Gönderen Konu: LEZBİYEN OLMAK: LEZBİYEN HAYATIN ZORLUKLARIYLA BAŞ ETMEK MÜMKÜN MÜDÜR?  (Okunma sayısı 3437 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle


İlk seferinde bu arkadasimi erotize etmemeyi basarmam aylarimi almisti. Bu sefer bir haftami aldi

Bazi seyler eklemek istiyorum.
Kizlara ilgim gercekten bitti. Hatta ruyamda erkek gordugumu, bir erkekle gorustugumu vs de daha once sizlere anlatmistim burada.

Ve sunu fark ettim. Beyin yeni bir sey denemeye basladiginizda konfor alanina geri donmek istiyor hemen. Burada bahsedilen sey de tam olarak bu. Bende ilk defa erkeklere dair hisler olusmaya basladiktan sonra bu huseyin hocamizin arkadas ol dedigi kizin yanina oturunca falan tekrar uyarilmalar basladi. Aylardir olmuyordu. Bunu fark edince duzelmiyorum olmuyo vs vs diye depresyona girdim, 1 haftadir eve kapanmiştim.

Bu arkadasimi aylardir hic erotize etmemistim. Aylardir gercekten cok guzel arkadaslik yurutuyorduk. Ve simdi yanina oturunca uyariliyorum, ruyama giriyor vs vs

Ve bunlar erkeklere dair hayatimda ilk defa hislerim gelistikten hemen sonra oluyor..

Mum kendi dibine isik vermiyormus, onu fark ettim. Kendimde olani gorememisim herkestekini gorebilirken. Beynim konfor alanina donebilmek icin ugrasiyor aslinda..

Bunu fark edince hemen arkadasi arayip buluşmak istedim. Bulustuk. Aklimda surekli Huseyin hocanin korku escinselliktir sozleri yankilaniyordu. Biliyordum ki yanima oturcak ve ben etkilenecegim yine. Dedim ki korkmamalisin, beynin bilerek yapiyor. Onu yenmemiz lazim. Oturdu yanima saatlerce oturduk. Buyuk bir savas verdim.

Ve simdi, erotize etmem azalmaya basladi hizli bir bicimde.. diyecegim odur ki, siz duzelmeye basladiginiz an beyninizle bir savasa da giriseceksiniz. Sizi geriletmek icin elinden geleni yapacak. Sakin olmuyor vs diye tereddute dusmeyin.

Siz iyilesmeye, karsi cinse hissiyat gelistirmeye basladiginiz an beyniniz sizi dusurmek icin caba sarf edecek. Fakat her kalkisiniz bir guc olacak size, her seferinde daha da guclu kalkacaksiniz.

Erkeklere hislerim artmaya basladiktan sonra yine beynim kizlara yani konfor alanina donmek isteyecektir. O zaman tekrar savasacagiz kendisiyle. Konfor alanina dondurmeyecegim onu.

Ama bu sefer daha da kisa surecektir

Boyle boyle bu is iyice azalacak. Heteroluk artacak
https://www.youtube.com/watch?v=_FoBkmBGqzE
« Son Düzenleme: 08 Temmuz 2024, 12:15:32 öö Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: LEZBİYEN OLMAK
« Yanıtla #1 : 15 Haziran 2024, 02:04:18 ös »
Yani yüzde yüz duzelme diye bir sey aslinda yok, olmasi da gerekmez. Cunku surec anlattigim gibi isliyor. Siz duzeldikce konfor alaniniz olan escinselliginizi alevlendirecek beyniniz. Tekrar onu yenip savasa devam edeceksiniz. Eger beyniniz sizi konfor alanina geri dondurmeye calistiginda escinsel iliskilere vs girersiniz beyniniz konfor alanina donmus olur. Terapi sureciniz de yara almis olur.

Yani aslinda siz karsi cinsle saglikli iliski kurabiliyorsaniz bu is bitmistir demektir. Bu sebeple yuzde yuz iyilesme var mi, insanlar iyilesmiyor yuzde yuz demek ki vs demek inanilmaz sacma ve gereksiz

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: LEZBİYEN OLMAK
« Yanıtla #2 : 15 Haziran 2024, 10:51:07 ös »
Ve iki konudan bahsetmek istiyorum.

Birincisi gruptaki eşcinsellere dair.

İkincisi de burada olan anne babalara daha doğrusu grupta olan ve eşcinsel olmayan, düz cinsel olanlara ilişkin bir konu. Ve çok önemli olduğunu düşündüğüm bir konu.

Birinci konu:
Ben bu yaptığımız isin yani eşcinselliğe dair dönüşüm terapisinin yüceltilmesi konusuna çok kızan bir insandım. Eşcinsel danisanlara da içten içe kiziyordum ne sanki yani tek sen mi hastasin herkesin bir psikolojik sikintisi var seninki de bu, alti ustu huseyin hocanin verdigi gorevleri yapacaksin diye. Eşcinsel danışmanlar bu gruba içlerini dökerken başka danışanlara, ya da gruptaki baska anne babalara saldirmalarinin, topluma sinirlerinin, huseyin hocaya nefretlerinin, yaptiklari hareketlerin, terapi surecinde getirdikleri cinnet sureclerinin, terapide gerilememek icin verdikleri savasi danisanlarin gözlerinde buyutteklerini dusunurdum. Ve bu sebeple kizardim onlara. Hatta çoğu zaman da buradaki arkadaslarin terapi sureclerinde yaptiklari hatalara, dustukleri gafilliklere kizmistim. Yapacagin tek is düşmemek yoluna devam etmek vs diye.

Meğer sebebi onlari anlamıyor olmammış. Yani aslinda her sey yeni başlamış benim icin. Ben bittiğini dusunurken yeni basladigini fark ettim savaşimin..

Beynimde erkek sekmesi ilk defa acildigi vakit onlarin nasil bir zorlukla savasmaya basladiklarini cok daha iyi anladim suan..

Gruba saldiran, lgbt propagandasi yapan, anne babalara saldiran, kendine yardim etmeye çalışan danisanlara saldiran, uçuk kacik fikirlerini surekli gruba yazip danisanlari sinirlendiren vs vs gruptaki tüm arkadaşlar..

Önünüzde saygiyla eğiliyorum. Hepinizi cok iyi anladim. Sizlere zamaninda cok da kizdim ama vallahi yeni anladim, anlayabildim. Önceki kizdigim arkadaşlar, hepinizden ozur diliyorum teker teker. Anlamamistim.

Gruptaki düzcinsellere demek istedigim hususa gelirsek

Bakin sevgili anne babalar, ya da grupta herhangi bir sebeple bulunan düzcinsellere sesleniyorum şuan.

