Bu cumartesi günü terapiye gidemedim. Son terapinin hemen ardından tatile çıktık, ablam ve erkek arkadaşı ile birlikte. Edirnede çadırda kaldık, kamp yaptık. Güzel geçti vakit. Latif abi orada tatil bana çok yaradı çünkü burada hiçbir şey düşünmüyorum dedi. Bunu duyunca biraz üzüldüm. Benim aklıma tatilde çokça defa Emre geldi. Yalnız bir insan olduğum için ablamların peşine takılmam geldi. Sanki beni avutmaya çalışıyorlar gibi hissediyorum bazen. Ben iyileşmek isterken şunu da çok istiyorum, aklımda sürekli beni delirtircesine düşündüren problemler ve aşk acıları olmasın istiyorum. Aşk acısı belki olabilir ama hiç değilse bu kez umudum olsun istiyorum ya da umudum olmasa da hiç değilse diğer insanların yaşadığı gibi bir aşk acısı istiyorum, eşcinsel olmayan bir şey. Utanıp sıkılmadan bir arkadaşımla dertleşebileyim istiyorum. Tabi birde arkadaşım olsun istiyorum.
Cumartesi günü terapiye gidemedim çünkü dershanem başladı ve bir önceki terapiyi tekrarlamaya, üzerinde düşünmeye fırsat bulamadım. Bu hafta gideceğim, kursumu ayarlayabilirsem. Kursa gitme amaçlarımdan birisi de orada arkadaş bulabilirim düşüncesiydi. Benden 4 yaş küçük çocuklar var. Çok üzüldüm. Kendi yaşıtım veya benden büyük birilerinin olmasını çok isterdim. Kendimden küçük kişilerle takılınca eziklik hissediyorum. Denk ilişkiler kurabilmeyi istiyorum. Ama kendimden küçük çocuklar bile benden daha sosyal ve sağlıklılar, ben sohbet esnasında dalıp gittim. Bir arkadaş ile dolaştık çıkışta. Bira içtik. Ama hem benden küçük hem de eşcinsel bence. Hareketleri ve yaşam tarzı çok benziyor. Ama halinden memnun
Olsun dedim, çevremde dursun durduğu yere kadar. Ama hayal kırıklığı yaşadığımı söylemeliyim.
Kursta hoca öyle şeyler anlatıyor ki, kapanacakmışız saatlerce ders çalışıp ezber yapacakmışız, sonrası ömür boyu güzel bir meslekmiş
Başka arkadaşlarımla konuşurken ciddi çalışma planlarından bahsediliyor. Ben endişe içine düşüyorum bütün bu çalışma yapılırken nasıl sosyal adımlar atacağım diye.
İki hafta önceki terapinin değerlendirilmesine gelelim. Hazırlıksız gittiğim bir terapiydi diyebilirim. Ses kayıtlarını dinlerken bazı yerlerde konuşmuş olmak için konuştuğumu fark ettim. Benim her gün kurduğum bazı hayaller var. Bu hayaller oldukça vaktimi ve enerjimi çalıyor, ama elimde olmadan ben bu hayalleri sürekli kuruyorum. Bu hayallerde ben eşcinselliği anlatıyorum birilerine, çoğu zamanda aşık olduğum kişiye, bu aralar Emreye. Örneğin erkeklere eşcinselliği yüceltici, erkekleri ise yerici şeyler anlatıyorum. Bunun nedenini terapide konuşmuştuk. Kendimi güçlü hissetmek için bunu yapıyordum. Her neyse ses kaydını dinlerken kafamdaki o monologlardan bazılarını anlattığımı fark ettim. Hep anlatmak istediğim şeyler dile geldi. Ama bunlar saf aklımın ürünü değil, yani arkasında durup savunabileceğim düşünceler değil. Sanırım bilinçaltı savunma mekanizmalarından rasyonelleştirme yada yüceltme. Orasını siz daha iyi bilirsiniz tabi.
Porno izlemeksizin mastürbasyon yapamamıştım. Bu benim ödevimdi ve yapamamıştım. Sertleşmeme rağmen bunu koruyamamıştım. Pazartesi, Salı ve Çarşamba günü porno izleyerek el ile yaptım. Bugün porno izlerken fark ettim ki, ben adama bakıyorum. Yani adama bişey yapmıyorum, sadece onu izlemek hoşuma gidiyor. Ama her izlediğim pornoda böyle mi bilmiyorum. İki defa da sürtünme ile yaptım. Sürtünme ile mastürbasyon yaptığımda bir izleyici değil katılımcıyım, yani orada ilişkiye girdiğimi hayal edebiliyorum. Sürtünmeye çok yatkınım. Çünkü hayal kurarak el ile yapamazken, hayal kurarak sürtünme ile yapabiliyorum ve porno izlemek kadar keyfli bir şey olduğunu söyleyebilirim. Ama yapmamak için kendimi zorluyorum. Bana bu konuda irademi nasıl güçlendireceğim konusunda fikir verirseniz memnun olurum. (Mastürbasyonda seyirci konumunda olmak cinsel kimliksizliği pekiştirir) Amaç; el ile yapılan mastürbasyonda kendini olayın içine dahil etmeye çalış.
