EY OĞUL
..:: 4 ::..
Allah'a karsı ibadetsiz geçen günlere hayıflanmaları ve boşa geçen ömürlerini telafiye çalışmaları için onlara noksanlarını hatırlatmak, nefislerinin kusurlarını göstermek, hatalarını düşünmeye sevkederek kendilerini saracak pişmanlık ateşini ve yukanda anlatılanları halka bildirmeye va'z denir.
Nasıl ki, birinin evine çoluk çocuğu ile içerde otururken azgın bir selin yaklaştığını görsen, bu vaziyet karşısında ev sahibine "Dikkat, dikkat, sel geliyor, kaçın!" diye mi bağırırsın, yoksa böyle nazik bir durumu evin sahibine, birtakım uydurma laflar, nükteli ve yaldızlı sözler, teşbihler, beyitler, mimikler ve jestlerle mi haber verirsin? Tabii ki hayır!
İşte vaizin de bunun gibi, yapmacık hareket ve ifadelerden sakınması, tehlikeyi bir an önce en açık bir ifade ile bildirmesi gerekir.
İkinci şart: Va'z ederken halk "Ne güzel va'z ediyor, ne hatip adam" desinler .diye, halkı galeyana getirme; vecde getirip coşmalarına ve taşkınlık yapmalarına sebep olma. Çünkü bu gibi şeyler dünya sevgisidir ve gafletten doğar.
Va'zdaki maksadın, insanları dünyadan âhirete, hırstan zühde, masiyetten ibadete, gafletten uyanıklığa, gururdan takvaya davet olmalıdır.
Âhireti insanlara sevdirmeli; dünyanın tuzaklarından nefret ettirmelisin. Onlara zühd ve ibadet bilgilerini öğretmelisin. Sakın ha, onlan Allahû Teâlâ'nın kerem ve rahmetine güvenme hususunda teşvik etme. Çünkü insanın yaratılışında şeriat yolundan sapmak, Allahü Teâlâ'nın rızası hilâfına hareket etmek ve kötülüğe meyil vardır. Şu halde kalplerine Allah korkusu sal ve karşılaşacakları dehşetli sondan haber ver. Belki iç âlemleri değişir de, iş ve hareketleri doğru yola döner, içlerinde günahlardan tevbe edip Allah'a ibadet etmeye arzu ve şevk uyanır.
İşte başkalarına va'z ü nasihat etmenin yolu budur. Böyle olmayan her va'z, va'zedene ve dinleyen cemaate vebaldir. Hatta kötü vaizi insanları yoldan çıkarıp helake sürükleyen şeytan ve gûl'e 19 benzetenler olmuştur. Bu gibi vaizlerden kaçınmak lâzımdır. Çünkü bu vaizin dine yaptığı kötülüğü, şeytan bile yapamaz. Kudret ve gücü yeten kimsenin, yetki ve selâhiyeti olanların böylelerini kürsüden indirmesi ve başladığı va'za mani olması lâzımdır. Bu şekilde hareket etmek, emri bilmaruf nehyi ani'l-münker, yani iyi işleri emretme, kötü işlerden nehyetme vazifesi içine girer.
Yapılmaması gereken şeylerin üçüncüsü:
İdarecilerin, emir ve sultanların arasına karışıp uzun uzun görüşmemeli, yolda karşılaşmaktan çekinmelidir. Onlarla görüşmek, mecliste beraber olmak çok tehlikelidir. Eğer onlarla düşüp kalkmak zorunda kalırsan sakın onlan övme. Çünkü Allahü Teâlâ fâsık ve zalim kişinin methedilmesine gazaplanır.
Bunların uzun yıllar yaşamasına dua eden bir kimse, elbette ki yeryüzünde Allahü Teâlâ'ya isyan edilmesini istemiş olur.
