Gönderen Konu: OĞLUMUN EŞCİNSEL OLDUĞUNU İTİRAF ETMESİ: EŞCİNSEL ANNESİ OLMAK  (Okunma sayısı 3782 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Bizim hikayemiz yorucu uzun bir  o kadarda zordu. Bunları paylaşmak istememin sebebi bizim gibi ailelere ışık tutmak rehber olmaktır. Ben daha 14 yaşındaki oğlumun bir gece eşcinsel olduğunu itiraf ettiği bir anneyim. Bir anda alabora oldu hayatım. Hayatımın en büyük yıkımıydı. O gece gözyaşları içinde sabahlarken bir yandanda araştırmaya başladım. Bir yolu ve çaresi olmalıydı. Onu yalnız bırakmamalı, destek olmalı ve yardım etmeliydim. Araştırmalarımı sürdürürken Hüseyin hocanın bu konuyla ilgili çalışmalarını ve bir tv programını izledim. Anlattıkları bizim durumumuzu özetliyordu. Kendisine ulaştım bana hiçbir şey için geç olmadığını  bir şey söylemek için kendisini görmem gerektiğini söyledi. Böylelikle yabancısı olduğum, içyüzünü bilmediğim ama sonrasında çok şey öğreneceğim o uzun ve yorucu süreç başlamış oldu. Sonraki gün gittik. Yol boyu endişeli ve kaygılı idim. Sonunun nereye varacağını bilmediğim, bitiş çizgisi belli olmayan bir maraton koşusuydu sanki ve ilk terapi. Hüseyin hoca bizi dinledikten sonra bir danışanınıda terapiye dahil etti. Başından geçenleri anlattı ve omuzlarında nasıl ağır bir yük taşıdığımı anladım. Eğer tedavi olunmassa sonu yıkım sonu hüsran ve yalnızlıktı. Güçlü olmam ve nasıl bir yol izlememiz gerektiğini anlattı. Hüseyin hoca bu işe yıllarını vermiş deneyimli bir psikologtu. Haklıydı güçlü ve kararlı olmazsanız bunu aşamazsınız.   Zaman ilerledikçe daha çok şey öğreniyor bilgileniyordum.Oğlum ve onun gibiler daha kendilerini tanımlamadan, internet çukurunda gezinirken karşılarına çıkanların bunun doğuştan olduğunu söyleyen ve sosyal medyayı çok iyi kullanan örümcek gibi ağ kurmuş Lgbt liler olduğunu öğrendim. Dernekler barlar gey siteleri ve daha bir sürü lağım çukuru........  Yani bir çoğu daha ne olduğunu bilmeden birileri onlara bunun doğuştan olduğunu, normal olduğunu ve asla tedavisinin olamayacağını söyleyip destekliyor cesaretlendirip  kendi bataklıklarının en dibine çekiyor. Buna izin vermezdim. Bunu kabullenmek demek aslında onu kaybetmektir. Benim oğlum bu kirli dünyanın içine girmemeli.  Sonra daha çok araştırmaya başladım Dr Joseph Nikolasi'nin onarım terapisi kitabını okudum okudukça sebeplerini ve nasıl bir hastalık olduğunu anladım ama kendisine aydın diyen insanlar bunların hak ve özgürlüklerinin olması gerektiğini savunanlar ayrıca kanayan ve kaynatılan bir yara oldu içimde. Peki din adamları bu işin neresinde,toplumu bu denli tehdit eden koca bir neden, buna dokunan birileri yoktu. Meydanlarda vaatler atan siyasetçiler bu iğrenç yaşamdan tam bir bataklık olan gey barlardan habersizlermiydi.Yoksa herkes bana dokunmayan bin yaşasın mantığında mıydı. Kendime sorduğum sorular farklı olsada, cevapları hep aynıydı. Bunlara kafa yoran ne bir psikolog ne yazar ne din adamı vardı. Ne yazık...........    Çok kötü aşamalardan geçtik.Bize  bunu kabullendirmek için her yolu denedi.kırdı döktü yurda yerleşti,ama büyük bir pişmanlıkla  geri döndü. Bize  dayattığı doğru kabul ettiği yanlışlar yüzünden hem yıprandı hemde yıprattı. Bu yüzden tedavi olmaya tepkiliydi. Ve gey hayatının zararlarını görmeye başlamıştı. Bir gün  tesadüfen birilerine gönderdiği çıplak fotoğraflarını gördüm. Buna benzer bir sürü hata.Bu yaşta bir çocuk bu resimleri kime atar istismar edildiğini düşünerek mahkeme sürecini başlattık. Sonucunda karşımızda görevlendirilen psikologlar gördük. Ben gerekçelerimizi sunarken o karşılıklı diyalog diyordu. Hangi diyalogsuzluk onu  böyle şeyler yapmaya  itebilir. Gördüm ki bu konu hakkında, benden fazla şey  bilmiyor. Sonuç yine boş. Peki şuan mücadelenin neresinde diye sorarsanız  mücadeleye devam ediyoruz.   Ben  şu  kanıya vardım. Bir  insan  iyileşmek istemiyorsa ne ilim adamı, ne bilim adamı, onu  iyileştiremez. İslam'da  bilimde asıl olan samimiyettir. Babası bir peygamber  olmasına rağmen, hz Nuh'un  oğlu  kâfirlerden oldu..... Alemlere rahmet olarak gönderilen Hz Muhammed'in  amcası  ebu lehep  Hz Muhammed'in  tüm çabalarına rağmen cehennemliklerden oldu. İYİ  YADA KÖTÜ  İNSAN  YOKTUR  İYİYE  YADA KÖTÜYE  MEYİLLİ  İNSAN  VARDIR  VE  KURTULUŞTA  BU  YOLLADIR  çünkü bu maddenin evrenin  doğası  ALLAH'IN  koyduğu  nizamdır...............
 

