Gönderen Konu: EŞCİNSELLİK HAYATIMIN ÖZETİ  (Okunma sayısı 6281 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4433
    • Profili Görüntüle
EŞCİNSELLİK HAYATIMIN ÖZETİ
« : 07 Eylül 2012, 01:17:54 öö »
Yaşayacagım zorlukların daha çocukken  farkındaydım ben aslında...
Allah 'dan istedigim tek şey sabırdı...
sabır ver Allahım bana sabır , sadece sabır..
abim beni kolumdan çekiştirip duruyordu okula götürmek için  ' ben ise gitmek istemiyordum  !
adeta bana  yaşatacagı zorlukları bir an öncesinden  yaşatmak ister gibi   yürü  , gelmen lazım diyordu..
aglayarak  ,sızlayarak  gitmek zorunda kalıyordum onun peşinden..
okuyordum  okula gidiyordum  gidiyordumda   neye yarar  sadece  gitmek zorunda oldugumu bildigim için gidiyordum...
ne bir ders çalıştıgım olurdu  nede ödevlerimi   yapardım ..
Annemin babamın  kavgası bitmek tükenmezdi  ..
araya bazen  en büyük abimde girerdi  babam ile abimde kavga ederdi..
bazen kavgaların çogu  eve polisin gelmesi ile  biterdi ...
çogukez annem  evi terk ederdi..
çocuklugum böyle  geçerken  babamın bazı  cahiliyetliklerine şahit oluyordum...

Mevsimlik  işçi olarak geçmimizi  saglardık  eskiden...
tarlada  çapada çalışıp  pamuk toplayarak  geçimimizi saglardık...
mevsimlik işçi olarak g.antepten Adanaya  sıkça giderdik...
çadır kurup  çadırda  yaşardık  çalıştıgımız  iş bitinceye kadar...
kolay degildi  çadırda yaşamak,
bir defasında  etkili bir  fırtına çıkmıştı  yagmur çamur ...
çadırımızı yerinden sökmüştü  fırtına...
gece olmuştu bu olay  yakınlarda bir çiftlige yerleştik  o gece...
neyseki ertesi gün tekrar yapı vermişlerdi çadırımızı ,tek üzüldügüm şey bir kuzum vardı onu yalnız bırakmıştık o fırtınada...

Zorlular peşimizi bırakmıyordu...
bir başka olay ise şuydu...
çalıştıgımız yerde su kanalları olurdu,ve çocukların çogu o kanalra  taş atıp oynarlardı...
bende  onlara katılır aynı şekilde oynardım bazen...
bir gün yine aynı şekilde oynarken çokfazla yaklaşmıştım  su kanalına ...
ayagımın kaydıgını ve suya düştügümü  hatırlıyorum...
daha sonra  bir kaç çocuk  anneme  söylemiş su kanalına düştügümü...
ardından  anne  yüre  işte  beni kurtarmak için  kendiside atlamış...
gerisini  ablamın bana  anlatıgı kadarıyla anlatıyorum...
annemi ve beni başkaları kurtarmış bogulmaktan...
o günün  gecesini hatırlıyorum  babam annemide benide  dövmüştü..

memlekete  döndügümüzü ve babamın çalışmak için istanbula gitigini  hatırlıyorum...
iki tane ablam  vardı ve ikisinide çalıştırmak için yanında götürmüştü...

annem kardeşim ve iki abim ile  memlekette  yaşıyorduk...
çogu gün evde  yiyecek bişey olmazdı  ve en büyük abimin annem ile olan kavgalarına şahit olurdum...
yine bir gün sabah  annem  yogurt ve ekmek  alı vermişti sadece kahvaltıda bunlar vardı...
abim o gün sabah  yine annem ile kavga etmeye başladı ve yogurdu  döküp...
küçük piknik tüpünü kaldırıp  fırlatmıştı gözümün önünde...
o an  okadar korkmuştumki o tüp patlayacak diye...
o günden sonra ne zaman annem beni  boştüpleri degiştirmeye göndermeye gitse korkarak taşırdım...
her an patlayacak diye çok korkardım...
ve tüpü  bırakana kadar kanter içinde kalırdım....

