Gönderen Konu: Abi Beni Sev !!! Ben Eşcinselim - Kadına İlgim Yok!!! Abi Beni Sev  (Okunma sayısı 5729 defa)

LacivertEmre

  • Jr. Member
  • **
  • İleti: 80
    • Profili Görüntüle
Abi Beni Sev !!! Ben Eşcinselim - Kadına İlgim Yok!!! Abi Beni Sev
"Fotoğrafcı kıza ulaş" ,diyordu ,Psikolog Hüseyin Kaçın.
Kızın iş adresini vermişti ve benden o kızla bağlantı kurup fotğrafları almamı istiyordu.
Geçen ay fotoğraflarımız çekilmişti.
Helin Avşar röportaj yapmıştı Hüseyin Hocayla ve eşcinsellik tedavisi gören erkeklerle.
Kimse fotoğraf çektirmek istememişti.
Ve her zaman olduğu gibi ben sazan gibi zıplamıştı
"Beni çekin beni çekin", diye.
Onlarca fotoğrafım çekilmişti, heyecanla beklemiştim Anneler Günü nü.
Helin Avşar öyle demişti : "Bu röportajı Anneler Gününde Yayınlicaz"

Yayınlamamışlardı.
Fatih Altaylı izin vermemiş.
Uygun bulmamış, Haber Türk Gazetesi'nde yayınlanmasını.

Şimdi benden Fotoğrafcı kıza ulaşmam ve en azından 2-3 tane de olsa fotoğrafları almam isteniyordu.
Ve ben çeşitli bahaneler bulup, gitmiyordu.
belki de gidemiyordum.
Ya o fotağrafcı kız, kendisine asıldığımı sanırsa !!!

Tüm kaslarımı kasıyordu, bu ihtimali düşünmek.
Geriliyordum.
Hüseyin Kaçın, bunu anlamıyordu yada anlamak istemiyordu.
Belki de kendisine ve tedaviye DİRENÇ gösterdiğimi tahmin ediyordu.
Ama bu bana göre direnç değildi.
Boğulucakmış gibi oluyordum, o fotoğrafcı kızın iş yerine gidip, onla diyolağa girmeyi düşündükçe.
Diğer taraftan da
Bu görevi başaramazsam
Psikolog Hüseyin Kaçın'ın gözünden düşmekten korkuyordum
Herkes beni sevsin, benimle ilgilensin, ben ilgi odağı olsun istiyordum.
Bunu gizliden gizliye istiyordum.
İlgi budalaları gibi açıktan değil :)
Herkes ama herkes beni sevsin.
Herkesin dikkatini çekeyim.
Kimse reddetmesin beni.
3 dakka önce gördüğüm
ve hayatım boyunca bir daha göremeyeceğim
belediye otobüsünün şoförü bile sevsin beni
o bile reddetmesin
Önüme çıkan
Herkessssssss

Günlerdir bir gerilim içindeydim
"Sazan gibi zıplayıp" Helin Avşar'la çektirdiğim fotoğraflarımı O fotorafcı kızın iş yerine gidip isteyebilecek miydim?
Bunu yapabilir miydim?
Bu düşünce beni resmen boğuyordu.
Ya o genç güzel kız  benim ona asıldığımı felan sanırsa.
Bu ÖLÜM demekti benim için.

Ya bu fotoğrafı isteyemezsem.
Hüseyin Hoca'nın verdiği görevi yapamazsam !!!
Bu da ÖLÜM demek.
Görevimi yerine getiremicem
Ve Hüseyin Hoca'nın ilgi listesinden alt sıralara düşücem
Bu ölüm demekti
2 yıldır Hocayla oyun oynuyorum.
Terapilerde kılıktan kılığa giriyorum
Rolden role geçiyorum
Çeşit çeşit sıradışı, ilginç maceralarımı tiyatro havasında anlatıyorum.
Tedavi mi?
O da ney?
Ne tedavisi :)))
Hüseyin beni dinlesin, gülsün, eğlensin bana yeter.

