Gönderen Konu: YAZIKLAR OLSUN...  (Okunma sayısı 657 defa)

Halim-Recai

  • Newbie
  • *
  • İleti: 19
    • Profili Görüntüle
YAZIKLAR OLSUN...
« : 24 Ağustos 2024, 12:46:44 öö »
Evet sevgili dostlar yine ben öncelikle merhabalar herkese nasıl olduğunuzu sormadan aslında birazda anlayabiliyorum. Herkes böyle midir bu duyguları hissediyor mudur bilmem ama ben duygularımı yazıya dökeyim de belki başkalarına da tercüman olmuş oluruz. Malum olayları biliyorsunuz yuvamız yıkıldı ki zaten bizim mazimizin harabesini düzeltmeye onarmaya çalışan tek yerdi orası. Şahsım adına konuşmak gerekirse benim BEN gibi hissettiğim tek yer diyebilirim aslında. Bu hayatta hiç kimseye Hüseyin hocama açık olduğum gibi olmadım ki olamam da zaten. Bütün hayat hikayemi anlattım o da dinledi yorumladı o odada. Oranının mühürlendiğini duyunca bir anlık durakladım içime bir titreme geldi anlatamam o kadar anlam yüklüdür ki orası o oda kelimeler kifayetsiz. En içten ağlamalarım en içten sevinç anılarım o odadadır ki çoğumuzun da öyledir tahminimce. Bana babamın sarılmadığı gibi sarılan adam oradaydı mesela sahi ben o anıyı bırakıp da nasıl orasının kapandığına mühürlendiğine ikna olacağım bilmiyorum. Hayatımda babam bana bir kere sarılmıştı o da o kadar yapmacıktı ki anlatamam. Bir insan oğluna bu kadar mı soğuk sarılır ya işte bunun üstüne bana babamın sarılmadığı gibi sarılmıştı Hüseyin hocam. O kadar garip o kadar garip hissetmiştim ki. İçindeki kapanmayan o yara bir nebze de olsun rahatlamıştı gözler durur mu zaten yaşlar dökülüyordu. Biliyor musunuz ilk defa birisi gözlerimden öptü benim şimdi siz gelin burayı mesleki yetersizlik bahanesiyle kapatın anlatabiliyor muyum. Kaçımız inanırız ki buna kaçımız yani. Biz ailemizden bulamadığımız sevgiyi şefkati hep başka kollarda aramamışmıydık. Başkalarının yaptığı hatalar yüzünden, uçkuruna sahip çıkamayan şerefsizler yüzünden biz bu halde değil miydik. Kendi adıma konuşuyorum tabi herkesin hikayesi farklıdır. Ama bunca acıya bunca zorluğa rağmen Hüseyin hocam geldi ayağa kaldırdı iyileşmekte ısrar edenleri. Dün bir durumunu gördüm ağladım gerçekten. Birisi ilk kez Hüseyin hocayı görmek için İstanbula gidiyor ve bakıyor ki kapı mühürlü. Bu nasıl çaresizlik anlayabiliyor musunuz. Kendime baktığım zaman diyorum ya bu adam olmasaydı ne olurdum şu an bu hayat nasıl olurdu kabullenip o iğrenç dünyaya mı dalardım yoksa kabullenmeyip kendimi mi asardım bilmiyorum. Ben intiharı da düşünmüştüm zamanında daha kötüsü yok yani. Hayattan bağımı koparmak istiyordum neden çünkü bu hislerim yüzünden peki kim aldı beni hayatın merkezine geri çekti işte bu sorunun cevabını da biliyorsunuz. Çok zor ve meşakkatli yolmuş bu cidden bir kişiye bile faydam olsa çok sevinirim diye gittik iklim bayraktara hayat hikayemizi anlattık sağolsun o da bizi kullanıp prim kasma derdindeymiş. Allahından bulsun ne diyim. Bir kardeşimiz de alır kitabı okur da Hüseyin hocanın yanına gider o da iyileşir diye o kadar heyecanlıydım ki kitap çıkmadan önce bi çıktı okudum tekrar okudum eee dedim burda Hüseyin hoca nerde terapiler nerde hiçbiri yok konu ne devleti kursları eleştirmek başka da bir şey yok. Bu yol çok çetinmiş be dostlar insan gerçekten nerden yaralanacağını bilmiyor. Devlet diyoruz lgbt karşısında bize destek verir ona da destek değil köstek oluyor. Yıllardır hakkı hakikatı konuşan adamın ofisini mühürlüyor. Yazıklar olsun diyorum. Fetö bitti zannediyoruz kaç sene önce yazılan bir yazıdan dolayı bunca işkence yapılıyor. Siz kimlerin umutlarını çaldınız biliyor musunuz. Kaç masumun hakkına girdiniz. İyileşmek isteyen kaç kişinin hayallerini çaldınız siz. Bu vebalin altından kalkamazsınız. Adalet bu dinyada inşallah tecelli eder de eskiden bile daha güzel günlerimiz olur. Ahirete kalırsa da alacağımız hak çok büyük dostlar çok büyük. Orada belki iyileşmek isteyen kaç kişinin umut kapısı vardı hepsini yıktınız talan ettiniz. Allahınızdan bulun. 3 gündür samimiyetle söylüyorum geceleri uyku girmiyor gözüme midem ağrıyor bunları düşünmekten. Ben İstanbula gidip tekrardan o koltuğa oturup ki her zaman masanın yanındaki koltuğa otururdum daha yakın olayım diye :) işte oraya oturup hayallerimi anlatmak vardı aklımda benim. Koltuk demişken hatırlıyorum da ilk gittiğimde köşedeki koltuğa oturmuştum uzak kalmak istemiştim yani zaten ses kaydı almıştım o kadar cılız o kadar kötümser konuşuyorum ki anlatamam ilk gittiğimde ben babamın günahı mıyım diye sormuştum mesela. Bak anılar canlandı birden :(
Siz de yazın arkadaşlar içinizden geçenleri ayrıca dualarımızdan da eksik etmeyelim. Mazlumun duası kabuldür unutmayalım. Hüseyin hoca da yalnız değildir arkasında bizler varız onu da hissettirelim.