Yapılmaması gereken şeylerin dördüncüsü:
Hükümdar ve emirler ile sairin bahşiş ve hediyelerinin helâl olduğunu bilsen bile kabul etmendir. Çünkü bunları kabul etmek, dinde fesat meydana getirir. Onlardan bir şey beklemekle, iltifat ve yaltaklık ile zulümlerinde onlara katılmış olursun. Bunların hepsi de dinin için büyük bir tehlikedir.
Onların hediyelerini kabul edip dünyalıklarından istifade etmenin en az zararı, böyle yapmakla sana faydalan dokunacağı için onlan sevmendir. Kim bir kişiyi severse, onun uzun ömürlü olması için dua eder. Bir zalimin çok yaşamasını arzu etmek ise, Allahü Teâlâ'nın kullarına zulüm edilmesini ve âlemin harap olmasını dilemektir.
0 halde, din ve insanın akıbeti için bundan daha zararlı ne olabilir? Kendini şeytanın aldatmasından koru ve bilhassa, "Bu işin en makbul ve doğrusu, onlardan bu gibi paralan alıp fakir kimselere dağıtmaktır. Nasıl olsa onlar bu paraları kötü yolda harcayacaklardı. Senin bu paralan yoksullara vermen daha doğru olur" gibi seni yanıltıcı sözlere sakın aldanma. Lanetlenmiş şeytan bu çeşit vesveselerle insanlardan birçoğunu helake sürüklemiştir. Bunu ihya adlı eserimizde anlattık, oraya bak!
YAPILMASI LÜZUMLU DÖRT NASİHAT
1 - Allahü Teâlâ ile muamele:
Allahü Teâlâ'ya kulluğunda, sana karşı muti olup güzel hizmet eden, yaptıklarından memnun olduğun, seni kızdırmayan, canını sıkacak bir tarafı bulunmayan kölenin (hizmetçinin) sana karşı muamelesi gibi ol. Sen, nasıl ki, kendi kölenin istemediğin bir işi yapmasından razı değilsen, Allah da, senin rızasına aykırı bir iş yapmanı istemez. Bil ki, sen bir kulsun ve Efendin de Allah'tır.
2 - İnsanlarla münasebetlerin:
İnsanlara karşı yaptığın işleri, onların sana
yapmalarını arzu ettiğin şekilde yap. Çünkü kendin için sevdiğin bir şeyi başkaları için de sevmedikçe imanın kâmil olmaz.
3 - Faydalı bilgiler hakkında:
Okuyup mütalâa ettiğin ilimler, kalbini düzeltip ahlâkını güzelleştiren mahiyette olmalıdır. Meselâ, ömrünün sonuna bir hafta kaldığını öğrensen, bu kısacık zamanda fıkıh, usûl, kelâm, ahlâk ve diğer ilimlerle uğraşmazsın. Çünkü bu gibi ilimlerden artık sana fayda yoktur. Hemen kalbini yoklar, dünya ile alâkanı keser, ruhunu tanımaya çalışır, Allahü Teâlâ'nın sevgisi ile kulluk ve taatiyle meşgul olur, güzel huylarla bezenmeye çalışırsın.
Halbuki insanın her girdiği gün ve gecede ölmesi mümkündür. Binaenaleyh, buna göre seçtiğin ilimler, hep dünya ilmi olmamalı, biraz da maneviyatını düzelten ilimlerden olmalıdır.
Ey oğul!
Şimdi şu birkaç sözümü de can kulağı ile dinle. Kurtuluşun için bu nasihatimi dinle ve üzerinde önemle dur.
Eğer hafta sonuna kadar sultanın seni ziya ret edeceğini haber alsan, iyi biliyorum ki, her işini bırakıp hemen bu zaman içinde evine çekidüzen verir, ev, yatak, beden ve elbise ile benzeri şeylerin temizliğiyle uğraşırsın. O halde işaret, edeceğim şeyi iyi düşün. Çünkü sen anlayışlı bir kimsesin. Akıllı olan bir kimseye tek bir söz kâfidir. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz,
"Muhakkak ki Allah sizin dış görünüşünüze ve amellerinize bakmaz, fakat kalblerinîze ve niyetlerinize bakar", buyurmuştur.
