söylemek isteyip de söyleyemediğim şeyleri yazacağım daha doğrusu bu bir mektuptan ziyade bir itiraf bir iç burukluğun vermiş olduğu itiraflar… baba ismimin neden uğur anlatırdın bana. Çünkü ölen abimden sonra ben doğmuştum ve sen de yetim büyüdüğünden olsa gerek üstümüze özellikle üstüme çok düşmüştün. Sen şofördün babacım ayda bir kere de olsa eve geldiğinde elinde hep bir şeyler getirdin çeşitli hediyeler özellikle tatlı getirdiğinde en çok ona seviniyordum. Biz 8 kardeştik ben 6.sıydım baba hatırlıyor musun eve geldikten sonra geceleri gelip yanında uyurdum bu bir çocuk için hayatının en güzel şeyi olsa gerekti. Senin yatağında kendimi o kadar güvende hissederdim ki. Sanki yanındayken kimse zarar veremeyecekti gelen kötülüklere kalkan olacaktın. Hele özellikle sabahları senden önce uyandığımda sen uyurken seni izlemek büyük haz veriyordu. Sen babaların en iyisiydin çünkü çevremdeki dayılarıma baktığımda sen onlardan daha nazik sorunları konuşarak hallederdin en kızdığın zamanlarda bile en fazla sözle kızardın bize. Baba bir doğu kültürü olsa gerek her zaman evin en küçüğü çok sevilirdi hele bir de erkekse. Baba ve annenin gözü küçükünden başka çocuğunu görmez sanki sadece en küçük oğlu vardı. Benim de böyle geçti anılarım evdeki herkes tarafından sevilirdim. Küçüklüğüme ait çok fotoğrafım vardı. Ta ki en küçük kardeşim HASAN doğana kadar bu böyle geçti. Sonra yatağında uyuyamadım. Benim yerime kardeşim vardı benim yerimde. Artık evde çocuğun değil de sanki orda nefes alan herhangi bir canlıydım. Sonra abilerimin bana karşı tavırları değişti. Artık onların gözünde büyümüştüm aslında büyümedim kardeşim doğdu diye büyük gördüler beni. Özellikle abilerim tarafından eziliyordum bazen dayak yiyordum ama bu insana koymaz fakat sözlü hakaretler adeta beni gerizekalı beceriksiz işe yaramaz kılıyordu. Bu yüzden olsa gerek kendime güvenmiyordum bir iş yaptığımda ya yanlış yaparsam ya kırarsam bişeyi hemen hakaretlere maruz kalırım diye cesaretsizlik oluştu içimde. Kardeşimden öyle nefret ediyordum ki sen yokken döverdim onu. Çünkü seni onunla paylaşamıyordum veya sen ona aşırı şefkat gösterip bana göstermediğin için oluyordu. Baba sen uyurken seni iliyordum bir yandan da ellerini tutuyordum ellerinin yüzünü kokluyordum. Bu bana öyle mutluluk veriyordu ki kelimelerle anlatılamaz bir durumdu. Özellikle çok güzel ayakların vardı ipek gibi tertemiz bazen sen uyurken. Ben ayaklarının altına yanaşıp ellerimle masaj yapardım. Hatta öperdim. Ama alt taraflarını okşadığımda sen hemen uyanırdın çünkü tikin vardı. Hatta şimdi bile abi ve ablalarım o eski günleri anlatıp gülerlerdi bana. Ben de içimde bir burukluk gülerdim. Gülünmesi gerekiyordu diye gülerdim. Artık okul yaşıma gelmiştim o aralar yine sen şofördün. Ablam beni evde istemez dışarıya gönderirdi. Dayımoğlu Metin vardı. Onun güvercinleri vardı. Süleyman da benimle yaşıttı. Süleymanla bizden yaş olarak büyük olan metin'nin yanına giderdik.. O bizden yaşça büyük olduğu için biz onun emrinin altındaydık. Biraz da korkardık açıkçası. Sonra akrabamız olan yan komşumuz köye taşındılar ve o ev boştu. Bir yaz günü üzüm koparmak için ben Metin ve Süleyman o eve girdik. Metin yeni ergenlige giriyordu sanırım. Ve o evde bize cinsel istismarda bulundu. İlk önce çok korktuk ağladık. Bizi tokatlayarak ağlamamızı söyledi. Ve eğer oral yapmazsak bizi mahalleye rezil edeceğini söyledi biz de bundan korktun ve o ne istediyse yaptık. Sonra bu görüşmeler sık sık oldu orda burda şurda zorla götürüyordu. Biz de korkudan gitmek mecburiyetinde kalıyorduk. Bu 7. Sınıfa kadar sürdü. Sonra ben bir daha yapmak istemediğimi söyledim. O yapalım dedi. Onun da hoşuna gidiyordu bikere o da oral yaparak beni tatmin etmeye çalıştı. Ağzına aldığında çok hoşuma gitmişti. Bir de anal yapmamı istedi. ben ona anal yaptım fakat çok acıyor deyip yapma dedi. Ondan sonra ben kesin bir dille istemiyorum dedim utanıyorum dedim çünkü artık büyüdüğümden dolayı gururuma dokunuyordu. O ara bir kızı seviyordum. Ama bacım gibi bakıyordum ne tuhaf. Seviyordum ama bacım gibi. Cinselliği hiç düşünmedim. Çünkü ters bir ilişkiye alıştırılmıştım. O yüzden kız bana beni sevdiğini söylemesine rağmen arkadaşlığını kabul etmedim. 