Merhaba Hüseyin bey,
Ben kendimi bildim bileli erkeklere karşı bir ilgim var. daha 3-4 yaşlarımda kuzenimle beraber birbirimizin cinsel organına ve poposuna bakmak üzerine kurulu, hiç de çocukça olmayan oyunlar oynardık dün gibi aklımda. ve diğer bir çok komşu çocuğu ve baştan çıkardığım pek çok başka çocukluk arkadaşım. yaşım ilerledikçe annemin kıyafetlerini giydiğimi hatırlıyorum. o evde yokkken tüller giyer kendimi kız gibi hissederdim. kendi kendime oyunlar oynardım o kıyafetlerle. çoğu zaman erkek gibi hissederdim aslında o oyunlarda ama bir keresinde annemin aynasına geçip ruj sürdüğüm bile olmuştu.
bu arada babamı hayatımda sadece 1 kere gördüğümü ve annemin bir daha hiç evlenmediğini de belirtmeliyim sanırım. bu en önemli faktör bence. hayatımda annemin 10 senelik sevgilisi dışında herhangi bir baba figürü olmadı ve onun da 11 yaşımdan beri hayatımda olduğunu düşünürsek pek de parlak bir etki olmaması normal sanırım.
İlkokulda daha 8 yaşındayken bendeki tuhaflığı fark etmeye başladı herkes. konuşmam kız gibiydi hareketlerim kız gibiydi yürüyüşüm.. her şey. sadece kızlara aşık olduğumu hatırlıyorum daha o yaşımda. deli gibi ama. 2 sene bir kızı unutamadım hep onu düşündüm mesela. ama bu sırada hala bana top demeye devam ediyorlardı. çünkü kız gibiydim ve hala annemin arkadaşlarının çocuklarıyla ve kuzenimle büyüdükçe daha da ciddi bir hal alan sevişme oyunları oynuyordum.
Ergenliğe girmemle beraber tam da olacağını düşündüğüm gibi -çünkü herkes bana öyle demişti- erkeklere ilgi duymaya başladım. benim rüyama bir kız falan girmedi ve ilk boşalmamı da öyle yaşamadım. ama erkekler girmişti bi kaç kere o da boşaltacak kadar etkili olmamıştı. ergenlikle beraber erkeklere ciddi anlamda ilgi duymaya başladım. sınıf arkadaşlarımı hayal ederek mastürbasyon yapıyordum özellikle bir ikisini fazlaca düşünerek. ama bu sırada hala kızlara aşık olmaya devam ediyordum. onlar için gözyaşı dökecek kadar. ama cinsel anlamda bana çekici gelmiyorlardı. erkeklerse duygusal anlamda bir şey ifade etmiyorlardı. onları sadece seks için arzuluyordum. güçlü kudretli görüyordum ve beni bir kız gibi kullanmalarını istiyordum yani onlara zevk vermek bana zevk veriyordu aynen bayanlarda olduğu gibi.
( bu arada küçüklüğümdeki kadın gibi hissetmelerim tamamen yok oldu büyüdükçe. artık kendimi bir erkek gibi hissediyorum çoğu zaman, işte bunda annemin 10 senelik birlikteliğinin büyük etkisi olduğunu düşünüyorum.)
ortaokulda en yakın arkadaşım taha birgün bana gelip, bir ortak arkadaşımızı becermek için ikna ettiğini söyleyene kadar biraz yatışmış gibiydim. fakat ondan sonra olan oldu. tahayla biz o çocuğu bir kaç kere kullandık ve hiç düşünmedik bile ardı arkasını. aslında bana kullanılmak kadar kullanmak duygusu da zevk veriyordu küçüklükten beri ama hayallerimi kadın gibi pasif olarak seviştiğim fanteziler süslemişti. oysa hep küçüklük oyunlarında hem aktif hem pasif olmak isteyen taraftım.
