen ben bunun gerçek olmadığını da biliyordum.
Ve bildiğim bu gencin bütün olumsuz gözüken yanına rağmen bunda farklı bir enerji vardı.
 
Ve artık bu ajan benim yanımda kalıyor.
Evet bu sabıkalı genç arkadaş benim yanımda kalıyor.
 
Verdiğin bütün terapiler iyi güzel.
Gerç gerçek gerçek diyorsun.
 
Gerçek ne biliyor musun?
Gerçek:  benim çaresiz oluşum.
Gerçek : en yakınlarım tarafından bile ölüme terk edilişim.
Gerçek : benim sıcak bir muhabbete ihtiyacım oluşu.
Gerçek: tek başıma en temel ihtiyaçlarımı bile karşılayamaz oluşum.
 
Bana diyorsun ki bu ajan çok tehlikeli,
Seni yokuşa sürüklüyor.
 
Ne yapabilirdim?
 
Ve gerçek şu ki öyle yada böyle ben yaptığım bu tercihin arkasındayım.
Onun başını sokacak bir yuvaya ihtiyacı vardı
Benim de ev işlerimde yardımcı olacak bir dosta ihtiyacım vardı.
 
 
Ben evimi açıyorum ona.
O da elinden gelen her türlü işi yapıyor.
Bana yemek yapıyor. Evimi temizliyor. Çay demliyor, birlikte çay içiyoruz.
Ve müşteri bulduğunda gidiyor müşteriye.
O aynı zamanda Rent-Boy , bedenini satıyor Çünkü paraya ihtiyacı var
 
Gerçek evet gerçek bu işte.
 
Aslında belki ben bu kararı vermicektim. Ajanı evime almıycaktım.
Kardeşim aradı geçen gün " Akşam Çiçek Pasajı'na gelicem" dedi. "Senle de buluşuruz. Sana para vericem." dedi.
Ben zamanında kardeşime borç vermiştim. Araba alıcaktı elindeki yetmiyordu. Ona yardımcı olmuştum.
Aradan belki 2 yıl geçti belki daha fazla. Hiçbir zaman bunu talep etmedim. Nasıl olsa bir gün vericekti. Vermese de olurdu.
Sonuçta kardeşim değil miydi? Zaten benim de ihtiyacım yoktu o zamanlar.
 
Çiçek Pasajına gelicem diyince ben de her zamanki saflığımla ordan bana uğrar, beni ziyaret eder diye tahmin ederek evimi tarif ettim, sms atarak.
Bi de dedimki bana nakit verme, üzerimde bulunmasın, hesap no mu vereyim banka hesabıma havale et.
"Tamam abi" dedi, "öleyse yarın sabah ben bunu hallederim." dedi.
 
Akşam oldu. İşten çıkış vakti bir saat geçmişti.
Aradım kardeşimi. "Nerdesin?" dedim.
"Abi Çiçek Pasajı'ndayım" diyor. "Bu yakınlardaysan gel görüşelim."
 
Bu yakınlardaysan gel görüşelim??? Bu ne demek şimdi??? Evet ben bu yakınlardayım. Normal şartlarda benim evimle çiçek pasajı arası yürüyerek 7-8 dk lık yol. Ama ben normal şartlarda değilim ki. Benim şartlarımda o yol en az 45dk sürer. Ve büyük bir efor sarf etmem gerekir ayrıca.
Kardeşim Çiçek Pasajı'na gelicek, içmeye. Ve bana dicek ki "Abi , sen gelemiyosan, görüşmeyede gerek yok ben zaten parayı sabah bankaya yatırıcam."
Ben artık bu kadarını kaldırabilecek durumda değildim. Bardağı Taşıran Son Damla' ydı bunlar.
 
Çünkü bu olaydan 1 gün öncede kızkardeşim aramıştı.
Son derece soğuk bir ses tonuyla konuşmuştu. IBAN numaranı yolla ben sana para yolliym demişti. Daha önceden söz vermişti kömürlükten taşınırsam taşınma masraflarımı karşılayacağına. Demek o aklına gelmiş.
2 hafta önce babam beni evden kovduğundan beri aradığı yoktu kızkardeşimin.
Aslında beni de hiç arayası yokmuş çünkü ben onun hakkında ileri geri konuşmuşum.
Onun karşı cinse ilgisi yok demişim.
Ben kızkardeşime dedim ki: " Ben öyle demedim sadece şunu dedim senin cinsiyetsiz olduğunu söyledim...."
daha cümlemi tamamlamadan. "Tamam" dedi. "Ben telefonu kapatıyorum. Seni dinlemek istemiyorum." dedi ve telefonu suratıma kapadı.
 