İŞGAL Planımı 2 yıldır sinsice uyguluyorum, Hüseyin Kaçın'ın Hayatına sızmak için.
Evet
Bence başarılı oluyorum.
Bu zamana kadar önüme çıkan herkesin hayatına öyle yada böyle sızdım.
İŞGAL ettim.
Zarar gördüm mü peki hayatım boyunca bu işgal oyunundan????
Bunun ne önemi var ki :)
Yeter ki bana ilgi göstersin önüme çıkan insanlar, beni sevsinler.
Gördüğüm bütün zararları unutuveririm.

Offf
2 Ölüm arasında kalmıştım.
Hüseyin'in ilgisini kaybetmemek için
mecburen
fotoğrafcı kızın iş adresine gittim dizlerim titreyerek....

Binayı buldum
derin nefes alarak çıktım 3. kata.
Hemen önüme çıkan ofise daldım
Sordum fotoğrafcı kızı.
Tühhh yanlış gelmişim,
Aradığım yer burası değilmiş.
Yan taraftaymış
Zaten ben de farkındaydım yanlış geldiğimin
Cam kapıdan görmüştüm içerdeki yakışıklı genç erkekleri
sırf bunlarla 10 saniyeliğine de olsa konuşmak için dalmıştım buraya.
Kibarca özür dileyip çıktım bu ofisten.
Eee tabii ki kibar olmak lazım
çünkü sevsinler beni, ilgi göstersinler bana
içlerinden deseler bile benim için "Bu adam gerizekalı mı buranın fotoğraf stüdyo olduğunu görmüyor mu?
Bunun bi önemi yok ki.
3 saniye bile düşünmüş olsalar benim hakkımda, yeter bana.

Şimdi gelmişti görevin zor kısmına
yan taraftaki
Fotoğraf Stüdyosına girmeye
Yeşil Chi enerjisi yollayıp
daldım stüdyoya.
Off o ne öle
içerde çekim var
Uzun boylu beyaz tenli sarışın bayan mankenler sahnede
etraf çok aydınlık
flaşlar patlıyor
Ve bir koltuğa oturmuş
uzun boylu genç parlak yakışıklı erkekler çekimi izliyor.
Ne kadar yakışıklılar ve parlaklar.
Ve kalın kemikli, uzun boylular.
Simsiyah, sert, parlak saçları var bu genç erkeklerin.
Offf ne kadar yakışıklılar.
Ama fazla dikkatli bakmamam gerekiyor.
anlamasınlar erkeklerden hoşlandığımı.
Gizlice bakıyorum.

O sırada orta yaşlı bir erkek geldi yanıma
"Buyrun??? " dedi.
Ben başladım anlatmaya
"Eee Helin Avşar, şey işte benimle röportaj yaptı daha doğru Kaçın, yani Psikolog Hüseyin. Resimlerim çekildi işte." dedim sesim titreyerek.
Bir taraftan da
İçimden kendi kendime söylendim
Yav nasıl bir insanım ben.
2 kelimeyi bir araya getiremiyorum. Şunu anlatsana doğru düzgün Emre dedim.
Ben ne yapıyorum dedim ve kendimi toparladım.
"Ece Hanım burda mı" dedim. "Ece Oğultürk, geçen ay benim fotğraflarımı çekti Helin Avşar'la birlikte geldi." dedim.
- " Evet burda." dedi, çağırdı Ece Hanım'ı.
Geldi Ece Hanım bana doğru şaşkın bir ifadeyle

