Bugün öneriniz üzerine Ölü Ozanlar Derneğini izledim. Neilın babasını kendi babama benzettim, pek bir farkları yok. Babam da sosyal anlamda istediklerimi yapmama izin vermedi, heveslerimi kırdı, umursamadı, görmezden geldi. Kendimi geliştirmeme hiçbir katkı sağlamadı ve hiç destek olmadı aksine köstek oldu. Beşerî zevkleri olmayan bir adam; incelikten, zarafetten, sanattan ve spordan anlamaz etmez ama esas sinir bozucu yanı şu ki kendi yapmadığıyla kalmayıp bu tür faaliyetleri küçümsemesi, gereksiz görmesi, aşağılaması. Aklı fikri iş ve para kazanmak. Zeki bir adam ama kafası bir tek ticarete basıyor, başka bir şeye basmıyor ancak buna rağmen her konuda atıp tutmaktan, yargılamaktan, etiketlemekten geri durmuyor. İkinci benzer nokta da bizim hayatlarımızı kendisinin yönetmeye çalışması. Hemen her konuda onun istediklerini yapmamızı ister, karar mercii odur senin fikir ve arzularının önemi yoktur. Her zaman onun sözünün olacağını düşündüğü ve durumun gerçekte öyle olmadığını gördüğü için kavgalarımız en çok bu sebepten patlak veriyor. Sözünün olmaması onu kudurtuyor. Kendi gençliğinde belki eline fırsat geçmedi belki ailesine karşı gelemedi ama sebebi her ne olursa olsun istediklerini yapamadığı aşikâr ama şu an bizim hayatlarımız üzerinde, karşılaştığımız meselelerde kararları o vererek kendini bizim üzerimizden yaşatmaya çalışıyor. Yahu bu ne bencillik be kardeşim, hayat benim hayatım bırak da kararlarımı ben vereyim kendi isteklerimi yapayım. Ne yaptığının farkında bile değil, düşünmek yok. Akşama kadar iş, akşam da o aptal eden televizyon karşısında geçirilen saatler.