Ve büyüdükçe kız gibi davranışlarım sona ermişti. liseye başladığımda artık bana top demiyorlardı. normal bir erkekten hemen hiç bir farkım yoktu. fakat ben hayatımın en büyük travması olan " bana top demeleri gerçeği"ni - ve kızların bana asla bakmayacağını düşündürten şey de buydu- atlatacağım günü iple çeksem de, bütün sorunların bana öyle demediklerinde geçeceğini düşünsem de liseye başlayınca bunun hiç bir etkisi olmadı sanki. ben hala erkekleri düşünüyordum. ama kendimi gay pornoları izlememeye hep zorluyordum ve kızlara da duygusal ilgim şiddetlendiği için sdc seks yapacağım gün gelecek ve o gün kızlarla da seks yapabileceğimi göreceğimi düşünüyordum. ve üniversiteye gelene kadar da hep kız arkadaşlarım oldu ve normal pornolar izledim. ama hep anal pornolar seviyordum ve oradaki erkeklerin kızlara ne kadar sert davrandıklarını izleyerek kendimi çok nadiren erkeklerin yerine koyuyordum onuun dışında erkeklerin erkekliklerini izliyordum.
Ama hayatımda hep sırılsıklam aşık olduğum kızlar olmaya devam ediyordu ilginç bir şekilde ve bir erkeğe hala duygusal birşey hissetmiyordum. onları sadece seks için arzuluyordum. bana sahip olmalarını istiyordum.
üniversiteye başladım. artık annemden kaçmalıydım. çünkü 15 yaşıma kadar annemle aynı yatakta uyumamın gay olmamdaki en büyük etkilerden biri olduğunu düşünüyordum. beni çok seviyordu ama ben hep annemle sevişmekten ve bu düşüncenin aklıma gelmesinden korkuyordum. anneme asla bir ilgim yoktu ama olmasından çok korkuyordum garip bir şekilde. bazen annemin benimle ensest bir şeyler yapacağını düşünüp çok korkardım. ama annem asla öyle bir kadın falan da değildi.bilmiyorum neden korkardım bu ihtimalden. fakat ben hep kızlarla sevişme fikrine annemle sevişiyormuşum gibi hissettiğim için alışamadığımı ve bu yüzden kızlara duygusal ilgi duymama rağmen cinsel ilgimi erkeklere yönelttiğimi düşünüyordum. bu yüzden de üniversite için şehirdışına gitmeliydim. bu sırada aşık falan olmadığım ama öpüştüğümde ve göğsünü ellediğimde beni feci şekilde erekte eden bir kız arkadaşım vardı. ve ondan ayrılıp ondan daha güzel bir kızla çıkmalıydım hem aşık olduğum hem öpüşünce beni erekte eden.
üniversite için istanbulu tercih ettim. össde derece yaptığım için rahattım. üniversitede hayatımın aşkı diyebileceğim aşka tutuldum. dünyanın en güzel kızı o olmalıydı. aynen ilkokulda 2 sene peşinden koştuğum kız gibiydi o da. Adı Eceydi. ama bir gün başka bir kızla tanıştım ve bana o gece oral seks yapmaya başladı. korktuğum başıma gelmişti. bir kız vardı karşımda ve eğer boşalamazsam hep gay olacaktım. boşalmalıydım. uzadı uzadı oral seks ben erekteydim ama aklımdan hep bir kızlayım şu an inanamıoyrum diye düşünüyordum. boşalamadım. daha doğrusu yarıda kestim aslında devam etsem boşalırdım ama sonrasını düşündüm. o kızla ne yapacaktım...