Ben yüzüme taktım yapmacık gülümsememi
- Merhaba Ece Hanım, nasılsınız. Beni tanıdınız değil mi? Psikolog Hüseyin Kaçın'la yapılan röportajda benim fotoğraflarımı çekmiştiniz ?
- Evet tanıdım ama burayı nasıl buldunuz ki ????
- O meslek sırrı. Benim dedektiflik yönüm vardır böyle bulurum işte.
- !!???
- Buraya gelişimin sebebi, benim fotoğraflarımı çektiniz. sonra yayınlanmadı. Madem yayınlanmadı, o fotoğrafları nasıl alabilirim? Yani bana verme imkanınız var değil ?
- Bunu keşke 1 ay önce söyleseydiniz. Çünkü o röportaj gazete de yayınlanmadı ve bize o fotğrafları İMHA EDİN dediler. Biz de İMHA etti.
- Yaaa... Yapmayın... Kurtarılma ihtimali yok mu? En azında bir iki tane de olsa???
- Dediğim gibi daha önce gelseydiniz mümkündü hepsini İMHA ettik. Maalesef.....

Offff nasıl olurdu yaw.
Bu kız röportaj için geldiğinde
benim telefon numaramı almıştı. Arkadaşları için travesti gerekiyormuş. Ve ben de onlara travesti bulabilirdim.
Çünkü 10 yılım Taksim'in arka sokaklarında geçti.
Bütün gay alemini bilirim, tanırım.
Nerde ne dönüyor bilirim.
Bu kızın fotoğrafcı arkadaşları, çıplak travesti arıyorlarmış, fotoğraflarını çekmek için. Sanat için yani. Kolilemek için değil.
Evet Ece benim cep telefon numaramı 1 ay önce almıştı ama
ben onunkini isteyememiştim.
Korkmuştum, onunla ilgilendiğimi sanıcak diye !!!
Keşke o zaman alsaydım da fotoğraflarımı kurtarabilseydim İMHA edilmekten.

Peki şimdi?
Şimdi alamaz mıyım onun telefonunu???
Alabilir miyim?
Alamaz mıyım??
İçimden geliyor istemek ama şu orta yaşlı adam başımızdan ayrılmadı.
Ece'nin patronu mudur nedir?
Adam bizim başımızda bana bakıp duruyor??
Bu adam olmasa, bizi dinlemese
isticem Ece'nin telefonunu.
Belki İmha edilmemiştir fotoğraflar
Belki bu adamdan çekindiği için öyle diyordur
Telefonunu alsam
akşam aricam
tekrar sorucam fotoğraflarımı !!!
Offff olmuyor
isteyemiyorum
Halbuki elimde tutuyorum cebimi
İstesem hemen yazıvericem numarayı.
Olmuyorrrrr
Olmuyorrrrr
Boğuluyorummm
Kelimeler boğazımda kilitleniyor
Tam isticem gibi oluyor, söylicem
söyliyemiyorummm.

Sonra yine gülümsüyorum
teşekkür ediyorum
kısmet değilmiş diyorum
tekrar teşekkür ediyorum
ve "Kolay Gelsin Ece Hanım" demeyi ihmal etmiyorum.
İyi bir izlenim bırakayım.
Ne kadar kibar bir adam desinler.

Çıkıyorum stüdyodan
hemen ariyorum Psikolog Hüseyin Kaçın'ı
çeviriyorum numarayı 0555 326 22 91
vericem müjdeyi?
Neyin müjdesini?
Tabii ki görevimi başarıyla yapmanın müjdesini.
Telefon çalıyor, çalıyor bi daha çalıyor.
Açılınca hemen değiştiriyorum ses tonumu.
Acıklı, üzüntülü bir ses tonuyla diyorum ki

- "Maalesef ....Maalesef Hüseyin Bey! Fotoğrafları İMHA etmişler
- Fotoğrafları imha etmişler, öyle mi? Peki aldın mı Ece'nin telefonunu???
- ...
- Akşam arıyalım Ece'yi. Aldın de mi telefonu
- Şey....şimdi.... şöyle bişey ..... ben geldim işte burda fotoğrafcının dükkanı var ..... şimdi şöyle oldu .... üçüncü kata çıktım yanlış dükkana girdim önce ... işte ööle
- Yaw onu sormuyorum. Şu kızın telefonu aldın mı?

