Gönderen Konu: TERAPİ YOLUNUN YARISINI BİTİRDİM, HAYATIN BAŞINA GELDİM  (Okunma sayısı 5976 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4431
    • Profili Görüntüle
TERAPİ YOLUNUN YARISINI BİTİRDİM, HAYATIN BAŞINA GELDİM

Terapi okulunun 2. Sınıfını bitirdim. Adeta bir fakültenin yarısını tamamladım da diyebilirim. Yani 2 yıl bitti terapi görmeye başlayalı. Eskiden Cumartesi günleri çok zor bir iş gibi gelirdi bana danışmanlık merkezine gitmek. Mesafe olarak 1 otobüsle gidecek kadar yakın olan yer gözümde uzaklaştıkça uzaklaşırdı. Sonra yavaş yavaş bir bakmışım otobüsteyim demeye başladım. Bir akşam arkadaşımla dışarı çıkmak, sosyal hayata karışmak bile beni çok mutlu etmişti.  Zaman ilerledikçe dirençlerim ortaya çıkmaya başladı, kişiliğimin derinlerine indikçe hiç de hoşlanmadığım şeyleri duymaya başladım. ‘Bu adamın ağzından hiç mi iyi bir şey çıkmayacak’ cümlelerini kurardım. Direnç göstermeye başladım, çatışmaya başladım; bu psikologla gibi görünen içsel çatışmalar aslında kendi kişiliğimi kabullenme sürecinin başlangıcıydı. Tabi başta red ve inkarla oldu bu da. Bir ara bahaneler uydurarak 2 ay kadarlık bir ara verdim. Ve itiraf ediyorum makul bir açıklama yapma tenezzülünde bulunmadım. Şimdi büyük bir saygısızlık yaptığımı ve o zamanlar psikoloğuma ne kadar değersizce davrandığımı anladım. BEN, O’nu seçtiğim için o gözümde en iyisiydi, Tanrı idi. Ama Tanrı, uyarır, bir şekilde lafı dolandırıp bu ara verme sürecine, ilişki kurma biçimime getirdiğinde yaşadığım utancı hiçbir yerde yaşamadım. Psikologluk ruhsal fahişelik sahiden de. Anlattım, paramı bıraktım ve sanki o kapıdan çıktıktan sonra birbirimizi tanımayacaktık. Evet, ben tam da böyle davranmıştım. Neyse ki sonra toparlandım ve terapilerime, kişiliğime, psikoloğuma sahip çıktım. Akıllandım.
Bir zamanlar anlatmaya çalıştım insanlara terapi nedir, niye gidiyorum, bunları açıklamaya çalışırdım. Tabi başta bunu gizledim, çok utanılacak bir şey olduğu için, gizlemem gerekiyordu. Aman yarabbi hele ki ben de ilerde psikolog olacaktım, bir duyulursa psikoloğa gittiğim ne gözle bakılırdı bana. Neyse sonra her yerde alenen söylemeye başladım. Birkaç kişi de sözde başlayacaktı benden cesaret alıp. Ama ‘yok bu adamın bıyığı var, yok babama benziyor, yok çok pahalı’ gibi bahaneler uydurarak cesaret edemedi ödlekler. Ben boşuna bir uğraştaydım, anlatmak istiyordum bu yolculuğu. Ama şimdi anladım ki, damdan düşenin halini ancak damdan düşen anlar. Kusura bakmayın hayatında hiç terapiye gitmeyen ve gitmeyecek olanlar anlayamayacaksınız beni. Benim aldığım keyiften mahrum de kalacaksınız. Nasıl bir keyif bu, az önce bu adamdan hiç iyi bir şey duymadığını söylüyor bu insan derseniz de o eskidendi, artık her şey çok değişti derim size. Hep ürkerdim önceleri, kısa yazıları yazardım. Bir şeyleri anlatmaya korkardım, kendimi artık temizlenmiş, aklanmış gibi göstermeye çalışırdım (kimi kandırıyorsam). Kıyıdan kıyıdan yüzerdim temkinli temkinli. Sonra, bir dönem geldi. Hep dertlendiğim erkeklerden biri ile bir ilişkiye son verince yine bir ilham geldi bana. Öldürmüyor, güçlendiriyor sahiden de yaşanılanlar. İndikçe inmeye başladım içime. Cesaret patlaması yaşadım sanki. Kaybedecek bir şeyim olmadığını görmeye başladım. Veya kaybetsem ne olur dedim. Aldım 4. vitese gidiyorum. Durmaya da pek niyetim yok. Tanımlaması zor bir özgürlük bu. Kendi kendimin patronuyum. Artık her şeye başkaldırdım. Kendi doğrularım var. Kendi aklıma yatanlar bana doğru geliyor. Tüm bunları yaşarken hayal edemeyeceğim kadar yalnızlaştım. Herkesten giderek