Üçüncü seanstan bir hafta sonra yaşanan bir gelişmeyi paylaşmak istiyorum çalıştığım yerde işi bırakma pahasına arkadaşlarımla kavga ettim. Akşam eve geldiğimde kendimi dünyada yaşayan tek insan gibi hissediyordum. Cep telefonumdan rehberi karıştırdım. Malesef arayacak dertleşecek kimse yoktu. Ne kadar yazık. Yüzlerce kişinin ekli olduğu rehberden arayacak dertleşecek hiç kimse bulamıyordum. Aklıma Hasan abim geldi.Onunla konuşmak bana her zaman iyi gelirdi. Hemen aradım .Çok heyecanlıydım çünkü uzun zamandır konuşmamıştık telefonda. Telefon çaldığı halde açmadı. Tekrar aradım yine açmadı. Mesaj gönderdim beni ara diye... Fakat açmadı. Ertesi gün olduğunda çok bekledim fakat akşama kadar telefonum ne Hasan abim ne de bir başkası tarafından aranmadı. Bu arada Hasan abim beni normal zamanlarda da işi düşmediği sürece aramaz. Ben aradığımda bazen açar konuşuruz . Eskiden bu duruma çok üzülür ölmeyi düşünürdüm. Çünkü aşık olduğum insanın benimle hiç ilgilenmemesi onun umrunda bile olmamak hatta ilerleyen yıllarda aşık olduğum hiç kimsenin benimle ilgilenmeyecek olması aklıma gelirdi ve ölmeyi düşünürdüm hatta çok isterdim ve hatta hiç doğmamış olmak isterdim. Ama bu eskidendi. Uzun zamandır artık ölmeyi düşünmüyorum kısa süreliğine moralim bozuluyor bir iki saat sonra kendime geliyorum. Hüseyin Bey hastalığımın beni en zayıf en üzgün zamanlarda çok şiddetli etkileyeceğini söylemişti. Son yaşadığım hadise bu teoriyi yargı haline getiriyor. Ve ben iyileşme ümidimi artırıyorum. Ümit çok güzel beni canlı tutan tek şey. Yıllardır yaşadığım acıların beni güçlü yaptığını düşünüyorum. Hasann abim aradığım zaman telefona cevap vermediğinde dünyam başıma yıkılır en az iki hafta toparlanamazdım. Onunla geçirdiğim güzel günler aklıma gelirdi.Onu ilk gördüğümde kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. Çok yakışıklı uzun boylu yapılı bir insandı. Ayrıca konuşurken sürekli gülüyordu. Bazen kahkaha atarak gülerdi ve en çok bu halini beğenirdim. Çünkü hiç bir zaman toplum içinde gülemezdim. Kendimi her zaman baskı altında hissederdim. Bu tavrı çocuklukta öğrendim herhalde babamın ne zaman kahkaha atsam kızdığını hatırlıyorum.Annem de babam gibi kızardı çok kahkaha atamazdık. Hep ciddi olmak zorundaydık. Dikkat ettim kardeşlerimin hiç birisi kahkahayla gülmezler hatta umumiyetle gülmezler bile. Babam hiç gülmezdi hatta yumuşak bir ses tonuyla bile konuşmazdı. Çocukken hiç sevmezdim onu .Anneme de her zaman sert davranır bazen döverdi. Annem çocukluğunda hiç rahat yüzü görmemiş klasik çileli Anadolu kadını. Oda hiç gülmezdi çoğu zaman ağlardı. Televizyon açamazdık yanında sesten rahatsız olurdu başının ağrıdığını söyler kızarak kapattırırdı. Zaten başı her zaman ağrırdı.Gülen ve gülümseyen insanlar benim hayatımda hiç olmadı. Dedem de çok sert bir insandı akrabalarımın neredeyse hepsi kadınıyla erkeğiyle zenginiyle fakiriyle gülmeyen insanlardı.Dolayısıyla bende hiç gülmezdim . Çünkü bilmediğim ,öğrenemediğim, taklit edemediğim bir tavırdı. Etrafımdaki insanları gülen insanlardan seçmeye çalışıyorum .Tabi ki sevdiğim insan da böyle olmalıydı.Hasan abimi ilk gördüğüm gün gülüşüne tutulmuştum. Ayrıca çok sevilen bir insandı. O geldiğinde herkez ayağa kalkar ortam şenlenirdi. Kapıdan girmeden espri yapmaya başlardı. Çocukluğumdan beri sevildiğimi taktir edildiğimi hiç hatırlamam. Gülmeyen konuşamayan espri yapmayan insanlar tercih edilmezler. Sadece dindar oluşum çok okuyor olmam taktir edilirdi ama bu beraberinde sevgi getirmezdi. Sadece kuru bir saygı duyulurdu bana .Her girdiğim ortamda hissedilir bir sessizlik olur bundan fevkalede rahatsız olurdum. Sanki o ortamdaki herkez benden rahatsız oluyor sanırdım. Ama tabi ki Hasan abim öyle değildi . O geldiğinde herkez adeta coşardı. Çokta yakışıklıydı bu arada. Uzun