Eşcinsellerin içinde bulunduğu terapi sürecini anlayabilmeniz için yazıyorum.

Evlisiniz ya da değilsiniz. Şimdi evli olduğunuz, ya da da ömce iliskinizin olduğu karşı cinsleri bir düşünün. Ve şimdi de yakın arkadaşınız hemcinslerinizi düşünün. Eşcinsellere yönelik dönüşüm terapisinde yapilan şey şu, sizi karinizdan/kocanizdan boşayacagiz, onunla arkadaş kalacaksiniz ve sizi en yakin arkadasinizla (Evet, hemcinsiniz!) seviştireceğiz!!

Bunu sadece bir an hayal etmenizi istiyorum. Gözünü kapatin ve düşünün. Anladınız değil mi? Bu grupta bulunan insanların, belki de çocuğunuzun geçirdiği süreç.. hic ama hic kolay bir şey değilmiş. Hem de hiç! Kucumsenemeyecek kadar kutsal üstelik! Onların gruptaki patlamalarina sert karşilik vermeyin! Sinirlenmeyin! Alttan alin! Onlar şuan kendi beyinleriyle savasiyorlar ve yaptiklari şey gerçekten çok zor. Zormuş.. bilmiyordum ki, nereden bilebilirdim?

Gruptaki bir danişan bana "Sen sevişmişsin, ben sevismedim senden nefret ediyorum kaybol" diye mesaj atarken ne demek istedigini nereden bilebilirdim ki? Anliyorum ama yemin ederim anladim.. Şuan ben de nefret doluyum. Herkese. Gruptaki, hatta sokaktaki her bir insana. Annelere babalara, cocugunuzun basina bunlarin gelmesine sebep oldugunuz icin. Ya da benden daha ileriki asamada olan danisanlara, benden daha ileride olduklari icin. Benden daha gerideki asamada olan danisanlara, daha bu yasadigim zorluklari yasamadiklari icin. Ya da disaridaki normal insanlara, sadece karşi cinsle sevisebildikleri icin!!

Ben bunlarin farkinda olmayip gruba kusabilirdim bu sinirimi. Ama farkindayim ve kusmuyorum.

Fakat başka bir danişan bu kadar farkindalikli olmayabilir.. lutfen anlayiş gosterin. Anlamiyorsaniz da çıkışmayın.. birakin lgbt propagandasi yapsin, birakin 1000 kadin istiyorum desin, birakin gruptaki anne babalara saldirsin, birakin.. ne istiyorsa yapsin grupta... cunku hincini alabilecegi tek yer burasi.

Sizleri seviyorum. Sonuna kadar okudugunuz icin tesekkur ederim.

Eger ben de bir gun saldirirsam kendimi kaybedip gruptaki herhangi bir seye. Bana da hatirlatin olur mu? Cunku yeni basladigimi hissediyorum, erkek sekmesi yeni acildi ve beynimle daha cok savas var onumde. Her seferinde daha da guclenecegim ama dusebilirim de allah korusun. Dusebilirim, buraya gelip ben de kin kusabilirim. Kizmayin, alttan alin, bana da hatirlatin.

Maxilla06

  • Newbie
  • *
  • İleti: 29
    • Profili Görüntüle
Ynt: LEZBİYEN OLMAK
« Yanıtla #3 : 20 Haziran 2024, 03:00:25 ös »
Tüm yol bundan ibaret aslında. Ben oyunu çözdüm! Şuan kendime uyguladığım yöntem aşağıda yazılmıştır. Bizzat tecrübe ediyorum. Evet, bu yazıyı hayatınıza uygulayabildiğiniz vakit bu lanetten kurtulacaksınız!

Hakiki ve samimi dostlukta; "erotizm" ya da "aşık olduğunu" hissetme yoktur! Samimi dostlukta saygı, destek, güven, anlayış vb. değerler vardır. Dolayısıyla samimi dostluk asla eşcinsel sevgiye veya ilişkiye kurban edilmemelidir. Burada en önemli noktalardan bir tanesi de eşcinsel erotik çekim duyulan kişiyle tanışılıp, dostluk yoluna gidildiğinde şayet o kişi de tam anlamıyla heteroseksüel yapıda ise bir süreden sonra eşcinsel erotik çekimde gözle görülür azalma ve sonunda tamamen bitme yaşayan çokça yaşanmış örnek vardır. Burada en mühim nokta ise eşcinsel çekim duyulan hemcinsin tam anlamıyla heteroseksüel olması/hiçbir manipülasyona kapılmaması ve hiçbir erotik açılmaya fırsat vermemesi gerekmektedir. Eşcinsel bireyin kendisine akıl oyunu oynadığı en mühim nokta ise bu dostluğu "ileri düzey bir dostluk" olarak nitelendirip cinsel ilişki olmasa bile gizliden aşık olma gibi bir sürece girmesidir. Bu süreç bireyin kendisini kandırdığı, arada eşcinselliğin olmadığına dair bir hissiyata girdiği ve fakat bal gibi de gizli eşcinsel hisler duyduğu bir süreçtir. Bu süreçte, gerçekten ve samimiyetle neler hissettiğinin farkına varan eşcinsel birey, heteroseksüel arkadaşıyla arasındaki ilişkide "cinsel ilişkiden" vazgeçtiği gibi "gizli aşktan" da vazgeçebildiğinde işte o zaman hakiki dostluk bağı kurulmuş olacaktır. Bu durumda eşcinsel bireyin bilinçaltında, heteroseksüel arkadaşına karşı "Acaba zamana yaysak belki bir gün o da beni sever mi? Bir gün cinsel ilişki kurabilir miyiz?" tarzında gizli sorular bittiğinde hakiki dostluğa merhaba denilecektir. Kendisine erotik çekim duyulan hemcinsle erotizm olmadan hakiki bir dostluk bağı kurulabilecekken; bu dostluğu erotizme feda etmemeli ve bitirmemeli! Yeter ki yukarıda izah edilen "akıl oyununun" farkına varılsın.
Şayet bir süreç akışı yapılacaksa da: "Eşcinsel çekim duyulan kişiden kaçmamak, akabinde arkadaş olmak, akabinde kafada o "arkadaş" ile eşcinsel cinsel ilişki arzusundan vazgeçmek, akabinde akıl oyununa kapılmayıp "gizli aşık olma" etabını da atlatarak sonucunda eşcinsel çekim duyulan tam anlamıyla heteroseksüel arkadaş ile "hakiki dostluğa" ulaşmak şeklinde süreç özetlenebilir. Süreci baltalayabilecek iki önemli husustan bir tanesi çekim duyulan hemcinsin de eşcinsel hisler hissediyor olması/yahut eşcinsel manipülasyonlara kapılıyor olması, diğer bir tanesi ise eşcinsel bireyin yukarıda izah edilen kendi kendini kandırdığı akıl oyununu oynamasıdır. Bu iki hususta da tedbirli olunduğu sürece; yani hakiki dost olunmak istenen kişi tam anlamıyla heteroseksüel olunca ve hiçbir eşcinsel manipülasyona da fırsat vermedikçe ve eşcinsel birey de kendisine "gizli aşık olma" akıl oyununu oynamadıkça; eşcinsel çekimin yerini önce "arkadaşlığa" ve sonra "hakiki dostluğa" bıraktığı ve bu deneyimler arttıkça eşcinsellikten kurtulmak isteyen bireyin eşcinsel duygularının da dönüştüğü çoğu kere tecrübe edilmiştir.