farklılaştım. Anlaşılmaz, tuhaf, hafif kaçık biri oldum. Bir ara uzaklaşmıştım herkesten, yine eski günlerime, ilişki kurduğum zamanlara döndüm. Tek farkla artık daha iyi, sağlıklı ilişkiler kurma çabasındayım. Kolay şımaran, bir anda en tepeye çıkan bir yapım var. Bunu da törpülemeye uğraşıyorum. Eskiden şımarmayayım diye kendimi yerin dibine çekerdim. Ama şimdi değişti bu. Bazı konularda hiç de alçakgönüllü olamıyorum kusura bakmasın kimse. En başta da terapiye gelme cesareti konusunda. Ve de 2 senedir devam ettirme konusunda. Ama bunu kimse için değil sahiden de kendim için yapıyorum. Doğru olan da bu. Bu cesurluktan tek faydayı görecek olan benim. Uzun vadede, eşim, çocuğum bilmem kim ne gibi fayda görecek diye düşünürken aklıma Hüseyin hocanın söylediği bir cümle geldi. ‘Bu insan bir bedel ödedi, ya iyi bir kariyeri olacak, ya iyi bir anne olacak, ya iyi bir eş olacak’. Bana kalsa bu birkaç tane bir arada olsa iyi olacak ama bu da maymun iştahlılık mı olur bilemem. Küçük hayaller kuramıyorum artık ne yapayım. Evet. Büyük oynuyorum, korkakça kaderimi yaşamayı beklemek onun arkasına sığınmak artık beni mutlu etmiyor. Zaten narsistik bir patolojim var, sıradan normal bir hayat beni nasıl mutlu edecek ki. Her hayal ettiğim gerçekleşmese de yakınına geliyorum, ya da her şeyi sonuna kadar zorluyor, uğraşıyorum. 
 Bütün bunları yaparken tabi ki de hala hata yapıyorum. Hala saçma sapan düşüncelerim var. Ama manevralarla çabuk dönüyorum bunlardan. Ağlamıyor muyum, hep çok mu mutluyum. Tabi ki de ağlıyorum, hıçkırıklara boğuluyorum. Beni kurtaran şey, damdan düşen, acısı olan bir kadın, bir dost oluyor bazen. Bu da kurduğum sağlıklı bir ilişkinin sonucudur. Egolardan, oyunlardan uzak olursanız ancak hıçkırıklarınızın arasında konuşacak bir dost bulursunuz. O an hiç düşünmedim bir erkeği aramayı, veya bir sevgilim olsaydı da düşünmezdim. Benim ne çektiğimi nereden bilecek, nereden anlayacak ki. Veya bana ağlamamam gerektiğini söylemeden durabilecek mi? Pek ihtimal vermiyorum buna. Sözün kısası, zaman zaman omuzlarımda hissettiğim bu ağır yük, bu cesaret, bu özgürlük ağır geliyor. Kaldıramadığım anlar oluyor, birisi ile konuşmak, paylaşmak istiyorum, eğer telefonun ucundaki doğru kişiyse, konuşmanın sonunda o eski ses tonunuza kavuşuyorsunuz. Neyse ki ben doğru kişiyi aramışım geçen gün. Kendisine teşekkür ediyorum buradan. Yazıyı okuyunca eminim gülümseyecektir.
 Vazgeçmek, benim için artık yenilmek. Onun için sonucu kazanmak olsa da olmasa da benim için önemli olan anlatacak zengin bir hayatımın olması. Arkama dönüp baktığımda üzüldüğüm, pişman olduğum şeyler var. Ama şimdi bunları iyiye çevirme vakti. İstikrar, karar, irade, güç, dirayet ve sabır. Bu yola çıkmayı düşünen herkesin ihtiyacı olacak şeyler.       
                     

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4431
    • Profili Görüntüle
Ynt: TERAPİ YOLUNUN YARISINI BİTİRDİM, HAYATIN BAŞINA GELDİM
« Yanıtla #1 : 19 Ekim 2024, 08:30:15 öö »
Eşcinsellik özgür bir tercihin değil, genellikle çocuklukta yaşanan travmaların ve ebeveyn ihmallerinin sonucu olarak gelişen bir durumdur. Eşcinsellikten kurtulmak isteyenlere terapi imkanı sağlamamak, gerçekte eşcinselleri küçük düşüren bir tutumdur.

https://youtu.be/-9bPlRuOq-Q?si=3LPplNbsk-WVa29r


Velev ki Eşcinseliz: Furkan

https://www.youtube.com/watch?v=SK5ycgpoVC8

Velev ki Eşcinseliz: Mert

https://www.youtube.com/watch?v=BI6NM-gENrw

Velev ki Eşcinseliz: Efe

https://www.youtube.com/watch?v=rxfQS3Da1Wg




https://www.instagram.com/reel/C8jfEMtCLuV/?igsh=eXZ3bW44bXUzeWJr