Sabah bankaya havale yapıcam, görüşmemize gerek kalmadı.
IBAN no'nu yolla sana para göndereyim.
 
Kardeşlik böyle bir şey mi?
Hadi diyelim ki arkadaşlarımı ben seçtim. Çoğu tutarsız, tuhaf ve sahteler.
Onlardan zaten bir fayda gelmicekti. Kardeşlerim peki ne?
 
Artık öyle bir noktaya geldim ki. Herşeyle, herkesle bağlantımı koparıyorum.
Yalan, dolan. Başka bir şey değil.
Onlarla bağlantımı koparırıken şimdi bağlantı kurduğum AJAN çok mu doğru.
Belki değil.
Neyden dolayı sabıkası olduğunu bilmediğim gibi
Belki de gerçek adını da bilmiyorumdur onun.
Zaman zaman müşteri bulduğunda bedenini satması da ters bana.
Bana ters ama o sokağa düşmüş biri.
Yurtlarda büyümüş bir ailesi bile yok.
 
Herkes beni terk ederken ve Ajan doğuştan terk edilmişken.
Karşılaşıverdik bir akşam bir noktada.
Ve birbirimize ihtiyacımız vardı.
 
 
NOT:
Ve belki de Bardağı Taşıran Son Damla olmasaydı;  AJAN'ı evime davet etmicektim.
Çünkü o damla beni duygusal olarak yerle bir etmişti.
 
 
 
 
 

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİ SEANSLARI
« Yanıtla #12 : 11 Ekim 2010, 12:17:21 ös »
Hüseyin Bey;
25 Eylül ve özellikle 2 Ekim 2010 tarihindeki son terapiden sonra
hayatımda sıradışı şeyler olmaya başladı.
Evet benim hayatım biliyorum sıradışı ve son günlerde yaşadıklarım
artık sınırlarımı zorlayarak ve belki de sanki bir tür kumar oynarak verdiğim kararlarla
daha bir sıradışı oldu.

Bu fiziksel olarak sakatlanmış halimle ben hangi akla hizmetle
"Görevimiz Tehlike" cilik oynuyorum, kardeşim.
Son yaşadıklarımı bir hipnozcu psikoloğa anlattım.
"Valla çok tuhaf doğrusu. Ben binlerce hayat hikayesi dinledim.
Sizin ki kadar tuhafına rastlamadım. Tuhaf gerçekten çok tuhaf" dedi.

Arkadaşım! Hayat hikayem tuhaf gibi görünse de ilk başta.
Bence derinlerde başka bir şey var.
Ben ufak bir çocuğum, tamam mı !!!
Hem de saf temiz berrak bir çocuğum.
Aynı zaman da yaramaz.
Yaramazlık yapıyor çünkü dikkat çekmek istiyor.
Asıl derdi de dikkat çekmek değil. Kabul edilmek, sevilmek.
Gerçekten sevildiğini hissedebilmek.
Ne yaparsa yapsın, sevildiğini bilmek istiyor.
Ve bunu bilemiyor.
İşin ilginç yanı
Sevildiğini bilmediği gibi, SevilMEdiğinden de emin değil?
Türlü türlü yaramazlıklar yapıp duruyor ki bir işaret gelsin !!!

Şimdi
Bu akşam, benim yeni  KARDEŞİMi (Ajan) işe yolladıktan sonra derin bir düşünceye daldım.
Ben ne yapıyorum a.q ???
Allahım yarabbim var mı böyle bir şey?
Ben resmen "mama"(*) lık yapıyorum.
"Kardeşim" in vucudu kaslı, genç ve harbiden yakışıklı.
Bütün gün, gey sitelerinde chat yapıyor ki
paralı bir ibne bulup işini yapsın ve harçlığını çıkarsın.

Ve ben "Kardeşim"e taktikler veriyorum.
O chat yaparken şu oğlan bundan hoşlanabilir şuna böyle yaz.
Bu ibneye dikkat et yazdıkları yalandır, güvenme.
Aman bu adamı çarpmaya kalkma başın derde girebilir.
Bak şuna böyle yaklaşırsan daha fazla harçlık alırsın.
Ve bol bol küfrediyoruz ibnelere.
Adam mesela "aşkım" mı yazdı, biz bi başlıyoruz kahkahaya
"Aşkını ....... senin" diyoruz.

Ben bu gece bir düşünceye sevk edildim.
"Kardeşim" , bir müşteri buldu yine bu akşam.
Ve ben kardeşimi göndermeden önce bayağı bir süsledim.
Yüzüne temizleme maskeleri, saçlarına jöleler.
Tabii ki önce bir banyoya girdi yıkandı.
Parfümler felan.
Ayakkabıları boyamalar.
Ve gitti müşterisinin işini görmeye.

