Din diye bir şey varmış ve öğretilenden farklıymış
Forumdaki Din Temizdir yazısını okuduktan sonra uzun uzun düşündüm. Ailemden öğrendiğim din nedir, etrafımdan görmediğim ya da gördüğüm din nedir. İnanıyor muyum, inanırken dürüst müyüm? Allah sadece başımız sıkıştığında mı yanımızda, ya da başımıza iyi bir şey geldiğimizde mi? Trafik kazası geçirdikten sonra neredeyse 2,5 ay yürüyemedim. Sabretmeyi o zaman öğrendim herhalde. Allah’tan korktuğum için isyan edemedim. Bana neden bunu verdin diyemedim ama bir yandan da bu soruyu sormuyor değildim. Ama şimdiye kadar öğrendiğim isyan etmek büyük günahtır. Din fazla kurcalanmamalıdır. Allah’tan gelene razı olunmalıdır. Allah ulaşılmazdır. Kuralları vardır. Namaz kıl, oruç tut, yalan söyleme, domuz eti yeme. Peygamber Efendimiz’i örnek al. Fazla okumaya gerek yok, misafirliğe gelen tanıdığımızın dediği gibi ‘Hepimiz anamızdan babamızdan öğrendik dini’. Ne de iyi ettik. Onun için mi şimdi böyle soruyoruz kendimize. Bilmiyoruz. Dini yaşayan insanlar dışlanıyor. Babam ben doğduktan sonra namaz kılmaya başlamış. Girdiği ortamlarda da hep bu babam için bir olumsuz özellikti, babam toplantılardan izin alır, ama rahat rahat namaz kılmaya gidiyorum diyemez. Bunda ona başka gözle bakanların olduğu kadar babamın sorumluluğu da var elbet. Babam bana baskı yapmadı ama zaman zaman laf çarpar. İki çocuğumu da camiye gönderdim, üstüne düşüp de Kur’an okumayı öğrenmediler der. Evet çocukluğumdan beri ürktüğüm kişilerdir imamlar. Yazın birçok çocuk yaşar bunu. Camiye gönderilir. Kimisi öğrenir, kimisi de benim gibi hocadan azar işitir 2 harf yanlış söyledi diye, bir daha da gitmez. Hoca o kadar sinirliydi ki bağırınca ödümüz kopardı. Ben de ağlaya ağlaya eve geldim. Babam hala beni suçlar, bıraktım diye. Küçük bir çocuk olarak korktum, aşağılandım herkesin içinde, hem de çabalıyordum okumaya çalışmak için 2 harfi yanlış söyledim, gönderirim seni tekrar harfleri öğrenirsin dedi adam bana. Öldü kendisi hafızamda hiç iyi bir yer edinmeden. Bizim dinimiz kolaylaştırma dini ama ben bunu yeni anladım. Babamın gidip imamla konuşmasını beklerdim. Her zamanki gibi evde esip gürledi. Sonra suçlu ben oldum. Babam kimseye tepkisini gösteremez ki zaten. Bu yüzden şu anda çok sevgili akrabalarım benim onları aramamamdan dolayı beni suçluyor. Babam bana iyi bir ahlak öğretti mi diye düşünüyorum bazen. Bir zamanlar yerlere göklere sığdıramadığım bu adam aslında hayattan pek de bir şey öğrenmemiş.
Şimdi ben kendim için bir şeyler yapmaya başladım. Yaşadıklarımdan ne Allah’ı ne başkalarını suçlamamak, insanları sevmek, imanımı kuvvetlendirmek için psikolojimi düzeltmeye çalışıyorum. Allah’tan bir şey diledim en çok istediğim şey. Bunun için çabalıyorum. Onunla konuştum. Anladım ki Allah’ın kapısı hepimize açık. İstemeyi bilmek, uğraşmak gerekiyor. Zor oluyor tabii ki, çünkü bize öğretilen dinde bu yoktu. Bunu yapan, bu konuda beni anlayabilen de olmaz sanırım. Ve işte yine yalnızım. Ama yukarıda yazdıklarımı yapabilirsem, yapmaya başladığım andan itibaren Allah’ın kulu olmayı, ona kavuşmayı ucundan da olsa yakalayabileceğim. Dertler, kederler çok şey öğretiyormuş insana. Derdi olmayana vah vah senin derdin hepimizden büyük diye boşuna dememişler.
gokkusakgok@mynet.com