ABD’de gizli eşcinselleri teşhir etmenin ahlaka uygunluğu konusundaki tartışma, daha ileriki bölümlerde öne çıkacak korkulara ve politik tepkilere iyi bir örnek oluşturmaktadır. 1991 yılı ortalarında, eşcinsel haklarını savunan Queer Nation (İbne Ulus) adlı grup, bir basın toplantısı düzenleyerek Savunma Bakanlığı’ndaki kıdemli bir bürokratın eşcinsel olduğunu açıkladı. Basın toplantısından kısa bir süre sonra da bir eşcinsel dergisi olan Advocate söz konusu memurla ilgili bir yazıya yer verdi. Dergi, Pentago’nun ordudaki eşcinselleri teşhir edip görevden aldığına dikkat çekerek kendi tutumunu savunuyordu. Advocate, eşcinselliğini gizleyen bürokratın bu politikaya önayak olduğunu, eşcinsellere karşı ayrımcılığı teşvik ederek ayrımcılığın uygulanmasını kolaylaştırdığını öne sürdü. Başka bir eşcinsel örgütü olan OutPost gene aynı dönemde, Newyork’u eşcinselliklerini gizledikleri öne sürülen sinema yıldızlarının posterleriyle donattı. Posterlerin üstünde “ Kesinlikle İbne’ yazılıydı.
Gazetelerin büyük bölümü, “ teşhir edilen “ ünlülerin adlarını vermeyi reddederek insanların özel yaşamlarını gizli tutma hakları olduğunu savundu. Eşcinseller ise ikiye bölündü. Bir kısmı, teşhir etmenin insanların özel yaşamlarını gizli tutma hakkını çiğnediği gerekçesiyle bu kampanyaya karşı çıktı. Kimileri ise, bunu toplumsal bir zorunluluk olarak niteledi. İkinci grop, insanların cinsel tercihlerini kendilerinin belirlemesinin temel bir hak olduğunu savunmakla birlikte, kişisel bedeli ne olursa olsun, cinsel kimliklerini doğru olarak yansıtmakla yükümlü olduklarını da öne sürüyordu. Bu grup, heteroseksüel maskesi takan eşcinselleri, eşcinselliği utanç gerekçesi kılarak öteki eşcinsellerin baskı görmesine katkıda bulunmakla suçluyordu.
Amerika’nın eşcinsel topluluğunu sarsan tartışmanın konusu, gizli eşcinsel kalma özgürlüğüydü. Bir kesim; eşcinsel bireylerin kendi cinsel tercihlerini çarpıtma özgürlüğü olduğunu savunuyordu; öteki kesim ise bu çarpıtmanın eşcinsellere karşı beslenen önyargının ortadan kaldırılmasını önlediğini söylüyordu. Bu iki kesim arasında, bir de “ etkin gizlenme “ ve “ edilgen gizlenme “ ayrımı getiren bir ara konum vardır. Edilgen gizli eşcinsel, dikkat çekmeme umuduyla eşcinsel faaliyetlerini gizlice sürdürür. Etkin gizli eşcinsel ise eşcinselliğini, heteroseksüel görünmesini sağlayacak edimler sayesinde saklamaya çalışır. Hafifmeşrep kadınlarla birlikte görülmeye çalışan eşcinsel bir sinema oyuncusu ve eşcinsellik karşıtı yasalardan yana tutum takınan eşcinsel bir memur, bu ikinci kategoriye örnek olarak gösterilebilir. Ara konumu benimseyenler, yalnızca eşcinsellere doğrudan doğruya zarar veren etkinliklerden bilinçli olarak yararlanan gizli eşcinsellerin teşhir edilmelerini destekliyorlar.
Battelle araştırmasına göre, Amerikalı erkeklerin ancak %1.1’i yalnızca eşcinsel ilişikiye girmektedir, bu orana ek olarak da, %1.2’si son on yıl içinde eşcinsel seks yapmıştır. Eşcinsel eylemciler %10 oranından vazgeçmediler. Akademisyenler, Battelle araştırmasının sonuçlarının başka ülkelerdeki bulgularla tutarlı olduğunu söyleyedursunlar, eylemciler yeni araştırmanın geçerliliğini sorgulayarak saldırıya geçtiler. Bu arada, üç ayda bir yayımlanan eşcinsel dergisi 10 Percent (yüzde on) ismini değiştirmeyeceğini açıkladı.
Eşcinsel lobisinin Battelle araştırmasını reddetmesinin ve Kinsey araştırmasındaki kusurları kabullenmemesinin nedeni, eşcinsellerin büyük ölçüde görünmez olsa da önemli bir oy kitlesi oluşturduğu algısından çıkar sağlamasıdır. Benzer şekilde eşcinsel haklarına karşı çıkanlar, eşcinselliğin sayısal öneminin büyük ölçüde abartıldığı bulgusundan çıkar sağlıyorlar. Eşcinsel lobisinin amaçlarına ulaşma yeteneği, açık ya da örtük olarak eşcinsel olan Amerikalıların oranının nasıl algılandığına bağlıdır. Bir davaya yapılan desteğin büyük oranda gizli olduğu savının yaygın bir politik uygulama olduğunu ileride göreceğiz. Her türden reformcu ve devrimci, gizli çoğunluğunun desteğine ve beğenisine sahip olduklarını öne sürmüştür.
sayfa 29,30,31
Yalanla Yaşamak
Timur Kuran
Yapı Kredi Yayınları