Gönderen Konu: SELMA BETÜL'E OLAN AŞKINDAN VAZGEÇER Mİ? (LEZBİYEN AŞKLAR AŞK MIDIR? )  (Okunma sayısı 357 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4288
    • Profili Görüntüle
Vazgeçmenin kararını yazıyorum bugün. Benim için çocukluğu geride bıraktım zannettiren ama içimde bir yerlere saklayıp hiç büyütemeden roller kestiğim bir hayatı veren o hatıradan vazgeçmek. Kötü niyetli bir adamla bir odada yalnız kalmanın bedelini 20 yıldan fazladır ödüyorum. Bu bir bedel değil olmamalı, benim suçum değildi. “Hayır”ları hayatımdan çıkaran o sessizlik, her şeyi kabul edilebilir hale getiren o sessizlik benden 20 yıl aldı ama çok şükür beni alamadı. Dokunulmayı o adam bana dokunduğunda reddetmeye başladım. O anla baş etmenin tek yoluymuş sanırım dokunarak sevmek. Sonra büyüdüm, kendime benzeyen bedenler sevmeye başladım. O adamın eliyle, ondan intikam alır gibi, kendimi sever gibi. İçinde o günkü çocuk yaşıma yakın çocuklar gördüğüm o kızları sevmeye başladım, çok sevdim. Tüm duygusallığım onlarla ilgiliydi. Onları iyi ve mutlu etmek üzerine bir hayat. Ne hayat! Çocukluk mastürbasyonuyla başlayıp 30 yaşına kadar devam eden bir bağımlılık. İnançlı bir hayatın içine sığdırılmayan, sürekli suçluluk duygusuyla, ikircikli bir hayat. Yapay egolar, erkeksileşme, zayıf kızlar için hayran olunası kişi olma. Bütün bunlar maalesef ki bir hayatı akıp giden bir hayat yapamıyor. Sürekli kendinize takılıp duruyorsunuz. Çok sevmek mi sevilmeyi ummak mı? Seviştikçe bağın olduğuna inanmak mı? Kendine benzeyen bir bedenle sevişmek aslında karşı cinsten alınan bir intikammış bunu terapilerde öğrendim. Benim bana dokunan adamdan aldığım intikam! Erkeklerden intikam, bir kadınla sevişmek, onu tatmin etmek. Ne yazık. Sonra onlarla olmanın aslında onları tatmin etmekten başka bir şey olmadığını görmek, bu yaptığımızın onların kadınlığını tatmin etmekten başka bir işe yaramaması, düşünülmemek, öncelenmemek.
Ben tüm bu duyguların yapaylığı ve yersizliğiyle ‘arkadaşım’ın sevgili yapmasıyla yüzleştim. Çünkü açık kimlik yaşamıyorduk aslında, sorsan arkadaştık. Dokunmayı, öpmeyi, sevişmeyi meraktan keşfetmiştik ama hala arkadaştık. Bunun yerini aramızda hiç konuşmadık. Hiç sevgili olmadık. Her şey öyleydi ama hiç ben erkeğim sen kadınsın demedik. Ama yıllarca buna dayalı bir arkadaşlık kurduk. Şimdi yaşadığımız her şeyi başkasıyla yaşamaya karar vermiş, birden ona dokunan uzanan ellerimi reddetmişti. O kötü niyetli adamla bir odada yalnız kalan kendi küçük kız çocuğu yaşımla o zaman yüzleştim. Başına gelenler ve bağ kurmayla ilgil tüm beklenti ve çarpıklıklarımla. Annemle olamadığımız o ilişkiyi gizli bir yerlerde oldurmaya çalıştığım o kızla. Hani kendimi koruyamadığım için bir gün bir odada, hayatım boyunca içindeki çocukla birlikte o arkadaşımı koruyacakmış gibi hissetmek. Annemden alamadığım kadınlık, kadınlığı reddetmek, kadınları sevmek ve şimdi sarsılmak. Hayatımda ilk kez tattığım kıskançlık duygusu.
Ona uzanan ellerimi reddettiğinde; kullanıldığımı anladım, ortada bırakılmış hissettim. Bir adamın, gerçek bir erkeğin kendisine dokunmasını kabullendiğinde ellerimi yoksayan o kişinin de beni istismar ettiğini anladım. Hem bedenimi hem duygularımı. Sanki yıllarca ve yıllarca damarlarımdan, her öpüşüyle tenimden beni sömürdüğünü hissettim. Şimdi gittiğinde, olmadığında, başkasıyla olduğunda bedensiz ve ruhsuz kalmış gibi kendini gerçekleştiremeyen bir ne olduğu belirsiz biri gibi ortada kaldım. Arkadaşlığımız o kadar kuvvetli ve o kadar tutkuluydu ki ayrılmayı asla göze alamıyorduk. Ama ben bu kendimi eskiden sıyırmanın imtihanıyla tek başıma yüzleşiyordum. Hazırlıksız öylece durduk yere, değişmek zorundaydım. Bildiğim mutluluklardan, sevinçlerden bir anda mahrum kalmış ama aynı zamanda arkadaş kalmaya çalışarak bir yerlerde sıkışmıştım.
Yaratılan bedenlerin ikisine de ait olamamanın sancısıyla; kendimi, dostluğumu, kulluğumu, evlatlığımı, kadınlığımı her şeyimi her şeyle birlikte alt üst edip sorgulamaya ve yerli yerine koymaya çalıştım. Birden bire otuzlu yaşlarımda. Fıtrata uygun olanlar tak tak yerini buluyor, bir tek arkadaşımla yeni bir normal yakalayamıyoruz. Bu bir vazgeçmenin kararıydı, arkadaşımdan değil kurduğumuz arkadaşlık modelinden, onu bildiğim ve sevdiğim yerden vazgeçip iki kadın iki arkadaş olmanın formülünü bulmalıyım. Kavga başlasın!
« Son Düzenleme: 29 Temmuz 2024, 11:45:56 öö Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4288
    • Profili Görüntüle
Eşcinsellik özgür bir tercihin değil, genellikle çocuklukta yaşanan travmaların ve ebeveyn ihmallerinin sonucu olarak gelişen bir durumdur. Eşcinsellikten kurtulmak isteyenlere terapi imkanı sağlamamak, gerçekte eşcinselleri küçük düşüren bir tutumdur.

