Buna ifrit oluyorum işte. Konuyu Hüseyin Kaçın'da tekelleştirmeyin de nedir yahu? Yok bilmem kimlerle dirsek temasındayız, yok şu vakıf bu konuda çok çalışıyor falan.. Sahi ne yapıyor bunlar? "Ailemi koru!" mitingler mi? Karşı çıkmak mı? Yasaklanması için mücadele etmek mi? Hristiyanların bu alanda yazdığı kitapları çevirip basmak mı? Tam olarak verdikleri çaba nedir, ne işe yarar? Yahu biz biliyoruz biz! Biz anlıyoruz bu alanda kim sahiden ne yapabilir, kim işe yarar? Biz fark ediyoruz. Ötesi mi var? Derdin içine düşmeyenler, her derde derman olacağını sanıyor ya yok öyle bir dünya! Tüm o söyledikleri, yaptıklarını iddia ettikleri şeyler, vicdan mastürbasyonundan başka bir şey değil. Pekala şuna cevap versinler: Bu alanda akademik camiada çalışan (varsa) veya bu alana hakim olanlardan kaçı, danışanlarında iyileşme sağlayabilmiş? Kaç tanesinin sahada çalışması var? Bana kimse kitapla, yabancı kaynakla gelmesin! Pratiğe, uygulamaya bakarım. Gerisi hikaye.. Açık açık diyoruz ki: Bunca zamandır Hüseyin Kaçın nasıl fark edilemiyor? Nasıl oluyor da üniversitelerden teklif almıyor? Neden kendisine şimdiye kadar bir kürsü teklif edilmedi? Bu meseleyi gerçekten çözmek isteselerdi bugün "tekelleştirmeyin" gibi çirkin bir ifadeyi duymayacaktık. Tarihte de hep böyle oldu. Şimdi de aynısı oluyor: İşi asıl bilenin hayattayken asla kıymeti bilinmiyor