8. Sınıfı bitirdikten sonra ben bir mühendisin yanında çalışmaya başladım. Orada bilgisayar vardı bu şekilde internetle tanışmış oldum. Kızlarla konuşuyordum ilk öce fakat kızlar beni çirkin buluyorlardı. Çünkü çok şişmandım. Bu şekildeki tepkileri birkaç kızdan alınca artık kızlara karşı ilgim azalıyordu ben farkında olmadan. Sonra bir gün bir kişiyle konuşuyordum kız bildiğim erkek çıktı ve erkeklerden hoşlandığını söyledi bu tuhafıma gitmişti. Nasıl bir erkek bayan ismiyle konuşur erkkelerle. Artık internette her yazdığım kız aynı tepkiyi verince. Kendime güvenim kalmadı. Lisede hep öyle geçti yani kızların hep beğenmediğinden dolayı. Güvensizlik vardı. Yavaş yavaş duygularım olgunlaşmaya başladığım da yolda gördüğüm olgun erkeklere ilgim olduğunu farkettim. Belki bu ilk okulda vardı ama tam olarak lise çağlarımda farketmiştim. İlk okul 7. Sınıfta bilgisayar hocamız vardı. Boylu poslu ve aynı zamanda tatlı biriydi. Rüyamda bir gün onun beni öptüğünü, ellerini yüzümde gezdirdiğini gördüm. Bu rüyadan bayağı etkilendim. Bir gün o hoca ben öğrenci wcsinde ellerimi yıkarken o da içeri girip wc ye girdi o anda içimde bişeyler kıpırdadı. Çocukken bana oyun gibi gelen ve dayımoğlunun biizi alıştırdığı bu duyguları. Hocamda hissetmeye başladım ve onun organını merak etmeye başladım. Hayalini kurdum. Bu aslında mantıken bakıldığında gurur kırıcı bi olay ama ben o tarafından bakmak bile istemiyordum çünkü onun hayalını kurmak bile beni rahatlatıyordu. Lise çağında internetten bayan nickiyle erkeklerle görüştüm bilgisayarın kamerasını sökerek. Orasını burasını açmalarını istiyordum. Ve bu hayallerle kendimi tatmin etmeye çalışıyordum. Artık yolda bir yakışıklı ve olgun bakımlı bir erkeği görsem direk fantazilere başlıyordum. Ben liseye başlar başlamaz maddi durumumuz kötüleşmeye başladı artık eksilere girdik borçlar vs. bunun da vermiş olduğu aile içi sorunlar. Direk etkileniyordum bu sorunlardan. Zaten doğuda öğrenci olmak yarı aç yarı çıplak anlamına geliyordu… sonra bayan nickini bırakıp direk gay sitelerine girmeye başladım. Kendime göre insanları görüp tanışıyordum, sohbet ediytordum bu da bana öyle bir zevk veriyordu ki… lisede tarih hocama sarmıştım. Mektup yazıyordum. Artık bunlar aşk mektubuna dönüşecek olacak ki hoca bir daha mektup yazma dedi. Ama beni çok seviyordu en iyi öğrencilerindendim. Lisede sırf onun sınavlarına çalışırdım sevdiğim için. Sevgili babacım kısACASI sana göre biri olduğumu düşünüyordum hep bu bana verilmiş bi cezaydı. Fakat neden ben diyordum çünkü ben kötü bir insan değildim kimseye kötülük etmedim hep iyilik etmeye hep uysal biri olmaya çalıştım. Abilerim tarafından zulüme uğratıldığımda ölmeyi çok istiyordum. Hatırlıyor musun en büyük abim Mehmet lisezamanında paspasin sapını kafam da kırmıştı iki kere hem de. Kafam öyle bir şişmişti ki iki boynuz vardı kafamda. Baba sen eni el bebek gül bebek yetiştirdin ama abim olacak erifler hayvan gibi davranıyordu bana. Hep kalabalık olduğumuzdan kaynaklanıyor olsa gerekti. Bazen haberlerde gay lafları geçer veya arkadaşlar tarafından bu muhabbetler açılır ve ben içimde bir kırıklık bir düşkünlük hissederdim. Küfür bile ederlerdi yanımda gaylara sanki yüzüme söylüyorlar gibi kötü oluyordum. Evet babacım senin çok sevdiğin oğlun da böyle bir hastalıkta. Fakat istediğinden değil çünkü duyguarına hakim olamıyor o. Her ne kadar mantığına sığdıramasa da duyguları mantığın önüne geçiyordu. Ama babacım içimde hep düzeleceğim bir gün düzelmem gerekiyor. Bu anormal bişey diye haykırıyordum içimde sessizce. Bu yüzden ağladığım geceleri de hiç anlatmayacam. Akşam uyurken Allah’ yalvarışlarım:Allah’ım yalvarırım sabah gözlerimi açtığımda normal bir insanmış gibi dvranmamı sağla. İlgilerimi kızlara yoğunlaştır her erkeğin ilgileri gibi. Ama kalktığımda o mucize erçekleşmiyor ve hayal kırıklığına uğruyordum. Bir gün babacım sana sağlığıma kavuştum haberini de yazacağm. Çünkü buna çok ihtiyacım var…
