Bir önceki mailde yazdığım bir paragraf var. Şöyle demişim;
"...Dedim ya daha çocukken bankacı olmayacağım derdim ama ne olacağımı bilemezdim. İşte üniversiteye hazırlanırken tehlikenin farkına vardım. O zamandan beri hep dua ederim 'ben onun ne olduğunu bilmiyorum bana Sen, seveceğim başaracağım yükseleceğim hayırlı bir iş ver' diye. O da veriyor. Hep aklıma gelmeyen, belki de tercih etmeyeceğim işler bana kısmet oluyor. Bolu ' ya dönüşüm gibi. Bu salt kadercilik değil. Diğer kapılar kapanıyor ve bir kapı açılıyor. Fazla ısrarcı olamıyorum çünkü zaten en başında söylüyorum Allah bilir diye. Bu gidişle yükselemeyeceğim ama o benim problemim..."
Son günlerde,iş konusunda kendimi kandırmaktan vazgeçtiğimden olsa gerek, yukarıdaki görüşlerime başka bir bakış açısıyla yaklaşıyorum. Heralde Allah, ben O'ndan uygun olan işi istedikçe o bana uygun olmayanını veriyor ki uygununu ve doğrusunu kendim bulayım diye."Her şey zıttıyla vardır" kavramına istinaden...... Muhakkak bunu siz daha iyi bilirsiniz. Ben sadece durumu iyice esnetmeye çalışıyorum. Çünkü neden hala bu işi yapıyorum inanamıyorum. O kadar duaya da başka açıklama bulamıyorum.
Bazı fikirlerinizin bendeki etkisi suskunluk oluyor. Ne yapsam anlatacak bişey bulamıyorum. Fikirlerinize tamamen katılsam da "haklısınız","doğru söylüyorsunuz" demekten başka ağzıma birşey gelmiyor. Biliyorum siz anlatmamı bekliyorsunuz.
Fakat iki seans önce söylediğiniz bir laf taşırdı bütün içimdekileri. Dediniz ki " Ruhuna göre bir iş yapmıyorsun!". Ben de dedim ki size " Aman yapmayın kendimi zor ikna ettim. tersini şimdi kaldıramam." Dikkat çekmek istediğiniz nokta belki babamla olan ilişkimdi (belki de bilerek söylediniz) ama benim canımı asıl acıtan - yada yaramı deşen diyelim- "müsvedde olmak" değil bu lafınız oldu. Şimdi içimden dışarı çıkanları tutamıyorum. Hayret ediyorum kendime nasıl kendimi hep böyle köşeye sıkıştırıyorum diye. Tek bir iyi yanı var; İstanbul daki girdapta değilim artık. Elim bazı açılardan daha rahat. Ancak başka girdaplardayım artık....
Dün akşam Nalan Ablamla karşılaştık kapıda. Ayaküstü konuşurken terapilerimin nasıl gittiğini sordu. "Sorununun adını koyabildiniz mi" diye sordu. Ona bir nefeste cevap verdim: " Walla abla sorun karışık ve eskilerden başlıyor . Annemden babamdan... Babam ile ilişkim düzgün gelişmediğinden cinsel kişiliğim gelişmemiş. Erkeklik yönüm eksik kalmış. Bununla beraber kimliğimi tam bulamamışım. Kendim olamamışım. İstediğim şeylere gitmeyi değil, istemediğim şeylerden kaçmayı adet edinmişim. Hatta bunu bile becerememişim". Lafım bittiğinde Ablamın gözlerini kocaman açmış bana baktığını farkettim. Halbuki daha çok az şeyden bahsetmiştim. Unuttuğumdan değil anlatamayacağımdan. Ancak " terapileri toparlama" açısından da kendimce önemli bir tanımlama yapmışım ablama bence.
Haberiniz olsun ben yine iş arıyorum. Ama bu sefer sadece kariyer.net'te değil, daha derinlerde arıyorum.