Maxilla06

  • Newbie
  • *
  • İleti: 29
    • Profili Görüntüle
Nesilsel travma, birisi tüm acılarla yüzleşecek ve gelecek neslin yolunu açacak kadar cesur olana dek nesiller boyunca taşınır.

Acı fark edilmediğinde bir sonraki nesle geçer. Birileri uykudan uyanıp bu hikayeyi değiştirene kadar kendini sabote eden davranışlar, sağlıksız başa çıkma mekanizmaları, toksisite ve istismara karşı tolerans normalleşmiş görünür.

Acı sizin tarafınızdan yaratılmamış olsa ve bu sizin hatanız olmasa bile, onu iyileştirmek sizin sorumluluğunuzdadır.

Bundan siz de yararlanacaksınız, çocuklarınız da. Bir sonraki adımda hikayeyi değiştireceklerin yolunu açmak bizim sorumluluğumuzdur.

Hüseyin hocamız hep diyor, eşcinseller aslında nesillerdir süren bozuk zinciri kırabilecek tek bireylerdir, aileye baş kaldıranlardır diye. Hepimizin ailesi bozuk. Bu zinciri sadece biz kırabiliriz, sadece biz başkaldırabiliriz!

Maxilla06

  • Newbie
  • *
  • İleti: 29
    • Profili Görüntüle
BEN KİMİM / HAYAT HİKAYEM / NARSİZM GÜÇLENMESİ

Merhaba. Uzun bir yazı olacak. Fakat oldukça faydalı ve okuduğunuza değecek bir yazı olacak. Size hayat hikayemi, biraz babamı, eskiden oldukça alçakgönüllü hatta insanlara kölelik yapan bir insanken terapi sürecinde narsizmimin nasıl güçlendiğini ve bunun sayesinde eşcinsel hislerimden nasıl uzaklaştığımı, eşcinsel hislerimin sebebinin babamla olan ilişkimle nasıl ilintili olduğunu anlatacağım.

Bu kurban bayramında hic yapmadığım bir şeyi yaptım ilk defa. Her bayram oturur liste hazırlar, 50 kişiye teker teker mesaj atar, büyüklerimi arardım. Bu bayram anamı babamı bile aramadım, kimseye mesaj atmadım. Çok iyi hissettirdi bu bana.

Artık kimseyi alttan da almıyorum. Yanlış anlamayınız, özgüvensiz olduğumdan vs değil insanları alttan alma ve bu denli alçakgönüllü olma sebebim. Sebebi gerçekten insanlara kızamıyor olmam, empati yeteneğimin arşa çıkmış olması.

İnsanları davranışlarından çok iyi okurum. Karşımda bana küfreden birinin bile davranışlarını okur, akşamına affederdim. Ailem beni yetiştirirken çok yanlışlar yaptı, bilmiyorlar diye affettim. Kimseye kızmadım, kızamadım. Trafikte önüme kırana bile kızamadım, streslidir gergindir dedim.

Fakat şimdi, hayatımda ilk defa narsistliğimin bu kadar arttığını görüyorum. Eskiden insanlara ilk adımları hep ben atardım. Ne isterlerse yapardım, ölümlü dünya yaratılanı sev yaratandan ötürü gibi bir fikre sahiptim kimseciklere kıyamazdım. Kötülüğümü isteyenlere bile kızamazdım. Derdim ki muhtemelen şu şu aile sorunlarına sahip bu sebeple yapıyor bu davranışları. Ve dediğim her şey de çıkardı gerçekten. Kime ne tespit yaptıysam hepsi öyle çıkmışlardı, daha hiç yanılmadım.

Şuan şunu görüyorum, ben kimsenin psikoloğu değilim, evliya değilim, peygamber hiç değilim. İnsanların psikopatolojileri beni bağlamaz. İnsanların sadece bana karşı davranışları ilişkimizde hüküm verebilmeli.

Bunun üzerine kocaman bir temizlik seansı yaptım. Whatsappta nerede yalaka arkadaş grubu var, beni de not istemek için ya da nöbet kitlemek için vs eklemişler, bu sebeple ahbaplık ediyorlar hepsinden çıktım. Sildim gitti.

Bunlar bana yükmüş de fark etmemişim. Ne olacak sanki elime mi yapışır, balık bilmezse Hâlik bilir derdim gücüme de gitmezdi. İyilik yaptığımı, sevap kazandığımı vs düşünürdüm. Aslında kendi kendime evliyacılık-peygambercilik oynuyormuşum, gerizekalıymışım.

Babamın türlü hakaretlerine, yanlışlarına rağmen ben arardım hep. Atamdır derdim. Yoo ne alakaymış. Aramadım. Kurban bayramında da aramadım, doğum gününde de. İlk defa o geldi bana, mesaj atmış.

"Canım kızım seni çok seviyorum doğum günümde ve bayramda beni aramadığın için sana biraz kırıldım daha doğrusu çok kırıldım. Sana da kızmamın sebebi beni aramamandı."

Yazmış. Mesajı gördüm, tamam babacım yazdım. Sadece bu kadar. O da benim mesajımı görmüş, cevap yazmadı.

İlk defa babam bana seni seviyorum diyor. Mesajla da olsa dedi sonuçta, ilk defa.

Anladım ki ben insanlara koşulsuz sevgi verdikçe (ölümlü dünya yaratılanı sev yaratandan ötürü fikrimden dolayı) insanlar bana ihtiyacım olan sevgiyi ilgiyi vermiyormuş..