yaklaşık  2 sene kadar ayrı kaldık babam ile ablamlardan...
daha sonra  babam  maddi imkanını dogrultup bir ev  tutup dayayıp döşettikten sonra bizleri'de istanbula  getirmişti...
ahhhhh    şimdi hatırlıyorumda  içim gidiyor...
zengin degildik  maddi imkanımız iyi degildi...
ve  Ailede  şiddet kavga sürekli yaşanılıyordu...

günler böyle gelip geçerken  beni ve benim bir büyük olan abimi okula  kaydımızı yaptırmıştı...
ben  3'üncü  sınıfa gidiyordum  abim ise 6 'ıncı sınıfa gidiyordu...
o zamanlar  ders kitapları para ile  satılıyordu...
ve babamın bize aldı sadece iki üç defter ve kalm ile silgi  idi ...
çantamız bile yoktu...

diger ihtiyaçlarımızı okul aile birligi  karşılamıştı...
hatta unutmuyorum bana çantamı bir sınıf arkadaşım hediye etmişti...
ve önlük  o mavi  beyaz yakalı önlükler...
şimdi giyen varmı  bilmiyorum o önlükleri...
artık ögrenciler hep üniformalı...
o önlükleri bile alamdık  komşumuzun  çocuklarının eski giyilmiş önlüklerini  alıp giymiştik...

derken  yine  babamın bir cahiliyeti  akıl almaz şeylere sebep olmuştu...
neydi o cahiliyet ?  neydi o sebep ?
cinsel içerikli izledigi cd.şeklindeki flimleri   abim ' de  babamın sakladıgı yerlerden bulup çıkarır izlerdi...
bu abimde bir alışkanlık haline gelmişti ve olay farklı bir boyuta taşındı...
abime bende  katılmıştım  bende  izlmeye başlamıştım onunla cinsel içerikli flimleri...

eşcinsel  olmama sebep olan olay...
abim  beni pasif konumuna  bulundurup  cinsel anlamda yaklaşmaya başlamıştı...
bu başlangıç  sonu  olmayan alışkanlıklarımın bir sonucuydu...
kendimi  pasif konumda gördügüm için  onun erkeksi  cinsel anlamda bana yaklaşması...
benim erkeklere karşı cinsel anlamda olan ilgimi  ortaya çıkardı...
ben  artık  cinsel anlamda  erkeklerden hoşlanmaya başlamıştım...

6 'ıncı sınıfa geçmiştim ben...
okulda arkadaşımla şakalaşırken  sırarnın üzerinden düşüp  karnımı sandal yenin sivri ucuna çarpmıştım...
o an   2'ki 3 dk  nefes alamadıgımı ve gözlerimin karardıgını hatırlıyorum...
son ders ' di  okulda  ben kendime geldikten sonra  ve ders başladıktan sonra ögretmenden izin alıp eve gitmek istemiştim...

ögretmenim izin vermişti fakat adım atacak halim yoktu...
okuldan çıktım  ama yürüyemiyordum...
aglıyordum...
bir kaç metre yürüdükten sonra  yıgılıp kalıyordum oldugum yere ...
çok susamıştım  bir kaoför çıkmıştı karşıma ...
kaoförden çıkan bir abla bir bardak su vermişti bir yudum içmiştim sadece...
ardından yaşlı bir dede  geldi yanıma ,bir elinde baston vardı  bana  baktı ne oldu evladım sana dedi...
yutkunuyordum konuşamıyordum  ...
elini enseme  dokundurdu anlımdan akan terleri sildi okadar ferahladım ve  rahatladımki...
o  an'dan sonra  eve daha kolay gelmiştim...
evde kimde yoktu  uyumak istedim ve yattım...
bizimkiler   gelmişlerdi  her zaman  çogunlukla yatıgımı bildikleri için karışmadılar bana...
ardından  hiç kalkamaz oldum ve daha çok kendimden geçmiştim...
ablam şüphelenip yanıma  geldi...
neyin var dedi sen böyle olmazdın dedi...
konuşamadım harekette edemiyordum...
sırılsıklam oldugumu gören ablam  durumu anneme  babama  söyleyip...
eve bir ambulan getirtti...
ayaga kalkamıyordum  ayaga kaldırmak istediler beni  bayılıp düşmüştüm...
sonra gözümü  hastanede açtım...
bir kolumda serum digerinde  kan  veriyorlardı...

