Sefa KAPLAN 15 Eylül 2009
Türkiye’de antidepresan ve antipsikotik ilaç kullanımında kelimenin gerçek anlamıyla bir patlama yaşanıyor.
Doğal olarak psikiyatrlara başvuran hasta sayısında da. 2003’te 14 milyon kutu antidepresan tüketilirken 2007’de bu rakam 26 milyon kutuya fırlıyor. Buna paralel olarak, 2002’de 4.8 milyar lirada kalan ilaç pazarı, 2008’de 12.1 milyar lirayı buluyor.
TÜRKİYE Psikiyatri Derneği Dış ilişkiler Sekreteri Dr. Halis Ulaş, son yıllarda başta antidepresan ve antipsikotik ilaçlar olmak üzere ilaç kullanımında büyük bir patlama yaşandığını söyledi. Türkiye İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikasının (İEİS) verilerine göre de, 2002 yılında Türkiye genelinde toplam ilaç pazarı 4.8 milyar lira iken, 2008’de 12.1 milyar liraya çıkıyor.
Ancak, hemen endişelenmek gerekmiyor. En azından akıl ve ruh sağlığı açısından hemen endişelenmek gerekiyor. Çünkü, ilaçları hakikaten ihtiyaç duyduğumuz için değil, aklımıza estiği için kullanıyoruz. Dr. Halis Ulaş’ın verdiği bilgiye göre, bunun arkasında da ilaç şirketlerinin pazarlama faaliyetleri ve bu konuda doktorlarla yaptığı işbirliği yatıyor. “İlaç endrüstrisi” diyor Dr. Halis Ulaş, “Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge)çalışmalarına bütçelerinin yüzde 15’ini ayırırken, promosyon çalışmalarına (tutundurma) bunun iki katı bütçe ayırmaktadır.” Şöyle devam ediyor Dr. Ulaş:
“İlaç endüstrisi; ilaçların reçetelenme, temin edilme, satın alınma ve/veya kullanımını artırmak olan bilgilendirici ve ikna etmeye yönelik tüm etkinlikler olarak tanımlanan promosyon (tutundurma) çalışmalarına çok ciddi miktarlarda para ayırmaktadır. Tutundurma çalışmaları öncelikle ilacın tanıtımını ve reçete edilmesini artırmayı amaçlamaktadır. Tıbbi temsilcilerin çalışmalarından, ilaç çalışmalarına; basit bir kalem vermeden, yurtdışı gezilerine; tanıtım yemeklerinden, gösterişli kongrelere kadar yapılan etkinlikler tutundurma çalışmaları arasında sayılmaktadır.”
Sistem yanlış
Dr. Ulaş, Türkiye’de uygulanan yanlış sağlık politikalarının da ilaç tüketimindeki artışta bir başka neden olduğunu söylüyor: “Şu anda ülkemizde uygulanmaya çalışılan Sağlıkta Dönüşüm Programı çağdaş hekimlik uygulamaları ile örtüşmemektedir. Son yıllarda sağlık hizmetlerine ayrılan bütçe incelendiğinde, her geçen gün tedavi edici hizmetlere, yani ilaca ayrılan pay artırılırken; bireysel ve toplumsal koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan bütçe azalmaktadır. Ayrıca Türkiye’deki psikiyatrist sayısının yetersiz olmasının ve bu nedenle psikiyatrist dışındaki hekimler tarafından uygun olmayan tanılara uygun olmayan ilaçların reçetelenmesinin de antidepresan ilaç tüketiminin artışında çok önemli bir payı var. İlaç tüketimindeki artışın sebeplerinden biri olarak da toplumun ilaca ulaşımındaki artışı belirtebiliriz.”
İlaç almak çok kolay
Dr. Halis Ulaş: “Antidepresan ve antipsikotik ilaçların büyük çoğunluğu reçetesiz olarak eczanelerden temin edilebilmektedir. Psikiyatr dışı hekimler tarafından kolayca antidepresan ve antipsikotik ilaç yazmasının birçok sakıncası bulunmaktadır. Çünkü başlanan her ilacın yan etkisinin olabileceği bilinmelidir. Öncelikle uygun tanı konulması ve uygun tedavinin başlanması önemlidir. Psikiyatrik hastalıkların kronik bir seyir izleyeceği de göz önüne alınırsa hastaların yeterli sıklıklarda kontrol görüşmelerinin yapılması gerekmektedir. Özellikle komplike vakaların psikiyatriste yönlendirilmesi gerekmektedir. Bunlar yapılmadığında birçok psikiyatri hastası yeterli olmayan dozlarda ve uygun olmayan ilaçlarla tedavi edilmeye çalışılmakadır. Ya da ilaç kullanımı gerekmeye birçok kişi psikiyatrik ilaçlar kullanmaktadır.”
Doktorun ilaçla ilişkisi ve etik
Dr. Halis Ulaş: “İlaç endüstrisi bilimsel araştırmalardan ilaçların ruhsat alarak piyasaya sürülmesine, hatta hekimlerin reçete yazması üzerinde bile ciddi etki gücüne sahiptir. Hatta prestijli tıp dergilerinde “Akademik tıp satılık mı?” ya da “Akademik psikiyatri satılık mı?” başlıklı makaleler yayınlandı. Öncelikle hekimler ilaç endüstrisi ile ilişkilerini yaptıkları tüm araştırmalarda, yayınladıkları makalelerde ve kongrelerdeki konuşmalarından önce ayrıntıları ile açıklamalıdırlar. Çünkü araştırmalar göstermektedir ki, ilaç endüstrisi ile ilişkiler araştırma sonuçlarının ilaç firması lehine çıkmasında rol oynamaktadır. Ayrıca hekimlerin ilaç reçete etmeleri üzerine de etkisi bulunmaktadır. Hekimler ve ilaç endüstrisi arasındaki para ilişkisinin mutlaka çok kontrollü şekilde denetiminin yapılması gerekmektedir.”
İlaç petrol kadar kârlı
- Dünya ilaç pazarının toplam büyüklüğü 712 milyar dolar.
- 2009’da dünyadaki ilaç pazarının 820 milyar dolar olması bekleniyor.
- Türkiye, yüzde 17.2 ile dünya ilaç pazarında en fazla büyüme gösteren ilk beş ülke arasında. Pazarın dörtte birini psikiyatrik ilaçlar oluşturuyor.
- Dünyada en çok kâr edilen ilk 10 ilaçtan üçü antipsikotik.
- Türkiye’de 2007’de 2 milyon 616 bin 136 kutu antipsikotik tüketilirken, bu sayı 2008’de 4 milyon 11 bin 901 kutuya yükseldi.
- 2003’te 14 milyon 138 bin kutu antidepresan tüketildi. Bu rakam 2006’da 22 milyon 651 bine, 2007’de 26 milyon 246 bine çıktı.
- İlaç endüstrisi, 2007’de yıllık yüzde 19.6’lık kârlılık oranı ile tüm sektörler arasında petrol endüstrisinden sonra ikinci sırada.