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
Ynt: OĞLUMUN EŞCİNSEL OLDUĞUNU İTİRAF ETMESİ: EŞCİNSEL ANNESİ OLMAK
« Yanıtla #1 : 12 Aralık 2018, 10:03:31 öö »
27 Mart 2011 Pazar akşamı TV5 Ana Haber Bültenindeki söyleşide
"eşcinsellik hakkında"
gündemdeki eşcinsel olan partili aday adaylarının varlığını konu alarak konuşma yaptı.

https://www.youtube.com/watch?v=tX0T68Pwuq8&list=UUIe19S-aZ6TQNiC1Tsfjviw&index=10 linki tıklayınız

https://www.youtube.com/watch?v=knzoJyzDmHk&index=9&list=UUIe19S-aZ6TQNiC1Tsfjviw linki tıklayınız

Konuk: Psikolog Hüseyin KAÇIN
Konu : Kadına dair her şey....
19 Aralık 2012
Çarşamba 12:30


http://www.youtube.com/watch?v=1KHCfOMHkiQ

26/12/2011 tarihli Radikal Gazetesinde sitemiz ve eşcinsel terapiler hakkında
yayınlanan makaleye ulaşmak için tıklayınız

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1073587&Yazar=PINAR_OGUNC&Date=26.12.2011&CategoryID=97#


Psikolog Hüseyin Kaçın, TV 2000’deki “Bugün Kadınlar Ne Konuşuyor” programında kıskançlık ve eşcinsellik hakkında, tartışma yaratacak açıklamalar yaptı. Kıskançlığın yetersizlik olduğunu belirten Kaçın, “O erkeklerin bilinçaltında gizli eşcinsel duygular söz konusudur” dedi.

https://web.archive.org/web/20131020021606/http://www.odatv.com/n.php?n=kiskanc-erkekler-escinselmis-1810131200


Çocuklara cinsel taciz ve tecavüz konusunda yıllardır uğraşan psikolog Hüseyin Kaçın Odatv için şunları söyledi: “Taciz ve tecavüz mağduru erkek çocuklarının büyük bir kısmı kaçınılmaz olarak ergenlik döneminde pasif eşcinsel olarak kimlik edinirler. Diğer bir kısmı da seks düşkünü erkek olarak hayatlarına devam ederler. Kız arkadaşları ile büyüleyici aşk serüvenleri diye duygusal başladıkları ilişkilerini seksle sonlandırırlar. İlişkileri kısa sürer ve konuştukça kız arkadaşlarının da çocukken taciz yada tecavüz mağduru olduklarını öğrenebilirler. Çok ileri derecede olmayan taciz mağduru erkek çocukları ise ergenlik sonrası yetişkinlik dönemlerinde genelde travestilere gitme alışkanlığı edinirler. Travestilere gitme alışkanlığı olan erkekler çocukluklarında kendilerinden büyük erkekler tarafından dokunma yada temas olmadan istismar edilmişlerdir. Bu istismar tecavüz boyutunda değildir. Hatta bilinç düzeyinde unutulmuş bir boyuttadır.”

Psikolog Hüseyin Kaçın’ın anlattıklarından çıkardığım önemli nokta ise şu: Özellikle tecavüze uğrayan erkek çocukların topluma tekrar kazandırılması başlı başına bir sorun oluşturuyor. Bunların bir kısmı “eşcinsel” eğilimlere yöneliyor, çoğunlukla da “psikopat” düzeyde insana düşman kişiler oluyorlar. Yaşadıkları travmanın acısını toplumdan çıkarmaya çalışıyorlar.

https://odatv.com/boyle-bir-tablo-varken-ne-kutlamasi-yapacagiz-2004161200.html?fbclid=IwAR16YaAcbg5RDCPHt84PB_cxtoc4KY3kxeQuILG0zKW6HDob8gsIyapN9wg

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
...