Hüseyin hocamızın kendi amfinden hoşlanabileceğin bir kızla yakın arkadaş ol tavsiyesinden sonra amfimdeki bir arkadaşla yakın arkadaş olmuştuk. Ama aramızdaki tüm etkinlikleri ben düzenliyordum, peşinden koşuyordum görüşebilmek için. O uygun bulursa görüşüyorduk. O ise beni çağırmıyordu hiçbir yere.. İstanbul'a, Hüseyin hocaya gideceğim gel beraber gidelim gezeriz dedim mesela bir gün. Yeni ailesinin yanından, yurtdışından otobüsle saatler süren bir yolculukla İstanbul üzerinden gelmişti. Bana yorgunum; en az bir ay yolculuk, otobüs, İstanbul lafı duymak istemiyorum dedi. Ben o haftasonu tek başıma gittim İstanbul'a. Sonraki hafta lise arkadaşları çağırmış İstanbul'a, onların yanina gitti. Ondan sonraki hafta fakültemdeki yakın arkadaşlarım plan yapmış, onu çağırmışlar İstanbul'a. Onlarla gitti. Beni çağırmadılar. Sorduğumda da dedi ki planı yapmışlar beni sonradan çağırdılar ne yapabilirdim..

Önceleri bu arkadaşımın da bana acıdığı için yakın davrandığını düşünürdüm, durumumu kendisine anlatmıştım. Yeminler ederdi, senin yanında çok rahat hissediyorum samimiyim seni kendime çok yakın görüyorum derdi. Ben de samimiyetine inanıyorum. Ama hem babamın hem de bu sevdiğim arkadaşımın yaptığı hareketler beynimde bir şeyleri birleştirmeme vesile oldu.

Balık bilmezse Hâlik bilir, iyilik, sevap, yaratılanı sev yaratandan ötürü vs fikirlerim.. Aslında insanlara istemsiz de olsa beni kullanabilmeleri fırsatını veriyormuş. Çünkü sınır çizmemişim. Halbuki benim de sevgiye ilgiye ihtiyacım var. Artık bu benim yaşıtım olan kızın peşinden koşturmuyorum mesela. İnsanlara karşılıksız Allah rızası, yok o benim babam vs diye sevgi ve ilgi verince karşılıksız olduğu için seni öyle kabul ederlermiş. Ve ben de sevgi, ilgi parçacığı koparabilmek için insanlardan bunca zamandır didinir dururmuşum.

Şimdi anlıyorum :)
Aile ilişkilerim de hep böyleydi. Her gittiğim yerdeki en başarılı kişi hep bendim. Zira ailemden başarılı olmadıkça sevgi alamazdım. 2. Olma hakkım yoktu, yoksa beni sevmezdi babam. Hayatım babamı memnun edebilme uğraşlarımla geçti. Her zaman bir numara ben olmalıydım, daha azını kabul etmezdi babam.

Ta ki üniversiteye kadar.. 23 yaşındayım. Son 5 yılım sadece ziyan. Lisedeyken 10 çeşit müzik aleti çalar, profesyonel olarak müzikle uğraşır, kayıt alırdım. Müzik grubumuz vardı, ben baş gitaristtim. Çeşit çeşit gitarlarım, kemanım, neyim... türlü türlü müzik aletim vardı evimde. Hepsini çalardım. Profesyonel yüzücü ve badmintoncuydum. Haftada iki gün yüzmeye gider, bir gün badminton oynamaya giderdim. Üniversite sınavında da çeşitli dallarda Türkiye 300.sü, 900.sü, 5000.si ve 9000.si oldum. Tüm okullarımı birincilikle bitirdim. Tr nin en yüksek puanlı tıp fakültesine yazıldım.

Lakin yetmedi. Yetmiyordu ve yetmeyecekti. Üniversiteyi kazandıktan sonra babamın tüm ilgi ve sevgisini kaybettiğimi fark ettim. Çünkü artık başarabileceğim bir şey kalmamıştı. 6 yıl bu fakültede okuyacak, sonra doktor olacaktım. Tüm yaşama sebebim gitmiş gibiydi bir anda. Hayat amacım babamı memnun etmek, onun takdirini kazanarak ondan sevgi kırıntısı alabilmekti. Üniversiteyi kazandım. Ama sonrasında düzelemedim bir daha. Lisedeki benden eser kalmamıştı. Üniversiteyi kazandığımdan beri elime bir tane bile müzik aleti almadım. Spor yapmadım. Ders çalışmadım. Çok derin bir depresyona girdim. Sonuçlar çok erken saatlerde açıklanmıştı. O gece zaten uyuyamamıştım. Üniversite yerleştirme sonucumu gördüm ve ağlamaya başladım. Sevinçten değil, kahrolmuştum. Yaşayabilmek için gerçekten sebebim kalmamıştı. Gelebileceğim en iyi yerdeydim. Şimdi nasıl sevgi alacaktım, babamın takdirine mazhar olacaktım? Yatağıma gittim ve o yataktan çıkmadım yıllarca. Şaka yapmıyorum. Babam koşarak geldi sonuçların açıklandığı sabah, ben sonucumu öğrendikten saatler sonra yeni uyanmıştı. Ne ağlıyorsun yatakta, niye bu kadar üzgünsün, ne oldu yoksa beceremedin mi beceriksiz diye kızıp bağırmaya başladı. Baba dedim oldu, sonunda yıllardır istediğim tıp fakültesini kazandım. Zıplamaya başladı çok sevindi. Ne diye üzgünsün o zaman kurtuldun işte bitti dedi. Sevinemiyordum bir türlü. Hemen akrabalarımızı aradı, sosyal medya hesaplarında paylaştı çok mutluydu. Benim üzgünlüğüm onu ilgilendirmiyordu. Okula gittim, önlük törenimizi yaptık. İnsanlarla tanıştım derslere girip çıkmaya başladım. Dersten sonra eve geliyordum fakat babam artık benimle hiç ilgilenmiyordu. Eskiden her şeyimi yakından takip ederdi. Şimdi daha iyi olabileceğim hiçbir şey kalmamıştı ki. En iyi yerdeydim.. 2 hafta okula gittim, daha sonrasında okulu bıraktım. Gitmedim aylarca, sınavlarına bile girmedim.. Korkunç bir depresyondaydım. Sadece yatağımda yatıyor, odamda yemek yiyor ve tuvalete gidiyordum. Arada kız kardeşim bana acıdığı için zorla banyoya sokup yıkıyordu, yoksa tek başıma banyo bile yapmıyordum hayalet gibiydim. Evden hiç çıkmadım bu süreçte. Babam eve gelir hanım bu çocuk hala yatıyor mu derdi, koridordan seslerini duyardım. Annem de yatıyor okula yine gitmedi derdi. Git konuş şunla delirdi mi noldu derdi.. bir kere yanıma gelmedi, senin ne derdin var diye sormadı. Başarılarım yokken, babam da yoktu.. Soran akrabalarımıza da nolduğunu bilmiyorum, bu kadar ders çalıştı delirdi ondan herhalde yataktan çıkmıyor demiş.