daha sonradan ögrendimki  iç kanama geçirmişim...
dalagımı patlatmışım sıranın üstünden düşüp...
vay be :))  ne düşüşmüş o öyle...
hastanelik olmuştum resmen ...
Doktorların dedigine göre  biraz daha geç  haber verilseymiş kan kaybından ölebilirmişim...

Neyseki yırtık paçayı hee... :D :)

ilaçla tedavi  edilmiştim  en sevindigim nokta ise bıçak altına yatıp amaliyat olmamıştım...
çok korkuyordum amaliyat yapacaklar diye...
fakat  amaliyet etmediler beni...
vay be dalagı patlak yaşan tek çocuk benmiyim acaba  dünyada :D :)))

iyleştikten belli bir süüre sonra  abim o  alışkanlıklarına devam etmeye tekrar başladı ve benide alet etmekden alı koymadı...
ben ise bu olaydan sonra  asla yapmak istemiyordum  asla onunla ilişkiye gitmek istemiyordum...

bu durum böyle giderken  küçük kardeşime  bir gün yaklaştıgını fark ettim...
gizlice agzını aradım kardeşimin...
bana yaptıklarının aynısını onada uygulamaya başlamış...
kardeşimi uyardım ve  bir daha böyle birşey olmaması konusunda  sürekli onu gözler oldum...
abime ise  ona yaklaşmaması gerektigi söyledim benim ile ilgili ne olursa olsun ona dokunmaması gerektigi  söyledim...
bu durum ne kadar etkili oldu bilmiyorum ama kardeşim şuan benim gibi degil...


8'inci sınıftayım  son senem orta okulda  derslerimin hepsi hemen hemen iyi sayılır...
ve birde  resim konusunda baya etkiliydim ...
karar vermiştim güzel sanatlar lisesine gitmek istiyordum resim bölümünü okumak istiyordum...
bir çok ögretmenim bana  referans olacagını beyan edip yanımda durdular hiç unutmuyorum...
babamdan çok sevdigim bir ögretmenim vardı...
beni çok seviyordu ve hep ilgileniyordu benle  suskun  saygılı bir ögrenci olmam beni ona  ve diger ögretmenlere sevdirmişti...
okulda  örenek ögrenci olarak seçilmiştim   hatta  bazen dersten izin veriliyordu bana bilgisayar odasında vaktimi  geçiriyordum...

bir defasında  hiç  alakam olamayan bir yarışmaya katılmıştım ...
teknoloji yarışması...
ya ben ressamım  ne anlarım teknolojiden.. :))
ama ögretmenim sagolsun onu sevdigimden olsa gerek  ...
insanlı taşıtların kaza yapmalarını engellemek için  benim aklıma gelen bir fikirdi bu...
projemizin ismi ÇARPIŞMAYAN ARABALAR 'dı ...

bir araba nasıl çarpışmaz  peki...
arabaların önüne ve arakalarına yerleştirdigimiz  elektro mıknatıslar sayesinde  arabaların çarpışmasını engelmeye çalışmıştık ve başarmıştıkda...
projemizi  küçük iki  kumandalı arabada   tasarlayarak  yarışmaya katıldık...
fakat aynı şekilde   bir çok proje bulundugundan baştan elenmişiz  ...
üzülmedim hiç...
en azından bizim gibi düşünen bir çok kişi varmış degilmi ne kadar sevindiri bir şey...