Hüseyin Kaçın'ın ısrarla telefon numarısını sormasına sinirleniyorum, geriliyorum, bacak kol kaslarım tamamen geriliyor Ve bağıyorum
- HAYIR, Almadım
- Öyleyse geri dön al
- ALAMAM
- Ne demek alamam, git al
- ALAMAM, çünkü İMHA EDİLİRİM Ece'nin etrafında erkekler var
- Bunlar senin patolojin. Kadına bakışında patoloji var. Patolojini aş. Bunlar hezeyan. Ne İMHASI. Ne İMHA sından bahsediyorsun. Git telefonu al.

Hepten geriliyorum. Başlarım senin patolojine de sana diyorum içinden.
Heralde patolojik olucak kadına bakış açım
Yoksa 2 yıldır ne diye tedavi olayım.
Senin önüne geleyim, Eşcinsel Tedeavisi olayım?
Bu gerilimle sonlandırıyorum Hüseyin'le telefon görüşmesini. Ve hatta bataryasını çıkarıyorum ki beni aramasın bu Hüseyin Kaçın denilen adam.
Başlıcam şimdi Ece'nin telefonuna da fotoğraflara da.
Çok gerildim. ellerim ayaklarım titriyor.
Ben şimdi nasıl geri dönerim de Ece'den telefonunu isterim.
Bu sefer kesin bu kız, kendisine ilgi gösterdiğimi düşünücek!!
Bir an düşünüyorum geri dönmeyi
YOK
Bunu yapamam.
Buna cesaretim yok.
Etrafında erkekler var
Böyle bişey yapamam
Bu ölüm demek benim için.

Peki görevi tamamlayamadım.
Hüseyin'in de gözünden düştüm.
Off bu da ölüm demek.
Bi taraftan düşünüyorum bunlar bi taarftan hızlı adımlarla kaçıyorum bu bölgeden, bu fotoğrafcı kızın iş yerinin bulunduğu mahalleden.

Hüseyin Kaçın ın gözünden düştüm. Bu kesin
Zaten son zamanlarda kendine başka hastalar bulmuş.
Onların yazılarını göndermişti bana Hüseyin.
Güzel yazmışlar
Hele biri var
Güven midir nedir ismi?
Çocuk çok güzel yazıyor.
Kıskançlık krizine girmiştim onun yazılarını okuyunca !!!
Penis Kuyusu diye bir yazı yazmış.
Çıldırıcam.
Düşüyorummmmmm
Gözden düşüyorum.
Görevi tamamlayamadım.
Hemen bir çözüm bulmalıyım.
Hemen
Hemen

Hemen bir anda.
Beynim şimşek hızıyla çalışıyor, katrilyonlarca fikir beynimin için de çarpışıyor.
O kadar fazla çakışma oluyor ki
Beynimin içinden cızırtılar geliyor.
Parıltılar oluşuyor.
Ve bahçeyi sulayan bir hortumdan fışkırır gibi  etrafa saçılıyor
Bilinçaltımın derinlikleri...

Sırılsıklam oluyor etraf
aydınlanıyor
Nirvana ya eriyorum bi anda
Farkındalık
İşte Bu

Saliseler içinde iç benliğimle
derin bilinçaltımla diyolağa geçiyorum
Nedir bu işin sırrı diyorum?

-Ben niye bu fotoğrafcı kızdan korktum?
-Aslında kızdan korkmadım
-Peki kimden?
-Etrafındaki erkeklerden?
-Erkekler ne yapar ki sana?
-Beni İMHA ederler?
-Neden?
-Çünkü ben o kıza ilgi gösterirsem etrafındaki erkekler beni İMHA eder çünkü o kız bana ait değil.
-Anlamadım?
- Arz- Talep meselesi?
- Etrafta bir savaş var. Kızları kapma savaşı? Erkekler kız arıyor? Bunun için savaşıyor. Benim gücüm yok. Ben geri çekilmeliyim?
Geri çekilmeliyim kadınları, diğer erkeklere bırakmalıyım. Ve hatta kadınlara ilgimin olmadığını erkeklere ispatlamalıyım?
- Bunu nasıl yapıcan?
-  İMHA edilmemek için Hayatta Kalmak için bu yarıştan çekilmeliyim. Güçlü erkekler beni İMHA edebilir. Benim kadınlara ilgim yok dicem. Aman bana dokunmayım kadınlar sizin olsun.
- İnanırlar mı buna? İlginin olmadığına ???
- Evet evet gerçekten yok. Ben erkeklere ilgi duyuyorum. Bakın benim kadınla ilgim yok beni İMHA etmeyin. Ben Erkek peşinde koşuyorum. Ben eşcinselim.