Yaw arkadaş ben ne yapıyorum şimdi a.q yaw?
Lan ben ne yapıyorum harbiden şimdi?
Bu yaptıklarım var ya benim hayat felsefeme tamamen zıd.
Kardeşimi resmen pazarlıyorum.
Çocuğun vücudunu kiralamasına yardımcı oluyorum.
Bunu ne diye yapıyorum?
Çünkü herkes ama herkes beni terk ederken
bu çocuk karşıma çıktı.
Ve "Kardeşim" kendi ifadesiyle "Anasının amından çıktığı gibi lağıma düşmüş" bir insan.
Ben bu çocukla hayatımda ilk defa geçen haftalarda tanışıyorum.
Ve bi anda kaynaşıyoruz.
Önce "Baba-Oğul" ilişkisi gibiyken.
Bakıyorum bu yürümüyor,
ilişkimiz kardeşliğe terfi ediyor.

Herkes beni terk ederken, ve o doğuştan terk edilmişken
bana arkadaş oluyor.
Evde bir sıcaklık oluşuyor.
Bana destek oluyor.
Lezzetli yemekler pişiriyor.
Sıcak yemeğe kavuşuyorum.
Bi taraftan çaylarımızı yudumlarken diğer taraftan muhabbet ediyoruz.

Bütün bunların karşılığında
ben de kardeşimi destekliyorum.
Onun müşteri bulmasını sağlıyorum.
Onun hatalarını affediyorum.
Zaman zaman kusurları olursa da görmezden geliyorum.
Olur böyle şeyler diyorum.
Bizler insanız. Hatalarımız olur. Yanılabiliriz.
Bu insan olmanın neticesidir.
Cahildir hata işlemiştir.
Kardeşimdir olabilir böyle şeyler.
Bilmedi ondan yaptı diyip affediyorum.

Bu akşam gitti ya o , müşteriye.
Ben daldım bir düşünceye.
Yaw dedim
Evet gerçekten biz insanız değil mi?
Bizler çeşit çeşit hatalar yapabiliriz.
Belki bilip de belkide bilmeyip de işleriz çeşit çeşit kusurlar.
Yaw arkadaş,
Benim bu yaşıma kadar ki çevremdekiler de insan değil miydi?
Onların hiç mi hata yapma hakları yoktu.

Yaw şu Vartan yok mu Vartan.
Zor günümde hayatımın kazığını yedim ondan.
Çaresiz günümde bana yapmadığını bırakmadı.
Lan onu bile affetttim ben.
Ona ben de bir kazık atıcaktım, vazgeçtim bu gece.
Zaten dedim hayatının kazığını yedi.
Daha fazla düşmesin dedim, affettim onu.
Vazgeçtim ona bir tekme atarak daha bir derinlere düşürmekten.

Sonra Babamı düşündüm.
Onu da affediyorum.
Bütün olumsuzluklara rağmen.
Olumlu yanları da vardı.
Tabii ki vardı.
O da insandı.
Bişiler yaşadık işte bu ölümlü dünyada.
Kimi zaman renkli, kimi zaman siyah-beyaz, kimi zaman ahenkli, kimi zaman gürültülü,
kimi zaman neşeli kimi zaman hüzünlü, kimi zaman tatlı kimi zaman acı.
Hepsi de bizim içindi.
Bunları yaşayarak tecrübe aldık.
Hepsi birer ders oldu.
Belki de hayat bir dersten ibaretti.

Ben Affetmeyi seçiyorum.
İntikam almak bana göre değilmiş, şimdi anladım bunu.

Hüseyin Bey,
Seninle 6 aydır devam eden,
çoğu zaman benim aşırı dirençlerimle ve oyun içinde oyunlarımla
çekilmez hale gelen
"eşcinsel terapi"
benim taktığım isimle "KAÇIN" terapi
sonucunda
sanki etrafımdaki bulutlar uzaklaşıyor.
Daha bir farklı görüyorum dünyayı.

Ve ilk defa onu bunu suçlamadan,
kendi verdiğim kararların, kendi tercihlerimin sorumluluğunu üstleniyorum.
Bu genç arkadaşla yollarımız bir şekilde kesişti.
Onun hayat hikayesi ne olursa olsun "Zor günümde" yanımdaydı.
Ne gibi pisliğe bulaşmış olursa olsun
ve  "Ben ŞER'im sen benim yanımda ne arıyorsun?" demesine rağmen
ben onu kabul ettim. Hatalarını görmedim ve Affettim.
Onunla evimi, ekmeğimi, suyumu paylaştım.

