Gönderen Konu: Hz MEVLANA ve RÜYA  (Okunma sayısı 8487 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4384
    • Profili Görüntüle
Hz MEVLANA ve RÜYA
« : 19 Mart 2013, 07:02:15 ös »
RÜYA

Dört kişilik çekirdek bir aile, küçük çocukları ile beraber yaz tatiline çıkarlar. Ailenin en küçük ferdi olan erkek çocuk on aylıktır. Kız çocuk ise iki buçuk yaşındadır.  Deniz kenarında geçen onbeş gün çabuk geçmiştir. Tatilin son günlerinden dönüş hazırlıkları başlamıştır. Dönmeden önceki gün son hazırlıklar başlamıştır. Baba sabah erken kalkıp gazete almak için dışarı çıkmıştır. Gazete büfesinin önünde beyaz pardösülü, beyaz eşarplı bir kadın elini açar fakat hiç konuşmaz. Baba şaşırır ve kadına biraz beklemesini, gazete aldıktan sonra para vereceğini söyler. Gazete aldıktan sonra bozdurmuş olduğu bütün parayı kadına verir ve kadın uzaklaşır. Baba arkasını dönüp bakar, kadın yoldan gelen hiç kimseden başka para istemez ve birden yok olur. Baba bu olaya karşın hiçbir şey belli etmeden otele geri döner ve ailesini restoranda beklemeye başlar. Eğlenceli bir günün ardından gece olur. Kaldıkları süit iki odadan oluşmaktadır. Baba bir odada kız çocukla, anne ise diğer odada erkek çocukla uyumaktadır. Baba uyumadan önce dua edip gözlerini kapatır.
 Gözlerini kapatması ile açması adeta aynı anda olur. Kendisini yatağın üzerinde odaya kuş bakışı olarak baktığını fark eder. Korkar. O anda aşağıya uzanır ve kız çocuğunu kucağına alır. Telaşa kapılır dua etmeye başlar. Tam o sırada odanın ortasında güneş gibi göz kamaştıran bir ışık kütlesinin olduğunu fark eder. Korkarak diğer odadaki karısının ve oğlunun yanına gider. Onlara uzanmaya çalışır. Işık kütlesi anne ve oğlun üzerinde dönmeye başlar. Işık kütlesi seslenir. Korkma, bir şey yok. Merak etme onları onlar bizimle der. Küçük bir gezintiye çıkıp geleceğiz, gel benimle diye seslenir. Baba endişeli ve meraklı bir şekilde kızına sarılır ve ışık kütlesine uzanır. Bir anda yaz akşamının bunaltıcı havası yok olur. Sakin huzur dolu aydınlık bir yere getirmiştir ışık kütlesi onları. Yeşil kubbesi olan eski bir mezara benzeyen. Baba, ışık kütlesine sorar burası neresi diye. Işık cevap vermez. Baba ışığı takip etmeye devam eder. Bahçe girişinde bulunan sarıklı mezar taşarlının arasından geçerek içeri girerler. Büyük bir sandukanın önüne gelirler. Işık kütlesinden ses gelir. Kızını artık bırakmalısını, gidecekleri yere onun gelemeyeceğini söyler. Baba kızını bırakmak istemez. O anda sandukanın üzerinden bir merdiven yükselir. Babaya abdest alması gerektiğini söylerler. Baba abdest alır ve merdivenleri çıkmaya başlar.  Bir süre merdiven çıktıktan sonra birinci kata gelirler. Büyük bir kapıdan içeri girerler arkası dönük kahverengi sarıklı insanların namaza durduklarını görür. Bizim daha yukarı çıkacağız der ışık kütlesi babaya. Bir süre daha merdiven çıktıktan sonra ikinci kata gelirler. İkinci katta yeşil sarıklı insanların namaza durduklarını görür baba. Sorar ışığa burası mı diye ışık hayır burası da değil der biz daha yukarı çıkacağız der. Bir süre daha merdiven çıkarlar. Üçüncü katta beyaz sarıklı insanlar görür baba. Burası da olmadığını anlar ve daha yukarı çıkmaya devam eder. Dördüncü kata geldiklerinde ışık babaya döner burası der. Baba sorar neresi burası diye. Işık cevap verir burası Mevlana hazretlerinin türbesi der. Peygamber efendimiz ve Mevlana hazretleri burada onlarla birlikte namaz kılacaksın der ışık kütlesi babaya. Baba sevinç ve korkuyu hisseder içinde. Namazın ardından kızı merak eder baba. Kızıma götürün beni der. Bir anda otel odasında bulur kendisini ve kızını. Yatağının boş olduğunu görür baba. Yine yatağa kuş bakışı olarak baktığını fark eder ve büyük bir şiddetle yatağa düşer. Yatağın çıkarttığı sese küçük kız uyanır ve ağlamaya başlar. Işık kütlesi hala odadır. Baba ışık kütlesini takip eder. Işık anne ve oğlun odasına gider ve üzerinde dönmeye başlar. Baba, anneyi uyandırır ışığı görüp görmediğini sorar. Anne telaşa kapılır ve görmediğini söyler. Baba ışığa uzandıkça ışık uzaklaşır. Baba ışığın peşinden gider. Işık odanın balkonuna çıkmıştır artık. Baba hızlanır ve ışığa doğru hareket eder. Işık balkondan denizin üzerine düşer ve uzaklaşmaya devam eder ve kaybolur.
 Baba gördüklerinden bahsetmez ama çok korkmuştur. O gece uyumadan valizleri toparlar anne ve baba. Sabah erkenden otelden ayrılırlar. Evlerine dönmek üzere yola çıkan aile, bir semtin içinden geçerken semt pazarını görürler. Anne pazardan meyve almak ister ve dururlar. Anne yanına sadece bir meyve alacak kadar para alarak pazaryerine gider. Anne bir miktar meyve aldıktan sonra parayı satıcıya uzatacakken yanına bir dilenci gelir. Masmavi gözleriyle anneye bakarken, anne pazarda olduğunu unutmuş o anda. Ve parayı dilencinin eline vererek avucunu kapatmış dilencinin. Anne elini dilencinin elinden çekerken dilenci gülümsemiş ve bir anda yok olmuş. Anne korkuya kapılmış ve koşarak abralarına geri dönmüş. Baba meraklı bir şekilde ne olduğunu sormuş ve anne ağlamaya başlamış. Baba ve anne iki gündür yaşadıklarını olaylar karşısında ne yapacaklarını bilememişler.  Bir süre dinlendikten sonra yola devam etmişler. Aile tek yönlü bir yolda araçlarıyla ilerlerken karşılarına büyük bir kamyon çıkmış. Anne ani bir refleks ile küçük kızı camdan dışarı atmış ve araba kamyonun altına giriş büyük bir hızla.  Araba paramparça olmuş kırılmayan bir cam, yamulmayan bir kaporta parçası kalmamış. Anne sıkıştığı yerden kendi çabalarıyla çıkmış. Eşini kurtarmak için büyük çaba sarf ettikten sonra onu da çıkartmış. Dışarı fırlattığı kızını armaya başlamış fakat bulamamış. On aylık erkek çocuğu enkaz içerisinde aramaya başlamış. Küçük çocuğu cam yığınları arasından çıkartmış. Baba şoka girmiş ve bayılmış. Annenin yanına yaşlı bir amca gelmiş. Camdan fırlattığı çocuğunu getirmiş ve kaza enkazına kimseyi sokma ve dokundurma diye tembih ettikten sonra gitmiş. Mucize eseri paramparça olmuş araçtan aile ek bir çizik bile almadan kurtulmuş. Görenler büyük şaşkınlık yaşamış.
Aradan aylar geçtikten sonra baba işi gereği Konya civarlarına gitmek zorunda kalmış. Aklından hiç çıkmayan rüyasını araştırmak istemiş ve Mevlana hazretlerinin türbesini ziyaret etmeye gitmiş. Türbeden içeri girdiği andan itibaren ağlamaya başlamış. Her şey rüyasında gördükleri ile birebir aynı imiş. Büyük sandukanın önüne geldiğinde kendinden geçmiş…   Saatler sonra kendine geldiğinde rüyasında gördüğü her şeyin cevabını alarak uyanmış. Birinci katta gördükleri kahverengi sarıklı insanların Mevlana hazretlerinin türbesinin girişinde bulunan mezardaki kişiler olduğunu ve her kati insanların kimler olduğunu öğrenmiş… Kendinden geçtiği süre içerisinde yaşadıklarını ve hissettiklerini hiç kimseye anlatmadan oteline geri dönmüş.
Baba; gördüğü rüya, yaptıkları kaza ve diğer olaylar aile içinde kalarak bir daha konuşulmamıştır.   