neyse  orta okulu bitiri vermiştim ve bende mezun olmuştum artık liseyi okuyacaktım...
hayalini kurdugum güzel sanatlar resim bölümünü düşünüp duruyordum...
derken  en büyük abim  karıştıgı bir mahalle kavgasında bir çok yerinden  bıçaklanarak oda agır bir şekilde iç kanma  ve dış kanma geçirmişti...
evde oturuyordum ak şam üzeriydi...
ev telofonu çaldı açtım  ...
abimin ismini  söyleyerek  bıçaklandıgını söyleyip  agrı bir şekilde yaralı oldugunu söyledi...
o an bütün dünyam başıma yıkıldı...
ablam evdeydi ve  ablamı bagırarak çagırdım  ne diyor bu dedim...
ardından  bir kaç ay hastanede yattı  abim amaliyet edildi bir çok yerinden...

daha sonra  devlete ait güzel sanatlar lisesi  sadece  bir tane bulunuyormuş ...
oda çok uzak oldugu için yaşadıgımız yere gidemedim...
düz  liseye kaydımı  yaptırdık abla ile ben ...
birinci dönem bittikten sonra  ben okulu bırakmak istedim  ve açıkdan okumaya karar verdim tastiknamemi aldım...

artık hem okuyordum hemde bir matbaya girmiştim  çalışıyordum...
çalıştıgım için  ne ders çalışıyordum nede  eskisi gibi rahat bir hayatım vardı..
biri ile tanışmıştım bir kız arkadaşım olmuştu ilk defa hayatımda ilkkez bir kız arkadaşım vardı ve o benim  en güzel mutluluk kaynagımdı...
gün geçtikçe  ona daha çok yaklaşmaya başladım ve  ilk defa bir kıza sevgi duymaya başlamıştım...
hatta aşık oldugumu bile itiraf edebilirim...
çünki  kız arkadaşımla buluşmadan önce hep telofonla görüşürdük...

ilk buluşmamızı hiç unutmuyorum...
o yüzme kursuna gidiyordu...
gitigi  yüzme kursunun önüne  gittim  bir kırmızı  gül amıştım...
bekliyordum onu  bu esnada  heycandan ölecek gibi hisediyordum...
sport bir araba  gelip karşımda durdu  ve içinden  kız arkadaşım indi...
çok şaşırmıştım  araba kulandıgını bilmiyordum  yanında halasının kızıda vardı...
donup  kalmıştım  o an...
neyse yüz yüze geldik  ne dicegimi şaşırdım ben  ilk kez heralde orda dilim tutulmuştu :)))
aldıgım kırmızı gülü vermeden önce  bana içeri gidip gelecegini söyledi...
ve içeri dogru ilerlemeye başlıyorlardıki gülü vermeyi unutacaktım  bi dk 'a  bunu al istersen  :D :)) demezmiyim  ahhh  Alahım  bu ne biçim bir gül vermek :D
kızın kafasına taş atar gibi :)))...
neyse aldı teşekür etti  ve dışarı çıkmadan bana msaj attı  b dk geliyorum aşkım :)...
heycanla  bekelmeye başladım...
geldi  oturduk  bir banka  ve konuşmaya başladık ...
ben korkuyordum ona dokunmaya sanki öcü var karşımda  Alahımya ...
neyse o benim elimi tuttu ve elim sırılsıklam  oldu terden...
o da ne  :)  yaklaştı ve bana   beni öptü  ...:))
ya bunları benim başlatmam gerekirken o benden hızlı çıkmıştı...
kız arkadaşımla başlayan ilişkim abimim ile olan ilişkimi noktalamıştı ...
artık hiç bir erkegi aklımda kurgulayıp düşünmüyordum...
hayatımda sadece kız arkadaşım vardı...
hatta söyleye bilirimki kız arkadaşımı hem duygusal hemde cinsel anlamda düşünmeye başlamıştım...
ilk defa bir kıza karşı  manevi anlamda duygu  beslerken cinsel anlamdada ilgi duyuyordum ...