Bu tercihimin sorumluluğunu alıyorum.
Hayatın bu zamana kadar bilemediğim yönlerini gördüm son 10-15 günde.
Belki hayat bana yeni dersler verecek.
Belki de dünyaya bakışımda yeni açılımlar olucak.
Her ne olursa olsun
bir şekilde korunduğumu hissediyorum, manevi bir güç tarafından.
Çünkü bu zamana kadar  kritik durumlarda öyle şeyler yaşadım ki
bunların tesadüf olamayacağını görebiliyorum, dönüp baktığımda geçmişe.
En olmayacak zamanlarda her şey kötüye gidiyormuş gibiyken,
bir anda hiç beklenmedik anda herşey bir anda olumlu oluverdi.
Hüseyin Bey,
Hayatımın o kısımlarını anlatmadım sana ve o yaşadıklarım da rasyonel bir izahı yok.
Bazen düşünüyorum
kardeşim benim dini bir yaşantım yok.
Ne Cumaya giderim ne de senede 2 defa kılınan Bayram Namazlarına.
Namazla niyazla camiyle hocayla işim olmuyor.
En son 3-4 yıl önce mi ne namaz kıldım.
Dini ibadet olarak tek yaptığım Ramazanlar da oruç tutmak, o da bazen.
Bütün bunlara rağmen ben nasıl oluyor da manevi bir şekilde korunduğumu hissedebiliyorum???
Hissetmenin ötesinde bunu biliyorum.

Ha Şimdi hatırladım bir de kedileri çok severim.
Bu yaz havalar sıcaktı, evimin önüne bir kap su koyardım.
Kediler, köpekler, börtüler böcekler su içsinler diye.
Bir de saf saf ona buna yardıma koşarım üstüme vazife olmadığı halde.

Yaw bunlar da değil.
Bunların ötesinde bir şey. Bunu kelimelerle ifade edemiyorum.
Bu daha farklı bir şey.
Yani bu Allahla bir alış-veriş değil.
Bak ben sevap işledim, sen de beni manevi olarak koruyorsun olayı değil.

Neyse yazdıkça daha bir karmaşıklaşıyor,
ne demek istediğimi ben de tam olarak anlayamıyorum ki anlatayım.

Hüseyin Bey;
Bildiğim bir şey var ki 6 aylık eşcinsel terapilerinden sonra hayatım
tahminlerimin ötesinde
kökünden değişti.

Böyle bir şeyi 6 ay önce değil hayalimde , rüyamda bile göremezdim.
Düşünsene kaza geçirmişim.
Fiziksel olarak %80 kısıtlanmışım.
Temel ihtiyaçlarımı gidermek aşırı zahmetli hale gelmiş.
Ve ben bu halimle
büyük riskler içeren tercihler yapıyorum.
Tercihlerimin arkasındayım diyorum.
Tercihlerimin tüm sorumluluğunu da üstleniyorum diyorum.
İnanılmaz rahatım, kendime güveniyorum çünkü bir başıma da olsa
bunların üstesinde gelebilecek olduğumun farkına varmışım.
Hüseyin Bey sana teşekkür ediyorum
seanslarda sana yaptığım türlü oyunlara rağmen
büyük sabırla beni dinlemeye devam ettiğin için.

NOT:
Son seansı bilinçli olarak 2 saate uzatarak
ve değişik saldırılarla senin sabrını denerken
artık senin saçını başını yolacak seviyeye geldiğini görmek beni fazlasıyla sevindirdi.
Sen kabul etmesen de seansın sonlarına doğru dengen hafiften bozulmaya başlamıştı.
Belki bunu itiraf etmek senin için kolay olmaya bilir
sen mesleğinde ne kadar profesyonelsen
ben de o kadar profesyonelim karşımdakinin açıklarını bulup oraya saldırma konusunda.
Ben bu kadar sabırlı olabileceğini tahmin etmemiştim.
Bu zamana kadar kaç tane terapist eskittim ben.
Senin gibisini görmedim.
Adamlar daha ilk seanlarda benim tuzağıma düşüveriyorlardı :D :D :D
Seanslar benim istediğim yönde çıkmaz sokaklarda ilerleyip duruyordu.
Bu sefer olmadı.
İyi de oldu. Dünyayı şimdi bambaşka bir noktadan bakabiliyorum.
Daha aydınlık, daha net, daha gerçek.
Sanırım oyun bitiyor.
Hüseyin Bey; Teşekkür ederim 6 ay boyunca terapilerdeki büyük sabrın ve emeğin için.