Son olarak iki yıl önce yazmış olduğum şiirimi de ekleyip yazımı tamama erdireceğim
Selametle


DOKTOR

Gücüm bitti tükendi,
Kapına geldim doktor, iyileştir beni.
Bekliyorum makine değilim ben belki,
Amma yaşamayıp makine olsam,
Benim için daha evla idi.
Yok muydun insanın da bir tuşu sahi?
Basınca düzelsin hata, kalmasın pası kiri.
Biliyordum aslında ağrıyan yerimi.
Kalbim ağrıyor doktor,
Sol tarafım sızlıyor.
Ve tekrar ediyorum ki doktor,
Lütfen iyileştir beni...

Nefes almanın tadı mı olurmuş ki,
Oksijenin tadını özledim doktor!
Ciğerlerime rahat hava gitsin bi.
Bilmezler insanlar benim neyle yandığımı,
Yangınlarımın pişirdiğini ve kavurduğunu beni.
Çek çıkar beni o ateşten doktor!
Kül etme yeter! Kurtar beni!

Ve işte geldi o gün,
Perdeleri sıyırdık ve gördük güneşi.
Bana ne oluyordu ki!
ANLADIM. ANLADIM.
ARTIK DEĞİŞİM VAKTİ...!

Bildiklerimi unuttum senin yanında.
Bilmediklerime yeni şeyler kattın doktor,
Işık tuttun yoluma.
Düğmeyi çevirdin de boğdun beni aydınlığa.
Sonra döndüm ve tekrar baktım da şu adama,
Gücü gizlenmiş en kuytu kenarlara.
Samanlar, çer, çöp. Atmışlar işte ne varsa.
Baktım ki gördüm kendi içimdeki o kuvveti,
Ve de kaçıyorlar o saman atan kişiler şimdi.

Aslında biliyor musun doktor?
Güçsüz olan onların ta kendisi..
Onca sebep varken korkup kaçmak için,
Şimdi savaşmanın zamanı geldi.
Lakin yine de doktor sen gitme!
Çünkü düşersem tekrar kaldır diye.
Tamam ben savaşayım kabul, bu savaşa sen girme.
Ama her daim izle!
Belki olur da gücüm tükenirse,
Bir kahveni içeriz, ve
Gücüm tekrar dolar da dalarım zaferlere..
Artık zaferler yazacağım doktor!
Ama unutma ki altında her daim,
Senin imzan olacak elbette.


H.atıraları saklama zamanı geldi ve de eski anıları,
K.açmak çare değildi, yanında götürürken korktuklarını...!


Recâi
08.02.2022~00:23
« Son Düzenleme: 24 Ağustos 2024, 01:00:11 öö Gönderen: psikolog »

Halim-Recai

  • Newbie
  • *
  • İleti: 19
    • Profili Görüntüle
Ynt: YAZIKLAR OLSUN...
« Yanıtla #1 : 24 Ağustos 2024, 12:48:23 öö »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4384
    • Profili Görüntüle
Ynt: YAZIKLAR OLSUN...
« Yanıtla #2 : 25 Ağustos 2024, 05:50:31 ös »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4384
    • Profili Görüntüle
Ynt: YAZIKLAR OLSUN...
« Yanıtla #3 : 31 Ağustos 2024, 10:11:44 ös »
Eşcinsellik özgür bir tercihin değil, genellikle çocuklukta yaşanan travmaların ve ebeveyn ihmallerinin sonucu olarak gelişen bir durumdur. Eşcinsellikten kurtulmak isteyenlere terapi imkanı sağlamamak, gerçekte eşcinselleri küçük düşüren bir tutumdur.

https://youtu.be/-9bPlRuOq-Q?si=3LPplNbsk-WVa29r


Velev ki Eşcinseliz: Furkan

https://www.youtube.com/watch?v=SK5ycgpoVC8

Velev ki Eşcinseliz: Mert

https://www.youtube.com/watch?v=BI6NM-gENrw

Velev ki Eşcinseliz: Efe

https://www.youtube.com/watch?v=rxfQS3Da1Wg




https://www.instagram.com/reel/C8jfEMtCLuV/?igsh=eXZ3bW44bXUzeWJr