neyse günler böyle gelip geçerken...
Askere gitme vaktim gelmişti...
bu durum esnasında  kız arkadaşımla  telofonda konuşmaya devam ediyorduk  ...
bana eskisi kadar sıcak yaklaşmıyordu  kız arkadaşım...
nedenini uzatmadan açıklayacagım...
abim  onu  rahat bırakmamış onu sevdigini söylemiş...
benim kız aradaşımdı o...
daha sonra bana açıkladı bunu  ve benden ayrılmak istedigini söyledi...
okadar üzükdümki...
haala onu düşünüyorum  ...
bana evlendigini söyledi ama ben inanmıyorum...

neyse 
askerligimi yaptıgım esnada internet üzerinden tanıştıgım birine  hayatımda yaşadıgım bir çok şeyden bahsetmiştim ve abim ile olan ilişkimi bile anlatmıştım ....
neler olup bitigini...
ardından askerligim bitikkten  sonra  onun ile  bir kaç defa görüştüm ve her anlamda  onunla beraber oldum...


ve daha sonra  başka insanlar geldi ardından...

ama ben mutsuzdum  çünki aslında ben ben degildim  ,bu ben degildim, bu  ben olamazdım ...
içinde bulundugum bu durumdan oldukça rahatsız olamaya başladım ve tiksinmeye başladım...
kendime yakıştırmamaya başladım bu durumu...
ve kurtulmak için ne yapmam gerekiyorsa  yapamaya çalıştım...
şimdi beni nelerin bekledigini bilmeden hayatıma devam ediyorum.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4433
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSELLİK HAYATIMIN ÖZETİ
« Yanıtla #1 : 08 Eylül 2012, 05:55:34 ös »
''HAYATIM'DAN BİR ÖZET''

Ömrüm boyunca  bir çok zorluk  çektim ; belkide hayata bir sıfır yenik başladım.. kim bilir kurallara bende uymuyordum belki , yaşadıgım hayatı zindan eden bir çok insan vardı...
peki yaşadıgım hayat kimlerin ellerinde idi...?  ben kimlerin  baskısı ve oteritesi  üzerinde yaşayıp ve yönlendiriliyordum '  öncelik Ailemde başlıyordu elbette.

Ben şuan  herne konumda olursam olayım bu durum'da olmama sebep olan Ailem diye düşünüyorum
herşey ailede  başlar ; ...
benim  normal bir Alem olmadı hiç bir zaman.,Altı  kardeş'tik iki ablam vardı ve iki abim birde benden küçük kardeşim vardı
en büyük abim  elektirik tesisatçısıydı  ve çevresindeki  yanlış arkadaş seçimi ile ve anne ,baba ilgisizliginden  kazandıgı parayı esrara ve içkiye veriyordu...
eve fazla bir katkısı yoktu...
onun bir küçügü benim ise bir büyügüm olan abim ise girdigi bir oto tamircisinde çıraklıktan yetişme   elamandı...
ablalarım ise ortacı olarak girdikleri tekstil fabrikasında makinacı olarak kendilerini geliştirip çalışıyorlardı.

Babamın  bir arabası vardı  mavi  üstünde şöyle bir yazı yazmakta idi '' eskici, Hurdacı mahmut''  ...
babam  eski eşyaları sokak ,sokak dolaşıp  sesinin çıka bildigi kadar  bagırıp şöyle diyordu 'eskici  ,eskici, geldi...
hurdacı hurdacı geldi,  ...
bazen  birilerinden verdigi bir yeri kırık yada eskimiş oyuncaklar olurdu...
ve ben o oyuncaklar ile oynamaya can atardım...