                                                            Kadir @

Sözlük
Mama : Kerhane işleten kadın.

Not 2: İnternet ortamında yayınlayabilirsin.
ve hatta yeni rumuzumla da yayınlayabilirsin
yani Kadir @ olarak.


psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİ (lacivertemre@hotmail.com)
« Yanıtla #13 : 22 Aralık 2010, 08:37:54 ös »
Karanlık Fobisinden Çıkış ???

Geçen gün internetkafe de sohbet ediyordum yine.
Saat gece 12'ye yaklaşırken
kardeşim aradı.

"Eve gelirken bana bi paket sigara ve 2 kutu bira alabilir misin?" dedi.
Cevap vermedim.

İnternetkafe kapandıktan sonra eve gittim.
Tabii ki sigara ve bira almadan.
Çünkü bu tür şeylere karşıyım.

Eve girdim.
Kardeşim salonda oturuyordu.
Ordan burdan muhabbet ettik.
Tam "Abi, sigara ve bira almadın, de mi? dicekti ki kardeşim,
bir anda onun lafını kesip
"Babam katil biliyor musun?" dedim.
Bir anda şaşırıverdi.
Zaten benim amacım da buydu.
Ve davem ettim.

"Babam ve Annem katil. Bunu biliyor musun?
- Nasıl yani katil? Kimi öldürmüşler ki ???
"Bundan yıllar önce annem hamile kalmıştı. Ve o bebeği daha dünyaya gelmeden canlı canlı parçalara ayırarak katlettiler"
- Kürtaj ???

***
Kardeşim bir kaç gün önce bu durumu babama sormuş. Olayı doğrulatmış.
O gece çok ağladı kardeşim. Dakikalarca ağladı. "Nasıl olurda bunu yapabilirler?" dedi.
Çok içmişti. Ayakta zor duruyordu. Bilinci yarı açıktı.
Çok küfretti.
***

Hüseyin Bey;
Çok ilginç bir şekilde.
Bu olaylardan sonra
Hayatımın bu zamanına kadar devam eden.
Evet 2-3 yaşlarındayken beri devam eden karanlık fobim bir anda
evet bir anda yok olduğunu fark ettim???

Hayatımda ilk defa
ışığı açık tutmaya gerek duymaksızın
evde tek başıma uyuyabildim.

Bunu zaman zaman deniyordum
acaba
bu kadar psikolog eskittim
bu kadar psikoterapi gördüm
bu karanlıkta uyuma fobim yok oldu mu diye
test ediyordum.

Hatta bu olaydan 3-4 gün önce yine test etmiştim.
Evde yalnızken ışıkları kapamıştım
10 saniye bile yatakda duramadan
hemen koridordaki ışıkları açıp öyle uyuyabilmiştim.

Şimdi
evet kurtuldum.
Kürtaj olayını babama bildirtikten sonra
artık
geceleri evde yalnızken
karanlık da çok rahat uyuyabiliyorum.

Hüseyin Bey;
Bunun izahını yapabilir misiniz yapamaz mısınız, bilmiyorum?

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİ (lacivertemre@hotmail.com)
« Yanıtla #14 : 03 Ocak 2011, 11:05:20 öö »
AYI ve KIZLARI
 
8-9 yaşlarındayım.
Ailece görüştüğümüz babamın bir arkadaşı var.
40 yaşlarının başında yani  babamdan 3-4 yaş büyük.
Adam ayı gibi bir şey.
Aşırı kilolu.
Ve uzun boylu.
Böyle görünmekle birlikte saf, çocuksu ve sakin yaratılışlı.
 
Bu adamın 2 genç kızı var. Evlilik yaşları gelmiş.
Bir türlü evlenmiyorlar yada evlenemiyorlar.
 
Sahne I:
Mekan : Bizim ev.
Babam annemle konuşuyor.
Babamın bu konu hakkındaki yorumu:
"Bu adam kızlarını evlendirmiyor.
Kızlarını kendine saklıyor.
Damat adaylarında hep kusurlar buluyor kimseye vermiyor
Yoksa kendisi mi evlenicek kızlarıyla"
 
Sahne II:
Mekan :Ayıların evi.
Sahnedekiler: Babam, annem, Ayı, Ayının hanımı, Ayının kızları, Ben , erkek kardeşim ve kızkardeşim.
 
Babam konuyor:
"Benim kızım prensestir.
Öyle kolay  değil kızımla evlenmek.
Ağırlığınca başlık parası alıcam, onu isteyen damattan."
 
Sözlük:
kon-mak : monolog 'un fiili hali.
kon-uş-mak : diyalog.