Emre Volkan Lacivertoğlu
LacivertEmre@hotmail.com
2 Temmuz 2012
« Son Düzenleme: 03 Temmuz 2012, 05:57:27 ös Gönderen: LacivertEmre »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4383
    • Profili Görüntüle
Ynt: Abi Beni Sev !!! Ben Eşcinselim - Kadına İlgim Yok!!! Abi Beni Sev
« Yanıtla #1 : 04 Temmuz 2012, 04:39:11 ös »
Psikolog Hüseyin KAÇIN
0 555 326 22 91

Mayıs 2012'de Psikolog Hüseyin Kaçın ile yapılmış Eşcinsellik ve Eşcinsel Tedavi ile ilgili Helin Avşar röportajını dinlemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın

http://www.huseyinkacin.com/

www.lutkavmi.com

www.escinselterapi.net

helinavsar2@gmail.com

1.kişi: Bana Emir diyebilirsiniz.
Hüseyin Kaçın: Tamam
Helin Avşar: Sana da başka bi şey diyelim
Hüseyin Kaçın: Senden başlamayalım emir önce ali’den başlayalım en yeni o.
Helin Avşar: Sen ne kadardır terapiye devam ediyorsun?
Aydın:  3-4ünce terapiyi yaptık hocamla 10 gün geçirmiyorum haftalık geliyorum ilk terapiden sonra da yani sonuç olarak hissettim ve devam ettim
Helin Avşar: Peki hikayeni anlatabilir misin bize paylaşabilir misin?
Hüseyin Kaçın: Başla...
Aydın: Küçükken şeydi sakin bi ailede büyüdüm herkes çok seviyordu bizi dokunuyordu ama iyi niyetlilerdi  babam çok sert bi adamdı. Eşrafta saygınlığı olan ama evde de her dediğini yaptıran annem çünkü öyle alıştırmış her dediğini yapıyor annem 70 yaşıında hala da her dediğini yapıyor
Hüseyin Kaçın: Suyu vermeyeceksin ama  vermezsen... anlatsana
Helin Avşar: Onu da anlat
Hüseyin Kaçın: Su orda duruyor.
Aydın: Çayı doldurun demez ama dolmadığını görürse  kıyamet kopardık
Hüseyin Kaçın: Nasıl kopartır?
Aydın: Bağırıp çağırır
h.a: Peki ilk bu deneyimi ne zaman yaşadın?
Aydın: Ben  üniversiteyi kazanmıştım. İşte biz anadolu’da küçük bi şehirde kalıyorduk . okumak  için buraya geliyorduk . sonra üniversiteyi kazandım biraz daha rahatladım. Çizilen taslak vardır saygın bi aile  orda herkes göz önündedir  7000-8000 nüfuslu bi ilçe... yazları oraya gittiğimiz zaman işte herkes tanıyor bizi zaten hiçbir şey yapamıyorsun göz önündesin ...
h.a: İstanbul’a geldikten sonra
Aydın: Evet istanbul’a geldikten sonra bu duyguları... ilk başlarda olmadı tabii utanıyorsun yani moddon birden çıkamıyorsun hem burda da onu bekliyorsun sonra bi bakıyorsun yalova kaymakamı istanbul’da... kimse kimseyi tanımıyor. Zamanla ilk başta korkuyorsun
h.a: nerden böyle bi şeyi anladın nasılbi his yani?
Aydın: yani küçüklükten vardı, ama bastırıyordum
h.a: vardı, mesela annenin kıyafetlerine mi  özeniyordun atıyorum veya ordan mı...
Aydın: yoo onun bi ilgisi yok ama sadece ilgim vardı niye çünkü babam çok korkutmustu bizi böyle bi güçlü erkek olduğumu hissedemiyordum annem babamın, babam her dediğini yaptırıyor  annem baban çok güçlü bi adam ...