Bana nasılsın, ne derdin var diye sormaya bir tek amcam geldi. Odama bir tek o girdi. Ne derdin var dedi, amca dedim beni bu evden kurtar yurda ver eve çıkayım. Baban izin vermiyor onu ikna etmekle uğraşamam vs dedi, o sırada telefon geldi zaten yengemin babası ölmüş apar topar çıktılar evden konuşamadık.

Yine aylarca kimse arayıp sormadı.
Sınavlardan sıfır aldım ve kaldım.

Benim o yataktan çıkmam fakülteden bir arkadaşımın tanıştırdığı yine aynı fakülteden yeni bir arkadaşım sayesinde oldu.

Ondan sevgi alabilmek için babama yaptığım aynı şeyleri ona da yapmam gerekirdi. Sırf onun takdirini kazanmak için okula gitmeye, ders çalışmaya başladım. Başlarda okula sırf onu görmeye geliyordum. Benden yaşça büyüktü, sorumlulukları fazlaydı. Kütüphaneye ders çalışmaya giderdi, sen de gel derdi. Sırf onun için kütüphaneye gitmeye başladım. Onu görmek için geldiğimden oyun oynardım kütüphanede. Kızardı bana, sevgisini esirgerdi. Sırf sevilmek için ders çalışmaya başladım.

Hüseyin hocayla tanışmamız da bu arkadaşla ilişkimiz sebebiyle oldu. Ayrılamıyordum bu arkadaştan, bağımlı olmuştum. Her nöbetine ben de giderdim, koşuşturmacadan yemek yiyecek vakit bulamazdı, yemek gelirdi oturup yiyemezdi. Sandviç hazırlar, hastadan hastaya geçerken koridorda eline tutuştururdum. Nöbet çıkışında alır evine bırakırdım. Bildiğiniz kölesi gibi olmuştum ve bundan çok mutluydum. O mutlu olsun yeterdi. Onun için çalışıyor, onun için yaşıyordum. Her gün evine bırakıyordum, otobüste yorulmasına dayanamıyordum. Artık yaşama sebebim babamı memnun etmek değil, arkadaşımı memnun etmekti. Yaşayabilmek için bir sebebim olmuştu.

O da bana bağımlı olmuştu ama.. bir keresinde seni bırakamam evine bugün dedim, çünkü ona kölelik yaptığımın ve bundan oldukça memnun olduğumun farkındaydım ve bunun bitmesi gerekiyordu, korkuyordum. Mezun olmak üzereydi nasıl ayrılacaktık? Ya da onun evlendiğini düşündükçe karnıma ağrılar giriyordu kimseyle paylaşmak istemiyordum. Sırf aramızı bozmak için evine bırakamam dedim bugün. Hüngür hüngür ağlamaya başladı. Ben de ağlamaya başladım, öyle ağladık bir saat, ayrılamıyorduk birbirimizden. Demek ki senin de beni bırakacağın günler gelecek diye ağlıyordu, halbuki sadece o gün evine götüremem demiştim ve bu da bahaneydi, aramızı bozmak için demiştim bunu ben de onu evine bırakmak istiyordum..

Çevremizdeki insanlar da çok rahatsızlardı ve garipsiyorlardı. Onun bir kaç yakın arkadaşı konuştu farklı zamanlarda benimle, onlar da mezun olmak üzerelerdi. "Artık hiçbirimizle görüşmüyorsunuz o da sen de, hiçbir yere gelmiyorsunuz çağırınca sadece birbirinizle görüşüyorsunuz. Birbirinizden ayrılamıyorsunuz, toksikleştiniz" diyorlardı. Haklılardı da.

Oturup onunla konuştuk. O da farkındaydı bu toksikliğin ve ayrılmak istemiyordu, nasıl mezun olacağım gideceğim bırakamam seni diyordu. Artık daha az görüşelim, görüştüğümüzde de saatlerce görüşmeyelim sadece mesajlaşalım diye karar aldık. Bir şekilde birbirimizden kopmanın yolunu öğrenmeliydik. Bu kurala da çok uyamadık, birimiz ağlayarak dönünce diğeri kıyamıyordu. Durduk yere kavgalar çıkarmaya başladım aramızı bozmak için. İçim kan ağlıyordu, ona bağırıp çağırıyor kalbini kırıyordum. Bir gün ona bağırırken bana dedi ki yeter artık kendine ettiğin bu zulüm. Biliyorum, her şeyin farkındayım. Sırf kendinden uzaklaştırmak için yapıyorsun bunu ama kendine hiç acımıyorsun. Sen üzülme diye ben de bunu fark etmeme rağmen söylemiyordum, zoruma gitse de oyununa dahil oluyordum ama artık yeter mahvoldun dedi. Şok oldum. Bu kadar beni yakinen tanıması, bilerek oyunuma iştirak etmesi. Oturup görüşmeyelim diye anlaşmak ya da kavga edip aramızı bozmaya çalışmak da hiçbir işe yaramadı, birbirimize daha da yaklaştırdı üstelik.

Arkadaşları haklıydı. Toksiktik. Birbirimizin hayatını engelliyorduk. Boş vakitlerimizde sadece birbirimizle görüşürdük. O mesaisi bitsin diye bekler, ben de dersim bitsin artık kavuşalım diye günü zor bitirirdim. Buluştuğumuzda ise hiçbir şey yapmazdık, konuşmazdık bile. Saatlerce hiç konuşmadan otururduk. Gökyüzünü, kuşları, ağaçları seyrederdik. Konuşmadan nasıl saatlerce oturabiliyormuşuz buna hayret ediyorum şimdi.. Çimlerde kucağımda yatardı saatlerce, en keyif aldığımız aktivite buydu. Ya da ezan okununca camiye gidip namazımızı kılardık, sonra kucağımda yatardı, ben de saçlarını severdim bebek gibi uyuklardı. O kucağımda yatarken ben de ağlardım, ben bu kızı nasıl mezun edeceğim, nasıl ayrılacağız diye. Farklı sınıflarda da olsak namaz vakitlerinde camide görüşebiliyorduk, mesaisi bitince zaten hep birlikteydik ayrılmazdık. Benim ağladığımı fark edince o da ağlardı, biz nasıl ayrılacağız, napacağız diye. Namazlarda dua ederdik Allah'ım birbirimizin yüreğinden kontrol edemeyeceğimiz sevgiyi al diye.