Bir erkeğin cinsel bölgelerini görmeksizin mastürbasyon yapamadım. Sürtünme yoluyla olsa yapardım. Ancak sevindirici bir haber, el ile hayal kurarak tatilde yapabildim. Kötü yanı şu ki fantezimde pasiftim.
Massturbasyon konusundan sonra mesleğimi sevmemem konusundan bahsediyorum. Mesleğimi nasıl sevebilirim. Bu mesleği sevmemek çok yaygın bir problem aslında. Çok insandan duydum ve internette de çok rastladım. Çok sevenede rastladım tabi. Bilemiyorum, bu uzun vadeli bir konu. Ancak şunu biliyorum, avukatlıktan hoşlanmamamın esas nedeni, zor ve çetrefilli bir işi az para ve güvencesiz yapmak. Ben meslek açısından parayı ön planda tutuyorum.
Bilgisayar oyunlarından uzak durmam gerektiğini konuştuk. Zihin tembelliğimi tetikliyor.
Kitap okumayı kaldırmamı önerdi. Kişisel gelişim kitabı insanın egosunu şişirirmiş. Zihnindeki hayali dünyadan uzak durmak çok önemli... İş ile ilgili araştırmalar yapmak gibi şeylerle vaktini doldurmalısın. Yapçam etçem vs. de hayaldir.
Sese bak. Allahım sesimden nefret ediyorum. Sesim g.tümden çıkıyor sanki. Konuşmalarımda çok fazla kendime güvensizim bu durum sesime yansıyor. İçime kaçıyor bu ses. Hiç sevmiyorum yıllardır bunu. Çok fazla yani kelimesini kullanıyorum ayrıca. Ay yani ayol yani diye dalga geçerlerdi eşcinsellerle, öyleymiş.
Farkındalık yaratmak için günlük tutmaya karar verdim. İnşallah devam ederim. Bir gün içinde neler yaptığımı ve günlerimi ne kadar verimli geçirdiğimi ortaya çıkarır diye düşünüyorum.
Mazoşizm bende var olan bir problem ve problem çözümünden uzaklaştırıyor
Sözde bu problemler ve üzüntü beni güçlendiriyor, buralardan besleniyorum. Yani bunca acıya rağmen ayaktayım gibi. Ölmedim, intihar etmedim, eşcinselliğe karşı dayandım. Bunu yok etmenin yolu ne acaba bilmiyorum ki. Yapamayacağım diyince 5 dk yapmıyorum ancak sonra kendimi hayallerin içinde buluyorum. Az ruh hastası değilim ama. Mazoşist düşüncelerden uzaklaş.
Erkekleri sürekli suçlamak da kendimi güçlendirmek için beslendiğim bir kaynak
Bunlar kötüler, 3. Sayfadan düşmüyorlar. Eşcinselleri iyileştirip kendimde güçleniyorum. Bu aptal alışkanlıktan da vazgeçmem lazım. Erkekleri sevebilmek istiyorum. Ama genel sevgisizliğimi ve bağlanamamazlığımı nasıl aşarım bilmiyorum. Bu konuda kendi hayatından bazı şeyleri erkeklere anlat diye konuştuk, bir formül olarak. Erkeklerle iletişime geç ancak maske takma, kendinden bahset, hayallerinden eksik yönlerinden vs.
İlişkilere katkıda bulunmuyorsun. İlişkilere muhabbet olarak katkıda bulunmalısın. Ne futbol ne seçimler nede başka bir şey hiç birşey ilgimi çekmiyor benim. Muhabbet etçek konu bul, mal gibi durma kenarda.
Sen olumsuzlukları kendine malediyorsun ya da içine atıyorsun. Dışarıda bir şeyi suçlamalısın. Sistemi suçlamalısın. Muhammet Ali böyle yapıyomuş. Hiçbişey anlamadım bu olaydan. Ne yapmam gerek, annemleri mi suçlayayım anlamadım ki.
Erkeklerle olan ilişkilerde hemen bitirici olmamak lazım... Hoşlanmadığın yerlerini tartışmalısın.