Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu
Annem yıllarca çocuk yapmamakta direndi kocası onu çocuk yapmaya zorlayıncaya kadar. Babam ondan hiç değilse bir mirasçı istiyordu. Wolfsegg'in bir mirasçısı olmak zorundaydı. Annem Johannes'i dünyaya getirdikten sonra başka çocuk yapmamaya yemin etmiş olmalı. Ama aradan henüz bir yıl geçmişken ben dünyaya gelmişim, o zor, şeytansı, uğursuzluk kaynağı çocuk olan ben. Hep duyduğum üzere, beni istememiş, bana karşı direnmiş. Ama beni doğurmak zorunda kalmış. Kendi felaket kaynağını, sık sık söylediği gibi, hatta her fırsatta yüzüme karşı da söylüyordu, hem de kim bilir kaç kez. Ama arkamdan gelen kız kardeşlerimle de mutlu olmadı, o hiç bir zaman mutlu anne denilen tarzda bir anne olmadı, böyle mutlu bir anne varsa eğer. Mirasçı kabul edildi, ben hiç bir zaman kabul edilmedim, onun vekili olarak tanındım, başka bir şey olarak değil, ömür boyu kendimi, Johannes'in yedeği olarak hissetmek zorunda kaldım ve kafama yedek mirasçı olduğum kakıldı sürekli, bildiğim kadarıyla bir yaz akşamında çocuk villasında, en kötü durum düşünülerek peydalanan çocuk olarak. İstenmeden, annemin sıkça bana söylediği üzere. İşgüzarlık işte, deyiş yerindeyse, ağustos ortasında hem de. Annem Wels'te bir iç hastalıkları doktoruna başvurmuş benden kurtulmak için ama doktor bunu reddetmiş, annem için yaşamsal tehlikesi olacağını söylemiş. Kürtaj denilen şey o zamanlar o kadar kolay bir iş değildi, gerçekten de her zaman yaşamsal tehlike taşıyordu. Böylece annem kaderine razı olmuş. Ömür boyu beni istenmeyen çocuk olarak gördü ve beni hep istenmeyen biri olarak gösterdi, hangi durumda olursa olsun, çoğu kez de benim için insanın aklına gelebilecek en gereksiz çocuk yakıştırmasını yaptı. Bu durum eğitimimi olanaksız kıldı, beni daha ilk yaşlarımda neredeyse yıktı, on sekiz ve on dokuz yaşlarımda ise neredeyse mahvetti.
Yok Etme
Thomas Bernhard