Psikiyatr Mustafa Merter: Eşcinsellik kimlik bütünlüğünün sağlıklı bir şekilde oluşturulamadığının göstergesi
Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'ın, 'Eşcinselliğin bir hastalık olduğuna inanıyorum' sözlerine Psikiyatr Dr. Mustafa Merter de destek verdi. Eşcinselliğin kişinin kimlik bütünlüğünü sağlıklı bir şekilde oluşturamadığının göstergesi olduğunu kaydeden Merter, "Eşcinsellik düzelebilir bir rahatsızlıktır." dedi. Merter, eşcinselliğin doğal olarak karşılanmasının, aile kurumuna yapacağı olumsuz etkilere dikkat çekti. Aileyi Koruma ve Destekleme Derneği Yönetim Kurulu üyesi Gülsüm Kurt ise toplumda aile kavramının korunmasının önemini vurguladı.
Psikiyatr Dr. Mustafa Merter, Cihan Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada cinselliğin, yemek-içmek ve uyumak gibi temel ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek, "Yeme içme ve uyuma belirli ölçüler çerçevesinde seyretmezse hastalık haline dönüşebilir. Aşırı yeme obezite, yememe anoreksi hastalıklarına neden olur. Normal heteroseksüel (karşı cins) cinsellik de aşırı azaldığında veya arttığında rahatsızlık olarak algılanır ve tedavi gerektirir." ifadelerini kullandı. Merter, insanın tabii yapısına uymayan eşcinselliğin, zaman içersinde düşünce, duygu, davranış ve sosyal ilişkileri olumsuz etkileyen bir rahatsızlık haline dönüştüğünü söyledi.
Eşcinsellerin bazı hastalıklara daha fazla yakalandığına işaret eden Merter, "AİDS bunlardan sadece biri. Mesela hepatit, kalın barsak iltihapları ve parazitleri, değişik zührevi hastalıklar eşcinsellerde diğer hasta gruplarına göre çok daha fazla görülür." diye konuştu. Merter, yapılan bilimsel araştırmalarda eşcinsellerde, antisosyal davranış, madde bağımlılığı ve depresyon gibi durumların daha sık görüldüğünü belirtti. Doğal gösterilen eşcinselliğin, aile yapısını olumsuz etkiliyeceğini kaydeden Merter, bu durumun yaygınlaşmasının insan neslinin devamını da olumsuz etkileyeceğini dile getirdi. Merter, bu durumun teşvik edilen bir 'moda akım' olarak gösterilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
ONARIM TERAPİSİ UYGULANIYOR
Freud ve C.G. Jung'un, eşcinselliği, 'insan gelişimini engelleyen, güdük bırakan psikoseksüel bir süreç' olarak tanımladığını söyleyen Merter, "Aslında eşcinsellik bilinç düzeyinde benlik/ego ile bağdaşık olsa bile, benliğin derinliklerindeki katmanları ile asla uyum içinde olamaz. Çünkü eşcinsellik kişinin kimlik bütünlüğünü sağlıklı bir şekilde oluşturamadığının bir göstergesidir. Gerçek benlikle yaşanan uyumsuzluğun göstergesi olan belirtiler, er geç mutlaka kendini gösterecektir." sözlerini kaydetti.
Eşcinselliğin tedavisi ile ilgili iki akım bulunduğunu dile getiren Merter, bunları eşcinselliği onaylayan terapi ve onarım terapisi olarak sıraladı. ABD'de, NARTH adlı kuruluşun (National Association for Research-Therapy of Homosexuality / Ulusal Eşcinsellik Araştırma ve Tedavi Kuruluşu) onarım terapisini uyguladığını aktaran Merter şöyle devam etti: "Vaka sunumlarından belirli düzeylerde başarılı olduklarını görüyoruz. Ayrıca, 'International Federation for Therapeutic Choice / Uluslarası Tedavi Seçimi Federasyonu' adlı kuruluş dünyanın birçok ülkesinde onarım terapisini temsil ediyor. Eşcinselliğini problem olarak görmeyenler onay terapisine devam ederken, değişmek isteyenler onarım terapisine yöneliyorlar. Yüksek değişim motivasyonları gösterenlerde eşcinsellik düzelebilir bir rahatsızlık. Ayrıca dini inancı yüksek düzeyde olanlarda bu olasılık daha da yüksek seviyelerde."
NARTH BENZERİ BİR KURULUŞ, TÜRKİYE'DE DE OLMALI
ABD'de olduğu gibi, Türkiye'de de NARTH benzeri bir 'Ulusal Eşcinsellik Araştırma ve Tedavi Birliği' kurulması gerektiğini söyleyen Merter, "Genç psikolog ve psikiatristler bu konuda eğitilmeli ve onarım terapisi daha yaygın hale gelmeli. Sağduyu sahibi medya eşcinsellik konusunda, politik baskılara aldırmadan, gerçekleri söylemeli. Aileler medya ve internet'in, eşcinselliğin yayılmasında büyük tesiri hakkında uyarılmalı ve karşı tedbirler alınmalıdır. Öğretmen ve ilahiyatçılar özel seminerler vasıtasıyla konu üzerine bilgilendirilmeli ve daha etkin çalışmalar için teşvik edilmelidir." diye konuştu.
AKODER: AİLENİN KORUNMASINA ÖNEM GÖSTERİLMELİ
Aileyi Koruma ve Destekleme Derneği (AKODER) Yönetim Kurulu Üyesi Gülsüm Kurt ise toplumda aile kavramının korunmasının önemine dikkat çekti.
Aileyi yıpratan ve devamlılığını olumsuz etkileyen her türlü akıma karşı olduklarını kadeden Kurt, "Gençlere eşcinsellik hoş, güzel bir şey olarak gösterilmemeli. En modern ülkelerde bile eşcinseller toplumda kabul görmüyor. Gerçekte eşcinselleri çok zor ve mutsuz bir hayat bekliyor." dedi.
(CİHAN) (Cihan Haber Ajansı) 23.03.2010 13:13 [1969753]