Gönderen Konu: SAİT FAİK ABASIYANIK ve EŞCİNSELLİK  (Okunma sayısı 19287 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
SAİT FAİK ABASIYANIK ve EŞCİNSELLİK
« : 27 Aralık 2012, 03:26:46 ös »
Sait Faik'in hayatındaki en önemli insan annesi oldu. Yazar ölene kadar annesi ile birlikte yaşamayı sürdürdü. Yaratılışındaki uyumsuzluk sebebiyle kimseyle uzun süreli dostluklar kuramasa da pek çok arkadaşı olan, herkesle tanışık bir insandı. Burgaz Adası'ndaki balıkçılar ve esnafla birlikte zaman geçirdiği gibi, sanat dünyasından Hüsamettin Bozok, Özdemir Asaf, Orhan Kemal, Mücap Ofluoğlu, Adalet Cimcoz, Oktay Akbal, İlhan Berk, Orhan Veli, Tarık Buğra, Abidin Dino gibi pek çok arkadaşı ile de birlikte olurdu.

Hiç evlenmeyen Sait Faik'in evliliğe yaklaştığı üç kadın oldu. İlk evlilik teşebbüsünü annesi onaylamadı, ikincisinde teklifi reddedildi. Annesinin isteği üzerine nişanlanan Abasıyanık'ın bu nişanı ise on ay sürdü. Vedat Günyol ise arkadaşı Abasıyanık'ın kimseye anlatmayı sevmediği aşk hayatını öykülerinde dile getirdiğini belirterek yazarın aslında eşcinsel olduğunu açıkladı. Günyol, yazarın eşcinselliğinin, halkın gözündeki itibarını kaybetmemesi için sanat çevrelerince gizlendiğini söyledi. Günyol'un bu açıklamalarına katılan Fethi Naci ise Sait Faik'in ölümüne yakın yazdığı öyküleri değerlendirirken yazarın tercihini de göz önünde bulundurdu ve Abasıyanık'ın son dönem öykücülüğünde söyleyeceklerini söyleyebilmek için hikâyelerinin biçimini değiştirerek gerçeklik duygusu uyandırma isteğinden vazgeçtiğini vurguladı.

Sait Faik'in, Alemdağ'da Var Bir Yılan isimli kitabıyla sürrealizme geçtiği kabul edilir. Vedat Günyol'a göre Sait Faik sürrealizme, "içe tepilmiş isteklerini düşsel bir dünyada gerçek görme isteğinin verdiği dayanılmaz, ama o ölçüde olağan bir tutkuyla düpedüz kendiliğinden" kayıvermiştir. Fikret Ürgüp de Sait Faik'in son dönem hikâyeleri hakkında Vedat Günyol'la benzer fikirdeydi. Ürgüp bu öykülerle ilgili olarak "Artık o eski kalıplardan kurtulmuş hikâyelerdir. Bunlara sürrealist demek yerinde olur" dedi.

Orta döneminde de birçok yeniliği deneyen Sait Faik Abasıyanık, o güne kadar geliştirdikleri ile yetinmeyerek Alemdağ'da Var Bir Yılan'da daha farklı biçimler deneyip, topluma ve doğaya bakmadığı açılardan baktı. Ayrıca yazar, bu döneme kadar üstü kapalı anlattığı bazı duygularını divan şairlerine özgü bir pervasızlıkla yazmaya başladı.[122] Fethi Naci'ye göre Sait Faik, bu döneminde yazdığı eşcinsel temalı öykülerinde anlatmak istediklerini anlatabilmek için hikâyesinin biçimini bir kere daha değiştirerek, somut ayrıntılardan hareket yerine imgelemi kullanmaya başladı.[ Bu da yazarı o günlere kadar üstünde taşıdığı "gerçekçi yazar" sıfatından uzaklaştırarak "sürrealist yazar" sıfatına yaklaştırdı. Bazı eleştirmenler, yazardaki bu tarz değişikliğini Abasıyanık'ın ilerleyen sirozuna, yaklaşan ölümünün doğurduğu umutsuzluğa, toplumsal baskılara ve saygınlığını kaybetme korkusunu boş vermişliğine bağladılar.

Son dönem öykülerinin bir diğer ortak özelliği ise birinde var olan bir karakterin diğerlerinde de kullanılmış olmasıydı. Bu hikâyelerin kahramanı ise çoğunlukla Panco'ydu. Panco ilk olarak Öyle Bir Hikâye'de okuyucunun karşısına çıktı. Yalnızlığın Yarattığı İnsan, Panco'nun Rüyası, Alemdağ'da Var Bir Yılan gibi pek çok öykünün de kahramanıydı.