sonra o kız bana bi kaç gece sonra bir film izletti nasıl bir tesadüfse: brokeback mountain
ve bu filmde gaylerin aşık olduğunu gördüm. ben hayatım boyunca filmlerden korkunç derecede etkilenmiştim. pokemon çizgi filmi çıktığında saplantı derecesinde kendimi o çizgifilm karakteri sanmaya başlamıştım. sonra harry potter okumaya başlamıştım ve kendimi onun yerine koyup onun kitaptaki hayatını yaşamaya çalıştım. saçımı herşeyimi ona benzetmeye çalıştım. çevremdeki arkadaşlarımı bile onun arkadaşlarının rollerine koyuyordum ve her arkadaşıma kitaptan bir karakter ismi verecek kadar delirmiştim. bu uzun yıllar sürdü. sanırım aralarda düzelsem de harry potter hastalığım toplamda bir 7 yıl sürdü. bunun neden anlatıyorum çünkü izledğim bir filmden veya okuduğum bir kitaptan hayatımda hiç kimsenin etkilenmediği kadar çok etkileniyorum ve kendi kişiliğimi o romandaki kişiye benzetmeye çalışıyorum, tabi görüntümü en başta kişilikten önce. bu gay temalı brokeback mountain filmini izledikten sonra ben 1 hafta kendime gelemedim. çevremde ölsem ilgimi çekmeyecek erkeklere onlara aşık olabilir miyim acaba diye bakmaya başladım ve sonunda yıllardır ara sıra meraktan girdiğim gay odalarına bambaşka arzularla, bir erkek arkadaş bulmak için girdim. seks için değil. bu sefer seksi kesinlikle istemiyordum. erkekler seks olarak hiçbişey ifade etmiyordu. sadece duygusal bişeyler yaşamak istiyordum. ama kimle tanıştıysam gerçekten gaydi ve hem sevgilisi olmamı hem seks yapmayı istedi. ben kimseyle mutlu olamadım. buluştum tanıştım biraz takıldım o internetteki gay alemindeydim artık ama seks olarak kimse bana bir şey ifade etmiyordu artık. hele kızlar hiç mi hiç. onları unutmuştum bile. sadece erkekler yani gayler ve onların ilgisini çekme arzum vardı. beğenilmek. çünkü kızlar gibi değillerdi. hayatımda hiç bir sevdiğim kız beni beğenmemişti oysa çok yakışıklı bir erkektim ve ben gerçek bir erkek olmadığım için, ve onlar da bendeki erkeksilikten yoksunluğu hissettiği için beni beğenmemişlerdi. oysa gayler beni beğeniyor ve bunu açıkça da dile getiriyordu.
kendimi zorladıkça cidden erkeklere derin duygular beslediğimi de düşünmeye başladım açıkçası. gerçi ilk öpücükten sonra bitiyordu herşey. sevmiyordum sevişmeyi falan ve ikimizin de erkek olduğu gerçeğini hatırlıyordum ama olsun. artık duygusal şeyler hissediyordum onlara karşı hatta kızlardan falan hoşlanmıyordum artık. belki Ece'den sadece, o en büyük aşkımdan. ama o kadar.
Bu şekilde 2 sene geçirdim. tam 2 sene önce 19 şubatta ilk duygusal anlamda erkek arkadaşımla buluşmuştum. ve şimdi tam 2 sene geçti üzerinden ve 10 aylık bir erkek arkadaşım var aynı evi paylaşıyoruz çoğu zaman. onu çok seviyorum insan olarak ama onunla da olmuyor. aşık falan da değilim. erkeklere sahte bir his geliştirdim ama tanıdıkça onlarla da olmuyor. aşık olduğumu sanıyorum fakat bir erkekle olma alışkanlığından bu böyle gidiyor sanrım. seks konusunuysa hiç açmak istemiyorum. sdc pornolardaki sert, duygusuz ve sapkınca şeyleri seviyorum. bir tarafın eziyet çektiği diğer tarafın zevk aldığı, zorla karşı tarafı kullandığı pornoları seviyorum sadece. gerçek hayatta seks anlamında hiçbirşeye hiçbir ilgim yok.
ne yapacağımı bilemez durumdayım. hayatta kızlarla vajinal seks hariç herşeyi denedim diyebilrim. ama aşık olduğum insanla sevişmedim hiç. aşık olduğum bir kızla hiç öpüşmedim. bilmiyorum nereye gidiyorum. bana yardım edebilir misiniz? her zaman bi yerinden döndürüp kızlara ilgimi kazanırım ve erkekleri unuturum diye düşünüyordum fakat artık o internetteki erkeklerin ilgisi olmadan ne yapacağım bilmiyorum. onlara ukala ukala cevaplar vermek, benim egomu şişirdiklerini benim için çırpındıklarını gerekirse benim için pasif olmayı kabul ettiklerini görmek bana çok büyük keyif veriyor. Beni kurtarın çünkü artık her istediğim an dönebilirmişim gibi hissetmiyorum. yarın istanbula erkek arkadaşımın yanına dönüyorum. bana sarılacak yine ben istemeye istemeye karşılık vereceğim. öpecek ben istemesem de. ve beni elinde tutmak için pasif olacak yine ve ben yine aktifken kendimi erkek gibi hissetmeyeceğim.. off
beni kurtarın.