Fetişizm
Bir çok kişiler, fetişistin, annesine karşı duyduğu güçlü cinsel duyguların üstesinden gelememiş biri olduğunu ileri sürerler. Anaya karşı cinsel istek duymak da yasak olduğu için, onun bütününe karşı olan isteği, onun bir parçasına aktarırlar.
Bazı fetişistler, ömürleri boyunca bir kadınla normal cinsel birleşmede bulunamazlar ve annelerine ait bir eşyanın (önemsiz bir takı ya da süs eşyası gibi) ya da onunkine benzer her hangi bir kadın eşyasının (dükkândan alınmış bir kadın çantası bile olabilir bu) karşısında kendi kendilerini tatmin etmekle yetinirler.
Fetişist kişi çoğu zaman tutkusunu, kadın teninin yerine geçebilecek bir madde üzerinde toplar, örneğin, deri, lastik ya da ipekli maddeler, ona çocukluğunda annesine dokunduğu zaman aldığı zevki verebilir, öte yandan, bazı fetişistler bir kadınla cinsel birleşmede bulunabilirler, ama bunun için bir takım koşulların yerine getirilmesi gereklidir. Bunlar çoğu kez eşlerini, fahişelerin ya da «kötü» kadınların giydikleri bir takım giysi ya da süsler kullanmaya zorlarlar. Bu tür fetişlerin en belli başlılarından biri, çok uzun topuklu ayakkabılardır. Çünkü «namuslu» bir kadın sevmek bu kişiler için yasak sayılır, ama «kötü» bir kadınla cinsel birleşmede bulunmak yasaklanacak bir şey değildir.
Normal olmayan cinsel durumları kapsayan fetişizm kavramı Paris Üniversitesi psikoloji laboratuvarı şefi Profesör Alfred Binet tarafından küçük ve büyük fetişizm olarak iki gruba ayrılmıştır.
Küçük fetişizm, ancak eş (kadın ya da erkek) o fetişe sahipse meydana gelir. Çoğu kez fetişist, cinsel güç kazanmak için sevdiği kadının belli bir şekilde giyinip, soyunmasını ister. Sutyen, don ve çorap en yaygın fetiş örnekleridir.
Büyük ya da sapık fetişizm durumunda fetiş, sevilen bir insanın sembolü olarak kullanılmaz, tamamen onun yerini alır. Çamaşır, elbise, saç, resim ayakkabı gibi fetişlere değmek ve hatta fetişleri görmekle bile fetişist coşku duyar ve bu coşku onu cinsel doyuruya götürür. Birçok fetişist cinsel sembollerini dürüst olmayan yollardan elde ederler. Örneğin, çamaşır, şapka, ayakkabı, çorap vb. çalarlar.
Amerikalı cinselbilim adamı Alfred C. Kinsey, büyük fetişizmin çoğunlukla erkeklerde görülen bir bozukluk olduğunu ileri sürer. Bunun nedeni, kadın cinsel organına bakan erkeeğin, erkek cinsel organına bakan kadından daha çok haz duymasına bağlanabilir. Kadınlar cinsel yönden erkekteki somut nesnelere değil, erkeğin genel olarak kendileri üzerinde bıraktığı etkiye önem verirler. Fakat kadınlar arasında da sakal, bıyık, koku, çamaşır, pipo fetişizmi vardır. Ancak bu tür fetişizm küçük fetişizm grubundan sayılır.
Sadizm
Açık saçık kitaplar ya da filmlerde en çok işlenen konuların başında sadizm ve onu tamamlayan bir sapma olan mazohizm yer alır. Hatta aynı konulara ciddi ve edebi romanlarda ve kimi zaman da televizyonda bile rastlanır. Batı dünyasının özellikle ilgisini çeken bir sapmadır bu. «Sadizm» terimi, XVIII. yüzyılda yaşamış bir Fransız soylusunun adından türemiştir. Adı Marquis de Sade olan bu yazar, kendi sapık davranışlarını ayrıntılı olarak anlatan yapıtlar yazmıştır. Günümüzde sadizm olarak nitelenen davranışlar eskiden de bilinen ve uygulanan şeylerdi.