Bu hikâyelerde yazarın, o güne kadar yazılarında sevgiyle andığı İstanbul'dan nefretle bahsettiği görülür. Bu değişimin sebebini Abasıyanık'ın toplumdan, toplumun baskısından ve ahlak anlayışından sıkılmış olması olarak görenler vardır. Yazar önceki dönemlerinde insan sevgisi konulu öyküler yazarken, bu dönemdeki umutsuzluğunu ve İstanbul'dan artık neden hoşlanmadığını şöyle açıkladı:

Sait Faik'in, Alemdağ'da Var Bir Yılan isimli kitabıyla sürrealizme geçtiği kabul edilir. Vedat Günyol'a göre Sait Faik sürrealizme, "içe tepilmiş isteklerini düşsel bir dünyada gerçek görme isteğinin verdiği dayanılmaz, ama o ölçüde olağan bir tutkuyla düpedüz kendiliğinden" kayıvermiştir. Fikret Ürgüp de Sait Faik'in son dönem hikâyeleri hakkında Vedat Günyol'la benzer fikirdeydi. Ürgüp bu öykülerle ilgili olarak "Artık o eski kalıplardan kurtulmuş hikâyelerdir. Bunlara sürrealist demek yerinde olur" dedi.

Orta döneminde de birçok yeniliği deneyen Sait Faik Abasıyanık, o güne kadar geliştirdikleri ile yetinmeyerek Alemdağ'da Var Bir Yılan'da daha farklı biçimler deneyip, topluma ve doğaya bakmadığı açılardan baktı. Ayrıca yazar, bu döneme kadar üstü kapalı anlattığı bazı duygularını divan şairlerine özgü bir pervasızlıkla yazmaya başladı. Fethi Naci'ye göre Sait Faik, bu döneminde yazdığı eşcinsel temalı öykülerinde anlatmak istediklerini anlatabilmek için hikâyesinin biçimini bir kere daha değiştirerek, somut ayrıntılardan hareket yerine imgelemi kullanmaya başladı. Bu da yazarı o günlere kadar üstünde taşıdığı "gerçekçi yazar" sıfatından uzaklaştırarak "sürrealist yazar" sıfatına yaklaştırdı. Bazı eleştirmenler, yazardaki bu tarz değişikliğini Abasıyanık'ın ilerleyen sirozuna, yaklaşan ölümünün doğurduğu umutsuzluğa, toplumsal baskılara ve saygınlığını kaybetme korkusunu boş vermişliğine bağladılar.

Son dönem öykülerinin bir diğer ortak özelliği ise birinde varolan bir karakterin diğerlerinde de kullanılmış olmasıydı. Bu hikâyelerin kahramanı ise çoğunlukla Panco'ydu. Panco ilk olarak Öyle Bir Hikâye'de okuyucunun karşısına çıktı. Yalnızlığın Yarattığı İnsan, Panco'nun Rüyası, Alemdağ'da Var Bir Yılan gibi pek çok öykünün de kahramanıydı.

Bu hikâyelerde yazarın, o güne kadar yazılarında sevgiyle andığı İstanbul'dan nefretle bahsettiği görülür. Bu değişimin sebebini Abasıyanık'ın toplumdan, toplumun baskısından ve ahlak anlayışından sıkılmış olması olarak görenler vardır. Yazar önceki dönemlerinde insan sevgisi konulu öyküler yazarken, bu dönemdeki umutsuzluğunu ve İstanbul'dan artık neden hoşlanmadığını şöyle açıkladı:

Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek bir insanı sevmekle başlar her şey. Burada her şey bir insanı sevmekle bitiyor

https://www.youtube.com/watch?v=9I0C1VP1eTk&list=UULFEDADUolmKuMyWGRunC3UhQ&index=2


« Son Düzenleme: 15 Temmuz 2024, 01:20:42 öö Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: SAİT FAİK ABASIYANIK ve EŞCİNSELLİK
« Yanıtla #1 : 15 Temmuz 2024, 01:21:26 öö »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: SAİT FAİK ABASIYANIK ve EŞCİNSELLİK
« Yanıtla #2 : 14 Ağustos 2024, 11:23:30 öö »
Eşcinsellik özgür bir tercihin değil, genellikle çocuklukta yaşanan travmaların ve ebeveyn ihmallerinin sonucu olarak gelişen bir durumdur. Eşcinsellikten kurtulmak isteyenlere terapi imkanı sağlamamak, gerçekte eşcinselleri küçük düşüren bir tutumdur.

https://www.youtube.com/watch?v=-9bPlRuOq-Q&list=UULFEDADUolmKuMyWGRunC3UhQ&index=4

Velev ki Eşcinseliz: Furkan

https://www.youtube.com/watch?v=SK5ycgpoVC8

Velev ki Eşcinseliz: Mert

https://www.youtube.com/watch?v=BI6NM-gENrw

Velev ki Eşcinseliz: Efe

https://www.youtube.com/watch?v=rxfQS3Da1Wg


https://huseyinkacin.com/





https://www.instagram.com/reel/C8jfEMtCLuV/?igsh=eXZ3bW44bXUzeWJr