http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=1000.0 tıklayınız

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4383
    • Profili Görüntüle
Ynt: Abi Beni Sev !!! Ben Eşcinselim - Kadına İlgim Yok!!! Abi Beni Sev
« Yanıtla #2 : 10 Eylül 2014, 11:32:07 öö »
Mükemmellik Arayışı - Eksik Olma Hissi

Git otur diyordu kardeşim Ali Baba da, benim işim bitene kadar. Paran var mı çay içersin.

Yüzümde bir gülümseme içimden enerji çalışmaları yaparak ilerken kalabalık Kapalı Çarşıda birden fark ettim

Bu neydi Allah aşkına duygusal olarak dengeli görünme halleri. Sanki sinirlenmek bana yasaklanmış gibi sanki hep güler yüzlü olmak zorundaymışım gibi tavırlarım.

İnsanların ta gözlerinin derinlerine bakarken işte bakın ben ne kadar huzurluyum neşeliyim sizin gibi değilim, pis böcekler.

Bu hallerim nedir?

Yıllardır devam eden ruhsal uyanış çabam

Şamanik budist hindu inanç karışımlarına batı sosu katıp pazarlayan ışık saçanlar

Yahu ben mükemmel değildim işte

Sıradan bir insan? Yok be gerçekten sıradan olamam

Bazı üstün yeteneklerim var hiç şüphesiz

Açlıktan şekerim düşmüş olmalıydı gözlerim kararıyordu hafiften.

Hiç tahammül edemezdim açlığa.

Hayatımı karartan neydi? Bu mükemmellik saplantısı!!!

Etrafımdaki insanlara baktım gruplar halinde geziyorlardı. Ben mi? Oldum olası hep tek takıldım. Sanki 15 milyonluk şehirde değil de dağ başında yaşıyordum.

Eeee üstün insanım ya, insan seviyesine inip muhattap olmuyodum onlarla.

Belki de kimselerle paylaşmak istemezdim kendimi. Ben, benim olmalıydım.

İşemem gerekiyor.

McDonald's a mı girsem, beleş WC.

Bir TL nin hesabını yaptım yıllarca bir de utanmadan millete bolluk bereket felsefesi yaptım

Yuh bana be! Nasıl bir dolandırıcıyım

Acaba huzurlu olmak için şimdi de sıradanlığı mı oynamalıyım yoksa gerçekten sıradan bir insan olduğumu mu fark etmeliyim?

Farkındalık, sihirli kelime.

!!!!

Nasıl sinsi bir his buüstün olmak her şeyden ve herkesten.

içten içe parçalıyor insanı, çürütüyor yavaş yavaş.

Kendimi eksik hissediyor olmalıyım, yoksa bu kadar düşmezdim, mükemmelik üstüne.

Eksiğimi gizleme savunması.

Sınırsız Güç, Mükemmel Sağlık,  Ruhsal Uyanış fantezileri...Ve gerçeklikten kopuş...İşte şizofreni

Düşün ve Zengin ol, spekülatif bilgilerle dolu yeni çağ inançları, nefes al nefes ver daha derine in, blokajlarından kurtul, çakralarını aç, imajinasyonlar, çekim yasaları, the sekret, gizem....

Ama çekmiyor mu insanı bunlar bir anda. Farklı bir alem. Sanki kafan güzelmiş gibi....Değişik.....Yüksek kafalar yaşıyorsun da düşüşü fenna..... Benzemiyor başka bir şeye...

Ya da hiç düşmüyorsun çünkü yükselmemişsin.

Kendini hep yükseklerde sanıyorsun.