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4384
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hz MEVLANA ve RÜYA
« Yanıtla #1 : 19 Mart 2013, 07:02:59 ös »
Psikolog Hüseyin KAÇIN
0 555 326 22 91
Aile ve Evlilik Terapisti

KADIN ve AŞK

Hz Havva zekası ve ruhuyla hayata dokunan ilk insandır. İyi ki eli o yasak ağaca uzanmıştır. İyi ki Hz Adem'in aklını çelmiştir. Böylece hayatın sırrını açığa çıkarmıştır. Aşk ve cinselliği cennetten hediye olarak dünyaya taşımakla görevlendirilmiştir. Allah hayata dair tüm oluşumların nüvelerini kadında gizlemiştir. Bu anlamda kadın hayatın kendisidir. Yüreğinde Hz Havva'ya şükran duygusu beslemeyen insan yücelik mertebesine erişemeyecektir. Kadını yüceltmeyen erkek asla yücelemeyecektir.


http://www.youtube.com/watch?v=K9MC30t7Uhc&list=UUIe19S-aZ6TQNiC1Tsfjviw&index=2

tıklayınız


26/12/2011 tarihli Radikal Gazetesinde sitemiz ve eşcinsel terapiler hakkında
yayınlanan makaleye ulaşmak için tıklayınız

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1073587&Yazar=PINAR_OGUNC&Date=26.12.2011&CategoryID=97#