Gönderen Konu: görünmeyen varlıklarla irtibat vakası  (Okunma sayısı 8572 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4384
    • Profili Görüntüle
görünmeyen varlıklarla irtibat vakası
« : 19 Nisan 2009, 01:38:06 ös »

            görünmeyen varlıklarla irtibat vakası
( babanın anneyi aldatma vakası ile bu durum başlıyor)‏


Merhaba hocam,

Açıkçası nereden başlayıp anlatacağımı da bilemiyorum. En baştan anlatayım en iyisi. Biz yani annem iki kardeşim ve ben T.... da yaşıyorduk bundan yaklaşık 2,5 sene önce. Babam burada yani İstanbul’da çalışıyordu. Daha sonra babamın ısrarları sonucu sanırım 2007 yılında buraya taşındık. Ben ilköğretim sonuncu sınıftaydım. Yarıyılımı A....-F..... ‘de bulunan ilköğretimde tamamlayacağım söylendi. Kardeşlerimin de aynı şekilde. Okul başlamıştı. Gidip geliyorduk ama ben hala yeni okula alışamamıştım. Herkesten her şeyden nefret ediyordum. Bir gün okula gitmek için erken kalktım kardeşlerimde kalkmıştı, kahvaltımızı yaptık çıkacaktım birden şekilsiz bir varlık, karşıma çıktı. Kardeşlerime söylemedim korkmalarını istemiyordum. Gördüğüm şeyin ne olduğunu anlamak için büyük bir araştırmaya koyuldum.üç harfli diyorlarmış adına bende çok merak ediyordum o tür şeyleri . kız kardeşim de benim bu merakımı gidermek için bana roman tarzı bir kitap almıştı. Ben bu varlıklara tabiri caizse kafayı takmıştım. Tabi okul ders falan filan da umurumda değildi. Bir gecede yataktan bir anda birinin bana seslenmesi sonucu kalktım çok acayip bir ses tonuyla bana buraya gel diyorlardı. Ayağa kalktığımda yataktan, dört tane yine aynı varlıklardan uzundan kısaya doğru dizilmişlerdi. En uzun olan sol en kısa olan ise sağ tarafıma geçtiler ve beni salona götürmek istediler. Önümüzden de orta uzunlukta olanlar salona doğru gidiyorlardı. Salona beni götürdüler koltuğun üzerine ayaklarım birbirine kenetlenmiş şekilde oturmamı söylediler yanımda duranlar. Ben otururken bir taraftan da anneme-babama bağırıyorum ama kimse beni duymuyor. Kalkmak istiyorum ama kalkamıyorum çünkü kolumu öyle bir tutmuşlardı ki ayaklarım hareket etmiyor vücudumu dondurmuşlardı sanki gözlerim hariç hiçbir yerimi kımıldatamıyordum. Orta uzunlukta olan iki tanesi televizyonun yanından sürekli 3 ile 7 numaralı kanalı çevirip duruyorlardı. Kanalla oynarken bir yandan da anlamadığım bir dilden konuşuyordu. Mırıltı mı desem uğultu mu desem ? Çok farklı konuşuyorlardı. Saat tam karşısında duruyordu baktım saat 4.30 u geçmişti o sırada uyumuş kalmışım. Sabah annemin sesine uyandım. Bana okula gitmek için kalkmam gerektiğini söylüyordu. Burada neden yattın sorusuna ise cevabım yoktu. Annem gitti bizde okula gidecektik arkamdan birinin geldiğini hissettim bana seslendi ve okula gitmememi gidersem ailem için kötü olacağını söyledi. Kardeşlerime siz gidin ben geliyorum dedim. Onlar çıktılar. Arkama dönüp baktığımda akşam gördüğüm varlıkların ta kendisi karşımda duruyordu. Konuşmaya çalıştım yanımda duranlara isimlerini sordum bana ismimiz özlem dediler. Nasıl olur benim adım da özlem dediğimde ise senin adın yok sen sadece bir avuç topraksın dediler. Onların görüntülerinin tanımını yaparsak ; siyah giyimli, kafalarında uzun elbise ile birleşmiş şapkaya benzer bir şey , ayakları ters  arkaya dönük yani, ayakları da çıplak elleri de yani parmakları da çıplak , yüzlerinde siyah tül sadece gözlerinin kırmızı rengi ortaya çıkmış elleri ve ayakları insanlarınkine hiç benzemiyor. Ateşte yakmışlar sanki ellerini ve ayaklarını sürekli bir şey akıyor yanık olan yerlerden iyileşmesi mümkün olmayan yaralar gibi. Her neyse akşama kadar yanımdaydılar sürekli bir şeyler söylüyorlardı ama ben ben anlamıyordum tabi. Kardeşlerim geldi daha sonra annem. Okula neden gitmediğimi sordular cevap veremedim. Yakın bir akrabamızın kızı da benim gördüğüm varlıklardan görüyormuş. Kızı yanıma yaklaştı ve bana “ sende