Dikkat Eksikliği, Hiperaktivite, Obsesif- Kompulsif, Bipolar Bozukluk, Asperger Sendromu, Disleksi
1. TERAPİ
İlk kapıdan girdiğimde Asperger Sendromu ve Disleksi benim aşmam gereken engellerim değil, kişiliğimdi. Bunları fazlasıyla benimsemiştim ve bu düzensizliklerin belirtileri benim davranış ve düşüncelerime yön veriyordu. 12 yaşından bu yana sayısız doktor tarafından sayısız teşhislerce Suçlanmıştım Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, Obsesif- Kompulsif Bozukluk, Bipolar Bozukluk ve benzeri birçok yönden doktorlar bana bozuk olduğumu söylüyordu. En son gittiğim doktor bana Asperger Sendromu ve Disleksi teşhisi koymuştu ancak herhangi bir gelişme yoktu. Ancak burada ilk kez bir Psikolog bana teşhisleri boşver dedi. Hayatım boyunca, şuana kadar, hep teşhisler doğrultusunda yaşamıştım ve Asperger li olmamak benim için korkutucuydu fakat ironiktir ki şuana kadar duyduğum tek çözüm yolu buydu. Matematik herzaman çantamdaki bir araç olmuştur, pertübasyon teorisi çözümü olmayan bir probleme en yakın kesin çözümlü bir problemi alır ve sapma oranını belirleyerek probleme en yakın sonucu elde eder. Burada da Hüseyin Bey benim Nörolojik Problemlerimin bu yaştan itibaren bir çözümü olmadığını ancak bu problemleri farklı bir konu başlığı altında toplayarak dikkate değer bir sonucun elde edilebileceğini bana farkettirdi.
2.TERAPİ
2. Görüşmede duygusal yanım ve İhtimal dahilindeki Çoklu Kişilik Bozukluğu üzerinde duruldu.
Bu görüşmede ben ilk kez zayıf bir duygusal yöne sahip olduğumu farkettim ve sokağa çıktığımda sahip olduğum benliklere ilk kez dikkat ettim. Sosyal hayatın ilk iki kuraalı olan duyguları ve kendin olmayı denklemin dışında bırakıyordum. Bu görüşme bana duygularımı geri getirmem, onlarla savaşmak yerine beni gerçek bir insan yapmalarına izin vermem gerektiğini öğretti. Tepkilerimin acımasız ve kalpsiz olduğu gerçeğiyle tanıştım. Zarar görmekten korktuğum için hiçkimseyi tanımıyor, onlara dikkat etmiyordum. Ancak yapmak istediğim herşeyin içine yapmaktan korktuğum şeyler dahildi.
3.TERAPİ
3. gün hayatımda ilk kez benden başka bir insanın önünde beni nefret ve öfkenin dışında birşeyler tetikledi ve beni tetikleyen bu olgular soyut dünyamdan çıkıp gerçekliğe ilk adımı atmamı sağladı. Ben artık otistik, sosyopat, fizikçi başka bir Mert Can değil, bir insan olan sıradan bir Mert Can dım. Gerçeklik hiç hayal etmediğim kadar normaldi ve bu gözüme anlaşılması çok daha kolay bir eşitlik gibi çarptı. Ancak bu güne dair hatırladığım tek net şey bu, sinirlenmeden ağlayabildim.
4. TERAPİ
Bu görüşmede konularımız daha derin daha bilinçaltına dayalı gerçekleşti ve ben daha önce hiç yüzleşmediğim öğretilmiş korkularımla karşılaştım.
Beşinci boyut, sır kapısı, kalp gözü gibi tv şovlarının benim zaten gerçeklikle kopmuş bağlantım içinde beni herhangi bir inanç sisteminden de kopartarak boşluğun içinde hareketsiz kalmamı sağladığını ilk kez gördüm.Bu şekilde ilerleyen tv şovları yıllarca a posteriori yollarla üzerinde çalışılmış, dinler tarafından dahi somut hale getirilerek aktarılmış Ahlak Bilincini, soyut varlıklarla a priori sistemi ile uydurma hikayeler kurarak bütün bir nesli, yanlışın, yalnızca kişisel çıkarlar için yapılmaması gereğine inandırmış sonucunda düşünemeyen, herhangi bir doğaüstü varlığa yalnızca korku yolu ile inandırılan köle beyinler yaratmıştır. Benim bir Asperger li olarak skeptistliğim bu korkuların beklenenden farklı bir sonuca ulaşılmasını sağlamış olabilir ancak bu normal beyinler için bir beyin yıkama tekniğinden başka bir şey değildir. Bu korkular vb. benim hayatımdaki tüm ilişkilerde rol oynamıştır. 4. Görüşme bu korku temellerine oturtulana kadar ben bilinçaltımda bunların saklandığının farkında bile değildim.