Evet fark ettiğiniz üzere cinsellik yoktu. Bizimkisi sadece çok sevmekti, kontrolsüzce sevmek. İkimiz de oldukça dindar insanlardık. Ama artık kontrol edemiyorduk sevgimizi. Sosyal hayatımız, sorumluluklarımız.. hepsi çöp olmuştu. Birbirimizden ayrıyken hayatımıza devam edemiyorduk.

Yanımdan hiç ayrılmasın istiyor, onu herhangi birisiyle(kız arkadaşı/eşi) paylaşma fikri beni delirtiyordu. Onunlayken huzur doluydum. Onun yanında değilken sadece onu düşünüyordum. Her sabah onu görmek için uyanıyor, her gece onu görmek için yatıyordum. Bir haftalığına bir sempozyuma katılmak için şehirden ayrılınca durumun vahametini iyice anladım. O gidince yemeden içmeden kesildim, uyku uyuyamadım, okula da gitmedim hiç. Ona hiçbir şey söylemedim, söylemeyecektim de gezsin eğlensin diye. Arayınca derdi ki çok mutluyum sen beni düşünme aklın hiç kalmasın burada. Bana fotoğraf atardı gezdiği yerleri. Sempozyum bitip o gelince almaya gittim. Beni görünce koşarak geldi, öyle bir sarıldı ki.. ağlamaya başladı sakın dedi, sakın bir daha ayrılmayalım. Bir haftadır çok kötüyüm. Sen uzaktasın üzülme diye sana söyleyemedim, kendimi zorla kaldırdım gezdim ki sana fotoğraf atayım diye dedi. Benim ona oynadığım bilerek kavga çıkarma oyununu o da bana oynamış meğer.. Dedim ki ben de yemeden içmeden kesildim uyku uyuyamaz oldum sürekli ağlıyorum, sen üzülme diye ben de sana dememiştim.

Boku yediğimizi anlamıştım, internetten araştırıp Hüseyin hocamızı buldum sonrasında. Hatta aynı gün aradık farklı zamanlarda. Aynı şehirden arayınca hüseyin hoca bana dedi ki diğer danışan mı yoksa sizin arkadaşınız? Evet dedim, dedi ki siz deli misiniz çift terapisine gelin olmadı. Herkes bireysel gelmeli dedi.

Neyse, devamını biliyorsunuz. Şuan hüseyin hocamızın git arkadaş ol dediği arkadaş bu sempozyuma giden arkadaş değil. O benim yaşıtım, aynı amfideyiz ve hala okuyoruz. Sempozyuma giden ve beraber Hüseyin Hocamızı beraber aradığımız arkadaş ise benden yaşça büyük. Mezun oldu ve evlendi, şimdi başka bir ilde doktor. Bu arkadaş Hüseyin Hocama hiç gelmedi, terapi almadı. E nasıl evlendi, seni nasıl bıraktı diye sorabilirsiniz. Çünkü beni terk etti. Bir erkekle aldatıldım 😂 Sebebini ise aşağıda açıklıyorum.

Lezbiyen ilişkilerde aktif roldeki kadın(ben) pasif roldeki kadını(o) memnun etmeye çalışıyor, bir süre aşırı bağlanmayla süren ilişki pasif kadının bir erkeği tercihiyle son buluyor. Bu bağlanma ise 2,5-5 yıl arası sürüyor. Bu uzunluğun sebebi aktif kadının olağanüstü bir şekilde ilgi ve sevgi göstermesinden kaynaklı. Bu birliktelik de pasif kadının karşısına bir erkek çıkmasıyla nihayet buluyor sonunda. Aktif kadının pek bir şansı yok bir erkeğe karşı. Pasif kadına çocuk veremez. Pasif kadın eninde sonunda karşısına bir erkek çıktığı vakit aktif kadını terk ediyor.

Uzun bir yazı oldu, ama çok da verimli bir yazı bence.

Yani diyeceğim odur ki

Aile patolojim, babamla olan ilişkim.. benim tüm insan ilişkilerimi etkiledi. Hemcinslerimle ilişkilerimi de, karşı cinslerle ilişkilerimi de.

Narsist bir ebeveyn olan babamın bana verdiği bu koşullu sevgi, üniversiteye geçince derin bir depresyona girmeme sebep oldu. En iyi yerde olduğum ve artık daha da iyi olup babamdan sevgi alamayacağım için.

Narsist bir ebeveyn olan babamın bana verdiği bu koşullu sevgi, pasif bir kadına yaranmak ve koşullu olan bu sevgiyi alabilmek için aktif birisi olmama, ona hizmet etmeme sebep oldu.

Ama bu narsist ebeveyn sayesinde çok başarılı da oldum. Ta ki artık başarabileceğim bir şey kalmayana, en iyi yere gelene kadar.

Artık yapmam gereken şey birilerine yaranmak ya da birilerinden sevgi parçacıkları alabilmek için didinmek yerine kendim için yaşamak, kendim için başarılı olmak olacak. Pasif kadına hizmet isteğim, babama yaranmak için başarılı olma isteğimle bağıntılı. Ve bu döngüden kurtulmanın yolu da narsist tarafımın güçlenmesiymiş meğerse. Babam gibi olmalıymışım babamın hayatımdaki etkisinden kurtulabilmek için..

Ama ya ben de babam gibi çocuğuma da narsist olursam?

Hüseyin Hocayla görüşmeye devam edeceğim. Eşcinsel hisler bitse bile farkındayım ki narsizm de yönetilmesi gereken bir şey, yoksa babamın bana yaptığını çocuğuma aktarabilirim.

Terapi sürecinde ise Hüseyin Hocamın görevlerini yaptım teker teker. Ve şimdi çok  ilerledim. Eşcinsel bir his duymuyorum. Hatta erkeklere de hislerim gelişti, ve bu ilk defa oluyor hayatımda.

Yolun sonu aydınlık. Sabredin.


Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir 2:153

Rabbinin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser ki? 15:56

De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” 39:53

Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder. 42:30
« Son Düzenleme: 05 Temmuz 2024, 11:04:13 ös Gönderen: Maxilla06 »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Eşcinsellik özgür bir tercihin değil, genellikle çocuklukta yaşanan travmaların ve ebeveyn ihmallerinin sonucu olarak gelişen bir durumdur. Eşcinsellikten kurtulmak isteyenlere terapi imkanı sağlamamak, gerçekte eşcinselleri küçük düşüren bir tutumdur.

https://youtu.be/-9bPlRuOq-Q?si=3LPplNbsk-WVa29r


Velev ki Eşcinseliz: Furkan

https://www.youtube.com/watch?v=SK5ycgpoVC8

Velev ki Eşcinseliz: Mert

https://www.youtube.com/watch?v=BI6NM-gENrw

Velev ki Eşcinseliz: Efe

https://www.youtube.com/watch?v=rxfQS3Da1Wg




https://www.instagram.com/reel/C8jfEMtCLuV/?igsh=eXZ3bW44bXUzeWJr

Maxilla06

  • Newbie
  • *
  • İleti: 29
    • Profili Görüntüle
Artık günlüklerimi buraya aktarmaya karar verdim. Çünkü yok edeceğim fakat yapamıyorum, kıyamıyorum. Burada durdukları vakit hepsini atabilirim. Artık özgür olmak istiyorum. Sürekli eski yazdıklarımı okuyup psikolojime sıçmak istemiyorum. Yeni bir hayat istiyorum, eskinin yükünden kurtulmak istiyorum.

Bu yazılarımı buraya atmaya çok utanıyorum aslında. Fakat beklentim şudur ki, insanlar buraya gelip bu yazıları okusunlar ve desinler ki ne kadar salakmış. Kendimi nasıl mahvetmişim, siz de görün istedim. Salak salak ne kadar acı çektirmişim kendime, ne kadar gerizekalıymışım. Hala bu yazıları okuyup geceleri ağladığım ve tökezlediğim için yazılarımı buraya atacağım ki görün ve ben de utanayım kendimden artık, yoluma bakayım!

Aptallıklarıma iştirak buyurunuz lütfen sayın okuyucular 😂

Bu yazılarımın süreçteki psikolojimi anlayabilmeniz yönünden faydaları olacağı kanısındayım.
« Son Düzenleme: 07 Temmuz 2024, 05:45:13 ös Gönderen: Maxilla06 »

Maxilla06

  • Newbie
  • *
  • İleti: 29
    • Profili Görüntüle
9.12.22

Ben seni çok sevdim,
Canımdan bile çok sevdim.
Bu halin beni mahvediyor.
Yusuf misali kör kuyulardayım.
Lakin o kör kuyuların serin suları dahi
Söndürmüyor yüreğimdeki bu yangını.
Cehennemden betermiş,
Seni kazanmak için senden kaçmak.
İçim acıyor, öyle çok acıyor ki...
Hani derler ya;
Anlatılmaz,
Yaşanır.
Yaşadım, elhamdülillah.
Geçecek, biliyorum lakin
Hoşuma da gidiyor.
Anladım ki ayrılık da sevdaya sahil.
Gülü dikeni ile sevmek gerek.

Maxilla06

  • Newbie
  • *
  • İleti: 29
    • Profili Görüntüle
13.12.22

Yurdun etüt odasındayım şimdi. Gastrodan 80 hedefi koydum. İt gibi çalışmam gerek. Bunaltılar geliyor içime lakin.
Dayanamıyorum.
Ne vakit geçecek bu acı yarabbi?

Gülü dikeni ile seversen,
Lütfun da hoş
Kahrın da hoş dersin.

Ben seni dikeninle sevdim ey sevgili.
Vuslat vakti acep ne zamandır?

Olsun.

Ben beklerim,
Belki de ölene dek.

Varsın, olsun...

Maxilla06

  • Newbie
  • *
  • İleti: 29
    • Profili Görüntüle
"Aşka uçma kanatların yanar"-Sadi şirazi

"Aşka uçamadıktan sonra kanatlar neye yarar" -Mevlana

"Aşka vardıktan sonra kanadı kim arar" -Yunus


Ölmeden ölmeyi bilmek, her daim diri olmaktır.

Bir kulun sevgisi olmasın diğerine. İnsan kulu sevince insanlıktan çıkarmış.


En çok özlediğim misin yoksa en çok unutmak istediğim mi? En derin yaram mısın yoksa o yarayı iyileştirecek ilacım mı?
Artık dönsen de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak biliyorum.
Belki seni bile eskisi gibi sevemeyeceğim.
Ama seni ilk günkü gibi yeniden saf ve temiz sevebilmeyi o kadar çok isterdim ki. Küçük bir çabayla gelsen aslında, koşa koşa gelirdim ama
Hiç gelmemeyi tercih ettin ya..
Sen benim hala dualarımdasın.

14.12.22

Gastro videolarını izliyorum. Fenalık geliyor, sürekli ağlıyorum. Rabbim sen sabır ver, merhametini esirgeme benden.

22.12.22

"Hasretin nisbetindedir
Vuslatın kıymeti..." yazmışsın.

8.01.23

Evleniyormuşsun.

Yaklaşık 10 dakika ne yazayım diye sayfayı seyrettim. Yazamıyorum. El kalem tutmuyor artık. Nefesim kesiliyor. Bunu nasıl atlatacağım, hiç bilemiyorum.
Kalbim lime lime oldu.
Bu defteri kapatmam gerek artık.

Allah sabredenlerle beraberdir.

« Son Düzenleme: 07 Temmuz 2024, 06:14:16 ös Gönderen: Maxilla06 »

Maxilla06

  • Newbie
  • *
  • İleti: 29
    • Profili Görüntüle
27.11.23

Alyans takmışsın.
Hala gidişini kabullenemiyorum.

9.02.24

Bir arkadaşımla yemeğe gittik.
Ablasının nikahına gitmişsin, nişanlınla birlikte...

Duyunca gerçekten çok şaşırdım. Sen.. ve nişanlın. Beraber başka bir nikaha gidiyorsunuz. Aynı bir aile gibi... Evleneceğini şu ana kadar idrak edemediğimi fark ettim.

Bu bana çok ağır geldi.
Kaldıramadım.
Kimseye anlatamıyorum da.
Yapayalnızım.
Bir başıma acı çekiyorum.
Gerizekalıyım.
« Son Düzenleme: 07 Temmuz 2024, 06:13:43 ös Gönderen: Maxilla06 »

Maxilla06

  • Newbie
  • *
  • İleti: 29
    • Profili Görüntüle
2.04.24

Kasım ayında evlendiğini ve insanların bana bunu söylemediklerini öğrendim.

Evet psikiyatristimin bile.

Beni, sana takık bir sapık gibi herkese lanse ettiğini de fark ettim.
Nasıl bu kadar kör olmuşum?
Gerizekalıymışım gerçekten de.
Neden çevremizdeki herkesin bana cephe aldığını, seni savunduğunu anlayamıyordum. Şimdi anladım.. Bunu bize nasıl yaptın? Hiç beni düşünmedin mi? Her şeyi bana yükleyip gitmek kolaydı. Büyük haksızlık ettin. Canın sağolsun!