https://www.youtube.com/watch?v=-9bPlRuOq-Q&list=UULFEDADUolmKuMyWGRunC3UhQ&index=4

Velev ki Eşcinseliz: Furkan

https://www.youtube.com/watch?v=SK5ycgpoVC8

Velev ki Eşcinseliz: Mert

https://www.youtube.com/watch?v=BI6NM-gENrw

Velev ki Eşcinseliz: Efe

https://www.youtube.com/watch?v=rxfQS3Da1Wg


https://huseyinkacin.com/





https://www.instagram.com/reel/C8jfEMtCLuV/?igsh=eXZ3bW44bXUzeWJr

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4288
    • Profili Görüntüle
Eşcinsellik özgür bir tercihin değil, genellikle çocuklukta yaşanan travmaların ve ebeveyn ihmallerinin sonucu olarak gelişen bir durumdur. Eşcinsellikten kurtulmak isteyenlere terapi imkanı sağlamamak, gerçekte eşcinselleri küçük düşüren bir tutumdur.

https://youtu.be/-9bPlRuOq-Q?si=3LPplNbsk-WVa29r


Velev ki Eşcinseliz: Furkan

https://www.youtube.com/watch?v=SK5ycgpoVC8

Velev ki Eşcinseliz: Mert

https://www.youtube.com/watch?v=BI6NM-gENrw

Velev ki Eşcinseliz: Efe

https://www.youtube.com/watch?v=rxfQS3Da1Wg




https://www.instagram.com/reel/C8jfEMtCLuV/?igsh=eXZ3bW44bXUzeWJr