Sadist, eşine çeşitli yollarla acı çektirmedikçe cinsel zevk duymayan ve orgazma ulaşamayan kişidir. Tek amacı eşini tam anlamıyla kendi egemenliği altına almaktır. Çoğu kez, karşısındakine acı çektirmek, sadistin orgazma ulaşabilmesi için yeterli olmakla birlikte, kimi zaman türlü eziyetlerle başlayan birleşme, normal bir şekilde, yani penisin dölyoluna girmesi ile sonuçlanabilir. Ancak sadist, eşinin acı çektiğini, aşağılık bir duruma düştüğünü görmeden penisinin sertleşmesine yol açacak cinsel coşkuyu duymaz ve coşkusu artmaz. Bütün acı çektirmek isteğine karşın, sadist kişi pek seyrek olarak eşini ciddi şekilde yaralar.
Sadizmin hemen hemen bütün şekilleri bir «oyun» havası içindedir; tıpkı çocukların oynadıkları hırsız polis ya da savaşçılık oyunları gibi. Ama sadist kişinin bu sert gövde ve güç gösterilerinin gerisinde çok derin kaygılar yatmaktadır. Ana babasının sevişmesini gören bir çocuk, çoğu kez babasının annesinin canını acıtmakta olduğuna inanabilir. Çünkü çok derin cinsel coşku, dış. görünüş bakımından çok büyük bir acıyı andırır. Sadist kişi, eşinin canını yakmak gereksinmesini duyar. Bunu her yaptığında bilinçaltında şunları söylemektedir kendisine: «İşte bir kez daha tanıtladım ki kadın ölmüyor. Demek babam da annemi öldürmemiş.»
Eşini kırbaçlamaktan zevk alan adam ile, tanımadığı bir kadının zorla ırzına geçip sonra da onu öldüren adam arasında çok fark vardır. Irz düşmanları aynı zamanda sadist olabilirler, ama tipik bir sadist olmadıkları kesindir.
Mahoizm
Sadizmi tamamlayıcı nitelikte olan bir başka sapmada mazohizmdir. Bu terim, XIX. yüzyılın sonlarına doğru yaşamış olan bir romancının adından türetilmiştir; Lepold von Sacher Masoch, acı çekmekten özel bir zevk duyan kişilerin yer aldığı romanlar yazmıştır.
Her iki cinsten kişi de mazohist olabilir. Hatta bu tür dürtülerin bazıları normal sayılabilir, ancak bazı kişiler, acıdan cinsel haz duymak gibi ruhsal bir sakatlık içindedirler. Bu terim genellikle gövdesel acı duymadıkça ve kendisini aşağılık bir durumda görmedikçe cinsel coşku duymayan ve doyuruya ulaşamayan kişiler için kullanılır. Kadınların sık sık aradıkları aşağılatıcı durum kendilerini bir fahişe yerine koymak olur; mazohist kadınların çoğu kocalarından para almadıkça orgazma erişemezler.
Bağımsızlık gereksinmesinin yanı sıra, insan sevilmek ve korunmak ister. İşte sadist ve mazohist kişiler, bu güçlü duyguları ayarlayamamış olan kişilerdir. Ana-baba ile çocuk arasındaki «emir vermek uymak» ilişkisini her zaman yeniden yaratmak zorundadırlar. Bu nedenle de olgun yaşa geldikleri halde olgun ilişkiler kuramazlar.
Sakatlık Fetişizmi
Herhangi bir gövdesel aksaklığı ya da sakatlığı olan bir kişiyle cinsel birleşmede bulunmaktan özel bir zevk duyan kadın ve erkekler vardır. Kambur, tahta bacak ya da aşırı çirkinlik adı geçen kişilerde cinsel coşku yaratabilir. Bir gözünün üzerinde siyah bir bant bulunan bir erkek ayrıca güçlü bir erkek olduğu izlenimini de uyandırabilir. Hattâ birkaç yıl önce, çok ünlü bir Amerikan gömlek fabrikası, reklâm fotoğraf ve filmlerinde böyle tek gözü siyah bantla kapanmış bir erkek kullanmıştı.
Bu tür duyguları tanımlayacak bir terim bulmak gerekirse, buna sakatlık fetişizmi demek en yerinde olur. Ama şunu unutmamak gerekir ki, tek tek olgularda bu durum bir acayiplik, bir anormallik, ya da bazılarının dediği gibi bir sapıklık şekline dönüşebilirse ele, tıpkı diğer fetişlerde ve sadizm, mazohizm gibi sapıklıklarda da olduğu gibi, normal sayılan insanlarda da sakatlık fetişizminin izlerine rastlanabilir. Önemli olan bir takım gerçekleri olduğu gibi kabul etmek ve aşırılığa kaçmamaktır.