Kimi zaman bende  babamın yanında giderdim bazen  babam bana kıyamaz'dı ve elleri ile yitigi o arabayı yitmeme kıyamaz'dı...
beni alır  arabanın  üstüne koyardı eski bir kaç eşyanın yanında bende otururdum çogu kez...
yoruldugunda  arabasını bir köşeye çekerdi ve gazoz alırdı bana o meşhur cam şişeden  milyonlarca baloncuk içerdim...

durumumuz iyi degildi hiç bir zaman...
iyi olmadıgı gibi evde  kavgamızda eksik olmuyordu...
çogunluk annem ile babamın kavgalarına şahit olurdum bazende en büyük abim sebep olurdu annem ile babamın kavgasına...

bütün bunları yaşarken  hayat bana başka  roller  yazıyordu  yaşayacagım...

babamın cahiliyeti ,abimin cahiliyetine ,ve abimin  cahiliyeti benim cahiliyetime sebep olacaktı...

Daha çocuktum...
eşcinsellik nedir ben bilmezdim...
daha bir  baba sevgisi nedir onuda bilmezdim ben sadece  babamla hurda ve eski toplamaya giderdim...

benim tek mutlulugum ceblerime doldurdugum çekirdekler ve elimdeki topaç 'ım olurdu...
bazen  saklanbaç oynardım arkadaşlarımla  çogu kez ben  sayardım duvarlara kafamı yaslayıp gözlerimi kapatıp...
hep ben arardım o saklanan arkadaşlarımı...
şimdi bakıyorumda  ben aslında haala bulamadım gerçek dostlarımı,onlar hep saklanıyor ben onları bulmak için aramak zorundayım haala...

arkadaş diye nitelendirdigim fakat hep arkamda bıraktıgım okadar insan olduki...
bazen bir şehir ayrıdı bizleri,bazen ise kader çogu kez ölümle son buluyordu ayrılıklarımız...

zaman akar ,vakit geçer,...
ömür azar,azar biter...
güneş dogar ,günler geçer...
göz yaşları tek ,tek damlar,..

işte  ömür ve hayat böyle  akıp geçiyor zaman  günler gelip geçiyor ,güneş dogup defalarca batıyor...
 

şuan  22 'ki yaşındayım...
özel güvenlik görevlisiyim...
ve erkeklerden hoşlanan bir eşcinsel olarak yaşayan...
kendince içine kapanık yaşayan...
yaşama sevincini  yitirmiş...
hayattan  herşeyden  insanlardan gözümün gördügü herşeyden soguyan bir insan haline geldim...

aklım  mantıgını yitirdi ,gözlerim gördüklerini inkar eden bir haale geldi, kulaklarım duymaz ,dil ise konuşmaz oldu...
ben kendimi kaybettim, kaderimi terk ettim,  öksüz kaldı ...

göz yaşlarım akmaz oldu,bu kalp sevmek nedir bilmez oldu...
içime taşlar  kayalar dan betondan bir dünya kuruldu...
çiçekler kokmaz , kuşlar ötmek nedir bilmez oldu...
artık ruhsuz putlaşmış bir hayatı sahiplenmiştim...

Ben kimdim ben nerdeydim,
Herşey neden böyle olmuştu..?

beni yaşadıklarım bu haale getirmişti aslında ,hepsi bir imtihandı,
sadece  sabretmem gerekiyordu...
bir çıkış yolu aramaya başlamalıydım...
bu  içinden çıkamadıgım pramitlerden çıkmalıydım...

önce  herşeyi unutmaya karar verdim ...
ve yaşadıgım hayatta kısıtlamalar getirerek,bir çok alışkanlıgıma sınır koyarak çizgi çektim...

kendime  inandıktan sonra ,yanımda bana yardım edecek birilerine inanmak istiyordum...
artık başkalarının hayatıma burunlarını sokmalarını istemiyordum ve ben sonumu arayıp bulmalıydım...!!