Eskiye hürmetinin de olmadığını fark ettim bu sayede. Hiç mi utanmadın? Vicdanın sızlamadı? Kendi davranışlarının sorumluluğunu alamayıp bana atarken her şeyi,
Hiç mi düşünmedin maxilla bu kadarını haketmedi diye?

Hep yüreksizdin sevgi için.
Sorumluluk almak için de yüreksizsin!
Eyvallah, güzel bir hayat dersi edindim sayende!
« Son Düzenleme: 09 Temmuz 2024, 01:02:25 öö Gönderen: Maxilla06 »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Nasıl iyileştim? İşte böyle.

Babam başka bir şehirde görevli. Annem 19 yaşındaki kız kardeşimle yaşıyor. Ben de HK evini ayır görevi verene kadar onlarla yaşıyordum. Şimdi aynı şehirde fakat ayrı bir evdeyim, fakülteden arkadaşlarımla öğrenci evine çıktık.

Uzun zamandır eve gitmiyor, anneme hizmet etmiyordum. Hizmetten kastım şudur, annem eli ayağı tutan, yaşlı olmayan, sağlıklı bir insandır. Ve öğrenci evimden onun evine gelerek alışverişini yapmamı, suyunu almamı, faturalarını ödememi vs ister. Yazilarimi okuyanlar bilir ki hayatim ailemi memnun edebilmeye calismakla gecti ve bunun sonucunda ben de hayatimin bir bolumunu baska bir kadini memnun etmeye calisarak gecirdim(terapiden onceki hayatim,aktif lez altyapisi.)

Uzun zamandir aile evine gitmiyor hicbir islerini yapmiyordum. Bugun patladim artik. İşte karsinizda annemle az once aramizda gecen konuşma. Yan odadaki kardesim arkadasiyla konusuyormus sesinden uyuyamiyormuş. Gordugunuz gibi, bana muhtac gibi davraniyor. İstiyor ki surekli her ama her isine kosturayim.

Nasil iyilestigimi soran, inanmayanlar olmuştu.
İste, boyle iyileseceksiniz! Biraz gaddar olmaniz gerek. Ben de anneme boyle seyler yazarken azap içerisinde oluyorum. Ama biliyorum ki zaafiyet gosterdigim ilk anda beni arayacak, telefonda aglayarak kardesimin onu dinlemedigini, alisverise gidemedigini, yoruldugunu vs anlatacak. Ben de aglamasina dayanamayip eve gidecegim ve bom! Aktif lez karakterim tekrar alevlenebilecek!

Maxilla06

  • Newbie
  • *
  • İleti: 29
    • Profili Görüntüle
Bugün dini sebeplerden ötürü bir cinnet getirdim. Üç adet bütünleme varlığı ve gece gündüz çalışıyor olmamın stresi de bunda rol oynamış olabilir. Ev arkadaşlarım yok, tek başımayım. Her tarafımı deşmek, kendimi kıtır kıtır doğramak istedim. Kafamı duvara vurarak yatıştım. Daha sonrasında kendime telkin vererek sakinleştim, şimdi yatağımda yatıyorum. Bilimsel kalıcaz, olabilir sakinleşicez sonra geçicek hepsi.

Bu kadar sinirlenmemin sebebi ise çok saçma, sipariş verdiğim yüz serumlarım gelmiş. C vitaminli, niyasinamidli peptitli meptitli ne bulduysam almıştım. Youtubedan bakıp yüz bakımı falan yapacaktım işte, kendimize bakıcaz kadınlığımız güçlensin falan diye.

Kargoyu açtım, sonra youtubeu açtım. Serumları açıp sürünmeye başlayacaktım ki ensemden böyle bir ağrı tırmanmaya başladı, gözyaşlarıma hakim olamamaya başladım. Terapisinin de serumunun da bütünün de diye sövüp hüngür hüngür ağlayarak elime gecen her şeyi parçalamaya başladım, bir yandan kafamı masama vuruyordum. Aklımı yitirdiğimi düşündüm, kendime hakim olamıyordum. Masamdaki kağıtları bütünlemelerim için çalışmam gerektiğinden ve yüz serumlarına verdiğim paraya acıdığımdan kendimi yere attım, sonra kafamı duvara vurarak yatıştım 😂

Sonra sakinleşip bir yazı kaleme aldım. Onu paylaşcam sizlerle. Kendi kendime telkin yazısı.

SAKİNLEŞ, BİLİMSEL KAL! BU SIKINTINI ÇÖZENE KADAR SANA HER YOL MÜBAH, KORKMAK ÇEKİNMEK YOK YOK YOK! CİNSEL KİMLİĞİN OTURANA KADAR GÖREV İCABI YAPTIKLARINI GÜNAH OLARAK GÖRME! BU BİR PSİKOLOJİK ACİL! ACİLE TRAVMAYLA GELEN ERKEK HASTAYA İDRAR SONDASI TAKMAK İÇİN PENİSİNİ AÇIP AÇMAMAYI-BUNUN GÜNAHINI SEVABINI DÜŞÜNÜR MÜSÜN? ASLA! ÇÜNKÜ O BİR TRAVMA HASTASI, FİZYOLOJİK OLARAK ACİL MÜDAHALE EDİLMELİ YOKSA ÖLEBİLİR!
SENİN DURUMUN DA ACİL, PSİKOLOJİK BİR ACİL VE SEN DE ÖLEBİLİRSİN! SAKİNLEŞ, ERKEKLERDEN KAÇMA, METRODA YANLARINA YANLARINA OTUR, SESİNİ KES!!

DİN İYİLEŞME YOLUNDAN KAÇABİLMEK İÇİN BİR KILIF, İSLAM PSİKOLOJİK VE FİZYOLOJİK OLARAK SAĞLIKLI BİREYLER OLMAYI EMREDER! SEN PSİKOLOJİK OLARAK SAĞLIKLI DEĞİLSİN! BU BOKU ÇÖZENE KADAR GÖREVLERİNE, YAPTIKLARINA DİNİ KILIF BULMAYACAKSIN!! O MAKYAJ YAPILACAK, SÜSLENİLECEK, RENGARENK EVET TÜÜM ERKEKLERİN DİKKATİ ÇEKİLECEK ŞEKİLDE GİYİNİLECEK VE DOĞRU ŞEKİLDE MAST YAPILACAK!! DENEYECEKSİN, TİKSİNSEN DE YAPACAKSIN, YOKSA CİNSEL KİMLİĞİN GELİŞMEZ!!
O SONDA TAKILANA KADAR DENENECEK!!! O HASTA YAŞATILACAK, YAŞAYACAĞIM!