Şayet kalbin hallerini öğrenmek istiyorsan İhya'ya ve diğer eserlerime bakarsın. Kalb ilmi farz-ı ayındır, herkese kesin borçtur. Diğer bilgiler ise abdest, namaz gibi farzlar hariç, birer farz-ı kifayedir. Allahü Teâlâ bu bilgiyi öğrenmeye seni muvaffak kılsın!
4 - Dünya malından isteyeceğin miktar:
Dünya malından sana ve aile efradına bir sene yetecek kadarından fazlasını toplama.
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, bazı hanımları için bir senelik nafaka ayırmıştır. Nitekim Peygamber (s.a.v.) Efendimiz:
"Allahım, Muhammedin (s.a.v.) âlinin, rızkını onlara kâfi kıl", diye dua etmiştir. Bunu da bütün aileleri için değil, kalbi zayıf olan zevcelerinin bir senelik iaşelerini hazırlamak için yapmıştır. Tamamiyle Allah'a bağlananlara ise bir günlük, hatta yarım günlük rızık temenni etmekle iktifa ederdi.
Ey oğul!
Bu kitapta sorduklarına cevap verdini, Sana yaraşan onlarla amel edip hayır dualarında beni unutmamandır. Sorduğun duaya gelince: Onu sahih hadîs kitaplarından arayıp bulabilirsin. Aşağıya yazdığım duayı sıkıntılı anlarında bilhassa namazlardan sonra oku:
DUA
Ey Allahım, Sen'den nimetinin tamamını, günahtan koruyuşumun devamını, rahmetinin şümulünü, afiyetin husulünü, hayatın refahını, ihsanının sonsuzunu, ömrün mes'udunu, nimetinin hepsini, fazlının en tatlısını, lûtfunun en yakinini isterim.
Ey Allahım, bizimle beraber ol, bize karşı olma.
Ey Allahım, ömrümüzü saadetle sona erdir. Emellerimizi fazlasiyle gerçekleştir. Sabahımızı
akşamımıza afiyetle bitiştir. Gidiş ve dönüşümüzü rahmetine doğru yönelt ve affının hazinesinden günahlarımızın üstüne dök.
Ayıplarımızın ıslahiyle bizi nimettendir. Takvayı bize azık et ve içtihadımızı dinin uğrunda kıl, tevekkül ve itimadımızı Sana döndür.
Ey Allahım! Bizi doğru yolda sabit kıl. Kıyamet gününde pişmanlığımızı mucip olacak şeylerden dünyada bizi koru. Günah ağırlığını üzerimizden kaldır; iyilerin yaşayışını bize nasip et. Kötülükler ile aramıza set çek ve bizi onlardan uzaklaştır.
Rahmetinle bizi, ana ve babalarımızı, kardeş ve hemşirelerimizi, cehennem ateşine çekip götüren kölelik boyunduruğundan kurtar.
Ya Aziz, ya Gaffar, ya Kerim, ya Settar, yâ Âlim, ya Cebbar, ya Allah, ya Allah, ya Allah!
Rahmetinle ey rahmet edicilerin en Rahîmi! Ey evvellerin evveli! Ey ahirlerin ahiri! Ey gerçek kuvvet sahibi! Ey yoksulları koruyan Erhamürrahimin! Ey noksan sıfatlardan münezzeh ve kemal sıfatlarla muttasıf olan Allah! İbadete layık ancak Sen'sin. Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Ben layıkiyle kulluk edemediğini için. gerçek zalimlerden oldum.
Efendimiz Muhammed'e, âline ve bütün ashabına salât ü selâm ve âlemlerin Rabbi Allah'a hamd olsun...
Âmin.
Eyyühe'l-Veled risalesi burada nihayete erdi.
-Bu yazı İmam Gazzali'nın Ey Oğul isimli kitabın derlenmiştir.