görüyorsun benim gördüklerimi” dedi. Annem babam bende bir anormallik fark ettiklerini ve beni doktora götürmek istediklerini söylediler. Gitmek istemiyorum ya da istiyorum diye bir şey söylemedim. Doktordan yani akrabamızın görüştüğü doktordan randevu aldılar bana. Doktor görüşmesini biliyorsunuz zaten. Doktor bir sürü ilaç vermiş bana. Annem-babam benim o tür varlıklar gördüğümü öğrenince yanımdan ayrılmadılar ilgi üstüne ilgi beni sıktı. Verdiğim tepkileri bilmiyordum. Aileme ve yakınlarıma karşı. Bir gece yine birinin bana dokunması sonucu kalktım. Gördüğüm varlıklardı. Kalk dese kalkıyor otur dese oturuyor yap dese yapıyordum, onların dediklerini. Beynimi ve bedenimi ele geçirmişlerdi sanki. Kalk dediler ve kalktım gitmemi kimsenin beni sevmediğini bana yalancı gözüyle baktıklarını söylediler sen bizimle gelmelisin çok mutlu olursun dediler. Kapıyı açtılar çıktık tam ben sokağı dönerken babam beni tutmuş ve eve getirmiş öyle söylüyor. Yakın akrabalarımızın kuzenlerimizin bana inanmadıklarını düşünüyordum. Yanılmadım da bana okula gitmemek için bahaneler uydurduğumu söylediklerinde umurumda bile olmamıştı. Herkesten annemden babamdan kardeşlerimden nefret ediyordum. Yine bir gün doktorun bana verdiği ilaçları içmemi söylediler gördüğüm varlıklar. İçmişim ama nasıl içtiğimi ve neden içtiğimi bilmiyorum. Annem beni işten geldiğinde yatakta yatıyor olarak görünce uyuduğumu zannetmiş seslenmiş seslenmiş uyanmamışım. Yatağın içine bir bakmış ilaç kutuları hemen beni hastaneye kaldırmışlar. Baygın bir şekilde hastaneye gitmişim bazen kulağıma sesler geliyor ama gözlerimi açamıyorum. Kolumda serum varmış. Doktor odaya giriyor ve tansiyonum çok düşük olduğunu söylüyor kalkıp ben iyiyim diyemiyorum. Göz kapaklarımı açamıyorum. Üzerimde bir ağırlık var sanki taşımayacağım yükler koymuşlar. Hafif hafif gözlerimi açtığımda kolumda serum yanımda annem be babam karşımda ise gördüğüm varlıklar . annem doktora haber vermiş ve siyah iki tane hap almış. Kömür hapı diyorlarmış. Hapları suyun içine eritip bana içirdiler. Hastaneye geç gittiğimi için midemi yıkamamışlar. Aynı günün akşamı eve gönderdiler beni. Nedense korkmuyordum hiçbir şeyden ama karar vermiştim onları yok saymaya . Ama olmuyor işte ne zaman zayıf düşsem çaresiz kalsam yanımda oluyorlar. Hayattan bağını kesiyorlar. Hayallerim vardı benimde herkes gibi okumak ve istediğim meslek vb. 8. sınıfın ikinci dönemine hiç gitmedim okulun. Okumam dedim artık bundan sonra okuyamam benim için her şey bitti dedim. Sonra babam beni bir bayanla tanıştırdı. Arkadaşının eşiymiş ama o arkadaşın eşi babamın kendi eşi çıktı. Birde o üzüntü beni daha da bunalıma sokmuştu. Babama artık baba demek istemiyordum anneme bunun nasıl yaptı derken kendi kendime yine o varlıklar karşıma çıktı. Dedim ya hocam zayıf anımda yakalıyorlar. Annemde babamın bu durumunu öğrenince şok oldu. Ama bizim varlığımız anneme kal demek için yetiyordu. O bayan bana ve kardeşlerime çok iyi davranıyordu. Benim için doktordan rapor almış sınıfta kalmamam için elinden geleni yapmıştı. Babamın bu durumu bizi çok yıprattı. Ayrıl baba bitsin dedim. Anneme de o bayana da acı çektirme dedim. Tamam kızım bitti dedi. Ama bitmemiş. Yani hocam babana bile güvenme diye boşuna demiyorlar. Bu arada o bayanın adı N..... Çok acayip gelebilir ama nefret ettiğim yüzüne bile tükürmeye tenezzül etmediğim kadının yanında kalıyorum şimdi okul dolayısıyla. Bana da çok iyi davranıyor. Kardeşlerime de öyle. Yaklaşık iki senedir yanındayım. Sınıfta ve okulda herkes onu kuzenim olarak biliyorlar. . gördüğüm varlıklara gelecek olursak arada sırada beni görmek için geliyorlar beni özlüyorlar galiba … hocam benim anlatacaklarım tabiî ki bunlarla sınırlı değil ama sizi oldukça sıktım. Bu kadarı beni anlamanız için yeterli galiba. Ben çok konuşurum kusura bakmayın.okulda kendinize dikkat edin!!!