şimdi önümde agır bir kapı var
ardında okyanus var
birde bilegimden biri çekiyor
benimse kapıyı açmam gerek

bir şarkının sözleri bunlar...
beni ne kadarda özetliyor...

içinden çıkamadıgım açamadıgım o kapıyı  açmaya çalışıyorum şimdi...
o okyanusa  ulaşmaya çalışıyorum,sonun'da  bogulmak olsada.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4433
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSELLİK HAYATIMIN ÖZETİ
« Yanıtla #2 : 13 Eylül 2012, 11:10:16 öö »
Merhaba hüseyin bey dünkü terapiden sonra çok düşündüm, ses kayıtlarını da dinledim , ve bir kaç şeyin farkına vardım, bilinç dışı kendimi inandırdıgım bi çok şeyin oldugunu gördüm .. aslında ben kendimi kandırmaktan başka bir şey yapmıyorum , şuan sahip oldugum bir ugraşım yok o yüzden heycan verici şeylere sahip olmak istiyorum . Abimi ve ya babamı bahane ederek bu eşcinsellik oyununu oynuyorum, en kolay yol olarakta alışkanlık haline getirdigim bu erkekler ile sexs birlikteligini kurguluyorum ve kendimi buna inandırıyorum , şuan bakıyorumda çok manoton ve ugraşsız bir basit hayat yaşıyorum. Kendim için özel olarak yaptıgım ve sahip oldugum bir şey yok . Bu yüzden , zamanımı tüketmek için bana katkı ve kazanç saglamayan işlerle geçiriyorum, bunun dışında ilgi çekmek için çaresiz, zavalı, zayıf gibi gözüken olgunlaşmamış çocuk olarak gözükemeye adepte ediyorum kendimi. Farklı bir baba arayışı içine girmiş olmamıda , Ailem dışında sosyal anlamda birşeyler paylaşa bilmek amacıyla yine kendimi inandırdıgım bir kurgu' dur, bayanlara karşı cinsel anlamda haz ve zevk duyamamamın sebebi ise ilk ve sıkça cinsel anlamda erkekler ile birlikte ilişki yaşamış olmama baglıyorum, erkeksi bir kişilige sahip olmam için beni aktifleştirecek tavır ve davranışların olması gerekiyor , haya güzeldir ama kafınlarda daha güzeldir diye bir söz var bilirsiniz bu sözden yola çıkarak utanmanın ve çekinmenin erkeklere yakışmadıgını anlaya biliriz , kaba , sert, kendini agırdan alan heybetli biri olmak daha çok erkeksi birkişilige sahip olmam için bir neden erkeklik sadece ... ya sahip olmak demek degildir erkeklik bir yerde kimseye muhtaç olmadan kendi ayaklarının üstünde dura bilmektir, eger ben erkeksem Ailemi kimseye muhtaç etmem kendimide kimseye ezdirmem, saygınlıgımı ve haysiyetimi kaybetmek istemiyorum herkese hak etigi degeri verecegim bundan sonra, hep susuyordum ve alt'tan alıyordum herşeye küçügüm çocugum diye ses çıkarmıyordum ama bir yere kadar artık kendimi savunacagım apır sapır saçma sapan bir alışkanlık yüzüne hayatımı mahvedecek degilim, dün terapiden önce beni rahatsız eden bir kişi vardı aradım sövdüm küfür ettim çünki çok sinirlenmiştim :D şimdi anlıyorumki sinirli ve sert bir kişilikte olmak erkesi yönümü ortaya çıkartıyor , tek bu degil erkek dedigin çalışkan olur işten kaçmaz erkekler için yapamam diye birşey söz konusu bile olamaz, erkek dedigin gözü kara olur :D , erkek dedigin hakını arar , kendini savunur alttan almaz, :)) erkek dedigin kodummu oturtur , erkek dedigin sözünün eridir, şimdilik bunları söylüyorum bilginiz olsun yanıldıgım ve farkına varmadan yazdıgım bir husus varsa bilmek isterim onunla ilgili nerde hata yaptıgımı düşüneyim herşey için eyvallah :D sagolun , iyiki varsınız, :). Sizi bir psikolok olarak seviyorum. Okadarrrrrr

.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4433
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSELLİK HAYATIMIN ÖZETİ
« Yanıtla #3 : 17 Ekim 2016, 10:14:14 öö »