HETEROSEKSÜEL KİMLİĞİMİN YIKILIŞI
Hüseyin Beyle son görüşmemden bir hafta sonra yurt dışına çıktım. Londradaydım ve orda hiçbir desteğim yoktu. Arkadaşlarımla beraberdim annem babam yoktu veya beni kısıtlayan bir çevrede yoktu. Nasıl istersem öyle olabilirdim. Hüseyin Beyle konuşmamızda alkolün beni kötü etkilemesinden bahsetmiştik. Bu zamana kadar kendimi her şekilde uyuşturmuştum. Büyücülükle, sınırsızca yaşanan cinsel ilişkilerle, kendi kendime yarattığım stresle, depresyonla, ayarsız ilaç kullanımıyla, sedatif etkili bitki çaylarıyla, müzikle, düşüncelerimle en sonunda alkolle. Ama alkol beni uyuşturmakla kalmıyordu irademi de etkiliyordu ve sonucunu düşünmeden hareket etmeme sebep oluyordu. Bu yüzden Hüseyin Bey bana alkolü yasaklamıştı. Ama Londradayken yasağı çiğnedim ve yine eşcinsel kimliğim alevlenmeye başladı küçükte olsa cinsel şeyler yaşadım tekrar partner arayışına girdim. Kapısını sıkıca kapalı tutmam gereken eşcinsellik kapısını kendi ellerimle açmıştım. Giyinişim tekrar bozulmuştu. Eşcinsel kimliğimi tekrar benimsemiştim. Ve bu hoşuma gidiyordu. Daha rahattım daha mutluydum. Beğeniliyordum. Savaşmıyordum. Yorulmuyordum. Tüm dayanaklarım tüm sütunlarım yıkılmıştı ve duygu seline kapılmıştım eşcinsel kimliğim beni tekrar ele geçirmişti. Arzularıma isteklerime engel olmuyordum. O selde boğuluyordum. Tekrar dengesizleşmiştim sonunda tekrar depresifleşmiştim. Tüm emeklerim ve çabalarım yıkılmıştı intiharı düşündüm yine. Gündüzleri mutlu olduğum kadar akşamları üzgün oluyordum. Düşüncelerimle baş başa kalmak kendimi sorgulamak beni daha da yıkıyordu ve ağlıyordum. Çaresizlik hissi umutsuzluk beni harap ediyordu. Tekrar iki uç arasında gidip gelmeye başlamıştım. Türkiye ye döndüm yıkıntıya dönmüş olan heteroseksüel kimliğimle. Ve burada da uzunca bir süre depresif halim devam etti. En sonunda babama yaşadıklarımın bir kısmını anlattım ve rahatladım. Ruh halim stabilleşti ama hala toparlamaya çalışıyorum.