boylu güçlü kuvvetli kendisine bakan bir insandı. Onu tanıdığım günlerde hayatımın en berbat dönemlerinden sadece birini yaşıyordum. Yakın zamanda intihar etmiştim. Okulumu dondurmuştum ve babamla konuşmuyorduk. Tüm bunlardan daha kötü olansa aşık olduğum başka bir insanı çok özlüyordum ona sevdiğimi söyleyememişti. Başka bir şehre gittiği için göremiyordum da onu. Sürekli aramamdan rahatsız olmuştu ve bana çok ağır hakaretler etmişti. Tabi eş cinsel olduğumu bilmediğinden beni sadece ailesiyle problem yaşayan psikolojik bir hasta sanıyordu. Henüz taze bir aşk hikayesinin ızdırabını en feci şekilde hissettiğim bir dönemde karşılaştık Hasan abimle. Bir önceki kişide olduğu gibi ona da söyleyemedim fakat çok sevdim onu. Yaklaşık beş ay her gün gördüm onu sonra ben okuduğum şehre gittim o da İstanbul'a çalışmaya gitti. Facebookta sürekli görüyordum ve deli oluyordum. Ona söylemek istiyordum. Bir önceki gibi acı çekmek istemiyordum. Bir gün facede konuşurken ona duygularımı yazdım ve o cevabını yazmadan çıktım. Çok korkmuştum. Sürekli terliyordum . Ya aileme arkadaşlarıma söylerse diye çok telaşlanmıştım. Hatta dördüncü kez intihar etmeyi bile düşündüm. Balkonun kapısını açmış ve yumruklarımı sıkmıştım. Ev dördüncü kat ve arka taraf uçurumdu kurtulma şansım yoktu. Tam kararımı vermiştim ki telefon çaldı. Arayan bir arkadaşımdı. Onunla konuşurken aklıma geldi Hasan abimi arayacaktım. Numarasını aldım arkadaştan cesaretimi topladım ve aradım. Telefonun karşı tarafından gelen ses tonu hiç sert değildi. İlk cümle "sana nasıl yardımcı olabilirim oldu". Kızmamıştı. Hatta benden böyle bir şeyi hiç beklemediğini söyledi ve ekledi benden cinsel anlamda ilişki bekleme hatta aşk sevgi de bekleme dedi. Fakat beni kardeşi gibi çok sevdiğini söyleyerek düzelmem için elinden geleni yapacağını ekledi. Ben de ona beni yalnız bırakmamasını çok yalnız olduğumu ve böyle olmaktan memnun olmadığımı söyledim.Hasan abim tam altı ay benimle telefonda neredeyse her gün konuştu. Gerçekten hayatımın en güzel günleriydi. Birisi beni önemsiyordu benimle ilgileniyordu. Ayrıca sürekli güldürüyordu beni. En çok hoşuma giden şey ise bana oğlum diye konuşurdu ben de ona baba derdim çok hoşuma giderdi. Çünkü babam bana hiç oğlum demezdi. Hatta hiç konuşmazdı. Çocukluğumdan beri hiç beş dakika konuştuğumuzu hatırlamıyorum. Altı ayın sonunda Hasan abimle tokatta buluştuk . İkimizin tatili denk gelmişti on numara bir tatil yaşadık beraber çok eğlendik. Hayatımın en mutlu günleriydi. Hatta tek mutlu bölümü. Çünkü daha sonra hasan abim benden borç para istemişti . Ona istediği parayı verdim ve bu süreklilik kazandı .Kafamı sürekli kurcalayan bir şey vardı tüm bu yaptıklarını acaba para için mi yapmıştı? Kafam çok karışmıştı ve mutsuz günler geri gelmişti.Ayrıca Hasan abim evlenmeye karar vermişti. Bu durum beni çok üzmüştü .Ama yüzleşmem gerektiğini biliyordum. Düğününe gittiğim gün çok tuhaf olmuştum. Ama beni teselli etti her zaman sana sahip çıkacam her zaman ben senin abinim dedi. Rahatlamıştım biraz ama ben pekala biliyordum ki hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı. Zaten öyle de oldu evli olduğu için artık konuşamıyorduk. Tam bir yıl alışamadım bu duruma çok acı çekmiştim. Fakat bir gün düşündüm . Yaşadığım şeyleri düşündüm.Hasan abime hissettiklerimi düşündüm. Aslında bu kadar sevilmeyi hak etmiyordu çünkü çok paramı yemişti. Ayrıca zamanla ona cinsel bir şey düşünmemeye başlamıştım onu abi gibi baba gibi seviyordum.. İnsan abisiyle babasıyla zaten çok konuşmazdı ki. Artık ayda bir aramaya başlamıştım zamanla iki ayda bir aramaya başladım.Takıntımdan kurtulmuştum ancak eş cinsel düşüncem devam ediyordu. Kadınlara karşı ilgi duyamıyordum. Hüseyin beyle tedaviye başlayalı çok şey değişti. İnşallah düzeleceğim. Çok ümitliyim..