GİZLİ EŞCİNSELLİK, KADINLARDA TRAVMA YARATIYOR...
Eşcinselliği genetik olarak taşıyanların yanı sıra, çocuklukta psikolojik gelişim döneminde cinsel sapma yaşayarak, kendi cinsine ilgi duyma sürecine giren erkekler de var. Buradan yola çıkarak, eş cinselliği genetik ve psikolojik kaynaklı olarak, iki farklı boyutta görebiliyoruz. Toplumumuzda eşcinselliği yaşama şeklini de ikiye ayırabiliriz. Bir kısım eşcinsel erkek, bu cinsel seçimlerini yaşamlarına olduğu gibi yansıtırlarken, bir kısım erkek de, gerek geleneksel aile yapısının etkisi, gerekse toplumun baskısı nedeniyle, eşcinselliklerini gizleme yoluna gidiyorlar. Bu gizli eşcinsellerin bir kısmı, evlenmeyi hiç seçmez iken, bir kısmı da eşcinselliklerinin çevre ve toplum tarafından hiç anlaşılmaması için evlenmeyi seçebiliyorlar. Eşcinsel bir erkeğin evlenmesi ile birlikte, hem kendi içinde, hem de evliliğinde büyük sorunlar çıkabiliyor. Hele ki, karısı bu durumu anladıysa, hayat her iki taraf için de işkenceye dönebiliyor. Sizlere psikotarepi seanslarında, eşinin eşcinselliği ile ilgili duygularını paylaşan, kadınların ifadelerini aktarmak istiyorum.
“Kocamı Sevgilisiyle Yakaladım,Sevgilisi Erkekti”: Bunu söyleyen kadın yedi yıllık bir evliliğe sahipti. Eşiyle flört ederek evlendiğini ama hiçbir zaman aralarında derin bir tutku olmadığını anlatıyordu. Bir çocukları vardı. Gün boyunca yardımcımı aramış ve çok acil seans istediğini söylemişti. Terapi odasına girdiğinde ise, bitkin bir hali vardı. Ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüş, konuşmaya bile dermanı olmayan bir ses tonuyla fısıldar gibi kelimeler ağzından dökülüyordu. “ Sabah işe gittim,bir iki saat sonra evde bir şey unuttuğumu hatırladım ve eve döndüm. Anahtarla kapıyı açtığımda, holde eşimin ayakkabılarını gördüm ancak hemen yanında bir çift erkek ayakkabısı daha vardı. Önce hiçbir anlam veremedim. Açıkçası aklıma hiç bir şey gelmedi. Antrede yürümeye başladığımda, yatak odasından sesler geldiğini duydum. Hala aklıma bir şey gelmiyordu. Ta ki kapıyı açıp, eşimi bir erkekler sevişirken görene kadar”.
Bu kadıncağız, boşanmak istiyordu ama eşi boşanmaya asla yanaşmıyor, bunun böyle devam edeceğini, ancak evliliğini de bitirmek istemediğini söylüyordu. Şimdilerde boşandılar, ama danışanımın erkeklere ve hayata karşı müthiş güvensiz. Üstelik kendisine olan özgüvenini de yitirmiş durumda.
“Sevgilim,Erkek Bir Sevgilisi Olduğunu Söyledi”: Bu durumu yaşayan genç kız, kulaklarına inanamadığını söylemişti. Altı aydır birlikte olduğu erkek arkadaşı, ona bir başka sevgilisi daha olduğunu ama o sevgilisinin bir erkek olduğunu söylemişti. İlişkide dürüstlük adına bunu açıkladığını da ifade eden bu genç erkek, ona aşık olan genç kızın bütün iç dünyasını bir anda küle çevirmişti. Genç kız, sevgilisini çok sevdiğini ama bu ilişkiyi de daha fazla yürütemeyeceğini söyleyerek, ayrılmayı tercih etmişti.
“Başka Çarem Yok, Evliliğim Devam Ediyor”: Panik bozukluk ya da halk arasında panik atak diye bilinen psikolojik rahatsızlıktan dolayı terapi almaya gelen bir kadının sorununun altından, eşinin eşcinsel olduğu çıkmıştı. Üç çocuk annesi ve ekonomik özgürlüğü olmayan bu kadıncağız, çaresizlik yüzünden evliliğini sürdürdüğünü ancak çok uzun yıllardır eşiyle hiçbir iletişimlerinin olmadığını anlatmıştı. Eşinin soyun devamı için çocuk yaptığını, zaten erkek çocukları doğduktan sonra da, bir daha ona dokunmadığını hıçkırıklara boğularak anlatmıştı.
GİZLİ EŞCİNSELLERİN EŞLERİ, KENDİLERİNE OLAN GÜVENLERİNİ YİTİRİYORLAR
Evlilik ya da flört, her iki tarafında cinsel kimliği ve kişiliği açısından, özgüvenlerini pekiştirdikleri bir süreçtir. Erkek eşi ya da sevgilisi tarafından ne kadar beğeniliyor, onaylanıyor ve ilgi görüyorsa, o kadar kendine güvenir. Kadın için de aynı duygu durumu söz konusudur. Kocası tarafından güzel bulunan, kişilik özellikleri beğenilen, arzu edilen, istenen kadınların kendilerine güvenleri artar. Bu insan yapısının çok doğal bir tepkisidir.
Meslek yaşamımda görüyorum ki, eşleri ya da sevgilileri eş cinsel olan kadınların kendilerine güvenleri oldukça yıpranmakta. Sorunu karşı tarafa iade etmeden önce, uzun bir süre kendilerini sorguluyorlar; “Acaba neyim eksikti? Demek ki ona bir kadın olarak çekici gelmiyorum? Beni seksi ve güzel bulmuyor?” gibi çelişkiler içinde boğuşup duruyorlar. Kadın için psikolojik bir travma (şok) yaratan bu durumda, kadınların pek çoğu, evliliği ya da ilişkiyi bitiriyor. Ekonomik özgürlüğü olmayan, gidecek yeri olmayan kadınlar ise, bir işkenceden farksız olan hayatlarına devam ediyorlar etmesine de, ruhlarındaki fırtınayı bir tek onlar biliyor...
Dünya ruh sağlığı örgütü, son yıllarda eşcinselliği “hastalık” olmaktan çıkardı. Eşcinsellik, kişinin “seçimi”dir. Her insanın özel yaşamı, kendisine aittir. Ancak gizli eşcinsellerin evlenmeleri ve eşlerinin bu durumu öğrenmeleri, kadınların ruh sağlığına zarar veriyor. Bunu da göz ardı etmemek gerek diye düşünüyorum.